insan topraktan yaratılmıştır ayet / İnsanın Yaratılışı - Kur'an'da İnsanın Yaratılışı ile İlgili Ayetler

Insan Topraktan Yaratılmıştır Ayet

insan topraktan yaratılmıştır ayet

Şöyle bir soru sorulsa:

“Bir kimse; ‘İnsan, bir canlının gelişmesinden ortaya çıkmış olabilir’ derse, Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerini inkâr etmiş olur mu?

Cevaben diyebiliriz ki: Bu sorunun fetva yönü, elbette yetkili mercilere sorulmalıdır. Bizim burada yapacağımız, ayetlerin, insanın yaratılışını nasıl nazara verdiğini gözden geçirmek olacaktır.

Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinin yorumunda farklılıklar olabilmektedir. Bunun önde gelen sebebi, bazı ayetlerde teşbih, yani benzetme ve temsillere yer verilmesidir. Ayetlerdeki teşbihler, bazıları tarafından zahiri manasıyla, bazıları tarafından da hakiki manasıyla ele alınmakta ve böylece birbirine zıt yorum farklılıkları ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla, bu farklı yorumları benimseyen kimselerin, yaklaşımları da farklı olmaktadır.

Bu kısa girişten sonra isterseniz soruyu şöyle soralım:

“İnsanın başka varlıklardan meydana geldiğini ifade eden veya hatırlatan, ya da böyle yorumlamaya sebep olacak ayet veya ayetler var mıdır?”

 

KUR’AN’DA İNSANIN YARATILIŞI

İnsanın yaratılışıyla ilgili ayetlerde, ilk insan Hz. Adem’in yaratılışına işaret edilmekte, bu yaratılışın başka varlıkların değişmesiyle meydana geldiğini ihsas edecek bir beyana rastlanmamaktadır. Tam aksine, ilk insanın topraktan hâsıl edildiği, onun eşinin de bundan yaratıldığı, insan soyunun da bunlardan meydana getirildiğinin beyan ve izahı vardır.

Kur’an-ı Kerim, insanın muhtelif yaratılış devrelerinden bahseder. Bunu ana hatlarıyla üçe ayırmak mümkündür. Birisi; ilk insan Hz. Adem’in (a.s), ikincisi onun eşi Hz. Havva’nın ve üçüncüsü de diğer insanların yaratılmasıdır. Bu farklı yaratılışlara bazen ayrı ayrı ayetlerde, bazen de aynı ayette dikkat çekilir.

Hicr suresinde Hz. Adem’in (a.s) topraktan yaratıldığı şöyle beyan edilir:

“Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık”1

Zümer suresinde de Hz. Adem’den Hz. Havva’nın yaratılmış olduğunu anlıyoruz. Ayet mealen şöyledir:

“O sizi tek bir insandan yarattı; sonra o tek kişiden de eşini yarattı”2

Nisa suresinde de, Hz. Adem’in (a.s) ve ondan Hz. Havva’nın ve bu ikisinden de diğer insanların yaratılışına işaret edilmektedir:

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten (candan) yaratan; ondan da yine onun eşini yaratıp ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbiniz(e karşı gelmek)den sakının.”3

Bu ayetlerde, Hz. Havva’nın Hz. Adem’den nasıl ve ne şekilde yaratıldığı açık olarak ifade edilmiyor. Ancak, bununla alakalı bir hadis, konuya biraz daha açıklık getirmektedir. Hadis şöyledir:

“Kadınlar hakkında hayır tavsiye ediniz. Yani, onlara iyi davranınız. Çünkü kadın eğri kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri kısmı baş tarafıdır. Onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın. Hali üzere bırakırsan öyle eğri kalır. Kadınlar hakkında hayır tavsiye ediniz.”4

Müminun suresinde hem Hz. Adem’in (a.s) topraktan yaratılışına ve hem de onun soyunun anne rahminde yaratılış safhalarına şöyle işaret edilmektedir:

“Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Adem’in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) haline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu bambaşka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)”5

Görüldüğü gibi, insanın ilk yaratılıştan itibaren geçirdiği devreler safha safha nazara verilmektedir. Zaten bu sayılan devreleri anne rahminde her insan yaşayarak gelmektedir. Dolayısıyla, bu kademeleri, insanın başka canlılar şeklinde yaratılıp farklı devreler geçirdiği şeklinde yorumlamak mümkün değildir.

Tin suresinde de insanın en güzel şekilde yaratıldığı belirtilir:

“Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”6

Fatır suresinde de ilk insanın topraktan ve onun neslinin de bir damla su olarak ifade edilen meniden yaratıldığına işaret edilir:

“Allah sizi önce topraktan, sonra bir damla sudan yarattı, sonra da çiftler haline getirdi.”7

 

İNSAN BAŞKA CANLI SAFHALARINI GEÇİRSEYDİ İBLİS ONLARI SAYARDI

İnsan neslinin doğrudan topraktan yaratıldığını, başka canlıları temsil eden ara devreleri geçirmediğini, İblis’in Hz. Adem’e secde etmeyişinin gerekçesinde de görüyoruz. Ayette mealen şöyle buyrulur:

“(İblis:) ‘Ben kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattığın insana secde edecek değilim’ dedi.”8

Şayet insan başka canlı safhalarını geçirmiş olsaydı, muhakkak İblis o safhaları da sayacaktı. Çünkü o burada, insana karşı, yaratılışındaki kendi üstünlüğünü ispat etme pozisyonuna girmişti. Bazı felsefecilerin ileri sürdüğü gibi, insanın geçmişinde; balıklık, kurbağalık, farelik ve maymunluk devreleri olsa idi, İblis bunu mutlaka söyleyecekti. Çünkü en büyük hasmı olan insana karşı, kendi üstünlük delillerini sayıyordu.

 

BİR BAŞKA AYET

Kuran’da, insanın topraktan yaratılışı, tıpkı bitkinin topraktan yaratılışına benzetilerek şöyle beyan edilir:

“Ve Allah, sizi yerden (sanki) bir bitki olarak bitirdi (sizi topraktan yarattı).”9

Buradan şu manaları çıkarmak mümkündür:

a) İnsanın atası olan Hz. Adem’in (a.s) topraktan yaratılışına işaret edilmektedir.

b) Her an gelişme ve büyüme içerisinde olan insanın bünyesindeki elementlerin büyük bir kısmı, besinler yoluyla doğrudan veya dolaylı olarak topraktan alındığı için, insanın gelişme ve büyümesi bitkilerin yerden bitirilmesine benzetilmiştir. 10

 

MAYMUN OLANLAR

Kur’an’da insanın yaratılışı ile ilgili ayetler elbette sadece bu saydıklarımızdan ibaret değildir. Ancak, bu ayetler mana olarak birbirine yakındır. Farklılık gösteren bir ayette, Allah’ın emrine uymayan bir grup insanın maymun şekline dönüştürüldüğünden bahsedilmektedir:

“İçinizden Cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara ‘aşağılık birer maymun olun’ dedik.”11

Cenab-ı Hak, Cumartesi günleri çalışmayı İsrailoğullarına yasak kılmıştır. Onlar bu yasağa uymayınca, Eyle kasabasında bu hadise meydana gelmiştir.

Bu değişme hakkında iki görüş vardır. Birisi, bunların sadece ahlak yönünden maymun şekline getirildiğidir. Diğeri de suret olarak maymun şekline dönüştürüldükleridir. Zaten o insanlar bu olaydan sonra fazla yaşmamışlar, üç gün sonra ölmüşlerdir. Yani hadise, bir beldede (Eyle kasabasında) meydana gelmiş ve maymun şekline dönüştürülen insanlar üç gün sonra ölmüşlerdir.12

 

SONUÇ OLARAK

Kur’an-ı Kerim’de insanın, daha aşağı yapılı varlıklardan yaratıldığını gösteren ya da bu manaya gelen bir beyan yoktur. Tam aksine, insanın en mükemmel şekilde yaratıldığı, ilk insan Hz. Adem’in (a.s) topraktan, onun eşi Hz. Havva’nın Hz. Adem’den ve onların neslinin de anne rahminde gelişerek dünyaya geldiğinden bahsedilmektedir.

Günümüz fen ve felsefesiyle ilgilenenlerin bazılarının, insanın geçmişiyle ilgili olarak ortaya koyduğu bir takım değerlendirmeler vardır. Bu felsefi değerlendirme ve görüşler, bilimsel gerçeklermiş gibi takdim edilmekte, güya Kur’an’ın bilime ters düştüğü nazara verilmektedir. İnsanın atasıyla ilgili ileri sürülen bilgiler, bilimsel bilgi değil, felsefi görüş ve değerlendirmeler, teori ve hipotezlerdir. Hiç kimse, laboratuvarda ne ilk insanın yaratılışını ve ne de onun eşinin ortaya çıkışını deneme ve gösterme şansına sahip değildir. O bakımdan insanın geçmişiyle ilgili ileri sürülen ya da sürülecek olan bütün fikir ve görüşler teori ve hipotez olmaktan ileri geçemez.

“Yapan bilir, bilen konuşur” kaidesiyle, insanın geçmişi hakkında gerçek ve tek söz sahibi, hiç şüphesiz Cenab-ı Hak’tır ve O’nun Kelâmı Kur’an-ı Kerim’dir. O da ilk insanın topraktan, onun eşinin Hz. Adem’den ve onun neslinin de anne rahminde geliştiğini beyan etmektedir.

 

Kaynaklar

1. Hicr,

2. Ez-Zümer, 6.

3. Nisâ, 1.

4. Buhari, Nikah 80; İbn Mâce, Taharet

5. Mü’minun,

6. Tin, 4.

7. Fatır,

8. Hicr,

9. Nuh,

İbn Âşûr, Muhammed et-Tâhir, et-tahrir ve’t-tenvir. Tunus,

Bakara,

Çantay, B. H. Meali Kerim. C s

İnsanın Yaratılışı

Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık.

(Müminun Suresi Ayet)

İnsanın yaratılışı konusu, Kur’ân-ı Kerîm’de iki başlık altında incelenebilir. İlki, insanlığın atası Hz. Adem’in, ikincisi ise diğer insanların yaratılışıdır. Mâturîdî, insanın bu ilk maddesinin mahiyeti hakkında, “kendisinden fayda ve menfaât temin edilen temiz toprak” şeklinde genel bir değerlendirmede bulunur. Ayette olduğu gibi, topraktan veya çamurdan yaratılmanın anlatıldığı yerlerde Hz. Adem ismi yerine, çoğul zamiri veya cins ismi olarak insan kelimesi kullanılmaktadır. Mâturîdî, vahyin bu anlatım tekniğini şu şekilde açıklar: İnsanlığın ortak atası olan Hz. Adem’e nisbetle bu ifadeler kullanılmış olabilir. Yanı sıra, insan varlığının topraktan gelmesi vücudun yaşamak için ihtiyaç duyduğu temel besinlerin topraktan sağlanması ile de açıklanabilir.

insanın yaratılışı ile ilgili ayetlerBilimsel bir araştırma, kilin Dünya&#;daki yaşamın doğum yeri olabileceğini gösteriyor. Kil, bir sünger gibi sıvıları emer ve proteinler, DNA ve sonunda yaşayan hücreler oluşturmak için kimyasalların birbirleriyle reaksiyona girmesi için mükemmel bir yer görevi görür.

Diğer müfessirler, Allah&#;ın demir, fosfor, karbon vb. gibi çeşitli kimyasal bileşenlerden oluşan insan vücuduna atıfta bulunma olasılığına değinir. Bu kimyasal bileşenler toprakta da bulunur. Bu nedenle Maurice Bucaille, “çamur özünün”, ağırlık olarak tüm yaşamın ana unsuru ve kaynağı olan sudan çıkarılan çamuru oluşturan çeşitli kimyasal bileşenleri ifade ettiğini vurgulamaktadır. Daha iyi bir anlam elde etmek için, yaşamın su kaynaklı kökeniyle ilgili iki ek ayeti düşünmeliyiz. Allah (s.v.t.) diyor ki: “Allah, her hayvanı sudan yarattı” (Kur&#;an-ı Kerim, 45). Ayrıca, “Her canlıyı sudan yarattık” (Kur&#;an-ı Kerim, ). Bu ayetlerden, suyun her canlı organizmanın kökeni ve o olmadan hayatta kalamayacağı ana bileşen olan temel madde olduğunu anlıyoruz.

Sonra onu (Adem’in neslini) nutfe (az bir su-meni) halinde sağlam bir karargaha (ana rahmine) yerleştirdik.

(Müminun Suresi Ayet)

Arapça’da; “saf su, bir miktar su” anlamına gelen &#;nutfe&#; kelimesi, tefsir ıstılahında meni (sperm) ile eş anlamda kullanılır. Kur’ân-ı Mûbîn’de bu “saf suyun” meniden oluştuğu, onun bir parçası olduğu bildirilmektedir. Ebû Said el-Hudrî’den (ö/) rivayet edilen bir hadiste de çocuğun meni sıvısının tamamından değil, yalnızca bir kısmından yaratıldığı anlatılır. Modern Embriyoloji’de ise fertilizasyonun (döllenme) milyonlarca spermatozoid içerisinden yalnızca biri tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. Bu verilerden hareketle, nutfenin “dölleyici sperm” olarak anlaşılması gerekir ki bu, tercümenin aslına en uygun düşen tanım olacaktır. Burada önem arz eden bir diğer nokta, çamurdan süzülen özde olduğu gibi meniden süzülen bu özün, nutfe aşamasının bir devamı olan zigot (döllenmiş hücre) evresiyle birlikte maddi yaratılışa esas teşkil etmesidir.

nutfe, kuranda insanin yaratılışı

Ayrıca, Necm Suresi &#;Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi, (rahme) atıldığında az bir sudan yaratmıştır.&#;(), meni damlası yayıldığında insanın erkek veya kadın olarak cinsiyetinin belirlendiğini doğrular. Bunu, geçen yüzyılda mikroskopların icat edilmesinden önce, erkek veya kız olan embriyonun ovumdan ziyade sadece sperm (nutfe) tarafından belirlendiğini bilmek mümkün değildir.

Sonra nutfeyi alaka(embriyo)ya çevirdik, alakayı bir çiğnemlik ete çevirdik, bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik, kemiklere et giydirdik; sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allah, ne yücedir!

(Müminun Suresi Ayet)

Alaka&#;Alaka&#; kelimesi sözlükte; asılıp tutulan, bir şeye ilişen ve donuk kan (dem-i câmid) gibi manalara gelir. Suda yaşayan ve tutunduğu canlının kanını emen sülükler de Arap dilinde “dûdet-u ‘alak” şeklinde adlandırılır. Bu, insan embriyosunun uygun bir tanımıdır, gebeliğin günlerinde rahim içi zarına bir sülüğün cilde yapıştığı gibi yapışır. Sülük gibi, insan embriyosu desidua veya rahim iç zarından kan alır. günlük embriyonun bir sülüğe ne kadar benzediği dikkat çekicidir. 7. yüzyılda mikroskoplar veya mercekler bulunmadığından, doktorlar insan embriyosunun bu sülük benzeri görünüme sahip olduğunu bilmezlerdi.

Embriyo 28 Gün

gün, boyut= 4 mm

Arapça &#;mudga&#; kelimesi &#;çiğnenmiş madde veya çiğnenmiş yumru&#; anlamına gelir. Dördüncü haftanın sonuna doğru, insan embriyosu çiğnenmiş bir et parçası gibi görünüyor. Çiğnenmiş görünüm diş izlerine benzeyen somitlerden kaynaklanır. Somitler omurların başlangıcını veya primordisini temsil eder. Ayetin devamı çiğnenmiş yumru evresinden kemik ve kasların oluştuğunu gösterir. Bu embriyolojik gelişime uygundur. İlk olarak kemikler kıkırdak modelleri olarak oluşur ve daha sonra etrafındaki kaslar (et) gelişir.

Çok yakın zamana kadar, embriyologlar bir embriyodaki kemik ve kasların aynı anda geliştiğini varsaydılar. Bu nedenle, uzun süre, bazı insanlar bu ayetlerin bilim ile çeliştiğini iddia ettiler. Yine de, yeni teknolojik gelişmeler sayesinde yapılan ileri mikroskobik araştırmalar, Kuran&#;ın vahyinin kelimesi kelimesine doğru olduğunu ortaya koymuştur. Mikroskobik düzeydeki bu gözlemler, annenin rahmi içindeki gelişimin ayetlerde anlatıldığı gibi gerçekleştiğini göstermiştir. İlk olarak, embriyonun kıkırdak dokusu kemikleşir. Sonra kemiklerin etrafındaki doku arasından seçilen kas hücreleri bir araya gelir ve kemiklerin etrafına sarılır.

Sonraki kısmı, kemiklerin ve kasların başka bir yaratığın oluşumuyla sonuçlandığını ima eder. Bu, sekizinci haftanın sonuna kadar oluşan insan benzeri embriyoya işaret edebilir. Bu aşamada ayırt edici insan özelliklerine sahiptir ve tüm iç ve dış organlarının işaretlerine (primordia) sahiptir. Sekizinci haftadan sonra insan embriyosuna cenin (fetüs) denir. Bu, ayetin ifade ettiği yeni yaratık olabilir.

Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

(Secde Suresi 9. Ayet)

Bu ayet, işitme, görme ve hissetme duyularının bu sırayla geliştiğini gösterir, bu doğrudur. İç kulakların izleri gözlerin başlangıcından önce ortaya çıkar ve beyin (anlayış alanı) en son farklılaşır.

Sizi de annelerinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor.

(Zümer suresi 6. Ayet)

3 Karanlıkİnsan embriyosunun aşamalar halinde geliştiği gerçeği, yüzyıla kadar tartışılmamış ve tasvir edilmemiştir. Mikroskop yüzyılda Leeuwenhook tarafından keşfedildikten sonra, civciv embriyosunun erken aşamaları hakkında açıklamalar yapılmıştır. İnsan embriyolarının evrelendirilmesi yüzyıla kadar tarif edilmemiştir. &#;Üç katlı karanlık&#; şunları ifade edebilir: (1) karın ön duvarı; (2) uterus duvarı; ve (3) amniokoryonik zar. Bu ifadenin başka yorumları olsa da, burada sunulan açıklama embriyolojik açıdan en mantıklı görünüyor.

7. yüzyılda, hatta yüz yıl önce, Kuran&#;da insanın yaratılmasına atıfta bulunan ayetlerin yorumlanması mümkün değildi. Onları şimdi yorumlayabiliriz çünkü modern Embriyoloji bilimi bize yeni bir anlayış sağlar. Kuşkusuz Kuran&#;da insan gelişimi ile ilgili başka ayetler de vardır ki, bizim bilgimiz arttıkça gelecekte anlaşılacaktır.

Kur&#;an bize bir annenin rahminde bir çocuğun yaratılışını ve onun tam yaşamdaki kronolojik evrimini anlatır. Ebeveynler bu yaratıcı süreçte sadece araçsal bir rol oynamaktadır.

Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

(Tin Suresi 4. Ayet)

Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.

Kaynaklar:
A Scientist&#;s Interpretation Of References To Embryology In The Qur&#;an &#; Keith L. Moore, Ph.D.
seafoodplus.info
seafoodplus.info

İnsanın Yaratılışı ile ilgili ayetler

Siz ölüler iken sizi dirilten (yoktan var eden), sonra öldürüp tekrar diriltecek olan, sonra tekrar ona döndürüleceğiniz bir Allah’a karşı nasıl kâfir olursunuz? (2/Bakara 28)

Hani Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demişti. Dediler ki: “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birini mi (halife) kılacaksın? Oysa bizler seni tüm eksiklerden tenzih ederek sana hamd etmekte ve seni takdis etmekteyiz.” (Allah) dedi ki: “Şüphesiz ki ben, sizin bilmediklerinizi biliyorum.” (2/Bakara 30)

Sizleri (annelerinizin) rahimlerinde dilediği gibi şekillendiren O’dur. Kendisinden başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. O (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) El-Hakîm’dir. (3/Âl-i İmran 6)

Ey insanlar! Sizleri tek bir nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve o ikisinden de birçok erkek ve kadın türetip (yeryüzünde) yayan Rabbinizden korkup sakının. Kendisiyle istediğiniz Allah’tan ve akrabalık bağlarını koparmaktan korkup sakının. Şüphesiz ki Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir. (4/Nisâ 1)

Sizi çamurdan yaratan sonra da (öleceğiniz zamanın) müddetini belirleyen O’dur. (Diriliş zamanının) müddeti O’nun yanındadır. Sonra siz (hâlâ) şüphe edersiniz. (6/En'âm 2)

O, sizi tek bir nefisten/Âdem’den yarattı. (Bir) karar kılınacak (bir de) emaneten (durulacak yer) vardır. Şüphesiz ki biz, anlayan bir topluluk için ayetlerimizi detaylı olarak açıkladık. (6/En'âm 98)

Kur’ân’ın mufassal/detaylandırılmış bir kitap olmasının hikmetleri için bk. 6/En’âm, 55

Andolsun ki sizleri yarattık, sonra size şekil verdik, daha sonra meleklere: “Âdem’e secde edin.” dedik. İblis dışında hepsi secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı. (7/A'râf 11)

O, sizi tek bir nefisten (Âdem’den) yaratan ve sükûnete kavuşsun diye ondan eşini yaratandır. Eşini örtüp bürüyerek (onunla beraber olunca), hafif bir yük yüklendi ve (bir müddet) onunla dolaştı. Yükü ağırlaşınca ikisi beraber Rableri olan Allah’a şöyle dua ettiler: “Şayet bize salih (bir evlat) verirsen andolsun ki şükredenlerden olacağız.” (7/A'râf )

Andolsun ki insanı, kokuşmuş bir balçığın kuruyan çamurundan yarattık. (15/Hicr 26)

Hani Rabbin, meleklere demişti ki: “Şüphesiz ki kokuşmuş balçığın kurumuş çamurundan bir insan yaratacağım.” (15/Hicr 28)

İnsanı bir nutfeden/meniden yarattı. (Bir de ne göresin!) O (insan, yaratıcısına karşı) apaçık bir düşman kesilivermiş. (16/Nahl 4)

Allah sizin için kendi nefislerinizden eşler yarattı. Eşlerinizden de sizin için çocuklar ve torunlar yarattı. Sizi temiz şeylerle rızıklandırdı. (Hâl böyleyken) batıla inanıp Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? (16/Nahl 72)

Sizi ondan (topraktan) yarattık, ona geri çeviririz, bir kere daha sizi ondan çıkarırız/diriltiriz. (20/Tâhâ 55)

Ey insanlar! Şayet (öldükten sonra) dirilmeden yana şüphe içindeyseniz, şüphesiz ki sizi topraktan yarattık. Sonra bir damla meniden, sonra donmuş kan pıhtısından (embriyo) sonra da yaratılışı tamamlanmış, tamamlanmamış bir parça etten (bunları yapanın yeniden diriltmeye kâdir olduğunu) sizlere açıklamak için. Dilediğimizi belirli bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizleri birer bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da yetişkinlik çağına ulaşmanız için (size ömür veriyoruz). Sizden kimi ölüyor, kimi de ömrün en kötü çağına döndürülüyor ki, bildikten sonra hiçbir şey bilemesin. Sen yeryüzünü kurumuş/hareketsizleşmiş görürsün. Üzerine su indirdiğimizde (önce) titreşir, (sonra) kabarır ve her göz alıcı çiftten bitkiler bitirir. (22/Hac 5)

Andolsun ki, insanı süzülmüş çamurdan yarattık. (23/Mü'minûn 12)

Sonra onu bir su damlası/meni olarak sağlam bir yere/rahme yerleştirdik. (23/Mü'minûn 13)

Sonra meniyi pıhtılaşmış kan (alak) olarak yarattık. Sonra o kanı çiğnenmiş bir et parçası (mudğa) olarak yarattık. Sonra o et parçasını kemik olarak yarattık, sonra da kemiğe et giydirdik. Sonra onu (sureti, aklı, duyguları olan) bambaşka bir varlık olarak inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. (23/Mü'minûn 14)

Sizi yeryüzünde yayan/çoğaltan O’dur. Ve O’na haşrolacaksınız/diriltilip, huzurunda toplanacaksınız. (23/Mü'minûn 79)

İnsanı sudan yaratan ve ona nesep/soy ve sıhriyet/nikâh yolu ile (akrabalık bağları) veren O’dur. Senin Rabbin her şeye güç yetirendir. (25/Furkân 54)

Diriyi ölüden, ölüyü diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Siz de işte böyle (kabirlerinizden) çıkarılırsınız. (30/Rûm 19)

Sizi topraktan yaratması, sonra da sizlerin (üreyip çoğalarak) insan olarak yayılmanız (O’nun kudret ve azametine delil olan) ayetlerindendir. (30/Rûm 20)

Sizi zayıflıktan yaratan, zayıflıktan sonra size kuvvet veren, sonra kuvvetin ardından size zayıflık ve yaşlılık veren Allah’tır. Dilediğini yaratır. O, (her şeyi bilen) El-Alîm, (her şeye güç yetiren, mutlak kudret sahibi olan) El-Kadîr’dir. (30/Rûm 54)

Şüphesiz ki kıyametin (ne zaman kopacağına dair) bilgi Allah’ın katındadır. (O) yağmuru indirir, rahimlerde olanı bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse hangi yerde öleceğini bilemez. Şüphesiz ki Allah, (her şeyi bilen) Alîm, (her şeyden haberdar olan) Habîr’dir. (31/Lokmân 34)

O (Allah) ki; yarattığı her şeyi en güzel ve en sağlam yapan, insanı yaratmaya çamurdan başlayandır. (32/Secde 7)

Sonra onun neslini, değersiz bir suyun özünden yaratandır. (32/Secde 8)

Sonra onu, tam bir şekilde düzene koyup ona ruhundan üfleyendir. Sizin için kulaklar, gözler ve kalpler yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz! (32/Secde 9)

Allah, sizleri topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çift kıldı. O’nun bilgisi dışında bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Yaşayan birinin ömrünün uzatılması da, kısaltılması da mutlaka bir Kitap’ta yazılıdır. Şüphesiz ki bu, Allah’a kolaydır. (35/Fâtır 11)

Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve daha bilmedikleri (varlıklardan) çifter çifter yaratan (Allah), tüm eksikliklerden münezzehtir. (36/Yâsîn 36)

İnsan, onu bir su damlasından yarattığımızı görmedi mi? (Şimdi) apaçık bir düşman kesilivermiştir. (36/Yâsîn 77)

Sor (bakalım) onlara! Onların yaratılışı mı daha zorlu, yoksa (yer, gök, dağ gibi) diğer yarattıklarımız mı? Şüphesiz ki biz, onları yapış yapış bir çamurdan yarattık. (37/Saffât 11)

Hani Rabbin, meleklere demişti ki: “Muhakkak ki ben, çamurdan bir insan yaratacağım.” (38/Sâd 71)

Sizi, tek bir nefisten yarattı, sonra ondan eşini var etti. Size, hayvanlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karnında, üç karanlık içinde, bir yaratılış (evresinden) başka bir yaratılış (evresine) geçirerek yaratmaktadır. İşte bu, sizin Rabbiniz Allah’tır. Hâkimiyet/egemenlik yalnızca O’na aittir. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Buna rağmen) nasıl da (tevhidden şirke) çevriliyorsunuz! (39/Zümer 6)

O; sizleri topraktan, sonra bir damla sudan, sonra kan pıhtısından (embriyo) yaratandır. Sonra sizi (anne karnından) bebek olarak çıkarmakta, sonra yetişkinlik çağına erişmeniz, sonra da yaşlanmanız için (size ömür bahşetmektedir). Sizden bazınızın canı daha önce alınır. Belirlenmiş bir zamana erişmeniz ve akletmeniz için (Allah, yaşamı böyle takdir etmiştir). (40/Mü’min (Ğafir) 67)

Sizin yaratılışınızda ve yeryüzünde yaydığı canlılarda da yakinen inanan bir topluluk için ayetler vardır. (45/Câsiye 4)

Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseleri de biliriz. Biz, ona, şah damarından daha yakınız. (50/Kâf 16)

Kuşkusuz çiftleri, erkek ve dişi olarak yaratan O’dur. (53/Necm 45)

(Rahme atılan) bir damla meni suyundan. (53/Necm 46)

Sizi biz yarattık. (Dirilteceğimizi) tasdik etmeniz gerekmez mi? (56/Vâkıa 57)

Dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? (56/Vâkıa 58)

Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? (56/Vâkıa 59)

“Oysa O, sizi merhale merhale yaratmıştır. (Nutfe merhalesi, embriyo merhalesi)” (71/Nûh 14)

O, akıtılan meniden bir damla değil miydi? (75/Kıyâmet 37)

Sonra kan pıhtısı (embriyo olmadı mı? Allah) onu yaratıp düzenledi. (75/Kıyâmet 38)

Ondan erkek ve dişi olan iki sınıf yarattı. (75/Kıyâmet 39)

İnsan üzerinden öylesine uzun bir zaman geçti ki; (bu zaman zarfında) o, anılmaya değer bir şey değildi. (76/İnsân 1)

Ayet, insana ne olduğunu ve nereden geldiğini hatırlatmaktadır. Bir zamanlar olmayan, kimsenin anmadığı bir şeyken Allah’ın (cc) yaratmasıyla vücut bulan, var olan ve bilinen insan, nasıl olur da Rabbine ortak koşup O’nun ölüleri dirilteceğini inkâr eder!

Şüphesiz ki biz insanı, birbirine karışmış (kadın ve erkeğin) suyundan yarattık. Onu deniyoruz/imtihan ediyoruz. (Bu sebeple de) onu işiten ve gören bir varlık yaptık. (76/İnsân 2)

Sizi değersiz bir sudan yaratmadık mı? (77/Mürselât 20)

(Sonra) sizi o sağlam yerleşim yerine (rahme) yerleştirdik. (77/Mürselât 21)

Bilinen bir zamana kadar. (77/Mürselât 22)

(Allah) onu hangi şeyden yarattı? (80/Abese 18)

Bir damla sudan yarattı ve takdir etti. (80/Abese 19)

Sonra ona yolu kolaylaştırdı. (80/Abese 20)

(Öyleyse) insan neden yaratıldığına bir baksın? (86/Târık 5)

Tazyikle atılan bir sudan yaratıldı. (86/Târık 6)

(O,) bel kemiği ile omurga arasından çıkar. (86/Târık 7)

Andolsun incire ve zeytine, (95/Tîn 1)

Sina’daki Tur Dağı’na, (95/Tîn 2)

Ve bu güvenli beldeye. (95/Tîn 3)

Andolsun ki, insanı en güzel surette yarattık. (95/Tîn 4)

Sonra onu esfel-i safiline (aşağıların aşağısına) çevirdik. (95/Tîn 5)

O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. (96/Alak 2)

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir