|
İngilizce Öğren
İngilizce Öğren/ İpuçları/ Kelime Bilgisi
Alper Onur
Nisan 18, 2023
5 dakikalık okuma
İngilizce öğrenmek için deneyebileceğin birçok yöntem var. Bunlardan bir tanesi de tiyatro metinlerini okumak. Bu yöntemin oldukça faydalı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü tiyatro metinleri, İngilizce öğrenmek isteyenler için çeşitli faydalar sağlar. Bu yazıda, İngilizce öğrenmek için tiyatro metinlerini okumanın faydalarından bahsedeceğiz. Ardından vereceğimiz örnek birkaç İngilizce tiyatro metni ile öğreneceklerini pekiştirebilirsin.
İngilizce tiyatro metinleri, birçok kelime ve ifadeyi içerir. Bunlar sana yeni kelime öğrenme ve kelime hazineni genişletme fırsatı sunar. Çünkü tiyatro metinleri genellikle doğal bir İngilizce ile yazılır. Bu da gerçek hayatta kullanabileceğin dili daha basit bir şekilde öğrenmene yardımcı olur.
Tiyatro metinleri kelime bilgisi, telaffuz, gramer, okuma ve dinleme becerileri gibi dil becerilerinin tümünü geliştirme fırsatı sunar. Bunlarla beraber metinlerin belli noktalarda ezberlenmesi, hem konuşma hem de okuma becerilerinin gelişmesinde etkili bir yol olabilir.
Bu sayede, okuma hızın ve anlama yeteneğin artarak İngilizce okuma becerini geliştirebilirsin.
Son olarak tiyatro metni okumak, İngilizcedeki kültürel referansları ve dilin doğru kullanımını anlamak için iyi bir egzersizdir diyebiliriz. Sonuçta tiyatro, bir toplumun kültürünü yansıtan bir sanattır. Bu sayede bu metinlerden yola çıkarak İngilizce konuşan ülkelerdeki kültürel çeşitliliğe dair bilgi edinebilirsin.
Dil öğrenimini eğlenceli bir hale getirmek için de kullanabileceğin bir yöntemdir. Bu şekilde okuma becerilerini geliştirirken aynı zamanda keyif almanı da sağlar. İyi bir tiyatro metni hayal gücünü harekete geçirir ve dil öğrenimini daha da keyifli hale getirir.
Bu kısımda tiyatro metinlerinden birkaç örnek vereceğiz. Belki bazılarının Türkçesini okumuşsundur. Bir de İngilizcesine göz atarak çevirerek hatırlamaya çalış.
‘Hamlet’ oyunundan bir diyalog örneği (Shakespeare):
HAMLET: To be, or not to be, that is the question:
Whether ’tis nobler in the mind to suffer
The slings and arrows of outrageous fortune,
Or to take arms against a sea of troubles
And by opposing end them.
Çeviri:
HAMLET: Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu:
Akıllı bir insanın katlanması gereken
Taşkınlıkların, kötü olayların oklarına mı,
Direnip de bu zorlukların önünde silahlarla mı son verelim.
‘A Streetcar Named Desire’ oyunundan bir diyalog örneği (Tennessee Williams):
BLANCHE: Deliberate cruelty is not forgivable. It is the most
unforgivable thing in my opinion, and the one thing in which I have never,
ever been guilty.
Çeviri:
BLANCHE: Kasten işlenmiş kötülük affedilemez. Bana göre en affedilmez şey bu ve ben hayatta hiçbir zaman, hiçbir şekilde suçlu olmadım.
‘The Importance of Being Earnest’ oyunundan bir diyalog örneği(Oscar Wilde):
JACK: I am in love with Gwendolen. I have come up to town expressly to propose to her.
ALGERNON: I thought you had come up for pleasure?…I call that business.
JACK: How utterly unromantic you are!
ALGERNON: I really don’t see anything romantic in proposing. It is very romantic to be in love. But there is nothing romantic about a definite proposal. Why, one may be accepted. One usually is, I believe. Then the excitement is all over. The very essence of romance is uncertainty. If ever I get married, I’ll certainly try to forget the fact.
Çeviri:
JACK: Gwendolen’e aşığım. Ona evlenme teklif etmek için özel olarak şehre geldim.
ALGERNON: Sanırım eğlenmek için geldiğini düşünmüştüm?…Buna iş denir.
JACK: Ne kadar romantik olmayan birisiniz!
ALGERNON: Gerçekten de teklif etmek romantik bir şey değil. Aşık olmak çok romantik. Ama kesin bir teklifte romantik hiçbir şey yok. Nedenini ise belki kabul edilebilirsiniz. Genellikle öyle olduğunu düşünüyorum. O zaman heyecanın tamamı biter. Romantizmin kendisi belirsizliktir. Eğer birgün evlenirsem, kesinlikle bu gerçeği unutmaya çalışacağım.
‘Romeo and Juliet’ oyunundan bir diyalog örneği (William Shakespeare):
JULIET: Oh Romeo, Romeo! Wherefore art thou Romeo?
ROMEO: My name is Romeo, and I am the son of Montague.
JULIET: Could you not be called something else, like a rose or a fruit?
ROMEO: But you speak to me as Romeo because that is my name, is it not?
JULIET: But you are the son of our enemy, Romeo! What if you were caught?
ROMEO: If I were caught, my death would have already occurred the moment I spoke to you, for you are my life.
Çeviri:
JULIET: Oh Romeo, Romeo! Neden Romeo olmak zorunda kaldın?
ROMEO: Adım Romeo ve Montague’nin oğlu olduğum için.
JULIET: Seni sıradan bir elma veya çiçek olarak çağırsaydım?
ROMEO: Ama sen benim Romeo olduğum için benimle konuşuyorsun, değil mi?
JULIET: Ama sen düşmanımızın oğlusun, Romeo! Yakalanırsan ne olacak?
ROMEO: Eğer yakalanırsam, ölümüm seninle konuştuğum andan itibaren gerçekleşmiş olacak, çünkü sen benim hayatımsın.
Open English, İngilizce öğrenmek isteyen herkese en iyi eğitim deneyimini sunan online bir dil kursu. Tiyatro metinleri okuyarak ya da kendi öğrenim biçimlerine en yakın yöntemleri kullanarak, İngilizcelerini geliştirmek isteyen öğrenciler için harika bir seçenek sunuyor
Kurs içeriği birbirinden eğlenceli ve interaktif derslerimiz ile sana İngilizce öğrenirken keyifli bir deneyim sunar. Tiyatro metinlerini okuyarak İngilizce öğrenmek isteyen öğrenciler, kurs içinde yer alan dersler ile hedeflerine ulaşabilirler. Bu derslerde, öğrenciler tiyatro metinleri okuyarak kelime hazinelerini ve okuma becerilerini geliştirebilirler. Çünkü, tiyatro metinlerinde yer alan diyaloglar, İngilizce konuşma becerilerini geliştirmek için harika bir araçtır.
Open English, her seviyeye uygun olarak hazırlanmıştır. Başlangıç seviyesinden ileri seviyeye kadar her öğrencinin ihtiyacına göre derslerde yer alan konuları kapsar. Ayrıca, dil öğrenme hedeflerini gerçekleştirmek için sana özel bir öğretmen de atanır.
Gördüğün gibi İngilizce öğrenmek artık sıkıcı olmak zorunda değil. Open English ile tiyatro metinleri okuyarak İngilizce öğrenmenin daha da keyifli olacağından emin olabilirsin.
THE REPUBLIC CHILDREN ( Cumhuriyet çocukları)
ingilizce tiyatro,skeç cumhuriyet çocukları
CAST:
1) The Republic fairy ( Cumhuriyet perisi)
2) Ayşegül
3) Derya
4) Enes
5) Mehmet
6) Barış
7) Keçi
Derya: Fairy, where is our tree?
Fairy: ( Elindeki çubukla ağacı gösterir ) Here it is.
All children: Aaaa ! What a beautiful tree !
Barış: ( Ağaca sarılır) What’s its name ?
Fairy: The republic !
Ayşegül: How old is the Republic ?
Fairy: eighty- five
Barış: (ağacı bırakır , geri çekilir , ağaca bakarak) . It is older than me .
Fairy: It is also older than me .
Mehmet : ( zıplayarak) fairy, fairy, ( ağacı gösterir) Who made the Republic so nice ?
Fairy: ( Oyundaki ve oradaki izleyici çocukları göstererek)
Atatürk and these children’s grand grand grand father’s made it together. Now, the Republic is yours.
You will always keep it alive .
Enes: How can we keep it alive ?
Fairy: The Republic needs working very hard.
( Mehmet ve Barış küreklerini alıp ağacın dibini kazırlar. Ardından Enes, toprağı gübreler. Ayşegül ve Derya dibine su dökerler)
Dış ses: “ Teşekkür ederim çocuklar. Cumhuriyeti korumak gerekir” _ Thank you children, thank you very much.
Mehmet: But, fairy, How can we protect the Republic by ourselves ?
Keçi ( goat ) : ( Sahneye girer) . Ay, ay, ay, What a beautiful tree. I am hungry, I am very very hungry.
( Çocuklara) Get out of here. I will eat this tree!
Fairy: Children, let’s protect our Republic. Come on children, now , hand in hand !
( Peri ve çocuklar ağacın çevresinde el ele tutuşurlar. Keçi sırayla dener( toslar) ama, hiçbir eli açıp halkanın içine giremez. Sonunda yorgunluktan düşer. Kıpırtısız kalır.)
Dış ses: “ Teşekkürler çocuklar. Cumhuriyetinizi çok güzel korudunuz._ “Thank you children, you defend the Republic very well”
( Çocuklar sahne önüne birer birer gelerek)
Enes: The Rebuplic needs working. ( Atatürk posteri çıkarır )
Derya: The Republic needs growth. ( Bayrak çıkarır )
Barış: The Republic needs to live. ( Atatürk posteri çıkarır)
Mehmet-Ayşegül: The Republic needs protection. ( Bayrak çıkarırlar )
Fairy: We will always be hand in hand for the Republic. ( Çocuklae el ele tutuşurlar )