kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesi / Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk ülke hangisidir? Tarihte kadın hakları

Kadınlara Seçme Seçilme Hakkı Verilmesi

kadınlara seçme seçilme hakkı verilmesi

Bakan



Kadınların sosyal ve siyasal hayatta yaygın olarak aktif konuma gelmeleri, bütün dünyada tarihin son dönemlerinde mümkün hale geldi. Bununla beraber; ülkemizdeki Cumhuriyet dönemi öncesi ve sonrası gelişmeler, kadın hakları ve kadına verilen değer konusunda bizim ne kadar ileri düzeyde olduğumuzu da ortaya koymaktadır. Bu gelişmeler, nüvesini, kadınla erkeği birbirinin can yoldaşı olarak gören inanç değerlerimizden almıştır.
Ülkemizde ’de ilk olarak ebelik kursları başlatılmış, ’te Kız Sanat Okulları, ’te Kız Öğretmen Okulları açılmıştır. ’da İstanbul Darülfünun’u içerisinde, bir de ayrıca İnas Darülfünun’u (Kadın Üniversitesi) açılmıştır. İkinci Meşrutiyetten sonra kurulan Terakki Nisvan Cemiyeti (Kadınların Statüsünü İyileştirme Cemiyeti), Müdafa-i Hukuk-i Nisvan Cemiyeti (Kadın haklarını Savunma Cemiyeti) gibi cemiyetler, kadın hakları konusundaki toplumsal hassasiyetin birer yansıması olarak ortaya çıkmıştır.
Cumhuriyet’in kurulmasından sonra kabul edilen Medeni Kanun ile kadın hakları konusunda önemli ilerlemeler sağlandı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkını ise dünyadaki pek çok devletten önce verdik. Önce yılında belediye meclislerine seçilme hakkı; ardından yılında, muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verildi. 5 Aralık tarihinde verilen milletvekili seçme ve seçilebilme hakkıyla da bu kazanımlar en üst seviyeye çıkarıldı.
Bizler bu hakları, göreve geldiğimiz yılından bugüne bütüncül, aynı zamanda sonuç odaklı bir yaklaşımla ele alıyor ve fiiliyata dönüştürmek üzere gayret ediyoruz. Bunun için eğitimden istihdama kadar kadınlarımıza sağladığımız hak ve ayrıcalıklarla kadınlarımızın her alandaki etkinliğini ve statüsünü artırmanın gayreti içindeyiz. Cumhuriyet tarihi boyunca seçimlerine kadar yüzde 5’i bulmayan Meclisimizdeki kadın milletvekili oranı, yapılan son beş milletvekili seçiminde kademeli şekilde artarak, en son 24 Haziran seçimlerinde yüzde 17’ye yükselmiştir.
Kadınların, hayatın her alanında daha da aktif hale gelmeleri için çalışmalarımızı büyük bir gayretle sürdürüyoruz.
Bu duygularla, 5 Aralık ’te Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin Yıldönümünü kutluyor, bütün kadınlarımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

5 Aralık Kadınlara Seçme Ve Seçilme Hakkı Tanınmasının Yıldönümünde Ülke Nüfusunun Yarısını Oluşturan Kadınlar Halen Erkekler Tarafından Yönetiliyor!

Dünya ve de ülke nüfusunun yarısını oluşturan, evrensel insan hakları ilkeleri, uluslararası ve ulusal mevzuatça tartışmasız eşit birey olan kadınlar halen erkekler tarafından yönetiliyor!  Biz kadınlar ise bu erkek yönetiminin sonuçlarını haklarımızın kazanımlarının kaybedilmesi/kaybettirilmesi çabası olarak nerdeyse her gün görüyoruz.

Oysaki M. K. Atatürk yasanın çıkarılışında amaç ve umudunu şu sözleriyle belirtmiştir:  “Bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasal hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir.”

Kadınlarımız Cumhuriyet Devrimleriyle tanınan sosyal, kültürel, hukuki haklar sayesinde toplumda büyük ölçüde erkeklerle eşit haklara sahip olmuşlardır. Bu devrimlerin temeli ise Atatürk’ün ilkelerine dayanır. Bunlardan 5 Aralık ’te de Türkiye Büyük Millet Meclisince kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasa da M. K. ATATÜRK’ün cumhuriyetçilik ve halkçılık ilkelerinin sonucudur.

Atatürk ilkelerinin ilk sırasında bulunan Cumhuriyetçilik ilkesi, Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri arasındadır. Cumhuriyet: halkın kendisini yönetecek olan kişileri belli bir süreliğine, hiçbir baskı altında kalmadan özgürce seçme hakkını ifade ettiği gibi, halkın seçme, seçilme, hükümet kurma, yönetime katılma, siyasi parti kurma gibi kavramları kullanabilme özgürlüğünü de ifade eder. Cumhuriyetçilik ise, demokrasi, milli egemenlik, halk iradesi gibi kavramları içinde barındıran, dünya üzerindeki halk iradesi dışında hiçbir iradeyi kabul etmeyen en modern yönetim şekli olan cumhuriyetin uygulanmasında ortaya çıkan bir kavramdır.

Atatürk ilkeleri arasında olan halkçılık ilkesi ise cumhuriyetçilik ve milliyetçilik ilkelerinin doğal sonucu olarak herkesin aynı haklara sahip olmasını sağlayarak, halkın eşitliğini temel alır. Toplumunda birey, aile, zümre ve sınıf egemenliğinin olamayacağı, bütün millet bireylerinin yasa önünde eşitliği esasına dayanır ve her türlü ayrıcalığı reddeder.

Ancak günümüzde bu ilkelerin gereğince özümsenip uygulanmaması sonucu pek çok konuda olduğu gibi ülke yönetimindeki karar mekanizmalarında kadınların bulunması noktasında da hala yeterli yol alınamamıştır. Oysaki Anayasamız devlete kadın erkek eşitliğini sağlamakla yükümlü kılmıştır.  Yine T.C. Anayasası Madde “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak şekilde düzenlenir”  demektedir. Anayasamızdan da öncelikli uluslararası sözleşmelerden Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi  (CEDAW )  4. maddesi kapsamında;  eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılık yükümü gereği de eşit temsil hakkı somut olarak da sağlanmalıdır. Bunun için ise, öncelikli olarak cinsiyet kotasına tüm parti tüzüklerinde yeterli oranda mutlaka yer verilmeli, kadınlar her yerde seçilebilir sırada yer alabilmelidir.

Her alanda cinsel ayrımcılıkla mücadele sadece kadın sorunu olarak görülmemelidir. Kadının yönetimde eksik temsili de sadece kadın sorunu değil demokrasi sorunudur. Bu eşit hakkımız,  eşit katılım sağlanmadan da somutlaşamayacaktır.               

     İSTANBUL BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ

kaynağı değiştir]

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir