kansere tedavi bulan türk doktor / Türk doktora altın onay Tümörün büyümesini durdurdu - Son Dakika Haberleri

Kansere Tedavi Bulan Türk Doktor

kansere tedavi bulan türk doktor

Türk doktor kansere karşı ilaç geliştirdi: 'Doğrudan tümöre ulaşıp yok ediyor, sadece ultrason ve iğneye ihtiyaç var'

Prof. Dr. Öklü yöntemini şöyle anlattı:

“Bunu ultrason altında enjekte edebilirsiniz. Süslü, pahalı ekipman, kurulum, malzeme yok. Sadece ultrason ve iğneye ihtiyaç var. Bir diğer etkisi, bağışıklık sisteminin önemli hücresi olan yüksek seviyedeki T hücrelerinin tedavi alanlarına gelmesi. Bu önemli. Bu aynı zamanda immünoterapi yapmak için mükemmel bir zaman sağlıyor. Günümüzde immünoterapinin katı tümörler için olan yetersiz etkinliğini bu yöntemle arttırabileceğiz.”

Karaciğer için umut

Geliştirdikleri yöntemin özellikle nakil bekleyen karaciğer kanseri hastaları için de umut olduğunu belirten Prof. Dr. Rahmi Öklü, şöyle devam etti:

“Mevcut tedavi, kanser hücrelerini yok etmek ve hastaları bir nakil kriterleri dahilinde tutmak için tümörün ısıtılmasını veya soğutulmasını veya radyoaktif partiküllerin tümörün arterlerine infüze edilmesini içeren ablasyonu içerir. Bir mikrodalga ablasyonu yapabilir ve temelde tümörü yakabilirsiniz, ancak tümör kalbe veya diğer önemli yapılara yakınsa bu genellikle bir seçenek değildir. Ve bazen radyoaktif infüzyon için tümörün kan kaynağını bulmak zordur. Bizim yöntemimiz bu hastalar için bir umut olabilir.”

Çalışma tıp dergisi ‘Science Translational Medicine’ dergisinin kapağından duyuruldu.

Harvard'ın sitesinde de yer aldı

Harvard Üniversitesi Mühendislik ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi’nin (SEAS) internet sitesi, söz konusu bilimsel buluşu kanserle mücadelede önemli gelişme olarak duyurdu. Sitede yer alan haberde, “Bu buluş, karaciğer nakli için bekleyen hastalar için yeni bir umut anlamına geliyor. Uzun zamandır kanser ilaçlarının tümöre erişmesini engelleyen sorun çözülmüş olabilir” ifadesi kullanıldı.

Kanser Hastalığına Umut Getiren Türk: Prof. Dr. Mehmet Toner

Hayallerinin peşini bırakmayan bilim insanının başarı dolu kariyeri ..

Hayallerinin peşinden giderek büyük başarılara imza atan Prof. Dr. Mehmet Toner, yaptığı .alışmalarla tıp dünyasında özellikle kanser alanındaki buluşuyla büyük ses getiren bir isim. Başarı öyküsüyle gençlere ilham olabilecek bir kariyere sahip olan bilim insanı, Türk diasporasının iftihar edilen bir üyesi.

PROF. DR. MEHMET TONER KİMDİR?

İstanbul’da dünyaya gelen Prof. Dr. Mehmet Toner, yılında İstanbul Teknik .niversitesi’nden Makine Mühendisliği alanında lisans, yılında MIT’den (Massachusets Institute of Technology) yüksek lisans derecesini almıştır. yılında ise Harvard &#; MIT Sağlık Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi’nde Tıbbi Mühendislik alanında doktorasını tamamlayan Toner, ’da seafoodplus.info, yılında profesör unvanını almıştır.

Prof. Dr. Mehmet Toner, Shriners .ocuk Hastanesi’nin kıdemli bilim kadrosu üyesi ve Medikal Mühendisliği Merkezi ile NIH Biyomikro-elektromekanik Sistemleri Araştırma Merkezi’nin kurucu ortaklarındandır. Aynı zamanda Massachusetts Hastanesi’nde seafoodplus.info seafoodplus.info a.ılan Biyomedikal Mühendislik Araştırma ve Eğitim Programı’nın direktörüdür. Bunun yanı sıra seafoodplus.info ulusal ve uluslararası profesyonel komite üyeliğine sahip olan Toner, Cryobiology, Cryo-Letters, Cell Preservation Technology, Annual Reviews in Biomedical Engineering ve Nanomedicine gibi bilimsel dergilerin yayın kurulunda yer almaktadır.

KANSERDE MİKROÇİP TEKNOLOJİSİ

Prof. Dr. Mehmet Toner’in adı ile anılan çalışmalarından en fazla öne çıkanlar arasında akıllı mikroçipler ve sıvı biyopsi geliyor. Milyarlarca hücre içinden tek bir kanser hücresini bulabilecek şekilde tasarlanan akıllı mikroçipler, özellikle erken teşhiste büyük fayda sağlıyor. Kanser hücresinin kısa bir süre içinde tespit edilmesine ve kanser teşhisi ile tedavisi alanında insanlığa umut olacak yeni tedavi çözümlerinin üretilmesine olanak sağlayan teknolojiler, kanserde kişiye özel tedavi imkanını da mümkün kılıyor. Toner ve ekibinin buluşuyla, sağlıklı insanların kanlarına bakılarak milyarlarca kan hücresinin içinde bir tane bile kanser hücresi olsa, bunu yakalamak mümkün seafoodplus.info geliyor. Bu buluş, kanser hücresini bulmakla kalmayıp, tarama ve erken tanıyan imkan vermesiyle de Toner ve ekibini bir adım öne çıkarıyor.

Vehbi Koç Ödülü’nün sahibi olan Prof. seafoodplus.info Toner, ödül töreninde yayımlanan kısa filmdeki röportajında, .alışmasını şu ifadelerle anlatıyor: “Vücudumuzun yüzde 95’i kan hücresi. Biz bu kanı daha iyi okuyup, daha iyi değerlendirebilecek bir teknoloji geliştirebilir miyiz dedik ve bunu mikroçiplerle yapmak üzere bir yola çıktık. Milyarlarca kan hücresinin içinde belki bir tane kanserli hücre var ve biz bunu nasıl bulabiliriz sorusunu sorduk. 18 senemizi aldı ama bunu yapabilecek teknolojiyi geliştirdik. Kandaki bilgiyi daha iyi okuduk.a teşhis edemeyeceğimiz ve tedavisini uygulayamayacağımız hastalık kalmayacak. Kanseri kronik bir hastalığa dönüştüreceğiz ve yakından takip edebileceğiz. Eskiden hep kanserin bir adım arkasındaydık inşallah bundan sonra bir adım .nünde olmaya başlayacağız.”

HAYALLERİNİN PEŞİNİ BIRAKMAYAN BİR BİLİM İNSANI

İlk tercihi tıp olmasına rağmen İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği’ni kazanan Prof. Dr. Mehmet Toner, üniversite hayatını laboratuvarlarda geçirerek biyomedikal mühendislik üzerine araştırmalar ve deneyler yapmış. Toner, Yale Üniversitesi’nden tam burslu davet almasına rağmen dünyanın en saygın araştırma merkezlerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) o dönem yeni a.ılan Biyomedikal Bölümü’nü tercih etmiş. Burada hayalleri gerçeğe dönen Toner, yardımcı doçent olarak, MIT Tıp Fakültesi’nde göreve başlamış ve yaptığı çalışmalar ve gösterdiği başarılarla 11 yılda tıp fakültesinde profesörlüğe yükselmiş. Başarıları bununla da sınırlı kalmayan Toner’in, kendi adına kürsü açılmış.

’ün üzerindeki makale, kitap ve patenti; 25 binden fazla atıf alan ve referans haline gelen Prof. Dr. Mehmet Toner’in yapmış olduğu yayınlar; dünyanın en .nde gelen dergilerinden genel bilimlerdeki Science andNature, temel bilimlerdeki Applied Physics, klinik alandaki New England Journal of Medicine gibi seçkin dergilerde bilim camiasına aktarılmış. Başarılarıyla ilham veren bilim insanı, bu yoldan gitmek isteyen gençlere Amerika’nın Sesi’nde verdiği demeçte şöyle seslenmiş:

“Dünya değişti, benim geldiğim zaman çok daha kolaydı buralara gelmek. Dünya çok daha bambaşka bir dünya. Gençleri çok fazla rekabetle büyütmeye .alışıyoruz. Benim gençlere en büyük tavsiyem meraklı olmaları. Her şey meraktan başlıyor çalışkan olacaklar, dürüst olacaklar. öğrenmeye, merakla öğrenmeye odaklansınlar.” Bugüne dek dünyanın en önemli bilim dergilerinde yüzlerce makalesi yayınlanan ve çok sayıda özel ödülün de sahibi olan Prof. Dr. Mehmet Toner, hayallerinin peşini bırakmadan başarı dolu kariyerine devam ediyor.

 

 

deikMehmet Tonernail olpak

Nobel &#;d&#;ll&#; Prof. Dr. Sancar, beyin kanseri &#;alışmasını AA'ya anlattı

Sancar, AA'ya verdiği özel röportajda, ABD’nin en saygın bilim dergilerinden Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri’nde (PNAS) acil yayımlanan makalesindeki buluşuyla ilgili konuştu.

EdU molekülünün yılından beri moleküler biyolojide en fazla kullanılan kimyasal maddelerden biri olduğunu belirten Sancar, “Bana Nobeli kazandıran DNA onarım mekanizmasını çözmek için 10 yıl çalıştım, basit bir şey bulmak için. Bu çalışmayı ise ocak ayında başlattık, şubat ayında anormal bir şey olduğunu fark ettik, bunun hücreyi öldürdüğünü fark ettik.” diye konuştu.

Sancar, aynı ay bir program için Türkiye’ye gittiğini ve dönüşte 10 kişilik ekibi ile deneylere devam ettiklerini kaydederek, “Çünkü daha bir iki deney yapmıştık, pek emin değildik, döndükten sonra bu işe devam ettik. Bütün kontrolleri yaptık ve bunun kesinliğini ispat ettik. Ve hücreleri nasıl öldürdüğünü gördük.” dedi.

Hücre kültürüne konulan EdU’nun hem normal hücreleri hem de kanser hücrelerini öldürdüğünü birkaç yıl önce bilim insanlarınca bulunduğunu ifade eden Sancar, ancak bunun sebebini bulamadıkları için bu konudaki çalışmalara devam edilmediğini aktardı.

Sancar, EdU’nun özellikleri ile ilgili konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu kimyasal madde EdU’nun diğer özelliği de 'blood brain barrier' diye bi şey var, 'kan beyin seddi' diye Türkçeye çevirebiliriz, ilaçların çoğu kandan beyin dokusuna geçemiyor. Mesela kanserli hastaların yüzde 80’ninin tedavisinde kullanılan cisplatin adlı ilaç bu bariyerden geçemiyor, o bakımdan beyin kanserleri bununla tedavi edilemiyor. Bu EdU kolayca hiç sorun olmadan (beyne) giriyor. Biz de bu iki şeyi bir araya koyduk, bu kanser hücresini öldürüyor beyne kolayca giriyor. Normal beyin hücreleri DNA sentezi yapmadıkları için bu kimyasal maddeyi DNA’larına koymuyorlar ama kanser hücreleri devamlı çoğaldıkları için DNA sentezi yapıyor ve EdU’yu DNA’larına alıyorlar. Sonra (hücredeki) ekzisyon onarım onu çıkarıyor, tekrar koyuyor, tekrar çıkarıyor, sonunda kör bir döngü oluyor ve hücre ölüyor.”

Buluş, önce fareler üzerinde sonra gönüllü hastalarda denenecek

Tam açılımı "5-ethynyldeoxyuridine" olan EdU’nun normal DNA’da bulunan timin sentetik bir şekli olduğu bilgisini veren Sancar, diğer moleküllerle aralarındaki farkın çok az olduğunu, DNA’nın da bu farkı göremeyerek EdU'yu içine aldığını belirtti.

Sancar, buluşla ilgili gelinen noktadan sonraki süreç için de şunları kaydetti:

“Böyle bir duruma gelince, takip edilecek yol, önce farelerde denersiniz, farelerde olumlu sonuç alırsanız gönüllü insanlara geçersiniz. Biz fare deneyi yapan beyin kanseri bir profesör ile anlaştık, onunla kasım veya aralık ayında birlikte fare deneylerine başlayacağız. Eğer farelerdeki beyin tümörünü öldürebilirsek sonra insanlara geçeceğiz.”

Fare deneylerinin bitmesinin 2 yıl alabileceğini belirten Sancar, bu araştırmaların genellikle uzun ve pahalı olduğunu ve çoğu zaman da sonuç vermeyebileceğine işaret etti.

Sancar, şu aşamada bu buluşun insan tedavisinde başarı oranının yüzde 3 olarak gördüğünü kaydederek, kanser hastalarına da “Mesajım şu, iyimser olun, şimdiki imkanlarla en iyisini yapmaya çalışın.” diye seslendi.

Türkiye’de bu konuda başarılı tedaviler yapıldığını vurgulayan Sancar, şöyle devam etti:

“Bir hastanın babası kızına yapılan müdahalelerin özetini bana gösterdi. Bizim Türk doktorları cerrahi alanda Avrupa'nın birçok ülkesinden, ABD’nin birçok eyaletinden çok ileride, çok başarılı ve modern ameliyatlar yapılabiliyor ve başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bu bakımdan iyimserliğe devam edin. Fakat bu EdU şu an kullanılacak safhada değil, inşallah olumlu sonuç alırız, Türkiye’mize, halkımıza, insanlığa faydalı bir şey yapmış oluruz.”

“Bu dünyaya gelmişiz, iyi bir şey bırakıp göçüp gideceğiz”

Aziz Sancar, 75 yaşına rağmen hala bu kadar azimle çalışmasının sırrına dair soruya da şu yanıtı verdi:

“Bu tür sorulara cevabım şu. Biz Türkler kavga etmeyi çok severiz, ben bunu yapmamaya söz verdim ve yapmıyorum. O bakımdan Türk gençlerine genellikle, Türk insanına benim mesajım: Aman kardeşim kavga etmeyi bırakın, birbirinizi tenkit etmeyi bırakın, hele bu sosyal medya çıkalı milletin işi gücü birbirine sataşmak oldu. Ben sosyal medyayı bir ara arkadaşların zoruyla kullandım, baktım bunun faydadan çok zararı var, onu da kullanmıyorum. Bu dünyaya gelmişiz, iyi bir şey bırakıp göçüp gideceğiz, benim düşüncem bu. Bunun gibi olumlu bir şeyler yapmak, bilirsiniz ben çok milliyetçiyim, herkes bilir, hem Türkiye’ye hem Türk dünyasına ve genel olarak insanlığa katkı yapınca beni mutlu eden o.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir