jack london beyaz diş ile ilgili sorular ve cevapları / Beyaz Diş Roman Özeti – Jack London - Türk Dili ve Edebiyatı

Jack London Beyaz Diş Ile Ilgili Sorular Ve Cevapları

jack london beyaz diş ile ilgili sorular ve cevapları

Amerikalı yazar Jack London’ın Beyaz Diş(White Fang) romanı hakkında detaylı bir inceleme sizleri bekliyor.

yüzyılda yazarlıktan ciddi gelirler elde edebilmeyi başarmış ender isimlerden biri olarak bilinen Jack London, Beyaz Diş’in yanı sıra Martin Eden, Vahşetin Çağrısı, Demir Ökçe, Deniz Kurdu gibi romanlarıyla Amerikan edebiyatının önde gelen isimleri arasında yer alıyor. Yazarın bu incelemenin konusu olan Beyaz Diş adlı romanı ’da yayınlanıyor.

Roman, bir kurt ve köpek kırması olan yavrunun benliğini bulma yolunda vermiş olduğu yaşam savaşını konu alıyor. Bu yaşam savaşı, Beyaz Diş’i sahiplenen karakterler üzerinden tüm çıplaklığıyla işleniyor.

Neden Beyaz Diş İncelemesi?

“Sevginin iyileştirici bir güce sahip olduğu”, “sevginin yalnızca erkek ve kadın arasında romantizme dayalı bir duygu olmadığı”, “sevginin hem beden hem de zihinsel sağlığa birçok olumlu etkisi olduğu” gibi yaklaşımlar, artık bir fikir olmaktan öte psikoloji disiplini tarafından desteklenmekte. Bunu bir kenara bırakırsak, “sevginin iyileştirici bir güce sahip olduğu” temasıyla birçok yazın ve sinema yapıtında karşılaşmak mümkün. Bu açıdan, Amerikalı yazar Jack London’ın Beyaz Diş adlı romanının, sevginin iyileştirici bir güce sahip olduğu anlatısına örnek teşkil eden çarpıcı yapıtlardan biri olduğunu düşünüyorum. Gelin, hep beraber bu yapıta yakından bakalım.

jack london yazar

Yazının geri kalanı kitap hakkında sürprizbozan (spoiler) içeriyor.

“Küçücüktü onun dünyası. Sınırları, kaldığı inin duvarlarıydı. Dışarıdaki geniş dünya hakkında hiçbir bilgisi olmadığından, içinde bulunduğu sınırların darlığından asla şikâyet etmedi.”[1]

Henüz küçük bir yavru iken ailesi ile mağarada yaşayan Beyaz Diş’in yaşam mücadelesi babasının ölmesi ve ardından kıtlık dönemine girmeleri ile başlıyor. Böylelikle Beyaz Diş, aynı zamanda büyüme evresine geçiyor. London’ın deyişiyle: “Büyümek; hayat demekti, hayatın gereği ise; ışığa yaklaşmaktı.”[2]

Işık, kitapta dış dünyayı sembolize eden bir imge olarak kullanılıyor. İşte, ilk kez mağaradan çıkan Beyaz Diş, annesi Kitche’nın yardımıyla hayatta kalabilmek için, belli başlı kuralları öğreniyor: Canlı ve cansız şeylerin ne olduğu, nelere güvenip nelere güvenmemesi gerektiği, hangi hayvanları avlaması gerektiği, nelerden uzak durması gerektiği…

Beyaz Diş öğrendiği kurallardan hareketle, insanların dünyasında “büyük balık küçük balığı yutar” diye bilinen tanıdık bir sonuca ulaşıyor:

“Hayat bir başka hayata bağlıydı. Yiyenler ve yenilenler vardı. Bu: “YE ONU! YOKSA SEN YENİRSİN,”[3] kanunu idi.”

Bir gün annesiyle beraber yeniden keşfe çıkan Beyaz Diş, daha önceden hiç görmediği bir canlı türüne rastlıyor: İnsan. İyi bir gözlemci olan kurt-köpek yavrusu, insanın cansız varlıklar üzerindeki gücüne hayret ediyor ve böyle bir güce sahip olan bir varlığın ancak Tanrı olabileceğini düşünüyor.

beyaz diş inceleme

Hikâyenin devamında, kabile üyelerinden Gri Kunduz isimli yerli, Kitche ve Beyaz Diş’i yaşadıkları kampa götürüyor. Yeni bir yaşam formu olan kamp hayatından Beyaz Diş yeni bilgiler öğreniyor: Tanrıların sözünü dinle, aykırı bir davranışta bulunduğunda dayak yersin, adın söylendiğinde boynunu bük, yürüdükleri zaman yollarından çekil…

“Bütün bu işkencelerin sonunda Beyaz Diş, o yavrulara yakışan hayalini kaybetti ve yaşına göre daha olgunlaştı. Oynayarak enerjisini açığa vuramadı, kendi kabuğuna çekilip zihnini geliştirmeye başladı.”[4]

Beyaz Diş’in Büyüme Yolculuğu

Annesi Kitche’nın bir başkasına satılmasıyla bir başına klan Beyaz Diş, zaman geçtikçe ortama uyum sağlıyor, diğer hayvanlara karşı acımasızlaşıyor, başına geleceklerden habersiz bir halde oyunu kuralına göre oynuyor. Fakat Beyaz Diş’in çektikleri bununla sınırlı kalmıyor. Sahibi Gri Kunduz’a yolculuklarında eşlik eden kurt-köpek bir seyahat esnasında Yakışıklı lakaplı, Smith isimli bir adama satılıyor. Yakışıklı Smith tarafından sahiplenilmesi, Beyaz Diş’in büyüme yolculuğunun ikinci evresi olarak düşünülebilir.

Gri Kunduz’a kıyasla, daha acımazsız olan Yakışıklı Smith, Beyaz Diş’i bir köle gibi zincirliyor, dövüyor, eziyet ediyor. Bir süre sonra, onu köpek dövüşü yapmaya zorluyor. O, köpek dövüşlerinden büyük gelirler elde ediyor. Köpek dövüşleri ve sahibinden gördüğü şiddetler neticesinde Beyaz Diş daha da vahşileşiyor.

Bir gün dövüş esnasında, ağır yara darbesi alan Beyaz Diş Weedon Scott adlı bir adamın duruma el koyması ile Yakışıklı Smith’in zorbalığından kurtuluyor. Bir an da ortaya çıkan bu adam Beyaz Diş’in yaşam içinde kanun olarak öğrendiği tüm ezberleri alt üst ediyor.

“Bununla birlikte bu geçiş döneminde onun sertleşen mayasını yumuşatıp daha iyi bir duruma sokmak için biçim verecek, düzeltecek olan bir eldi. Bu da Weedon Scott’un eliydi. Beyaz Diş’in ruhunun ta derinliklerine inmiş, onun zayıflatan ve hemen hemen yok olan hayati bir tarafına büyük bir şefkatle dokunmuştu. İşte bu, sevgi denen kuvvetti.”[5]

Beyaz Diş, sahip olduğu yargılar bütünden hareketle Scott’a saldırgan tavırlar sergiliyor, hırlıyor, kükrüyor. Fakat yeni tanrı, alışılagelmişin dışında bir türlü onu cezalandırmıyor. Hayrete düşen Beyaz Diş, ilerleyen bölümlerde bu adam karşısında gardını düşürüyor. Normalde kendisine dokunulmasından hoşlanmayan ve bunu bir tehdit olarak algılayan kurt-köpek için, Scott’ın kendisine dokunmasına izin vermesi ilk kırılma noktası oluyor. Günden güne Scott ile arasındaki bağ güçleniyor. Fakat Beyaz Diş, sahibinin yanında olmadığı günlerde büyük bir boşluk hissine kapılıyor. Bu boşluğu fark edince bütün yapıp-etmelerini sahibine göre ayarlıyor. Fakat ilerleyen süreçte bu huyunu terk ediyor, özgürleşiyor ve sahibinin olmadığı zamanlarda onun peşinden gitmek yerine, Collie adlı dişi köpekle oynamaya koyuluyor.

Canavarlar

İlerleyen günlerde, W. Scott’ın ailesi Jim Hall isimli mahkûmun hapishaneden kaçtığı haberiyle sarsılıyor. Bu bölümde, Jim Hall’ın birden gündeme gelmesi haliyle okuru şaşırtıyor. Elbette, J. London’ın bu adamdan söz etmesi boşuna değil. Peki, kim bu Jim Hall? J. London, birdenbire ortaya çıkıveren bu adam ile okurunu şöyle tanıştırıyor:

“Toplumun elleri sertti ve bu adam, sert ellerin bir eseriydi. Canavarın biri idi o. İnsan görünüşlü bir canavar olduğu daha doğruydu, ama o kadar korkunçtu ki et yiyen canavar demekle daha iyi tanımlanmış olurdu.”[6]

Öğreniyoruz ki, bu adam, W. Scott’ın yargıç olan babasının zamanında yanlış yere cezaya çarptırdığı bir mahkûm. Yaşamı boyunca, işkencelere maruz kaldığını öğrendiğimiz Jim Hall, işlemediği bir suç yüzünden 50 yıl cezaya çarptırılıyor ve bunun üzerine kendisini bu cezaya mahkûm eden adamdan öç alacağı günü bekliyor. Bir şekilde hapisten kaçan Hall, Yargıç Scott’ın kaldığı evi buluyor ve onu öldürmek için eve gidiyor. Fakat o, evlerine yabancı bir tanrının girdiğini sezen Beyaz Diş’in gazabına uğruyor ve ölüyor.

white fang beyaz diş yorum

Yaşanan olaydan ciddi hasarlar alan Beyaz Diş, yoğun çabalar sonucu iyileşiyor. Tam da kitabın bittiği son sahnede, Beyaz Diş’in yanına bir sürü minik yavru geliyor ve böylece onun Collie ile çiftleşmiş olduğunu öğreniyoruz.

Beyaz Diş Hakkında Genel Bir Değerlendirme

Varoluşçu psikolojinin önde gelen isimlerinden Rollo May, “Sevgiye Bir Önsöz” başlıklı yazısında, milyonlarca ilişki türünün sevgi olarak adlandırıldığını ve sevgiye karşılık geldiği düşünülen anlamlarının çoğunun sahte olduğunu dile getiriyor. Haklıdır da. Bugün sevgi kılığına bürünen pek çok çarpık ilişki biçimiyle karşı karşıyayız. “Karsını sevdiği ve bu yüzden de kıskandığı” gerekçesiyle onun yaşama hakkını elinden alan birinin, bu eylemi “sevgi” adı altında meşrulaştırma çabası çarpık bir sevgi anlayışının örneğini oluşturur.

Peki, bu çarpık sevgi algısının önüne nasıl geçilecek? “Sevme becerisi özfarkındalığı gerektirir, çünkü sevmek diğer insanla empati kurabilmek, onu takdir edip potansiyelini olumlamak demektir. Sevgi aynı zamanda özgürlük de gerektirir; sevgi özgürce verilmediğinde gerçek anlamda sevgi değildir,”[7] diyor May.

Bu perspektiften bakınca, bir ilişkide gerçek sevgiden söz edebilmek için iki etmen olduğunu anlıyoruz. Bu etmenlerden ilki, kişinin özfarkındalığının olması iken ikincisi sevgiyi özgürce verebilmek. Yani bireyselleşmeyen ve birini sevmenin özgürlük gerektirdiğinin bilincinde olmayan birinin sevgisinden söz edilemez.

beyaz diş

Tüm bu söylenenler, Beyaz Diş ile ilişkisinde düşünüldüğünde şu sonuca varmak olanaklı görünüyor:

İlk etapta Beyaz Diş’in Gri Kunduz ve ikinci olarak Yakışıklı Smith ile arasındaki bağ bir köle-efendi ilişkisi olarak değerlendirilebilir. Beyaz Diş, Gri Kunduz’un kabilesindeki tecrübesi boyunca tıpkı Pavlov’un köpeği gibi koşullanır. Bilir ki, efendisine itaat etmezse cezalandırılır, itaat ettiği vakit ise ödüllendirilir. Daha sonra Yakışıklı Smith tarafından sahiplenen Beyaz Diş, her ne kadar Gri Kunduz’a döneme çabalarında bulunsa da, “Eskiden köpeklerin sahip değiştirdiklerini, kaçanların da kendisi gibi dayak yediğini görmüştü.”[8] Bu yüzden, “O yalnız yeni efendisinin isteğine boyun eğmesi, onun saçma olan her istek ve kaprisine boyun eğmesi gerektiğini hissediyordu.”[9] İşte, Beyaz Diş artık duygularını yitirmiş ve nefretle kendini var eden bir adamın elinde bir canavara dönüşür. Daha sonra W. Scott tarafından kurtarılan Beyaz Diş’in ona olan tepkileri adeta otomatik bir hal alır. Adama ona yaklaşmaya kalktığı an hırlar, saldırganlaşır, öfkelenir.

Köleleşen İnsana Tutulan Ayna

Bu açıdan bakıldığında, Beyaz Diş’in her ne kadar bir köpek olsa da, temelde ruhu köleleştirilmiş bir canlıyı temsil ettiği söylenebilir. Zaten kitabın seyrinde bir an da karşımıza çıkan Jim Hall karakterinin de bu düşünceyi doğruladığını düşünüyorum. Buna göre, Jim Hall ruhu köleleştirilmiş olan Beyaz Diş’e ruhu köleleştirilen insanın dünyasından bir ayna tutar. O halde, “zalimliğin ve zorbalığın -ister insan, isterse de hayvan dünyasında olsun- karşılığı kaçınılmaz olarak köleleşmiş bir ruhla sonuçlanır” fikrine ulaşmak yanlış olmayacaktır. J. London’ın ifadesiyle: “Eğer bir yaratık kendi türünün düşmanı ise o yaratık muhakkak Beyaz Diş’tir.”[10]

Öte yandan, diğer dikkat çeken bir detay ise Beyaz Diş’in ilk başta W. Scott’ın peşinden ayrılmaması. Normalde rahatı seven ve dinlenmeye özen gösteren Beyaz Diş, Scott bir yere gideceği zaman hemen peşine düşüyor. Çünkü o zamanlar içini bir boşluk duygusu kaplıyor. Bu aşamada, Beyaz Diş açısından bu ilişkinin henüz gerçek bir sevgiyi değil de sevgi kılığına bürünen bir bağımlılık biçimini temsil ettiği oldukça aşikâr. Ancak Beyaz diş Scott‘ın peşinden gitmek yerine, Collie ile oyun oynamayı tercih ettiği vakit, bu ilişkinin Mayci anlamda gerçek bir sevgiyi temsil ettiği düşünülebilir. Artık burada özfarkındalık ve özgürlükten söz etmek mümkün görünüyor:

“Fakat içinde öğrendiği kanunlardan, mayasını yoğuran adetlerden, efendisine olan sevgisinden de derin olan kendi hayatını yaşama isteği vardı.”[11]

Çeviri, Kapak ve Yayınevi

Kocaeli menşeli Olympia Yayınları’ndan çıkan ve Mustafa Demir tarafından Türkçeye çevirisi yapılan romanda akıcılığı zorlayan ve anlam karmaşasına yol açan herhangi bir cümleye rastlamadığımı söyleyebilirim. Naçizane kapak tasarımı Yunus Karaaslan tarafından yapılan klasiğin kapağının daha yaratıcı ve özenle yapılmasını isterdim.

beyaz diş jack london

Ayrıca belirtmek isterim ki, yayıneviyle tanışmam Kocaeli’nde bir alışveriş merkezinde açtıkları stant vasıtasıyla gerçekleşti. Bu açıdan, söz konusu yayınevini özellikle tercih etmediğimi de ayrıca belirtmek isterim.

Jack London imzalı Beyaz Diş hakkında yorum ve eleştirilerinizi bizimle Kayıp Rıhtım Forum’da paylaşabilirsiniz.


[1] Jack London, Beyaz Diş, çev. Mustafa Demir, Kocaeli: Olympia Yayınları, s.
[2] A.g.e, s.
[3] A.g.e., s.
[4] A.g.e, s.
[5] A.g.e, s.
[6] A.g.e., s.
[7] Rollo May, Kendini Arayan İnsan, çev. Kerem ışık, İstanbul: Okyanus Yayınları, , s.
[8] Jack London, a.g.e., s.
[9]A.g.e., s.
[10] A.g.e., s.
[11] A.g.e, s.

Beyaz Diş Roman Özeti &#; Jack London

BEYAZ DİŞ &#; KONUSU:

Jack London&#;ın Beyaz Diş romanı, ilk kez yılında tefrika (bölümler) halinde bir dergide yayınlanmıştır.

Romandaki olaylar Amerika, Kanada ve Rusya&#;da geçmektedir.

İnsanların arasına (medeniyete / uygarlığa) katılmak için ormanı terk eden vahşi bir köpeğin; acı, buruk, şaşılası yaşamını anlatmaktadır.

BEYAZ DİŞ &#; ÖZETİ:

Karanlık ladin ağaçları ormanı, donmuş nehrin her iki yakasında yer alıyordu. Arazi öylesine cansız, ıssız ve soğuktu ki hüzün kelimesi bile onu tanımlamada yetersiz kalıyordu. Sessizlik her yanı sarmıştı.

Ama yine de bu uzak yabani topraklarda dirençli bir yaşam vardı. Görünümleriyle kurttan farksız bir köpek sürüsü donmuş nehir boyunca ilerliyordu. Hayvanların sık tüylü postları buz tutmuştu. Solukları havayla karışınca buharlaşıyor, sonra incecik buz taneciklerine dönüşüp tüylerine yapışıyordu. Deri koşumları, yine deri kayışlarla peşleri sıra sürükledikleri bir kızağa bağlanmıştı.

Gece olunca köpeklerlerden biri kaybolur. Günden güne de kabolmaları devam etmektedir. Sahiplerinden Bill kurt sürüsünü ürkütmek ve hıncını onlardan almak için onları vurmaya kara verir. Ama bu onun sonu olur.

Daha sonra dişi kurt ve diğer sürünün üyeleri başka bir kızak grubunun geldiğini fark edince onların peşini bırakırlar. Sürünün diğer üyeleriden olan Tek göz ve Genç kurt dişi kurtla birlikte olabilmek için bir mücadeleye girişirler. Bu mücadeleyi Tek göz kazanır. Dişi kurtla birlikte dört adet yavruları olur. Yavru kurt mağradan çıkmadığı ve dünyayı tanımadığı için çok toydur. Ama daha sonra mağradan çıkar ve tehlikeli dünyayı kendi gözleriyle görür. Kıtlık zamanı vaşak yavrularını yerler fakat annesiyle dişi kurt ve beyaz diş dövüşmek durumunda kalırlar. Bu dövüşü vaşak hayatını kaybederek öder. Bu olaydan sonra ise dişi kurt&#;un yani &#;kishe&#;nin sahipleri gelir ve beyaz dişi ve annesini kamplarına götürürler. Beyaz diş günden güne daha vahşileşir ve Lip lip&#;in ve kamptaki diğer köpeklerin öfkesini üstüne çeker. Bunun sebebi ise babsının bir kurt olmasıdır. Kampta gün geçtikçe Beyaz diş&#;in ünü git gide yayılır. Yalnız bu ün kötü bir ündür. Çadırlardan balık, et vb gibi yiyecekleri çalar, diğer köpeklerle boğuşur, oları kimi zaman öldüresiye döver. Kampta beliren kıtlıklerda kampı terk eder ve kıtlık bitene kadar oraya uğramaz. Böyle yapmasının nedeni ise kaptaki insanların aç kalınca köpekleri de yemeleridir. Bir gün Beyaz Diş ile Kishe ayrılmak zorunda kalırlar. Beyaz Diş annesinin ardından gitmeye kalkar ama sahibi Gri Kunduz gitmesine izin vermez. Daha sonra ise Gri Kunduz elindeki malzemeleri satmak için kuzey ülkesine gider ve yanında Beyaz Diş de vardır.

Kuzey ülkesi sınılı yaz aylarında altın arayıcılarının gözde yerlerinden biri olmuştur. Buraya yüzlerce altın arayıcısı gelir. Bu umt ülkesin de Gri Kunduz elindeki malları satarak iyi bir gelir elde eder. Beyaz Diş orada da rahat durmaz. Alltın aramaya gelen kişilerin narin, zayıf, korkak köpeklerine derslerini verir. Beyaz Diş&#;in bu durumunu gören kuyzey ülkesinin yerlilerinden Güzel Smith bu halini Gri Kunduz&#;a onu kendisine satması için konuşur. Gri Kunduzun karalı tutumu karşısında ise taktik değiştirerek Gri Kunduz&#;a içki verir ve onu alıştırır. Bir aya kalmadan Güzel Smith Gri Kunduz&#;un elinde ne varsa ne yoksa hepsini alır ve verdiği içkilerin parasına karşılık Beyaz Diş&#;I ister. Mecburen Gri Kunduz bu isteği yerine getirmek zorunda kalır.

Beyaz Diş Güzel Smith&#;i ilk gördüğünden beri hiç hoşlanmamaktadır. Üç defa kaçma girişiminde bulunur ama yine Güzel Smith kaçan köpeği Gri Kunduzdan tekrar alır. Bu arada da öfkesi ve diğer canlılara karşı olan düşmanlığı giderek artar. Eski sahibini kendisini verdiği için ona karşı nefret duyuyordur. Yeni sahibi ise onu günden güne daha da kızdırır ve onu köpek dövüşlerine çıkarır.

Beyaz Diş karşısına çıkan bütün rakiplerini teker teker öldürür. Dövüşlerde başka şansıda yoktur. Sadece yenen hayatta kalır diğerinin ise oradan ölüsü çıkar. Beyaz Diş yine bir dövüşte yalnız bu seferki zorlu bir rakip olan bir doberman cinsi köpekle dövüşür ve bu köpek onu gafil avlar. Doberman Beyaz Diş&#;in can alıcı bölgesi olan boğazını kapar. Beyaz Diş ne yaptıysa onun elinden kurtulamaz. O civardan geçmekte olan kızaklı iki kişi Beyaz Diş&#;in yardımına koşarlar. Onu sahibinden az bir para karşılığı zorla alırlar. Güzel Smith Beyaz Diş&#;i vermeyi ilk başta kabul etmese de sonunda razı olur ve onu satar.

Beyaz Diş yeni sahibi olan Scott&#;i ilk başta kabul etmez. Kendisini cezalandırmalarını bekler. Halbuki Scott Beyaz Diş&#;in bu haliyle yaşayıp yaşamayacağını düşünür çünkü Beyaz Diş fazla hırpalanmış, boğazında yarası vardır. Buna rağmen Beyaz Dişyaşamayı başarır ve yeni sahibinin sevgisi sayesinde yavaş yavaş uysallaşmaya başlar. Beyaz Diş sahibinin evini koruyup gözetlerken sahibi ise onun bakımını üstlenmiştir.

Gün gelir Scott işi gereği Kaliforniya&#;ya ailesinin yanına gitmeye karar verir. Ama Beyaz Diş sahibinin ilk gitme girişiminden tecrübe alarak onun kendisini tekrar terk edeceğini sezer. İstediği gibi sahibiyle birlikte ailesinin yanına gider. Oradaki kurallara çabuk alışır. Diğer köpeklerle kavga etmez, tavukları yemez, başka issanlara saldırmaz, eğer hırsız değillerse tabii.

Haberlerde Scott&#;ın babasının mahkum ettiği bir katil hapisten kaçar ve zanlı Scott&#;ın evine girer. Ev halkı o gece büyük bir gürültü ve iki el silah sesiyle uyanırlar. Salona girip baktıklarında Beyaz Diş&#;in yaralı olarak yattığını katilin ise boylu boyunca kanlar içinde yere serili bulurlar. Beyaz Diş&#;i hemen veterinere götürürler. Doktor ameliyata alınması gerektiğini fakat bu durumda ameliyat iyi geçse dahi yaşayamayacağı kanısındadır. Lakin Beyaz Diş&#;in yaşama gücü bu vahim durumunda devreye girerek onun hayatta kalmasını sağlar ve eşi olan kangal köpek ve yavruları ile birlikte olayların yorgunluğu yüzünden güneşin ılıklığında derin bir uykuya dalar.

BEYAZ DİŞ &#; ANAFİKRİ:

Hayattaki zorluklara karşı ne olursa olsun elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerektiğini ayrıca doğadaki her canlının vahşiş bile olsa sevgiye muhtaç olduğunu aşılamaktadır.

BEYAZ DİŞ &#; OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

  • Beyaz Diş: Zeki, çevik, vahşi.
  • Kische: Beyaz Diş&#;in annesidir.
  • Tek göz: Beyaz dişin babasıdır.
  • Lip Lip: Beyaz Diş&#;in kamptaki peşini bırakmayan düşmanıdır.
  • Gri Kunduz: Beyaz Diş&#;in ve annesinin sahibi aynı zamanda güçlü, adil, cesur bir insandır.
  • Matt: Scott&#;ın yardımcısıdır. Beyaz Diş&#;in ilk başta sevmediği fakat sonra onun iyi bir insan olduğunu fark ettiği bir kişidir.
  • Scott: Beyaz Diş&#;in en son sahibidir. Beyaz Diş ondan sevginin ve koşulsuz itaatin ne olduğunu öğrenmiştir.

KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER:

İnsanın insanla ve doğayla olan mücadelesini destansı boyutlara ulaştırmıştır.

KİTABIN YAZARI JACK LONDON HAKKINDA KISA BİLGİ:

Çocukluğu ve gençliği, onu denize bağlayan Batı Kıyısı&#;nda geçti. Ortaokuldan sonra okulu bıraktı, ama kendini yetiştirmeyi bırakmadı. Tam bir kitap ve kütüphane kurduydu. Bu arada adını Jack olarak değiştirdi. Beş yıllık bir aradan sonra, 19 yaşında liseye döndü. Liseden sonra Berkeley&#;deki Kaliforniya Üniversitesi&#;ne de başladı.

Ama o zamana dek limanda ve fabrikalarda amelelik yapmış, inci kaçakçılığına karışmış, Pasifik seferi yapan gemilerde miço olmuş, mevsimlik işçilerin arasında ülkenin pek çok yerini dolaşmış biri olarak üniversiteyi çok sıkıcı ve ruhsuz buldu. Altı ay dayandığı üniversiteyi &#;hevesten yoksun aklın gönülsüz arayışları&#;nın sürdüğü bir yer olarak tanımladı. Yine aynı sıralarda okumanın yanısıra yazmaya da merak sardı. Durmaksızın öyküler, fıkralar, şiirler yazıp yayıncılara yolluyor, ama sürekli reddediliyordu. &#;de Alaska&#;da altın peşine düştü. Altın bulamadı ama, eserlerinde ustalıkla kullanacağı pek çok deneyim ve öyküyle geri döndü. &#;da büyük bir dergiyle anlaşarak düzenli olarak hikayelerini yayınlatmaya başladıÖyküleri yayınlanmaya başladıktan sonra hayatı boyunca, ne olursa olsun günde en az bin kelime yazmayı adet edindi. Bu sıkı disiplini sayesinde de bu denli üretken olabildi. Kısa sürede tanındı. &#;Halkla ilişkiler&#; (yani PR) işini çok iyi kullandı. Sinema endüstrisinin geleceğini gören ve romanlarının filme alınmasını sağlayan ilk edebiyatçılardandı&#;de Bess Maddern ile ilk evliliğini yaptı. Ama bu bir mantık evliliğiydi. Beş yıl sürdü. Joan ve Bess adında iki kızı oldu. Bess ile evliyken tanıştığı ve &#;can yoldaşım&#; dediği Charmian Kitteridge ile &#;te evlendi. Charmian sıkı bir can yoldaşıydı. Birlikte, bugün pek yaygın olan aile tipi gezi teknelerinin ilk örneği olan Snark&#;ı yaptırıp &#;de Hawaii&#;ye yelken açtılar, &#;ten başlayarak koskoca bir çiftlik kurdular. Charmian üç de kitap yazdı. London 22 Kasım &#;da, yani daha kırk yaşındayken böbrek yetmezliğinden öldü.

Jack LANDON Kitapları:

  • Açlar Ordusu
  • Âdemden Önce
  • Alaska Kid
  • Alın Teri
  • Altta Kalanlar
  • Atalarının Tanrısı
  • Ateş Yakmak
  • Ay Vadisi (The Walley of the Moon) ()
  • Beyaz Diş
  • Beyaz Sessizlik
  • Buck&#;ın Maceraları
  • Büyük Serüven
  • Can Yoldaşı
  • Cinayet Şirketi
  • Dehşet Ülkesi
  • Demir Ökçe
  • Demiryolu Serserileri
  • Deniz Kurdu
  • Direniş
  • Doğu Yakası (Uçurum İnsanları)
  • Dönek
  • Düş Ülkelerine Yolculuk
  • Güneş Çocuğu
  • Halk Avcısı
  • İstiridye Korsanları
  • Japon Kıyılarında Dehşet
  • John Barleycorn (Alkollü Anılar &#; İntihar olarak da bilinir.)
  • Kaptan David Grief
  • Kıyametten Sonra
  • Kız Kar ve Kan
  • Kızıl Veba (The Scarlet Plague), ()
  • Kurt Dölü
  • Martin Eden
  • Meksikalı Devrimci
  • Midas&#;ın Müritleri
  • Ormandan Gelen Ses
  • Seçme Öyküler
  • Sevgili Jerry
  • Sevginin Katıksızı
  • Şampiyon
  • Tanrılar ve Köpekler
  • Uçurum İnsanları
  • Uzak Diyarlarda
  • Vahşetin Çağrısı (The Call of the Wild), ()
  • Yanan Gün
  • Yanan Günışığı
  • Yıldızlar Korsanı
  • Yol

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir