RİŞVAN AŞİRETİ
Aşiret; aynı kökten gelmiş olup birlikte yaşayan ve birlikte konup göç eden halk, oymak anlamlarına gelmektedir. Rişvan Aşireti Anadoludaki büyük Türkmen aşiretlerinden birisidir. Geçen asırlardaki aşiret yapılarının çoğunlukla kaybolduğu günümüzde bile, Rişvan Aşireti aşiret yapısını zayıflamış olsa da sürdürmektedir.
Rişvan Aşireti hakkındaki en eski bilgiler yüzyıl başlarına ait Osmanlı tapu tahrir defterleri sayesinde mümkün olmuştur. Yavuz Sultan Selimin Haziran te Dulkadirli Beyliği topraklarıyla birlikte Malatya, Kâhta ve Hısn-ı Mansur (Adıyaman) bölgesini fethedip Osmanlı topraklarına katmasıyla, buralarda konargöçer durumda olan Rişvanların da dâhil olduğu bütün Türkmen aşiretleri Osmanlı devletinin tebaası oldular. Bölgede Osmanlılarca yapılan ilk kayıtlara göre Rişvanlar Maraş Yörükleri ve Kara Ulus taifesi içinde yer almakta ve Oğuzların İğdir Boyundan gelmektedir (Anadoluda Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar () cilt IV, sayfa , Türk Tarih Kurumu Basımevi, , Ankara).
Rişvan Aşireti hakkındaki en geniş bilimsel doğru bilgiyi, kendisi de aynı aşiretten olan değerli tarihçi Doçent Dr. Faruk Söylemezin yayınlarından öğreniyoruz. Bu yayınların Osmanlı Arşivlerinde 7 yıl süren bir çalışmanın ürünü olduğu bilinmektedir. Kendisinin Rişvanlarla ilgili ilk eseri; Osmanlı Devletinde Aşiret Yönetimi, Rişvan Aşireti Örneği isimli, sayfayı aşkın kitabıdır ki, Kitapevi adlı yayınevi tarafından yılında İstanbulda basılmıştır. Diğeri ise Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisinin yılındaki sayısının sayfalarında yayınlanan Rişvan Aşiretinin Cemaat, Şahıs ve Yer Adları Üzerine Bir Değerlendirme isimli makalesidir. Aşağıdaki yazı büyük ölçüde bu yayınlar esas alınarak hazırlanmıştır.
İlk tahrir da yapılarak Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki 71 numaralı tapu tahrir defterine kaydedilmiştir (Dergi). O dönemde Kâhtada bulunan Rişvan Aşireti de bu tahrirde sayıldı. Bölgenin Osmanlı Devletine katılmasıyla Kâhta sancak haline getirilen Malatyaya bağlandı. Rişvan Aşireti yüzyılın ikinci yarısından itibaren Maraş bölgesinde de görülmeye başladı. Mesela de Maraşta bulunan Türkmen cemaatleri arasında Rişvan. Aşiretinin, Bektaşlı, Çakallı, Hamidli, Rişvan Cemaatleri zikredilmiştir. de Elbistan yöresinde çıkan Şambayatlı Sahte Şah İsmailin etrafında toplanan Türkmenler içerisinde Rişvan Aşireti mensupları da vardı. Rişvanlar ve yüzyıllarda ise Zülkadriye (Maraş) Beylerbeyliğinin bütün topraklarına yayıldılar. Rişvan Aşiretinin Osmanlı Devleti ile olan ilişkileri ve yüzyıllarda başka hiçbir Türk aşiretine nasip olmayacak yakınlıkta başlayıp devam etmiştir. Zira bu dönemlerde birçok Rişvan beyinin Maraş, Adana ve Sivasa vali olarak atandığı, Malatya sancak beylerinden çoğunun Rişvanzadelerden olduğu görülmektedir (sayfa ).
Doğu Anadolunun en ünlü ailelerinden olan Rişvanzadeler, yılları arasında kendi bölgelerinde mutlak söz sahibi oldular. Türkmen asıllı bu ocaktan çoğu beylerbeyi (mirimiran) rütbeli Halil Paşa, Ömer Paşa, Mehmet Paşa gibi tanınmış derebeyi paşalar gelip geçti. Bu paşalar, beylerbeyliği merkezi olan Maraş veya sancak beyliği merkezi olan Malatyadaki saraylarında, Besnideki konaklarında otururlardı (sayfa ) . Rişvanzadelerden beylerbeyi olarak atananların ilki Halil Paşadırde Maraş Beylerbeyi olmuştur. Atandığı dönemde bölgede eşkıyalıklarda bulunan Cihanbeyli aşiretinden bazı kişilerin bertaraf edilmesiyle uğraşmıştır (sayfa ). Rişvanzedelerden son Maraş Beylerbeyi II. Süleyman Paşadır. yılına kadar Maraşta görevini sürdürmüş sonra Diyarbakır valiliğine atanmıştır (sayfa ). Bütün bunlar Osmanlı Devletinin Rişvan Aşiretine büyük önem verdiği ve bu aşirete güvendiğini göstermektedir.
Rişvan Aşiretine Mensup Cemaatler (sayfa )
Bu büyük aşiret birçok cemaatten oluşuyordu:
1.Ömeranlı Cemaati. An eki Farsçada çoğul ekidir. Ömeran Ömerler anlamına gelmektedir. yılları tahrirlerinde Hacı Ömerli olarak kaydedilen, Rişvan Aşiretine mensup cemaatlerin ilk sırasında yer alan cemaattir. da diğer isminin Kaytanlı olduğu belirtilmiştir. Kâhta, Malatya, Adıyaman başta olmak üzere Konya, Sivas, Divriği, Alacahan, Darende, Gürün, Antakya, Trablus, Şamda konargöçer olarak yaşadıkları, ayrıca Tırhala Sancağı ( Bugün Yunanistanda bulunuyor ) ile bu sancağa bağlı Yenişehir, Çatalca kazalarında, Maraş, Kilis, Antep sancakları ve Halep eyaletinde yaşadıkları ifade edilmektedir.
2-Hıdır Soranı (Hıdır Sorlu) Cemaati. Günümüzde de Adıyamanda oturmaktadırlar.
3-Kelleli (Gelerli/Kelerli) Cemaati. yüzyılda Malatya, Kâhta ve Adıyamanda konargöçerken daha sonraki yıllarda Eğin, Ergani, Antep ve Kiliste konargöçer olarak bulundular. Günümüzde Malatya ve Adıyamanda yaşamakta ve Gelerli olarak anılmaktadırlar.
4- Celikanlı Cemaati. yüzyılda Kâhtada konargöçer hayatı yaşamaktaydıyüzyılda da Antep, Sivasın Alacahan ve Divriği kazalarında konargöçer olarak bulunmuşlar, yüzyılda Çelikanlı ismiyle Konya, Maraş, Kilis, İslâhiyede konargöçer olarak yaşamışlardır. Günümüzde Adıyamanın Çelikhan ilçesinde ve Gaziantepin İslâhiye ilçesi ile çevresinde yoğun olarak oturmaktadırlar.
5- Mülükanlı Cemaati. yüzyılın ilk yarısında Malatya ile Kâhta çevresinde konargöçer olarak bulunmuşlardır. Aynı yüzyılın ikinci yarısından itibaren Malatya sancağına bağlı Hısn-ı Mansur (Adıyaman) ve Kâhta kazaları, Gelibolu sancağına bağlı İnecik kazası, Diyarbakır eyaleti ve ona bağlı Ergani kazası, Bozok sancağı, Sivasa bağlı Divriği kazası ve Arapkir sancağı civarındaki Sarıçicek dağında bulunmuşlardır. Bugün Malatya ve çevre köylerinde bulunan Mülükanlı Cemaati için Molikanlılar tabiri kullanılmaktadır.
6- Mendubali( Mendollu) Cemaati. da sadece Kâhtada bulunurlarken daha sonra başta Malatya sancağı olmak üzere Rakka, Karaman ve Halep eyaletleri; Kilis, Birecik, Antep, Arapkir, Maraş ve Sis (Kozan) sancakları ile Rumkale, Behisni ve Antakya kazalarında konargöçer hayatı yaşamışlardır. Mendollu Cemaati halen koyunculuğu ile meşhur olup, Malatyanın güneybatısında kendi adı ile yaylası bulunmaktadır. Diğer Türkmen aşiretlerinde olduğu gibi büyük kısmı yerleşik hayata geçmiş ve tarım ile meşguldür.
7- Zerukanlı Cemaati. yüzyılda da Malatya sancağının Kâhta kazasında, konargöçer iken yüzyılda başlarında Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazasının Gülek karyesinde meskûndular.
8- Boğrası Cemaati. yüzyılda Kâhtada konargöçer hayatı yaşamışlardır. daki tahrir defterinde iki kola ayrıldığı, diğer kolun Dımışklı adını aldığı görülmektedir.
9- Rumiyanlı Cemaati. da Hısn-ı Mansurda (Adıyaman), da Kâhtada bulunmaktaydılar. yüzyıldan itibaren Siverek, Rakka, Erzurum, Kars, Çıldır, Ahıska, Sivas, Malatya, Maraş, Amasya, Karahisar-ı Şarki, Karaman ve Aydın sancakları ile Nizip, Birecik, Tokat kazalarında konargöçer hayatı yaşamışlardır.
Mansur Cemaati. da Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazasında bulunan bu cemaat sonraki tahrirlerde Mansurganlı olarak yazılmışlardır.
Rişvan Cemaati. Hısn-ı Mansurun (Adıyaman) köylerinde bulunmuşlardır.
Çakallı Cemaati. Behisni çevresine yerleşmişlerdir.
Rişvan Aşiretine mensup diğer oymaklar
Zaman içinde cemaatler büyümüş, her biri kendi içinde kollara ayrılarak yeni cemaatler meydana gelmiştir. Buna göre Rişvan Aşiretine mensup diğer oymaklardan da bahsetmek gerekmektedir.
Dalyanlı Cemaati. İsmine yüzyılda rastlanmaktadır. yüzyılda Uzunyaylada yaylayıp Halep taraflarında kışlamaktaydı.
Dımışklı Cemaati. Boğrasının bir koludur. yüzyılda Kâhtada sonraki yüzyıllarda Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazası, Kilis sancağı, Hüdavendigar (Bursa) sancağına tabi Gölpazarı kazasındakonargöçer hayatı yaşamışlardır.
Hacılar Cemaati. Ağırlıklı olarak Orta Anadoluda olmak üzere; güneyde Anamur kazasından kuzeyde Sinop sancağına, doğuda Malatyadan batıda Kütahya ve İzmire, Rumelide Edirne ve Varnaya kadar birçok yerde bulunmaktaydı. Cemaatin bir kısmı yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ankaranın Haymana kazasında oturmuşlardır. Kayseri çevresindekiler ise zamanla bugünkü Hacılar kasabasına yerleşerek buraya adlarını vermişlerdir.
Halikanlı Cemaati. yüzyılda Konya ile Sivas arasında yaylak kışlak hayatı sürdürmekteydi. Bir kısmı Ankara Haymanada bulunmuşlardır. Bugün Malatyada yerleşik olarak bulunmaktadırlar.
Hamdanlı Cemaati. yüzyılda Trablusşam ve Antakyada konargöçer olarak bulunmuşlardır.
Hacı Musa Cemaati. Rişvan Aşiretinin Mülükanlı Cemaatinin bir kabilesi olarak yüzyılın ikinci yarısında Malatyanın Kürne ve Kürecik nahiyelerinde oturmaktaydı.
Hama( Hamolu) Cemaati. Rişvan Aşiretinin Mülükanlı Cemaatine tabi olarak bahsedilmiştir. Kışları Hısn-ı Mansurda (Adıyaman) yazları Malatyanın Balaban nahiyesinde yaşamaktaydı.
Hamitli Cemaati. Hısn-ı Mansurdan (Adıyaman) Kastamonuya kadar bir çok sahada konargöçer olarak bulunmuşlardır. Bir kısmı Manisaya tabi Kırkağaç kazasının Hamitli köyünde oturmaktaydı. Bu cemaate Malkara, Akçekızanlık (şimdi Bulgaristanda) ve Edirne gibi Rumeli şehirlerinde de rastlanmaktadır.
Hoşnişin Cemaati. Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazası ve Musul eyaletinin Kerkük sancağında bulunmaktaydı.
Şefikanlı Cemaati. yüzyılda Konya eyaletinde yaylak kışlak hayatı yaşamaktaydı.
Azizli ( Azizler) Cemaati. Adana eyaletine tabii Sis( Kozan) sancağında, Kütahya sancağına tabi inay kazasında, Adana sancağına tabii Bürendi kazasında, Saruhan sancağına tabi Manisa kazasında, Rakka eyaletinde(şimdi Suriyede), Maraş ve Niğde sancaklarında, Kütahya sancağına tabi Dağardı kazasında, Paşa sancağına tabi Edirne ve Dimetoka (şimdi Yunanistanda) kazalarında yaşamaktaydılar.
Bektaşlı Cemaati: yüzyılda Antep, Maraş, Kayseri arasında konargöçer olarak bulunmuşlardır.
Bereketli Cemaati. Malatya sancağında bilhassa Hısn-ı Mansur (Adıyaman) çevresinde konargöçer hayatı yaşadıkları ayrıca Adana, Paşa (Rumelinde), Selanik sancaklarında bulundukları anlaşılmaktadır.
Benamlı Cemaati. Adıyaman çevresinde ayrıca Birecik, Rakka, Antep, Nizip ve Kilis yörelerinde bulunduğu ifade edilmiştir.
Cudikanlı Cemaati. Yüzyılda da Adanada , Hısn-ı Mansurda (Adıyaman) konar göçerdi. Ayrıca Bozok (Yozgat) ve Sivas eyaletlerinde de bulunmaktaydı. Cemaatin bir bölümü yıllarında Konyanın Esbkeşan( Cihanbeyli) kazasına yerleştirilmiştir.
Rudikanlı Cemaati. yüzyılda Hısn-ı Mansurun (Adıyaman) Gülek köyünde yaşıyordu. Bugün Adıyamanın Çelikhan ilçesinin Korucak( Rutikan) köyünde oturmaktadırlar. Rişvan Aşiretine tabi Kellelü ( Gelerli) cemaatinin bir koludur.
Mahyanlı Cemaati. Hısn-ı Mansurda (Adıyaman) oturmaktaydı.
Belikanlı Cemaati: yüzyılda Hısn-ı Mansur (Adıyaman), Maraş, Nizip yörelerinde konargöçer olarak bulunuyordu. lı yıllarda bir kısmı Konya eyaleti içinde konargöçer olarak yaşıyordu.
Bazikli Cemaati. de Maraş, Rumkale ve Urfa civarında konargöçer olarak yaşıyordu.
Dumanlı Cemaati. ta Divriğide yüzyıl başlarında Sivas, Maraş ve Malatya arasındaki bölgede yaylayıp kışlamaktaydı. Aynı tarihlerde bir kısmı Orta Anadoluda bulunmaktaydı. Ayrıca Rakkadan Edirneye kadar farklı yerlerde görülmekteydiler.
Hacebanlı (Hacevanlı) Cemaati. Yüzyılda ın ilk yarısında Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazasında kışlamaktaydı. Bir kısmı Divriği kazasında bulunuyordu. yüzyılda Bozok (Yozgat), Kırşehir, Ankara, Haymanada kışlamaktaydı.
Hacı Bereketli( Hacı Bereketoğlu) Cemaati. Bozok sancağının Çiçekdağı kazasında ve Niğde sancağında konargöçer hayatı yaşamaktaydı.
Hıdıranlı Cemaati: Rişvan Aşiretine tabi konargöçer Türkman Yörükanı tayfesinden sayılan Hıdıranlı Cemaatinin Teke( Antalya), Maraş, Adana, Tarsus, Sis, İçel, Kilis, Şarki Karahisar, Şam sancağı ile İçel sancağına tabi Ermenek kazası, Malatya sancağına tabi Hısn-ı Mansur kazası, Trablusşam eyaletine tabi Hasun nahiyesi, Vize sancağına tabi Çorlu kazası, Köstendil sancağına tabi Usturumca kazası (şimdi Makedonyada), Hüdavendigar (Bursa) sancağına tabi Bergama kazası ve Rakka eyaletinde (şimdi Suriyede) yaşamaktaydı. Hıdıranlılar günümüzde de Adıyaman çevresinde yaşamaktadırlar.
Nestikamlı Cemaati. Malatya sancağının Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazasında konargöçer olarak hayatını sürdürmekteydi.
Okçuyanlı Cemaati. Bu cemaatin bir kısmı lı yıllarda Konya eyaleti sınırları içinde, bir bölümü ise Kırşehir ve Yozgat arasındaki bölgede bulunuyordu. Bir kısmı da Hısn-ı Mansur (Adıyaman) ve Malatya sancağında bulunmaktaydı. Cemaatin bir bölümü de Trablusşam eyaleti ve Antakya havalesine yerleşmişlerdi.
Geleçorlu Cemaati. Maraş ve Malatya topraklarında yaşıyorlardı.
Köseyanlı( Köseli) Cemaati. Gelerli ( Kellelü) Cemaatinin bir koludur. Malatya, Besni, Samsat ve Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kazasında konargöçer hayatı yaşamaktaydı. Günümüzde de aynı yerlerde kalabalık bir cemaat hatta aşiret olarak yaşamaktadırlar.
Şeyh Balanlı( Şeyh Bilanlı Şeyh Bulanlı) Cemaati. yüzyılda Kayseri, Yozgat arasında konargöçer hayatı yaşamaktaydı. Ayrıca Hısn-ı Mansur (Adıyaman), Malatya, Maraş, Rakka, Antep sancaklarında meskûndular.
Terkenli Cemaati. lu yıllarda Orta Anadoluda yaylak kışlak hayatı yaşadıkları biliniyordu.
Terziyanlı ( Derziyanlı) Cemaati. Hısn-ı Mansur (Adıyaman) ve Ordu kazasında meskûndu.
Sevirli Cemaati: Hısn-ı Mansur (Adıyaman), Rakka, Maraş eyaletinde konargöçer olarak yaşamaktaydı.
Rişvan Aşiretinin İskânı (Yerleşmesi)
İskânın Sebepleri:
1- Yerleşik Halkın Ekinlerine Zarar Verilmesi
Rişvan Aşireti diğer Türkmen aşiretleri gibi yazlık kışlık hayatı yaşıyorlardı. Bahar geldiğinde yaylağa giderken, koyun sürülerinin kalabalık oluşu ve geçiş yollarının darlığı gibi sebeplerle, yol üzerinde bulunan köylerin ekinlerine ister istemez zarar veriyorlardı. Bu da konargöçerlerle yerleşik halk arasında çatışmalara yol açmaktaydı. İç huzuru bozan bu olaylar karşısında yöneticiler çareyi konargöçerleri yerleştirmede (iskân etmede) buluyorlardı.
Rişvan Aşireti zamanla büyüyünce Malatya Adıyaman Maraş dışına da yayıldı. li yıllarda Rişvan ve Afşar aşiretlerinin bir kısmı Konya, Ankara ve Bozok (Yozgat) taraflarında kışlayıp, buraya uzak bir mesafede bulunan Uzunyaylada (Maraş, Kayseri, Sivas, Malatya arasında) yaylamaktaydılar. Yaylaya giderken halkın ekinlerine zara verilmekte, köylülerin ürünleri hayvanlara yedirilmekteydi. Bunun üzerine Ankara valisi Vecihi Mehmet Paşa 15 Temmuz (24 Şaban ) tarihinde başkent İstanbula yazdığı bir yazıda, tarımla uğraşan halkın rahat ve huzurunun sağlanması için adı geçen aşiretlerin bir an önce iskân edilmelerinin gerekli olduğunu ifade ediyordu (sayfa ).
Zaten daha önceden ( yıllarında) Konya yöresindeki Rişvan aşiretinin Nasırlı Cemaatinden hane, Şefikanlı Cemaatinden hane, Cudikanlı Cemaatinden 50 hane, yıllarında Çelikanlı Cemaatinden hane, Şefikanlı Cemaatinden 33 hane, Ömeranlı Cemaatinden 30 hane, İlhanlı Cemaatinden 25 hane ve Mülükanlı Cemaatinden 10 hane iskân edilmişlerdi. Vecihi Mehmet Paşanın yazısı her halde konargöçerliğe devam eden diğer aşiret mensuplarının da yerleştirilmesi için yazılmıştır (sayfa ).
yılında yayınlanmış, Cihanbeyliyi tanıtan bir kitapta, bölgedeki Rişvan cemaatleri ve yerleştikleri yerler şöyle belirtilmiştir:
Nasırlı: Yeniceoba, Karagedik, Burunsuz, Kuşca
Halikan: Gölyazı, Yapalı, Karacadağ
Ömeran: Tavşançalı, Beşkardeş, Çöpler, Altılar, Tavlıören, Zincirlikuyu
Sevkan: Bulduk, Kerpiç, Güzelyayla, Celep, Gürdoğan
Celikan: Kütükuşağı, Atkafası, Kırkpınar, Hisar
Molikan: Kırkışla
Bilikan: Şereflikoçhisar, Bala
Şıkban: Çiçekdağı, Kırşehir
Mifkan: Kırşehir
Bereketan: Çiçekdağı
Cütkan: Cihanbeyli, Kulu
Mihina Okçiyan: Karacadağ, Tavşançalı, Yerköy ( Flamingo ve Tuz Diyarı Cihanbeyli, , sayfa 8)
Rişvan aşiretinin Hamidli ve Hacılar adlarını taşıyan iki Yörük cemaatinden, Hamidli Cemaatinin Malatyanın Hısn-ı Mansur kazasından başlayarak Rakka (bugün Suriyede bulunuyor.), Adana, Tarsus, İçel, Alâiye (Alanya), Teke (Antalya), Amasya, Boyabat (Sinop), Kastamonu, Kete(Hüdavendigar), Rumelide Akçakızanlık (Bugün Bulgaristanda) olmak üzere geniş bir alana yayıldığı anlaşılmaktadır. Çok erken tarihlerden itibaren Batı Anadolu ve Rumelide yerleşik hale geldikleri görülmektedir. Nitekim Hamidli Cemaatinin adını almış köylere Manisanın Kırkağaç kazasında, İzmirde, Trakyada, Malkarada, Akçakızanlıkta, Edirnede, Kastamonuda rastlaması, bu cemaatin buralara yerleştirildiğini göstermektedir (sayfa ).
Rişvanın Hacılar Cemaatinin de yine Malatyadan Rumeliye, Sinoptan İçele kadar geniş bir alanda yaşadığı anlaşılmaktadır. Batı Anadoluda İzmirde, Orta Anadoluda Kayseride, Rumelide Edirne ve Silistre sancağına tabi Varnada (bugün Bulgaristanda) Hacılar cemaatine rastlanmaktadır (sayfa ).
2- Bazı Aşiret Mensuplarının eşkıyalıkları
O dönemde Rişvan aşireti gibi pek çok aşiretin, bazı mensuplarının, yerleşik köylülere ve yolculara saldırıp mal, eşya ve paralarını gasp ettikleri bilinmektedir. Mesela Rişvanın Bektaşlı Cemaati eskiden beri eşkıyalığı ile ün yapmıştı. Bu cemaatin Afşar ve Kılıçlı aşiretleri ile birlikte halka zarar vermesi sebebiyle hükümet Maraş Beylerbeyi Rişvanzade Süleyman Paşadan bunları Rakkaya sürerek yerleştirilmelerini istemişti. (Sayfa )
Orta Anadoludaki konargöçer Rişvan Aşiretinin yerleştirilmelerinin bir gerekçesi olarak, Ankara Valisi Vecihi Mehmet Paşanın 16 Şubat (23 Rebiyülevvel ) tarihli yazısında, bazı aşiret mensuplarının hırsızlık, adam öldürme ve ırza dokunma gibi eylemleri ileri sürülmüştür. Vecihi Mehmet Paşaya göre bölgenin en büyük aşireti olan Rişvan yerleştirilerek itaat altına alınırsa, bölgede yaşayan Cihanbeyli ve Afşar aşiretlerinin de boyun eğmesi mümkün olacaktır. Böylece Rişvan Aşiretinin bazı oymakları Ankara ve Bozok (Yozgat) sancakları kazalarından Akdağ, Karahisar-ı Behramşah, Sorgun, Kızılkoca, Süleymanlı, Selmanlı, Konur, Budaközü, Keskin gibi uygun kazalar ile Balâ kasabasına yerleştirilmişlerdir.(Sayfa )
Rişvan Aşiretinin Belikanlı Cemaatinden Akdağ kazasının Çayırşeyh yaylasında konargöçer hayatı yaşayan 27 hanenin başında eşkıyalığı ile meşhur Sülü (Sülo) isimli bir kişi vardı. Yaylanın eşkıya yatağı olması üzerine bunlar buradan kaldırılıp Haymana Ovasına iskân edildi. Haymana civarındaki belli başlı Rişvan köyleri Karagedik, Güzelyayla, Kerpiç ve Bumsuzdur (sayfa ).
Eşkıyalık bazen kendi aşiret mensuplarına karşı da yapılıyordu. Mesela 27 Ocak da (12 Şevval ) Rakka valisine gönderilen bir yazıda; .Hısn-ı Mansur kazasına tabi Rişvan Aşiretinden 16 kişinin boy beylik ve torunluk iddiasıyla, kendi akrabalarının mallarını zorla aldıkları, bunların Rakkaya yerleştirilerek şerlerinin defedilmesi emrediliyordu (sayfa ).
yıllarında Rişvan Aşiretinin Mülükanlı Cemaati ile diğer bir kısım oymakları, Bozok Sancağı köyleri ile Mamalı ve Süleymanlı kazalarına yerleştirildi. Rişvan Aşiretinin Hacebanlı Cemaati kışlakları olan Küre Dağından kaldırılarak Haymanaya iskân edildi(sayfa ).
yüzyılın 2. yarısında Osmanlı Devletinin yaptığı en kapsamlı iskânlardan birisi yılında Derviş ve Cevdet paşaların Fırka-i İslâhiye adlı bir tümen askerle yaptırdıkları iskândır. Bu çerçevede Rişvan Aşiretinden Çelikanlı Cemaati ve Delikanlılar, Maraşı Amik Ovasına bağlayan Dumdum ovasına yerleştirildi. Bölgede bir kaza kuruldu. Adına İslâhiye dendi. İslâhiye kazası Maraş sancağına bağlandı. Altıntop isimli yere, aynı adlı bir köy kurularak Delikanlı Cemaatinden hane buraya yerleştirildi. Aynı ovada Gümüştepe ve Selimdede adlarında da iki yeni köy kurularak Delikanlı Cemaati ve Rişvan Aşiretine tabi Çelikanlı Cemaatinden er hane oturtuldu. Ayrıca Çelikanlı Cemaatinden hane Örtülü Peykâr köyüne, hane Arpalı Höyüğü isimli yeni kurulan köylere yerleştirildi (sayfa ,,,).
3- İskânın diğer sebepleri
Konargöçer aşiretlerin yerleştirildikleri yerler ihtiyaçlarını karşılamıyor ise bir kısmı boş bulunan köylere veya yeni kurulan köylere yerleştirilmişlerdir. Mesela Ankara Valisi, Kayseri Sancağının Zamantı kazasına tabi köylerde oturan Rişvan Aşiretinin yerlerinin dar olması sebebiyle bir kısmının boş köylere yerleştirildiğini, geri kalanlarının ise yeni köylerde iskân edildiğini 6 Ekim (3 Muharrem ) tarihli bir yazıyla İstanbula bildirdi (sayfa ).
Devlet iskânı kolaylaştırmak için barınacakları evler, ziraat yapmaları için öküz, tohum, çift aletleri, vergi muafiyeti gibi yollara da başvuruyordu (sayfa ).
Besninin yukarı Nasırlı, Çakallı, Köseli ve Köseceli köylerini Rişvan Aşiretinin aynı adlı cemaatlerinin kurduğu görülmektedir. Adıyamanın Çelikhan ilçesinin adı da Rişvan Aşiretinin Çelikanlı Cemaatinden gelmektedir.
Aşiretler her zaman devlet tarafından yerleştirilmemiş, büyük oranda da kendiliğinden yerleşmişlerdir. Mesela de Rişvanzade İbrahim Bey beraberindeki hane ile Hısn-ı Mansur kasabası ve köylerine cebren yerleşmişlerdi (sayfa ).
Yerleşme işi lı yıllarda bile görülmektedir. Kahtanın Pağnik nahiyesinin Zerni Köyü, Turuş nahiyesinin Fahrettin karyesi, Hısn-i Mansur kazasının Yılkan, Çerçiyan, Ağdere, Gerani, Hoşter-i Küçük, Güyez, Eğdir, Tuşbudak, Numan köyleri, ve bölgediki Genedolu, Kozkenar, Hertut, İncirlü, Korkmaz, Günez, Güllük, Til, Alitaş, Turali Burcu, Çakal, Gülbaharı, Keferkeros, Akpınar, Vakıf, Kuyucak, Kepirli, Tahnalu, Meşhedi, Kargılyüce, İnabluca, Boşviranı mezralarında ziraatla uğraşan Rişvan Aşireti mensupları vardı (sayfa ).
Rişvan Aşiretinin iskânı sadece köylere değil şehirlere de oluyordu. Rişvan Aşiretinden bazılarının yıllarında Antepte oturdukları bilinmektedir (sayfa ). Çelikanlı Cemaatinin bir bölümü kendi rızaları ile Maraş merkez kazasına yerleşmişlerdi (). Günümüzde Malatyanın birkaç mahallesinde Köseli oymağı mensupları oturmaktadır (sayfa ).
yıllarında Orta Anadoluda meskûn Rişvan ve Afşar aşiretleri Ankara, Amasya, Bozok, Çorum, Çankırı, Sivas, Kayseri sancaklarının kazalarına iskân edilmişlerdir. Bir kısmı Hısn-ı Mansur kazasının merkez Eskisaray mahallesinde meskûndular ().
Rişvan Aşiretine tabi cemaatler Osmanlı Devletinin Rumeli topraklarına gittikleri gibi Anadolunun güneyine, bugünki Suriye Topraklarına kadar da yayılmışlardı. Bugün Suriye de özellikle Halep Bölgesinde Rişvan Aşiretine mensup cemaatler yaşamakta ve bunların tamamı da Türkçe konuşmaktadır (sayfa )ve (Yüzyılda Kilis Urfa Adıyaman ve Çevresinde Cemaatler Oymaklar. seafoodplus.info Mustafa Öztürk. Fırat Üniversitesi Ortadoğu Araştırma Merkezi Yayınları No:7, Elazığ , sayfa).
Rişvan Aşiretinin Yaylak-Kışlak Hayatı
Türkler, Orta Asyada kurdukları Hun Devletinden günümüze kadar yaylak kışlak hayatını devam ettirmektedirler. Anadoludaki Türk konargöçerleri de belli bir kışlak ve belli bir yaylak arasında konup göçüyorlardı.
Rişvan Aşiretinin Osmanlı Tahrir Defterlerinde tespit edilen ilk kışlakları, yüzyılın ikinci yarısına kadar Malatya Sancağın Kahta kazası, yaylağı ise aynı sancağın Behisni kazasının Subadra nahiyesine tabi Sürgü karyesi ile Kahta kazasına tabi Pağnik nahiyesinin Bulam karyesi arasındaki yaylalardı (sayfa ). yüzyılın ikinci yarısından itibaren Suriye çöllerini kışlak olarak kullandılar. yüzyıl başlarında Rişvan Aşiretine mensup bazı cemaatlerin Adıyaman ve Urfa yörelerinde kışladığı, Malatya yakınlarındaki Akçadağda yayladığı görüldü.
yüzyılın ilk yarısında Rişvan Aşiretinin Rudikanlı Cemaati Hısn-ı Mansura tabi Gülek karyesinde, Rumiyanlı Cemaatinin Hısn-ı Mansurun Karahöyük köyünde meskun olduğu bilinmektedir (sayfa ). yüzyılın sonlarında Rişvan Aşiretinin Mülükanlı Cemaati Beydağında yaylarken, Mülükanlının Hacı Musa Kabilesi Kürne ve Kürecik nahiyelerinde, Hamo kabilesi ile Gelerli Cemaati ise, birlikte Balaban Nahiyesinde yaylıyorlardı (sayfa ).
dan itibaren bir kısım Rişvan Aşireti mensubu Sivasa tabi Divriği kazasındaki yaylaklara gitmeye başladı. Bunlar arasında Rişvan Aşiretinin Dalyanlı ve Ömeranlı Cemaatleri, bölgedeki Sarıçiçek yaylasına giden Mülükanlı Cemaatinin Musa Kethüda aşireti sayılabilir (sayfa ).
yılında Rişvan Aşiretinin Bozok, Kırşehir, Ankara ve Haymanayı kışlak olarak kullandığı görülmektedir ( sayfa ). Rişvan Aşiretinin Şefikanlı, Cudikanlı, Nasırlı ve Hacılar Cemaatlerinin yıllarında kışlakları Konyanın Esbkeşan (Cihanbeyli) kazası idi. Kışın Konyanın Paşadağı bölgesinde kışlıyor, Uzunyaylada (Sivas-Maraş-Kayseri, Malatya arası) yaylıyorlardı. (sayfa ). Rişvan Aşiretinin Çelikanlı, Rumiyanlı, Hamidli ve Dalyanlının kışlakları XIX yüzyılın ilk yarısında Maraş ve Halep eyaleti tarafları idi.
Ankara Valisi Vecihi Mehmet Paşanın 24 Şaban ( 15 Temmuz ) bir yazısına göre bölgedeki Rişvan Aşiretinin Ankara Budaközü Köyünde, Kırşehir sancağına bağlı Çiçekdağında, Aksaray sancağına bağlı Kağamhisar kazasının Kemiklikuyu mevkiinde, Bozok sancağına bağlı Sorgun kazasının Bankı isimli yerinde, büyük kısmının ise Konya ovasında kışladığı belirtilmektedir (sayfa ).
Sonuç olarak Rişvan Aşiretinin yüzyılın ilk yarısında Kâhta kışlığı ile Sürgü yaylası arasında konup göçtüğü, ikinci yarısında ise Zülkadriye ( Maraş) eyaleti topraklarında yaylayıp, Suriyede kışladığı görülmektedir. 17 ve yüzyıllar Sivas eyaleti toprağı olan Uzunyaylada yayladığı, yüzyıl ise önceki yaylak ve kışlaklarının yanı sıra Orta Anadolu ya yayıldıkları dönemdir. Yoğun olarak Sivas, Yozgat, Kayseri, Kırşehir, Çankırı, Ankara ve Konya çevrelerinde yaylayıp kışlamaktaydılar. Bu arada Batı Anadolu ve Rumeliye kadar gittikleri ve aralarda yurt tutup konargöçer hayat sürdükleri de kayıtlardan anlaşılmaktadır (sayfa ).
Rişvan Aşiretinde Sosyal Yapı
Bir Türkmen aşireti olan Rişvan Aşiretinin diğer Türkmen aşiretlerinden farkı, yüzyıllar boyunca beylerbeyliği, sancak beyliği, mutasarrıflık ve kaymakamlık gibi Osmanlı Devletinin yüksek idari görevlerinde bulunan idareciler yetiştirmiş olmasıdır (sayfa ).
Sosyal yapı bakımından konargöçerlerin en üst birimi boy veya taife idi. Bir boy sayısı veya daha fazla cemaatten oluşmaktaydı. Boy, boyu oluşturan cemaatlerden birisinin önde gelen bir ailesinin idaresinde bulunurdu. Bu kimseye boy beyi denirdi. Eski Türk geleneklerine göre Rişvan gibi bazı teşekküllerde boy beyi, boyun önde gelenleri ( kethüda, ihtiyar ve söz sahipleri gibi) tarafından seçimle tayin ediliyordu. Bu durum yönetici halk ilişkilerinin daha sağlıklı olmasını sağlıyordu (sayfa ).
Halkın kendi iradesi ile seçmediği bir kişinin aşirete beylik yapması tasvip edilmiyordu (sayfa ). Rişvan Aşireti halkı boy beylerine son derece bağlı olduğu için aşiret düzenini koruyordu (sayfa ).
Boyu oluşturan cemaatler 10 ile veya daha fazla haneden oluşuyordu. Bir cemaatin idarecisi ise o cemaat içinde seçkinleşmiş olan bir ailenin reisi idi. Bu kimselere kethüda denilmekteydi. Kethüdalık ırsi bir müesseseydi (sayfa ).
Hükümetin aşiret nezdindeki temsilcisine ise voyvoda deniyordu. Türkmen voyvodası veya Türkmen ağası olarak adlandırılan bu kişiler vergileri toplama ve asayişi sağlamakla görevliydi (sayfa ).
Rişvan Aşiretine tabi oymaklar bulundukları sahalarda koyunculuğun yanı sıra devlette çeşitli hizmetlerde de bulunmuşlardır. Madenlere kömür taşıyıcılığı, şahin yetiştiriciliği, ok yapımı, kürecilik bunlardan bazılarıdır (sayfa ).
yüzyıl sonlarından itibaren devlet özellikle Rusya ve İrana karşı giriştiği seferlerde diğer Türk aşiretlerinin yanı sıra Rişvan Aşiretinden de asker temin ediyordu. Aşiret kuvvetleri isyanların bastırılmasında da kullanılıyordu (sayfa ).
Rişvan Aşiretinden bazı oymakların veya bu oymaklar mensup bir kısım şahısların muhtelif yerlerde adam öldürme, kervan soyma, yağmalama, hırsızlık ve yerleşik halkın ekinlerini yayma gibi konum ve nizamlara aykırı davranışlarda bulundukları bilinmektedir. Ancak Rişvan Aşireti hiçbir dönemde devlete karşı isyana kalkışmadığı gibi, bir isyanın içinde de yer almamıştır. Bu anlamda Osmanlı Devleti yöneticileri ile aralarında ekseri bir işbirliği ve dayanışma olduğu görülmektedir (). Rişvan Aşiretine mensup beyler asırlarca Osmanlı Devletinde üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunmuşlardı (sayfa ).
RİŞVAN AŞİRETİNİN CEMAAT, ŞAHIS VE YER ADLARI ÜZERİNE
BİR DEĞERLENDİRME
Aşağıdaki yazı esas olarak değerli tarihçi Doçent Dr. Faruk Söylemezin Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisinin yılındaki sayısının sayfalarında yayınlanan Rişvan Aşiretinin Cemaat, Şahıs ve Yer Adları Üzerine Bir Değerlendirmeisimli makalesine dayanmaktadır.
Yavuz Sultan Selim de Dulkadirli Beyliği yıkarak bölgeyi Osmanlı Devletine kattı. Bölgeyle ilgili ilk kayıtlar; Yavuz Sultan Selim dönemine ait Malatya Sancağına bağlı, Behinsi, Kahta, Gerger, ve Hısn-ı Mansur kazalarının mufassal kayıtlarını içeren tarihli ve Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki 71 numaralı tapu tahrir defteri ile Kanun Sultan Süleyman zamanında yazılmış tarihli ve numaralı defterle, tarihli ve numaralı defterlerdedir.
Bu defterlerde yer alan Rişvan konar-göçer aşireti cemaatlerine mensup şahıs isimlerine bakıldığında genelde Türkçe isimler olduğu görülmektedir. Doğan, Okçu, Bayındır, Korkmaz, Köse, Tatar, Mintaş, Tuman, Bayram, Mendol, Kaya, Küplü, Öztemür, Gülek, Başak, Karaca, Kunduz, Banu, Karaman, Menteş, Orhan, Pars, Boğa, Sarım, Cengiz, Paralu, Sancar, Ayas, Budak, Çoban, Çelikan, Satı, Gürol bunlardan bazılarıdır. Ayrıca İslamiyetle giren isimlerden Ömer, Ali, Bekir, Yusuf v.b. isimlere de çokça rastlanmaktadır. Rişvanların oturduğu bölge Osmanlılardan önce Dulkadir Oğulları Beyliğini ait olduğu için, Dulkadirli bey ve şehzadelerine ait Zülkadir, Zeynettin, Karaca, Halil, Budak, Şahruh gibi isimlerin Rişvan Aşireti içinde yaygın olduğu dikkati çekmektedir.
Rişvan Aşiretide adların başına konan sıfatların da Türkçe olduğu görülmektedir. Bunlardan yaygın olarak kullanılanlar Kara ve Köse sıfatlarıdır. Kara Hasan, Köse Ömer gibi. Ayrıca Koç, Sarı sıfatı da kullanılmıştır. Koç Mehmet, Sarı Yusuf gibi.
Rişvan Aşiretinin kullandığı yayla, oturdukları mezra ve köy isimlerine bakıldığında ise Sürgü, Göktepe, Kale, Unluyurt, Kazıyurdu, Çatalpınar, Heftoluk (Yedioluk) , Aşıpınar, Mendol, Kozkenar, Incurlu, Korkmaz, Günez, Güllük, Turali Burcu, Çakal, Gül Bahar, Akpınar, Kuyucak, Kepirli, Kargılyüce, Köprülü, Inabluca, Eğdir, Taşbudak, İki dam, Hacılar, Bektaşlı, Dumanlı, Köseuşağı, Köseler, Köseceli, Kösyanlı, Köseli, Çakallıçullu, Çakal, Çakallı, Çelikhan gibi isimlerle karşılaşılmaktadır. Bu yer adları buraları adlandıran aşiretin o dönemdeki dilleri ve kültür durumları hakkında bir fikir vermektedir.
Yavuz Sultan Selimin de Dulkadirli Beyliği yıkarak bölgeyi Osmanlı Devletine katmasından yaklaşık yıl sonra Evliya Çelebi de, bölge ahalisinin Türkmen olduğunu belirtmiştir ( Evliya Çelebi Seyahatnamesi Yapı Kredi Yayınları , Cilt:3 ,sayfa ).
Rişvan Aşireti, diğer bazı Türk boy ve aşiretleri gibi Arap ve Fars kültürünün etkisinde kalmıştır. Aşiretin yaşadığı bölgede Arap kültürünün yayılması idari ( Osmanlıdan önce bölgede Abbasi, Memluk devletleri gibi Arap kültürünün hakim olduğu devletlerin bulunması ve coğrafi (Arap halkının yaşadığı bölgelere yakınlığı gibi) sebeplere bağlıdır.
Fars kültürünün bölgeye tesiri ise özellikle Şah İsmailin Safevi Devletinin başına geçtiği XVI yüzyıl başlarından itibaren yoğunluk kazanmıştır. Şah İsmail devletinin sınırlarına yakın olan Doğu ve Güney Anadoludaki Türkmenler arasında taraftar kazanmak amacıyla faaliyetlerde bulunmuştur. Bu durum bölgede Fars kültürünün yayılmasına yol açmıştır. Bu değişme Türkçe, Arapça, Farsça karışımı bir dille konuşma şeklinde görülmektedir. Bu dil günümüzde Gurmançça olarak bilinmektedir. Gurmanççayı bazı dil bilim adamları Doğu Anadolu Osmanlıcası olarak nitelenmektedir.
RISVAN ASIRETI’NIN CEMAAT, SAHIS VE YER ADLARI ÜZERINE BIR DEGERLENDIRME Yrd. Doç. Dr. Faruk SÖYLEMEZ Kahramanmaras Sütçü Imam Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü e-posta: [email protected] Özet Risvan Asireti XVI. Yüzyilda Malatya ile Maras arasindaki bölgede yaylayip kislamakta idi. Bu dönemde asirete bagli cemaat sayisi on bes iken, daha sonraki yüzyillarda asiretin büyümesine paralel olarak cemaat sayilari artmis ve bulunduklari bu bölgeden Anadolu’nun degisik yerlerine ve hatta Rumeli’ne kadar yayilarak çesitli köy ve mezralari yurt edinmislerdir. Risvan konar göçer asiretinin cemaat isimleri ve bu cemaatlerin kendi adini verdikleri yerler genellikle Türkçe adlar tasimaktadir. Ayni sekilde adi geçen asiretin sahis adlari da genellikle Türkçe isimlerden olusmaktaydi. Yine Türkçe isimlerin yani sira, Türklerin Islamiyeti kabulüyle birlikte Türk toplumunda yaygin olarak kullanilan ve Türkçelesmis Islamî isimlere de rastlamaktayiz. XVI. Yüzyilda bulunduklari bölgenin Arap ve Fars kültürünün etkisinde kalmis olmasi nedeniyle sahis adlarinda az da olsa Arapça ve Farsça isimler bulunmaktadir. Fakat bu yabanci kültür etkilerine ragmen Risvan Asireti, mensubu oldugu Türk kültür degerlerini korumustur. 1- Giris Anadolu, Türkler tarafindan fethedildikten sonra yogun bir Türk göçüne sahne olmustur.Türkler buraya boy ve asiretler halinde gelerek muhtelif bölgeleri yurt edinmisler ve Selçuklu Devleti yöneticileri de siyasî ve iktisadî hedefleri gözeterek Osmanli Devleti’ni kuran Kayi boyuna mensup asiretin de dahil oldugu Türk boylarini çesitli bölgelere yerlestirmislerdir. Osmanlilar da ayni sekilde kendilerine gelip siginan Türk topluluklarini degisik bölgelere iskan etmislerdir. Böylece Osmanli Devleti’nin kurulus ve gelisme sürecinde de, Anadolu’nun muhtelif yerlerine çesitli Türk oymak ve asiretleri yerlestirilmistir. Bu incelemede Türk topluluklarindan biri olan ve XVI. yüzyilda Malatya ile Maras arasindaki sahada yaylayip kislayan Risvan konar- göçer Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) asiretinin cemaatleri, bu cemaatlerin meskûn oldugu yerler ve sahis adlari hakkinda bilgi verilmeye çalisilacaktir. 2- Risvan Asireti XVI. yüzyilda Malatya Sancagi’na bagli Kahta Kazasi1 ile Maras Eyaleti’ne bagli Hisn- i Mansur Kazasi’nda 2 bulunan Risvan Asireti’nin cemaat, sahis ve yer adlarini, bu konunun temel kaynagi olan Tapu Tahrir Defterlerine müracaat ederek ortaya koymak mümkündür. Bu konuda bas vurabilecegimiz baslica üç defter vardir: Bu defterlerin en eskisi Yavuz Sultan Selim dönemine ait olup, Malatya Sancagi’na bagli: Be hesni, Kahta, Gerger ve Hisn- i Mansur kazalarinin mufassal kayitlarini içeren tarihli ve Basbakanlik Osmanli Arsivi’nde 71 numarada kayitli tahrir defteridir. Diger iki defter ise Kanuni Sultan Süleyman zamaninda yazilmis olup yukarida isimleri geçen mufassal defterleri durumundadir. tarihli ve numarali defterle tarihli ve numarali defter, konar- göçer asiretler ve bu asiretlere tâbi cemaatlerle ilgili kayitlari ihtiva etmektedir. 3- Risvan Asireti Ile Ilgili Sahis ve Yer Adlari Risvan Asireti’ne mensup cemaatler, Tahrir Defterleri’nde kaydedildikleri siraya ve cemaat mensuplarinin isimlerine göre söylece siralanabilir: Haci Ömer (Haci Ömerlü) Cemaati3 : Tahrir defterlerinde Risvan cemaatlerinin ilk sirasinda kaydedilen bu cemaat, “Cemaat- i Ahmed veled- i Haci Ömer”4 seklinde yazilmis ve hanelerin bitiminde “Cemaat- i Haci Ömerlü” 5 ifadesiyle zikredilmistir. Yine adi geçen cemaat Kaytanli olarak da belirtilmistir; 6 Hidir (Hizir) Sorani Cemaati; 7 Kellelü Cemaati; 8 Celikânlu Cemaati; 9 Mülûkânlu Cemaati; 10 Mendûbâli (Mendollu) Cemaati; 11 Zerûkânlu Cemaati; 12 Bograsi Cemaati; 13 Rûmiyan Cemaati; 14 Mansur Cemaati; 15 Izdeganlu Cemaati; 16 Mansurgânlu Cemaati; 17 40 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) Karlu Cemaati; 18 Risvan Cemaati; 19 Çakallu Cemaati20 Bu kayitlardan anlasildigina göre XVI. yüzyilin ilk yarisinda Risvan Asireti toplam on bes cemaatten olusmakta idi. Dogal olarak sonraki yüzyillarda mevcut cemaatlerin nüfuslarinin artmasiyla birlikte bazi yeni cemaatler ortaya çikmistir. Nitekim daha sonraki yillara ait kayitlarda Risvan Asiretine mensup Bereketli21 , Bektasli 22 , Belikanli, Benamli23 , Cudikanli24 , Dalyanli 25 , Dimiskli 26 , Heycebanlu (Hacabanli) 27 , Hidiranli 28 Hosnisîn29 , Mahyanli 30 , Nasirli 31 Okçuyanli 32 , Sevirli33 , Sinkanli 34 , Seyhbalanli35 , Terziyanli 36 cemaatlerini tespit etmekteyiz. Yukarida belirtilen cemaatlerin yani sira yine Risvan Asireti’nden olan “Hamidlü”37 ve “Hacilar”38 adiyla iki cemaatten bahsedilmekte ve basta Izmir olmak üzere Anadolu ve Rumeli’nin birçok yerlerinde bu cemaatlerin adlarini tasiyan köylerin mevcudiyeti belirtilmektedir. 39 Türkmen asiretlerinin, isimlerini bazen boy beylerinden, bazen de kethüdalarindan veya cemaat ileri gelenlerinden birinin adindan aldiklari tarihî bir gerçektir. Nitekim Halep Türkmenleri arasinda yer alan Inallu boyunun ’de Inal-oglu Hamza Bey idaresinde olmasi boyun, adini ya Hamza Bey’in babasi Inal’dan ya da daha önce yasamis ayni isimli baska bir atasindan, ’da Ramazanlu ulusu arasinda yasayan Ulas boyunun, ismini daha önce boyu idare etmis olan Ulas Bey’den, yine Halep Türkmenleri’ne dahil olan Toktemürlü boyunun, ismini tarihleri arasinda boy-beyi olan Toktemür Bey’den aldigi belirtilmektedir. 40 Diger bazi Türk boy ve asiretleri arasinda görülen bu husus Risvan Asireti’ni olusturan cemaatlerde de görülür. Nitekim Yavuz Sultan Selim devrinde yilinda yapilan tahrirde, Haci Ömer Cemaati’nin hanelerinin ilk sirasinda “Mehmed veled- i Haci Ömer” isminin yer almis olmasi, 41 bu cemaat isminin, Mehmed’in babasi Haci Ömer’den veya ayni adi tasiyan dedelerinden birinden geldigi yolundaki kanaatimizi güçlendirmektedir. Bu zatin mezkur cemaatin “ihtiyari” veya “ileri geleni” oldugunu tahmin etmekteyiz. numarali Tahrir Defterinde Mendol42 , Mansur 43 ve Celikan44 sahis isimlerine rastlamis olmamiz, bize daha önce zikrettigimiz Mendubali (Mendollu), Mansur ve Celikanlu cemaatlerinin de Haci Ömerli cemaati gibi cedlerinden birinin ismini almis olduklarini düsündürmektedir. Yukarida kisaca tanittigimiz 71, ve numarali defterlerde kayitli bulunan Risvan Konar-göçer Asireti cemaatlerine mensup sahis isimlerine baktigimizda, genelde Türkçe isimler oldugunu görmekteyiz. Mesela: Dogan, Okçu, Bayindir, Korkmaz, Köse,Tatar, Mintas, Tuman, Bayram, Mendol, 41 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) Kaya, Küplü, Öztemür, Gülek, Basak, Karaca, Kunduz, Banu, Karaman, Mentes, Orhan, Pars, Boga, Sarim, Cengiz, Paralu, Sancar, Ayas, Budak Çoban, Celikan, Sati, Gürol45 vb. gibi. Türkçe adlarin yani sira, Türklerin Islâmiyeti kabulüyle birlikte gerek bey ve hükümdarlar gerekse halk arasinda çok yaygin olarak kullanilmis ve günümüzde dahi kullanmaya devam ettigimiz, bu sebeple de Türkçe isimler olarak degerlendirebilecegimiz: Ömer, Osman, Bekir, Bayezid, Murad, Ali, Fakih, Hasan, Hüseyin, Mehmed, Mahmud, Ahmed, Mustafa, Minnet, Hamza, Abdullah, Seyfeddin, Ilyas,Yusuf, Halil, Recep, Kasim, Pir Bâli, Sinan, Semseddin, Izzeddin46 ve benzeri adlara da çokça rastlamaktayiz. Risvan Asireti mensuplarinin kullandigi ve yukarida örneklerini verdigimiz bu Türkçe isimlerden baska Farsça Iskender adina da sikça rastladigimiz 47 gibi Arapça Ebu Tâlib 48 adina da rastlamaktayiz. Bundan baska Tolunoglu Devleti’nin bir hükümdari olan Hümâraveyh adi, Risvan Asireti’ne ait isimler arasinda Hümaraveh49 seklinde kaydedilmis ilginç isimlerden birisidir. Yine Risvan Asireti mensuplari arasinda yer almasi nedeniyle bize sasirtici gelen isimlerden birisi de; Çerkes’tir 50 . Risvan Asireti’nde adlarin basina gelen sifatlarin da Türkçe oldugu görülmektedir. Bunlardan yaygin olarak kullanilanlar, “Kara” ve “Köse” sifatlaridir. Örnek olarak: Kara Hasan51 , Kara Halil 52 , Kara Bekir 53 , Kara Mehmed 54 , Kara Yusuf 55 , Kara Ali 56 , Kara Ömer 57 , Koç Mehmed, Köse Ömer 58 , Köse Haci59 isimleri sayilabilir. Kara ve köse sifatlarinin yani sira sari sifati da kullanilmistir. Nitekim Risvan mensuplari arasinda Sari Faki60 ve Sari Yusuf61 gibi isimleri tasiyan kimseler vardir. Sahis adlari konusunda dikkatimizi çeken diger bir husus da: Zülkadir, 62 Zeyneddin, 63 Karaca, 64 Halil, Sadaka, 65 Budak 66 ve Sahruh67 gibi Dulkadirli bey ve sehzade isimlerinin, Risvan Asireti’ne mensup sahislar arasinda yaygin olmasidir. Bu hususun, Dulkadirli bölgesinin Osmanli Devleti’ne ilhakindan önce, Risvan konar-göçerlerinin, adi geçen beyligin sinirlari dahilinde yaylayip kislamalarindan, yani bir nevi Dulkadirliler’e tâbi olmalarindan kaynaklanmis olmasi ihtimal dahilindedir. Zira Risvan konar-göçerlerinin meskûn oldugu Kahta ve çevresinin Osmanli fütuhatina kadar Dulkadirlilerin hâkimiyetinde bulundugu68 bilinmektedir. Bu havaliye Türk oymaklarinin iskân edilmesi çok daha önceden baslamis olmakla beraber, 69 XIV. yüzyilin ikinci yarisindan itibaren, Dulkadirlilerin Elbistan çevresinde kuvvet kazanmasindan sonra bölgeye, bu beylige mensup muhtelif Türkmen boy ve oymaklarinin yerlestigi de 70 ifade edilmektedir. Uzun süre Dulkadirli Beyligi’nin yönetimi altinda kaldigi anlasilan Kahta ve çevresinde yerlesmis bulunan Risvan Asireti’nin, mezkûr beyligin sosyo-kültürel yapisindan 42 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) etkilenmesinin bir sonucu olarak bazi mensuplarina Dulkadirli yöneticilerinin adlarini koymus olmalari dogaldir. Risvan konar-göçer asiretinin kullandigi adlarla ile ilgili diger bir tespitimiz ise belirli bir dönemde ve az da olsa kisi isimlerinin basina “Sah” sifatinin getirilmis olmasidir. Gerek gerekse tarihli tahrirlerde “Sah”li isimlere rastlanmazken, tarihli tahrir kayitlarinin bulundugu numarali defterde: Sah Veli, 71 Sah Kulu, 72 ve Minnet Sah73 gibi isimlere rastlamaktayiz. Bu degisimde, muhtemelen Safevî Devleti’nin basina geçtikten sonra Sah Ismail’in, Osmanli ülkesinde özellikle de Güney Anadolu’da Türkmen asiretlerini kazanmak amaciyla giristigi faaliyetlerin meydana getirdigi kültürel tahribat etkili olmustur. Risvan Asireti’nde çok az da olsa bu gibi isimlere rastlanmis olmasi, Sah Ismail’in XVI. yüzyilin baslarinda giristigi bu mezhepsel görünümlü siyasî hareketin, Türk toplumunda meydana getirdigi kültürel etkinin yüzeysel olmadigini, sahis adlari ve gündelik yasantiya kadar girdigini göstermektedir. 4- Risvan Asireti’nin Göç Yollari Risvan Asireti’nin cemaat ve sahis adlarini zikrettikten sonra nerelerde ikamet ettiklerini, göç ederken hangi yolu kullandiklarini da belirtmeliyiz. Risvan konar- göçerleri XVI. yüzyilda Kahta ve çevresinde kislamakta, yazlari ise Malatya Sancagi Besni Kazasi Subadra Nahiyesi’ne tâbi Sürgü Karyesi yaylalarinda sürülerini otlatmaktaydilar. Risvan Asireti’nin bahar baslangicinda yaylaya giderken, umumî bir yol üzerinde olan ve büyük bir derbende sahip olan Sürgü yolunu kullandiklari, güz mevsiminde de ayni güzergâhtan kislaklarina geri döndükleri kaydedilmektedir. 74 XVI. yüzyilda Risvan’in yaylak olarak seçtigi bu yerler, günümüze kadar adi geçen asiret tarafindan ayni sekilde kullanilmaktadir. Sürgü’den çikip kuzeyindeki yaylaya dogru gidildikçe ilk konak yeri olarak Göktepe ve Kale gelmektedir. Güneydogusunda Unluyurt, kuzeye dogru ilerledikçe Kaziyurdu, Çatalpinar ve Heftoluk (Yedioluk) bulunmaktadir. Yine ayni yayladaki obalardan biri Asipinar digeri ise Mendol’dur. Zikredilen bu yerler, Sürgü Karyesi ile ayni dönemde Kahta Kazasi’na tâbi Bulam Karyesi75 arasinda kalan yaylalardir. Bugün Malatya’nin Dogansehir ilçesine bagli Sürgü Kasabasi Yaylasi’nda bulunan ve Risvan Asireti’nin eski yaylaklari olan bu yerlerin adlari, buralari adlandiran asiretin o dönemdeki dilleri ve kültürel durumlari hakkinda bir fikir vermektedir. Risvan Asireti mensuplari yazlari bulunduklari bu yerlere bölgenin tabii veya cografi durumuna göre Türkçe adlar vermislerdir. 43 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) Risvan Asireti çesitli nedenlerle, zaman içerisinde göçebeligi terk ederek muhtelif bölgelere yerlesmistir. Ancak bu durum, hayvanciliktan daha çok, ziraatla mesgul olan asiret mensuplarinin bütünüyle göçebeligi biraktiklari anlamina gelmemelidir. Zira bunlardan bir kismi baharda yaylaya çikip hayvancilikla mesgul olurken, diger bir kismi da kislaklari olan köy veya mezralarda ziraatla ugrasmistir. Nitekim bir çok Türk topluluklari arasinda bu “yari yaylaci göçebelik” (semi pastoralist nomadizm) 76 yaygin olarak görülmektedir. Malatya Sancagi’nin yilindaki idârî yapilanmasina göre Kahta Kazasi’na bagli olan Kahta, Turus ve Paginik nahiyelerindeki muhtelif köy ve mezralarda Risvan Asireti’nden bazi kimselerin yerlesip, ziraatla ugrastiklarini Tahrir defterlerinden tespit edebiliyoruz. Kahta Nahiyesi, Asker-Baba Karyesi’ne tâbi Kozkenar, Hartut ve Incurlu mezralarinda, 77 ziraat yapildigi, yine Kahta Nahiyesi Tiginkâr Karyesi Korkmaz Mezrasi’nda Risvan taifesinden Hamza Aga’nin degirmen islettigi78 belirtilmektedir. Ayni nahiyeye bagli Karye-i Gün- i Kenar’a tâbi Günez ve Güllük mezralarinda, 79 Samek-Bala Karyesi’ne tâbi Til Mezrasi’nda 80 ve Kahta Kazasi Paginik Nahiyesi’ne bagli Zerni Karyesi’nde Risvan taifesinin yerlesip ziraat ile ugrastiklari81 belirtilmektedir. Yine Turus 82 Nahiyesi’ne bagli Fahreddin Karyesi’ne tâbi Ali Tas, Turali Burcu, Çakal, Gül Bahari, Keferkeros, Akpinar, Vakif, Kuyucak ve Kepirli mezralarinda Risvan Asireti’nden bir grubun yerlesik hayata geçip, ziraatle ugrastiklarini görüyoruz. 83 tarihli tahrirde Risvan konar- göçer taifesinin yaylak ve kislaklarinin Malatya Sancagi dahilinde oldugu yukarida belirtilmisti. 84 Ancak bu sancagin kazalari arasinda yer alan Hisn- i Mansur, tarihindeki idarî yapilanmada önce Elbistan’a sonra da Maras Sancagi’na baglanmistir. Risvan Asireti’nden bazi kimselerin bu kazanin muhtelif köy ve mezralarinda da yerlestiklerini ve ziraatle ugrastiklarini görmekteyiz. 85 Maras Eyaleti’nin tarihli idarî taksimatina göre Risvan Taifesi’nin meskun olduklari ve ziraat yaptiklari yer adlari söyledir: Maras Sancagi’na bagli Hisn-i Mansur Kazasi, Mermer Karyesi’ne tâbi Meshedi ve Kargilyüce mezralari, Köprülü Karyesi’ne tabi Inabluca Mezrasi, Gerani Karyesi, Hoster- i Küçük Karyesi, Güyez Karyesi, Egdir Karyesi, Tasbudak Karyesi, Numan Karyesi. Buralarda kislayip ziraatle ugrastiklari gibi, Iki- Dam Karyesi’ne tâbi Bos Virani Mezrasi’nda da ziraatle ugrasmaktaydilar. 86 Konar-göçer asiret ve cemaatlerin bir kismi, isimlerini boy beyleri veya bir ileri gelenin isminden aldiklari gibi, yurt edindikleri yerlere de kendi 44 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) adlarini vermislerdir. Böylece kendi adlarinin da hayatiyet kazanmasini saglamislardir. Bu cümleden olarak: daglara, yaylalara, göllere, irmaklara, geçitlere, küçük arazi parçalarina, köy ve kentlere anlamli isimler vermislerdir. 87 Risvan konar- göçer asireti de, gerek yaylak ve kislaklari olan mekânlara ve gerek yerlesik hayata geçip ziraatle ugrastiklari köy ve mezralara, ya kendi cemaatlerinin ismini vermisler veya mensubu bulunduklari Türk kültüründen bir ad seçmislerdir. Risvan Asireti’nin XVI. yüzyil sonlarindan itibaren meskûn bulunduklari Zülkadriye Eyaleti’nin sinirlari disina çiktiklari ve tarihî süreç içerisinde iskân ve benzeri nedenlerle Anadolu’da, Halep’ten Kastamonu’ya, 88 Antalya’dan Izmir’e; Rumeli’de, Edirne ve Varna’ya 89 kadar olan sahalarda yaylayip kisladiklari belirtilmektedir. Böylece Osmanlilar döneminde çok genis bir sahaya yayilan asirete mensup cemaatler, bulunduklari yerlerde köyler kurarak buralara kendi adlarini vermislerdir. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse, Risvan Asireti’nin Hamidli Cemaati’nin adini tasiyan köylere Malkara 90 , Akçekizanlik 91 , Edirne 92 , Saruhan’da Kirkagaç 93 , Izmir94 ve Kastamonu’da 95 rastlamaktayiz. Hacilar ismini tasiyan köyler, Rumeli’de Edirne 96 ve Varna’da 97 , Anadolu’da Kayseri98 , Izmir’in Bergama’da iki köy99 , Konya , Kirikkale ve Hatay’dan Ordu’ya kadar 22 vilayetimizde bulunmakta ve bu köylerin isimlerini Risvan Asireti’nin Hacilar Cemaati’nden almis olduklari ifade edilmektedir . Bektasli Cemaati’nin adini alan köylere Kayseri ve Hatay’da rastlamaktayiz. Yine Konya’nin Dumanli Köyü de adini, bu asiretin Dumanli Cemaati’nden almis olmalidir. Asiret veya cemaat adi alan köylerin yani sira mahallelere de rastlamak mümkündür. Kayseri’de asiret adi tasiyan mahalleler arasinda Rumyan adiyla bir mahalle zikredilmektedir . Bu mahallenin, ismini Risvan Asireti’nin Rumyanli cemaatinden aldigi kanaatini tasimaktayiz. Cumhuriyet döneminden önce küçük bir köy olan Çelikan, Cumhuriyetten sonra yilina kadar “Çelikan” adiyla Malatya’ya bagli bir bucak merkezi idi. Bugünkü Adiyaman iline bagli bir ilçe merkezi olan Çelikhan, ismini Risvan Asireti’nin yukarida zikrettigimiz Celikanli Cemaati’nden almistir. Yine ayni ilçeye bagli Köseusagi, Samsad Nahiyesi’ne tâbi Köseler Karyesi, Kahta ilçesine bagli Köseler, Besni Çakirhöyük Bucagi’na bagli Kösyanli ve Köseceli köyleri, yine Besni Kazasi Tut Nahiyesi’ne tâbi Köseli Köyü de, isimlerini Risvan Asireti’ne tâbi Köseyân (Köseyânli) Cemaati’nden almislardir. Kahramanmaras’in 45 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) Türkoglu Ilçesi’ne bagli Çakalliçullu ve Çakalli Hasanaga, Adiyaman merkez ilçeye bagli Çakal, Besni Merkez Nahiyesine bagli Çakalli köyleri adlarini Risvan’in “Çakalli” Cemaati’nden almis olmalidirlar. Zira bu köylerde halen meskûn bulunan halk adi geçen cemaate mensup olduklarini söylemektedirler. Süphesiz bunun gibi ismini asiretten alan köylerle ilgili örnekleri artirmak mümkündür. 5- Sonuç Sonuç olarak Risvan Asireti’nin XVI.yüzyil baslarinda Kahta ve Hisn-i Mansur çevresinde on bes cemaat gibi kalabalik bir halde bulunmasi, adi geçen asiretin, Osmanlilardan önce bu bölgeye gelip burayi yurt edindigi kanaatini uyandirmaktadir. Adi geçen asiretin, XVI. yüzyildan baslayarak günümüze kadar Türkiye’nin dört bir tarafina yayildigini görmekteyiz. Nitekim Güney, Orta ve Bati Anadolu ile Trakya’da Risvan Asireti’ne mensup cemaat isimlerini tasiyan Hacilar, Hamidli, Bektasli, Çakalli, Köseler gibi köy adlarinin varligi ve günümüzde Malatya, Adiyaman, Gaziantep, Kahramanmaras, Hatay, Ankara (özellikle Haymana’da), Konya gibi bir çok ilimizde, Risvan Asireti mensuplarinin mevcudiyeti, söz konusu asiretin hâlâ yaygin olarak bulundugunu göstermektedir. Risvan Asireti’nin izlerini tasiyan birtakim kültürel unsurlara da rastlanmaktadir. Bu cümleden olarak, adi geçen asiretin XVII. yüzyildan itibaren belli basli yaylaklarindan biri olan Uzunyayla’da, bir mevki adi, hâlâ yörede konup göçen Yörükler ve yerlesik halk tarafindan “Risvan Yurdu” olarak bilinmektedir. Yine, Malatya’nin Arapkir yöresinde günümüze kadar dügün ve senliklerde “Risvan Oyunu” olarak bilinen bir oyun oynanmaktadir. Bütün bunlar göstermektedir ki; Risvan Asireti, tarihî süreç içerisinde kaybolmamis, bir çok Türk asireti gibi varligini günümüze kadar sürdürebilmistir. Risvan konar- göçer asireti, bazi Türk boy ve asiretleri gibi, Arap ve Fars kültürünün etkisinde kalmistir. Söz konusu asiretin yasadigi bölgede Arap kültürünün yayilmasi, idarî ve cografî nedenlere dayanirken, Fars kültürü, daha çok siyasî sebeplerle bölgeye girmistir. Bilindigi üzere Anadolu’nun güneydeki topraklari, Yavuz Sultan Selim’in yilinda fethine kadar, uzun süre Emevî, Abbasî ve son olarak da Memlûklerin hakimiyetinde kalmistir. Bölgenin gerek idarî yönden Arap devletlerine bagliligi gerekse cografî olarak Arap halkinin yasadigi alanlara yakin olmasi, burada yasayan Türk 46 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) asiretlerinin ve dolayisiyla Risvan Asireti’nin de Arap kültüründen etkilenmesi sonucunu dogurmustur. Fars kültürünün bölgeye tesiri, özellikle Sah Ismail’in Safevî Devleti’nin basina geçtigi XVI. yüzyil baslarindan itibaren yogunluk kazanmistir. Sah Ismail, Osmanli Devleti bünyesinde bulunan Türkmenlerden taraftar kazanmak amaciyla, Safevî Devleti’nin sinirlarina yakin olan Dogu ve Güney Anadolu bölgesinde yogun olarak yasayan Türk asiretlerine yönelik faaliyetlerde bulunmustur. Böylece bölgede Fars kültürü yayilmis ve öze llikle orada yasayan Türk halkinin dili üzerinde olumsuz etkileri olmustur. Ancak bütün bunlara ragmen anilan bölgede yasayan Risvan Asireti’nin gerek sahis adlarina gerekse yurt edinip yerlestikleri yerlere ve kendi cemaat adlarini verdikleri köy ve mezra adlarina baktigimizda, bunlarin genellikle Türkçe isimler olduklarini görmekteyiz. Bu durum bize adi geçen asiretin meskûn bulundugu bölge itibariyle dis tesirlere maruz kalmasina ragmen mensup oldugu Türk kültür degerlerini kaybetmedigini göstermektedir KAYNAKLAR A- Arsiv Belgeleri 1. Basbakanlik Osmanli Arsivi a) Tapu Tahrir Defterleri, nr. 71, nr. , nr. b) Cevdet Dahiliyye, nr. c) Hatt-i Hümayun, nrE. d) Irade-i Meclis-i Vâlâ, nr. e) Mühimme Defterleri, nr. , nr. 2. Tapu Kadastro Genel Müdürlügü Arsivi Tapu Tahrir Defteri, nr. 3. Adiyaman Ser’iye Sicili, nr. B- Yayinlanmis Defterler Kanunî Devri Malatya Tahrir Defteri (), (seafoodplus.info Yinanç, Mesut Elibüyük), Ankara Maras Tahrir Defteri I () , (seafoodplus.info Yinanç-Mesut Elibüyük), Ankara 47 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) C- Arastirma ve Incelemeler Adiyaman Il Yilligi, Istanbul AKTEPE, M. Münir, “XIV. ve XV. Asirlarda Rumeli’ninTürkler Tarafindan Iskânina Dair”, Türkiyat Mecmuasi X, Istanbul DARKOT, Besim, “Hisn-i Mansur”, Islam Ansiklopedisi, V/I, Istanbul , s. ERÖZ, Mehmet, “Sosyolojik Yönden Türk Yer Adlari”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S. 12, Subat GÖKBILGIN, M. Tayyib, Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlâd-i Fâtihân, Istanbul GÖKÇEN, Ibrahim, ve Asir Sicillerine Göre Saruhan’da Yürük ve Türkmenler, Istanbul HALACOGLU, Yusuf, “Osmanli Belgelerine göre Türk-Etrâk, Kürd-Ekrâd Kelimeleri Üzerine Bir Degerlendirme”, Belleten, C. LX, S. , Nisan s KALKAN, Emir, “Kayseri’ye Yerlesen Türk Topluluklari” , Türk Dünyasi Arastirmalari, S. 17, Nisan , S KHAZANOV, Anatoly M., Nomads and Outside World (Translated by Julia Crookended), Wisconsin KÜTÜKOGLU, Mübahat S., “XVI. Yüzyil Izmir Kazasinda Cemaat Adi Tasiyan Köyler”, V. Milletlerarasi Tü rkiye Sosyal Ve Iktisat Tarihi Kongresi Tebligler (Istanbul Agustos ), Ankara , s. Maras Il Yilligi MORDTMANN, J.H., “Kahta”, Islâm Ansiklopedisi, VI, Istanbul , s. SUCU, Mustafa, Adiyaman Ili ve Ilçeleri (Yakin Çevre Incelemeleri), Adana SAHIN, Ilhan, “Osmanli Devrinde Konar-Göçer Asiretlerin Isim Almalarina Dair Bazi Mülahazalar”, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü Dergisi, S. 13, Istanbul , s. TASTEMIR, Mehmet XVI. Yüzyilda Adiyaman (Behisni, Hisn-i Mansur, Gerger, Kahta), Sosyal ve Iktisadî Tarihi, Ankara TÜRKAY, Cevdet, Basbakanlik Arsivi Belgelerine Göre Osmanli Imparatorlugu’nda Oymak Asiret ve Cemaatler, Istanbul Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, Ankara YINANÇ, Mükrimin Halil, “Besni”, Islam Ansiklopedisi , II, Istanbul , s. 48 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) DIPNOTLAR 1 Tapu Kadastro Genel Müdürlügü Arsivi [TKGMA], Tapu-Tahrir Defteri [TD], nr. , s. 2 Maras Tahrir Defteri I () , (seafoodplus.info Yinanç-Mesut Elibüyük), Ankara , s. 3 Basbakanlik Osmanli Arsivi [BOA], Tapu-Tahrir Defteri [TD], nr. 71, s. , TD, nr. , s. , TD, nr. , s. ; Krs. Cevdet Türkay, Basbakanlik Arsivi Belgelerine Göre Osmanli Imparatorlugu’nda Oymak Asiret ve Cemaatler, Istanbul , s. 4 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. 5 BOA, TD, nr. 71, s. 6 BOA, TD, nr. , s. 7 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. Hidir (Hizir) Sorani, Mehmet Tastemir (XVI. Yüzyilda Adiyaman (Behisni, Hisn-i Mansur, Gerger, Kahta), Sosyal ve Iktisadî Tarihi, Ankara , s. ). tarafindan “Hizir Sevrani”seklinde okunmustur. Kelimenin her iki sekilde okunmasi mümkün ise de, halen Adiyaman’da “Hidir Sor” adli bir cemaatin var olusu sebebiyle biz, “Hidir Sorani” imlâsinin daha uygun ve daha dogru olacagi kanaatindeyiz. 8 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. 9 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. ; Türkay; “Celikânli (Celikanlu)” imlâsi ile kaydetmistir (Bkz: age., asiret adi olarak: s. 67, oymak adi olarak: s. ); Tastemir ise; “Çelikânli” seklinde belirtmistir. (Bkz: age., ). Adiyaman ilimize bagli “Çelikhan” ilçesi bulunmaktadir ve bu ilçemizde Celikanli Cemaati yerlesik olarak yasamaktadir. Ilçe, ismini adi geçen cemaatten almis olmalidir. 10 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. 11 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. ; Türkay, Mandalli (Mandallu, Mandilli, Mandillü, Mandollu, Mendelli, Mandallü, Mandillü) sekillerinde kaydetmistir. (Bkz: age., s. ). Her ne kadar Malatya havalisinde günümüzde “Mendollu” adiyle bir cemaat mevcut ise de Tahrir Defterlerindeki kayitlarda söz konusu cemaat adinin “ Mendûbali” imlâsiyle yazilmis olmasi nedeniyle, bu kayitlara bagli kalmayi uygun görmekteyiz. 12 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. ; Türkay, “Zirokânli (Zirokânlu, Zorikânli, Zoriki) sekillerinde belirtmistir ( age., s. ). 13 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. ; Tastemir (age, s. ), “Bograci (Bograsa)” sekillerinde okumustur. Ancak, TD, nr. 71’de cemaat adindaki bu harfin; “sad” veya “cim” olmasi muhtemel ise de, TD, nr. ’te “ sin” ile yazilmistir (bkz. s. ve ). Kanaatimize göre numarali defteri yazan memur, bu cemaatin adini kaydederken, aralarinda ses benzerligi olan “sad” harfi yerine sehven “sin” harfini yazmis olmalidir. Ayni isim, numarali Tahrir Defteri’nde de “Bugrasi” imlâsiyla kaydedilmistir. 14 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; Türkay, “Rûmiyanli” olarak Risvan cemaatleri arasinda zikreder (Bkz: age., s. ). 15 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. 16 BOA, TD, nr. , s. 17 BOA, TD, nr. , s. 49 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) 18 BOA, TD, nr. , s. 19 BOA, TD, nr. , s. 20 BOA, TD, nr. , s. 21 Türkay, age., s. 22 BOA, Mühimme Defteri [MD], nr. , s. ; MD, nr. , s. 23 Türkay, age., s. 24 BOA, Irade-i Meclis -i Vâlâ [IMV], nr. 25 BOA, Hatt-i Hümâyun [HH], nr. E. 26 Türkay, age., s. 27 BOA, Cevdet Dahiliye [CD], nr. 28 Türkay, age., 29 Türkay, age., s. 30 Türkay, age., s. 31 BOA, IMV, nr. 32 BOA, CD, nr. 33 Türkay, age., s. 34 Türkay, age., s. 35 Türkay, age., s. 36 Türkay, age., s. 37 BOA, HH, nr. E. 38 BOA, IMV, nr. 39 Mübahat S. Kütükoglu, “XVI. Yüzyil Izmir Kazasinda Cemaat Adi Tasiyan Köyler”, V. Milletlerarasi Türkiye Sosyal Ve Iktisat Tarihi Kongresi Tebligler (Istanbul Agustos ), Ankara , s. 40 Ilhan Sahin, “Osmanli Devrinde Konar-Göçer Asiretlerin Isim Almalarina Dair Bazi Mülahazalar”, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü Dergisi, Sayi: 13, Istanbul , s. 41 BOA, TD, nr. 71, s. 42 BOA, TD, nr. , s. 43 Ayni yer. 44 BOA, TD, nr. , s. 45 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. 46 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. 47 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. 48 BOA, TD, nr. , s. 49 BOA, TD, nr. 71, s. , 50 BOA, TD, nr. , s. 51 BOA, TD, nr. 71, s. 52 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. 53 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. 54 BOA, TD, nr. , s. 55 BOA, TD, nr. , s. 56 BOA, TD, nr. , s. 57 BOA, TD, nr. , s. 58 BOA, TD, nr. , s. 59 BOA, TD, nr. 71, s. 50 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) 60 BOA, TD, nr. 71, s. 61 BOA, TD, nr. , s. 62 BOA, TD, nr. , s. 63 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. 64 BOA, TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. , 65 BOA, TD, nr. 71, s. 66 BOA, TD, nr. , s. 67 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. ; TD, nr. , s. 68 seafoodplus.infoann, “Kahta”, Islâm Ansiklopedisi [IA], VI, Istanbul , s. 69 Besim Darkot, “Hisn-i Mansur”. IA, V/I, Istanbul , s. 70 Mükrimin Halil Yinanç, “Besni”, IA, II, Istanbul , s. 71 BOA, TD, nr. , s. 72 Ayni Defter, s. 73 Ayni Defter, s. 74 TKGMA, TD, nr. , s. 75 BOA, TD, nr. 71, s. ; TD, nr. , s. 38; TD, nr. , s. ; TKGMA, TD, nr. , s. 76 Anatoly M. Khazanov, Nomads and Outside World (Translated by Julia Crookended), Wisconsin , s. 77 Kanunî Devri Malatya Tahrir Defteri (), (seafoodplus.info Yinanç, Mesut Elibüyük), Ankara , s. 78 age., s. 79 age., s 80 age., s. 81 age., s. 82 “Teros” imlâsi için bkz. Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri, s. 7, 83 age., s. 84 “ Ve Risvan taifesinin yaylagi ve kislagi liva-i mezburda olmagla Bkz. Kanuni Devri Malatya Tahrir Defteri, s. 85 Maras Tahrir Defteri I, s. 86 Maras Tahrir Defteri I, s. 87 Mehmet Eröz, “Sosyolojik Yönden Türk Yer Adlari”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S. 12, Subat , s. 88 Yusuf Halacoglu, “Osmanli Belgelerine göre Türk-Etrâk, Kürd-Ekrâd Kelimeleri Üzerine Bir Degerlendirme”, Belleten, C. LX, S. , Nisan , s. 89 Kütükoglu, agm., s. 90 M. Münir Aktepe, “XIV. ve XV. Asirlarda Rumeli’ninTürkler Tarafindan Iskânina Dair”, Türkiyat Mecmuasi X, Istanbul , s. 91 Aktepe, agm., s. 92 Kütükoglu, agm., s. 93 Ibrahim Gökçen, ve Asir Sicillerine Göre Saruhan’da Yürük ve Türkmenler, Istanbul , s. 94 Kütükoglu, agm., s. 95 Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, Ankara , s. 96 M. Tayyib Gökbilgin, Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlâd-i Fâtihân, Istanbul , s. 51 Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayi : 12 Yil : ( s.) 97 Gökbilgin, age., s. 98 Emir Kalkan, “Kayseri’ye Yerlesen Türk Topluluklari”, Türk Dünyasi Arastirmalari, S. 12, Nisan , s. 99 Kütükoglu, agm., s. Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. Kütükoglu, agm., s. Kalkan, agm., s. Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. Kalkan, agm., s. Adiyaman Il Yilligi, Istanbul , s. 24; Mustafa Sucu, Adiyaman Ili ve Ilçeleri (Yakin Çevre Incelemeleri), Adana , s Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. 23; Adiyaman Il Yilligi, s. 24; Sucu, age., s. Adiyaman Seriye Sicili, nr. , s. 1, hk.1 Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. Kösyanli’nin yeni adi Akdurak’tir. Her iki köy ismi için bkz: Adiyaman Il Yilligi, s. age., s. Türkay, age., s. Türkiye Mülkî Idare Bölümleri Belediyeler Köyler, s. , Maras Il Yilligi, s. Çakal köyünün yeni adi Yarmakaya’dir. Bkz: Adiyaman Il Yilligi, s. age., s. 52