İnsanın hareket etmesini sağlayan uyarılar beyin ve omurilikten geçerek sinirler aracılığı ile kaslara iletilir. İnce bir elektrik kablosuna benzetilen bu sinirler, sadece hareket değil duyuların da iletiminden sorumludur. Normal koşullar altında duyu ve hareket özellikleri uyum içinde çalışır ve herhangi bir uzuvda yakınmaya neden olmaz. Ancak bazı durumlarda hareketler kısıtlanılmış gibi hissedilebilir.
Vücutta bulunan tendon, kemik, kıkırdak ve kas gibi dokuların sinirleri üzerinde yaptığı basıya sinir sıkışması adı verilmektedir. Sinir hücrelerinin yer aldığı alanın çevresindeki dokuların sinirlere baskı uygulaması şeklinde oluşur. Kaslarda meydana gelen bu ağrı tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu göstermektedir.
Sinir sıkışması, hücrelerin sinirlere uyguladığı baskı sonucu meydana gelir. Sinir sıkışmasının nedenleri arasında genellikle aşağıdaki durumlar sayılabilir:
Sinirler yol aldıkları rota boyunca herhangi bir yerden etkilenebilirler. Bu nedenle sinir sıkışması, uzuvlar, gövde ya da ekstremitelerdeki sinirlerin dar alanlardan geçtiği bölgelerde daha fazla meydana gelmektedir. Hastalarda en sık görülen sinir sıkışması çeşitleri şunlardır:
Sinir sıkışması belirtileri değişkenlik göstermektedir. Bazı durumlarda acı ve ağrı tek belirti olabilir. Bazı sinir sıkışması durumlarında ise ağrı görülmez. Ancak genel sinir sıkışması semptomları şu şekilde sıralanabilir:
Sinir sıkışmasının bölgelere göre spesifik belirtileri de bu genel semptomlara eklenebilir. Örnek vermek gerekirse, belde sinir sıkışması için en güçlü belirti her iki ayağa vuran ağrı, oturma ve yürümede güçlük ve bacaklarda karıncalanmadır. Kolda sinir sıkışması durumunda ise el bileğinde ve parmak uçlarına doğru sızlama ile uyuşma görülür. İlerleyen durumlarda kolda seğirmeler oluşabilir. Omuzda sinir sıkışması durumlarında ise daha çok hapşırma ya da öksürme gibi reflekslerde omuz kaslarının seğirmesi görülebilir. Kalçada sinir sıkışması ise bele kadar uzanan ağrı ile kendini belli eder. Buna karşın sıkışma beldeki son kemikle kuyruk sokumu kemiği arasında olursa, kalçadan bacak topuğuna kadar uyuşma ve ağrı gözlenir.
Boyunda sinir sıkışması durumu ise ellere ve parmaklara yayılan karıncalanma ve uyuşma ile kendisini gösterir. Sıkışma C4 ve C5 omurları arasındaki C5 sinir kökünde oluşursa, omuz ve üst kol ile biseps kasında güçsüzlük meydana gelir. C5 ve C6 omurları arasındaki C6 sinir kökünde sıkışma olursa, omuz ve kürek kemiğine yayılan ağrı görülür. Ayrıca elde baş ve işaret parmaklarında uyuşma oluşmaktadır. C6 ve C7 omurları arasındaki C7 sinir kökünde uyuşma olursa, omuz ve boyundan yayılan ağrı, eldeki orta parmağa kadar yayılmaktadır.
Sinir sıkışması belirtilerinden birini yaşayan kişi mutlaka doktora başvurmalıdır. Rahatsızlığın tanısı, fizikî muayene ve EMG sonucuna göre değerlendirilir. Bazı durumlarda ise ultrason, MR ya da doppler gibi tetkiklerden de yardım alınır.
Sinir sıkışması tedavisi yapılırken hastanın durumuna ve sıkışmanın görüldüğü bölgeye göre tedavi uygulanır. Ağır olmayan durumlarda atel, bant kullanımı ya da sinir sıkışması yaşanan bölgenin dinlendirilmesine bağlı işlemler yapılmaktadır. Sonrasında ise fizik tedavi ile süreç devam ettirilir. Genellikle kortkosteroid enjeksiyonlar ile analjezik ilaç grupları, doktorlar tarafından sıklıkla tavsiye edilmektedir.
Egzersiz ile geçebilecek olan sinir sıkışmalarında ise sinir kaydırma egzersizleri önerilmektedir. Böylece sıkışma olan bölgede rahatlama hissi yaşanmaktadır. Özellikle el kol uyuşması, sinir sıkışma egzersizleri ile önemli ölçüde azaltılabilir. Bilekte sinir sıkışması olan durumlarda ise egzersiz ile birlikte bilek korsesi de doktorlar tarafından önerilmektedir.
Sinir sıkışmaları, ağrı ve uyuşukluk ile kendini belli eden bir rahatsızlıktır. Bu nedenle kendiliğinden geçmesi mümkün olmadığı için zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Özellikle pek çok hasta ulnar sinir sıkışması kendiliğinden geçer mi diye merak etmektedir. Dirsek bölgesinde bulunan ağrının yok edilmesi için rahatsızlığa neden olan hareketliliği durdurmak ve gerekirse ileri seviye tedavi yöntemleri uygulamak gerekir.
Sinir sıkışması, kişiyi gece uykusundan uyandıracak kadar ağırsa, eşyaları tutamama meydana gelmişse ve uzun süredir devam ediyorsa mutlaka cerrahî operasyona karar verilmesi gerekir. Hastalığın seviyesine göre ameliyat açık ya da kapalı yöntemler ile yapılmaktadır.
Sinir sıkışması için hangi doktora gidilir sorusu en çok merak edilenlerden biridir. sinir sıkışması için Beyin ve sinir Cerrahisi uzmanlarının muayenesi ve tedavisi yeterlidir.
Seğirme (Miyokimi) kaslarda istemsiz şekilde ortaya çıkan, küçük amplitüdlü kasılmalara verilen isimdir. Tıbbi anlamda seğirmeden bahsedilebilmesi için kastaki seğirmenin dışarıdan da görünür olması veya elektromiyografi ile izlenebilir olması gerekir. Seğirmeler bir bölgede (fokal) veya yaygın (jeneralize) olarak ortaya çıkabilmektedir.
Seğirme kasların istemsiz olarak kasılması ile ortaya çıkmaktadır. Bu istemsiz kasılmayı tam olarak neyin ortaya çıkardığı bilinmese de, genel olarak kabul edilen görüş sinir iletimi bozulmuş olan kasın duyarlılığının artması sonucunda, sinirsel uyarım olmamasına karşın kasın kendiliğinden kasılması sonucu ortaya çıktığı yönündedir. Seğirme birçok nörolojik hastalıkta ortaya çıkabilirken, sağlıklı insanlarda izlenmesi de nadir değildir. Bu nörolojik hastalıklar arasında motor nöron hastalıkları, amiyotrofik lateral skleroz (ALS), Isaac sendromu, elektrolit bozuklukları, periferik sinir sistemi hastalıkları, polinöropatiler ve pleksopatiler sayılabilir. Özellikle motor nöron hastalarında ve radyoterapi almış kanser hastalarında bölgesel seğirmeler oldukça sıktır. Sağlıklı insanlarda genellikle stresle baş etme sorunu veya fazla miktarda kafein tüketimi olduğunda da seğirmeler olabilir.
Seğirmelerin bölgesel olması o bölgeye giden sinirin hasarlandığını veya işlevinin bozulduğunu düşündürebilir. Buna karşın, göz etrafındaki seğirmeler genellikle ciddi bir hastalık sonucunda oluşmamaktadır. Özellikle seğirmenin yanısıra, kas erimesi, güç kaybı gibi bulguların da eşlik etmesi nörolojik bir hastalık olduğunu düşündürmelidir.
Göz kapağı seğirmesi oldukça sık olarak ortaya çıkan bir durumdur. Bu durum genellikle önemli bir hastalık sonucu ortaya çıkmaz. Etken sıklıkla yorgunluk, stres, uykusuzluk ve aşırı kafein tüketimi gibi nedenlerdir ve bu nedenler düzeltildikten kısa bir süre sonra göz kapağı seğirmesi ortadan kalkar. Buna karşın göz kapağı seğirmesine çift görme, yüz felci, peltek konuşma ve yutma güçlüğü gibi belirtilerin de eşlik etmesi durumunda hastaların nörolojik değerlendirmeden geçmeleri önerilir.
Kas seğirmesine neden olabilecek etmenlere göre laboratuvar incelemeler istenir. İlk yapılması gereken kreatin fosfokinaz, elektrolitler, tiroid işlev testleri gibi rutin kan incelemeleridir. Bu değerlerin sonuçlarına ve hastaların muayene bulgularına göre gerekli görünen durumlarda sinir ileti incelemesi, elektromiyografi (EMG) veya MR incelemesi gibi ek incelemelere de ihtiyaç duyulabilir.
Polinöropati
Amiyotrofik lateral skleroz (ALS)
Uyuşma ve karıncalanma
Kas seğirmesi olan bir hasta örneği
Yüzde seğirme, güçsüzlük veya hareketsizlik yüz sinirini ilgilendiren bir hastalığın bulgularıdır. Yüzde anormal hareketler veya felç, bir enfeksiyon, yaralanma veya tümör nedeni ile oluşabilir ve nedeni mutlaka araştırılmalıdır. Makalemizde, "Yüz felccinin nedenleri nelerdir?", "Yüz siniri nedir?", "Yüz siniri nasıl çalışır?", "Ani oluşan yüz felci" ve "Yüz felci nasıl tedavi edilir?", gibi soruların cevaplarını inceleyeceğiz.
Yüz siniri bir telefon kablosuna benzer ve 10.000 adet farklı sinir lifi içerir. Bunların 7.000 tanesi adalelere gider.
Yüz siniri, beyinden yüzün mimik kaslarına ulaşmak için kafa tabanından geçer. Beyni terk ettikten sonra kulağın yerleşmiş olduğu kemiğe girer ve bu kemik içinde bulunan bir kanaldan (iç kulak yolu) duyma ve denge sinirleriyle çok yakın bir ilişkide olarak geçer. Bu kanal içinde uzanan 4 cm boyunca yüz siniri üç orta kulak kemikçiği etrafında dolanır. Kulak zarı arkasından ve daha sonrada kulak arkasında kemiğin içinden geçer. Yüz siniri, bu kemiği geçtikten sonra yüzde bulunan tükürük bezi (parotis bezi) içinden geçer ve değişik yüz kaslarına giden birçok dala ayrılır. Yüz siniri, kemik içinde yol alırken gözyaşı bezine, üzengi kemiği kasına, dile (tat duygusu için) ve tükürük bezine giden birçok dal verir.
‘Bel felci’ olarak da isimlendirilen hastalık muhtemelen vücudun bir virüse karşı gösterdiği tepki sonucunda meydana gelmektedir. Yüz sinirinin kemik içindeki bölümü şişer ve basınç siniri zedeler. Yüz güçsüzlüğünün nedeninin bu olay olduğundan emin olmak için ve diğer nedenleri ekarte etmek için özel sorular vardır. Baş, boyun ve kulak muayenesinden sonra bir seri test uygulanabilir.
Uygulanan testler neticesinde kişinin yüz felci geçirip geçirmediğinin teşhisi konulur. En çok uygulanan testler şunlardır:
Yüz felci olup olmadığını teşhis edebilmek için çeşitli testler yapılır. Testlerin sonuçları tedaviyi belirleyecektir:
Yüz sinir felci geçirildiğinde, sağlıklı yapısını devam ettirebilmesi için sürekli bir gözyaşı akışına ihtiyacı olan göze, gerekli ilgi gösterilmelidir. Gözyaşı, göz kırpma sırasında göz üzerine yayılır, fakat yüz sinir felçlerinde göz kırpma azalır veya tamamen ortadan kalkar. Korneada kuruma, erozyon ve ülser oluşumu ile sonuçlanır. Hatta gözün kaybedilmesi muhtemeldir. Gözün parmak ucu tarafından zedelenmesine engel olmak için parmağın arka tarafı kullanılmalıdır. Gözü nemli tutmak ve yabancı maddelerin göze girmesini engellemek için sıklıkla koruyucu gözlükler ve temiz göz petleri kullanılır. Eğer göz kuruysa, gözü nemli tutmak için suni gözyaşları kullanılabilir. Bu damlalar doktorunuz tarafından tarif edildiği şekilde kullanılmalıdır. Uyanıkken etkilenen göze her saatte bir bu damlalardan bir veya iki damla damlatılmalıdır. Ayrıca uyurken göze merhem sürülmelidir. Not: Soğuk havalarda, atkı ve şapka kullanarak yüz felci riskini azaltabilirsiniz.
Kalıcı yüz felçli hastalar, göz kapağı ağırlıkları veya yayları, kas transferleri gibi çeşitli cerrahi işlemler ile rehabilite edilebilirler. Bazı hastalar yüz eğitimi denen özel bir fizik tedavi yönteminden fayda görebilirler. Yüzün aşırı hareketliliği veya kas spazmı gibi yüz felci komplikasyonları için uygulanabilecek tedavi yöntemleri aşırı hareketli kasın cerrahi olarak kesilmesi veya kasların kimyasal madde enjeksiyonlarıyla güçsüzleştirilmesi şeklinde sıralayabiliriz. Eğer bu işlemlere gerek duyulursa doktorunuz sizinle detaylar hakkında görüşecektir.
Yüz felcini de içeren yüz sinir hastalıkları nadir değildir ve çeşitli nedenleri vardır. Yüz sinir fonksiyonlarının mümkün olan en iyi şekilde düzeltilebilmesi için uygun teşhis ve tedavi çok önemlidir. Kalıcı yüz sinir zedelenmesi bulunan hastalara bile yüz fonksiyonlarını düzeltmek için geliştirilmiş cerrahi işlemler sayesinde yardımcı olunabilir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin önemli eserleri arasında yer alan Marifetname, okuyucunun en iyi şekilde idrak edebilmesi açısından halkın anlayabileceği dilde yazılmıştır. İçerisinde astronomi, fen bilimleri ve tasavvufi konulara yer verilen bu eser, 1757 yılında ansiklopedi türünde tamamlanmış şekli ile günümüze dek ulaşmıştır. Anadolu'da doğup büyüyen, önde gelen mütefekkir ve mutasavvıflardan biri olan Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, herkesin başına gelen seğirmeler ve neticelerini olduğu bölgeye göre anlamları ile eserinde yer vermiştir.
MARİFETNAME'DEN SEĞİRMELER
Marifetname'den seğirmeler adlı eserde yer alan uzuvlarda meydana gelen uzun ya da kısa süreli seğirmeler ve anlamlarına buradan ulaşabilirsiniz.