izinsiz yapı cezası / Yıkım ve Para Cezası | İmar para cezası kime verilir?

Izinsiz Yapı Cezası

izinsiz yapı cezası

İMAR PARA CEZASI KİME VERİLİR

GİRİŞ

Ruhsatsız (kaçak) veya ruhsata aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle verilecek idari para cezalarının esasları sayılı İmar Kanunu’nun maddesinde düzenlenmiştir.

İmar Kanunu’nun maddenin 2. fıkrasında;

  • Yapının sahibine,
  • Yapı müteahhidine ve
  • Aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere imar para cezası verilebileceği düzenlenmiştir.

İmar Para Cezası Yazı Serisinin bu bölümünde, Danıştay kararları esas alınarak, imar para cezasının muhatabının hatalı olarak belirlenmesinden kaynaklı iptal sebepleri üzerinde durulacaktır.

I- YAPI SAHİ KİMDİR?

En basit tanımlamayla “Yapı Sahibi”, ruhsatsız yapıyı veya ruhsata aykırılığı yapan kişidir.

Anayasa Mahkemesinin tarihli ve Başvuru Numarası: / sayılı kararında yapı sahibi ; “Anayasa Mahkemesinin somut olaydaki idari para cezasının kanuni dayanağı olan sayılı Kanun'un maddesinin itiraz yoluyla iptali istemine ilişkin kararında ve Danıştayın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere yapı sahibi ibaresinden anlaşılması gereken, yapıyı mevzuata aykırı inşa eden kişidir (bkz. §§ 28,29). Yine bu kararlarda, idarelerce gerekli araştırma yapılarak mevzuata aykırı inşaat yapan kişi tespit edilmeksizin doğrudan yapının mülkiyet sahibine para cezası verilmesinin kanunun amacı ve anlamı ile bağdaşmayan bir sonuç doğuracağı vurgulanmıştır.”  şeklinde ifade edilmiştir.

Danıştay 14 Dairesinin tarihli ve E/, K/ sayılı kararında da; “Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca, sayılı İmar Kanunu'nun maddesine göre verilecek olan para cezasının ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıyı fiilen yapan ya da yaptıran kişi adına, bir başka ifade ile yapı sahibi adına verilmesi gerekmektedir. Yapı sahibinin ise her zaman taşınmaz maliki ile aynı kişi olması zorunlu olmadığından, ruhsatsız yapıyı yapan kişinin taşınmaz malikinden farklı bir kişi olduğunun anlaşılması durumunda, taşınmaz malikiadına değil, yapıyıyapan adınapara cezası verilmesigerekmektedir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararındaidarelerce gerekli araştırma yapılarak mevzuata aykırı inşaat yapan kişi tespit edilmeksizin doğrudan yapının mülkiyet sahibine para cezası verilmesinin kanunun amacı ve anlamı ile bağdaşmayan bir sonuç doğuracağıbelirtilmiş ise de, idareye yüklenen bu araştırma yükümlülüğü Danıştay içtihatlarında katı bir şekilde yorumlanmamaktadır. Somut olayın özelliğine göre ruhsatsız yapıyı veya aykırılığı kimin yaptığına ilişkin ispat sorumluluğunun bazı durumlarda belediyelerin, bazı durumlarda ise bu aykırılıkları yapmadığını iddia edenr ait olduğu kabul edilmektedir.

Bu nedenle, imara aykırılıktan yapı sahibi olarak kimin sorumlu olacağını her olaya göre ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.

1. Kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapılan ruhsatlı binada imara aykırı kısımlar varsa, arsa sahiplerine para cezası verilemez.

“Bu durumda; yukarıda bahsedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre "ruhsata aykırılıkları yapan" kişi olan yüklenici firma, imar para cezasının muhatabı olacağından, bu hususta araştırma yapılarak ona göre para cezası tesis edilmesi gerekirken, arsa sahibi davacılar adına para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.” (Danıştay Dairesi, tarih ve E/, K/ sayılı kararı)

2. Yapının ilk inşa edildiği aşamadan kaynaklanan aykırılıklar nedeniyle, sonradan bağımsız bölüm satın alan kişilere para cezası verilemez.

“Bu durumda; dava konusu aykırılıkların yapım aşamasında meydana geldiği, sonradan proje ve eklerine aykırı ilave niteliği taşımadığı ve yapıyı sonradan satın alan davacının olayda herhangi bir dahlinin olmadığı bilgisi karşısında, davacının bu aykırılıklardan sorumlu tutulamayacağı ayrıca bu durumun cezaların şahsiliği ilkesinin de bir gereği olduğu bu nedenle davacıya para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” (Danıştay D., E. / K. / T. )

3. Sonradan yapılması mümkün olan ruhsata aykırılıklar nedeniyle, kural olarak tespit tarihinde malik olan kişiye para cezası verilebilir. Böyle bir durumda, ruhsata aykırılığın kendisi tarafından yapılmadığını iddia eden kişi bunu ispatlamak zorundadır.

“Yukarıda yer verilen hükümler uyarınca, davalı idarece, dava konusu taşınmazda ruhsatlı projesine aykırı imalatlar yapıldığının tarihli, 84/19 Sayılı yapı tatil tutanağıyla usulüne uygun olarak tespit edildiği; dava konusu imalatların kendilerince yapılmadığını iddia eden davacıların ise, bu iddialarını somut olarak ortaya koyan bilgi ve belgeleri dosyaya ibraz edemedikleri dikkate alındığında, dava konusu idare para cezasının mevzuata uygun olarak verilip verilmediğinin incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” (Danıştay 6. Dairesi, E. /, K. / T. )

4. Sonradan yapılması mümkün olan ruhsata aykırılıklarda, tespit tarihinde malik olan kişi aykırılığı kendisinin yapmadığını, satın aldığı tarihte aykırılığın mevcut olduğunu ispatlarsa, bu kişiye ceza verilemez.

“Uyuşmazlık konusu olayda, yapının maliki olan davacının, dava konusu taşınmazı tarihinde konut kredisi kullanmak suretiyle satın aldığı, banka tarafından düzenlenen tarihli ekspertiz raporunda, kat irtifakı tapulu 5 nolu bağımsız bölümde yapı tatil zaptı ile tespit edilen onaylı projesine aykırı olarak yapılan ilave kapalı alanların ayrıntılı olarak belirtildiği, ilaveler neticesinde yaklaşık brüt m²'lik dairenin, yaklaşık m² brüt alanlı hale getirildiğine ilişkin tespitlerin bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda; suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, para cezasına konu yapıların kim ya da kimler tarafından yapıldığı tespit edilerek, gerçek yapı sahibi ya da sahipleri adına para cezası verilmesinin gerektiği, söz konusu ruhsata aykırılıkların davacının yapıyı satın aldığı tarihten önce de mevcut olduğu, söz konusu yapıda bağımsız bölüm maliki olan davacının bu aykırılıklardan sorumluluğunun bulunmadığı, bu durumun cezaların şahsiliği ilkesinin de bir gereği olduğu dikkate alındığında, davacıya para cezası verilmesine ilişkin 14/01/ günlü, /98 sayılı dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık bulunmadığından İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay Kararı - D., E. / K. / T. )

5. Müteahhidin ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı yapmasına rıza gösteren arsa sahibine para cezası verilebilir. Fakat, ruhsatsız binadan sonradan daire (arsa hissesi) satın alan kişilere para cezası verilemez.

"Dosyanın incelenmesinden; dava konusu taşınmaz üzerinde davalı idare teknik elemanlarınca yapılan denetimde; ruhsatsız olarak zemin+7 normal katlı yapı yapıldığının günlü yapı tatil tutanağı ile tespit edildiği ve sayılı İmar Kanununun maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin gün ve sayılı encümen kararının tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Olayda; arsa sahibi olan davacılardan K2 ile müteahhit K10 arasında tarihinde düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, davacılardan K3, K4, K5, K6, K7, K8 ve K9 tarafından yapının bağımsız bölümlerinin satın alındığı görülmektedir.

Bu durumda; suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, para cezasına konu yapıların kim ya da kimler tarafından yapıldığı tespit edilerek, gerçek yapı sahibi ya da sahipleri adına para cezası verilmesinin gerektiği, dava konusu aykırılıklardan müteahhidin ve arsa sahibinin sorumlu olduğu, davacılardan K3, K4, K5, K6, K7, K8 ve K9'ın bu aykırılıklardan sorumluluğunun bulunmadığı, bu durumun cezaların şahsiliği ilkesinin de bir gereği olduğu dikkate alındığında, davacılardan K3, K4, K5, K6, K7, K8 ve K9'a para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, para cezasının reddine ilişkin kararın anılan davacılara ilişkin kısmında ise hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay Dairesi, tarih ve E/, K/ sayılı kararı)

6. Ruhsatsız yapı satın alan kişiye, satın alma tarihinden önce yapılan kısımlar için para cezası verilemez.

“Bu durumda; suç ve cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca, idarece davacının satın aldığı tarihte taşınmazda bulunan yapı ile daha sonra davacı tarafından yapılan ilave kısımlar tespit edilerek davacıya yalnızca bu kısımlar üzerinden para cezası verilmesi gerekirken, böyle bir inceleme yapılmaksızın davacı adına ruhsatsız yapının tamamı üzerinden hesaplanarak verilen para cezasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” (Danıştay D., E. / K. / T. )

7. Mirasçılara, kendilerinin yapmadıkları kısımlar nedeniyle para cezası verilemez.

“…yapı tatil tutanağına konu edilen ruhsatsız yapılardan zemin + 2 normal katlı yapının tarihinde vefat eden muris Nurettin Erken'in sağlığında zaten var olduğu, çelik çatı imalatının ise taşınmazın mirasen davacılara intikal ettiği dönemde yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacıların yapı sahibi sıfatına haiz olmadığı anlaşılan zemin + 2 normal katlı ana yapıyı da kapsayacak şekilde hesaplama yapılmak suretiyle verilen idari para cezasına ilişkin belediye encümeni kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” İstanbul BİM, 5. İDD, E. / K. / T.

8. Malik ile kiracı arasındaki sözleşmede, kiracının ruhsat almadan yapı ve tadilat yapamayacağı şeklinde madde varsa, malike para cezası verilemez.

“ … davacılar ile … Gıda San. ve Tic. A.Ş. arasında tarihli kira sözleşmesi düzenlendiği, tarihli kira sözleşmesine ek protokolde ise; kiralanan binanın kiralama amacına uygun kullanıma elverişli olmadığından dolayı mal sahipleri ve kiracının anlaşarak mevcut binayı yıkıp yerine yeni bina yapmaya karar verdikleri, … Gıda San. Ve Tic. A.Ş.'nin müteahhit olarak mevcut binayı yıkarak yerine imar durumuna ve kiralama amacına uygun hazırlanacak projeye göre yeni bir binanın inşa edeceği, binanın yıkılması ve projeye uygun yeniden yapım harcamaları ve tüm bu işlerin takibinin kiracı tarafından yapılacağının kurala bağlandığı, yapıya tarihinde yapı kullanma izni verildiği, bu tarihten sonra kiracı … Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin yapıyı, sağlık merkezi, güzellik salonu olarak alt kiraya verdiği, son olarak tarihli kira sözleşmesiyle yapının bodrum kat+zemin kat+seafoodplus.infoını pastane olarak alt kiraya verdiği, tarihli kira sözleşmesinde, alt kiracının taşınmazı yeni yapılmış (kaplama, zemin döşemesi, tesisat ve kış bahçesi) kiralama amacına uygun olarak teslim aldığının belirtildiği görülmektedir.

Bu durumda; "ruhsata aykırılıkları yapan" kişinin imar para cezasının muhatabı olacağından ve ruhsata aykırılıkları yapanın müteahhidi ve kiracısı olduğu anlaşıldığından, davacıya maliki olduğu taşınmaz üzerinde ruhsata aykırı yapı yapıldığından bahisle verilen para cezasında, "Cezaların Şahsiliği" ilkesi açısından hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” (Danıştay Dairesi, tarih ve E/, K/ sayılı kararı)

Birden çok hisseli parsellerde veya birden çok daireden oluşan binalarda, para cezasının muhatabının net bir şekilde encümen kararında gösterilmesi gerekir.

“Bu durumda; cezaların şahsiliği ilkesi gereği ruhsatsız yapıyı yapanın açık ve net olarak belirlenmesi ve yapıyı yapana para cezası verilmesi ve para cezası miktarının yapı sahiplerinin hissesi oranında bir saptama yapılması suretiyle hesaplanması gerekirken, hisseleri oranında bir saptama yapılmaksızın aykırı yapının tamamı üzerinden ve kimden hangi oranda tahsil edileceği belirtilmeden tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay Dairesinin tarihli ve E/, K/ sayılı kararı)

II- YAPI MÜTEAHHİDİ

Yapı müteahhidi de tıpkı yapı sahibi gibi imara aykırılık nedeniyle cezalandırılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yapı sahibi ve müteahhidi aynı kişi veya şirketse, bu kişi veya şirkete hem yapı sahibi hem de yapı müteahhidi sıfatıyla iki defa para cezası verilemez.

"Ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapı yapılması ve yapı sahibi ve müteahhidinin aynı kişi olması durumunda, eylemin tek olduğu dikkate alındığında; Sayılı İmar Kanununun maddesi uyarınca belirlenecek para cezasının aynı kişiye iki ayrı sıfatından dolayı iki kez verilebileceğinin kabulü, aynı kişinin bir eylem nedeniyle iki kez cezalandırılması sonucunu doğuracağından, mükerrer cezalandırmaya yol açacak bu durumun hakkaniyete ve başta "ne bis in idem" ilkesi olmak üzere hukukun genel ilkelerine uygun olacağından söz edilmesi olanaklı olmadığından, böyle bir durumda maddede öngörülen cezanın, yapı sahibi ve müteahhidi olan kişiye bir kez uygulanması gerekmektedir.” (Danıştay Dairesi, tarih ve E/, K/ sayılı kararı)

III- FENNİ MESUL

1. Yapı denetim şirketi “fenni mesul” değildir. Bu nedenle, yapı denetim şirketine İmar Kanunu’nun maddesi uyarınca para cezası verilemez.

“Uyuşmazlıkta; yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine göre bir yapı denetim şirketinin görev ve sorumlulukları ile uygulanacak idari yaptırımların sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun maddelerinde düzenlendiği, sayılı İmar Kanununda düzenlenen fenni mesullük yetki ve sorumluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla söz konusu inşaatın ruhsat ve eklerine aykırı yapılmasından davacı yapı denetim kuruluşunun fenni mesul olarak sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, davalı idarenin, uyuşmazlığa konu yapının ruhsat ve eklerine aykırı yapıldığından bahisle davacı şirkete yapı denetim kuruluşu (fenni mesul) sıfatı nedeniyle sayılı İmar Kanununun maddesi uyarınca imar para cezası verilmesine ilişkin günlü, sayılı işleminde hukuka uyarlık, aksi yöndeki temyize konu para cezasının ,58 TL'lik kısmı yönünden davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.” Danıştay Kararı - D., E. / K. / T. ,; D., E. / K. / T. ; Danıştay 6. Dairesi, E/, K/ T. )

2. Fenni mesule sadece kendi uzmanlık alanındaki imara aykırılıklar nedeniyle para cezası verilebilir.

“Bu durumda; yapıda ruhsata aykırı ilaveler yapıldığının tespiti üzerine dava konusu işlemle fenni mesullere para cezası verilmesine karar verilmiş ise de; söz konusu fenni mesullerin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için kendi uzmanlık alanları ile ilgili denetim faaliyetini yerine getirmediklerine veya imara aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmediklerine ilişkin somut tespitin bulunması gerektiğinden, yapıda tespit edilen imara aykırı durumun davacı fenni mesullerin uzmanlık alanı ile ilgili olup olmadığı, bu hususa ilişkin denetim faaliyetinin veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğine ilişkin yeterli tespit bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmekte iken, eksik inceleme sonucu verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında da hukuki isabet görülmemiştir.” (Danıştay Dairesi, E. /, K. /, T. )

SONUÇ

İmar para cezasının uygulanmasında cezanın muhatabının kim olacağının doğru olarak belirlenmesi “cezaların şahsiliği” ilkesinin bir gereğidir. Bu nedenle, tapuda malik olmak imar para cezası verilebilmesi için tek başına yeterli bir kriter değildir.

Yukarıda aktardığımız Danıştay içtihatlarından da anlaşılacağı üzere, cezanın muhatabının kim olduğu her somut olayın özelliğine göre ayrı ayrı belirlenmelidir. Bu noktada, “cezaların şahsiliği” ilkesi çerçevesinde belirlenen ve yukarıda saydığımız esaslara aykırı olarak verilen para cezaları hukuka aykırı olacaktır. İmar para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda, cezanın muhatabının yanlış belirlenmesi en önemli iptal sebeplerindendir.

Kaçak Yapılarla Mücadelede Belediyelerin Sorumlukları

Responsibilities of Municipalities in Fight Against Unlicensed Construction

İmarlı alanlarda kamu ve özel mülkiyete konu olan parsellerde mülk sahipleri tarafından ruhsat ve eklerine, fen ve sağlık kurallarına, kat nizamına, yapı emsal değerlerine, komşu mesafelere aykırı yapılar ve gecekondular, kaçak yapı olarak tanımlanır. 20’nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren önemli bir kent sorunu haline gelen kaçak yapılarla mücadelede, uzun dönemdir uygulanan düzenlemeler, son dönemlerde yürürlük kazanan kanunlar, yargı kararları ve bürokratik görüşler kapsamında etkinlik sağlanmaya çalışılmaktadır. Yürürlükteki mevzuat kapsamında kaçak yapılarla mücadelede belediyelere önemli görevler ve hukuki sorumluluklar düşmektedir. Bu çalışmanın amacı, belediyelerin kaçak yapıyla mücadele alanında yer alan sorumluluklarını mevzuat kapsamında açıklamaktır.

Kaçak Yapı, Gecekondu, Belediye, Sorumluluk.

Any buildings and shanty houses contrary to licenses and their annexes, science and health rules, construction floors, construction equivalence values, neighboring distances of the property owners on the lots subject matter of public and private ownership on improved lands are defined as unlicensed construction. Effectiveness is endeavored to be ensured in the fight against the unlicensed construction which have become an important city problem from the second half of the 20th century within the scope of the regulations applied for long term, laws entered into force in the recent periods, judicial decisions and bureaucratic opinions. Important duties and legal liabilities fall upon the municipalities in the fight against the unlicensed construction within the legislations in effect. The purpose of this study is to define the liabilities of municipalities in the fight against the unlicensed construction within the scope of the legislations.

Unlicensed Construction, Shanty House, Municipality, Liability.

Kaçak yapı, kendisine veya başkasına ait bir arsa üzerinde yetkili kurumlardan hukuksal olarak inşaat ruhsatı alınmaması veya ruhsat alındıysa bile ruhsata aykırı bir şekilde inşaatın yapılması durumlarında söz konusu olmaktadır. Bir yapının kaçak olmaması için mutlaka inşaat ruhsatı alınarak yapımına başlanması ve en son iskân ruhsatı alınarak oturuma uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

Başta sayılı İmar Kanununun geçici 16’ncı maddesi uyarınca düzenlenen yapı kayıt belgesinin şahıslar tarafından suiistimal edilmesi, kaçak yapılar için hazır beton teminin çok hızlı ve kolay olması, yıkımı gereken yapılan fiilen işgalli olması, belediyelerin yıkım işlerini yürütmek için iş makinesi, araç, gereç ve ekipmanının yetersiz kalması, büyükşehir belediyelerinin kendi yoğunluğu nedeniyle her zaman ilçe belediyelerinin yardım çağrısına karşılık verememesi, ilgili idarelerce kaçak yapılara elektrik gibi altyapı hizmetlerinin götürülmesi, yalan beyan ile yapı kayıt belgesi alan yapıların yıkılmasının yargı süreci nedeniyle uzaması gibi nedenlerin varlığı kaçak yapılarla mücadeleyi zorlaştırmaktadır.

Bu çalışmada, kaçak yapılarla mücadele kapsamında belediyelerce yerine getirilmesi gereken birtakım hususlara ilgili mevzuat hükümleri kapsamında değinilecektir.

Ülkemizde özellikle sonrasında yaşanan hızlı kentleşme ve sanayileşme sürecinde göç ve aşırı nüfus artışının etkisiyle büyük kentlerimizde arsa ve konut talebi hızla artarken, imar ve yapılaşmaya ilişkin yasalar, kentsel arsa ve konut üretimine ilişkin politikalar ve kaynak üretme araçları ile yeterince desteklenmemiş; mevzuatın biçimlediği merkezi ve yerel kurumsal yapılanmalar, kentlerimizde imar ve yapılaşma konularında nicelik ve nitelik olarak karmaşıklaşan sorunların büyüklüğü ve çeşitliliği ile orantılı/uyumlu arsa ve konut üretim süreçlerinin geliştirilmesi konusunda yetersiz kalmıştır.1 Bu gelişmeler ülkemizde birçok yapının kaçak yapı ya da gecekondu olarak oluşturulmasına neden olmuştur.

Bilindiği üzere, sayılı Gecekondu Kanununun:

1’inci maddesi; “Mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi ve bu amaçlarla alınması gereken tedbirler hakkında bu kanun hükümleri uygulanır.” hükmünü,

2’nci maddesi; “Bu kanunda sözü geçen (Gecekondu) deyimi ile, imar ve yapı işlerini düzenliyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmıyan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar kastedilmektedir.” hükmünü,

18’inci maddesi; “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır.

Yıkım sırasında lüzum hasıl olduğunda, belediyeler ilgili mülkiye amirlerine başvurarak yardım istiyebilirler. Mülkiye amirleri, Devlet zabıtası ve imkanlarından faydalanmak suretiyle, izinsiz yapıların yıkım konusunda yükümlüdürler.

Özel kişilere veya bu maddenin 1’inci fıkrasında sözü geçenler dışındaki tüzel kişilere ait arazi ve arsalar üzerinde yapılacak izinsiz yapılar hakkında, arsa sahiplerinin yazılı müracaatları üzerine ve mülkiyet durumlarını tevsik etmeleri şartiyle bu madde hükümleri, aksi halde genel hükümler ve sayılı İmar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmünü,

37’nci maddesi; “Bu Kanun hükümlerinden faydalanmak amacıyla yalan beyanda bulunan veya hakikate aykırı beyanname verenler ile bu Kanunun yayımından sonra belediye sınırları içinde veya dışında belediyelere, Hazineye, özel idarelere veya katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalar üzerinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde izinsiz yapı yapanlar, yaptıranlar, bu gibi yapıları satanlar, bağışlayanlar, rehin edenler veya diğer şekillerde devredenler ve bilerek devir ve satın alanlar, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır.

Özel kişilere veya bu maddenin 1’inci fıkrasında sözü geçenler dışında ki tüzel kişilere ait arazi ve arsalar üzerinde yapılacak izinsiz yapılar hakkında ise arsa sahibinin mülkiyet durumlarını vesikalandırmaları şartiyle yazılı müracaatları halinde bu madde hükümleri uygulanır. Bu kanun hükümlerine aykırı olarak işgalde bulunanlarla oturma hakkını kaybedenler, ilgili belediyelerce sayılı Kanunda belirtilen şekilde tahliye ettirilirler. ” hükmünü,

sayılı Türk Ceza Kanununun ’üncü maddesi; “(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.

(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

(6) (Ek: - /21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmünü,

sayılı İl İdaresi Kanununun:

9’uncu maddesinin (C) bendi; “(Değişik: - KHK// md.) Vali, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve diğer mevzuatın neşir ve ilanını ve uygulanmasını sağlamak ve talimat ve emirleri yürütmekle ödevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almaya yetkilidir. ” hükmünü,

11’inci maddesinin (C) bendi; “İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteaallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. (Ek cümle: - /1 md.) Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır.” hükmünü,

sayılı İmar Kanunu’nun 3’üncü maddesi “Herhangi bir saha, her ölçekteki plan esaslarına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz

Vali, kamu düzenini ve güvenliğini veya kişilerin can ve mal emniyetini sağlamak amacıyla aldığı tedbir ve kararların uygulanması için adli kuruluşlar ile (D) fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla askerî kuruluşlar dışında, mahallî idareler dâhil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının itfaiye, ambulans, çekici, iş makinesi ve tedbirlerin zorunlu kıldığı diğer araç ve gereçlerinden yararlanabilir, personeline görev verebilir. Kamu kurum ve kuruluşları, valinin bu konudaki emir ve talimatlarını yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde vali, emir ve talimatlarını kolluk aracılığıyla uygular. Bu fıkradaki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya geciktirilmesi sebebiyle oluşan kamu zararı ile gerçek ve tüzel kişilerin Devlet tarafından karşılanan zararları ilgili idarece genel hükümlere göre sorumlu kamu görevlilerinden tazmin edilir. ” hükmünü,

20’nci maddesi: “Yapı:

a) Kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa veya parsellerde,

b) Kuruluş veya kişilerce, kendisine ait tapusu bulunmamakla beraber kamu kurum ve kuruluşlarının vermiş oldukları tahsis veya irtifak hakkı tesis belgeleri ile,

İmar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilir.” hükmünü,

21’inci maddesi; “Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26’ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir.

Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Bu durumda; bağımsız bölümlerin brüt alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat, hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmaz. ” hükmünü,

30’uncu maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye, valilik bürolarından; 27’nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir. ” hükmünü,

31’inci maddesi; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” hükmünü,

32’nci maddesi; “Bu Kanun hükümlerine göre; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. (Ek cümleler: - /10 md.) Yapının imar mevzuatına aykırı olduğuna dair bilgi, tapu kayıtlarının beyanlar hanesine kaydedilmek üzere ilgili idaresince tapu dairesine en geç yedi gün içinde yazılı olarak bildirilir. Aykırılığın giderildiğine dair ilgili idaresince tapu dairesine bildirim yapılmadan beyanlar hanesindeki kayıt kaldırılamaz.

Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. (Değişik cümle: - /10 md.) Bu tebligatın bir nüshası muhtara bırakılır, bir nüshası da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderilir.

Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.

Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.

Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir. (Ek cümleler: - /10 md.) Yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içinde yapı sahibi tarafından yapının ruhsata uygun hale getirilmediğinin veya ruhsat alınmadığının ilgili idaresince tespit edilmesine rağmen iki ay içinde hakkında yıkım kararı alınmayan yapılar ile hakkında yıkım kararı alınmış olmasına rağmen altı ay içinde ilgili idaresince yıkılmayan yapılar, yıkım maliyetleri döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanmak üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya yıktırılabilir. Yıkım maliyetleri % fazlası ile ilgili idaresinden tahsil edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi halinde ilgili idarenin sayılı Kanun gereğince aktarılan paylarından kesilerek tahsil olunur. Tahsil olunan tutarlar, Bakanlığın döner sermaye işletmesi hesabına gelir olarak kaydedilir.

(Ek fıkra: - /15 md.) İdare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapıların ruhsatı üçüncü fıkrada düzenlenen bir aylık süre beklenmeden iptal edilir ve mevzuata aykırı imalatlar hakkında beşinci fıkra hükümleri uygulanır.” hükmünü,

42’nci maddesi “ 18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41’inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine ve gözetmenlerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verilir. ” hükmünü,

Geçici 11’inci maddesi; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/ tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmünü,

Geçici 16’ncı maddesi; “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir

Yapı Kayıt Belgesi yapının kullanım amacına yöneliktir. Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara, talep halinde ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilir.

Yapı Kayıt Belgesi, yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerlidir. Yapı Kayıt Belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanır. Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır. ” hükmünü

amir olup aynı Kanunun 42’nci maddesinde imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve haller için idari müeyyideler belirlenmiştir.

sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7’nci maddesi;

c) Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin gerektirdiği proje, yapım, bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar plânlarını, parselasyon plânlarını ve her türlü imar uygulamasını yapmak ve ruhsatlandırmak, tarihli ve sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmak.

z) (Değişik: - /7 md.) Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları tahliye etme ve yıkım konusunda ilçe belediyelerinin talepleri hâlinde her türlü desteği sağlamak.

İlçe () belediyelerinin görev ve yetkileri şunlardır:

a) Kanunlarla münhasıran büyükşehir belediyesine verilen görevler ile birinci fıkrada sayılanlar dışında kalan görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak,

d) Birinci fıkrada belirtilen hizmetlerden; sayılı Gecekondu Kanununda belediyelere verilen yetkileri kullanmak,

f) Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları tahliye etmek ve yıkmak.” hükmünü,

11’inci maddesi; “Büyükşehir belediyesi, ilçe belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim yetkisi, konu ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi istemeyi, incelemeyi ve gerektiğinde bunların örneklerini almayı içerir. Bu amaçla istenecek her türlü bilgi ve belgeler en geç onbeş gün içinde verilir. İmar uygulamalarının denetiminde kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversiteler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yararlanılabilir.

Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediyeye üç ayı geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir.

Büyükşehir belediyesi tarafından belirlenen ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar, gerekli işlem yapılmak üzere ilgili belediyeye bildirilir. Belirlenen imara aykırı uygulama, ilgili belediye tarafından üç ay içinde giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi tarihli ve sayılı İmar Kanununun 32 ve 42’nci maddelerinde belirtilen yetkilerini kullanma hakkını haizdir. Ancak sayılı Kanunun 42’nci madde kapsamındaki konulardan dolayı iki kez ceza verilemez.” Hükmünü

amirdir.

Öte yandan sayılı Kanunun ’üncü maddesinin birinci fıkrasının madde gerekçesi; “Birinci fıkradaki suç, yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur. Böylece, sadece binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta veya kalfa değil; inşaatın sahibi de, bu suçtan dolayı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Ayrıca, bu tür inşa faaliyetlerine kontrol ve denetim hizmeti veren teknik kişiler de bu suçtan dolayı fail sıfatıyla cezalandırılacaktır.” şeklinde belirtilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun tarihli ve E. /, K. / sayılı kararında; “ Dava, belediye encümeni tarafından sayılı İmar Kanunu’nun 32’nci maddesi uyarınca yıkımına karar verilmiş olan binanın ruhsatsız kısımlarının nüfus ve eşya bakımından tahliyesine izin verilmesi istemine ilişkindir.

Görüldüğü üzere, İmar Kanunu 32’nci maddesi hükmünün son fıkrası; önceki fıkraların öngördüğü prosedür çerçevesinde yıkım koşulları gerçekleştiğinde, yıkım işleminin gerçekleştirilmesi görev ve yetkisini ilgili belediye veya valiliğe vermiştir. Bu düzenlemenin gereği ve doğal sonucu olarak, somut olaydaki gibi, yıkımın yapılabilmesi için insan ve/veya eşyanın dışarı çıkartılmasının gerektiği durumlarda, bu işlemler de, herhangi bir mahkeme kararına gerek olmaksızın, kanunun verdiği yetkiye dayanılarak ve o yetki çerçevesinde kamu gücü kullanılarak, uygun hukuki yol ve yöntemlerle, yine aynı makam tarafından yerine getirilecektir. ” hükmü,

Yargıtay 15’inci Hukuk Dairesinin tarihli ve E. /, K. / sayılı kararında; “ Sayılı İmar Yasası’nın 21’inci maddesi gereğince aynı Yasanın 26’ncı maddesinde gösterilen istisnalar hariç her türlü inşaat yapımı ilgilisine göre belediye veya valiliklerden alınacak yapı ruhsatına tabidir. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. İstisnalar dışında ruhsat alınmadan yapıya başlanması kaçak yahut ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapılması durumunda Sayılı Yasa’nın 32’nci maddesi uyarınca yerel idarelerce yıktırılır ve aynı Yasa’nın 42’nci maddesi gereğince de yapı sahibine ve yükleniciye ceza yaptırımı uygulanır. İmar mevzuatındaki kurallar kamu düzeni gereği uyulması zorunlu ve emredici hukuk kurallarıdır. ” hükmü

tesis edilmiştir.

Ka&#;ak Yapı Cezası Nedir? &#;denmezse Ne Olur?

Haberin Devamı

Kaçak Yapı Cezası Nedir?

Kaçak yapı, devlet izni olmadan yapılara verilen isimdir. Kaçak yapı, illa baştan bir yapı için değil izin olmayan ya da verilen iznin dışına çıkılan kat sayısı içinde kullanılmaktadır. Kaçak yapı, devletin izin vermediği bölgelere yapılan inşaat için de kullanılır. Böyle durumlarda devlet kaçak yapıyı fark etmesi durumunda inşaat yapan ve yaptıran kişiye ceza uygulamaktadır. Bu cezaya ise kaçak yapı cezası denir. İnşaat yapmak isteyen kişi ya da firmalar mutlaka temel atma öncesi inşaat ruhsatını çıkarmaları gerekir. Aksi halde kaçak yapı cezası alarak inşaat yıkılmak zorunda olunabilir.

Ödenmezse Ne Olur?

Kaçak yapı cezası, maddi ve yıkıma tabi tutma şeklindedir. Ancak bazı kişiler, kaçak yapı cezasını ödemeyebilir. Böyle bir durumda devlet yaptırımcı olma yetkisini kullanır. Eğer kaçak yapı cezası ödenmez ve inşaat alanı aktifse ve faaliyetlerine devam ederse inşaat sahibi ya da firma sahibi kişiler ilk olarak ceza miktar artırımına sonrasında ise hapis cezasına tutulur. Hapis cezası, kaçak yap cezasına göre 1 ila 5 yıl arasında olmaktadır. 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir