kadı beydavi tefsiri fiyatı / PDF DriveBeydavi Tefsiri (3 Kitap) - PDF, ePub, Mobi İndir

Kadı Beydavi Tefsiri Fiyatı

kadı beydavi tefsiri fiyatı

Beydavi Tefsiri &#; Arapça İndir -Kadı BEYDÂVÎ &#; Word Formatında

Kadı Beydavî, hemen hemen bütün İslam ilimleri dallarında ve diğer alanlarda ölümsüz eserler bıraktı. Hiç şüphesiz bunların içinde en önemlisi ve meşhuru Envarü’t – Tenzil ve Esrarü’t – Te’vil adındaki elimizde bulunan ve tercümesini okuyucularımıza sunduğumuz Beydavî Tefsiri’dir.

Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi adlı eserinde şöyle der:
Gerçek şudur ki bu tefsir, yazılış itibarı ile külfetten beri, akıcı bir üsluba haiz, müfessirlerin bildirdikleri birçok vecihleri pek muciz (kısa) bir tarzda içine almaktadır. Bir kısım mutasavvifane, hakîmane beyanatı muhtevidir. Defalarca gözden geçirilmiş, fazlalıklar atılmıştır. O nedenle ilim kürsülerinde tedris edilmiştir (daha da öteye gidilerek Padişah meclislerinde seçme alimler tarafından takrir edilmiş, aynı kalitede dinleyici ulema tarafından heyecanla izlenmiştir. Buna da Osmanlı tarihinde Huzur dersleri denilmiştir. Abdülvehhab Öztürk).

Beydavî merhum, bu kıymetli eserinin mukaddimesinde diyor ki: İlimlerin kadr ü kıymetçe en büyüğü, şeref ve adaletçe en yükseği tefsir ilmidir. Bu, dinî ilimlerin başı ve reisidir. Şer’-i şerif kaidelerinin binası ve anasıdır. Tefsir yazmaya tefsir hakkında söz söylemeye o kimse layıktır ki, dinî ilimlerin hepsinde, usul ve furuunda akranından üstün ola. Arabî sanatların, edebî fenlerin bütün nevilerinde yüksek bir mevki sahibi ola.
Şu kadar var ki iktidarımın noksanı buna girişmemi engelliyor, bu makamda durmaktan beni men ediyordu. Ta ki istihare ettikten sonra mazhar olduğum doğuşlar sayesinde tereddütten kurtuldum ve tamam edince de Envarü’t – tenzil ve Esrarü’t – te’vil (tenzilin nurları ve tevilin sırları) adını verdim.

Celalüddin Suyutî diyor ki:
Keşşaf tefsiri hakkındaki muhtasarların başı Kadı Nasırüddin Beydavî’nin Envarü’t – Tenzil adlı kitabıdır. Kadı, Keşşaf’ı özetlemiş, pek de güzel muvaffak olmuştur. Kadı, Keşşaf’ın itizal hafaganını (çırpıntılarını) keşfetmiş, bunların izalesini tekeline almış, desise ve cidal mevzularını atmış, mühim şeyler yazmış, ilaveler yapmıştır. Artık bu kitabı ayarı halis altın gibi meydana çıkmış, gündüz ortasındaki güneş gibi şöhret bulmuş, mutalaasında ilim sahipleri devam buyurmuştur.

Katip Çelebi merhum da şöyle demiştir:
Bu tefsir şanı azîm, beyandan müstağnidir (tarife ihtiyacı yoktur). Kadı bu kitabında i’raba, maanî ile beyana (Arap edebiyatına) dair şeyleri Keşşaf’tan; hikmete, kelama dair şeyleri Fahreddin Razi’nin Tefsir-i Kebir’inden; iştikaka (kelime türemesine) dair gerçekleri, latif işaretleri Tefsir-i Rağıb’tan özetlemiştir. Bununla beraber Kadı, kitabına kendi parlak fikrinin mahsulü olan birçok makul vecihler (mülahazalar), makbul tasarruflar da ilave eylemiştir. Bu cihetle sırlar çehresinden şüphe endişelerini gidermiş, ilim sahasında vüs’at ve basireti artırmıştır.

 

HAYATI.

Abdullah ibn Ömer ibn Muhammed Nâsıruddin el-Beydâvî İran&#;da yetişmiş H. VII. asrın meşhur müfessirlerinden biri. Şiraz yakınlarındaki Beydâ&#;da doğmuş, tahsil ve terbiyesini burada tamamlamış, yetiştikten sonra Şiraz&#;da kadı olmuş ve burada başkadılığa kadar yükselmiştir. Rivayete göre daha sonra şeyhi Muhammed ibn Muhammed Kethânî&#;nin tavsiyesiyle kadılığı terketmiş (Ömer, Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Ankara , II, ) ve / senelerine doğru Tebriz&#;e gelip yerleşerek /&#;da vefatına kadar orada kalmıştır.

el-Gâyetu&#;l-Kusvâ adlı eserinin mukaddimesinde belirttiğine göre birinci derecede hocası Şiraz başkadısı olan babası Ömer ibn Muhammed&#;dir. (Mahmud Besyunî Fûde, Neş&#;etu&#;t-Tefsîr ve Menâhicuhû, Kahire , s. ).

Eserleri ve bu arada tefsîri İslâm âleminde çok meşhur olmasına rağmen hayatı, hocaları ve talebeleri hakkında kaynaklarda yeteri kadar bilgi yoktur. Yalnız onun, Tebriz&#;e geldiği sırada bir mecliste gösterdiği maharet ve ilmi seviye anlatılmaktadır ki bu sayede o mecliste hazır bulunan bir vezir tarafından itibar gördüğü kaydedilir. (Davudî, Tabakâtu&#;l-Müfessirîn, Beyrut, t.y. I, ).

Tefsir, Hadis, Fıkıh, Usûl-i Fıkıh, Kelâm, Mantık ve Dil konularında te&#;lif etmiş olduğu eserlerden önemli olanları şunlardır:

1. Minhâcul-Vusûl ilâ ilmi&#;l-Usûl: Fıkıh usulüne dairdir.

2. Şerhu Mesâbîhu&#;s-Sünne: el-Beğavî (ö. /)&#;nin hadise dair Mesâbîhu&#;s-Sünne adlı eserinin şerhidir.

3. Nizâmu&#;t-Tevârîh: Farsça olan bu eseri Hz. Âdem&#;den başlayarak / yılına kadar gelen genel ve özet bir tarihtir.

4. el-Gâyetu&#;l-Kusvâ: Şâfiî mezhebine göre kaleme alınmış olan bu eser furûu&#;l-fıkha dairdir.

5. Tavâliu&#;l-Envâr min Metâlii&#;l Enzâr. Kelâm ilmine dairdir.

6. Envârü&#;t-Tenzîl ve Esrâru&#;t Te&#;vil. Kâdî Beydâvî &#;Kadî Tefsiri&#; diye de bilinen bu eseri ile şöhret bulmuş, ilim erbabınca çok değerli bir tefsîr olarak kabul edilen bu tefsir asırlar boyunca ehl-i sünnet dünyasında medreselerde okutulagelmiş, üzerinde &#;den fazla şerh, haşiye ve ta&#;lîka yazılmıştır. Fıkıhta Şâfiî, akaidde Eş&#;arî mezhebine göre te&#;lif edilmiş olan bu tefsîri özellikle Osmanlı medreselerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulmuştur. Osmanlı âlimlerince Hanefî-Maturudî mezheblerine uygun Nesefî tefsiri &#;Medâriku&#;t-Tenzîl ve Hakâiku&#;t-Te&#;vîl&#;in değil de Kâdî&#;nin bu eserinin medreselerde okutulmak üzere seçilmiş olması ger çekten önemini ve değerini ortaya koymaktadır.

Envârü&#;t-Tenzîl doğuda ve batıda defalarca basılmış olmakla birlikte yazmaları karşılaştırılarak ilmî bir nesirle şimdiye kadar yayınlanmamıştır.

Bu eserin hâşiyeleri arasında Muslihiddin ibn Temcîd (ö. /), Muhammed ibn Mustafa Şeyhzâde (ö. /) Abdülhakîm es-Siyalkûtî (ö. /) Şihâbuddîn el-Hafâcî (ö. /) ve İsmail İbn Muhammed el-Konevî (ö. /)&#;nin hâşiyeleri basılmıştır. Bunlar içinde de Şihâb, Şeyhzâde ve Konevî hâşiyeleri çok meşhurdur.

Kâdî tefsîrini -hemen bütün müfessirlerde olduğu gibi- hayatının sonlarına doğru Tebriz&#;de kaleme almıştır. / yıllarına doğru buraya geldiğine göre tefsîrin yazılışı H. VII. asrın ikinci yarısındadır.

Tefsirinin başında Kâdî Beydâvî bir müfessirde bulunması gereken şartları ve tefsirinin özelliklerini şöyle açıklar: &#;Tefsir ilmi dînî ilimlerin başkanı ve başı, şeriat binasının temelidir. Onun hakkında konuşmaya ancak usul ve fürûu ile dini ilimlerin hepsinde yüksek bir mertebeye ulaşmış, Arap dil ve edebî sanatların bütün çeşitleri üzerinde bütün akranlarının üstünde olanlar lâyıktır. Uzun zamandır bu sahada bir kitap yazmayı düşünmekteydim. Bu kitab Sahâbe, Tâbiûn ile onlardan sonraki selef ve halef âlimlerinin büyüklerinden bana ulaşan tefsire dair sözlerin özünü, parlak nükteleri, parlak lâtifeleri, gerek benim, gerekse benden önceki faziletle müteahhir âlimlerin Kur&#;ân&#;dan çıkardıkları hükümleri ihtiva edecek, meşhur sekiz imama nisbet edilen kırâat vecihlerine, muteber kurradan rivâyet edilen şâz kırâatlere yer verecekti.&#; (Mecmau&#;t-Tefâsîr, İstanbul , I, ). Gerçekten Kâdı tefsirinde, bu girişteki şartlarına uymuş, söylediklerini ihtiva eden kısa, öz bir tefsir meydana getirmiştir.

Kâdî tefsirinin en önemli kaynakları Zemahşerî (ö. /)&#;nin el-Keşşâf adlı tefsîri ile Fahruddîn er-Râzî (ö. /)&#;nin Mefâtihu&#;l Gayb (el-Tefsîru&#;l-Kebîr)&#;idir. Zaman zaman Râgıb el-İsfahânî&#;nin el-Müfredât fî Garîbi&#;l-Kurân&#;ından da istifade etmiştir.

Bir âyetin tefsîrinde büyük çoğunluğunu el-Keşşâf&#;tan naklederek muhtelif te&#;villeri sırayla vermekle yetinmeyip bunlar arasında tercihler de yapar. Bir de bu te&#;villerin eserde, sıhhat derecelerine göre sıralandığı; kuvvetli sayıları te&#;vil, açıklama ve rivâyetlerin önde zikredildiği görülür.

Kâdî tefsirinde İsrâiliyyâta rastlanır. Özellikle sûrelerin faziletlerine dair surelerin sonlarında verdiği hadisler ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü çoğunluğu ya zayıf, ya da uydurma hadislerdir. Mâturîdî mezhebine uymayan te&#;villeri görüldüğü zaman da bu eserin Eş&#;arî mezhebi kelâm ekolünün görüşlerine uygun olarak yazıldığı hatırlanmalıdır. Ahkâm âyetlerinin tefsirinde de hep kendi mezhebi olan Şâfiî mezhebini teyid edecek te&#;vil ve açıklamalara yer verir. Hadislerden istifade ederken bu mezhebin görüşlerinin delilleri olan hadisleri verir. Bu tefsir bir rivâyet tefsîri olmadığı için tefsirde malzeme olarak kullanılan hadislerin isnâd zincirleri zikredilmemiştir.

Envârü&#;t-Tenzîl, kelâm ilmi konuları itibariyle Eş&#;arî mezhebinin görüşlerini aksettirmekle beraber -belki de farkına varmadan- Mu&#;tezile mezhebinin görüşlerine uygun te&#;villere girmiştir. Bunda, tefsirin el-Keşşâf&#;tan kısaltılarak alınmasının etkisi olmalıdır. Yani Kâdı, el-Keşşâf&#;tan alıntılar yaparken ondaki Mu&#;tezile mezhebini destekleyen görüş ve te&#;villeri ayıklayarak almaya çalışmış ama bunda pek başarılı olamamıştır. Bu özellik maalesef el-Keşşâf&#;ın tesîrinde kalan pekçok ehl-i sünnet müfessirinde görülmektedir.

Bu özelliklerine rağmen Kâdı tefsiri sahabe, tabiûn ve kendinden önceki müfessirlerin Kur&#;ân tefsirine dair açıklamalarını kısa ve özlü bir şekilde toplayan, bu açıklamaların değerlendirmelerinin de yer aldığı, Kur&#;ân-ı Kerim&#;in dil yapısı, belagatı ve icâz yönlerini açıklamaya öncelik veren, bunun yanında arapça ibaresi oldukça düğümlü bir tefsirdir.

Kadı Beydavi Tefsiri, 5 Cilt


Kitap             Beydavi Tefsiri
Yazar            Kadı Beydavi
Tercüme        Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk
Yayınevi        Kahraman Yayınları
Kağıt - Cilt     Sarı Şamua - 5 Cilt Takım
Sayfa - Ebat   Sayfa - 17x24 cm




Kahraman Yayınları, Kadı Beydavi tarafından yazılan 5 cilt Beydavi Tefsiri adlı kitabı incelemektesiniz.
Beydavi Tefsiri adlı tefsir külliyatı hakkında yorumları okuyup kitabınkonusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi aşağıda geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır.  Alak

   
               ENVARUT TENZİL ve ESRARU’T TE’VİL
                  BEYDAVİ TEFSİRİ  - beydavi tefsiri
 
  
Yayınevinin Takdimi

Bismillahirrahmanirrahim
 
Müslümanlara rehberlik eden temel kaynaklar Kur'an-ı Kerimve Hz. Peygamber (sav) in sünnetidir. Bu kaynaklardan birçok eserler yayınlamış olan yayınevimiz şimdi de Beydavi Tefsiri'nisiz okuyucuları­mızın istifadesine sunmaktadır.
 
Hayatı ve tefsiri ile ilgili bilgileri bütün detaylarıyla takdim bölü­münde bulabileceğiniz Kadı Beydavi'nin bu tefsir çalışmasında okun­ma kolaylığı ve istifadenin artırılması gayesiyle Kur'an-ı Kerim metni ile meal ve tefsirlerikarşılıklı sahifelerde sunulmaya gayret edilmiştir. Ayrıca tefsiriniçinde geçen ayet mealleri belirgin olarak gösterilerek okuyucunun daha kolay takip etmesi amaçlanmıştır. Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk'ün akıcı ve anlaşılır Türkçesiile yayınladığımız bu eserde emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
 
Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihiadlı eserinde şöyle der : Gerçek şudur ki bu tefsir, yazılış itibarı ile külfetten beri, akıcı bir üs­luba haiz, müfessirlerinbildirdikleri birçok vecihleri pek muciz (kısa) bir tarzda içine almaktadır. Bir kısım mutasavvifane, hakimane beya­natı muhtevidir. Defalarca gözden geçirilmiş, fazlalıklar atılmıştır. O nedenle ilim kürsülerinde tedris edilmiştir (daha da öteye gidilerek Padişah meclislerinde seçme alimler tarafından takrir edilmiş, aynı kalitede dinleyici ulema tarafından heyecanla izlenmiştir. Buna da Osmanlı tarihinde Huzur dersleridenilmiştir. Abdülvehhab Öztürk.
 
Okuyucuların istifade ve takdirleri bizim için en büyük sürür ve manevi ecir vesilesi olacaktır. Cenab-ı Hakk'a hamd, Peygamberine salât, ümmetine rahmet olsun.
 
 Kahraman Yayınları

 

            TAKDİM
  
     KADI BEYDAVİ veTEFSİRİ  ( - h/ m)
  
İmam Ebu'l - Hayr Kadı Nasırüddin Ebu Said Abdullah bin Ömer bin Muhammed eş - Şirazî el- Beydavî ( - h / - m)
 
Kadı Beydavi, Fars Atabeği Ebu Bekir bin Sa'd zamanında Şiraz'a 7 fersahlık mesafede Beyda şehrinde doğdu. Babasının başşehir kadılkudatlığına tayininden sonra ailesiyle birlikte Şiraz'a gitti. Hayatının çoğunu burada geçirdi. Fars Emirinin Moğollarla iyi geçiminin bir so­nucu olarak Moğol istilasından kurtulmuş bulunan ve bu sebeple isti­ladan kaçan komşu ülkelerinin alimlerine sığınak teşkil eden Şiraz'da geniş bir ilmî çevre buldu. Babasından icazet aldıktan sonra herhangi bir ilmî seyahate gerek kalmadan kendi memleketindeki Ehl-i sün­net alimlerinden aklî ve naklî ilimler tahsil etti. Bizzat kendisi; Hazre-ti Peygamber'e varan bir ulema zinciri sayarak bağlı bulunduğu ilmî silsileyi zikreder. Bazı kaynaklar onun Bağdat'ta öğrenim gördüğünü kaydeder. Hocaları arasında Nasırüddin Tusî ( - ) ve Şehabeddin Sühreverdî'nin (ölümü / ) bulunduğu nakledilirse de uzak bir ihtimaldir.
 
Babasının vefatından sonra Fars Emiri Abaka tarafından Fahreddin eş - Şirazî'den boşalan Şiraz Kadılkudatlığına tayin edilen Beydavi ( / ) bir müddet bu görevde kaldı. Bir taraftan da talebe yetiş­tirdi.
 

Kadılık görevinde fazla titiz davrandığından bu makamdan azledil­mesi üzerine / yıllarında Fars'ın yeni başşehri olan Tebriz'e gitti. Orada büyüklerden birinin meclisine uğradı. Geri saflarda otur­du. Kendisini hiç kimse tanımıyordu. Müderris ortaya bir nükte attı. Hiç kimsenin buna cevap veremeyeceğini zannediyordu ve cemaat­ten bunu halletmelerini ve cevap vermelerini istedi. Eğer cevap vere­mezlerse sadece tahlil etmelerini istedi. Eğer bunu da yapamazlarsa nükteyi tekrar etmelerini istedi. O zaman Kadı Beydavi cevaba baş­ladı. Müderris: Senin meseleyi anlayıp anlamadığını bilmedikçe seni dinlemem, dedi. Kadı Beydavi de meseleyi lafzı veya manasıyla tekrar etme arasında onu serbest bıraktı. Müderris şaşırdı ve: Lafzen tekrar et, dedi. O da tekrar etti, sonra da halletti. Soruda bir eksiklik olduğu­nu açıkladı, sonra da ona cevap verdi ve derhal benzer bir soru sor­du. Müderrisi ona cevap vermeye davet etti. O da özür diledi. Vezir de mecliste hazır idi. Onu yerinden kaldırdı ve yanına oturttu. Ona kim olduğunu sordu. O da Kadı Beydavi olduğunu ve Şiraz kadılığını tek­rar istediğini söyledi. Vezir de ona çok ikram etti ve aynı gün onu eski görevine iade etti (Katip Çelebi, Keşfu'z - Zunun, 1/).

 
Daha sonra kadılıktan ayrılarak Tebriz'e yerleşti ve ömrünün geri kalan kısmını ilim, ibadet ve riyazatla (nefis terbiyesi ile) geçir­di. Bunda Tebriz'de karşılaştığı ve sohbetlerinden istifade ettiği Şeyh Muhammed bin Muhammed el - Kütahtaî'den kadılığı için vezir nezdinde girişimde bulunmasını rica etmesi ve onun da: Bu zat, alim ve fazıl biridir. Sizden cehennemde bir seccadelik yer istiyor, demesi et­kili olmuştur. Şeyh bu sözüyle: Kadılar üçtür; ikisi cehennemde, biri­si cennettedir (bkz. El - Hassaf, Edebu'l - Kadı, s. 8, doktora tezimiz) hadisine işaret etmektedir. Beydavi bu sözden etkilendi ve artık mevki ve makam peşinde koşmayı bıraktı. Ölünceye kadar şeyhin meclisi­ne devam etti ve şeyhinin işaretiyle eser vermeye başladı. Ölünce de onun kabrinin yanına defnedildi.
 
Kadı Beydavi, hemen hemen bütün İslam ilimleri dallarında ve di­ğer alanlarda ölümsüz eserler bıraktı. Hiç şüphesiz bunların içinde en önemlisi ve meşhuru Envarü't - Tenzil ve Esrarü't - Te'vil adındaki eli­mizde bulunan ve tercümesini yapmaya çalıştığımız eseridir. Bunun üzerinde ayrıca duracağız. Diğer eserleri ise şunlardır:
 
- Havassu'l - Kur'an. Surelerin faziletlerine dair bir eserdir. Süleymaniye kütüphanesinde bir nüshası mevcuttur.
 
-Tavaliu'l - envar min matalii'l - enzar. Kelam ilmine (metafiziğe) dairdir. Bu eser / 'de Kahire'de basılmıştır. Katip Çelebi'nin ifadesine göre bunu Melik Nasır Muhammed bin Kalavun için yazmıştır. Ulema tarafından on'dan fazla şerhi yazılmıştır.

 
- Mısbahu'l - ervah. Bir girişle üç bölümden meydana gelen bu eser de kelam ilmine dairdir. Bunda mantık ilminin bir özetini yapar. Öğrencilere dönük kısa bir ders kitabıdır. Süleymaniye kütüphanesin­de bir nüshası vardır. İberî lakabıyla meşhur Kadı Ubeydullah bin Muhammed el - Ferganî bunu şerh etmiştir.
 
- Müntehe'l - müna fi şerhi esmaillahi'l - hüsna. Tefsirinde (cilt 2, s. ) bundan bahseder ve Esmaullah'ın geniş açıklamasını iste­yenlerin buna başvurmalarını salık verir. Matbu olan bu eserin Süley­maniye kütüphanesinde bir nüshası mevcuttur.
 
 - Minhacü'l - vusul ila ilmi'l - usul. Usul-i fikha dairdir. Kahire'de basılmıştır ( / ).
 
- El - Ğayetü'l - kusva fi dirayeti'l - fetva. İmam Gazali'nin Şa­fii fıkhına dair el - Besit adlı eserinin özetidir. Katip Çelebi'nin ifade­sine göre muhtasar bir kitap olup ulema tarafından şerh edilmiştir. Ezcümle Şeyh Abdullah bin Muhammed Ferganî el - Ubeydî, Gıya-seddin Muhammed bin Muhammed, el - Vasıtî ( / ) ve Şeyh Cemaleddin Muhammed bin Muhammed el - Aksarayî eş - Şafiî ( / ) tarafından şerh edilmiştir. Ali Muhyiddin el - Kadağî'nin tah­kiki ile neşredilmiştir (Kahire, / ).
 
 -Tuhfetü'l - ebrar şerhü mesabihi's - sünne adıyla da bilinen bu eser, Beğavî'nin Mebabihü's - sünne adlı kitabının şerhi olup Süley­maniye kütüphanesinde çok nüshaları vardır. Katip Çelebi, Beydavî'yi de Meşarık sarihleri arasında sayar (Keşf, 2/).
 
- Lübabü'l - elbab fi ilmi'l i'rab. İbn Hacib'in (vefatı: ) na­hiv konusunda yazdığı el - Kâfiye'nin muhtasarıdır. İbn Hacib'in zik­retmediği nahiv kaidelerine temas ederek el - Kâfiye'nin eksiklerini tamamlar. Bu Beydavî tefsiri gibi gayet vecizdir. Bu eser Birgivi ( / ), Bayezid bin Abdülğaffar el - Konevî, Muhammed bin Ali el - Künbatî ( / ) tarafından şerhedilmiştir (Keşf, 2/ ). Eser Birgivî'nin şerhiyle birlikte basılmıştır.
 
 - Nizamü't - tevarih. Hz. Âdem'den müfessirin vefatına kadar ge­çen önemli olaylar, özellikle peygamberler tarihi ve ayrıca Emevîler, Abbasîler, Saferîler, Gazneliler, Deylemîler, Selçuklular, Selgarlüar (bunlar Fars Atebegleridir ( - ) 11 Kralları vardır, hepsinin de lakabı Muzafferüddin'dir (el - Müncid fi'l a'lâm, ), Harezmliler ve Moğollar hakkında değerli bilgiler ihtiva eden Farsça bu eser Seyyid Mansur tarafından neşredilmiştir (Haydarabad, ). Bir nüshası Süleymaniye kütüphanesinde bulunmaktadır. Türkçe'ye çevrilmiştir, bunun da bir nüshası adı geçen kütüphanede mevcuttur.

 
- Risale fi tarihi'l - ulum ve mevzuatiha. Din ve din dışı tariflerin yapıldığı ve konuların belirlendiği risale orta boy üç buçuk varaktır (Süleymaniye kütüphanesi, Esad Efendi nr. / 18).
 
- Envarü't - tenzil ve esrarü't te'vil. Kısaca Beydavî tefsiri yani tercümesini yapmaya çalıştığımız bu ünlü eser. Gerçekten bu eser ünlü ve çok meşhurdur. O kadar meşhurdur ki üzerinde 'den fazla şerh, haşiye ve talikat yapılmış; asırlarca okunmuş ve hâlâ da okun­maktadır. Bunca tefsir arasından Beydavi'nin bu eserine gösterilen bu ilgi ve alakanın sebebi nedir? Şimdi bunu görmeye çalışalım. Merhum Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi adlı eserinde (cilt 2, s. ) şöyle der:
 
Gerçek şudur ki bu tefsir, yazılış itibarı ile külfetten beri, akıcı bir üsluba haiz, müfessirlerin bildirdikleri birçok vecihleri pek muciz (kısa) bir tarzda içine almaktadır. Bir kısım mutasavvifane, hakimane beyanatı muhtevidir. Defalarca gözden geçirilmiş, fazlalıklar atılmış­tır. O nedenle ilim kürsülerinde tedris edilmiştir (daha da öteye gidi­lerek Padişah meclislerinde seçme alimler tarafından takrir edilmiş, aynı kalitede dinleyici ulema tarafından heyecanla izlenmiştir. Buna da Osmanlı tarihinde Huzur dersleri denilmiştir. Abdülvehhab Öztürk.
 
Beydavi merhum, bu kıymetli eserinin mukaddimesinde diyor ki: İlimlerin kadr ü kıymetçe en büyüğü, şeref ve adaletçe en yükseği tef­sir ilmidir. Bu, dinî ilimlerin başı ve reisidir. Şer'-i şerif kaidelerinin bi­nası ve anasıdır. Tefsir yazmaya tefsir hakkında söz söylemeye o kimse layıktır ki, dinî ilimlerin hepsinde, usul ve furuunda akranından üs­tün ola. Arabî sanatların, edebî fenlerin bütün nevilerinde yüksek bir mevki sahibi ola.
 
Çoktan beri düşünüyordum ki bir kitap yazayım da ashab-ı kiramın büyüklerinden, tabiîn alimlerinden, daha sonraki selef-i salihînden bana ulaşan görüşlerin hülasasını ihtiva etmiş olsun; gerek benim çı­kardığım ve gerek benden önceki son devir alimlerinin ve örnek araş­tırmacı ilim adamlarının buldukları birtakım mühim, ince nükte ve latifeleri içine alsın. Meşhur sekiz imamdan rivayet edilen kıraati ve muteber kurralardan rivayet edilen şaz okumaları da açıklasın.
 
Şu kadar var ki iktidarımın noksanı buna girişmemi engelliyor, bu makamda durmaktan beni men ediyordu. Ta ki istihare ettikten sonra mazhar olduğum doğuşlar sayesinde tereddütten kurtuldum ve ta­mam edince de Envarü't - tenzil ve Esrarü't - te'vil (tenzilin nurları ve tevilin sırları) adını verdim (Bu ön söz hemen birinci cildin girişindedir.  A Öztürk.

 
Celalüddin Suyutî, bu tefsir üzerinde Nevahidü'l - Ebkâr ve şevahidü'l - efkâr adıyla yazmış olduğu haşiyesinde diyor ki:
 
Keşşaf tefsiri hakkındaki muhtasarların başı Kadı Nasırüddin Beydavî'nin Envarü't - Tenzil adlı kitabıdır. Kadı, Keşşafı özetlemiş, pek de güzel muvaffak olmuştur. Kadı, Keşşafın itizal hafaganını (çır­pıntılarını) keşfetmiş, bunların izalesini tekeline almış, desise ve cidal mevzularını atmış, mühim şeyler yazmış, ilaveler yapmıştır. Artık bu kitabı ayarı halis altın gibi meydana çıkmış, gündüz ortasındaki güneş gibi şöhret bulmuş, mütalaasında ilim sahipleri devam buyurmuştur.
 
Katip Çelebi merhum da şöyle demiştir: Bu tefsir şanı azîm, be­yandan müstağnidir (tarife ihtiyacı yoktur). Kadı bu kitabında i'raba, maanî ile beyana (Arap edebiyatına) dair şeyleri Keşşaftan; hikmete, kelama dair şeyleri Fahreddin Razi'nin Tefsir-i Kebir'inden; iştikaka (kelime türemesine) dair gerçekleri, latif işaretleri Tefsir-i Rağıb'tan özetlemiştir. Bununla beraber Kadı, kitabına kendi parlak fikrinin mahsulü olan birçok makul vecihler (mülahazalar), makbul tasarruf­lar da ilave eylemiştir. Bu cihetle sırlar çehresinden şüphe endişelerini gidermiş, ilim sahasında vüs'at ve basireti artırmıştır.
 
Kadınınvucuh-ı tefsire dair ikinci, üçüncü veya dördüncü de­recede olarak kıyle (denildi) lafzıyla îrad ettiği şeyler za'f-ı mecruh (bundan daha üstünü var) veya za'f-ı merdut (zayıftır, reddedilmiş) demektir. (Konuya Ebudderda radıyallahu anh: "Bir adam Kur'an için birçok ihtimaller görmedikçe onu tam anlamış sayılmaz" demekle te­mas etmiştir (Sühreverdi, Avarifül - Maarif. S. bizim tercümemiz).
 
Kadı Beydavi tefsirindesurelerin faziletine dair bazı zayıf veya mevzu hadisler zikretmiştir. Fakat bu, onların mahiyetine vakıf olma­dığından değildir, belki terğib ve terhib yoluna gitmesindendir. Ule­ma bunları fark etmişse de Kadı'yı fazla suçlamamış, iyi niyetine ve tefsirdeki bu eşsiz çalışmasına yormuşlardır.
 
Beydavi'nin bu tefsirinine kadar övsek azdır. Bizim bu dev esere hizmetimiz tercüme çapındadır. Bununla beraber günümüzde Arap gramer ve edebiyatına ve tefsir için gerekli ilim dallarına aşina olan­ların azlığını ve Beydavitefsirinin şöhretine binaen okumaya çalışan­ların şevklerini kırmamak için elimizden geleni esirgemediğimizden okuyucularımız emin olabilirler. Bunu temin etmek için şerhlerine, özellikle Şeyhzade, Konevi ve İbn Temcîd'e satır satır bakarak doğru anlamaya çalıştık. Zamirler veya muğlak ifadelerle geçiştirdiği yer-leri (parantez içerisinde) gösterdik. Kıraat farklarını doğru okutmak için var gücümüzü sarf ettik. Şahit getirdiği örnek beyitleri tercüme ettiğimiz gibi, bazen ilgili yerleri de Latin harfleriyle gösterdik. Az bir Arapça bilgisi olanın bunların altından kalkması için gayret sarf ettik. Hiçbir kelimeyi atlamamaya, tam tercüme yapmaya özen gösterdik.

 
Çalışmamız her ne kadar şerh değil tercüme çapında ise de oku­yucularımıza yardımcı olacağından eminiz. Çünkü zamirlerin yeri gösterilmiş, işaret ettiği şeyler şerh ve haşiyelerin yardımı ile netleştirilmiştir. Tam bir tercüme için elden gelen gayret gösterilmiştir.
 
Bütün bunlara rağmen Beydavî tefsirini gereği 'gibi tercüme etti­ğimizi iddia edemeyiz. Bunda da samimiyiz. Sadece elimizden gelen gayreti sarf ettiğimizi söyler, bu naçiz çalışmamızı okuyuculara sev­dirmesini Yüce Mevla'dan niyaz ederiz.
 
Bu tanıtım yazısı başta Katip Çelebi'nin Keşfu'z - Zunun'u, mer­hum Ömer Nasuhi Bilmen'in, Büyük Tefsir Tarihi ile Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedi­si, Şemseddin Sami'nin Kamusu'l - A'lam'ı, Ömer Rıza Kahhale'nin Mucemu'l - Müellifin'i ve diğer eserlerin taranması ile yazılmıştır.( Kadı Beydavi tefsiri kitap , beydavi tefsir 5 cilt kitabı , kahraman yayınları , beyzavi tefsiri , Abdülvehhab Öztürk , kadı beyzavi tefsir )
 
Abdülvehhab Öztürk
25 Mart
GAZİANTEP

 

 

"İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için sana Kur'an'ı indirdik." (Nahl: 44)
 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
 
            Kitabın Girişi
 
 Hamd O Allah'a mahsustur ki Furkan'ı (Kur'an'ı) âlemleri uyarma­sı için kuluna indirdi. Öz Arapların hatiplerine en kısa suresinin bir benzerini getirmeleri için meydan okudu da buna gücü yeten birini bulamadı. Adnan'ların en güzel konuşanlarından ve Kahtan'ların en iyi hatiplerinden buna kalkışmak isteyenleri susturdu, öyle ki bunun karşısında kendilerini büyülenmiş gibi sandılar.
 
Sonra insanlara, ihtiyaçlarına göre indirilenleri açıkladı ki ayet­lerini iyice düşünsünler ve akıl sahipleri de bundan gereği gibi öğüt alsınlar. Bu nedenle onlara Kitab'ın anası sayılan muhkem ayetlerdeki perdeyi ve öteki müteşabih olanlardaki rumuzları tevil ve tefsir ede­rek açtı. Derin gerçekleri ve ince nükteleri de ortaya koydu ki mülk ve melekutun sırları ve kuds ve ceberutun saklıları onlara görünsün de üzerinde iyice düşünsünler. Ayetlerin nasslarından ve parıltılarından çıkan hüküm ve konuları önlerine serdi ki üzerlerindeki kirleri onlar­dan gidersin ve onları tertemiz etsin.

 

Kim huzur-ı kalp ile buna kulak verirse, o iki dünyada övülür ve mutlu olur. Kim de dönüp ona bakmaz ve onun nurunu söndürmeye kalkışırsa, kınanır ve ateşe girer.

 
Ey varlığı zorunlu olan, ey cömertliği taşan ve herkesin maksudu olan Allah'ım, ona (Efendimiz'e) öyle bir salât et ki onu her iki dün­yada aziz etsin ve çektiği sıkıntıyı unuttursun. Ona yardım edip dini sağlamlaştıranlara da rahmet et. Onların bereketlerinden bizim üze­rimize de aktar ve bizleri onların gıpta edilen yollarına girdir. Onlara da bizlere de çokça salât ve selam eyle.
 
 İmdi, ilimlerin en büyüğü, en şereflisi ve en parlağı tefsirilmidir; o dinî ilimlerin başkanı ve başıdır, şeriat kurallarının temeli ve esasıdır. Ona ancak din ilimlerinin usul ve furuunda mahir olanlar ve Arap dili edebiyatında üst dereceye çıkanlar el atabilir. Uzun süredir bu konu­da bir kitap yazmayı düşünüyordum. Bu öyle bir kitap olmalı idi ki as­habın büyüklerinden, tabiin ulemasından ve diğer selef-i salihinden bize ulaşanları içine alsın, ince nükteleri ve derin işaretleri içinde ba­rındırsın. Benim ve benden önceki son devir alimlerinin buluşlarını da dile getirsin. Meşhur sekiz kıraat imamlarının ve muteber şaz kı­raat ustalarının okuyuşlarını da içine alsın. Ancak sermayemin azlığı beni bundan engelliyor ve bu yola girmeme mani oluyordu. Sonunda istihare ettikten ve güzel işaretler aldıktan sonra bu niyetimi gerçek­leştirmeye karar verdim ve bittikten sonra ona "Envarü't - Tenzil ve Esrarü't -Te'vil" adını koymaya azmettim.
 
İşte şimdi konuya girişiyor, Allah'ın tevfik ve inayeti ile sözümü söylemeye başlıyorum. Her hayra muvaffak kılan ve her isteneni ve­ren O'dur. kadı beyzavi tefsir külliyatı
 
   
 
Kahraman yayınları, 5 cilt Kadı Beydavi Tefsiri Kitabının tanıtımı sona erdi.
Diğer Özellikler
Stok Kodu
MarkaKahraman Yayınları
Stok DurumuVar

Kadı Beydavî, hemen hemen bütün İslam ilimleri dallarında ve diğer alanlarda ölümsüz eserler bıraktı. Hiç şüphesiz bunların içinde en önemlisi ve meşhuru Envarü’t – Tenzil ve Esrarü’t – Te’vil adındaki elimizde bulunan ve tercümesini okuyucularımıza sunduğumuz Beydavî Tefsiri’dir.

Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi adlı eserinde şöyle der:
Gerçek şudur ki bu tefsir, yazılış itibarı ile külfetten beri, akıcı bir üsluba haiz, müfessirlerin bildirdikleri birçok vecihleri pek muciz (kısa) bir tarzda içine almaktadır. Bir kısım mutasavvifane, hakîmane beyanatı muhtevidir. Defalarca gözden geçirilmiş, fazlalıklar atılmıştır. O nedenle ilim kürsülerinde tedris edilmiştir (daha da öteye gidilerek Padişah meclislerinde seçme alimler tarafından takrir edilmiş, aynı kalitede dinleyici ulema tarafından heyecanla izlenmiştir. Buna da Osmanlı tarihinde Huzur dersleri denilmiştir. Abdülvehhab Öztürk).

Beydavî merhum, bu kıymetli eserinin mukaddimesinde diyor ki: İlimlerin kadr ü kıymetçe en büyüğü, şeref ve adaletçe en yükseği tefsir ilmidir. Bu, dinî ilimlerin başı ve reisidir. Şer’-i şerif kaidelerinin binası ve anasıdır. Tefsir yazmaya tefsir hakkında söz söylemeye o kimse layıktır ki, dinî ilimlerin hepsinde, usul ve furuunda akranından üstün ola. Arabî sanatların, edebî fenlerin bütün nevilerinde yüksek bir mevki sahibi ola.
Şu kadar var ki iktidarımın noksanı buna girişmemi engelliyor, bu makamda durmaktan beni men ediyordu. Ta ki istihare ettikten sonra mazhar olduğum doğuşlar sayesinde tereddütten kurtuldum ve tamam edince de Envarü’t – tenzil ve Esrarü’t – te’vil (tenzilin nurları ve tevilin sırları) adını verdim.

Celalüddin Suyutî diyor ki:
Keşşaf tefsiri hakkındaki muhtasarların başı Kadı Nasırüddin Beydavî’nin Envarü’t – Tenzil adlı kitabıdır. Kadı, Keşşaf’ı özetlemiş, pek de güzel muvaffak olmuştur. Kadı, Keşşaf’ın itizal hafaganını (çırpıntılarını) keşfetmiş, bunların izalesini tekeline almış, desise ve cidal mevzularını atmış, mühim şeyler yazmış, ilaveler yapmıştır. Artık bu kitabı ayarı halis altın gibi meydana çıkmış, gündüz ortasındaki güneş gibi şöhret bulmuş, mutalaasında ilim sahipleri devam buyurmuştur.

Katip Çelebi merhum da şöyle demiştir:
Bu tefsir şanı azîm, beyandan müstağnidir (tarife ihtiyacı yoktur). Kadı bu kitabında i’raba, maanî ile beyana (Arap edebiyatına) dair şeyleri Keşşaf’tan; hikmete, kelama dair şeyleri Fahreddin Razi’nin Tefsir-i Kebir’inden; iştikaka (kelime türemesine) dair gerçekleri, latif işaretleri Tefsir-i Rağıb’tan özetlemiştir. Bununla beraber Kadı, kitabına kendi parlak fikrinin mahsulü olan birçok makul vecihler (mülahazalar), makbul tasarruflar da ilave eylemiştir. Bu cihetle sırlar çehresinden şüphe endişelerini gidermiş, ilim sahasında vüs’at ve basireti artırmıştır.

Mütercim Doç Dr. Abdülvehhab Öztürk:
Beydavî’nin bu tefsirini ne kadar övsek azdır. Bizim bu dev esere hizmetimiz tercüme çapındadır. Bununla beraber günümüzde Arap gramer ve edebiyatına ve tefsir için gerekli ilim dallarına aşina olanların azlığını ve Beydavî tefsirinin şöhretine binaen okumaya çalışanların şevklerini kırmamak için elimizden geleni esirgemediğimizden okuyucularımız emin olabilirler. Bunu temin etmek için şerhlerine, özellikle Şeyhzade, Konevi ve İbn Temcîd’e satır satır bakarak doğru anlamaya çalıştık. Zamirler veya muğlak ifadelerle geçiştirdiği yerleri (parantez içerisinde) gösterdik. Kıraat farklarını doğru okutmak için var gücümüzü sarf ettik. Şahit getirdiği örnek beyitleri tercüme ettiğimiz gibi, bazen ilgili yerleri de Latin harfleriyle gösterdik. Az bir Arapça bilgisi olanın bunların altından kalkması için gayret sarf ettik. Hiçbir kelimeyi atlamamaya, tam tercüme yapmaya özen gösterdik.
Her kütüphanede bulunmasında büyük fayda görülen Beydavî Tefsiri yayınevimiz tarafından tam metin ve eksiksiz tercüme olarak titiz bir baskı, 5 büyük boy cilt, 3 bin sayfa olarak kültür hayatımıza kazandırılmıştır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir