kalça kemiği uzun kemik midir / Kalça kemiği - Vikipedi

Kalça Kemiği Uzun Kemik Midir

kalça kemiği uzun kemik midir

Kemik İliği Nakli Birimi Bulunan Hastanelerimiz

Kemik iliğinin en önemli özelliği; bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasını ve enfeksiyonların yok edilmesini sağlayan kan hücrelerine dönüşen kök hücreleri barındırıyor olmasıdır. Kök hücreler ihtiyaç halinde diğer kan hücrelerine dönüşür ve vücut sistemlerinin işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesinde aktif görev alırlar. Bu anlamda kemik iliği, kritik işleve sahip hücrelerin üretildiği önemli bir dokudur.

Kemik İliği Nedir?

Kemik iliği (Medulla Ossea); kalça kemiği, uyluk kemiği ve göğüs kemiği gibi düz ve uzun kemiklerin merkezinde bulunan süngerimsi, yumuşak ve yağlı bir dokudur. Hücre içinde bulunan ve henüz farklılaşmayan kök hücrelerin desteklenmesini sağlar. Bu kök hücreler gerektiğinde farklılaşarak beyaz kan hücresi (akyuvar / eritrosit), kırmızı kan hücresi (alyuvar / lökosit) ve trombosit oluşturur.

Eritrositlerin, lökositlerin ve trombositlerin vücutta yaşama süreleri sınırlıdır. Bu nedenle sürekli olarak bu kan hücrelerinin yenisinin üretilmesi gerekir. Kemik iliğinin bu yeni kan hücrelerini üretmesi vücudun ihtiyaçlarına da bağlıdır. Enfeksiyon görülen durumlarda lökositlerin, vücudun oksijene ihtiyaç duyduğu durumlarda eritrositlerin ve kanama durumunda ise trombositlerin sayısında artış meydana gelir.

Kemik İliği Çeşitleri Nelerdir?

Kemik iliği, kırmızı kemik iliği ve sarı kemik iliği olmak üzere ikiye ayrılır. Bu türlerin her ikisi de kan damarlarını içerir. Tüm kan hücreleri kırmızı kemik iliğinde üretilir. Kırmızı kemik iliği hem kafatası, göğüs kemiği ve kafes kemiği gibi yassı kemik türlerinde yer alır hem de düz ve uzun kemiklerde bulunur. Kırmızı kemik iliğinde; kırmızı ve beyaz kan hücreleriyle trombositler üretilirken sarı kemik iliği yağ deposu olarak çalışır. Depolanan yağlar daha sonra enerjiye dönüştürülebilir. Adını yağ dokusunun renginden alan sarı kemik iliği, daha çok bacak ve kol gibi uzun kemiklerin merkez boşluklarında bulunur ve dokuların zarar görmesi durumunda kırmızı kan hücresi (alyuvar) üretebilir. Böylelikle, küçük bir miktarda kan hücresi de sarı kemik iliğinde oluşur denebilir. Ayrıca, yenidoğanlarda bulunan kemik iliklerinin tamamı kırmızı renkteyken yaşlandıkça sarı kemik iliği oluşmaya ve kırmızı kemik iliği sayısında düşüş yaşanmaya başlar.

Kemik İliğinde Üretilen Hücreler Nelerdir?

Kemik iliğinde; beyaz kan hücreleri, kırmızı kan hücreleri ve trombositler üretilir.

Akyuvar/ Beyaz Kan Hücresi/ Lökosit Nedir?

Sağlıklı bir bağışıklık sistemi için üretilen beyaz kan hücreleri, kanda %1 civarında bir orana sahip olsa da bağışıklık sisteminde çok büyük bir rol oynar. Akyuvarlar enfeksiyonların önlenmesinde ve durumun iyileştirilmesinde görev alır. Beyaz kan hücrelerinin; lenfosit, monosit, granülosit gibi farklı çeşitleri bulunur. Kemik iliği tarafından üretilen akyuvarlar, kesi yaralanmaları ya da ağız ve burun yoluyla vücuda alınan enfeksiyonlarla savaşmak için antikor üretir. Bu yabancı maddelerle mücadelede lenfositlerin sayısı artabilir.

Monositler ise çoğunlukla hücre içinde yaşar fakat dokulara taşındıkları zaman makrofaja dönüşüm gerçekleşir. Dokularda uzun süre varlığını sürdüren makrofaj; zararlı mikroorganizmaları öldürür, ölü hücreleri temizler ve bağışıklık sisteminin diğer hücrelerini harekete geçirir.

Bazı beyaz kan hücresi gruplarının genel adı olan granülositler ise kemik iliğinde birkaç hafta boyunca yaşar ve enfeksiyon durumlarında kullanılır. Kemik iliği, çok sayıda büyük granülosit ihtiva eder. Vücutta enfeksiyon olduğu durumlarda, dokuların hepsine erişebilen bu beyaz kan hücreleri (akyuvar) enfeksiyonla etkili bir şekilde mücadele edebilir. Granülositlerin, nötrofil granülositi, eozinofil granülositi ve bazofil granülositi olmak üzere 3 farklı çeşidi vardır.

Alyuvar/ Kırmızı Kan Hücresi/ Eritrosit Nedir?

Kanda en fazla bulunan kan hücresi olan eritrositler, oksijenin akciğerden taşınmasında görev alır. Alyuvarlar, dokulardaki oksijen ve karbondioksit döngüsünü sağlayan kan hücreleridir. Sağlıklı bir erişkinde, günde milyardan fazla kırmızı kan hücresi üretilir.

Eritrositler vücutta gün kadar yaşayabilir, bu yüzden sürekli yeniden üretilmeleri gerekir. Yaşlanan hücreler ise makrofajlar tarafından yok edilerek kana karışır.

Trombosit/ Kan Pulcuğu Nedir?

Trombopoez süreci sonucu kemik iliğinde üretilen trombositler, kanın pıhtılaşmasında ve kanamaların durdurulmasında görev alır. Bu nedenle kesi bölgesinde bu hücrelerin sayısı artabilir. Bir mikrolitre kanda ortalama ile bin arasında trombosit üretilir. Trombositin vücutta düşük düzeyde bulunması kanın pıhtılaşmasını engelleyeceği için iç kanama oluşmasına sebebiyet verebilir.

Kemik İliği Hastalıkları Nelerdir?

Kan hücrelerinin üretimi için çok önemli olan kemik iliği, kanla ilgili çeşitli hastalıklara neden olabilir. Bu hastalıklardan bazıları ise şu şekildedir:

  • Multiple Myeloma
  • Aplastik Anemi
  • Orak Hücreli Anemi
  • Akdeniz Anemisi (Talasemi)
  • Paroksismal Nokturnal Hemoglobinüri
  • Hemoglabinopatiler
  • Non-Hodgkin Lenfoma
  • Hodgkin Lenfoma
  • Kronik Myelositik Lösemi
  • Kronik Lenfositik Lösemi
  • Akut Lenfoblastik Lösemi
  • Myelodisplastik Sendrom

Kemik İliği Hastalıklarının Belirtileri Nelerdir?

Kemik iliğinde üretilen kan hücrelerinin sayısında görülen anomaliler bazı yaygın görülen semptomlara neden olabilir:

  • Ateş: Yeterince sağlıklı beyaz kan hücresine sahip olmayanlarda görülebilir.
  • Zayıflık, solgun görünüm ve yorgunluk: Kırmızı kan hücrelerinde taşınan hemoglobinin eksikliğinde görülebilir.
  • Artan enfeksiyon: Enfeksiyonla savaşan sağlıklı beyaz kan hücrelerinin azalması ile ilişkilidir.
  • Nefes darlığı: Kırmızı kan hücrelerinin sayısının azalması dokulara daha az oksijen gitmesine ve nefes darlığına neden olabilir.
  • Kolay kanama ve morarma: Trombosit sayısının azalması, kanın pıhtılaşmasını zorlaştırır.

Bu belirtiler haricinde; ani kilo kaybı, gece terlemesi, eklem ve kemik ağrısı, şişmiş lenf düğümleri, bağ ağrısı, kusma, kasılma nöbeti ve zihin bulanıklığı gibi semptomlar da görülebilir.

Kemik İliği Nakli Birimi Nedir?

Kemik iliği nakli, vücudun kan hücrelerinin üretildiği kemik iliğinin çeşitli bozukluklar nedeniyle fonksiyonunu yitirmesi veya görevini yapamaması durumunda, hastanın kendi vücudundan veya başka birinin vücudundan temin edilen kök hücreler yardımıyla değiştirilerek yenilenmesi işlemidir. Özellikle bazı enfeksiyonlar, kan hücreleri kökenli kanserler veya farklı nedenlerle alınan kemoterapi tedavisi sonrasında kemik iliğinin hasara uğradığı durumlarda, kemik iliğinin yenilenmesine ihtiyaç duyulabilir. Kemik iliği naklinde, kemik iliği dokusunda bulunan ve kan hücrelerinin tamamının köken aldığı kök hücreler kullanılır. Hematopoetik kök hücreler olarak da bilinen bu hücreler hem kemik iliği dokusunun oluşturulmasını hem de özelleşerek alyuvarlar, akyuvarlar ve trombositler gibi kan hücrelerinin üretilmesini sağlar.

Kemik iliği naklinde hastanın kendi kemik iliğinden veya doku uyumu olan başka bir donörün kemik iliğinden kök hücreler elde edilebilir ve belirli süre uygun koşullarda saklanabilir. Ardından hastanın kemik iliği dokusu yoğun kemoterapi veya radyoterapi ile ortadan kaldırılarak temin edilen kök hücreler hastaya geri nakledilir. Kök hücreler, kemiklerde yer alan kemik iliği bölgelerine yerleşerek yeniden kemik iliği dokusunu üretmeye başlar ve kan hücrelerinin sentezi yeniden sağlanır.

Kemik iliği nakil süreci belirtilen kök hücrelerinin hastadan veya donörden toplanması, saklanması, hastanın ilik nakline hazırlanması, kemoterapi veya radyoterapi verilmesi ve ilik naklinin yapılması gibi uzun ve yoğun tedavi gerektiren bir süreç olduğu için Kemik İliği Nakil Birimi adı verilen özel kliniklerde yapılarak takip edilebilir. Kemik iliği naklinde hasta yoğun ilaç ve kan ürünü tedavisine ihtiyaç duyduğundan, nakil öncesinde hastaların çeşitli sağlık sorunları açısından kontrol edilmesi ve nakil öncesinde bu rahatsızlıklara yönelik tedavilerin uygulanması gerekir. Hastaların nakil öncesinde değerlendirmesinden, nakil sürecinin yönetilmesinden ve nakil sonrasındaki takip ve tedavisi aşamalarından Kemik İliği Nakil Birimi sorumludur. Birime yatırılan hastanın kan değerleri aralıklı olarak takip edilerek nakil sürecinin başarıyla tamamlanması mümkün kılınır. Özellikle kemik iliğinden arındırılan kemoterapi ve radyoterapi sürecinde enfeksiyonlara tamamen açık, kanamaya duyarlı ve anemiye yatkın duruma gelen hastanın, nakil biriminde yakın takip ve gerekli hallerde tedavi altına alınması çok önemlidir. Kök hücrelerin elde edildiği ve nakil sonrasında kemik iliği dokusunun yeniden oluşturulduğu süreçlerde de hastanın yakın takip ve tedavisi önem teşkil eder.

Kemik İliği Nakli Birimi Hangi Hastalıkları Tedavi Eder?

Kemik iliği nakli belirli hematolojik sağlık sorunlarının tedavisinde gündeme gelen bir yöntemdir. Sağlık problemine ve hastanın klinik durumuna bağlı olarak kemik iliği naklinde kök hücreler hastanın kendi vücudundan veya doku uyumu olan başka bir kişiden temin edilebilir. Bu bakımdan kemik iliği nakli aşağıdaki rahatsızlıkların tedavisinde uygulanabilir:

Lösemiler

Kemik iliğinden üretilen herhangi bir hücrenin kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu hematolojik kanserler ortaya çıkar. Özellikle akyuvar sınıfına ait hücrelerin çoğalması sonucu lösemi adı verilen kan kanserleri görülebilir. Bununla birlikte alyuvar grubuna ait hücrelerin çoğalmasıyla polisitemia vera, trombosit grubunun çoğalmasıyla esansiyel trombositoz, plazma hücrelerinin çoğalmasıyla multiple myeloma gibi hastalıklar da görülebilir. Hematolojik kanserlerde kemik iliğinde yer alan kök hücreler kanser hücresi oluşturmaya yatkın olduğundan, donörlerden alınan kök hücrelerin uygulandığı kemik iliği nakilleri yapılabilir. Bununla birlikte bazı hastalıklarda kişinin kendi kök hücreleri de nakilde kullanılabilir.

Lenfomalar

Lenfosit adı verilen özel akyuvar hücrelerinin vücuttaki lenf bezlerinde toplanarak kontrolsüz çoğalma gösterdiği durumlarda lenf kanseri de olarak bilinen lenfomalar ortaya çıkar. Lenfomaya neden olan lenfositlerin bir kısmı kemik iliği dokusundan köken aldığından kemik iliği nakli tedavide gündeme gelebilir.

Kemoterapiye Bağlı Kemik İliği Yetmezliği

Çeşitli hastalıklar ve farklı kanser türlerinin tedavisinde kemoterapi tedavisinden yararlanılabilir. Kemoterapide kullanılan ilaçların bir kısmı kemik iliğindeki kök hücrelere zarar verdiğinden, tedavi sonrası kemik iliğinde çeşitli düzeylerde baskılanma ve yetmezlik belirtileri ortaya çıkabilir. Hastalarda alyuvar, akyuvar veya trombosit sayısında düşüklükle ortaya çıkan yetmezlik durumunda anemi, enfeksiyonlara veya kanama yatkınlık gibi sağlık sorunlarına yol açtığı için kemik iliği nakli yapılması gerekebilir.

Aplastik Anemi

Hastada doğuştan veya sonradan ortaya çıkacak şekilde, çeşitli nedenlerle kemik iliğinin yeterli kan hücresi üretememesi durumunda aplastik anemiden söz edilir. Bu rahatsızlıkta kemiklerde yer alan kemik iliği dokusu ileri derecede kaybolmuş veya azalmıştır. Aplastik aneminin tedavisinde en etkili yöntemlerden biri kemik iliği naklidir.

Orak Hücreli Anemi

Alyuvarların oksijen taşıma fonksiyonunu gerçekleştiren hemoglobin proteininin genetik olarak hatalı olduğu hastalarda oksijen taşıma fonksiyonu aksayan alyuvarlar, belirli durumlarda orak şeklini alarak kan damarlarında tıkanıklığa neden olabilir. Orak hücreli anemi olarak bilinen bu rahatsızlıkta kemik iliğinde üretilen kırmızı kan hücreleri genetik olarak hatalı olduğundan, hastalığın giderilmesinde en etkili yöntemlerden biri genetik olarak sağlıklı olan kemik iliği kök hücrelerinin naklidir.

Talasemi

Orak hücreli anemiye benzer şekilde kırmızı kan hücrelerinde hemoglobin üretiminden sorumlu genlerin hatalı veya eksik olduğu koşullarda hemoglobin molekülü gerektiği gibi üretilemez veya fonksiyon yönünden zayıf halde üretilir. Akdeniz anemisi olarak da bilinen talasemi durumunda hemoglobin molekülü gerektiği gibi çalışmadığından, hayat boyu süren bir kansızlık sorunu baş gösterir. Bu nedenle tedavide sağlıklı kırmızı kan hücrelerinin üretilebildiği kemik iliği naklinin yapılması gerekebilir.

 

Kemik Kırıkları

Kemik anatomisi

Kemikler vücuda dış etkenlere karşı koruma sağlayan, hareketlerimize destek olan, etrafındaki dokulara tutunma imkanı veren sert ve sağlam yapıların adıdır. Kemiklerin sert yapısı içeriğindeki fosfor, kalsiyum ve manganez sayesindedir. Yeni doğduğumuzda vücudumuzda adet bulunurken, yetişkin olduğumuzda bu sayı adet olur.  Kemiğin esnekliğini sağlayan ise hücreleri ve fibroz dokusudur.

Kemikler kendi içerisinde 3 gruba ayrılır.

Anatomi kemikleri: İskelet sistemimiz göz önüne alındığında kemikler uzun kemikler, kısa kemikler ve yassı kemikler olarak gruplanır.

Uzun kemikler: Boyu kalınlığından daha fazla olan kemikler bu gruba girer ve genellikle silindir şeklindedir.  Uzun kemikler kol ve bacak kemikleridir. En uzun kemik ise uyluk kemiğidir.

Yassı kemikler: Bu kemiklerin genişliği uzunluklarından ve kalınlıklarından daha fazladır. Yassı kemiklere kafa tası, göğüs ve kaburga kemikleridir.

  • Görünüş olarak yassıdırlar.
  • Yapılarında kemik kanalı ve sarı kemik iliği bulunmaz.
  • Yapılarında kırmızı kemik iliği bulunur.

Kısa Kemikler: Bu kemiklerin genişliği, boyu ve kalınlığı hemen hemen aynıdır. Omurga, el ve ayak kemikleri kısa kemikler olarak kabul edilir.

  • Omurga, el ve ayakları oluşturan kemiklerdir.
  • Sarı kemik iliği ve kemik kanalı bulunmaz.
  • Genişlik, kalınlık ve uzunlukları aynıdır.

Kemik kırığı nedir?

Kemik kırığı kemiğin orijinal şeklinden genellikle darbe, basınç ve travma nedeniyle bazen de kemik erimesi, kemik kanseri ve “osteogenesis imperfecta” gibi hastalıklara bağlı olarak da oluşabilen kemiğin bir ya da birden çok parçaya ayrılmasıdır.

Kemik kırığı çeşitleri nelerdir?

Kemik kırıkları 4 ana grupta incelenir.

Kısmi kemik kırıkları: Bu kırıklarda kemik bütünlüğü kısmi olarak bozulmuştur ama kemik hala tek parçadır. Yarım kırık ya da çatlak olarak da adlandırılabilir. Bu kırıklarda çevre yumuşak dokular minimal düzeyde zarar görür.

Basit kemik kırıkları: Bu kırıklarda kemik bütünlüğü bozulmuş kemik iki parçaya ayrılmıştır fakat kemiklerin konumları doğal konumlarına yakındır ve çevre yumuşak dokular az zarar görmüştür.

Açık kemik kırıkları: Bu tip kemik kırıkları çok ciddidir kırılan kemikler birbirinden uzaklaşır kırılan kemiklerden en az biri vücudun dışına çıkar. Bu kırıklarda cilt bütünlüğü bozulur kemiğın uç kısımları dışardan görülebilir kanama ve enfeksiyon riski bulunur.

Parçalı kemik kırıkları: Bu kırıklarda kemik bütünlüğü birden fazla yerden bozulmuştur. Bu kırıklara multiple kırık da denilebilir. Parçalı kemik kırıkları vücudun neresinde olursa olsun ciddiye alınmalıdır.

Kırılma Şekline Göre Kemik Kırıkları

  1. Enine doğru kırıklar: Kırık açısı kemiğin uzunlamasına dik şekilde oluşan kırıklardır.
  2. Avülsiyon kırıklar: Kemiğin bir bölümünden bir miktar kemik parçasının kopup ayrıldığı kırıklardır.
  3. Spiral kırıklar: Kemik dokusunda oluşan bükülmeli kırıklardır.
  4. Eğik kırıklar: Kemiğin uzunlamasına çapraz bir şekilde oluşan kemik kırıklarıdır.
  5. Eğik Ayrılmış: Kemiğin uzunlamasına çapraz bir şekilde oluşan aynı zamanda kemiklerinde birbirinden bir miktar uzaklaştığı kemik kırıklarıdır.
  6. Parçalı kırıklar: Kemiğin kırılırken 2 den fazla parça ayrıldığı bazen kemiğin bir kısmının ufalandığı kemik kırıklarıdır.
  7. Segmental kırıklar: Parçalı kırıkların farklı bir şeklidir ve parçalı kırıktan farkı kemik ufalanmasının olmadığı kırıklardır.
  8. Açık kırıklar: Kemiğin kırılıp bir ya da bir den fazla parçasının cilt dışına çıktığı kırıklardır.
  9. Kısmi kırık: Kemikte oluşan yarım kırıklardır kemik bütünlüğünü bozmayacak şekilde oluşurlar.

Kemik kırığı belirtileri nelerdir?

Kemik kırıkları çeşitli gruplara ayrıldığı gibi kırık belirtileri de değişiklik gösterir. Parçalı ve açık kırıklarda hareket kaybı olup, hareketle ve ya hareketsiz şiddetli ağrı hissi, bölgesel şişlikler, ödem ve kanama gibi belirgin belirtiler olurken, basit ve kısmi kırıklarda şikayetler daha hafiftir. Şekil bozukluğu oluşmayabilir. Açık ve parçalı kırıklara göre basit ve kısmi kırıklarda hareket ve işlev kaybı daha az olur.

Kemik kırıklarının teşhisi

  • Açık kırıklarda cilt dışına kemik parçaları çıkar rahatlıkla görülebilir.
  • Kırık bölgesinde kanamaya bağlı morarma oluşur.
  • Kırık kapalı ise kırık bölgesinde şişme meydana gelir.
  • Kırık bölgesinde deformiteye bağlı şekil bozukluğu oluşur.
  • Kırık bölgesinde temasa bağlı hassasiyet artar ve hasta acı hisseder elle muayene sırasında kırık anlaşılabilir.
  • El ve parmaklar gibi hareketli eklemlerde hareket kabiliyeti ciddi şekilde azalır ve ağrılı olur.
  • Küçük eklemlerdeki kırıklarda eklemin simetrisi bozulur.

Tüm bu belirtilere rağmen tüm kırıklarda röntgen çekilerek kemiklerin yeni konumu ve kemikte oluşan deformiteler röntgen çekilerek tespit edilmelidir. Kırığa bağlı şişme ve morarma fazla ise çevre yumuşak dokuların hasar boyutu için MR çekilmesi gerekebilir.

Kemik kırığı önleyici tedbirler nelerdir?

  • Kırıkların bir çoğu trafik kazalarından dolayı oluşur araç içinde mutlaka emniyet kemeri takılmalıdır.
  • Kemik erimesi olan kişiler yoğun fiziki aktivite ve egzersizlerden kaçınmalıdır.
  • Düşme, çarpma gibi tehlikeler barındıran spor faaliyetleri (futbol, kayak, bisikler, motosiklet) yapanlar mutlaka yaptıkalrı faaliyete uygun koruyucu ekipman kullanmalıdır.
  • Yürüyüşü zorlaştıran kayma, takılma gibi olumsuz durumlara sebebiyet verecek ayakkabı seçimleri yapılmamalıdır.
  • Sigara ve alkol tüketimi mümkün olduğunda azaltılmalı.
  • Ev içi korunma önlemleri olarak ıslak zeminlerin (küvet, duşakabin vb)etrafında tutunma aparatları bulunmalı.
  • Kemik yapısını güçlendiren kalsiyum ve D vitamini takviyesi yapılmalı.

Kemik kırıklarında ilk yardım tedbirleri nelerdir?

  • Bir kaza esnasında önce en hayati kırığa müdahale edilmelidir.
  • Kırık oluşan kişi bulunduğu yerden hareket ettirilmemelidir.
  • El, kol ve bilek gibi bir bölgede kırık varsa kırık çevresinde varsa saat bileklik gibi takılar çıkarılmalıdır.
  • Açık kırık varsa kan kaybını azaltma ve enfeksiyon kapmasını önlemek için temiz bir bezle kırık üzeri kapatılmalı dır.
  • El, kol ve ayak gibi bölgelerde oluşan kırıklarda sargı yapılacaksa parmaklar açık bırakılmalıdır. Parmaklar aracılığıyla doku rengi ve hastanın tepkileri kontrol edilebilir.
  • Uzun kemiklerde oluşan kırıklarda ilk yardım ekibi gelene kadar ve ya hastaneye gidilene kadar kırık kemikler alttan ve üstten sarılarak sabitlenmelidir.

Sık karşılaşılan kemik kırıkları?

Vücudumuzda kemik bulunur ve bu kemiklerin her birinin kırılma ihtimali vardır. Bazı kemikler konum ve işlevlerinden dolayı kırılmaya daha müsaittir.

Köprücük kemiği kırıkları: köprücük kemiği üst göğüs kafesi ve kürek arasındadır ve boyu uzundur. Temel görevi kollarla vücudun bağlantısını sağlamaktır. Yetişkinlere göre çocuklarda daha çok

kırılma olur ama çocuklar da  yetişkinlere göre daha hızlı iyileşir.  Köprücük kemiği kırıldığında kollar hareket ettirilemez ve göğüs, omuz bölgesinde şişlik oluşur.

Kol kırıkları: En sık karşılaşılan kırık kol kırıklarıdır. Yetişkinlerde oluşan toplam kırıkların yarısı kollarda oluşan kırıklardır.  Kollar denge organı olarak kullanıldığı için darbe, düşme gibi bir çok durumda vücudu korumak için kollarımızı siper ederiz darbe, basınç, çarpma gibi durumlar kol kemiklerinin kırılmasına sebep olabilir.

El bileği Kırıkları: El bileği hareketli eklemlerden biridir. Zorlama, düşme, çarpma travma ya da spor kazaları sonucu el bileği kırılması yaygındır.

Ayak bileği kırıkları: Ayak bileği burkulmaya müsaittir. Ayak bileği vücudun tüm yükünü taşıması ve hareketli bir eklem olmasından dolayı ani hareketlerde, kayma, yüksekten atlama gibi durumlarda burkulur bazen ise kırılır.

En sıkıntılı kemik kırığı?

Skafoid kırığı: El bileği en karmaşık ve hareket kabiliyeti en yüksek eklemimizdir. Temel el hareketlerimiz skafoid kemiği aracılığıyla yapılır. Görevleri ve bulunduğu konum nedeniyle skafoid kemiği çok önemlidir ve doğru kaynamaz ise elde ciddi fonksiyon kaybı meydana gelir.

Skafoid kırıklarının teşhis ve tedavisi diğer kırıklara göre biraz daha zordur.

Skofoid kırıklarında fiziki muayene ye ek olarak el ve bilek için çekilen röntgen bazen kırık tespiti için yetersiz kalabilir bu gibi durumlarda BT (Bilgisayarlı Tomografi) ve MR (Manyetik Rezonans) çekilerek değerlendirilmesinde yarar vardır. El bileğinde kırık şüphesi var ise atel yardımıyla 15 - 20 gün el bileğini sabitlemek ve mümkünse hiç kullanmamak önemlidir. Bu süreç bittikten sonra yeniden görüntüleme teknikleri ile el bileğinin son durumu tespit edilip tedaviye devam edilir.

Skafoid en zor kaynayan kırıkların başında gelir nedenlerine kısaca değinirsek;

  1. Kemik kırıklarının kaynaması için kırık kemiğe yeterli derecede kan iletimi olmalıdır. Skafoid kemiği anatomik yapısından dolayı kanlanması sınırlıdır ve geç kaynar.
  2. Kırık bölgesi el ekleminin içinde kalır ve kırığın iyileşmesi için gereken reaksiyonlardan biri olan eklem sıvı teması daha zor olur.
  3. El ekleminde olması nedeniyle hareketli bir eklem olması skafoid kemiğini sabitlemeyi çok zorlaştırır. Her durumda sargı, atel ve alçıya rağmen skafoid bir miktar hareket eder bu da iyileşme sürecini uzatır.
  4. Basit kırıklarda genelde ciddi bir sorun olmasa da skafoid kemiğinde parçalı kırık oluştuysa tedavi çok daha zor bir hal alır.

Kemik kırıkları nasıl tedavi edilir?

Kırıkların çok büyük bir kısmı sorunsuz kaynamaktadır. Enfeksiyon ve kaynamama durumu nadiren yaşanır.

Kemik kırıklarında tedavi kırığın oluştuğu kemik ve kırılma şekline belirlenir. Açık kırıklar ve parçalı kırıklar en hayati kırıklardır hasta ciddi oranda kan kaybedebilir ve enfeksiyon kapabilir.

Tedavi kırığın şekli ve kırık bölgesine göre damarlar, kaslar diğer yumuşak doku hasarları da göz önünde bulundurularak yapılır. Tüm kırık tedavilerinde ilk önce kırılan kemik eski doğal konumuna getirilip kırık yüzeyler birbirine temas ettirilir sabitlenerek başlanır. Doğru başlamayan kırık tedavilerinde yanlış kaynama, geç kaynama, kaynamama, kırık çevresindeki dokuların zarar görmesi gibi tedavi sürecini uzatan birçok olumsuz durum oluşabilir.

Kırık tedavisi öncesi kırık olan ya da olduğu düşünülen bölge için röntgen çekilir ve kemiklerin kırık sonrası konumu belirlenip hastanın ağrı eşiği ve kırığın durumuna göre anestezi olmadan, lokal ve ya genel anestezi ile tedaviye başlanır. Kırıklarda en önemli konu kırık bölgesinin sabitlenmesi ve iyileşebilmesi için kemiğe zaman verilmesidir. Bu sabitleme işlemi kırığın türüne yerine göre sargı, atel, alçı ve platinler aracılığıyla yapılır.

Cerrahi Dışı Kırık Tedavileri: Kırık tedavilerinde temel prensip kırık kemik uçlarını bir araya getirilip sabitlemektir. Bu sabitleme en kolay nasıl sağlanabilecekse kırık tedavisinde en uygun yöntem odur. Kırık tedavilerinde başvurulan yöntemlere bakalım.

Bandaj /Sargı : Kemikte tam kırılma olmadığı kısmi kırık, çatlak olduğu durumlarda uygulanan yöntemdir. Genellikle çabuk kaynar ve kullanımı kolaydır.

Atel: Kırıklarda hastaya ilk yardım olarak alçı ya da cerrahi tedavi uygulanana kadar kırık kemik stabilizasyonunu sağlamak için uygulanır.

Alçı Tedavisi: Kapılı ve basit kırıklarda yani kemiğin kısmi ya da tam kırıldığı kemik uçlarının birbirine temas ettirilebildiği kırıklarda kırık bölgesini sabitlemek için uygulanır genellikle 40 – 70 gün süreyle kaynama süresinde kırık kemiğin hareketini engellemek ve dışardan gelebilecek darbe ve baskılara karşı kırık bölgesini korumak için uygulanır.

Cerrahi kırık Tedavileri: Açık ve parçalı kırıklarda başvurulan yöntemlerdir.  Temel amaç mümkün olan en küçük kesilerle çevre yumuşak dokulara en az hasarı verecek şekilde kırık hattını doğal konumuna getirip gerekiyorsa dış ve iç metal sabitleme ürünleriyle kırıkların cerrahi tedavisi yapılır.

Cerrahi tedaviler çeşitlilik gösterir dışardan ve içeriden olmak üzere iki farklı tespit yapılır.  İçeriden tespitlerde kemik plakları, kemik kanalına çiviler yerleştirilir. Dışarıdan tespitlerde ise eksternal fiksatörler kullanılır bazı kırıklarda hem içeriden hem de dışarıdan tespitler gerekir. Kemik kanalına çivi uygulamaları genellikle bacak bölgesindeki uzun kemiklere uygundur. Kol kemiklerindeki kırıklarda daha sınırlı olarak kullanılır. Dışardan takılan çivi ve eksternal fiksatörler metal halkalara sabitlenir. Eksternal fiksatörlerde kırık hattının kesi yapılarak açılmasına gerek kalmaz.

Parçalı kırıklarda açık cerrahi maalesef mecburidir. Bu kırıklarda kırık bölgesi kesi yapılarak açılır tüm kemikler doğal konumuna hizalanır platin ve plaklarla kemik parçaları birbirine sabitlenir çevre yumuşak doku hasarları onarıldıktan sonra kesi alanı kapatılır. Kullanılan plakların çoğu kırık kaynamasından sonra istenirse çıkarılabilir ama bazı spesifik kırıklarda plaklar çıkarılmamak üzere takılır.

Kemik kırıklarının ortalama kaynama süreleri ne kadardır?

Kemik kırıklarının kaynamasının net bir zamanı yoktur. Kaynama süresi kırığın oluştuğu kemiğe, kişinin yaşına göre, kırığın türüne göre değişmektedir. Örnek olarak bir kol kırığı bacak kırığına göre daha hızlı kaynamaktadır. Kemik kırıklarının kaynamasını hızlandıran ve ya yavaşlatan birçok faktör bulunur.
Kemik kırığının ortalama kaynama süresi kırığın yeri ve çeşidine göre 40 – 70 gün arasında değişir.

Büyük kemik kırıklarında bu süre güne kadar uzayabilir.

Kemik kırıklarının kaynama süreleri neden gecikir?

Kemik kırıklarının kaynama süresini uzatan birçok faktör vardır. Özellikle kanlanması sorunlu olan kırıkların kayna süresi uzar. El bileğindeki skafoid kemiği, bacak alt ve üst bölümündeki uzun kemiklerin orta kısımlarında olan kırıklar daha geç kaynamaktadır.

Kırık bölgesinde oluşan yumuşak doku ve kan damarlarındaki hasarın boyutu da kırık bölgesine yeterince kan ulaşamamasına sebep olacağı için kırığın kaynama süresini uzatabilir.

Açık kırıklarda yumuşak doku onarımı çok önemlidir.

Kırık hangi yöntemle tedavi edilirse edilsin tüm tedavilerde iyi sabitleme gerekir yeterince iyi sabitlenemeyen kırıkların kaynama süresi uzayacaktır hatta kaynamama sorunu bile oluşabilir.

Kemiğin kırık uçları birbirine temas ettirilip özellikle sabitlenmelidir aksi takdirde kemiğin kırık ucalarında kemik ölümü oluşabilir.

Yanlış ve eksik beslenme vücudun hasar onarım süresini uzatır.

Sigara, alkol gibi alışkanlıklar kırık kaynama süresini olumsuz yönde etkilerler. Kırık kaynaması tamamlanana kadar bu gibi alışkanlıklardan hastanın vazgeçmesi çok önemlidir.

Ayrıca kansızlık, şeker hastalığı gibi rahatsızlıklarda da kaynama gecikir bu kansızlık tedavisi görmeleri, şekerlerinin de kontrol altında tutulması önemlidir.

Kemik kırıklarının iyileşmesinde beslenmenin önemi nedir?

Kırılan kemiklerin kaynama sürelerini hızlandırmak için beslenme büyük önem taşır. Kemik kırığı olan bir hastanın kırık öncesi hayatına göre kalori ihtiyacı artar normal dönemden daha fazla kalori almalıdır örnek verecek olursak yetişkin bir birey için günlük kalori ihtiyacı ortalama kalori iken kırık tedavisi gördüğü süreçte – kaloriye ihtiyaç duyulur. Günlük protein alımı 20 gr kadar artırılmalıdır.

Bu gıdalar özellikle protein ve kalsiyum açısından zengin kelle paça çorbası, yoğurt, süt, peynir gibi gıdaların extra tüketilmesi, D vitamini alınması kaynama sürecine olumlu yönde etki eder.

Kemik kırığı yanlış kaynarsa ne olur?

Kemik kırıklarının yanlış kaynaması tedaviyi uygulayan hekimin hatasından kaynaklanabileceği gibi hastanın tedavi sürecinde yaptığı yanlışlardan da kaynaklanabilir. Yanlış kaynama hastaya kırığın yerine göre kısmi ya da ciddi bir fonksiyon kaybı, ağrı ve estetik görünüm bozukluğu oluşturabileceği gibi ciddi hareket kısıtlıklarına da yol açabilir.

Yanlış kaynamalarda cerrahi yöntemlerle düzeltme tedavileri gerekebilir.

Kemik kırıklarında kök hücre tedavisi

Kırılan kemiğin kaynaması için kırık hattı kanlanmalıdır çoğu kırık’ta bu süreç sorunsuz gerçekleşse de bazı kemiklerin kanlanması sorunlu olabiliyor. Bu gibi kırıklarda kemik iliği ya da yağ kaynaklı kök hücrelerden destek alıyoruz.

Yağ kök hücreleri karın bölgesinden mini liposuction ile temin ederken, kemik iliği kök hücrelerini pelvis kemiğinden aspirasyon yaparak kısa bir anestezi işlemi eşliğinde alıp ameliyathanede steril koşullarda hazırlıyoruz.

Kemik kırıklarında hızlı kaynama sağlamak için özellikle kemik iliği kaynaklı kök hücrelerle kırık hattı beslendiğinde kırık bölgesi hem daha fazla kanlanır hem de kemik onarımı için gerekli kemik iliği kök hücreleri açısından zengin bir tedavi alanı oluşturulmuş olur.

Kemik kırıklarında kök hücre tedavisi kaynaması, kanlanması sorunlu olan kemik kırıklarında ilk tedavi sırasında tercih edilebileceği gibi kaynaması geciken ya da kaynamayan kemik kırıkları içinde destek tedavisi olarak tercih edilmesinde büyük fayda sağlar.

Uzun kemik nerede bulunur?

Uzun kemikler •Boyu eninden uzun olan kemiklerdir. Vücudun hareketini sağlayan kemiklerdir. Kol ve bacaklarda bulunur. Sarı ilik ve kemik kanalı vardır.

Hangisi uzun kemiktir?

Kol ve bacak kemikleri uzun kemiklere örnektir.

En uzun kemiğin adı nedir?

Femur veya uyluk kemiği, memelilerin vücutlarındaki en uzun, en hacimli ve en güçlü kemiktir. Kalçanın ve dizin bir bölümünü oluşturur.

Gövdede hangi kemikler bulunur?

Gövde kemikleri, omurga ve göğüs kafesi kemiklerinden oluşur Omurga (Columna Vertebralis) Omurga, kafatası tabanından başlayarak boyun ve gövdenin arka ortasında uzanan ve omurların üst üste dizilmesiyle oluşmuş kemik kolondur.

Parmak kemikleri uzun mu kısa mı?

phalanx, çoğ. phalanges), çoğu omurgalının ellerinde ve ayaklarındaki parmaklarda bulunan kemiklerdir. Primatlarda, el ve ayak baş parmaklarında iki falanks, diğer parmaklarda ise üç falanks vardır. Parmak kemikleri uzun kemikler olarak sınıflandırılır.

Kalça kemiği uzun kemik mi?

Kalça kemiklerinin yassı olup olmadığı çok merak edilen bir konudur. Kalça bölümünde bulunan ve çift kemik olan kalça kemikleri yassı kemikler olarak kabul ediliyor.

Uzun kemikler Nelerdir?

Kol, ön kol, uyluk, bacak ve parmak kemikleri uzun kemiklerdir. Uzun kemiklerin ortadaki uzun kısmına, diafiz denir. Gövdenin içinde cavitas medullaris denen kemik iliği boşluğu vardır. Kemik iliği boşluğunu çevreleyen kemik doku kompakt (sert) yapıdadır.

El ve ayak parmakları uzun kemik mi?

Parmak kemikleri uzun kemikler olarak sınıflandırılır.

Periost ne demek?

Periost veya diğer adıyla kemik zarı, kemiğin enlemesine büyümesini sağlayan zar. Ayrıca kemik kırıldığında kemiği onarır ve kemiğin besin ihtiyacını karşılar.

En kısa kemik nedir?

Üzengi, orta kulaktaki kulak kemikçiklerinin üçüncüsüdür. Üzengi şeklindeki kemik insan vücudundaki en küçük kemiktir.

Baldır kemiği ne tür bir kemiktir?

Kaval kemiği (veya tibia), omurgalıların bacaklarında dizin altındaki iki kemikten (diğeri fibula) daha iri ve dayanıklı olanıdır ve dizi ayak bileğine bağlar.

Düzensiz şekilli kemikler nelerdir?

Uzun, kısa ve yassı kemik tiplerinden herhangi birine uymayan, belli bir şekli olmayan kemiklerdir. Düzensiz kemikler baskılara karşı son derece sağlam kemiklerdir. Omurlar, temel kemik, kalbur kemik, alt çene ve üst çene kemikleri ve elmacık kemikleri düzensiz kemiklerdir.

El kemikleri uzun mu kısa mı yassı mı?

Uzunluğu, genişliği ve kalınlığı birbirine eşit olan kemiklerdir. El bileği ve ayak bileği kemikleri kısa kemiklerdir.

Parmak ucunda kemik var mi?

Başparmağın iki, diğer parmakların üçer falanksı vardır. Yerleşimlerine göre proksimal falanks (parmak kökünde), orta falanks ve distal falanks (parmakkemikleri) olarak isimlendirilirler.

Kalça kemiği uzun mu kısa mı?

Uyluk kemiği, kalça ekleminden başlar, dize kadar uzanır. Bu kemiği çevrelemiş olan oldukça geniş olan bir kas dokusu yer alır. Vücudun ise en sağlam kemiklerinden biri olarak bilinir. İskelet sisteminde de en uzun kemik olarak bilinir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir