kanda demir eksikliği hangi testle anlaşılır / Demir Eksikliği Anemisi Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Kanda Demir Eksikliği Hangi Testle Anlaşılır

kanda demir eksikliği hangi testle anlaşılır

Hemogram testi (Tam Kan Sayımı) nedir? Hemogram testi nasıl yapılır? Hemogram değerleri nelerdir?

Genel sağlık durumunuzu belirlemek için temel tarama testlerinden biri olan ve kan sayımı bulguları, hematolojik ve diğer sistemlerde ilgili olarak çok önemli bilgiler sağlayan Hemogram testi nedir? Hemogram testi nasıl yapılır? Hemogram değerleri nelerdir? Merak ettiğiniz tüm detaylar ve soruların cevaplarını haberimizde bulabilirsiniz

seafoodplus.info

Yayınlanma: - 02 Ekim Güncellenme:

Hemogram testi (Tam Kan Sayımı) nedir? Hemogram testi nasıl yapılır? Hemogram değerleri nelerdir?

Anemi, enfeksiyon, inflamasyon, kanama bozukluğu veya lösemi gibi çeşitli durumların teşhis edilmesine yardımcı olan hemogram testi hakkında bilinmesi gerekenleri sizler için derledik… Hemogram testi (Tam Kan Sayımı) nedir? Hemogram testi nasıl yapılır? Hemogram değerleri nelerdir?

HEMOGRAM TESTİ NEDİR?

Genel sağlık durumunuzu belirlemek için; anemi, enfeksiyon, inflamasyon, kanama bozukluğu veya kanser gibi kan hücrelerini etkileyen çeşitli hastalık ve durumları taramak, teşhis etmek veya izlemek için yapılan testtir.

Kan tahlili sonucu sorgulama nasıl yapılır? İlginizi ÇekebilirKan tahlili sonucu sorgulama nasıl yapılır?
HEMOGRAM TESTİ NASIL YAPILIR?

Kolunuzdaki bir damardan, parmak ucundan veya topuktan (yeni doğan) kan örneği alınarak yapılır. Hemogram testi için özel bir hazırlık gerekmez. Herhangi bir ilaç kullanıyorsanız ya da Hemogram testine girmeden önce altta yatan herhangi bir tıbbi durumunuz veya alerjiniz varsa doktorunuzu bilgilendirin. Doktorunuz durumunuza bağlı olarak özel talimatlar verecektir. Alınan kan örneği incelenmek için laboratuvara gönderilir. Bu testi aç ya da tok karnına yaptırabilirsiniz.

NELER TEST EDİLİYOR?

Tam kan sayımı (CBC), kanda dolaşan hücreleri değerlendiren bir testtir. Kan, plazma: beyaz kan hücreleri (WBC), kırmızı kan hücreleri (RBC) ve trombositler (PLT’ler) olarak adlandırılan sıvı içinde süspansiyon halinde tutulan üç tip hücreden oluşur. Öncelikle kemik iliğinde üretilir ve olgunlaşırlar ve normal şartlar altında ihtiyaç duyulduğunda kan dolaşımına bırakılırlar.

Bir CBC tipik olarak bir kişinin kan örneğinde bulunan hücrelerin sayımları dahil olmak üzere çeşitli parametreleri ölçen otomatik bir cihaz kullanılarak gerçekleştirilir. Bir CBC’nin sonuçları sadece hücre tiplerinin sayısı hakkında bilgi vermez, aynı zamanda bazı hücrelerin fiziksel özelliklerinin bir göstergesi olabilir. Standart bir CBC şunları içerir:

Beyaz kan hücrelerinin değerlendirilmesi: WBC sayısı; WBC diferansiyeli içerebilir veya içermeyebilir

Kırmızı kan hücrelerinin değerlendirilmesi: RBC sayısı, hemoglobin (Hb), hematokrit (Hct) ve RBC endeksleri, ortalama korpusküler (parçacık) hacim (MCV), ortalama korpusküler hemoglobin (MCH), ortalama korpusküler hemoglobin konsantrasyonu (MCHC) ve kırmızı hücre dağılımı içerir. genişlik (RDW). RBC değerlendirmesi retikülosit sayısını içerebilir veya içermeyebilir.

Trombositlerin değerlendirilmesi: trombosit sayısı; ortalama trombosit hacmini (MPV) ve / veya trombosit dağılım genişliğini (PDW) içerebilir veya içermeyebilir.

Bir veya daha fazla kan hücresi popülasyonunda önemli anormallikler bir veya daha fazla durumun varlığını gösterebilir. Tipik olarak, anormal sonuçların nedenini belirlemeye yardımcı olmak için başka testler yapılır.

hemogram

CBC tarafından değerlendirilen üç tip hücre şunları içerir:

Beyaz kan hücreleri

Vücudun sağlıklı durumunu korumak ve enfeksiyonlar veya diğer nedenlerle savaşmak için kullandığı, lökositler olarak da adlandırılan beş farklı türde WBC vardır. Bunlar nötrofiller, lenfositler, bazofiller, eozinofiller ve monositlerdir. Kanda nispeten sabit sayılarda bulunurlar. Bu sayılar vücutta neler olup bittiğine bağlı olarak geçici bir şekilde daha yüksek veya daha düşük olabilir. Örneğin, bir enfeksiyon, bakteriyel enfeksiyonla savaşmak için daha fazla sayıda nötrofil üretmesi için vücudu uyarır. Alerjilerle, artan sayıda eozinofil olabilir. Viral bir enfeksiyon ile artan sayıda lenfosit üretilebilir. Bazı hastalık durumlarında, örneğin lösemi, anormal (olgunlaşmamış veya olgun) beyaz hücreler hızla çoğalır ve WBC sayımını arttırır.

Kırmızı kan hücreleri

Eritrositler olarak da adlandırılan kırmızı kan hücreleri, kemik iliğinde üretilir ve olgunlaştıkça kan dolaşımına salınır. Vücutta oksijeni taşıyan bir protein olan hemoglobin içerirler. Bir RBC’nin tipik ömrü gündür; Böylece kemik iliği sürekli olarak yaş ve parçalanan veya kanama yoluyla kaybedilenlerin yerine yeni RBC’ler üretmelidir. Bazı koşullar, önemli derecede kanamayla sonuçlanabilecek koşullara ek olarak yeni RBC’lerin ve / veya ömürlerinin üretimini etkileyebilir.

CBC, RBC’lerin sayısını ve mevcut hemoglobin miktarını, RBC’lerin (hematokrit) oluşan kan oranını ve RBC’lerin popülasyonunun normal görünüp görünmediğini belirler. RBC’ler normal olarak boyut ve şekil olarak minimal çeşitlemeler ile eşittir; bununla birlikte, vitamin B12 ve folat eksiklikleri, demir eksikliği ve çeşitli başka koşullar gibi koşullar ile önemli değişiklikler meydana gelebilir. Kırmızı kan hücrelerinin konsantrasyonu ve / veya kandaki hemoglobin miktarı normalin altına düşerse, bir kişinin anemisi olduğu ve yorgunluk ve halsizlik gibi semptomları olabileceği söylenir. Daha az sıklıkla, kanda çok fazla RBC olabilir (eritrositoz veya polisitemi). Aşırı durumlarda, bu küçük damarlar ve arterler boyunca kan akışını engelleyebilir.

Trombositler

Trombositler olarak da adlandırılan trombositler, normal kan pıhtılaşmasında önemli rol oynayan özel hücre fragmanlarıdır. Yeterli trombete sahip olmayan bir kişi, aşırı kanama ve morarma riskinde olabilir. Trombosit fazlalığı aşırı pıhtılaşmaya veya trombositler düzgün çalışmıyorsa aşırı kanamaya neden olabilir. CBC, mevcut trombositlerin sayısını ve boyutunu ölçer.

HEMOGRAM NASIL RAPORLANIR?

Hemogramda aşağıdaki kan değerleri tespit edilerek raporlanır:

WBC (White blood cell) Lökosit Sayısı: Beyaz kan hücrelerinin (akyuvar) sayısını tanımlar.

RBC (Red Blood Cell) Eritrosit Sayısı: Kırmızı kan hücrelerinin (alyuvar) sayısını tanımlar.

HGB (Hemoglobin): Hemoglobin sayısını tanımlar.

HCT (Hematokrit): Alyuvarların toplam hacminin kandaki yüzdesini verir. HCT sayesinde hem alyuvar sayısı hem de alyuvar büyüklüğü hakkında bilgi verir.

MCV (Mean Cell Volume) Ortalama Hücre Hacmi: Bir alyuvarın ortalama büyüklüğünü tanımlar.

MCH (Mean Cell Hemoglobin) Ortalama Hücre Hemoglobini: Her bir alyuvardaki ortalama hemoglobin miktarını tanımlar.

MCHC (Mean Cell Hemoglobin Concentration) Ortalama Hücre Hemoglobin Konsantrasyonu: Her bir alyuvardaki ortalama hemoglobin ağırlığını tanımlar.

PLT (Platelet) Trombosit Sayısı: Kanın pıhtılaşmasını sağlayan elemanların (trombosit) sayısını tanımlar.

RDW (Red Cell Distribution of Width) Eritrosit Dağılım Genişliği: Aynı kişideki farklı alyuvar boyutlarının birbirlerinden ne kadar farklı olduğunu verir. Değişkenlik arttıkça RDW değeri yükselir.

PDW (Platelet Distrubition Width): Trombositlerin dağılım genişliğini gösterir.

RDW-SD (RBC Distrubition Width-Coefficent of Variation): RDW değerini standart sapma şeklinde verir.

RDW-CV (RBC Distrubition Width-Standard Deviation): RDW değerini varyasyon katsayısı şeklinde verir.

NE: Nötrofil Yüzdesi

LY: Lenfosit Yüzdesi

MO: Monosit Yüzdesi

EO: Eozinofil Yüzdesi

BA: Bazofil Yüzdesi

MPV: Bir trombositin ortalama büyüklüğünü tanımlar.

PCT: İltihaplı hastalık vakalarında artış gösteren prokalsitonin proteininin miktarını verir.

LYM: Bir akyuvar türü olan lenfositin tüm beyaz kan hücreleri içerisindeki yüzdelerini tanımlar.

MON: Bir akyuvar türü olan monositin tüm beyaz kan hücreleri içerisindeki yüzdesini tanımlar.

EOS: Bir akyuvar türü olan eozinofilin tüm beyaz kan hücreleri içerisindeki yüzdesini tanımlar.

BAS: Bir akyuvar türü olan bazofilin tüm beyaz kan hücreleri içerisindeki yüzdesini tanımlar.

HEMOGRAM TESTİNDE NORMAL DEĞERLER NELERDİR?

HEMOGRAM SONUÇ REFERANS ARALIĞI

WBC –
NE 35 – 80
RBC 3,2 – 6
HGB 11 10 – 18
HCT 33,6 30 – 55
MCHC 30 – 36
MCH 33
MCV 78 –
LYM 15 – 50
RDW 9 – 18
PLT –
MPV 0 – 15

aileakyuvaralyuvarbeyazEkonomiinternetkansernasıl yapılırSağlıktip

Tam Kan Sayımı ve Kısaltmaların Anlamları

Hemogram diğer adıyla tam kan sayımı; hemoglabin konsantrasyonu, eritosit hacmi, beyaz ve kırmızı kan hücrelerinin sayısı ile birlikte trombositlerin kanda bulunma oranını gösteren bir parametredir.

Anemi, genel sağlık veya akut enfeksiyon durumunun saptanması gibi çeşitli bozuklukların taranması ve izlenmesi amacıyla tıbbi muayenenin parçası olarak yapılan bir testtir.

Tam Kan Sayımı Testinin Sonucu Nasıl Yorumlanır?

Kırmızı kan hücre sayımı, hemoglobin ve hematokritin sonuçlarından oluşur. Çıkan sonuç normalden düşükse anemi olma ihtimaliniz yüksektir. Normalden daha yüksek bir kırmızı kan hücresi sayısı veya yüksek hemoglobin veya hematokrit seviyeleri, polisitemia vera veya kalp hastalığı gibi tıbbi bir duruma işaret edebilir.

Düşük beyaz kan hücresi sayısı; kemik iliği sorunlarını veya kanseri yok eden otoimmün bir bozukluk gibi tıbbi bir durumdan kaynaklanabilir. Bazı ilaçlar da beyaz kan hücre sayısının düşmesine neden olabilir. Beyaz kan hücre sayısı normalden yüksekse; enfeksiyon, iltihaplanma, bağışıklık sistemi bozukluğu veya kemik iliği hastalığının olduğunu gösterebilir.

Normalden düşük (trombositopeni) veya normalden yüksek olan (trombositoz) trombosit sayısı, temelde bir tıbbi durumun bir işaretidir veya ilaçtan kaynaklanan bir yan etki olabilir. Trombosit sayısı normal sınırların dışında ise, nedeni teşhis etmek için muhtemelen ek testlere ihtiyaç duyarsınız.

Tam kan sayımı kesin bir tanı testi değildir. Normal aralığın dışındaki tam kan sayımı sonuçları, doktorunuz ile birlikte değerlendirmeniz gereken bir durumdur. 

Birçok hastalığın tanısı için yapılan hemogram testi basit, hızlı ve güvenilir sonuçlar verdiği için doktorlar tarafından sıklıkla istenen bir kan tahlilidir. Hemogram testinin özel hastanedeki maliyeti ortalama  TL ve üstüdür. Özel hastanede muayene ve tahlil işlemlerinizi fark ücreti ödemeden tamamlayıcı sağlık sigortası sayesinde yaptırabilirsiniz.

Tam Kan Sayımında Hangi Değerlere Bakılır?

  • Kandaki kırmızı hücre, beyaz hücre ve trombosit sayısı ölçülür.
  • Kırmızı kan hücrelerinin boyutu ve ortalama boyu hesaplanır.
  • Kırmızı kan hücrelerinden (hematokrit) oluşan kan oranı hesaplanır.
  • Kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobin miktarı ölçülür.

Tahlil sonuçlarını aldığımızda doktora göstermeden önce, kısaltmaların anlamlarını tam olarak bilmesek de anlamaya çalışırız. Kan testini yorumlamak için, özellikle kalın harfle yazılan ortalama değerlerin neyle ilgili olduğunu öğrenme ihtiyacı duyarız.

Yazımızın devamında  tam kan sayımında ölçülen değerlerin ne anlama geldiğini bulabilirsiniz.

WBC Nedir?

WBC; beyaz kan hücresi yani lökosit demektir. WBC, vücutta savunma ve bağışıklık sistemi için gerekli olan hücrelerin diğer bir ifadeyle de lökositlerin sayısını gösterir. Kan içinde dolaşan renksiz hücreler kemik iliğinde üretilir.

Beyaz kan hücreleri, kanda bulundukları gibi lenf sistemi, dalak ve diğer vücut dokularında da büyük oranda bulunmaktadır. Lökositlerin normal miktarı –/mm3'tür. Ortalama miktar ise 7,/mm3'tür.

WBC miktarı artığında veya azaldığında;

  • Lökosit miktarı 'inin altındaysa, lökopeni olarak bilinen durum meydana gelir. Bu durum bağışıklık sisteminin gücünü kaybettiğini gösterir. Anemi, verem veya hipertiroidi gibi hastalıklardan kaynaklanabilir.
  • Lökosit miktarı 'den fazla ise bu lökositoz olarak tanımlanır. Gebelik, bakteriye bağlı enfeksiyonlar veya sindirim sisteminde oluşan kanamalar lökosit miktarını artırabilir.

    Nötrofil, lenfosit, eozinofil, monosit ve bazofil olarak 5 ana türü bulunan beyaz kan hücrelerinin bağışıklık için farklı görevleri bulunur:

Monositler Nedir?

Diğer beyaz kan hücrelerinden daha uzun ömürlü olan monositler bakterilerin ortadan kaldırılmasında görev yapar. Normal monosit değeri %2-%8 aralığıdır.

Lenfositler LYM Nedir?

LYM, lenfosit olarak bilinen bir değerdir. Vücudumuzda bulunması gereken lenfosit miktarı kişiden kişiye özellikle yaşa göre değişiklik gösterecektir. LYM düşüklüğü de LYM yüksekliği de birtakım sağlık sorunlarına işaret ediyor olabilir. LYM yüksekliğine neden olan rahatsızlıklardan birkaçı; grip, kızamık, hipotiroid, lenfoma, hepatit gibi rahatsızlıklar olabilir. LYM düşüklüğüne neden olan hastalıklardan birkaçı ise; yetersiz beslenme, tüberküloz, radyasyon ve kemoterapi tedavileri ve bazı kalıtsal hastalıklar olabilir.

Bakteri, virüs ve diğer potansiyel zararlı istilacılara karşı vücut direncini artırmak için antikor üretirler. Normal lenfosit değeri aralığı %%40'tır.

Nötrofiller Nedir?

Nötrofiller bakterileri öldürerek sindirir. Sayı olarak diğer beyaz kan hücrelerinden daha fazladırlar ve vücudun enfeksiyona karşı savaşında ilk olarak nötrofiller görev yapar. Normal nötrofil değeri %%60 aralığıdır.

Bazofiller Nedir?

Bu hücrelerin görevi kanda enfeksiyon görüldüğünde bağışıklık sistemine haber vermektir. Örneğin alerjik bir reaksiyon sırasında histamin salgılanmasını sağlayarak bağışıklık sistemini vücutta istenmeyen bir madde olduğu konusunda uyarır. Normal bazofil değeri % ile %1 arasıdır.

Eozinofiller EOS Nedir?

Eos Eozinofil olarak bilinen bu hücre, bir tür beyaz kan hücresidir. Eozinofil hücrelerinin ana görevi parazitleri öldürmek ve alerjiye bağlı olarak gelişen iltihabı önlemektir. Kanser hücrelerinin yok edilmesinde de kullanılırlar. Normal eozinofil değeri %1-%4 arasındadır.

Eozinofil yüksekliği genellikle alerjik reaksiyona ya da kansere işaret edebilir. Eozinofil yüksekliğine neden olan faktörlerden birkaçı; mantar hastalıkları, alerjik reaksiyonlar, cilt hastalıkları ya da tümörler sayılabilir.

EOS değerinin düşük olması esasen herhangi bir anlam ifade etmez ancak bazı durumlarda ilgili hekim tarafından olumsuz olarak da değerlendirilmesi söz konusu olabilir. Eozinofillerin düşük seviyede olmasının birkaç nedeni; aşırı alkol kullanımı, yoğun stres altında olmak ya da böbrek ve karaciğer hastalıkları olabilir.

RBC Nedir?

RBC; kanda sayı olarak en fazla bulunan kırmızı kan hücresi yani eritrosit demektir. RBC testi, dokular ile akciğer arasında oksijen taşıyan hücrelerin sayısını gösterir. Kırmızı kan hücreleri kemik iliğinde üretilir.

RBC miktarı artığında veya azaldığında;

  • Kırmızı kan hücresi düşüklüğünde demir eksikliği, anemi (kansızlık),kan kaybı, folik asit yetmezliği ve B12 eksikliği gibi problemler mevcut olabilir.
  • Yüksek rakımlı yerlerde yaşayan kişilerde, böbrek, KOAH veya mesleki akciğer hastalığı olanlarda kırmızı kan hücresinin sayısı yükselebilir.
  • Eritrositoz yani polisitemi durumunda da kırmızı kan hücre sayısı artar. Bu durum kanın yoğunlaşması, akışkanlığın azalması anlamına gelir ve birçok hastalıktan kaynaklanabilir.

Hemoglobin Nedir?

Kırmızı kan hücreleri, akciğerler aracılığı ile alınan oksijeni vücudun diğer kısımlarına ve soluk vererek attığımız karbondioksiti akciğerlere taşıyan hemoglobin adlı özel bir proteini içerirler. Kırmızı kan hücrelerinin yaklaşık % 90 ını hemoglobin oluşturur.

Tüm kandaki hemoglobin oranı; erkeklerde ile gm/dL ve kadınlarda ile gm/dL arasındadır. Çocuklardaki normal seviye yaşa ve cinsiyete göre farklılık gösterir.

Düşük hemoglobin genellikle tam kan sayımı testi sonucunda farkedilir. Eğer aşağıdaki belirtileri gösteriyorsanız bu testin yapılmasını doktorunuzdan isteyebilirsiniz:

  • Kronik yorgunluk
  • Nefes darlığı
  • Enerji yoksunluğu
  • Hızlı kalp atışı
  • Soluk deri, tırnak ve diş etleri

Hematokrit Nedir?

HCT (Hematokrit), kırmızı kan hücrelerinden oluşan kanın hacimce oranıdır. HCT yüzde olarak ifade edilir. Örneğin,% 25'lik bir hematokrit, ml'lik kandaki 25 mililitre alyuvar hücresi olduğu anlamına gelir.

Hematokrit Düşüklüğü Belirtileri:

  • Bitkinlik, çabuk yorulma
  • Solgun görünüm
  • Saç kaybı
  • Nefes darlığı

MCV Nedir?

MCV, kırmızı kan hücrelerinin boyutlarını gösteren bir parametredir. MCV yüksekliği ya da MCV düşüklüğü pek çok hastalığın tipik göstergelerindendir. Kan sayımı sırasında bakılan MCV değeri “Mean Corpuscular Volume”'ün kısaltılmasıdır ve dilimize “Ortalama Hücresel Hacim” olarak çevrilir.

MCV'nin yüksek ya da düşük olması kanda oksijenin taşınmasını direkt olarak etkiler. Bu nedenle normal değerlerden farklı olan MCV değerleri mutlaka takip edilmelidir.

MCH Nedir?

MCH açılımı şu şekildedir; Mean Corpuscular Hemoglobin. Dilimize ortalama eritrosit hemoglobin olarak çevirmek mümkündür. Eritrosit, kandaki kırmızı kan hücrelerini ifade eden bir kavramdır. İçinde hemoglobin adı verilen demir içerikli proteinleri vardır. Bu proteinler sayesinde akciğerlerimizden aldığımız oksijen, vücudumuzun geri kalan dokularına taşınır.

MCH değeri ise taşınan bu değerler hakkında bize ışık tutar. Vücuttaki toplam hemoglobin miktarı hakkında bilgi verir. MCH düşüklüğü ya da MCH yüksekliği ciddi sağlık sorunlarını işaret ediyor olabilir bu nedenle takip edilmesi gereken değerlerden biridir.

MCHC Nedir?

MCHC'nin açılımı şu şekildedir; korpüsküler hemoglobin konsantrasyonu. MCHC tam kan sayımlarında bakılan değerlerden biridir. Kanda bulunan her bir kırmızı kan hücresinin içinde bulunan hemoglobin miktarını belirlemek için bakılan bir ölçümdür.

MCHC yüksekliği ya da MCHC düşüklüğü birtakım sağlık sorunlarını işaret ediyor olabilir. Anemi, MCHC düşüklüğünün bir sebebi olabilir. Kan kaybı, adet kanamalarının çoğalması ya da mide ülseri gibi sebepler MCHC düşüklüğüne yol açabilir. MCHC değerinin yüksek çıkmasının sebepleri arasında B 12 eksikliği, kan kaybı, aşırı kafein tüketimi ya da normalin üstünde sıvı alımı sayılabilir.

PLT Nedir?

PLT veya trombosit olarak adlandırılan hücre pulcukları; kanın pıhtılaşmasını sağlar. PLT, renksiz bir yapıya sahiptir. Trombositlerin normal değer aralığı her mikro litrede ile arasıdır.

Trombosit, kırmızı ve beyaz kan hücrelerinden daha küçüktür, sayıları kan tahlilleri ile saptanır. Yapılan tam kan sayımı testinde PLC miktarının düşük veya yüksek olması bazı hastalıkların belirleyicisi olabilir.

  • Kanda trombosit sayısının düşüklüğüne trombositopeni denir. Trombositopeni; kemik iliğinde yeterince platelet üretilmemesinden, otoimmün hastalıklardan veya virüslerden kaynaklanabilir. Trombosit sayısı 'in altına düştüğünde hayati tehlike gelşebilir.
  • Kanda trombosit sayısının 'den yüksek olması durumuna trombositoz denir. Trombositoz; demir eksikliğinden, ameliyat ile dalağın alınmış olmasından, iltihaplı hastalıklardan veya kullanılan ilaçlara karşı tepkisel bir durumdan kaynaklanabilir.
  • Trombosit sayısında değişiklik olmaması ancak fonksiyonlarında bozulma olması durumuna trombasteni denir. Burunda veya sindirim sisteminin parçası olan organlarda normalden uzun süren kanamalar olabilir.

PDW Nedir?

PDW açılımı “Platelet Distribution Width” olarak yapılır ve dilimize platelet dağılım genişliği olarak çevrilir. Bu değerle çeşitli hastalıkların mevcut durumu takip edilebilir. PDW testi ile trombositlerin büyüklüğünü ölçer ve hastalıkların güncel durumu hakkında bilgi verir.

PDW yüksekliği ya da PDW düşüklüğü bazı hastalıkların neticesinde görülebilir. PDW değerinin yüksek çıkmasının nedenleri arasında anemi, bağırsak hastalıkları ve bazı kanser türleri gelebilir. PDW değerinin düşün çıkmasının nedenlerinden birkaçı da; uzun süren kanamalar, kemoterapi ya da radyasyon tedavisi ya da B12 vitamini eksikliği olabilir.

Tam Kan Sayımı Testi Nasıl Yaptırılır?

Tam kan sayımı testi için kan alımı gereklidir; hastanın damarından, parmak ucundan ya da yenidoğanlar için topuktan alınan kan örneği ile tam kan sayımı testi gerçekleştirilir.

Tam Kan Sayımı Nasıl Raporlanır?

Tam kan sayımı yani hemogram testinde hücrelerin sayısı ve oranları bazı kısaltmalarla ifade edilir örneğin; RBC, HGB, HCT, MCV, RDW, MCH, MCHC, PLT, WBC gibi… Tüm bu değerler tam kan sayımı için bir sonuç niteliğindedir. Raporda yer alan sınır değerler erişkin yaş grubuna göre hazırlanıp, doktorunuz tarafından değerlendirilir.

Önemli Not: Bu içerik yalnızca bilgi amaçlıdır; herhangi bir tavsiye ya da tedavi önermez. Olası sağlık sorunlarını önlemek ve yanlış tedavilerden kaçınmak için en doğru bilgiyi mutlaka doktorunuzdan alınız.

Sağlıkla kalın.

Yayımlanma Tarihi: 28 Ağustos Salı

Güncellenme Tarihi: 5 Mayıs Cuma

Demir Eksikliğine Bağlı Kansızlık (Demir Eksikliği Anemisi) ve Tiroid Sağlığı

Demir eksikliği tiroid ve otoimmün tiroid hastalıkları olan kişilerde en sık görülen mineral eksikliğidir. O nedenle tiroid sorunları olan kişilerde mutlaka demir paneli istenmeli ve demir eksikliği değerlendirilmelidir. Aşırı yorgunluk şikayetleri olan kişilerde de demir eksikliğinden kuşkulanmak gerekir. Bu yazıda tiroid sağlığı üzerindeki etkileriyle birlikte demir eksikliği anemisinden söz edeceğiz.

Öncelikle, demir eksikliğine bağlı kansızlıktan konuşacak olsak da bir insanda demir eksikliği olmadan kansızlık olabileceğini belirtmek gerekir. Başka bir deyişle, demir eksikliği, anemi yani kansızlık nedenlerinden sadece biridir. Anemi vücudun yeterli kırmızı kan hücresi veya hemoglobin üretememesinden kaynaklanır. Birçok doktor her zaman hastasında demir paneline bakılmasını istemese de rutin testlerden olan tam kan sayımında kırmızı kan hücreleri (eritrosit), hemoglobin ve hematokrit gibi anemiyle ilgili değerler bulunur. Anemisi olan bir kişide bu değerlerden bazıları düşük çıkabilir. Hemoglobin kana kırmızı rengini veren, demirden zengin bir proteindir. Genellikle demir düşük olduğunda hemoglobin düşüktür, kırmızı kan hücrelerinin sayısı ve hematokrit düşük olabilir.  Ne var ki bu üç değerin normal olması bir kişide demir eksikliği olmadığı anlamına gelmez.

Tam kan sayımı gibi rutin fizik muayenelerde bakılan kan testlerine demir paneli de dahil edilmesinde fayda vardır. Eğer demir paneli normal olan bir kişide eritrosit (kırmızı kan hücreleri), hemoglobin, ve/veya hematokrit düşükse aneminin başka potansiyel sebepleri araştırılmalıdır. Öte yandan, eğer kişide anemi olup olmadığından bağımsız olarak demir eksikliği söz konusu ise bu eksikliğin sebebi aranmalıdır.

Demir Panelinin Bileşenleri

Demir eksikliğinden kuşkulanılan bir hastada çoğu kez yalnızca serum demiri ve/veya ferritin değerlerine bakılır. Aslında tam bir demir paneli istenmesi gerekir. Bunun nedenleri aşağıda belirtilmiştir.

Serum Demiri:  Kandaki demir miktarını ölçer. Ortalama referans aralığı ug/dL olmakla birlikte ug/dL  arasında olması istenir.

Ferritin:  Demiri depolayan proteindir. Düşük ferritin düzeyi genellikle demir eksikliğinin ilk belirtisidir. Bir kişide serum demiri normal olabilir ama ferritinin düşük olması demir eksikliğinin göstergesidir. Normal referans sınırları birçok laboratuvarda ng/mL arasındadır. Ancak ferritin değeri  en az ng/mL, bazı kaynaklara göre ise ng/mL arasında olmalıdır. İnflamasyonun ferritin düzeylerini yükseltebileceği unutulmamalıdır. Onun için tek başına güvenilebilecek bir test değildir.

Demir Satürasyonu:  Tranferrin satürasyonu veya % satürasyon olarak da bilinir.  Demir satürasyonu bize, transferrin denen proteine gerçekten ne kadar serum demirinin bağlı olduğunu gösterir. Sözgelimi bir kişide bunun değeri % 20 ise transferrin proteininin bağlanma yerlerinin % 20’sine demir bağlanmış demektir. Demir eksikliğinde bu değer genellikle düşüktür. Normal referans değeri % 15 ile 50 arasındadır ama ideali % 30 ile 35 arasında olmasıdır.

Toplam Demir Bağlama Kapasitesi (TIBC): Demir kanda dolaşırken transferrine bağlıdır.  TIBC transferrinin kanda demiri ne kadar taşıdığını ölçer.  Yüksek bir TIBC değeri demir depolarının düşük olduğu anlamına gelir.  Laboratuvar referans aralığı genellikle ug/dL arasındadır.

Ne Zaman Demir Eksikliğinden Söz Edilir?

Doktorlar laboratuvar değerleri referans sınırların dışında olan bir kimsede demir eksikliği bulunduğunu varsayarlar. Sözgelimi bir hastanın serum demiri 65 ug/dL, ferritin değeri 15 ng/mL ve demir satürasyonu % 18 olduğunda çoğu doktor bunu normal kabul edecektir. Ne var ki birçok başka kan testinde de söz konusu olduğu gibi “laboratuvar” referans aralığı ile “fonksiyonel” referans aralığı farklı şeylerdir. Eğer  ferritin laboratuar referans aralığı içerisinde ama alt sınıra yakınsa o kişide demir eksikliğinden kuşkulanmak gerekir. Özellikle demir satürasyonu, serum demiri düşük ve/veya TIBC (toplam demir bağlama kapasitesi) yüksekse kişide demir eksikliği olabilir.

Demir Eksikliğinin Sık Rastlanan Sebepleri Nelerdir?

Bir kimsede demir eksikliği oluşmasının başlıca üç ayrı nedeni vardır. Bunlardan birincisi kan kaybıdır. O nedenle demir eksikliği olan bir hasta sindirim sistemindeki bir kanamayı ekarte etmek için gastroenteroloji uzmanına yönlendirilmelidir. Böyle bir durumda dışkıda gizli kan testiyle araştırmaya başlanabilir. Endoskopi bu hastaların büyük bölümünde kanama kaynağının bulunmasını sağlar.

Demir eksikliğinin ikinci sebebi demir emiliminin yetersiz oluşudur (demir malapsorpsiyonu). Pek çok faktör buna neden olabilir. Örneğin otoimmün tiroid hastalıklarında sık rastlanan H. Pylori enfeksiyonu demir eksikliğine yol açabilir. H. Pylori bakterisinin ortadan kaldırılması (H. Pylori eradikasyonu) serum demiri düzeylerinde düzelme sağlayabilir. Giardia paraziti demir emilimini bozan bir diğer faktördür. Kronik enfeksiyonlarda demir eksikliği ve bağırsaklardan emilim bozukluğu sıktır. Enfeksiyonların dışında iltihabi bağırsak hastalığı demir eksikliği anemisine neden olabilir. Çölyak hastalığı demir eksikliği anemisinin bir diğer sebebidir. İnce bağırsaklarda aşırı bakteri çoğalması da (SIBO) demir eksikliğiyle sonuçlanabilen bir durumdur. Çok toksik bir tarım ilacı olan glyphosate demiri bağlayarak demir eksikliğine yol açabilir.

Demir eksikliği anemisinin üçüncü nedeni beslenmeyle demir alımının yetersiz olmasıdır. Demir iki farklı formda bulunur. Hem demiri etlerde bulunan demir formudur. Bitkisel kaynaklarda bulunan non-hem demire göre hem demiri daha kolay emilir. Bu nedenle vejetaryen ve vegan beslenenlerde, et yemeyenlerde demir eksikliği gelişme olasılığı daha yüksektir. Ancak madalyonun öbür yüzüne baktığımızda kırmızı etten hem demiri alımı potansiyel olarak kalp damar hastalığı, kolon kanseri ve safrakesesi problemlerini de arttırabilir. Ancak ilgili çalışmalarda yenilen etin kalitesinin dikkate alınmadığını ve bunun da kronik sağlık sorunlarının gelişmesinde bir faktör olabileceği belirtilmelidir.

Demir Eksikliği Anemisi ile Tiroid Arasında Nasıl Bir İlişki Var?

Tiroid hormonu metabolizması için önemli olan çok sayıda mineral vardır. İyot ve selenyum tiroid hormonu yapımıyla ilgisi iyi bilinen minerallerden ikisidir. Ancak demir eksikliği de heme-bağımlı tiroid peroksidaz enziminin aktivitesini azaltarak tiroid hormonu sentezinin bozulmasına yol açabilir. Her ne kadar Hashimoto tiroiditi ve demik eksikliği anemisi olan bir hastada tiroid hormonlarının düşüklüğünden birinci olarak bağışıklık sistemi sorumlu olsa bile düşük demir düzeyleri burada rol oynayabilir.
Demir eksikliği tiroid hormonu düzeylerini doğrudan etkileyebildiği gibi, otoimmün tiroid hastalığına neden olan başka faktörler de demir eksikliğine yol açabilir. Daha önce söz ettiğimiz H. Pylori enfeksiyonu tiroid otoimmünitesini tetiklemenin yanı sıra demir emilimini azaltabilir. O yüzden otoimmün tiroid sorunları olan bir hastada daima tam bir demir paneli yapılmalıdır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir