kanda enfeksiyon ateşi kaç gün sürer / Dr. Aydın: Çocuklarda yüksek ateşin sebebi kanda görülen enfeksiyon olabilir

Kanda Enfeksiyon Ateşi Kaç Gün Sürer

kanda enfeksiyon ateşi kaç gün sürer

Enfeksiyonun belirtileri, sebep olan mikroorganizmaya bağlı olarak çok çeşitlilik gösterir.

Enfeksiyonun en yaygın görülen belirtileri şu şekildedir;

  • Ateş,
  • Bulantı
  • Kusma
  • İshal
  • Halsizlik,
  • Kas ağrıları.
  • Boğaz ağrısı
  • Burun akıntısı
  • Gece terlemesi
  • Öksürük,
  • Baş ağrısı
  • Deri döküntüsü ve kaşıntı,
  • Sarılık
  • Lenf bezlerinin büyümesi

Ateş
Çevresel sıcaklık değişimlerine rağmen vücut sıcaklığı 37 derece civarında korunur. Vücut ısısının normalin üzerine çıkması ateş olarak tanımlanır. Virüsler, bakteriler, parazitler ve bunların tetiklediği mekanizmalarla ısı regülasyon merkezi etkilenerek ısı yapımı artar. Bu nedenle ateş çoğu kez enfeksiyon hastalıkları ile ilgili bir belirtidir. Ateş ağız, makat ve eklemlerin iç kısmından ölçülebilir. En sık ölçüldüğü yer koltuk altıdır.

Sarılık (Hepatit)
Cilt ve gözlerde sararma yapan hastalıkların başında virütik  enfeksiyona bağlı hepatitler gelir.

Viral hepatit, Hepatit A, B, C, D ve E virüslerinin sebep olduğu, karaciğerde hasara neden olan bir enfeksiyon hastalığıdır.

Hepatit A ve E
Hepatit A ve Hepatit E virüsü vücuda ağız yoluyla, özellikle virüs bulaşmış yiyecek ve içeceklerle girer. Belirti göstermeden hastalık geçirilebilir, ancak  sarılık ile seyreden ağır formlar da görüseafoodplus.info ve sağlık koşullarının kötü olduğu ortamlarda kolayca yayılır. Bu hastalıklara herkes yakalanabilir ve hastalığı diğer kişilere bulaştırabilirler. Salgınlar her yerde oluşabilir. Çocukların hijyenik tedbirleri çok iyi bilmemeleri nedeniyle, küçük çocuklar bulaşma açısından daha yüksek risk altındadırlar. Hepatit A, kreş, anaokulu ve okullarda kolayca bulaşabilir. Hepatit A ve E’ den korunmada, ellerin sık sık yıkanması, kontamine olma olasılığı bulunan besinlerin pişirilmesi, suların kaynatılması gibi primer hijyenik önlemler rol alır.

Hepatit A hastalığından tam korunmanın en etkili yolu hepatit A aşısı ile aşılamadır. Hepatit E için aşı mevcut değildir.

Hepatit B
Hepatit B hastalığı, Hepatit B virüsünün neden olduğu karaciğerin ciddi bir enfeksiyon hastalığıdıseafoodplus.info yolu ile (kan transfüzyonu, manikür, dövme, piercing, diş tedavisi gibi işlemler esnasında) cinsel yolla ve aile içi yakın temasla hastalık bulaşır.Dünya Sağlık Örgütü Hepatit B virüsünü sigaradan sonra kansere sebep olan en önemli dış etken olarak kabul seafoodplus.info hastalıkta yorgunluk, halsizlik ve sarılık ile karakterize iş ve güç kaybına neden olan ağır bir tablo oluşur. Genellikle hastaneye yatış, takip ve tedavi seafoodplus.infot B bulaş sonrası hastaların %10 ’unda kronikleşerek kalıcı olur. Kalıcı formuna kronik hepatit B enfeksiyonu denir. Kronik hepatit B enfeksiyonu olan kişiler virüsü taşırlar ve yakın temasta oldukları aile bireyleri başta olmak üzere çevrelerine hastalığı bulaştıseafoodplus.info hepatit B siroz ve karaciğer kanserine dönüşebilir. Bu sebeplerle hepatit B taşıyıcılığı saptanmış bireyler sağlıklı görünseler bile mutlaka Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı kontrolü altında olmalıdıseafoodplus.infot B’ den korunmada Hepatit B aşısı ile aşılama en etkili yoldur.

Hepatit C

Hepatit C hastalığı, Hepatit C virüsünün neden olduğu, karaciğeri etkileyen ciddi bir enfeksiyon hastalığıdıseafoodplus.infoık genellikle belirtisiz ya da halsizlik, yorgunluk gibi çok hafif belirtilerle seyreder. Sarılık ile seyreden formu düşük sıklıktadır.

Kan ile bulaşan hepatitlerin %80 ’i Hepatit C’ e bağlıdır. Cinsel ilişki yolu ile geçişi sık görüseafoodplus.infot C virüsü bulaş sonrası hastaların %70 ’inde kronik hepatit C’ ye sebep olur, yani kalıcı enfeksiyon oluşseafoodplus.infot C tanısı için Anti-HCV testi yapılmalıdır. Hastalıktan şüphelenilen durumlarda bazen Anti-HCV testi ile birlikte PCR HCV RNA testlerinin yapılması da seafoodplus.infot C karaciğer sirozunun en önemli sebeplerinden biridir. Bu sebeple Anti-HCV pozitif bireyler mutlaka Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı kontrolü altında olmalı ve karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT) ve PCR HCV RNA gibi testler ile sürekli takip edilmelidirler.

Kronik hepatit C tedavi edilmez ise siroza ve karaciğer kanserine neden olabilir.

Kronik hepatit C hastalığının günümüzde artık tedavisi mevcuttur. Hepatit C için henüz bir aşı mevcut değildir. Aşı çalışmaları devam etmektedir.

İshal
Gastroenterit, kusma ve ishale neden olan yaygın bir bağırsak enfeksiyonudur. Bu duruma bakteriler, virüsler ve diğer organizmalar neden olabilir. Bağırsak enfeksiyonları genelde su ve besin kaynaklı  meydana gelir. İshal ve kusma şiddetli olur ise vücutta su kaybına yol açabilir . Mikroorganizmaların yayılımı bir kişiden diğerine yakın temas ve hasta kişinin hazırladığı yemeklerden kaynaklı  olur. Gastroenterit’e bazen gıda zehirlenmeleri de sebep olabilir. E-coli ve Salmonella gibi gıda zehirlenmesine neden olan bazı bakteri türleri vardır. Shigela bakterileri, Amipli dizanteri, Kolera ve özellikle çocuklarda da görülen Rota virüs enfeksiyonu gibi enfeksiyonlar bağırsak enfeksiyonlarına etken olan enfeksiyonlardır.

Gastroenteritin en sık görülen belirtileri kusma ve ishaldir. Hastaların genelinde mide ağrısı, yüksek ateş ve baş ağrısı şikayetleri de görülür. Bu belirtiler genellikle birkaç gün sürebileceği gibi, bazen bir hafta bile devam edebilir. Şiddetli ishal ve kusma söz konusu ise su kaybı gelişebilir. Su kaybı belirtileri çökük gözler, ağız kuruluğu, dilde paslı görünüm ve az miktarda koyu renkli ve kötü kokulu idrar’dır. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden hastaneye başvurmalıdır.

Lenf bezlerinin şişmesi
Lenfadenopati, lenf bezlerinin şişerek anormal büyüklüğe ulaşması anlamına gelen tıbbi bir terimdir. Lenf bezleri vücudumuzun savunma sistemine ait organlarıdır. Lenf bezleri baş &#; boyun, koltuk altı, kasıklar gibi yüzeyel bölgelerde yerleştiği gibi mediasten dediğimiz göğüs boşluğunda ve karın içerisinde de yaygın şekilde bulunur. Ancak anormal bir durum olduğunda büyüme gösterirler. Lenf bezlerinin büyümesine neden olan hastalıklar çok çeşitlidir. Dolayısıyla lenf bezi büyümesi olan birinde altta yatan nedeni bulmak için mutlaka muayene ve sonrasında bir dizi tetkik yapılması gerekir.

Lenfadenopatiye neden olabilecek hastalıklar:

  1. Bakteriyel enfeksiyonlar
  2. Viral enfeksiyonlar
  3. Mantar enfeksiyonları
  4. Paraziter enfeksiyonlar
  5. Lenfoproliferatif hastalıklar (lenfomalar, lösemiler)  ve kanserler
  6. Diğer hastalıklar

Enfeksiyon hastalıklarının seyri sırasında ciltte görülen kırmızı renkli lezyonlara ‘döküntü’ denir. ‘Ekzantem’ ve ‘raş’ da döküntü anlamında kullanılan kelimelerdir. Çocuklarda ateşli ve döküntülü hastalıklar sık görülür ve bu hastalıkların ayırıcı tanısı önemlidir. Döküntülü hastalıklarda en sık rastlanan etken virüslerdir. Daha az oranda bakteriyel nedenler, romatolojik, alerjik ve hematolojik hastalıklar da görülür. Döküntülü bir hastalığın ayırıcı tanısında viral etkenlerden kızamık, kızamıkçık, kızıl, suçiçeği, eritema enfeksiyosum (beşinci hastalık), roseola infantum (altıncı hastalık), Epstein-Barr virüs, Sitomegalovirüs, el-ayak-ağız hastalığı etkeni olan Koksaki virüs, Kırım Kongo kanamalı ateşi ve Kawasaki hastalığının düşünülmesi gerekir.

Çocuklarda viral döküntülü hastalıklar

Viral döküntülü hastalıklar ateş ve döküntü ile kendini gösteren, kendini sınırlayan, çoğu kez tedavi gerektirmeyen akut enfeksiyon hastalıklarıdır. Toplumumuzda kızamık, kızamıkçık, suçiçeği genel olarak tanınıyor olsa da beşinci ve altıncı hastalık çok fazla bilinmemektedir. Çocukların bu tür hastalıklarında tanı için klinik değerlendirme yeterli olsa da hastalığın öyküsü, bulaşma kaynağı, kuluçka dönemi, prodromal dönem (öncü belirtiler) bulguları, seyahat öyküsü, aşı durumu, kronik bir hastalığın olup olmaması, hastaneye yatış öyküsü önemlidir.

Beşinci hastalık nedir?

Beşinci hastalığın yani ‘Eritema enfeksiyosum’un etkeni Parvovirüs B19’dur. Parvovirüs B19, sadece insanda hastalık yapar ve tek bir serotipi vardır. İnkübasyon (kuluçka) süresi gündür. Okul çağı çocuklarının hastalığı olup sıklıkla yaşları arasında görülür. En çok kış ve ilkbahar aylarında görülmesine rağmen tüm yıl içinde rastlanabilir. Bulaşma, solunum yolundan damlacıklarla veya kan ürünleri ile de olabilir. Gebelerde bebeğe plasenta yolu ile de geçiş olabilir.

Beşinci hastalığın belirtileri

Bu virüs, kemik iliğinde alyuvarların öncü hücrelerini enfekte eder ve hastalarda anemi (kansızlık) oluşturabilir. Bağışıklık sisteminin virüse karşı geliştirdiği yanıt sonucu hastalığın ikinci haftasında eklem ağrılarına neden olur ve cilt döküntüleri görülür. Çocuklarda en sık neden olduğu klinik tablo eritema enfeksiyozumdur. Klinik bulgularında ateş, halsizlik, kas eklem ağrısı, özellikle yüzde daha belirgin olan yaygın makülopapüler döküntüler (gül rengi, basınca solan ciltte hafif kabarıklıklar ve kızarıklıklar) gözlenir. Yüzdeki karakteristik bulgu, tokat atılmış gibi olan kızarıklıktır. Döküntüler kaşıntısızdır. Gövdede, el ve ayaklarda da benzer döküntü vardır. Döküntünün kenarları düzensizdir, ortası ise hafif soluktur. Eldiven, çorap tarzında da olabilir. Banyo ve sıcakla döküntüler artabilir.

Beşinci hastalığın tedavisi

Viral döküntülü hastalıklar içinde döküntüsü en uzun süreli olan beşinci hastalıktır. Döküntü gün kadar sürebilir. Akut ürtikerle karıştırılabilir. Boyunda veya vücutta yaygın lenf nodu büyümesi, anemi, eklem iltihabı, eklem ağrısı eşlik edebilir. Bu hastalık döküntülü olduğu dönemde bulaşıcı değildir. Çocuk okuluna gidebilir. Alyuvarlar, akyuvarlar, trombositler (kan pıhtılaşma hücreleri) dahil tüm kan hücrelerinde düşüş eşlik edebilir. Tanıda etkene karşı gelişen IgM ve IgG grubu antikorlar değer taşır, PCR yöntemi de kullanılabilir. Ayırıcı tanısında kızamık, kızamıkçık, enteroviral enfeksiyonlar, Kawasaki hastalığı, Epstein-Barr virüs enfeksiyonları, otoimmün hastalıklar, ilaç döküntüleri yer alır. Beşinci hastalığın tedavisi bulgulara yönelik olarak planlanır.

Altıncı hastalık nedir?

Altıncı hastalığın, yani ‘ekzantema subitum, roseola, roseola infantum’ un etkeni insan herpes virüslerinden (HHV) beta herpes virüs grubunda yer alan HHV-6’dır. Çocukluk dönemine özgü ani gelişen, ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Çocuklara muhtemelen erişkinlerin salgıları ile bulaşır. Bu virüs salgın oluşturmaz ama toplumda sık gözlenir. Kuluçka dönemi gündür. Çocuklarda en sık 6 ay-3 yaş arasında gözlenir. Doğumdan sonra ilk altı ayda gözlenmez. Anneden geçen antikorlar koruyucudur.

Altıncı hastalığın belirtileri nelerdir?

İlk HHV-6 enfeksiyonlarında en sık bulgu ateştir. Kısa kuluçka dönemini takiben yükselen ateş (40°C) vardır. Bu ateşli dönemde % vakada nöbet gözlenir. Ateş gün sürer ve kriz şeklinde düşer. Ateşin düşmesini takiben saat sonra gövdede daha yoğun olan, gül renginde, kaşıntısız, mm büyüklüğünde makülopapüler döküntü olur. Daha sonra döküntü yüze, el ve ayaklara yayılır ve gün arasında geçer. Ek bulgular; kulak zarının kızarıklığı, burun akıntısı, karın ağrısı ve ensefalopatidir. Öksürük gibi alt solunum sistemi semptomları sık görülmez. Hastalığın ortalama süresi altı gündür ancak %15 olguda altı günden uzun sürer. Yumuşak damak ve uvulada (küçük dil) ülserler, Nagayama bulgusu olarak bilinir. Asyalı bebeklerde daha sık görülür.

Altıncı hastalığın tedavisi

Altıncı hastalık hayatta tek sefer geçirilir. Nadiren ikinci kez roseola enfeksiyonu görülebilir ve bu HHV-7’ye bağlıdır. Laboratuvar bulgularında ortalama akyuvar sayısında düşme, trombosit sayısında düşme, karaciğer enzimlerinde yükselme görülebilir. Tanısı klinik bulgulara dayanır. Gerek duyulan vakalarda kanda PCR yöntemi yardımcıdır. Ayırıcı tanısında kızamık, kızamıkçık, kızıl, enteroviral enfeksiyonlar ve ilaç döküntüleri yer alır. Tedavisi bulgulara yöneliktir. Destek tedavisi verilir, ateş düşürücüler kullanılabilir. Komplikasyonlarında en önemlisi nörolojik komplikasyonlardır. Febril konvülsiyon (ateşli havale) hastalığın seyri sırasında gözlenebilir. Ensefalit, aseptik menenjit yapabilir. En sık rastlanan komplikasyon, hastalık sonrasında gözlenen akut orta kulak iltihabıdır.

‘Ateş iyi bir gösterge’

Vücut ısısının normalin üzerinde olması olarak tanımlanan ateş, çocuğunuzun yaş, genel sağlık durumu, hareketlilik seviyesi ve gün içindeki zaman ve giysileriyle şekilleniyor. Genel olarak, 38oC üzerine çıkan vücut ısısı ateş olarak kabul edilirken bu eşik değer, ateş ölçümünde kullanılan yönteme göre de değişiklik gösteriyor. Koltuk altı ölçümlerinde eşik olarak kabul edilirken rektal veya oral ölçümlerde ise derece eşik değer olarak alınıyor.

Ateşin çocukluk çağı enfeksiyonlarında en sık görülen semptom olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, özellikle viral enfeksiyonlar sırasında ateşin sıklıkla ilk semptom olarak ortaya çıktığını belirterek, “Virüs kaynaklı enfeksiyonlarda, ilk gün ateş C arasında seyredebilir. Ateş düşürücülere yanıt vermeyebilir. Ateş dışında burun akıntısı, boğaz ağrısı, halsizlik, kas ağrıları, karın ağrısı, bulantı ve kusma yapabilir.” dedi.

İlkbahar aylarında yüksek ateşle seyreden adenovirüs, enterovirüslere sık rastladıklarını dile getiren Dr. Ebru Gözer, “Adenovirüs, solunum yolu sekresyonları, yakın temas ve eşyalar ile kolayca bulaşabilir. Üst solunum yolu yakınmalarına ek olarak ishal de görülebilir. Aynı etkiyi enterovirüsler de yapmaktadır. Ateşin birkaç gün yüksek seyretmesi, eşlik eden hem üst solunum yolu bulguları hem de ishal ve döküntü gibi vücutta birden çok yerin etkilenmesi ile virüs enfeksiyonu olduğunun göstergesidir” diye konuştu.

Bu durumda destek tedavisi vererek semptomlarının kontrol altına alınmasını öneren Dr. Ebru Gözer, etkeni saptamaya yönelik testlerle gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmanın önemine değinerek, “Her boğaz ağrısı ve boğaz kızarıklığı antibiyotik kullanımını gerektirmez” dedi.

Dr. Ebru Gözer, daha nadir olarak görülse de uzun süren ateş durumlarında enfeksiyon dışı hastalıkları ortaya çıkarmak için, eşlik eden yakınmalar ve yeni ortaya çıkan semptomların yakından takip edilmesini ve gerekirse laboratuvar testleri ile kontrol edilmesini söyledi.

ATEŞİN NEDENİNİ ARAŞTIRIN
Ateşin neden yükseldiğinin anlaşılmasının önemli olduğunu söyleyen Dr. Ebru Gözer, kulak enfeksiyonu, soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonu, idrar yolları enfeksiyonu, zatürre gibi nedenleri olabileceğine dikkat çekerek, bazı durumlarda bir ilaç, yaralanma, zehirlenme gibi etkenlerin ateşe neden olabileceğini söyledi. Çok sıcak ortamın sıcak çarpmasına yol açabileceğini dile getiren Gözer, bunun potansiyel olarak tehlikeli bir vücut ısısı olduğunu söyledi.

Çocuğun ateşi yükselince kalp atışlarının hızlanmasının doğal olduğunu belirten Dr. Ebru Gözer, “Çocuğun yanakları kızarabilir veya normalden daha fazla terleyebilir. Bazı çocuklar ateşliyken de kendilerini iyi hissedebilir. Ancak çoğunda ateşe neden olan hastalığın belirtileri de görülür. Çocuğunuzun kulağı veya boğazı ağrıyor olabilir, cilt döküntüsü veya karın ağrısı olabilir. Bunlar çocuğunuzun ateşinin nedeninin anlaşılması için önemli ipuçları verirler” diye konuştu.

ÇOCUĞUNUZ 6 AYLIKTAN BÜYÜKSE BUNLARA DİKKAT EDİN
Dr. Ebru Gözer, 6 ay-6 yaş arsındaki bazı çocuklarda yüksek ateş ile birlikte havale görülebileceğini bilmek ve dikkatli olmak gerektiğini söyledi. Özer, 6 aylıktan büyük çocuklarda hafif yüksek ateş görüldüyse yani derecenin altında ise, hasta veya düşkün görünmüyorsa, uykulu veya huzursuz değilse, süregelen başka bir rahatsızlığı veya ateşli havale öyküsü yoksa yemesi, uykusu, oyun oynaması olumsuz etkilenmediyse doktora götürme öncesinde ilk yapılacakları şöyle sıraladı;
• Serin bir ortamda tutun.
• Hafif giysiler giymiş olmasına dikkat edin.
• Su, sulandırılmış meyve suları gibi sıvılar içmesi için teşvik edin.
• Çok hareket edip yorulmamasını sağlayın.
• Ateş düşürücü verebilirsiniz.

HANGİ İLAÇLAR KULLANILABİLİR
• Parasetamol (ağızdan verilen veya fitil şekli mevcuttur) veya ibuprofen (ağızdan) verilebilir. Doz açısından doktorunuzun önerilerini ve ilaç bilgilerini takip edin. Çocuğunuza herhangi bir ilaç vermeden önce mutlaka ilaç bilgilerini okuyun.
• Çocuğunuz kusuyorsa ve sıvı kaybettiğini düşünüyorsanız ibuprofen vermeyin.
• Aspirin vermeyin. Çocuklarda viral hastalıklarda aspirin verilmesi Reye sendromu adında tehlikeli bir komplikasyona yol açabilir. Ayrıca aspirin midede rahatsızlık ve mide-bağırsak kanaması gibi yan etkiler yapabilir.
• Ateş yükselmeye devam ediyorsa vücudunu ılık su ile ıslatılmış bir sünger veya elbezi ile silin. Su ciltten buharlaştıkça ateşin düşmesine yardım edecektir.

SU VE BEZ İLE ATEŞ NASIL DÜŞÜRÜLÜR?
• Bu işlem için kesinlikle soğuk su kullanmayın veya soğuk duş yaptırmayın. Bu çocukta üşüme ve titremeye yol açarak ateşin daha da yükselmesine neden olur.
• Suya alkol eklemeyin veya cildini alkolle silmeyin, ciltten emilim ile ciddi yan etkilere yol açabilir.
• Çocuğunuzun ateşini hızla düşürmeye çalışmayın, Bu ateşin tekrar ve daha fazla yükselmesine yol açabilir.

ÇOCUĞUNUZ 6 AYLIKTAN KÜÇÜKSE
Çocuğunuz 6 aylıktan küçükse ve ateşi derecenin üzerindeyse, hasta veya düşkün görünüyorsa, uykulu veya huzursuz ise, süregelen başka bir rahatsızlığı veya ateşli havale öyküsü varsa, yemesi, uykusu, oyun oynaması olumsuz etkilendiyse süratle doktorunuza götürmeyi planlarken yukarıda belirtilen ılık su uygulaması ve ateş düşürücü verme işlemlerini yapmanız uygun olur.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir