kaptan mustafa can / kaptan Mustafa Can | İTV Haber

Kaptan Mustafa Can

kaptan mustafa can

Kaptan Mustafa Can'dan kaçak yolcu açıklaması

Gemilerde en sık rastlanan sorunlardan bir tanesi kaçak yolcuların illegal yöntemlerle gemiye binişleridir. Bu konuyla ilgili konuşan Kaptan Mustafa Can, mürettebatın ne yapması gerektiğini ve kaçakların durumunu açıkladı.

Can, DFDS’ye ait Galata Seaways adlı Ro-Ro’ya 15 şahsın kaçak binmesiyle başlayan krizde mürettebatın son derece yerinde davrandığını söyledi.

''DENİZCİLER MÜHENDİSTİR, SAVAŞÇI VEYA ASKER DEĞİL''

seafoodplus.info'un derlediği habere göre, Kaptan Mustafa Can, Cine 1 TV’de yayınlanan ve Çelik Çelikyaman’ın sunduğu Kaptanla Haftanın Özeti programında denizcilik gündemini de değerlendirdi. Bazı yayın organlarında yayınalanan, “kaçaklar gemiyi ele geçirdi. 20 görevli 15 kaçağı etkisiz hale getiremedi mi?” eleştirilerinin bilgisizlikten kaynaklandığına inandığını belirten Can, “denizciler mühendistir, gemicidir ama savaşçı veya asker değildir. Bu gibi tehlikelerde kendilerini güvene almaları öğretilir. Onlar da geminin makine dairesi veya kaptan köşkünde kendilerini kilitleyerek en emniyetli liman doğru ilerlerler” dedi.

seafoodplus.info

KAÇAK YOLCULAR EN BÜYÜK SORUN

Kaçak yolcuların gemilerin en büyük sorunlarından olduğunu belirten Can, “Bu şahısları indirmek bile problemdir. Bir gemi acil kalktıysa veya kaçak yolcu araması düzgün yapılmadıysa, hele kaçaklar konteynere biniyorsa tespiti olanaksıza yakındır. Dünya çapında bir firmanın kaptanı ve mürettebatını kaçak yolcu taşıdı diye suçlamak da tek kelimeyle absürttür. Galata Seaways’in mürettebatı son derece akıllı davranmıştır. Gemicinin kendisini kilitlemesi kuraldır. Armatör veya sigorta firması asla ‘kaçaklarla savaşılmasını’ istemez” diye konuştu.

DURMUŞ ÜNÜVAR’IN CESUR YAKLAŞIMI

Yabancı gemilerin Türk Boğazlarını kullanırken ton başına ödedikleri Altın Frank değerinin 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’ndan geçerli olmak üzere yüzde artışla 4,42 dolara yükseltilmesinin “Türk Boğazları Sözleşmesi” kapsamında son derece doğru bir hamle olduğunu belirten Can şunları söyledi : Bu zammı uzun yıllar önce en son 12 Eylül ’de Kenan Evren yönetimi yapmıştı. Hiçbir Rus gemisi para ödememişti. Türk devleti ‘aynı şeyle karşılaşır mıyız?’ diye düşünürken Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar’ın cesur yaklaşımı ve devlet ile dış işlerini ikna etmesi sonucu bu zamlar gerçekleşti. Bundan önce de 5 katına çıkarılmıştı. Toplamda milyon dolarlık bir gelirden bahsediyoruz. Türkiye’nin Rusya – Ukrayna savaşındaki ‘aktif tarafsızlık’ politikasının da bundan büyük etkisi var. Çok başarılı bir hamledir. Gemi geçer Türk bakar eskide kaldı” dedi.

ACENTELER İHRACAT YAPAR

Eskiden, “gemi geçer Türkler bakar” dendiğini belirten Can, “artık eskisi gibi değiliz. Biz acenteler olarak da Türk Boğazlarını kullanan gemilere kumanya, yakıt temininden personel değişimine kadar onlarca hizmet veriyoruz. Gemi acenteleri milyar dolarları hizmet ihracatı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne getiriyorlar” dedi.

TEDx konuşmalarında 37 yıllık çalışma hayatını anlatan Kaptan Mustafa Can'ın öyküsü şöyle:

"Kara Harp Okulu'nu üçüncü olarak kazandım ve aynı anda ODTÜ'yü de kazandım. Terciihmi Kara Harp Okulu'ndan yana yaptım ve ordan içeriye girince yapamaycağımı anladım. Bunu görerek anlamıştım. Ancak ailemi ikna edemedim. Babam bana oğlum sen aptal mısın? bile demişti. Beni geri göndermek için ısrar ettiler ama ODTÜ'ye devam ettim. Bu arada babam bir trafik kazası geçirdi ve 9, 10 ay evde yattı. Bu sırada ben üniversitenin hazırlık bölümündeydim ve fotokopi çektirecek para bulamıyordum. Bu yüzden yeniden sınava girdim ve ilk tercihimi Kara Harp Okulu ve ikincisini Denizcilik yaptım. Ve Denizciliği bitirdim. Uluslararası gemilerde uluslararası personellerle çalıştım. Sınıf arkadaşlarımdan 2 yıl önce kaptanlık yapmaya başladım. Hızla yükseldim. Çok dolgun maaşlar alıyordum ve burada kalmaya devam edersem karaya ayak basamayacağımı anladım. Bu yüzden karaya geçmek istedim ancak babam yine itiraz etti. Bu maaş bırakılmaz demişti. Ancak ben İstanbul'da kalarak önüme bakmayı tercih ettim. Bir şirkette gemi müdürü olarak çalışmaya başladım. Babam yine itiraz etmiş ancak dinlememiştim. 

Daha sonra gemilere hizmet veren bir firma kurdum. Ancak denizcilik o kadar kötüye gitti ki Bir sene boyunca batmadık ama çok zorluklar yaşadık. Daha sonra Ruslarla ortak bir acentalık firması kurdum. Tabii babam yine aptal mısın dedi. Ancak yine dinlemedim. Kendi firmamda hamallık bile yaptım. Ruslar yılında Türkiye'den çekilme kararı ve firmayı sen alır mısın dediler bana. Ancak onlar çekilirken firma çok küçülmüştü. Para verirseniz alırım demiştim ve verdiler. Evet hem firmayı aldım üzerine de para aldım. O dönemde acenta arasında benim firmam 'ydü. Yedi sene sonra ise benim firmam 1. olmuştu. 
Her denizcinin hayalidir gemi sahibi olmak. krizinden sonra yılına gelindiğinde artık gemi sahibi olabileceğimi düşündüm. Fiyatın daha da inmez diye düşünüyordum. Ve bir gemi alarak başladığım yola 5 gemi, 1 ilaç firması, 3 otel bir de gemi acentası sahibi olmuştum. 

Çocuklarıma da hep bunu söyledim. Sizin için doğru olanı ancak siz bilirsiniz. Babam gibi yapmayacağım dedim. Şimdi oğlum benimle çalışmayı tercih etti kızım ise kendi firmasını kurdu. Size tavsiyem ne istiyorsanız o yönde yürüyün ve asla vazgeçmeyin. Çabalayın. Zafer sizin olacaktır."

Haberler

Türkiye’de ’de bütün itirazlara rağmen yürürlükten kaldırılan denizcilerin yıpranma payının geri getirilmesi gerektiği bildirildi.

Zafer Partisi Denizcilik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Mustafa Can, “Akıl almaz bir durum yaşanıyor. Bir denizci olarak her an ölümle burun buruna çalışıyorsunuz ama yıpranma hakkınızı ısrarla alamıyorsunuz” dedi.

“PANDEMİYE RAĞMEN ÇALIŞTILAR”

Yıpranma payının, beden ve ruhsal açıdan hasara yol açan veya her an yol açabilecek mesleklerin üyelerine verildiğini belirten Kaptan Mustafa Can, “Denizcilerin sadece pandemi döneminde yaşadıkları sıkıntılar bile mesleğin ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdi. Bütün dünyada hayat dururken, denizci arkadaşlarımız aylarca kara yüzü görmeden denizde kaldılar. Kimisinin annesi, babası öldü cenazesine gidemedi; kiminin eşi hastalandı çaresizce beklemek zorunda kaldı. Bütün bunları geçtim; ülkemiz unsuz, yakıtsız kalmasın diye çırpınan insanlar gemideki iş kazalarında veya deniz haydutlarının saldırısında öldüler. Daha geçen aylarda iki kaptanımız çarmıhtan düşerek hayatını kaybetti. Yine M/V Mozart isimli Türk gemisine saldıran Nijeryalı haydutlar bir Türk denizcimizi öldürdüler. Kanunlarımıza göre öldüler ama yıpranmadılar. Akıl alır gibi değil” diye konuştu.

“FABRİKADAKİ YIPRANIYOR YA TAŞIYAN…”

Aynı riski yaşayan iki meslekten örnek veren Can, Türkiye’de kimyasal tesislerde çalışanların da olması gerektiği gibi yıpranma payı aldıklarını belirterek “Ama o yükü aylarca, bazen kasırgalara rağmen her an tehlike ile yüz yüze taşıyan denizciler yıpranmıyorlar. Geçen sene iki Türk denizcimiz tankı temizlerken zehirlenerek hayatını kaybetti” dedi.

“KAPALI KUTUDA YAŞAM”

Denizcilerin, mesleğin gereklerinden biri olarak, aylarca kapalı bir kutu içinde yaşamak zorunda kaldıklarını hatırlatan Can, “Sadece kısıtlı alandan dolayı bile beden ve ruh sağlığı olumsuz yönde etkileniyor. 6 ay denizde, ailenizden uzakta yaşadığınızda bunalım başta olmak üzere ağır depresyon bile görülebiliyor. Üzerine, ailenizden aldığınız üzücü bir habere müdahale edemeyişinizin çaresizliğini ekleyin” diye konuştu.

“GENÇ DENİZCİLER GEMİYİ İSTEMİYOR”

Denizcilerin özellikle uzak yolda sık sık olumsuz hava koşullarıyla karşılaştıklarını dile getiren Can, bu nedenle uyku ve beslenme düzeninin de bozulduğunu söyledi. Denizciliğin bol para kazanılan bir meslek olarak tanındığını belirten Can, “Neredeyse 20 yıldır yeni mezun arkadaşlardan denize çıkacak zabit bulamıyoruz. Çünkü deniz stajlarında zorlu yaşamı görüyorlar ve ‘önce sağlık’ diyerek gemiye çıkmak istemiyorlar” dedi.

DENİZ HABER AJANSI

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir