kafada ve kulakta yanma hissi / SERSEMLİK HALİ ve BAŞ DÖNMESİ

Kafada Ve Kulakta Yanma Hissi

kafada ve kulakta yanma hissi

Kulak yanması neden olur? Psikolojik mi? Kulak yanmasının 12 nedeni ve tedavisi

Kulakta yanma hissi ortakulak iltihabı, stres, depresyon, alerji gibi çeşitli nedenler sonucu meydana gelebilir. Tedavi sorunun nedenine göre değişir. Depresyondan kaynaklıysa doktor psikiyatrik ilaç reçete edecektir, enfeksiyon söz konusu ise antibiyotik verilir.

KULAKTA YANMA HİSSİ NEDEN OLUR?

Psikolojik nedenler: Stres, depresyon ve üzüntü kulakta yanma sorununu tetikleyebilir. Kaygı, öfke veya utanç gibi duygusal tepkilerde kulak yanması ve kızarması yapabilir.

Alerji: Kulağa takılan küpeler, saç spreyi, boya, kozmetik ve tüketilen bazı besinler de kulakta yanma hissine yol açabilir. Alerji nedeni tespit edilip uzak durulduğunda yanma hissi geçecektir.

Sinüzit: Sinüzit hastalığının bir belirtisi de kulakta yanma hissidir. Alerjik rinit, burnun eğri olması, burunda polip sinüzit hastalığına neden olabilir. Sinüzitin tedavisi ile kulakta yanma hissi de geçecektir.

Hormonal değişiklikler: Menopoz, hamilelik dönemi, regl dönemi gibi hormonal değişimlerin yaşandığı zaman dilimlerinde de kulakta yanma hissi görülebilir.

Sıcak veya soğuğa maruz kalma: Çok sıcak veya soğuğa maruz kaldığımızda kulaklarımız sıklıkla kızarır ve ısınır, kulak yanması meydana gelebilir.

Kulakta enfeksiyon ve orta kulak iltihabı: Kulak enfeksiyonları, orta kulakta biriken sıvının iltihaplanma ve ağrıya neden olmasıyla ortaya çıkar, kulakta yanma hissine yol açabilir.

Kırmızı Kulak Sendromu (RES): Kırmızı kulak sendromu bir veya iki kulakta şiddetli yanma hissi olarak ortaya çıkan ve genellikle migren veya küme baş ağrılarının eşlik ettiği nadir bir durumdur. Sendrom hakkında çok fazla şey bilinmemekle birlikte, bir saatten birkaç saate kadar sürer ve her gün tekrarlayabilir.

Kan akışında artış: Alkol kullanımı, kullanılan ilaçların yan etkileri, baharatlı veya sıcak yiyecekler yemek de kan akışında artışa neden olup kulakta yanma ve kızarıklığa yol açabilir.

Seberoik egzama: Seboreik egzama, kulaklarda, kafa derisinde, sırtta ve yüzde kırmızı, sıcak, pullu lekelere neden olan bir cilt rahatsızlığıdır. Stres, hormonal değişiklikler ve hatta deterjanlar bu sorunu tetikleyebilir. Seberoik egzama kulakta yanma hissi belirtisi verebilir.

Güneş yanığı: Doğrudan güneşe maruz kalınan uzun süreler UV ışığı nedeniyle ciltte hasara neden olabilir, kulakta yanma ve kızarıklık yapabilir.

Felç: Felç, vücutta kan akışı bozukluğu olduğunda ortaya çıkan bir hastalıktır, bir belirtisi de kulakta yama hissidir.

Cilt rahatsızlıkları: Kulakta akut cilt tahrişine neden olan rahatsızlıklar yanma hissine neden olabilir. Bunlar atopik dermatit (egzama), sedef hastalığı ve kontakt dermatit olabilir.

KULAK YANMASI NASIL GEÇER?

Kulakta yanma sorununuz varsa Kulak Burun Boğaz doktoruna gidip tedavi olmalısınız. Tedavi sorunun nedenine göre değişir. Enfeksiyon varsa antibiyotik, mantar hastalığı varsa mantar ilacı reçete edilir. Kulak yanması probleminin tedavisi için Nöroloji doktoruna da gitmelidir. Nedeni kesin teşhis belirlenememiş kulak yanması için Psikiyatri bölümüne gidip doktorun vereceği ilaçlara devam etmelidir.

Evde uygulayabileceğiniz doğal çözümler şöyledir:

  • Buzluktan buz küplerini çıkarıp beze sarın, bunu kulaklarınıza tutun.
  • Pamuğa veya beze biraz kolonya döküp kulağa tutmak da yanmaya iyi gelebilir.
  • Zeytinyağı ve çay ağacı yağı: Bu iki yağın birleşimi yanma ve ağrı hissini büyük ölçüde giderebilir.
  • Hint fesleğeni: Dört ila beş Hint fesleğeni (basil bitkisi) yaprağını ezin ve badem, zeytin veya jojoba yağı gibi bir taşıyıcı yağ ile karıştırıp kulaklarınıza sürün.

Kulakların Yanması Neden Olur, Nasıl Ge&#;er? Kulakta Yanma Nedenleri Nelerdir?

Bireylerin utanma veya mahcup olma durumunda ortaya çıkan kulak yanması çok normal bir tepkidir. Ayrıca çok çabuk geçen bir olaydır. Fakat bu durum sık sık yaşanıyor ise dikkat etmekte fayda vardır.

Kulak Yanması Nedir?

Kulak yanması genellikle 1 veya 2 dakikada geçebilen kanın hızlı bir şekilde kulak damarlarına geçmesi sonucu oluşan bir durumdur. Genellikle ani utanma duygusuna bağlı olarak oluşabilen bu durum geçicidir. Fakat bazı kişilerde kulak yanması sık sık görülebilir. Bu durumda mutlaka uzman doktora başvurulması gerekir. 

Bazı durumlarda anlaşılamayan veya görülmeyen sebeplerden dolayı kulaklarda yanma hissi meydana gelebilir. Bir kaza sonucu kulağa alınan darbe duyu sinirlerine zarar görmesinden dolayı yüksek derecede ağrılara ve yanmalara sebep olabilir.

Bunun dışında orta kulak iltihabı da yanmaya sebep olur. Özellikle orta kulak iltihabı kulak iltihapları arasında çok sık görülen bir durumdur. Kulakta yanma, şişme, ağrı veya tıkanma hislerini meydana getirir. Bu nedenle bu bulguları gören kişilerin uzman doktora gitmesi tavsiye edilmektedir.

Bunlar dışında felç kulak yanmalarına sebep olabilmektedir. Baş ağrısı, zor konuşma, görme sorunları ile birlikte kulak yanma hissi felç kaynaklı oluşabilir. Bu belirtiler önemli sağlık sorunlarına sebep olabileceği için ihmal edilmemeli ve doktora başvurulmalıdır. 

Kulak Yanması Neden Olur?

 Kulak yanması günlük yaşamda çok sık rastlanılan bir durumdur. Fakat kulak yanmalarının başka pek çok sebebi olabilir. Kulak yanmasının sebepleri ise şunlardır:

 - Kulakta oluşan bir yaralanma veya travma sonucu iç kulakta hasar oluşması nedeniyle kulak yanması oluşabilir.

 - Dış kulak içerisinde su birikmesi nedeni ile bakteri oluşur ve kulak yanması görülebilir.

 - Orta kulaktaki sıvı birikimi orta kulak iltihabına sebebiyet verebilir. Bu da kulak yanmasına sebep olmaktadır.

 - Sinüs enfeksiyonları ile ortaya çıkan bir yanma durumu söz konusu oluşabilir. Sinüslerdeki ortaya çıkan mukusun kuruması bu belirtiyi gösterebilir.

 - Şeker hastalıklarının tedavi edilmemesi sinirlerde sıkışma, karıncalanma ve kulak yanması oluşturabilir.

Kulak Yanması Nasıl Geçer?

Kulak yanması hissi yanmanın nedenine göre değişebilir. Bu nedenle uzman doktorların koyacağı tanıya göre bir tedavi yöntemi uygulanabilir. Kulaktaki yanma hissini şu yöntemler ile geçirebilirsiniz:

 - Soğuk kompres yaparak kulak yanmasını geçirebilirsiniz.

 - Kolonya kulaktaki yanma hissinin azaltmaya yardımcıdır.

 - Ağrı kesiciler kulak yanma hissine yardımcı olur.

Kulak Yanma Nedenleri Nelerdir?

Kulak yanmasının pek çok nedeni olabilir. Özellikle dış ve orta kulak iltihaplar kulak yanmalarına neden olmaktadır. Bunlar dışında diyabetik rahatsızlıklar veya kulakta oluşan yaralanmalarda kulak yanmasına sebebiyet vermektedir. Kulak yanmasının diğer nedenleri ise şunlar olabilir:

 - Aşırı soğuğa maruz kalmak

 - Alerjiler

 - Güneş yanması

 - Zona hastalığı veya çıban çıkması

 - Kulak mukusu

 - Multipl skleroz

 - Kraniyal sinirlerde tedavi

 - Kimyasal maddelerden dolayı yanma

 - Tümük iltihabı

Nevralji

Nevralji; birden fazla türü olan, bir sinir veya sinir grubunun enfeksiyon, bası vb. sebeplerle iritasyon ya da hasarı sonucu oluşan; yoğun, bölgesel ve nöbetler halinde gelen ağrılara verilen isimdir. Farklı türlerde ortaya çıkan nevralji, etkilenen sinirlerin bulunduğu yere göre vücutta yüz, boyun ve bel gibi çeşitli bölgeleri etkileyebilir.

Nevralji Nedir?

Nevralji ya da diğer adıyla sinir ağrısı, başka bir hastalık ya da bir enfeksiyonun beyne duyuların iletimiyle görevli sinirleri etkilemesiyle ortaya çıkan bir ağrı çeşididir. Sinir ağrıları genellikle diğer ağrılardan farklı biçimde hissedilir. Bıçak saplanması hissi ya da yanma, batma hissi ile tanımlanan yoğun ağrılarla karakterize olan nevralji, vücuttaki bir hastalık ya da komplikasyon sebebiyle sinir uçlarının hasar görmesi ya da sıkışması sonucu ortaya çıkar. Ciddi nevralji atakları geçiren hastaların hayat kaliteleri büyük oranda düşebilir.

Nevralji Türleri

Nevraljinin farklı türleri olmakla birlikte en sık karşılaşılan türü trigeminal nevraljidir. Trigeminal nevralji, yanak bölgesi ve çene hattında yoğun ağrılarla kendini gösterir. Diğer nevralji türleri postherpetik nevralji, oksipital nevralji, pudental nevralji ve glossofaringeal nevraljidir.

Trigeminal Nevralji

Çoğunlukla 50’li yaşlardan sonra ortaya çıkan, çene ve yanak bölgesini etkileyen nevralji türüdür. Kraniyal sinirlerin beşincisi olan trigeminal sinir üç dala ayrılır; biri kaş bölgesine, diğer ikisi ağız ve çene bölgesine gider. Bu sinir çiğneme kaslarını kontrol eder. Trigeminal nevraljide ağrı ani ve çok yoğun biçimde gelişir. Kişiler ağrıyı tanımlarken çene, dişler ya da diş etlerinde bıçak saplanması ya da elektrik çarpmasına benzer bir ağrıdan bahseder. Nevralji, kısa ve beklenmeyen ataklar halinde gelir ve çoğunlukla başladığı gibi aniden biter. Ataklar en fazla iki dakika sürer.

Ağrılar çoğunlukla yüzün tek bir tarafını etkiler ve yüzün alt bölgesinde yoğunlaşır. Nadiren de olsa iki tarafı da etkilediği durumlarda, her iki taraftaki ağrılar eş zamanlı olarak ortaya çıkmaz.

Trigeminal nevralji atakları, aralıklarla günler ya da aylarca sürebilir; ataklar günde onlarca defa ortaya çıkabilir. Ataklar sona erdikten sonraki hastalığın geri çekilme döneminde yıllarca atak görülmeyebilir. Fakat, ataklar çoğunlukla tekrarlar ve ataklar arasındaki süre hastalık ilerledikçe kısalır.

Hastalık çiğneme fonksiyonunu etkilediğinden, ilerleyen dönemlerde ağrıların sürekli hale gelmesi ve ağrılara yanma ve batma gibi hislerin eşlik etmesi sonucunda, hastalarda kilo kaybı ve düşen hayat kalitesi dolayısıyla depresyon gelişebilir.

Postherpetik Nevralji

Zona hastalığı sonrasında, etkilenen bölgedeki sinirlerin hasar görmesi sonucu ortaya çıkan nevralji türüdür. Suçiçeğine de neden olan varicella zoster virüsünün yol açtığı zona hastalığı, deride kaşıntılı döküntü ve yaralar olarak ortaya çıkar. Bu virüs, uçuk virüsünde de olduğu gibi, hastalık belirtileri ortadan kalktıktan sonra da sinir sisteminde varlığını sürdürmeye devam eder ve hayatın ilerleyen dönemlerinde zonaya sebep olabilir. Zona hastalığına yol açan virüs, bölgede derinin altında yer alan sinir uçlarını etkiler ve burada enflamasyona sebep olur. Enflamasyon ise sinir uçlarının hasar görmesine neden olabilir ve bu da uzun süreli ya da kalıcı ağrıyla sonuçlanır.

Postherpetik nevralji her zona hastasında ortaya çıkmaz, ancak görülme sıklığı yüksektir. Her 5 zona hastasından 1’ini etkilediği düşünülmektedir. Özellikle ileri yaştaki kişiler risk altındadır.

Hastalardaki yoğun ağrı genellikle bir senenin sonunda geçer. Belirtiler yıl daha devam edebilir, ancak tam iyileşme oranı yüksektir. Belirtilerin nadiren kalıcı olduğu görülmüştür.

Postherpetik nevraljinin en belirgin semptomu, daha önce zona olan bölgede gelişen aralıklı ya da sürekli ağrıdır. Trigeminal nevraljide olduğu gibi ağrı hissi bıçak saplanması, yanma, acı, zonklama ya da elektrik çarpması hissiyle tanımlanır. Bu belirtilere ek olarak çok yoğun kaşıntı ya da acıya aşırı hassasiyet görülebilir.

Diğer nevralji türlerinde olduğu gibi postherpetik nevraljiyi de önlemek mümkün değildir. Ancak zonanın erken tedavisi ve tedavide antiviral ilaçların kullanımı, nevralji riskini minimuma indirir.

Oksipital Nevralji

Oksipital nevralji, oksipital sinirleri etkileyen bir nevralji türüdür. Bu sinirler boyundan başlar ve başın arka kısmına sinyal gönderir. Bu nevralji türünde başına arka kısmında zonklama şeklinde kendini gösteren bir ağrı söz konusudur. Bu ağrı zaman zaman gözleri de etkileyebilir.

Oksipital nevraljinin nedenleri arasında boyun kaslarında gerginlik, boyundaki lezyonlar ya da tümörler, ani baş hareketleri, bölgedeki kan damarlarında iltihap, enfeksiyonlar, gut hastalığı, diyabet ve boyun travmaları bulunur.

Pudental Nevralji

Bacakların arasında oluşan, leğen kemiği bölgesini etkileyen ağrılardır. Pelvis ve genital bölge etrafında ağrı, rahatsızlık, ya da uyuşma olarak ortaya çıkar. Vücudun belden aşağısındaki bir sinirin baskılanması ya da hasar görmesi sonucu oluşur. Pudental nevraljide kişiler tuvaleti kullanırken, cinsel aktivite esnasında ve oturup kalkarken ağrı hissederler. Ağrı hissi diğer nevralji türlerinde olduğu gibi aralıklı olarak gelir.

Nevraljinin nadir bir türü olan pudental nevraljide, pelvisin arka tarafından genital bölgeye kadar uzanan sinirler etkilenir. Pudental nevralji doğum esnasında, vücudun alt bölgesine alınan bir travmada ya da bir ameliyat sonrası gelişebilir. Uzun süreli oturarak yapılan (bisiklet kullanımı gibi) egzersizler de bölgedeki sinirlere zarar verebilir ve pudental nevralji gelişmesine neden olabilir.

Pudental nevraljide semptomlar diğer nevralji türleriyle benzerlik gösterir. Yanma hissiyle gelen bir ağrı, aşırı hassasiyet, etkilenen bölgede şişkinlik hissi ve uyuşma en çok görülen belirtiler arasındadır. Genellikle hastalar oturduklarında belirtiler şiddetlenir. Erkeklerde ereksiyon problemleri görülebilir.

Glossofaringeal Nevralji

Dokuzuncu kraniyal sinir olan glossofaringeal sinire bir damar tarafından baskı uygulanmasıyla oluşan nevraljiye verilen isimdir. Dil, boğaz, kulak ve bademciklerde tekrarlayan ağrı nöbetleriyle kendini gösterir. Bu ataklar birkaç saniyeden birkaç dakikaya kadar çıkabilir ve trigeminal nevraljide olduğu gibi genellikle yüzün bir tarafını etkiler. Yutma, konuşma, gülme, çiğneme ya da öksürme gibi yüz kaslarının kullanıldığı hareketlerle tetiklenebilir. Gün içinde farklı zamanlarda tekrarlayabilir.

Bu sinirdeki hasarın sebebi çoğunlukla bilinmemektedir. Anormal bir konumda bulunan bir arterin ya da başın alt bölümünde, boğazda, ağız içinde veya beyindeki tümör ya da benzeri bir kitlenin glossofaringeal sinire baskı uygulaması; enfeksiyonlar ya da nadir olarak MS hastalığı bu tür nevraljiye sebep olabilir. Tanısı için görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır.

Nevraljinin Sebepleri Nelerdir?

Nevraljinin nedenleri tam olarak anlaşılamasa da nevraljide görülen ağrılara, etkilenen bölgedeki sinir kümesinin herhangi bir sebepten dolayı hasar görmesinin sebep olduğu bilinmektedir. Nevraljiye yol açan diğer hastalıklar ve komplikasyonlar arasında ise enfeksiyonlar, multipl skleroz (MS), diyabet ya da herhangi bir sebeple sinir üzerinde devamlı baskı oluşturulması sayılabilir.

Nevraljiye neden olan enfeksiyonların başında suçiçeği virüsünden kaynaklanan zona hastalığı gelir. İleri yaşlarda geçirilen suçiçeğinin zonaya sebep olduğu bilinmektedir. Zona dışındaki enfeksiyonlarda da enfeksiyonun geliştiği bölgedeki sinirin hasar görmesi durumunda nevralji gelişebilir. Ayrıca Lyme hastalığı ve HIV enfeksiyonunda da nevralji görülebilir.

Multipl skleroz hastalığı pek çok komplikasyonu beraberinde getirir. Sinirlerin çevresini saran miyelin kılıfın zarar görmesi sonucu ortaya çıkan MS hastalığı trigeminal nevraljiye yol açabilir. MS dışında sinirlerin damar, bağ doku, kemik ya da bir tümör tarafından baskıya uğraması halinde de trigeminal nevralji oluşabilir.

Diyabet, nevraljiye yol açan diğer bir hastalıktır. Kandaki fazla glikozun sinirlerde hasara yol açması sebebiyle el, ayak, kol ve bacak gibi uzuvlarda sinir hasarı meydana gelebilir. Ek olarak bazı kanser ilaçları, antibiyotikler ve kimyasallardan kaynaklanan iritasyonlar da nevraljiye yol açabilir.

Nevralji Tanısı Nasıl Konur?

Nevralji için uygulanan spesifik bir test yoktur. Ağrıya sebep olabilecek diğer hastalıkların elenmesi yoluyla ağrının kaynağı bulunmaya çalışılır.

Tanıda genellikle ağrının bulunduğu bölgedeki sinirlerin muayenesi yapılır; enfeksiyon bulunup bulunmadığının kontrolü için kan testleri, bölgedeki sinirlerde herhangi bir baskı olup olmadığına bakmak için ise çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılır. Trigeminal nevraljide diş ve diş eti muayenesi yapılarak herhangi bir apseden kaynaklı bir hasar olup olmadığı kontrol edilir.

Nevralji Tedavisi Nedir?

Nevralji tedavisi, altta yatan ve nevraljiye sebep olan hastalık ya da komplikasyona göre farklılık gösterebilir. Nevraljinin sebebi bulunduğunda, tedavi bu hastalığa yönelik planlanır. Ancak belirgin bir sebebin bulunamadığı durumlarda hastanın ağrılarının hafifletilmesi birincil amaç olur.

Şayet sinirlerin üzerinde herhangi bir sebepten dolayı baskı varsa ve bu baskı sinirlere hasar veriyorsa, baskının kaldırılması için cerrahi müdahaleye başvurulabilir ya da fizik tedavi uygulanabilir. Diyabet sebebi ile oluşan nevraljide ise hastanın kan şekerinin kontrol altına alınması amaçlanır ve yüksek kan şekerinin sinirlere daha fazla zarar vermesinin önüne geçilir.

Sebebi belirlenemeyen durumlarda ise bir sinir veya sinir grubunun ağrı sinyallerini beyne iletmesinin önüne geçmek için bazı enjeksiyonlar uygulanabilir ya da ağrıyı hafifletmek için ağrı kesicilere başvurulabilir. Nevralji hastası kişilere antidepresanlar, bazı topikal ağrı gidericiler ve nöbet engelleyici bazı ilaçlar da reçete edilebilir.

Meniere Hastalığı

Kulak sağlığına ilişkin rahatsızlıklar toplumda sık karşılaşılan sağlık sorunları arasında yer alır. Kulağın içerisinde işitme duyusunun yanı sıra denge ile alakalı önemli kısımlar da bulunur. Bu anlamda, kulakla alakalı sorunlar işitme kaybı ile kendini gösterebileceği gibi, birtakım denge problemlerine de neden olabilir. Ancak, bazı kulak rahatsızlıklarında hem işitme hem de denge sorunları görülebilir. Bu rahatsızlıklardan biri de Meniere hastalığıdır.

Meniere Hastalığı Nedir?

Meniere hastalığı, iç kulağı etkileyerek işitme ve denge sorunlarına yol açan bir hastalıktır. Genellikle tek bir kulağı etkileyen Meniere hastalığı ataklar şeklinde baş dönmesi, dalgalı işitme kaybı ve çınlama üçlüsü ile kendini gösteren bir hastalıktır. Genellikle tek taraflı olan hastalık iki taraflı da olabilir.

Meniere Hastalığının Nedenleri Nelerdir?

Meniere hastalığında, iç kulak sıvılarının miktarındaki değişimlere bağlı olarak kulak kanallarındaki basınç artar. Bu basınç artışı nedeniyle hem denge organları hemde işitme organındaki ilgili hücreler zarar görmeye başlar ve buna bağlı olarak birtakım belirtiler ortaya çıkar. Basınç değişimlerinin aralıklarla ortaya çıkması nedeniyle hastalık ataklar halinde gelişse de hücreler ilerleyici şekilde zarar gördüğünden ve organların iyileşme potansiyeli kısıtlı olduğundan, hastalarda ilerleyen dönemlerde kalıcı işitme kaybı olabilir.

Meniere hastalığının gelişmesinde genetik faktörler yanında kulaktaki doğumsal anatomik bozukluklar, viral enfeksiyonlar, travma, çeşitli otoimmün hastalıkların ilgili organlara zarar vermesi veya alerjik reaksiyonlara bağlı iç kulak sıvılarında görülen değişimlerin rol oynayabileceği tespit edilmiştir.

Meniere Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Meniere hastalığı; genel anlamda 40’lı yaşlardan itibaren ortaya çıkma eğilimindedir. Hastalık ataklar halinde seyrettiğinden, bu ataklar sırasında şiddetli belirtiler görülür, ancak ataklar arasındaki dönemde ilerleyici işitme kaybı dışında belirgin bir semptomla karşılaşılmaz. Bu bağlamda, Meniere hastalığında sıklıkla görülen belirti ve şikayetler şu şekildedir:

● Vertigo (baş dönmesi): Özellikle atak döneminde 20 dakikadan 24 saate kadar sürebilen şiddetli baş dönmesi şikayeti tipik olarak görülen bir durumdur. Hastalar baş dönmesini “Oda etrafımda dönüyor” şeklinde tanımlayabilir.

● Etkilenen kulakta sensörinöral tip işitme kaybı: Kayıp başlangıçta pes tonları tutarken zamanla diğer tonları da etkiler, giderek ileri işitme kayıpları gelişebilir.

● Çınlama (tinnitus): Hastalarda ataklar arasındaki dönemde yoğun çınlama veya uğuldama hissi olabilir.

● Kulakta dolgunluk hissi: Seslerin derinden gelmesi veya boğuk gelmesi olarak da ifade edilen kulakta dolgunluk hissi Meniere hastalığında sık görülen belirtiler arasında yer alır.

● Baş ağrısı: Bazı hastalarda baş dönmesine migren ya da gerilim tipi baş ağrısı eşlik edebilir.

● Bulantı ve kusma: Baş dönmesi genellikle hastalarda bulantı ve kusma refleksinin tetiklenmesine neden olur.

Meniere Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?

Meniere hastalığının tespit edilmesinde temel olarak bulgulara göre yapılır. Testler bulguların varlığını teyit etmeye yöneliktir. Hastada baş dönmesi, işitme kaybı, çınlama, kulakta dolgunluk varsa “olası Meniere” iken bu bulgular tekrarlıyorsa “kesin Meniere” tanısı konabilir. Hastaların işitme kaybının değerlendirilmesinde işitme testi yapılırken, denge bozuklukları için fizik muayenenin yanında denge testlerinden faydalanılır.

Meniere hastalarında odyogramda tek bir kulakta düşük frekanslarda sensörinöral tip işitme kaybı gözlenebilir. İleri dönemlerde ataklarla birlikte işitme kaybı tüm frekanslara yayılarak ileri tipte işitme kaybı ile sonuçlanabilir.

Meniere hastalığı tanısı hastadan alınan ayrıntılı hastalık öyküsü, detaylı fizik muayene bulguları ve tetkiklerden elde edilen tüm verilerden yola çıkılarak konulur. Doktorun gerekli gördüğü durumlarda, ileri görüntüleme veya laboratuvar tetkiklerine başvurabilir. Tüm veriler ışığında Meniere hastalığı tanısı konulan hastaya uygun tedavi planı oluşturulur.

Meniere Hastalığı Tedavisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?

Meniere hastalığı kronik seyreden bir hastalık olsa da uygulanan tedavi yöntemleri sayesinde belirtilerin kontrol altına alınması ve hastanın hayat kalitesinin yükseltilmesi mümkündür. Günümüzde Meniere hastalığının kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte belirtilerin kontrol altına alınması ve hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılmasına yönelik çeşitli tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

Hastalığın gelişim mekanizması kulak içi sıvıların basınç ve içeriğindeki değişimle ilişkili olduğundan, tedavide genel olarak kulak içi sıvıların dengelenmesi ve basıncın azaltılmasına yönelik yöntemler uygulanır.

Tedavi yöntemlerinin başında hastanın hayat tarzında yapacağı çeşitli değişiklikler gelir. Hastaların alabileceği tedbirler şu şekildedir:

● Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi gerekir. Özellikle günlük tuz alımı kısıtlanmalı, kafein içeren çay, kahve ve çikolata gibi gıdalar mümkün olduğunca az tüketilmelidir.

● Sigara ve alkol tüketilmemelidir.

● Günlük su tüketimi artırılmalı; günlük en az 6 - 8 bardak su içilmelidir.

● Vertigo atakları sırasında kişinin istirahat etmesi kritik önem taşır.

● Stres ve anksiyete gibi psikolojik etkenlerin neden olabileceği durumlar göz ardı edilmemeli ve günlük hayatta stresi artıracak aktivitelerden kaçınılmalıdır.

En sık uygulanan tedavi yöntemlerinin başında ilaç tedavisi gelir. Bu kapsamda, hastaya denge sorunlarının giderilmesi için betahistin içerikli tabletler, baş dönmesiyle beraber gelişen hareket hastalığı ve bulantı şikayetleri için de antiemetikler verilebilir. Aynı zamanda, asetazolamid içerikli diüretik ilaçlar da hastalığın kontrol altına alınması açısından oldukça önemlidir.

Tüm bunların yanı sıra, vertigoya yönelik çeşitli fizik tedavi yöntemleri uygulanabilir. Özellikle birtakım egzersiz ve hareketlerle vertigo belirtilerinin giderilmesi sağlanabilir. Hastalara bu konuda eğitim verilebilir. Aynı zamanda, işitme kaybı yaşayan hastalarda rehabilitasyon sürecinde odyologlardan yardım alınır.

Şiddetli vakalar ve diğer tedavi yöntemlerinin etkisiz kaldığı hastalarda, Meniere hastalığının tedavisinde cerrahi yöntemlere de başvurulabilir. Bu anlamda, iç kulaktaki kanalların drene edilmesine yönelik olarak endolenfatik sak ameliyatı yapılabilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir