kaplıkaya vadisi / Kaplıkaya Rekreasyon Vadisi – BBMD | Bingöl Barka Mimarlık ve Danışmanlık

Kaplıkaya Vadisi

kaplıkaya vadisi

YARIŞMA

BURSA KAPLIKAYA REKREASYON VADİSİ

“Yıldırım Belediyesi tarafından açılan yarışmanın amacı, Kaplıkaya Rekreasyon Vadisi olarak tasarlanacak ve kentin görsel kalitesini attırarak, insanların, sosyal ve kültürel aktivitelerinde birlikteliklerini sağlayacak bir odak noktası oluşturmak ve Bursa kentine ihtiyaç duyduğu çağdaş bir ‘cazibe merkezi’ kazandırmaktır. Yarışma, kentlilik bilinci ışığında, ilçeye yeni bir kimlik kazandırmak, kente bütünlük katmak, çeşitli sosyal ve kültürel aktivitelere yanıt vermek, kentlinin dinleneceği, eğleneceği, alışveriş yapacağı, konaklayacağı yeni bir merkez alanı kazandırmak amaçlandı.”

Yarışma, Yıldırım Belediyesi sınırları içinde, 1/ ölçekli Uygulama İmar Planı’nda kentsel rekreasyon alanı olarak gösterilen, Kaplıkaya deresi kenarında m2’lik bir bölgede düzenlendi. 26 Ağustos tarihinde sonuçlanan yarışmada 23 proje değerlendirildi; bunlar arasından, 3 ödül, 5 mansiyon ve 5 satınalma ödülü verildi. DANIŞMAN JÜRİ ÜYELERİÖzgen Keskin (Yıldırım Belediye Başkanı) Eren Altun (Şehir Plancısı) Turgay Ateş (Dr., Şehir Y. Plancısı, Peyzaj Mimarı) Ahmet Aybar (Mimar) Mustafa Karakoç (Mimar, Yıldırım Belediyesi Teknik Bşk. Yrd.) Adem Özdemir (İnş. Müh., İnşaat Müh. Odası Bursa Şb. Bşk.) Şaziye Sezginer (Mimar, Çekül Vakfı Bursa Şb. Bşk.) Cihat Öztürk (İnş. Müh., DSİ Bölge Md. Yrd.) ASLİ JÜRİ ÜYELERİJüri Başkanı Baran İdil (Y. Mimar, Şehir Plancısı) Zekai Görgülü (Prof. Dr., Mimar) Neslihan Türkün Dostoğlu (Prof. Dr., Mimar) Zuhal Ulusoy (Doç. Dr., Mimar) Hilmi Güner (Mimar, Peyzaj Mimarı) YEDEK JÜRİ ÜYELERİNuran Ünsal (seafoodplus.info), Hasan Özbay (seafoodplus.info), Hüseyin Bütüner (Mimar, Peyzaj Mimarı) RAPORTÖRLERDilek Durmaz (İnş. Müh., APK Müdürü), Mümine Güdü (Mimar), Nurcan İşgören (seafoodplus.info) 1. ÖDÜLHAKAN DALOKAY seafoodplus.info, SEDVAN TEBER şehir plancısı, BELEMİR GÜZER peyzaj mimarı, CELAL ABDİ GÜZER seafoodplus.info Yardımcılar: Aydın Işık, Mert Velipaşaoğlu, Metin Erçel, Simtaç Yücel, Ümit Tarık Yaşar, Onur Köprülü, Eşref Maranlı JÜRİ RAPORUNDANJüri değerlendirme kriterlerinde önemle yer alan “işlevlerin mekânsal dağılımı ve ilişkileri” konusunda (ulaşım-dolaşım sistemi, araç ve yaya kurgusu, vadinin makro mekânına sağlanan coğrafi uyum) ve yakın çevre ilişkilerinde ulaştığı başarı ve beceri düzeyi takdir edilmiştir. İşlevlerin yer seçimi, dağılımı ve ilişkilerindeki bu başarının yanısıra, düzenlemede ulaşılan kimlik ve özgünlük, tasarımın en ayrıcalıklı yönlerinden biridir. Bu bağlamda yapılan açık alan ve yapı düzenlemelerinde birbirleri ile çelişkili gibi gözüken farklı iki yaklaşım tasarımda ustalıkla bütünleşebilmişlerdir. (Vadi içindeki yumuşak açık alan düzenlemeleri ve kentsel köprü strüktürü). Topografyaya sakin ve sınırlı müdahalelerle yapılan arazi şekillendirilmesi, vadinin doğal mekânına olabildiğince saygılı bir yaklaşım sergilemektedir. MİMARİ PROJE RAPORUNDANÖneri projenin temel yaklaşımı, alanın işlevsel olarak zenginleştirilmesi ile doğal niteliklerinin korunarak sürdürülebilirliği arasındaki denge arayışına dayanmaktadır. Alanda baskın kimlik oluşturacak büyük yapı adalarından kaçılmış, program parçalarının doğal çevre ile bütünleşecek alt ölçekler içinde ele alınmasına özen gösterilmiştir. Projenin temel yapısal öğesi, vadiyi boydan boya geçerek kırla kenti birleştiren yaya köprüsüdür ve bu köprü mimari dil kır ve kent ölçeklerinin sürekliliğini gözetecek biçimde ele alınmıştır. 2. ÖDÜLKEMAL ÖZGÜR peyzaj mimarı, MUSTAFA ŞAHİN mimar, BAYAZIT OĞUZ AYOĞLU peyzaj mimarı, TUĞBA AKYOL peyzaj mimarı Yardımcılar: Fuat Özgen Ergün, Mustafa Terzioğlu, Keykubat Aras, Meltem Şentürk, Hande Uluğ, Figen Dilek, Alper Özgür, Özhan Öztürk, Irmak Ayoğlu JÜRİ RAPORUNDANİşlevlerin mekânsal dağılımı ve ilişkileri olumlu bulunmuştur. Bu ilişkilerin bir omurga strüktür (yaya) kullanılarak “disipline edilmesi tavrı” projenin en güçlü kararıdır. Bunun yanısıra yaptığı analiz çalışmaları ile çevresel ele alışı bu yaklaşımı destekleyip, oldukça olumlu bir düzeyi ifade etmektedir. (…) Mimari unsurlarındaki düzenlemelerde önemli ölçüde düzeyli çalışmalarla karşılanmıştır. 3. ÖDÜLDEVRİM ÇİMEN mimar, kentsel tasarım uzmanı, SERTAÇ EREN şehir plancısı, kentsel tasarım uzmanı Danışmanlar: Tansu Dinçer, Sinan Burat JÜRİ RAPORUNDANİşlevlerin mekânsal dağılımı ve ilişkilerinde gerek yer seçimi, gerekse yakın çevre ile olan uyumu açısından proje belirli bir düzeye ulaşmıştır. Kimlik ve özgünlük düzeyini ve arazi kullanış dengesini mimari ögelerle bütünleştirmede arayan yaklaşım, tasımını en güçlü yanını temsil etmektedir. 1. MANSİYONHAYDAR YEŞİL mimar, SEVİNÇ GÜNDOĞDU peyzaj mimarı Danışman: Nalan Özkadif / Yardımcılar: Gonca Taşdemir, Nurcan Yıldız, Arzu Bora, Linda Güzel 2. MANSİYONÖZGÜR BİNGÖL seafoodplus.info, İLKE BARKA mimar, EMRE SAVGA mimar Danışman: Nevzat Akçaoğlu / Yardımcı: Özgür Özer 3. MANSİYONNİMET AYDIN seafoodplus.info, GİZEM TURGUT mimar, KEZBAN ÜNAL Yardımcılar: Burcu Poyrazoğlu, Ali Düzdağ, Mehmet Altıkulaç, Evrim Sunal, Aslı Apaydın, Seda Aydın, Mevlüde Gervan, Celal Şekerci, Halit Zengin 4. MANSİYONARZU İREM MOLLAAHMETOĞLU FALAY seafoodplus.info, K. FERHAN YÜREKLİ seafoodplus.info Yardımcılar: Zeynep Aytemir, Hakan Sakarya, İpek Baycan 5. MANSİYONMURAT ERİÇ seafoodplus.info, ARBİL ÖTKÜNÇ seafoodplus.info, CÜNEYT DİRİ seafoodplus.info, HALİT YAŞA ERSOY seafoodplus.info, SAVAŞ EKİNCİ seafoodplus.info, ÜMİT ARPACIOĞLU seafoodplus.info Yardımcılar: Barış Küçük, Engin Alan, Özlem Altınkaya, Tuğba Uzun SATINALMAM. MURAT ULUĞ seafoodplus.info, EYLEM PALA ULUĞ mimar Danışman: Dilek Albayrak SATINALMADİLEK TOPUZ DERMAN mimar, DENİZ ÇİLER ERKAN mimar Yardımcılar: Cihan Sinan Bostancı, Mehmet Zafer Ünal, Didem Yavuz, Senem Avcı, Onur Canvarol SATINALMASUNAY ERDEM peyzaj mimarı, GÜNAY ERDEM mimar, PINAR ÖZYILMAZ peyzaj mimarı, MEHMET NAZIM ÖZER şehir plancısı Danışmanlar: Gül Sayan Atanur, Volkan Şaşmaz / Yardımcılar: Volkan Müftüoğlu, Pınar Dursun, Hande Eren, Semiha Demirbaş, Aydagül İpek, Gözde Töreyen SATINALMAAYHAN ABANOZCU mimar, KEMAL ÖZKAN mimar, KAZIM TÜRKSÖZ mimar Yardımcılar: Murat Cellat, Gönül Özkan, İdil Türksöz SATINALMADUYGU DOĞAN mimar, ASLI ÇALIKOĞLU seafoodplus.info Danışmanlar: Deniz Aslan, Erim Gürdal / Yardımcılar: Esra Doğan, Ceren Kerpiç, Evren Öztürk, Ali Paşaoğlu

Bu icerik defa görüntülenmiştir.

Doğa yürüyüşçülerinin gözde mekanı &#;Kaplıkaya vadisi&#;

Bursa'da doğa yürüyüşçüleri buraya akın ediyor   

 

Bursa'da şehir merkezine bir kilometre mesafedeki tabiat harikası yer, doğaseverlerin akınına uğruyor.   


  


Uludağ'ın eteklerinde bulunan Kaplıkaya vadisi doğaseverleri kendine çekiyor. İçinden derenin aktığı ve yürüyüş yollarının bulunduğu vadi şehir merkezine sadece 1 kilometre mesafede. 



Şehir merkezine bu kadar yakın olan bu alan vatandaşların büyük ilgisini çekiyor. 



Evlerinden çıkan vatandaşlar kısa sürede kendini tabiatın eşsiz güzelliği içinde buluyor. 



Yürüyüş yaparak stresten uzaklaşan doğaseverler kısa sürede evlerinin yolunu tutuyor. Tabiat harikası bu yer gören herkesi kendine hayran bırakıyor. 

  

                                         

Sırlarla Dolu Kaplıkaya Vadisi

Bursa, son yıl içerisinde, batıdan-Balkanlar’dan, doğudan-Anadolu’nun birçok şehrinden akın akın gelen göçlerle, hormonlu bir meyve gibi, hoyratça-anormal bir şekilde büyümüş hatta belki abes bir kelime olacak şişirilmiş bir vaziyette.

Muhteşem tarihi birikimiyle “ULU”, harika doğasıyla “YEŞİL” unvanlarına layık görülmüş bu kadim şehre yönelen yoğun ve hızlı göç akımları en büyük darbeyi de özellikle şehrin tarihi kimliğine ve eşsiz doğasına vurmuşlar.

Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen Bursa, halen doğayla, bağrına kurulduğu Dağla iç içe yaşamakta. Bursa sokaklarında gezinirken veyahut oldukça faal bir caddesinde yürürken bir anda kendinizi ormanda bulabilirsiniz veya Uludağ’ın vadileriyle de kesişebilir yolunuz! İşte benim başıma da tam böyle bir şey geldi. 

Kaplıkaya civarındayım. Hava bozuk, arada bir yağmur atıyor. Cazibe Merkezinin yukarısında, hemen caddenin yanı başında içerisinde kamelyalar, banklar olan, yeşil çamların, ulu çınarların gölgelediği bir park. Parka giriyorum, Azerbaycan’ın liderlerinden Haydar Aliyev’e ait bir büstünde bulunduğu park, havanın yağmurlu olması sebebiyle olacak ki, pek kimsecikler yok. Parkın hemen yanı başından işlek bir cadde geçmekte. Çevre apartmanlar- villalar, balık lokantalarıyla oldukça hareketli. Parkın diğer yanı ise yemyeşil ağaçlar yurdu Uludağ. Parkta şöyle bir gezineyim derken bir anda kendimi Uludağ'ın bağrında, ormanın ortasında buluverdim!

Parkla, Uludağ arasında, dev kayalarla dolu kurumuş bir ırmak yatağı var. Irmak yatağının çevresinde ise çınarlarla beraber değişik türde asırlık ağaçlar sıralanmış. İlk bakışta sıradan bir manzara gibi görünmesine rağmen, ağaçlarla kayalar arasında oluşan ilişkileri görünce olağan dışı bir ortamda olduğumu fark ettim. Anlaşılan zamanında bu kuru yataktan deli-dolu coşkun bir ırmak akmaktaymış. Belli ki bazen öylesine kabarmış ki, yatağına sığmamış etrafını çevreleyen ulu çınarlara, asırlık ağaçlara da sataşmış ve “sel gider kumu kalır” misali, taşı-toprağı katıp önüne götürünce dağın bağrındaki dev dev kayaları meydana çıkarmış. Sonra neden olmuş-nasıl olmuşsa suyu buralardan çekilmiş ve şimdi o coşkun ırmağın aktığı yatak, şaşırtıcı hatta ürkütücü bir hale bürünmüş! Dev cüsseli iri kayalar ve her yanı kaplayan taşlarla heybetli ağaçlar arasında ilginç, ilginç olduğu kadarda yaman-acımasız bir mücadele başlamış ve görünüşe göre tamda bu amansız mücadelenin en çetin yerinde zaman donmuş, herkes olduğu yerde dona kalmış. Kimi ağaç, kocaman bir kayayı bir lokma gibi, ısırmış, yarısı ağzında yarısı dışarıda öylece kalmış, kimi taşlarda bir çakal sürüsü gibi, bazıları ağacın köküne saldırmış, bazıları da sırtına-karnına yapışmış! Ağaç ise, can havliyle kaçmaya çalışır bir vaziyette kala kalmış! 

Bu efsanevi ortamda, kayalar üzerinden atlayarak ve birbirinden ilginç kaya-ağaç manzaralarını fotoğraflayarak yukarılara, Kaplıkaya vadisinin girişine doğru yöneldim. Biraz ilerledikten sonra gürül gürül bir su sesi duymaya başladım, kısa süre sonrada tam vadi girişinde çok hoş yapay bir şelaleyle karşılaştım. Ve şaşırıp kaldım! Çünkü yapay çağlayandan gürül gürül dökülen su,  içerisinde bulunduğum kuru ırmak yatağına doğru akıyor ve hemen çağlayanın metre ilerisinde kayalar arasına sızıp kayboluyordu! Ormanın ortasında, gerçek bir ırmağın yanı başında olmasam burayı park ve bahçelerde düzenlenen süs havuzlarına benzeteceğim. Ancak durum öyle değil, karşımda gerçek bir ırmak ve bir çağlayan var, öyle küçücük bir su akıntısı da olsa bu kadar şaşırmazdım tabi ki. Kaplıkaya vadisinden coşkuyla akıp gelen ırmak, yukarıda da bahsettiğim gibi yapay çağlayandan gürleyerek dökülmekte ve dökülen su hemen çağlayanın önünde kayalar arasına sızıp kaybolmakta! Anladığım kadarıyla yapay şelale gibi suyun yer altına sızması da aslında doğal bir olay değil yapay bir durum. Rivayete göre burada yer altında oluşturulan bir kanal marifetiyle su, Şehrin alt başına aktarılmaktaymış.

Çağlayan vadinin girişine kurulmuş. Her iki yanı, birkaç mağara oyuğunun da bulunduğu oldukça dik ve sarp kayalıklar. Çağlayanın sağ yanından tırmanıp, büyükçe bir mağaranın bulunduğu alana çıktım, buradan da fotoğraflar çektikten sonra vadinin içlerine doğru, Zeyniler Köyünün alt tarafına ilerlemeye başladım.

Kaplıkaya, Uludağ'ın bağrında oldukça görkemli bir vadi. Heybetli ağaçlarla örüntülü ve orta yerinden de gürül gürül bir ırmak akmakta! Bir süre vadi içerisinde yürüyüş yapıp fotoğraflar çektikten sonra, dağa tırmanarak, vadinin yukarısında, tepeye yakın bir yerde bulunan Zeyniler Köyüne ulaşmaya niyetlendim. Reşat Nuri Güntekin’in meşhur 'Çalıkuşu' romanının başkarakteri Feride'nin çocukluk yıllarının geçtiği köy olarak bilinen Zeyniler'e, tırmanmaya başladım. Ancak hiç de kolay olmadı! Yerlerin çalılarla kaplı olduğu sık bir orman içerisinde yürümek oldukça yorucu ve zordu. Beni köye çıkaracağını umarak bir patikayı izlemeye başladım fakat patika köye değil, Teleferikten başlayarak Zeyniler Köyüne çıkan, ‘Z’ yolu olarak adlandırılan yolun epeyce alt tarafından yamaç aşağı dönerek şehre indirdi.

Merak ediyorum, acaba Bursa Büyükşehir veya Yıldırım Belediyesinin bahsettiğimiz kayalık alan ve Kaplıkaya vadisiyle ilgili projeleri var mıdır?  

Başka bir gezi yazısında buluşmak umudu ve dileğiyle hoşça kalın..

Not: Bu yazıyı hazırladıktan sonra tekrar yolum Kaplıkaya civarına düştü. Fırsat bulmuşken, yazı da henüz yayınlanmamışken acaba Kaplıkaya dere boyunda herhangi bir değişiklik olmuş mudur diye bir bakayım dedim ve yazıda bahsettiğim güzergâhı takip ederek Kaplıkaya Vadisi girişindeki yapay şelaleye kadar yürüdüm. Şelaleye kadar, ortamın biraz daha kirletilmesinden başka bir değişiklik yoktu. Birde önceki gezimde gözümden kaçan, yaralı ağaçların yakınlarında yapay, derme çatma mağara-kulübe karışımı bir yapıyı fark ettim. İçerisine göz attım. Tabanına bir karton serilmiş, duvarına da “lütfen tuvalet yapmayın” diye bir not yazılmış. Bu ilginç yapıyı da fotoğrafladıktan sonra şelaleye ulaştım. Ancak daha şelaleyi karşıdan görür görmez biraz şaşkınlık birazda da hayal kırıklığı yaşadım! Çünkü şelale kurumuştu! İyice yaklaştım, betondan yapılmış şelalenin dibine kadar gittim. Daha önceleri gürül gürül çağlayarak suların döküldüğü bu yapay şelaleden şimdi şırıltıyla küçük bir su akıntısı vardı. Fakat şelalenin hemen önünde, üzerlerinde durduğum kayaların altından homurtuyla akan bir su sesi gelmekteydi. Herhalde su, şimdide şelalenin ardındaki kayaların altına sızmakta ve anlaşılan ırmak halen yer altında akışını sürdürmekte.  

İsmail Hakkı Kavurmacı

Yazının Görüntüleri

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir