iski logar kapağında allah yazısı / Barış Terkoğlu: Laiklik, din işleriyle kanalizasyon işlerini ayırmaktır

Iski Logar Kapağında Allah Yazısı

iski logar kapağında allah yazısı

Rogar kapakları

İnsanların kutsalı olduğu gibi milletlerin de kutsalları olur. Bu kutsala saygı beklenir. Dine dair kutsallar olduğu gibi millete ait milli kutsalları da hesaba katmak gerekir. Daha önce birkaç kez gündeme gelen rogar kapakları şimdi sanal medyada da konu ediliyor. Rogar kapakları derhal değiştirilmelidir. PTT emeklilerinin ahde vefa adlı face sayfasında bu meseleye dair mesajlar dolaşıyor.

Xxxx

Sayın Cumhurbaşkanı bazı uluslararası toplantılarda yeterli saygı görmeyen yerlerde bayrağı alıp, katlayıp cebine koyuyor. Bu davranış milletten büyük takdir  topluyor. Doğru davranış da budur. Her bayrak temsil ettiği milletin kutsalıdır. Ama sayın Cumhurbaşkanının İstanbul Belediye Başkanı olduğu günlerden beri süregelen bir olay var. İSKİ’nin ve İstanbul’un simgesi, amblemi, arması, rozeti olarak kullanılan dört minare resmi her yerde kullanılıyor.
Sadece dört minare değil mesele, o minareler dini bütün bir tasarımcı tarafından öylesine yapılmış ki, adeta Allah lafzını andırıyor. Böylesine değerli bir çalışma bir çok yerde kullanılıyor. Güzel bir amblem. Ama kullanıldığı yerler o kadar güzel değil.

Xxxx

Ömer Nasuhi Bilmen’in Istılahat ı Fıkhıyye Lügatı’nda kutsal şeyleri gibi onları temsil eden şeyler de kutsaldır çıkarımı var. Yani cami kutsal ise cami resmi de, Allah kutsaldır, onu andıran, akla getiren simge de kutsaldır. Böyle olunca Allah lafzını andıran İSKİ amblemi de kutsal sayılmalıdır. Gel gelelim ki İstanbul halkının günlük defiyatının aktığı rogarlara kapak olmuş bu amblem. Sadece bu değil, aynı zamanda her yerde ve her zeminde rastlanan bu kapaklara insanlar basıp geçiyor.
Düşünmek bile ızdırap verici. Halkının kahir ekseriyetinin Müslüman olduğu bir memlekette, idarecilerinin tamamının dindar olmayı bir oy sebebi olarak sunduğu bir ülkede Allah lafzına benzetilmiş dört minare sembolü, arması ayaklar altında. İnsanın havsalası almıyor vahameti.

Xxxx

Bir de olaya başka taraftan bakmak gerek. Bu amblemi sol iktidarların bir belediye başkanı ve İSKİ müdürü yaptırmış olsaydı, Aytekin Kotil, Nurettin Sözen, Ahmet İsvan başkanlıkları döneminde yapılmış olsaydı, şu anda çok güçlenen dindar kesimin gazeteleri neler yazarlardı diye bir düşünmeyi deneyiniz.
İktidarlar değişince kutsallar değişiyorsa, iktidara göre değer yargıları varsa, doğrunun ve yanlışın içi iktidarın rengine göre dolduruluyor ya da boşaltılıyorsa vay o milletin başına. 
Böyle yapmak yerine, herkesin yanlış yapabileceğini kabul ederek, dindar insanların iyi niyetle yaptığı bir çok işin hayırsızlığa alet olduğu görüldüğünde, ona sahip çıkmak yerine bir an evvel izale edilmesi daha akıllıcadır. Yanlışı savunmak akla ziyandır.

Xxxx

Çoğu vatandaş işin farkında bile değil. Adam yürüyüp gidiyor. Tek tek bastığı yere dikkat edecek değil ya. Caddelerde, sokaklarda o rogar kapakları ve dört minareli amblem ayaklar altında çiğneniyor. Bunun manevi bir vebali varsa, o tasarımı sevap kazanmak için yapan tasarımcıdan, o rogar kapağını oraya koyana kadar, emeği ve yetkisi bulunan herkes yandığını, yanacağını bilmeli. Manevi bir vebali olduğunu düşünmeyenler de ayaklar altında çiğnenen resmin babalarının resmi olduğunu bir düşünmelerini tavsiye etmekte yarar var. Ya da kendilerinde kutsal sayılan bir şey odluğunu düşünsünler.

Xxxx

İnatlaşmadan, önemsizleştirmeden, başkalarının kutsallarının kutsal olmadığını iddia etmeden bu rogar kapaklarının değiştirilmesi acil bir konudur. O söz konusu İSKİ amblemi, arması, sembolü yine kullanılsın. Güzel bir çalışma. Ama yerde, zeminde, ayak altında, kabalizasyon kapaklarında değil.
‘Bizim yaptığımız her şey dorudur’ mantığından uzaklaşmak  şart. Her siyasi hareket içinde her türlü insanı da, düşünceyi de, değerliyi de, değersizi de barındırır. Yanlışı da, doğruyu da yapar. Fazilet yanlış yapıldığında o yanlıştan vaz geçmektir. Fazilet saplantısız olmaktır. Değişime ve gelişmeye açık olmaktır. Siyaset hatasız olmaz. Siyasetçi günahsız olmaz. Ama yanlışta ısrar etmek erdem değildir.

Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar

Baştan söyleyeyim. Bu yazıdan kötü kokular geliyor. Hem de sifon çekildikten sonra görmek istemediğimiz türden.

Ben de devrik Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in dün sabahki mesajıyla fark ettim. Ünlü yandaş trollerden birinin ortaya çıkardığı fotoğrafı paylaştı. Cumhurbaşkanı’nın 10 Kasım’daki “harf devrimiyle adeta her şey sıfırlandı” sözlerinin ardından geldi. İSKİ’nin kanalizasyonlara taktığı rögar kapağındaki yazıyı silmeye çalışan ak sakallı, şalvarlı, takkeli bir adam görünüyordu.Hem adamın hem trolün hem de Gökçek’in şikâyeti aynıydı: CHP’li belediye kanalizasyon kapağına görünür şekilde Allah’ın Arap harfleriyle yazılmış halini koymuştu. Gökçek açıklamasında daha da ileri gitti: “İmamoğlu bu şerefsizliği kim yapmış ve yaptırmış? Derhal yapanı ve yaptıranı bul ve işten at. Aksi takdirde düzeltmezsen bu işin siyasi faturası sana çıkar. Demedi deme. Bu işin takipçisiyiz.

Eylül olaylarını, Çorum, Maraş ve Sivas katliamlarını böyle provokasyonlarla tecrübe ettiğimiz unutuldu mu? Ülkenin başkentini 23 yıl yöneten başkanın mesajı kısa sürede yayıldı. Kimilerinde öfke patlamalarına neden oldu.

YILLARDIR BİTMEYEN KANALİZASYON TARTIŞMASI

Merak ettim. İstanbul Belediyesi’ni aradım. Fotoğrafta görülen kapağın kendi dönemlerinde hatta son yıllarda takılan kapaklardan olmadığını söylüyorlardı. Söylediklerine göre, eskiydi. Kapak da sahiden eski görünüyordu.

Milyonlarca kişinin yaşadığı şehirde, “herhalde birileri fark etmiştir” diye düşündüm.

Tabii ki öyleydi. Meğer biz yıllardır kanalizasyon kapaklarını tartışıyormuşuz. Hem de sadece Allah üzerinden değil. Hatta sadece İstanbul’da bile değil, birçok şehirde.

Mesela 13 yıl önce, ’da gazetelere düşen ajans haberi şöyleydi:

Bağcılar’da İSKİ’nin rögar kapaklarında bulunan ve Allah yazısına benzediği iddia edilen işaret, tepkilere neden oldu. İşaretleri incelemek için toplanan vatandaşların sayısı artınca olay yerine polis ekipleri geldi. Kapaklarda bulunan işaretin Allah yazısına benzediği konusunda birleşen vatandaşlar İSKİ, Bağcılar Belediyesi ve Başbakan Erdoğan’dan kapakların değiştirilmesini istedi.” 

Sadece İstanbul değil. Diyarbakır’da meydanlara Şeyh Said’in adını veren HDP de tartışmaya girmişti. HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan, 2 yıl önce Meclis’te kürsüye çıkmış, İstanbul’da Suriyeli çocukların “Allah” yazıyor diye rögar kapaklarını öptüklerini iddia etmişti. “Allah isminin yükseklerde olması gerekiyor, başımızın üstünde” diyerek İstanbul’u yöneten AKP’yi eleştirmişti. Meclis’i karıştıran tartışmaya CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise Böyle bir algı varsa cenabı Allah’ın adının yerlerde süründürülmesine de göz yummamak lazım, o kapakların toplatılmasında fayda var” sözleriyle girmişti.

Özetle, üzerinde “Allah” yazdığı iddia edilen kapaklar AKP dönemi belediyesinindi.

MİNARELİ LOGOYA KARŞI KAMPANYA

Yalnız “Allah” değil.

Malum, İstanbul Belediyesi’nin logosunda cami silueti var. Logo, belediyeye ait her şeyde olduğu gibi rögarlarda da yer bulunca yine yıllarca tartışıldı.

Akit yazarı Atilla Özdür’ün ta ’te “İstanbul’un simgesini teşkil eden cami ve minare motiflerini altından lağım suları geçen mazgal kapaklarına işletip bunları bir de insanların ayakları altına sererek çiğnemelerine koyvermek, Müslümanlığı kabullenmiş insanların dini hislerini tahkir ve tezyif etmek olmuyor mu” satırlarını mı hatırlatalım? Ülkücülerin Ortadoğu gazetesinden Milli Görüş’ün Milli Gazetesi’ne kadar sağ basının çeşitli aralıklarla konuyu gündeme getirmesini mi? İSKİ ve AKP’li belediye başkanları hakkında savcılığa dini değerleri aşağılamadan şikâyetlerde bulunulmuş, ilahiyatçılar ise belediyeyi lanetleyen açıklamalar yapmıştı. Zavallı İSKİ ise 16 yıl önce “şu an on binlerce mazgal var, hepsini bir anda değiştirmenin maliyeti trilyonları bulacak, zamanla amblemsiz kapaklarla değiştireceğiz” diyordu. Üstelik bunu da yapıyordu. Bunca yılda bitmemiş olacak ki geçen nisan ayında İmamoğlu değiştirme işleminin hızla tamamlanacağını açıkladı.

LOGOYA TERSTEN BAKINCA

Bu kadar değil.

Allah” yazısına geri dönelim. Gökçek’in paylaştığı fotoğrafa bir daha baktım. İki “lam” bir “h” harfi varmış gibiydi. “Elif” eksikti. Arapça bilenler “Lillah” diye okuyordu. “Allah için” anlamı çıkıyordu.

Peki niyet bu muydu?

AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, bu harfler yüzünden AKP’li belediyeler “Allah’a saygısızlık”la suçlanınca açıklama yaptı. “Bu kapaklar dökme kapak ve bunları döken firmanın logosu tersten okunduğu zaman Allah lafı gibi görünebiliyor” dedi.

Gerçekten de “Allah” yazıyor denilen ifadeyi ters çevirince “MD” net olarak görülüyordu. Kapağı döken şirketin adının baş harfleriydi.

Ne kadar tuhaf değil mi?

Her yere dini sembolleri sokuşturanlarla, koydukları yerde görünce “burada ne işi var” diyenler aynı kişiler. Kanalizasyon kapağından dinsizlik suçlaması üretenlerle, kendi taktıkları kapağa ters bakıp yıllar sonra büyük oyunu çözenler aynı provokatörler.

Birbirine karıştırıyorlar: Oysa yıllardır savunduğumuz laiklik, bir dini değer olan Allah’ın ya da caminin, örneğin bir kamu hizmeti olan kanalizasyon işlerinden ayrıştırılmasından başka bir şey değildir. Ayırmak; istismardan da, cehaletten de, kışkırtıcılardan da bizi korur.

Yine de anlamadılarsa Atatürk, Meclis kürsüsünde her şeyi “adam olmak demektir” diye özetlemişti.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu tutuklanabilir22 Haziran

‘Artık konuşacağım’ diyen tutuklu19 Haziran

CHP’deki yenilgi dersleri15 Haziran



nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir