izmir de ilk kurşunu kim attı / Hasan Tahsin kimdir? Kurtuluş mücadelesinin sembol ismi - Son Dakika Haberleri İnternet

Izmir De Ilk Kurşunu Kim Attı

izmir de ilk kurşunu kim attı

İZMİR'DE İLK KURŞUNU KİM ATTI?

Yunanlıların İzmir’e çıktığı gün 15 Mayıs 1919’dur. İttihatçıların birkaç senedir Anadolu Rumlarına karşı yürüttüğü baskı, sürgün ve zulüm politikasını vesile eden Yunanlılar, geride kalanların hayatını emniyet altına almak gerekçesiyle ve İngiltere, Fransa ve Amerika’nın desteğiyle Batı Anadolu’yu işgale girişti. Yunan gemileri sabah erken limana yanaştı. Birlikler peş peşe karaya çıktı.

Efzon askerleri tüfek namluları çiçekle süslü halde Konak Meydanı’na doğru ilerlemeye başladılar. Bir yandan bando çalıyordu. Rumlardan tezahürat yapanlar da vardı. Olup biteni seyreden Türklerin kalbi kan ağlıyordu. Tam o sırada civardaki bir binadan atılan silah sesi kargaşayı paniğe çevirmeye yetti. Bayraktar Teğmen Yannis vuruldu. İşgalciler makineliyle karşılık verdi. Çıkan arbedede çoğu Türk yüzlerce kişi öldü. Askerlik şubesi reisi Süleyman Fethi Bey de bunlardan biriydi.

İzmir'de ilk kurşun abidesi. Namlunun ucu, Yunanlıların karaya çıktığı tarafa değil de, Türk birliklerinin bulunduğu Bahri Baba Parkına dönüktür.

Gazeteci dayanışması
İlk kurşunu atan senelerce bilinmedi. 1960’lı yıllarda gazeteci Ahmed Emin Yalman ilk kurşunu gazeteci arkadaşı Hasan Tahsin’in attığını yazdı. Hasan Tahsin bir halk kahramanı oldu; adı meydanlara, caddelere, mekteplere verildi. 1974’te İlk Kurşun Anıtı dikildi. [İşin garibi, heykel Yunanlıların geldiği tarafa değil de, yerli direnişin teşkilatlandığı Bahri Baba Parkı’na nişan almaktadır.] Bu tarihten itibaren İzmir Gazeteciler Cemiyeti Hasan Tahsin Gazetecilik Ödülleri verir.

Hasan Tahsin, 1888 Selânik doğumludur. Asıl ismi Osman Nevres’tir. Ahmed Emin Yalman gibi İttihatçı ve Sabataycı idi. Paris Hukuk Fakültesi mezunuydu. Sosyalist fikirlere sahipti. İstihbarat elemanı olarak Bükreş’te iki İngiliz diplomatına suikast tertiplemiş; hapse mahkûm olup ertesi sene kurtarılmıştı. İzmir’de ticarete başlamışsa da iflas etmiş; gazeteciliği de yürütemeyip kendisini içkiye vermişti.

Hâdiseden 40 küsur sene sonra Hasan Tahsin’in “ilk kurşunu atan kahraman” olarak lanse edilmesi enteresandır. Öyle ki müttefiklerle harb yapılmasına karşı olduğu gibi, mütareke devrinde de onlara mukavemet edilmemesine dair yazılar yazmıştı. Nasıl olur da, ilk kurşunu sıkad?

Bazıları bunun vatanın kurtuluşunda ve yeni devrin kuruluşunda sembolik de olsa İttihatçı ve dönmelerin payı bulunduğunu göstermek için yapıldığını düşünmektedir. İlk kurşun nerede sıkıldı? Hasan Tahsin kime ateş etti? Gerçekten etti mi? Tek el silah atışı bu kadar panik doğurur mu? Hepsi muammadır.

Türk Ansiklopedisi, ilk kurşunla vurulanın Yunan bayrağını taşıyan süvâri olduğunu söylüyor. Halbuki sahile çıkanlar piyâde idi.

Kimine göre kurşun Efzon Alayı’na yol gösteren yerli Rum’un alnına girmiştir. Kimine göre Hükûmet Konağı önünde elindeki kılıcı ile bayrak yerini gösteren Yâver Zafiropulos’a isabet etmiştir. Halbuki Konak ile Efzon Alayı’nın yürüdüğü yer arasında epey mesâfe vardır.

İlk kurşunu sıktığı söylenen Hasan Tahsin’in hemen oracıkta süngülendiği; kaçarken vurulduğu ve bir sokağa sapmayı başarıp, tabancasını tekrar doldurduktan sonra vurularak süngülendiği, evinde öldüğü hususunda dört ayrı rivâyet vardır.

Mıntıka Müfettişi Yüzbaşı Ziya Bey’in hâdiseler hakkındaki raporunda ilk kurşunu kimin attığı yazmaz. Vâli İzzet Bey’in raporuna göre ilk kurşunu atan bir Yunan askeridir. Âhenk gazetesi başyazarı Şevki Bey, ilk kurşunu Saatçi Aziz Efendi’nin attığına şahit olduğunu yazmıştır.

İlk kurşunu atanın o sırada kahvede oturan Germencikli İbrahim veya hapishâneden yeni çıkan Arap Râsim adında bir genç olduğu da söylenir.

Dörtyol'da da ilk kurşun

İtalyan parmağı?

İtalyanlar, Ege’nin Roma İmparatorluğu parçası olduğunu söyleyerek Yunan işgalini önlemek istemişse de, İngilizlere dinletememişti. Bunun üzerine Türkleri el altından Yunanlılara karşı destekleyerek teşkilâtlandırdılar. Hatta İzmir’de ilk kurşunu İtalyan Binbaşı Carossini’nin attığı söylenir. Böylece ortalık karışacak, müttefikler Yunanlıları İzmir’e çıkardığına pişman olacaktı. İşin enteresanı, İzmir’in işgalini de coşkulu ve mübalağalı bir şekilde amme efkârına duyuran da İtalyan askeri raporlarıdır.

Mütareke devrinde İtalya’nın İzmir’e siyasi mümessil olarak gönderdiği Teğmen Monfredi, İzmir üzerindeki Yunan emellerine mani olmak düşüncesiyle Nisan 1919 başlarında Arnavut ileri gelenlerinden müteşekkil 10 kişilik bir grubu İzmir’e getirerek Rumlar aleyhine çalışmalar başlattı. O tarihteki İtalyan telgraf yazışmalarında, İzmir’de İtalyan casuslarının aktif olduğu görülür.

Bu devirde Anadolu hareketinin başlamasında büyük rol oynayan, İtalya’nın Türkiye komiseri Kont Sforza, der ki: “Yunanlıların İzmir’e çıkmaları üzerine Türk kıtaları hemen kendi kışlalarına çekildiler. Askerin bu surette hareketi, sadrazam tarafından verilen emre uymak içindi. O da bunu hıyanetinden yapmamıştı, hüsnüniyeti vardı. Askere, halka rıza ve tevekkül tavsiye etmiş ve Yunan işgalinin ancak geçici bir mahiyet taşıdığı hakkında teminat vermişti. O sırada, İzmir’de sonradan Türk milliyetçilerinin fedaileri yoktu.

Öyleyse sorarız ki, İzmir katliamına sebep olan ilk kurşunu kim attı? Daha o zaman muhbirlerimin bana haber verdiklerine göre, bu kurşun, o hadiseyi hazırlamak üzere Yunanlı veya Rum tahrikçi tarafından atılmıştı. Muhtemeldir ki kurşunun atılması için Atina’dan bilhassa talimat verilmiş olabilir veya Yunan kumandanı kolay bir muharebe yapmak ve daha kolay bir zafer kazanmak için böyle bir tedbire başvurmuş olabilir.”

Sforza'nın, Yunanlılara ilk kurşunu kimin attığı hakkında bir fikri varsa, anlaşılıyor ki, attığı kurşunla, herkesin dikkatini buraya çeken ve Ankara hareketini de ateşleyen bu provokatör, İtalya hesabına çalışan birinden başkası değildi. Çünki bu işin tek faydası Yunanlıların İzmir'e çıkışına karşı olan İtalya'ya ve onun teşvik ettiği Anadolu hareketinedir. Böylece bu hareketi organize edenler, bir vatanı kurtarma argümanına sahip olmuştur.

Daha garibi, yıllar sonra Anadolu’da ilk kurşunun İzmir’de değil, Antakya’da Fransızlara karşı atıldığı Genelkurmay tarafından resmen ilan edildi ve Dörtyol’da İlk Kurşun Anıtı yapıldı.

İlk kurşunu, İstiklâl Mahkemeleri’nin Kel Ali’si Ali Çetinkaya’nın Ayvalık’ta attığı da söylenir. Nitekim buradaki askerî hastanenin ismi İlk Kurşun’dur.

Ayvalık'ta ilk kurşun abidesi

Bir namzet daha!

Bir rivayette İzmir’de düşmana ilk kurşunu atan İzmir Merkez Kumandanı Kaymakam (Yarbay) Ârif Beydir. Yâveri Aziziyeli dava vekili Hoşafoğlu Hüseyin (Aydemir), Yıllarboyu Tarih mecmuasında neşredilen hatıralarında şöyle anlatıyor: “Ârif Bey, işgali pencereden seyrediyordu. Bir ara dayanamayarak elimdeki mavzeri aldı. Halkın şeytan askeri dediği Efzon askerlerinden Yunan bayrağını elinde taşıyana sıktı. Asker yerden bir arşın (yarım metre) sıçrayıp elindeki bayrakla beraber taşların üzerine düştü. Piyadeler geri kaçıştılar. Biraz sonra Yunanlılar makineli tüfek atışına başladılar.” Bu hatıra, 1970'lerin sonunda bir tarih mecmuasında neşredilmiştir.

Afyon-Bayatlı Ârif Bey işgâlin ardından kıyafet değiştirip Bursa yoluyla Seyitgazi’ye geldi. Karakeçili Milli Alayı denen milisleriyle Konya isyanlarını bastırdı. Keskin bir nişancıydı. Nutuk’ta kendisinden övgüyle bahsedilir. Nallıhan jandarma kumandanı Sâdık Bey’i astırdığında, Kemal Paşa kendisine telefon açıp “Sadık Beyin hanımı yakın akrabamdır. Kadın hâmiledir. Sâdık’ı öldürme. Buraya gönder. Halk bir ceza verir” dediyse de “Paşam, bu zâbit düşman karşısında gerilemiştir. Buraya ben karışırım” dedi.

Bu sayede çok düşman edindi. Düzce isyanını bastırmaya gittiğinde, Kızılcahamam’da mola verdikleri gece maiyetinden iki kişi tarafından çadırında başına kurşun sıkılarak öldürüldü. Ankara’dan yanına verilen iki subayın buna göz yumması ve işin ört-bas edilmesi dikkat çekip, hâdisenin Ankara’nın direktifiyle gerçekleştirildiği dedikodusunu doğurdu.

Bayatlı Arif Bey

kaynağı değiştir]

Bazı tarihçiler, gazeteci ve yazarlar tarafından Hasan Tahsin'in Sabetaycı olduğu dile getirilmiştir.[14][15][16][17][18][19][20] Kürdolog ve Abdullah Öcalan'a yakınlığıyla tanınan Yalçın Küçük[21] 2006 yılında yayımladığı "Gizli Tarih"[22] isimli kitabında, Hasan Tahsin'in İzmir'de ilk kurşunu sıkmadığını, bir kavmin kurşun sıkmak için Hasan Tahsin'i beklemeyeceğini iddia etmiştir. Ayrıca Küçük, Hasan Tahsin'in mezarının İstanbul ilinde sabetayistlerin mezarlığı olan Bülbüldere Mezarlığı'nda bulunduğunu, Hasan Tahsin'in İbrani olduğunu,[23][24]Kazım Karabekir Paşa'nın evrakının buna yeterli delil olduğunu belirtmiştir.[24] Küçük bu iddialarını, 2005 yılında yayımlanan İsyan 1 isimli kitabında da yinelemektedir.[25] Bu iddiaların doğrulanmadığı belirtilmelidir.

Tetikçiliği ve İlk Kurşun hakkında[değiştir kaynağı değiştir]

İlk Kurşun Anıtı, Konak Meydanı, İzmir

İzmir'i Yunanlara teslim etmek istemeyenlerce "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" isimli bir dernek kurmuşlardı. 14 Mayıs'ı 15 Mayıs'a bağlayan gece binlerce İzmirli eski Musevi mezarlığında (Maşatlık Meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikalı, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi'nde bulunuyordu. Kalabalığa hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa'ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa hitap eden bir diğer önemli isim ise Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin'di. Halkı direnmeye çağırıyorlardı.

Tahsin, konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi "Burayı Yunan'a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var" diyordu. Bu geceye yakın akşam üzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin'in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" tarafından dağıtılan bildiride[8];

...Ey bedbaht Türk!.. Yunan hakimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan.. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binlerler, yüzbinlerle Maşatlık'a koş. Ve Millî Kurul'un buyruğuna uy..

yazıyordu.[1] 15 Mayıs 1919 sabahı saat yedi buçuk sıralarında Hasan Tahsin Konak MeydanıKordonboyu'nda koyu renkli takım elbisesi ile bekliyordu. Önce Yunan gemilerinden Patris ve Atronitos isimli gemiler Pasaport'a yanaştı ve bir grup Yunan Efzon Alayı saat 08:55 sıralarında askeri gemiden inerek karaya çıktı. Themistokles gemisi ise 5. Piyade Alayı'nı Punta iskelesine çıkardı. Bunlar Punta'dan ilerleyerek Kadifekale'yi işgal edeceklerdi. Bu esnada onbinlerce yerli Rum ellerindeki Yunan bayrakları ve çiçekler ile Kordonboyu'nu kaplamışlardı. İzmirli Rumlar işgal haberini 13 Mayıs Salı günü öğleden sonra Aya Fotini Kilisesi'nde Yunan albay Mavrudis tarafından okunan Elefterios Venizelos'un beyannamesiyle öğrenmişlerdi.[9] Kalabalık inen Yunan askerlerine alkış tutuyordu. Gelen askeri tabur, İzmir MetropolitiHrisostomos tarafından takdis edildi. Metropolit Yunan bayrağını öptü ve bu esnada ağladığı görülüyordu. İlk Yunan taburu daha sonra buradan yaya olarak Hükûmet konağı, kışla, kokaryalı istikametinden Karantina'ya doğru yürüyüşe geçti.

Hasan Tahsin'in Bülbülderesi Mezarlığı'nda bulunan anıt mezarı

Yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra, Hasan Tahsin kalabalığın arasından sıyrılarak öne geçti. Tahsin'in sesli bir şekilde "Olamaz, olamaz, böyle ellerini sallaya sallaya giremezler" diye söylendiği duyulmuştur. Tahsin daha sonra yanında bulunan revolver ile düşmana ilk ateşi açtı. Tahsin ilk anda isimleri Basile Delaris ve Jorj Papakostos olan iki Efzon askerini öldürmüştü. Bazı anlatımlara göre ise Tahsin sadece Yunan Efzun Alayı'nın bayraktarını öldürdüğü belirtilmekte ve bu görüş daha fazla kabul görmektedir.[10][11] Tahsin tabancasındaki tüm fişekleri düşman askerine karşı ateşlemişti. Böyle bir direniş beklemeyen Yunan Alayı şaşırmıştı. Daha sonra ise yanında fazla yandaşı olmayan Tahsin, Yunan Alayı tarafından açılan ateş ve ardından süngüleme sonucunda, Kordonboyu'nda kalabalığın önünde henüz 31 yaşında yaşama veda etti.[1][12] Hasan Tahsin'in naaşı ise İzmir Saat Kulesi'nin altında bulunmuştur.[8]

Hasan Tahsin'in işgal askerlerine sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş mücadelesinde diğer yerlere de örnek teşkil etti. Aydın ve Balıkesir'de işgale karşı direniş baş gösterdi. Çerkez Ethem Yunan işgaline karşı efeleri toparladığı gün Demirci Mehmet Efe ayağa kalkarak; "Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer!" demiştir.[13]

Günümüzde[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir