Yolcularımızın işlemlerinin zamanında tamamlanabilmesi için iç hat uçuşlarınızda en az 1 saat, dış hat uçuşlarınızda en az 2 saat önce havalimanında bulunmanızı öneririz.
Değerli anne adayı yolcularımız, daha rahat ve güvenli bir yolculuk geçirmek için lütfen aşağıdaki kurallara dikkat ediniz.
Hasta Yolcularımız
Görme ve Duyma Engelli Yolcularımız
Hareket Kabiliyeti Kısıtlı Yolcularımız
Not: Kabin ekibi uçuş sırasında nefes cihazları, yemek, ilaç takibi ve tuvalet ihtiyaçları konusunda maalesef size yardımcı olamazlar. Ancak tuvalet ihtiyacı için kapıya gidiş ve gelişlerinizde yardımcı olabilirler.
Kimler Uçuşa Kabul Edilemez?
Sedyeli ve tekerlekli sandalyeli yolcularımızın uçaktan terminale, terminalden uçağa transferleri profesyonelce gerçekleştirilir. Bu hizmet, 24 saat boyunca AnadoluJet’in görevlendirildiği sağlık ve/veya yer hizmetleri kuruluşlarının uzman personeli tarafından verilmektedir. Ayrıca tekerlekli sandalye ekibi, check-in kontuarında taleplerinizi anında değerlendirmektedir.
Sedye ve refakat hizmetlerinden faydalanmak için rezervasyon sırasında talebinizi en az 24 saat önce belirtmeyi unutmayınız.
Özel sağlık hizmeti AnadoluJet’in uçtuğu tüm illerde, teknik imkanlar ve uçak müsaitliği çerçevesinde verilmektedir.
Aşağıda belirtilen ek hizmetlerin mümkün olan en iyi şekilde sağlanabilmesi için uçuşunuzdan 48 saat önce rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir.
Tarifeli uçuşa 48 saatten daha az kala gelen taleplere imkanlar dahilinde hizmet sağlanabilecek olup, bu hizmetlerin zamanında verilmesi mümkün olmayabilir.
Yolculuğunuzun akıcı geçmesini temin edebilmemiz için, rezervasyon yaptırmanız çok önemlidir.
EK HİZMET | ÜCRET |
Tekerlekli Sandalye (Kabine kadar) | Ücretsiz |
Tekerlekli Sandalye (Uçak merdivenine kadar) | Ücretsiz |
Tekerlekli Sandalye (Sadece merdivene kadar) | Ücretsiz |
Ambulift | Ücretsiz |
Tekerlekli Sandalye
Tekerlekli sandalyeye ihtiyaci olan yolculara, yolcunun durumuna göre 3 farklı tipte tekerlekli sandalye hizmeti verilir.
Rezervasyon ve satış aşaması sırasında istekte bulunmadığınız takdirde, arzu edilen hizmetin havalimanında sunumunda gecikmeler yaşanabilir.
Tekerlekli Sandalye ile ilgili Önemli Notlar
Hamilelik döneminde yolculuk yapmak anne adaylarını korkutabilir. Özellikle uçak ve deniz gibi karayolu ulaşımından uzak yolculuklar, tedirginliklerin artmasına sebep olabilir.
Akıllarında her zaman bebeklerinin sağlığını korumak olan anne adaylarının bu tür konularda cevap aradıkları sorularının olması oldukça doğaldır.
Hamilelikte uçak yolculuğu sakıncalı mı, gebeliğin kaçıncı haftasından itibaren uçağa binmek risklidir, yolculuk öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir gibi birçok sorunuz olabilir.
Gebelik döneminde uçak yolculuğu ile ilgili aklınızdaki bütün soruların cevapları yazımızda. Keyifli okumalar.
Gebelik döneminde anne adayları, minik yavrularının sağlığını tehlikeye atma ihtimali olduğunu düşündükleri her şeyden kaçınırlar.
Kulaktan kulağa yayılan ve bilimsel dayanağı olmayan bazı durumlarda da çekingen davranabilirler.
Bu durumlardan bir tanesi de hamilelik döneminde uçak yolculuğu yapmanın bebeğin sağlığına zarar verdiği düşüncesidir.
Ancak çok özel durumlar ve hamileliğin son haftaları haricinde hamilelerin uçak yolculuğu yapmasının bebeğin sağlığına olumsuz bir etkisi olmadığı bilinir. Bu konuyu farklı soru başlıkları altında birlikte inceleyelim.
Gebelik dönemini bilindiği gibi; birinci trimester, ikinci trimester ve üçüncü trimester olarak üç ayrı dönemden oluşur. Bu dönemlerin her birinin kendine özgü zorlukları vardır. Bu zorluklar özellikle anne adayının konfor alanı olan evinden çıkmasıyla daha da çekilmez bir hale gelebilir.
Örneğin;
Genellikle anne adayının bulantı, kusma, baş dönmesi gibi belirtileri olur. Özellikle bulantı ve kusma durumu, yolculuğu anne adayına zehir edebilir.
Bu dönemde uçak seyahati yapmanın bebeğe hiçbir zarar bulunmaz ancak bu dönemde düşük yapma ihtimalinin diğer dönemlere göre daha büyük bir ihtimal olduğu da unutulmamalıdır. Ayrıca dediğimiz gibi anne adayı için zorlu bir yolculuk deneyimi olabilir.
Düşük yapma ihtimali azalan anne adayının en konforlu seyahat edeceği dönemdir.
Hem ilk trimester döneminde daha sık yaşanan bulantı ve kusma gibi gebelik belirtileri nedeniyle seyahat konforunuzun düşme ihtimali daha düşüktür hem de üçüncü trimester dönemi gibi, erken doğum riski yüksek değildir.
Eğer bir seyahat planınız varsa ve tarihleriniz esnekse, ikinci trimester dönemini tercih etmenizi öneririz.
Hamileliğin son 3 aylık dönemini kapsayan üçüncü trimester döneminin Haftasından itibaren genellikle hiçbir havayolu şirketi, anne adayının seyahatine izin vermez.
Haftadan sonraki yolculuklar için de özel olarak doktor raporu alınması gerekir. Erken doğum riski nedeniyle Haftadan sonra uçak yolculuğu yapılmasını önermiyoruz.
Bunun dışında üçüncü trimester dönemde artık anne adayının vücudu, rahat bir şekilde yolculuk yapmasını engelleyebilir. Vücutta oluşan şişlikler, bebeğin hareketleri, varisler gibi hamilelik belirtileri nedeniyle anne adayları bu dönemde uzun süreli yolculuk yapmakta zorlanabilir.
Hamilelik döneminde uçak yolculuğu yapmaya karar verirken daha temkinli davranması gereken anne adayları da vardır: ikiz, üçüz gibi çoklu gebelik geçiren, daha önceden erken doğum yapmış olan ve farklı kronik hastalıkları olan anne adayları için bu tür yolculuklar daha sıkıntılı geçebilir.
Bu nedenle bir yolculuğa çıkmadan önce mutlaka doktorunuzla irtibata geçmelisiniz.
Bu rapor hazırlanırken kaşe, imza ve tarih mutlaka yazılmalıdır. Raporun geçerlilik tarihi 7 gündür ve 7 gün sonrasında olan herhangi bir yolculukta kullanmanıza imkan yoktur.
Yurtdışı yolculukları için Türkçe raporun, İngilizce ve tedbir amaçlı gideceğiniz ülkenin diline çevrilmiş bir nüshasını bulundurun.
Birçok anne adayı, gebelik döneminde uçağa binmek konusunda endişe yaşayabilir. Ancak uçaklar, kabin basıncı ayarlı olması nedeniyle bebeğin sağlığı için bir sakınca teşkil etmez.
Yalnızca anne adaylarının hamilelik nedeniyle gösterdikleri belirtiler, konforlu bir yolculuk yapamamalarına neden olabilir. İşte bu nedenle nasıl daha konforlu bir yolculuk yapabileceğinize dair birkaç önerimiz olacak.
Konforlu bir yolculuk için kendinizi doğru bir şekilde hazırlamalısınız. Eğer yolculuğa her ihtimali düşünerek çıkarsanız, yolculuğu çok daha rahat bir şekilde geçirirsiniz.
Yolculuk öncesi hazırlıklarınızı tamamladıktan sonra endişe etmenizi gerektirecek bir şey kalmaz. Tek yapmanız gereken sakin kalmaya ve yolculuğun keyfini çıkarmaya çalışmak olmalıdır.
Yeterince hareket ettiğinizde, sıvı tüketiminize dikkat ettiğinizde, rahat kıyafetler giydiğinizde ve kendinize vakit geçirecek bir uğraş bulduğunuzda endişe etmenizi gerektirecek bir durum kalmaz.
Gebelik döneminde anne adayları bebeklerinin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için çok dikkatli davranır.
Anne adayının vücudundaki gebelik belirtileri de, hamilelik öncesindeki hayat konforunun değişmesine neden olur. Bu yüzden uçağa binmek gibi, hayat akışında olmayan durumlar yaşandığında ebeveynler ince eleyip sık dokurlar.
Aklınızda birçok soru olması normal. Ancak yazımızda da açıkladığımız gibi hamilelikte uçak yolculuğu sakıncalı mı sorusunun cevabı; bazı durumlar haricinde gebelik döneminde uçağa binilmesinde bir problem yoktur.
Minik yavrunuz sizinle birlikte güvende. Yazımızda bahsettiğimiz maddelere dikkat ettiğiniz sürece endişelenmenize gerek kalmadan konforlu bir uçak yolculuğu yapmanız mümkün.
Aşağıdaki yazımız da dikkatinizi çekebilir:
‘‘Bebeğinizle Seyahat Etmenizi Kolaylaştıracak Öneriler’’: seafoodplus.info
Aklınıza takılanları yorum olarak iletebilirsiniz.
Sevgiler.
Yeryüzünde yaşarken üzerimizde hissettiğimiz basınca atmosferik basınç denir ve vücudumuz buna göre ayarlanmıştır; genellikle herhangi bir itme ya da çekme hissetmeyiz. Hamilelikte de anne karnında “amnios” kesesinde, “amniyotik” sıvı içinde yüzen bebek rahim kanalı yolu ile ne itme ne de çekme etkisi ile karşı karşıya kalmaz.
Gökyüzüne doğru havalandıkça basınç azalır ve her 30 metrede 3,5 milibar daha az basınç yani emme gücü olmaya başlar. Uçak seyahatleri 10 bin metre yükseklikte yapılır. Ancak kabin içi basınçları ayarlanır ve yeryüzündeki basınç seviyesine yakın bir basınca getirilir. Bu nedenle uçuş esnasında fazla bir değişiklik hissetmeyiz. Aynı zamanda anne karnındaki bebek de bir basınç değişikliğine maruz kalmaz.
Normal bir hamilelikte havayolu ile seyahatte hiçbir sakınca yoktur. Ancak kabin içi basıncın kaybedildiği durumlarda anne hayatı zaten tehlikedeyken bebek de tehlikeye girer. Ancak böyle durumlarda uçaklarda hemen oksijen maskeleri açılır ve solunuma yardımcı olunurken aynı zamanda uçak alçalarak basınç değişikliğini minimuma indirmeye çalışır.
Kabin içindeki basınç ayarlansa da yine de yeryüzündekinden daha düşük bir basınç oluşur. Bu nedenle tansiyon ve nabız yükselir. Vücutta gerekli yerlere yeterli oksijen taşınmaya çalışılır. Ciddi kansızlığı olan, orak hücreli anemisi olan, plasenta yetmezliği olan ve hipertansif olan hamileler uçuş sırasında uyum sorunu olabilir. Bu nedenle, uçuştan önce mümkünse bu sorunlar düzeltilmeli, değilse uçmaktan kaçınılmalıdır. Çok zorunlu uçuşlarda ise uçuş sırasında ek oksijen solunmalıdır.
Havayolu şirketleri tekil gebeliklerde 35 hafta çoğul gebeliklerde 32 haftadan sonra hamile yolcu kabul etmez. 28 hafta ile 35 hafta arasında ise doktor raporu ile uçağa kabul eder. 28 haftadan önce ise herhangi bir rapora ihtiyaç olmayıp annenin beyanı ile uçuşa kabul eder. Bu sınırlamanın amacı doğuma çok az vakti kalmış bebekleri uçakta doğum gibi yetersiz olanakların olduğu bir ortamdan korumaktır.
Uçakta doğan bebeklerin hayatı boyunca ücretsiz uçacağı sıkça söylenir ama gerçek değildir. Doğum sırasında hangi ülkenin üstünden geçiyorsa o ülkenin vatandaşı olacağı da yine yanlış bir bilgidir.
Hamilelik döneminde uçak yolculuğu yapmak pek çok anne adayını tedirgin eden bir durumdur. Ancak gerekli önlemler alındığında rahat bir yolculuk olabilir. Dikkat edilmesi gereken durumlar şöyledir;
Seyahatler sırasında, uzun süre oturma ve hareketsiz kalma bacaklarda kan pıhtılaşmasına ve akciğerde emboliye yol açabilir. Bu yüzden seyahat sırasında sık sık uçak koridorunda yürünmeli veya bacak kaslarını çalıştıran egzersizler yapılmalıdır. Seyahatten önce basınçlı çorap giyilmesi de alınacak önlemlerden biri olabilir. Ayrıca, bol bol su içmeli ve kanın akışkanlığına destek olunmalıdır. Sıkı pantolonlar yerine bol kıyafetler tercih edilmeli ve emniyet kemeri çok sıkılmayarak dolaşıma engel olunmamalıdır. Ayakkabılar da rahat olanlardan seçilmelidir.
İlk 2 ay da en sık karşılaşılan sorun bulantı ve kusmaların uçuş sırasında daha da fazlalaşabilmesidir. Uçuştan önce buna yönelik tedbirleri almak, havalandırmayı açmak ve serin sıvılar içmek işe yarayabilir. Uçuş sırasında ağır ve yağlı besinler yenmemelidir. Durumuzun daha da kötüleşeceğini hissederseniz uçmamanız tavsiye edilir.
Havaalanı güvenlik kapılarında ki metal detektörü sistemlerinde X ışını kullanılmaz. Bu yüzden hamileler için bir sorun oluşturmaz. Yine de geçmeyip elle aranmayı talep edebilirsiniz. X ışını kullanan diğer sistemlerden geçilmemesi önerilir. Aynı zamanda havada daha fazla UV radyasyon alınacağı ve bebeğin anormal olacağı fikri de doğru değildir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Bir sağlık sorunu yaşamadıkları sürece hamileler de uçağa binebilir. Tabii bu durum havayollarınca bazı prosedürlerle kısıtlanabilir. Bazı havayolları kendi belirledikleri kurallara göre hamilelikte uçak yolculuğu yapacak olan kadınlara sınır getirebilir. Bazı hava yolu firmaları, anne adaylarından doktor raporu talep edebilir. Herhangi bir hava yolu şirketinden anne adayı olarak uçak bileti satın almadan önce yolcu kurallarına göz atmak iyi olur.
HAMİLELER KAÇINCI HAFTADAN SONRA UÇAĞA ALINMAZ?
Havayolu şirketleri tekil gebeliklerde 35 hafta çoğul gebeliklerde 32 haftadan sonra hamile yolcu kabul etmez. 28 hafta ile 35 hafta arasında ise doktor raporu ile uçağa kabul eder. 28 haftadan önce ise herhangi bir rapora ihtiyaç olmayıp annenin beyanı ile uçuşa kabul eder. Bu sınırlamanın amacı doğuma çok az vakti kalmış bebekleri uçakta doğum gibi yetersiz olanakların olduğu bir ortamdan korumaktır.
UÇUŞ HAMİLELER İÇİN NE ZAMAN SAKINCALIDIR?
Normal bir hamilelikte havayolu ile seyahatte hiçbir sakınca yoktur. Ancak kabin içi basıncın kaybedildiği durumlarda anne hayatı zaten tehlikedeyken bebek de tehlikeye girer. Ancak böyle durumlarda uçaklarda hemen oksijen maskeleri açılır ve solunuma yardımcı olunurken aynı zamanda uçak alçalarak basınç değişikliğini minimuma indirmeye çalışır.
Kabin içindeki basınç ayarlansa da yine de yeryüzündekinden daha düşük bir basınç oluşur. Bu nedenle tansiyon ve nabız yükselir. Vücutta gerekli yerlere yeterli oksijen taşınmaya çalışılır. Ciddi kansızlığı olan, orak hücreli anemisi olan, plasenta yetmezliği olan ve hipertansif olan hamileler uçuş sırasında uyum sorunu olabilir. Bu nedenle, uçuştan önce mümkünse bu sorunlar düzeltilmeli, değilse uçmaktan kaçınılmalıdır. Çok zorunlu uçuşlarda ise uçuş sırasında ek oksijen solunmalıdır.
HAMİLELİKTE UÇAK YOLCULUĞU RİSKLİ Mİ?
Aşağıdaki gibi durumlarda hamilelikte uçağa binmek riskli olabilir:
. Düşük riski,
. Erken doğum riski,
. Ödem sorunu,
. Kan pıhtılaşması sorunu,
. Mide bulantısı,
. Yüksek tansiyon sorunu,
. Sık idrara çıkma.
Bu gibi durumları yaşayan hamilelerin şikayetleri uçak yolculuğu sırasında ya da sonrasında artış gösterebilir. Bu yüzden doktor onayıyla yola çıkmanız çok daha faydalı olacaktır.
HAMİLELİKTE UÇAĞA BİNMEK BEBEĞE ZARAR VERİR Mİ?
Halihazırda sağlık sorunu olan bir hamilelikte bebek zaten tehlike altında olacağı için uçak yolculuğu da risk teşkil edebilir. Ancak gebelikte herhangi bir sorun yoksa, uçuş için geçerli haftaları aşmadıysanız gebelikte uçak seyahati yapmanın herhangi bir sakıncası olmaz.
HAMİLELER UÇAK YOLCULUĞUNDA NELERE DİKKAT ETMELİ?
Seyahatler sırasında, uzun süre oturma ve hareketsiz kalma bacaklarda kan pıhtılaşmasına ve akciğerde emboliye yol açabilir. Bu yüzden seyahat sırasında sık sık uçak koridorunda yürünmeli veya bacak kaslarını çalıştıran egzersizler yapılmalıdır. Seyahatten önce basınçlı çorap giyilmesi de alınacak önlemlerden biri olabilir. Ayrıca, bol bol su içmeli ve kanın akışkanlığına destek olunmalıdır. Sıkı pantolonlar yerine bol kıyafetler tercih edilmeli ve emniyet kemeri çok sıkılmayarak dolaşıma engel olunmamalıdır. Ayakkabılar da rahat olanlardan seçilmelidir.
İlk 2 ayda bulantı ve kusmalar uçuş sırasında daha da fazlalaşabilir. Uçuştan önce buna yönelik tedbirleri almak, havalandırmayı açmak ve serin sıvılar içmek işe yarayabilir. Uçuş sırasında ağır ve yağlı besinler yenmemelidir. Durumuzun daha da kötüleşeceğini hissederseniz uçmamanız tavsiye edilir.