|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Haftanın 3 gününün 6 saatten az uyunarak geçirildiği 1 ayın kişide bilinç bozuklukları, Alzheimer, enfeksiyonel hastalıklar, hipertansiyon, kanser, diyabet ve kalp hastalıklarına yatkınlığı artırdığına dikkat çeken Dr. Sinan Akkurt, "24 saat uykusuz kalan bir kişide yasal alkol limitinin üzerinde dikkat eksikliği ortaya çıkar" dedi. Dr. Akkurt, uyku bozukluklarının mutlaka tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Dr. Sinan Akkurt düzenli ve kaliteli uykunun insan sağlığı üzerinde beslenme kadar belirleyici bir etken olduğuna dikkat çekti. Strese ve travmaya bağlı olarak geçici uykusuzluklar yaşanabileceğini ancak bir ay ve daha uzun süreli kronikleşen uyku sorununun bir hastalık olarak tanımlandığını kaydeden Dr. Sinan Akkurt, “insomnia” adı verilen “uykusuzluk hastalığı”nın tedavi edilmemesi durumunda başka pek çok hastalığı tetikleyebileceğine işaret etti.
Kronik uykusuzluğun yaygın bir şikayet olmasına karşın çoğunlukla ciddiye alınmadığını söyleyen Dr. Sinan Akkurt, bunun özellikle beyni erken yaşlandıran, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklara davetiye çıkaran bir durum olduğunu vurguladı. Dr. Akkurt, “Uykusuzluk hastalığı olan kişi yorgun hissetmesine karşın uykuya dalmada sorun yaşar. Gece uykusu çok defa bölünür ve sabah da erken kalkabilir. Uyandığında da kendini dinlenmiş hissedemez. Gergin bir ruh haline odaklanma ve öğrenme güçlüğü eşlik edebilir. Bu sorunu geçiştirmek yerine doktora başvurmak gerekir. Çünkü kronik uykusuzluk trafikte kaza yapmadan pek çok hastalığa zemin hazırlamaya uzanan kapsamlı bir risk tablosuna sahiptir” diye konuştu.
"2 saat uyku bana yeter" demeyin!
Yeterli uykunun kişiden kişiye değişmekle birlikte 6 ila 8 saat arasında olmasının normal kabul edildiğini belirten Dr. Sinan Akkurt, uyku sorunu yaşayan kişilere yönelik önerilerini şöyle sıraladı:
-Televizyon karşısında ya da telefonla oynayarak uyumaya çalışmayın.
-Karanlıkta uyuyun.
-Bilinçsiz bir şekilde uyku ilacı kullanmaktan kaçının.
-Gün içinde şekerleme yapmayın.
-Akşamları 23.00 sularında yatmaya özen gösterin.
-Her gün aynı saatte uyanın.
-Yatmadan önce sıcak duş almak, kitap okumak ya da rahatlatıcı müzik dinlemek iyi gelebilir.
-17.00 itibarıyla çay, kahve ve alkol tüketimini bırakın.
-Uykudan 3 saat önce yemek yemeyi sonlandırın.
-Akşamları çok fazla sıvı tüketmeyin.
-Bir pamuk ya da bez parçasına birkaç damla lavanta yağı damlatarak başucunuza koyabilirsiniz.
-Akşamları bir fincan melisa ya da papatya çayı içebilirsiniz.
-Sağlıklı beslenin.
-Düzenli kullandığınız ilaçların uyku açısından bir yan etkisi olup olmadığını öğrenin.
-Gün içinde aktif ve hareketli bir yaşam sürdürün.
-Yoga, pilates gibi egzersiz programları uygulayabilirsiniz.
-Yatmadan iki üç saat önce aşırı hareketlilikten ve egzersizden kaçının.
-Uyku bozukluklarının giderilmesinde biorezonans metodundan da destek alınabilir.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Türk Uyku Tıbbı Derneğinin çalışmalarına göre, ülkemizde her 100 kişinden 20’si uykusuzluğu belirti olarak, 12’si ise hastalık olarak yaşıyor. Uykusuzluğun yaşla birlikte sıklığı artıyor, kadınlarda daha fazla görülüyor.
Uykusuzluk başka bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi, tek başına bir uyku hastalığı da olabiliyor.
ntv.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden Nöroloji ve Uyku Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Derya Karadeniz, uykusuzluğun sadece bir belirti değil, hastalık olarak kabul edilebilmesi için en az haftada 3 gün ve en az 3 ay süreli olması, ayrıca mutlaka bir gündüz belirtisinin bulunması gerektiğini söylüyor.
Gündüz belirtileri arasında ise yorgunluk, dikkat bozukluğu, iş veriminde düşme, gerginlik, araç kullanırken sık hata veya kaza yapma, ilgide azalma, diğer insanlarla birlikte olmaktan rahatsızlık duyma, umutsuz, üzgün, sinirli veya alıngan hissetme, gündüz uykuluğu, baş ağrısı, mide-bağırsak problemleri gibi sorunlar bulunuyor.
UYKU HİJYENİNİ BOZAN DAVRANIŞLARA DİKKAT
Prof. Karadeniz’e göre uyayamamanın nedenleri arasında stresin önemli rolü var ancak tek etken değil. Uyku hijyenini bozan her türlü durum kısa süreli uykusuzluğu tetikleyebilir. Uyku hijyenini bozan aktiviteleri ise şöyle sırlamak mümkün:
1. Gün içinde veya akşam saatlerinde kısa süreli de olsa kestirmek.
2. Yatma ve sabah uyanma zamanlarının değişkenlik göstermesi.
3. Yatakta uyanık olarak fazla zaman geçirmek.
4. Yatmadan önce uykuyu engelleyen maddeleri düzenli kullanmak (alkol, sigara, kafein).
5. Yatma zamanına çok yakın egzersiz yapmak.
6. Yatma zamanına yakın uyarıcı aktivitede bulunmak.
7. Uyku dışında aktiviteler için yatağı kullanmak (tv seyretme, okuma, atıştırma.)
8. Konforsuz yatak kullanmak.
9. Yatak odası şartlarının kötü olması (fazla ışık, aşırı sıcak, aşırı soğuk, gürültü gibi.)
10. Yatmaya yakın ciddi konsantrasyon gerektiren işler yapmak.
11. Yatakta uykuyu engelleyen zihinsel aktivitelerde bulunmak; örneğin düşünme, plan yapma, geçmişi hatırlama gibi.
Uykusuzluk hastalığı ise, bu kısa süreli ve geçici uykusuzluktan farklı olarak uzun süreli ve kalıcı bir durum. Farklı türleri bulunan uykusuzluk hastalıklarının temel nedeni ise beyinde uykuyu başlatan sistemlerin yetersizliği veya uyanıklık sistemlerinin aşırı çalışması.
UYKU REM VE NREM EVRELERİNDEN OLUŞUYOR
Uyku, hızlı göz hareketlerinin olmadığı NREM (Non –Rapid Eye Movement) ve hızlı göz hareketlerinin olduğu REM (Rapid Eye Movement) evrelerinden oluşuyor. Uykunun NREM ve REM dönemleri, gece boyunca döngülü biçimde sürüyor.
Gündüz normal bir uyanıklık geçirebilmek için gece 6–8 saatlik uyku gerekiyor. Ancak 6 saatten az uykuya ihtiyaç duyan kısa uyuyucular ve 8-10 saatten uzun uyku isteyen uzun uyuyucular da mevcut.
ALZHEIMER’E ZEMİN HAZIRLIYOR, PARKİNSONUN İLK BELİRTİSİ OLABİLİYOR
Araştırmalar, insanın uyku süresini uzun vadeli olarak en fazla 2 saat azaltabileceğini gösteriyor. Ancak sürekli olarak uyku süresinin normalden daha kısa olmasına beyin müsaade etmiyor. Uykusuzluğun beyni yaşlandırdığı için Alzheimer ve bunamaya zemin hazırlayabildiğine vurgu yapan Dr. Karadeniz, “Bazı uyku hastalıklarından Parkinson gibi hastalıkların ortaya çıkabileceğini öngörebiliyoruz. Yani uyku hastalıkları Parkinsonun ön belirtisi olabiliyor” diyor.
Uykusuzluk başka bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi tek başına bir hastalık da olabiliyor. Ayrıca uykusuzluğun, hipertansiyon, diyabet ve kalp hastalıkları ile anlamlı düzeyde ilişkili olduğu biliniyor.
UYKUSUZLUK İNSAN VÜCUDUNU NASIL ETKİLER?
Nöroloji ve Uyku Hastalıkları Uzmanı Prof. Karadeniz, uykusuzluğun insan bedeninde yarattığı etkileri görmek amacıyla yapılan araştırmalarda uykusuz bırakılmayı takiben gelişen sağlık sorunlarını şöyle özetliyor:
“Araştırmalarda önce dikkat ve öğrenme, ilerleyen zamanlarda unutkanlık gelişmiştir. Uykusuzluğun uzaması, gerginlik, sinirlilik ve aşırı hareketliliğe neden olur. Uyku, hafıza, dikkat, öğrenme, muhakeme, karar verme, problem çözme, fiziksel beceri ve duygu durumun düzenlenmesini sağlar. Bu fonksiyonların bazıları uykunun REM bazıları ise NREM evrelerinde sağlanır. 24 saat uykusuz kalmanın, dikkat eksikliği açısından yasal alkol limitinin üzerinde bir dikkat eksikliği yarattığı gösterilmiştir. Uykusuzluk bağışıklık sistemini de ciddi anlamda etkiler. 4 gece boyunca, sadece dörder saat uyumalarına izin verilen insanlarda, beşinci gün grip aşısı yapıldığında, normal uyku sürelerini uyuyan insanlara göre bağışıklık yanıtı çok daha zayıf kalmıştır. Uyku hastalıklarının birçoğunda, bağışıklık sisteminin bozulduğu ve enfeksiyonlara yatkınlığın arttığı gösterilmiştir. Uyku hastalıklarından bağımsız olarak, uykunun istemli olarak azaltılması da bağışıklığı azaltarak, özellikle enfeksiyon hastalıklarına yatkınlık geliştirir.”
265 SAATLİK UYKUSUZLUK GUİNNESS DÜNYA REKORLAR KİTABI'NNA GİRDİ
İnsanda uykusuzluk ile ilgili yapılan en uzun deneyin, Guinness Dünya Rekorlar Kitabı'na da geçen 264 saatlik uykusuzluk olduğunu söyleyen Dr. Karadeniz, “Uykusuz bırakılmayı takiben denekte önce dikkat ve öğrenme, ilerleyen saatlerde hareketlerde beceriksizlik gelişmiştir. Üç gün sonrasında bağışıklık sisteminde yetersizlik başlamıştır. İlerleyen günlerde, duygu durum bozukluğu yani depresyon, uykusuzluğun devamı ile birlikte sanrılar, şiddet içeren davranışlar ile seyreden psikotik bir süreç ortaya çıkmıştır. Bağışıklık sisteminin daha da baskılanması ve tüm vücutta yaygın iltihabi durum nedeniyle ölüm gerçekleşmesi ihtimali ile deney sonlandırılmıştır. Yani uyumadan yaşamı sürdürmek mümkün değildir” diyor.
Uykusuzluk hastalığında kullanılan ilaçların, psikiyatrik hastalıklarda kullanılan ilaçlardan farklı olduğunu vurgulayan ve “Bu tedaviye, uyku hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir hekim karar vermeli” uyarısında bulunan Prof. Karadeniz, kaliteli bir uyku için yapılması gerekenleri ise şöyle aktarıyor:
KALİTELİ UYKU İÇİN UYKU HİJYENİ KURALLARINA UYULMALI
1- Her gün aynı saatte uyanma.
2- Sabah uyanınca yataktan çıkma.
3- Öğlen kısa süreli “şekerleme” yapma.
4- Gün içinde normal fiziksel ve zihinsel aktiviteye sahip olma.
5- Uyumak için bir eşik saat belirleme.
6- Yatağa uykuya hazır olunca gitme.
7- Akşam saatlerinde kahve, çay, alkol kullanımına dikkat etme.
8- Yatak odasının fiziksel özelliklerini uygun hale getirme.
9- Yatağa girmeden önce fiziksel ve zihinsel aktiviteleri sona erdirme.
10-Uykuya dalınamadığında yataktan çıkma.
11- Akşam yemeğini yatmadan en az 3 saat önce sonlandırılma.
12- Akşam saatlerinde çok miktarda sıvı almamaya özen gösterme.
12- Gece saatlerinde spor, aşırı egzersiz, vücudu yoran işler yapmama.
13- Yatmadan en az 2 saat öncesinde zihinsel aktiviteyi en aza indirilmeli.
14- Yatmadan önce kullanılan bilgisayar, cep telefonu gibi cihazların uyku kalitesini bozduğu unutulmamalı.
VİDEO: OFİS ÇALIŞANLARI İÇİN UYKU KAPSÜLÜ
Yeterince uyumak hem fiziksel hem de duygusal açıdan önemlidir. Uyku yoksunluğu veya uykusuz kalmanın etkileri, birçok kısa ve uzun vadeli sağlık etkisine neden olabilir. Hastalık Kontrol ve Önleme (CDC) Merkezleri 18 ve 60 yaşları arasındaki yetişkinlerin en az 7 saat uyku almasını önerir.
CDC’nin uyku önerisini yerine getirmek için yetişkinler en fazla 17 saat uyanık kalmalıdır. İnsanlar 24 saat içinde uyku yoksunluğunun olumsuz etkilerini deneyimleme eğilimindedir.
Uyku gereksinimleri insanlar arasında değişir ve aynı zamanda bir kişinin yaşına da bağlıdır. Örneğin, bebekler yetişkinlerden iki kat daha fazla uykuya ihtiyaç duyarlar.
Bununla birlikte, bir kişinin uyku olmadan yaşayabileceği zaman miktarı belirsizliğini koruyor. 2010 yılında yapılan bir incelemeye göre, uykusuz kalan bir insan için şu anki dünya rekoru 264 saat. 11 günün sonuna doğru, Gardner paranoyaklaştı ve hatta halüsinasyona başladı.
Bununla birlikte, uzun vadeli herhangi bir fiziksel veya psikolojik etkisi olmadan iyileştiği bildirildi.
Uyku yoksunluğu, bir insan vücudunun ihtiyacından daha az uyku aldığında oluşur. Uyku yoksunluğunun etkileri kişiden kişiye değişebilir.
Çocuklar ve gençler, beyinleri ve vücutları hala gelişip büyürken yetişkinlerden daha fazla uykuya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, çocuklarda uyku yoksunluğunun etkileri bazen daha şiddetli veya daha uzun süreli olabilir.
Yetişkinlerde genel uyku yoksunluğu belirtileri şunları içerebilir:
Düzenli veya kronik uyku yoksunluğu, bir kişinin obezite , diyabet ve kalp hastalığı dahil olmak üzere çeşitli sağlık koşulları riskini de artırabilir.
Uyku yoksunluğu bazı durumlarda ölümcül olabilir. Örneğin, uyku yoksunluğu kaza riskini artırabilir.
Ölümcül ailesel uykusuzluk (FFI) olarak adlandırılan inanılmaz derecede nadir bir uyku bozukluğu da ölümle sonuçlanabilir.
FFI, prion proteini ( PRNP ) genindeki bir mutasyondan kaynaklanan kalıtsal bir durumdur .
FFI semptomları tipik olarak orta yetişkinlikte görülür ve şunları içerir:
Şu anda FFI için bir tedavi yoktur ve ölüm, genellikle ilk semptomları olan bir kişinin 12-18 ay içinde ortaya çıkar.
Çoğu insan sadece 24 saat sonra uyku yoksunluğunun etkilerini deneyimlemeye başlayacaktır.
24 saat uykusuz kalmanın etkileri şunları içerebilir:
Bu etkilerin birçoğu, beynin, doktorların “yerel uyku” olarak adlandırdığı bir duruma girerek enerji tasarrufu sağlamaya çalışması nedeniyle ortaya çıkar. Lokal uyku sırasında, vücut beynin bazı bölgelerindeki nöronları geçici olarak kapatır, diğerlerini değil.
Yerel uykuya giren insanlar tamamen uyanık görünebilir, ancak karmaşık görevleri yerine getirme yetenekleri önemli ölçüde azalır.
Uyku yoksunluğunun etkileri bir insanın uyanık kalmasının daha uzun sürmesini sağlar. 48 saat uykusuz kaldıktan sonra, bir kişinin bilişsel performansı kötüleşecek ve çok yorulacaklar.
Bu noktada, beyin, aynı zamanda mikro uykuda da bilinen, tam bir bilinçsizlik dönemlerine girmeye başlayacaktır. Mikro uyku istemsiz olarak gerçekleşir ve birkaç saniye sürebilir.
Uykusuz 72 saat sonra, yoksunluk belirtileri ve yorgunluk daha da yoğunlaşacaktır. 2015 yılında yapılan bir çalışmada, iki astronot bilişsel işlevsellikte bozulma, kalp atış hızının artması ve 72 saat boyunca uyanık kaldıktan sonra pozitif duygularda bir azalma yaşadı.
Kronik uyku yoksunluğu, bir kişinin sağlığı üzerinde kalıcı etkiler yaratabilir. Bunlar, aşağıdakilerin artmış riskini içerebilir:
Kronik uyku yoksunluğu, çocuklar da dahil olmak üzere, uzun vadeli önemli etkilere neden olabilir:
Kalite, uyku söz konusu olduğunda, miktar kadar önemlidir. İyi bir uyku hazırlığı uygulamak daha yüksek kalitede uyku sağlayabilir. İnsanlar, uyku kalitesini ve gündüz uyanıklığını artırabilecek bazı eylemler yaparak uyku kalitelerini iyileştirebilirler.
Uyku yoksunluğu, bir insan yeterli uyku almadığında ortaya çıkar. Bir kişinin uykusuzluğa ne kadar devam edebileceği açık değildir, ancak ünlü bir deneyde bir insan 264 saat uyanık kalmayı başardı.
CDC’ye göre, ABD’deki yetişkinlerden en az biri yeterince uyumuyor. 1 ya da 2 saat uyumayı kaçırmak önemli bir şey gibi görünmeyebilir. Ancak kişinin ruh halini, enerji seviyesini ve karmaşık görevleri yerine getirme yeteneğini olumsuz yönde etkileyebilir.
Kronik uyku yoksunluğu, bir kişinin kalp-damar hastalıkları, obezite ve diyabet riskini artırabilir.
Çoğu yetişkin, her gece yaklaşık 7 saat uykuya ihtiyaç duyar. İyi bir uyku planı uygulamak daha iyi bir uyku kalitesi sağlayabilir.
Çeviri: Ülkü Güngör