Istanbul Yaz Tatil Yerleri

İstanbul'a Yakın 15 Tatil Yeri

Ağva
İstanbul'a km uzaklıkta. Kumsalı, koyları, kayalıkları ve orman ile iç içe görüntüsü ile Ağva, şehirden gelenlerin kendilerine pozitif enerji yükledikleri bir enerji noktası haline gelmiştir.
Kilim Koyu, Gelin Kayası, Saklı Göl, Ağva da görülmesi gereken yerler İstanbul'a sadece 1 saat uzaklıkta olan Ağva, küçük otelleri, muhteşem doğası ile iyi bir seçim.

Anadolu Feneri - Anadolu Kavağı

Anadolu Feneri'nde ne kararsızlık yaşarsınız, ne de koşturmanız gerekir. Çünkü yapılacaklar bellidir. Küçük meydanda önce kısa bir tur atılır, sonra Yoros Kalesi'ne tırmanılır. 'da Cenevizlilerin yaptırdığı kalede, manzaraya bakınca "Her adımıma değdi" diyeceksiniz.

Anadolu Feneri İstanbul'a yarım saat uzaklıkta Karadeniz'in hırçın dalgalarının eskitemediği küçük bir köy.

Anadolu Feneri de özellikle bahar ve yaz aylarında haftasonu dinlence ve piknik keyfi için uygun yerlerden birisidir. Karadeniz kıyısına inildiğinde doğa ve manzara güzel, piknik imkanı için ideal. Anadolu Feneri dalgakıranı içerisinde yer alan balık restoranlarında da deniz ürünleri keyfini çıkarmak mümkündür.

Kandıra

İstanbul&#;un hengamesinden bir buçuk saat uzaktaki Kandıra, Kocaeli&#;nin tersine henüz sanayileşmediği için bu listede yerini buldu. Çam ormanlarıyla çevrili ilçede telaşa yer yok. Çünkü burada zaman yavaş akıyor. Önce Kandıra&#;nın meşhur yoğurdunu tadın sonra sahilleriyle ünlü, Cebeci, Bağırganlı, Kefken, Kumcağız veya Kerpe&#;ye uzanın. Şirin balıkçı tekneleri, mangalda balık keyfi ve bol oksijen buralarda sizi bekliyor.

İlçenin bir diğer görülesi yeri Karadeniz&#;in tek yerleşim olan adası Kefken Adası. Burada kale surları, sarnıç kalıntıları ve deniz feneri muhakkak gezilmeli. Adını civardaki kayaların renginden alan Kefken Pembe Kayalar&#;a uğradığınızda, bu kayaların İstanbul&#;a getirilip Sultanahmet Camisi dahil birçok camide kullanıldığını da unutmayın.

Kilyos

Yakın zamanda popüler beach club&#;ları ve lüks villalarıyla &#;Eyvah&#; dedirtse de, İstanbulluların Sarıyer&#;deki kapı komşusu Kilyos&#;a baharda bir şans verin. Çünkü malum yaz partileri henüz başlamadı ve Karadeniz&#;in en tehlikeli denizi Kilyos henüz akına uğramadı.

Adının Rumca kum anlamına gelen &#;Kilya&#;dan veya güzel boğaz anlamına gelen &#;Killa&#;dan türediği varsayılan beldede, Cenevizlilerin yaptırdığı ve Sultan II. Mahmut&#;un restore ettirdiği Kilyos Kalesi görülmeye değer. Köyün eski evlerinin arasından tepeye ulaştığınızda karşınıza çıkan panoramik manzara da büyüleyici. Kilyos&#;ta bugüne ulaşabilen üç su terazisi, iki taş iskele, kayıkhane ve İstanbul&#;un Fethi anısına 'te dikildiği söylenen büyük çınar ağacı da ziyaret edilebilir.

Kıyıköy

İstanbul&#;a iki saat uzaklıktaki bir başka bahar adresi Kırklareli&#;ne bağlı Kıyıköy. Pabuç ve Kazan ırmakları arasında yüksek bir tepeye kurulu bu sahil kasabasına heyecan verici bir yoldan, Bizans kalıntılarından geçerek giriliyor. Beldede iki katlı ahşap evlerle çevrili sokaklardan sahile uzanıp, balıkçı barınaklarını ve eskiden korsanlar tarafından kullanılan mağaraları keşfedebilirsiniz.

Pabuçdere ile Kazandere&#;de sandal sefasından sonra &#;Sadece keyif olmaz&#; diyorsanız, buyurun kültür turuna. Bizans Dönemi&#;ne ait kaleye ve beldenin güneybatısında yer alan Aya Nikola Manastırı&#;na geçin. Kapadokya&#;daki kaya kiliselerini andıran manastırda aradığınızı bulacaksınız.

Sapanca &#; Maşukiye

İstanbul&#;dan yola çıkıp 1,5 saat sonra Sapanca Gölü&#;nde haşmetli ağaçların, kuş cıvıltılarının ve özgürce koşuşturan kazların arasında olmak nasıl fikir? Üstelik civardaki tesislerde SPA masajı ve rahatlatıcı banyolarla bahar yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Bu rotada öğlen gölün çevresinde sakin bir yürüyüş, kıyıdaki tesislerde öğle yemeği, ardından hamak keyfi sizi bekliyor.

Yolunuzu biraz daha uzatıp Maşukiye&#;ye vardığınıza da pişman olmayacaksınız. Çünkü ucu bucağı görünmeyen ormanları ve tomurcuklanan kiraz ağaçlarını herkes sever. Hatta oksijene hala doymadıysanız Kirazlı Yaylası ve Kuzu Yaylası da çevrede görebileceğiniz yerler arasında.

Yenimahalle &#; Acarlar Longozu &#; Taraklı Kasabası

Sakarya&#;nın Karasu ilçesindeki Yenimahalle, Acarlar Longozu ve Taraklı Kasabası, iki günlük bir bahar rotası. Yenimahalle, Sakarya&#;nın Karadeniz&#;e döküldüğü yerde, eski Türk filmlerinden fırlamış bir kasabayı andırıyor. Buradaki balık lokantalarını hafızaya kaydetmemek imkansız.

Diğer durağınız Türkiye&#;nin ikinci büyük su basar ormanı Acarlar Longozu, nesli tükenmek üzere olan bitki ve hayvanların ev sahibi. Bu yüzden de korumaya alınmış. Ağaçlarla çevrili gölü, adım başı su menekşeleri ve nilüferler süslüyor.

Sakarya&#;nın güneydoğu ucundaki Taraklı da bu planın nihai hedefi. Betona yenilmemiş kasabada Osmanlı&#;dan kalma tarihi evlerin, Arnavut kaldırımı dar sokakların arasında zaman birkaç yüzyıl geriden geliyor.

Avşa Adası

Marmara Denizi&#;nin ortasında Kapıdağ Yarımadası&#;nın uzantısındaki adalar grubundan biri Avşa Adası. İstanbul&#;dan deniz otobüsüyle 2 saat 45 dakikada bambaşka bir yerdesiniz. Bu güzergahı havalar iyice ısındığında seçmekte fayda var. Aksi halde dantel gibi koylara, altın renkli kumsallara içiniz gidebilir.

Adanın eski yerleşim yerlerinde Rum ve Bizans etkisini görebileceğiniz turlar için istikamet Yiğitler, Türkeli ve Manastır mevkileri. Çiftlik&#;teki kiremit mezarları ve Aziz Georgios Manastırı da görülmesi gereken yerler arasında. Avşa, üzüm bağlarıyla ünlü ve halk arasında Şarap Adası diye anılıyor. O yüzden adanın

İğneada

Şöhreti büyük. Hakkında &#;Trakya&#;nın incisi&#; deniyor. Kırklareli&#;ne bağlı İğneada, denizi, gölleri, longoz ormanları ve saklı dereleriyle ününü hak ediyor. Bir hafta sonu İğneada Longoz Ormanları&#;na giderseniz kendinize büyük bir iyilik yapmış olacaksınız. O yüzden su geçirmeyen botlarınızı giyin, rehberli turlardan birini seçin. Çünkü adını bile bilmediğiniz ağaçlar ve kuşlar sizi bekliyor.

İğneada elbette bu kadar değil. Altın tozlu uzun kumsalını keşfettikten sonra, Limanköy&#;deki yaşındaki deniz fenerini, organik ballarıyla ünlü Beğendik Köyü&#;nü gezin. Vaktiniz kaldıysa civardaki göllere uzanın. Çünkü Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana gölleri yabani hayvanların ve kuşların doğal evleri.

Riva

Beykoz&#;un şirin sahil köyü Riva, İstanbul&#;a yarım saat uzaklıkta bahara &#;Hoş geldin&#; diyebileceğiniz günübirlik rotalardan. Denizi ve kumsalı epey davetkar görünse de, bu mevsimde en iyisi Riva Deresi&#;ne yollanın. Burada balık tutup piknik yapın veya tekneyle sazlıkların arasında süzülün. Hatta motor sporlarına uygun arazi sayesinde, civarı ATV&#;lerle de keşfedebilirsiniz.

Karadeniz&#;den gelecek saldırılara göğsünü siper eden ve Bizanslılardan kaldığı varsayılan Riva Kalesi, güneşi batırmak için mükemmel nokta. Akşam Karadeniz balıklarıyla süslü sofranızdan kalkarken bu geziden pişman olmayacaksınız.

Poyrazköy

Baharda Gidilecek Yerler' listelerinde Anadolu Kavağı &#; Anadolu Feneri hattındaki orta durak. Yılların değiştiremediği balıkçı köyü Poyrazköy, Boğaz'dan Karadeniz'e çıkışta en güzel manzaraya sahip olan bölgelerden birinde.

Uzun yıllar askeri bölge olması nedeniyle dokusunu fazla yitirmemiş bir sahili var. Restoranları ve manzarası nedeniyle tercih edilebilir. Coğrafi olarak Karadeniz ve Marmara'nın kesiştiği son nokta olması burayı özel kılıyor.

Şile

Şile doğru zamanda gidildiğinde insana keyif veren bir yer. Yaz aylarında özellikle haftasonu uzak durmakta fayda var Çünkü günü birlik Şile'ye giden onbinlerce İstanbullu oluyor. Ama baharda deniz mevsimi henüz açılmamışken harika. Baharda plajların sakinliği insanı mest ediyor.

29 yıl önce köyün öğretmeni Osman Yardımcı'nın keşfettiği, ilk Hıristiyanların hapsedildiği mağara, sırf dev sarkıtları için bile görülmeye değer. Civardaki bir diğer durak ise kumu romatizmal hastalıklara iyi gelen Kumbaba. Bizans döneminden beri şifa arayanların uğradığı Kumbaba, manzara ve deniz meraklılarının da ortak adresi.

Polonezköy

Polenezköy, yeşilliklerin binbir tonunun hakim olduğu doğası, kır restoranları, butik otelleriyle tam bir cennet

Polonyalı siyasi sürgünlerin 'lerde kurduğu Polonezköy, Anadolu Yakası&#;nda Beykoz&#;un kalbinde yer alıyor. Burası baharda renk cümbüşüne dönerken, sadece kahvaltı etmek için bile gelinebilir. Zira şehrin en iyi sofraları burada kuruluyor. Ama elbette Polonezköy&#;de kahvaltıdan fazlası var.

Mesela Zofia Teyze&#;nin Hatıra Evi&#;nde eski fotoğraflara dalıp köyün tarihini öğrenebilirsiniz. Burasının nasıl Polonya Köyü&#;ne dönüştüğünü anlamak için, yıl boyunca pek çok aktivitenin, serginin ev sahibi Kültür Evi de iyi bir kaynak sunacak. Hemen önündeki ağaç oyma heykel sergisi ve 'te yapılan Czestochowalı Meryem Ana Kilisesi de mini kültür turunuz için bire bir.

Riva

Beykoz&#;un şirin sahil köyü Riva, İstanbul&#;a yarım saat uzaklıkta bahara &#;Hoş geldin&#; diyebileceğiniz günübirlik rotalardan. Denizi ve kumsalı epey davetkar görünse de, bu mevsimde en iyisi Riva Deresi&#;ne yollanın. Burada balık tutup piknik yapın veya tekneyle sazlıkların arasında süzülün. Hatta motor sporlarına uygun arazi sayesinde, civarı ATV&#;lerle de keşfedebilirsiniz.

Karadeniz&#;den gelecek saldırılara göğsünü siper eden ve Bizanslılardan kaldığı varsayılan Riva Kalesi, güneşi batırmak için mükemmel nokta. Akşam Karadeniz balıklarıyla süslü sofranızdan kalkarken bu geziden pişman olmayacaksınız.

Prens Adaları

Şehre yakın, en kolay bahar kaçamağı Adalar&#;da yapılır. İstanbul&#;un dokuz adasından en bilinen dörtlüsünde (Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada) sizi erguvanlar ve mor salkımlar karşılar. Bizans döneminde saray mensupları sürgün edildiği için &#;Prens Adaları&#; diye anılan Adalar&#;ın ortak özelliği, yemyeşil piknik alanları, muhteşem yalıları ve plajlarıdır. Bunların dışında elbette her birinde gezeceğiniz pek çok yer bulunur.

Büyükada, yılda sadece iki gün açılan Aya Yorgi Kilisesi, dünyanın en büyük ahşap binası olduğu söylenen Rum Yetimhanesi, Reşat Nuri Güntekin&#;in evi ve 2. Abdülhamit&#;in yaptırdığı Hamidiye Camisi ile ilgiyi hak eder. Heybeliada Sanatoryumu, İsmet İnönü Köşkü, Deniz Lisesi, Ruhban Okulu, Hüseyin Rahmi Gürpınar&#;ın evi de Heybeliada&#;da gezilecek yerler arasındadır. Sirakyan İkiz Evleri, Hristos Manastırı ve Kilisesi, Rum Ortodoks Panayia Kilisesi de Kınalıada&#;ya gidecek herkesin mutlaka görmesi gereken yerler. Burgazada&#;da ise Aghios İoannes Prodromos (Aya Yani) Kilisesi, Christos (Metamorfosis) Manastırı ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi&#;ni görmeden dönmeyin.

İstanbul’a yakın uzun hafta sonu tatili adresleri 4 saat uzaklıkta, cep yakmayan 8 &#;neri

Kayalıkların doğal bir havuz oluşturduğu plaj çocuklu aileler için pek uygun olmasa da oldukça rağbet gören noktalardan

4- Kefken Adası / Kefken

Burası, Karadeniz’in Giresun Adası ile birlikte iki adasından birisi. Denize girmek için tercih edilecek en güzel alternatiflerden. Güzel plajları, Cenevizlilerden kalma surları, Roma ve Bizans döneminden kalma tarihi kalıntılarıyla kendinizi İstanbul’un birkaç saat uzaklığında farklı bir ülkede hissedeceksiniz.

5- Cebeci Plajı / Kefken

Kefken’in kilometre uzunluğundaki Mavi Bayraklı sahili. Hafta sonları oldukça kalabalık olan plajı daha sakin yakalamak isterseniz hafta içi günleri ya da sezon dışı zamanları tercih edebilirsiniz.

6- Kerpe Halk Plajı / Kerpe

İstanbul’a bu kadar yakın noktada Mavi Bayraklı plajların keyfini sürebilmek gerçekten çok büyük avantaj. Bu plajda sahil oldukça geniş ve kum Dilerseniz şezlong alternatifini de değerlendirebilirsiniz. Plajdaki soyunma kabinleri ve duşlar ise ücretsiz.

7- Sosyete Plajı / Kerpe

Kerpe Plajı’nın metre ötesinden kalıyor. Yalnız burada plaj yok, beton bir platform üzerinden denize giriyorsunuz. Bu plajın avantajı daha az tercih edilmesi ve bu sebeple daha tenha olması.

8- Kartal Kayalıkları / Kerpe

Yapı olarak Pembe Kayalıklara benzeyen Kartal Kayalıkları Kerpe’nin en uç noktasında yer alıyor. Karadeniz’in hırçın dalgalarıyla yüzyıllar içerisinde şekillenen kayalar, azalarak Ağva sahiline kadar devam ediyor. Bu noktayı günbatımı saatlerinde ziyaret ederseniz denizin içerisine batan güneş ile günün yorgunluğunu üzerinizden atabilirsiniz.

Kefken ve Kerpe’de konaklama: Bölge, kamp için çok ideal. İster denize yakın bir yerde ücretsiz çadır kurun, isterseniz de günlüğü lira arasında değişen kampingleri tercih edin.

'SAKİN ŞEHİR' UNVANINA SAHİP: GÖYNÜK / BOLU
İstanbul’dan 3,5 saat uzaklıkta

İstanbul’a kilometre uzaklıkta olan Göynük, sessiz, sakin ve huzur dolu bir ortamda tatil yapmak isteyenler için en güzel adreslerden biri. yılında uluslararası Citta Slow Birliği’ne dâhil olan ve ‘sakin şehir’ unvanına sahip Bolu’nun bu şirin ilçesi, kahverengi kiremitli çatıları ve beyaz badanalı evleriyle kartpostallık görüntü oluşturuyor. Tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerinin korunmuş olması ve özellikle kent dokusunun bozulmaması, Göynük’ün tüm yerleşim alanı olarak ‘kentsel sit alanı’ ilan edilmesini sağlamış.

Turizmci ve seyahat yazarı Erdoğan Gümüş, Göynük özellikle inanç ve kültür turizmi açısından da yoğun ziyaretçi akınına uğrayan turistik ilçelerimizden biri diyor ve Fatih Sultan Mehmet’in hocası, İstanbul’un manevi fatihi olarak değerlendirilen Akşemseddin’in burada vefat ettiğinin altını çiziyor.

Göynük’te telaşsız, sakin ve yorulmadan neredeyse her yeri yürüyerek dolaşmanız mümkün. Tarih kokan dar ve taş döşeli sokaklarında dolaşırken, ruhunuzun dinlendiğini hissedeceksiniz.

Göynük’te konaklama: Bölgede özellikle restore edilen konakların bazılarında butik tarzı konaklama yapılabiliyor. İki kişilik konaklama gecelik oda kahvaltı dâhil lira arasında değişiyor.

YEŞİLLİĞİN İÇİNDE: YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI / BOLU
İstanbul’dan 4 saat uzaklıkta

Milli park ilan edilmiş bu alanda, adından da anlaşılacağı üzere yedi adet göl bulunuyor. Her biri muhteşem güzellikte ama güzel olan sadece göller değil elbette, tabiat da bu güzelliği desteklercesine cömert. Gezgin ve seyahat yazarı Burcu Gürtürk Kadak Yedigöller’in Mengen’den yaklaşık 70 kilometre mesafede olduğunu ve günübirlik gidip gelinebileceğini söylüyor.

“Kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, karaçam, sarıçam, köknar, karaağaç, ıhlamur ve porsuk, Yedigöller’de rastlayabileceğiniz ağaçlardan. Parkın içinde ve yakın çevresinde ise geyik, karaca, ayı, yabani domuz, kurt, tilki ve sincap görmek mümkün.”

Yedigöller’de konaklama: Buraya kadar gelmişken çadır kurmalısınız. Eğer kamp insanı değilim diyorsanız milli park alanı içerisinde yer alan tesise ait bungalov evlerde konaklama yapabilirsiniz. Fiyatlar lira arasında değişiyor.

Havadaki oksijen bolluğu bakımından dünyada ikinci sırada yer alan Kaz Dağları’na ömrünüzde bir defa da olsa mutlaka yolunuzu düşürmelisiniz. Bu cennet coğrafyada etkisi altında kalacağınız yerlerin başında Kaz Dağları ve Edremit Körfezi’nin dibinde bulunan Adatepe ve Yeşilyurt köyleri geliyor. Köyler, Çanakkale il merkezine , Ayvacık ilçe merkezine ise 35 kilometre uzaklıkta kalıyor. Osmanlıdan kalma konakları ve Rum taş evlerinin birbirine geçtiği köy sokaklarında yürümek çok keyifli.

Gezgin ve seyahat yazarı Nurgül Büyükkalay, Adatepe’de her adım attığınızda karşınıza taş işçiliğinin en güzel örnekleri çıkacak diyor.

“Köyün en meşhur yapılarından biri Taş Mektep. Eski okul binası restore edilerek felsefe, edebiyat, sanat ve tarihi barındıran bir düşünce merkezine çevrilmiş. Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında dolaşırken karşınıza çıkan doğal ürünlerin satıldığı hediyelik eşya dükkânlarından sabun ve reçel alabilirsiniz. Çay molası için iki çınar ağacının gölgesindeki köy kahvesine mutlaka uğramalısınız. Köyün dondurmacılarında Adatepe’nin yöresel otlarından yapılan meşhur otlu dondurmasının tadına da mutlaka bakmalısınız.”

Bu arada Adatepe, Ege’nin en güzel manzaralarından birine de ev sahipliği yapıyor. Köyün hemen girişindeki Zeus Altarı ziyaret listenizde olmalı. Zeus Altarı’nın Edremit Körfezi, Küçükkuyu ve Midilli’yi ayaklarınızın altına alan manzarası gerçekten görülmeye değer.

Gezgin Nurgül Büyükkalay ayrıca zeytinle özdeşleşen bölgede bir de Zeytinyağı Müzesi’nin olduğunun altını çiziyor. Ayrıca üretim aşamasından filtre edilmesine, zeytinyağının soframıza kadar gelen öyküsünü göreceğiniz müzede taze köy ekmeğinin tadına bakmayı da unutmayın diye ekliyor.
Yeşilyurt ise Kaz Dağları’nın bir başka büyüleyici köyü.

Bir zamanlar Türkler ve Rumların birlikte yaşadığı köyün eski adı Büyük Çetmi. Köy, şehirden gelen sevdalıların emekleri üzerine birçok yapısı restore edilerek yeniden hayat bulmuş. Köyün Rum ustalar tarafından inşa edilen tarihi camileri ve taş evlerinin yıllık geçmişi var. Gezgin ve seyahat yazarı Nurgül Büyükkalay sadece sokaklarında yürümek için bile köye yolunuzu düşürmeye değer diyor ve ekliyor:

“Yeşilyurt Köyü bol oksijeniyle beraber lezzetleriyle de sizi doyuracak. Köye özel lezzetlerden cevizli, tahinli ‘çetmi tatlısı’, gözleme ve mantı ikilisinin bir araya gelmiş hali ‘manlama’ ve karadut suyunu mutlaka denemelisiniz. Köylüler tarafından yapılan testi ve sepet peyniri ile kekik, kapari ve ısırgan otunu da mutlaka alışveriş listenize eklemelisiniz”

Adatepe ve Yeşilyurt köylerinde konaklama:Bazı oteller dağ manzarasıyla beraber deniz manzarası da sunuyor. Konaklama ücretleri kalacağınız otelin tipine göre değişiklik gösteriyor. Gecelik liraya bir pansiyonda, liraya bungalovda ya da liradan başlayan fiyatlarla bir taş konakta konaklayabilirsiniz.

REKLAM FİLMİYLE POPÜLER OLDU: TARAKLI / SAKARYA
İstanbul’dan 3 saat uzaklıkta

yılında uluslararası Cittaslow Birliği’ne kabul edilen Taraklı, Sakarya’nın ilçesi ve ülkemizin beşinci sakin beldesi. İstanbul’a kilometre mesafede bulunan ilçe, son yıllarda kültür ve termal turizmi denilince ilk akla gelen yerlerden biri aynı zamanda. Bir zamanlar “Mümkünlü’de her şey mümkün!” reklam filmiyle de adını duyuran Taraklı; tarihi, kültürel zenginliği ve doğal güzelliğiyle, sinema ve TV dizileri için de vazgeçilmez mekânlardan…

Deniz, kum ve güneş önceliğinden ziyade sessiz ve sakin ortama sahip, tarihi ve kültürel zenginliği olan, günlük telaşa kapılmayacağınız bir yer mi arıyorsunuz? İşte Taraklı tam da böyle bir yer…

Turizmci ve seyahat yazarı Erdoğan Gümüş, nice seyyahların duraklarından biri olan Taraklı’ya yolu düşen İbn-i Battuta: “Şirin ve büyük bir köy.” diye tanımlamış Taraklı’yı diyor. Gümüş ayrıca dar sokaklarına girmeden önce, Taraklı’yı kuş bakışı seyretmek ve fotoğraflamak için en güzel noktalardan biri olan Hisar Tepesi’ne çıkmalısınız diye de ekliyor.

“Taraklı’da görülebilecek yerler arasında bulunan ve eski bir konak olan Kültür Evi, tam bir müze niteliğinde. Burada ilçenin tarihini ve kültürünü yansıtan objeler sergileniyor. Kumaş dokuma tezgâhları, Romanların yaptıkları demir ve ferforje maketler, Taraklı doğumlu ünlü hattat Saim Özel’in eserleri, yöresel kıyafetler, sergilenen eşyalardan bazıları.”

Taraklı’da konaklama: Osmanlı dönemi sivil mimari örnekleri bir hayli fazla ilçede. ’ün üzerinde tescil edilmiş ev ve konak bulunuyor. Kadirler Konağı, Hanımeli Konağı, Çakırlar Konağı, Hacı Rıfatlar Konağı, en çok ilgi çeken konaklar arasında yer alıyor. Restore edilmiş bu birbirinden güzel Osmanlı dönemi konaklarının bir kısmı butik otel olarak da kullanılıyor. Bu şirin otellerde kişi başı konaklama fiyatı oda kahvaltı dahil liradan başlıyor.

KÜÇÜK KARADENİZ: AKÇAKOCA / DÜZCE
İstanbul'dan 3, saat

Akçakoca; denizi, şelalesi, kanyonu ve kalesiyle dolu dolu zaman geçirebileceğiniz bir adres… Peki nereleri gezmeli? Bölge hakkında bilgi sahibi olan gezgin İpek Evci yedi adımda Akçakoca’da görülecek yerleri sıraladı…

1- Eski yerleşim yerlerini ziyaret edin

Cumhuriyet, Yukarı Mahalle, Hacı Yusuflar ve Orhan Gazi mahalleleri bölgenin en eski yerleşim yerleri. Özellikle farklı mimarisi, rengarenk çiçeklerle süslenmiş halleriyle Akçakoca evlerini görmeden turunuzu tamamlamayın.

2- Yöresel Pazar

Hafta sonları kurulan pazardan tarhana, köy ekmeği, süt, peynir ve tereyağ almadan dönmeyin, tadı damağınızda kalacak. Fındık tarlalarına ev sahipliği yapan Akçakoca’nın şekerli fındıklarından da tatmayı unutmayın.

3- Orhan Gazi Okulu

Pazarın metre yakınında yer alan ve Cumhuriyet döneminin ilk okullarından birisi olan Orhan Gazi okulu, mimari olarak Ankara’daki meclis binasına çok benziyor. Burada harika fotoğraflar yakalamanız mümkün

4- Hemşin Köyü ve Hemşin Camii

Bölgenin en renkli yerleşim alanlarından birisi Hemşin Köyü ve yıllık bir geçmişe sahip olan Hemşin Cami Cami iki kattan oluşuyor. İlk katı taştan, ikinci katı ahşaptan olan caminin mihrabı, minberi ve tavan işçiliği oldukça ilgi çekiyor. Cami ilçe merkezine 15 kilometre uzaklıkta yer alıyor.

5- Ceneviz Kalesi

İlçe merkezine 3 kilometre uzaklıktaki yüzyıldan kalma kale, moloz taşlarla inşa edilmiş. Yaklaşık beş yıldır yenileme çalışmalarının yapıldığı kaledeki çalışmalar bu yıl sona erdi. Tarihiyle, manzarasıyla kendisine hayran bırakan kalenin doğusunda ve batısında Mavi Bayraklı iki plaj yer alıyor. Kale ziyareti sonrasında deniz keyfi yapmak isteyenler için oldukça güzel bir nokta.

6- Aktaş Şelalesi

Akçakoca'da kaçırmamanız gereken yerlerden biri de adını bulunduğu köyden alan Aktaş Şelalesi. İlçe merkezine yaklaşık 11 kilometrelik uzaklıkta yer alıyor ve zengin bitki örtüsüyle çevrili olan şelalenin suyu 50 metrelik bir yükseklikten düşüyor.

7- Fakıllı Mağarası

Akçakoca turizminin en gözde noktalarından birisi Fakıllı Mağarası Toplamda metre uzunluğunda Astım hastalığına iyi geldiği söylenen mağaranın sadece metrelik kısmı ziyarete açık. Engebeli yollarında yürümenin zor olduğu mağaranın içerisindeki sarkıt ve dikitler oldukça etkileyici.

Akçakoca’da konaklama: Bölgede üç yıldızlı pek çok otel var. Gecelik konaklama fiyatı ise lira arasında değişiyor.