Günümüzde Türkiye'de otuz tarikat silsilesinin ve bunlara baÄlı dört yüz civarında kolun, sekiz yüz civarında medresenin faaliyette olduÄu tahmin ediliyor. ÃoÄu holdinge dönüÅen tarikatlar büyük bir ekonomik sektör oluÅturuyor. Hızla geliÅen her sektörde olduÄu gibi, bu alanda da kayıt dıÅı ve merdivenaltı ekonomi geliÅiyor. Bireyin kurtuluÅunun cemaat yoluyla gerçekleÅeceÄine dair güçlü bir inanç aÅılanıyor. Merdivenaltı tarikat ve cemaatler, geleneksel tarikatların yöntem ve söylemlerini taklit ederken, bilgi kaynaÄı olarak ilham ve rüyaya, kanıt olarak hurafe, rivayet, keramet ve hikayelere baÅvuruyorlar. Müritler, çeÅitli yöntemlerle ikna edilerek, aÄırlıklı olarak ekonomik ve cinsel istismara maruz kalıyorlar.
Ä°smail Saymaz, ilkokul mezunu, Arapça ve Kur'an bilmeyen, hatta namaz ve oruç gibi ibadetleri yerine getirmeyen, bazılarının yüzlerce müridi olan, haklarında dava açılmıŠaltı sahte Åeyh vakasını inceliyor. Bir kısmının Kur'an kursu da iÅlettiÄi, tekke sahibi olduÄu bu Åeyhler, Åehvet ile servet edinme arzusunun iç içe geçtiÄi bir dünyada, yüzlerce kadın ve erkeÄin iradesini teslim alıyorlar. Haklarında Åikayet veya ihbarda bulunulmadıkça, faaliyetlerini yıllarca sürdürebiliyorlar. Esas olarak, devlet tarafından "gerçek Åeyhlere" tanınmıŠresmi hoÅgörüden, koruma zırhından ve dokunulmazlıktan yararlanıyorlar.
Åehvetiye Tarikatı, kısa yoldan servet edinme hırsının ve bastırılmıŠcinsel arzuların dini inançlar temelinde kıÅkırtılıp, kullanıldıÄı bir dünyaya ıÅık tutuyor.
T24 Haber Merkezi
\nTürkiye’de otuz tarikat silsilesinin ve bunlara bağlı dört yüz civarında kolun, sekiz yüz civarında medresenin faaliyette olduğu tahmin ediliyor. Çoğu birbirini ekonomik olarak kollayan cemaat ve tarikat üyelerinin holding mensubu hâline geldiği, dönüşen tarikatların da büyük bir ekonomik sektör oluşturduğu belirtiliyor.
\nGazeteci İsmail Saymaz, cemaat ve tarikat alanındaki \"holdingleşmenin\" dışında kalan kayıt dışı ve merdivenaltı tarikat ve cemaatlerden polis ve adliye koridorlarına düşmüş altısının hikâyesini \"Şehvetiye Tarikatı\" adlı kitabında topladı.
\nOsmanlı döneminde boynu vurulmadan hemen önce yargılanıp \"zındıklık\"tan hüküm giyen Bayrami Melamilerinin Şeyhi İsmail-i Maşuki'nin idamının örneğiyle kitabına başlayan Saymaz, 6 sahte şeyh vakasında şoke eden ifadeleri hikâyeleştirdi.
\nKamuoyunun \"Badeci Şeyh\" olarak tanımladığı Uğur Korunmaz’la ilgili olarak kitabında çarpıcı bilgiler veren Saymaz, Korunmaz'ın neredeyse tüm müritleriyle ilişkiye girdiğini, bu ilişkilerin her bir aşamasına farklı isimler verdiğini anlatıyor.
\nSaymaz, \"Badeci şeyh\" Korunmaz'ın cennete gireceklere şahitlik edebilmesi için ilk aşama olan, kendi cinsel organını öpmeleri, yalamaları, emmeleri ve gelen sıvıyı içmeleri gerektiğini, bunun adının da “Badeleme” olduğunu, ikinci aşamada ise tarikatta ilerlemeleri ve kendisine bağlı olabilmeleri için cinsiyet ve yol ayırmaksızın kendisiyle cinsel ilişkiye girmeleri gerektiğini ve bunun adının da “Tabi olmak\" olduğunu bu olayın gerçekleştiği tarikat içindeki odaya da “Sır Odası” dediğini anlatıyor.
\nSaymaz, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından açılan FETÖ davalarının, devlette ve bürokraside laik bir arınmayı getirmediğini söyledi. \"Tam aksine, diğer tarikat ve cemaatler FETÖ’den boşalan kamusal alana gözlerini diktiler\" diyen Saymaz kitabında \"Bilhassa Nakşibendilik ve onun Güneydoğu kolu Menzil etkinlik kazandı\" tespitini yapıyor.
\n