kar ile abdest alınır mı / Kar ve dolu ile abdest alınır mı? | Sorularla İslamiyet

Kar Ile Abdest Alınır Mı

kar ile abdest alınır mı

Kar ve yağmur suyu ile abdest alınır mı

Kar ve yağmur suyu ile abdest alınır mı

Murad AZERI
Salam Aleykum ve rahmetullahi ve bereketuhu. Sorum shudur KARLA ve YAGMUR suyu ile ABDEST ALMAK.KARLA TEYEMMUM ETMEK, CAIZMIDIR ?


Cevap: Kar ve yağmur suyu ile abdest alınır mı

İZGEN
abdest ibadetlere başlamadan önce arınma yıkanmadır namaz abdesti için günde beş vakit abdest alınabilir abdestler çeşitlere ayrılır ayrıca yağmur ve eritilmiş karsuyu ile abdest alınabilir


Yorum: Kar ve yağmur suyu ile abdest alınır mı

Kayıtsız Üye
genelde kumla teyemmümü herkes biliyor.yolda araçla veya yaya gidiyosun namaz vakti geçecek o anda suyu eritme araç gerecin yok.ben memur adamım haftanın 2-3 günü köylerdeyiz bazı köylerde su yok bazen yoldasın durman lazım o an için kar la abdest alınır mı alınmaz mı.(karı erit filan demeyin)


Yorum: Kar ve yağmur suyu ile abdest alınır mı

ACİLSERVİS
Köylerde su yok ise köylüler nasıl yaşıyor. Dediğin mantıklı değil. Her şeyi dört dörtlük bekleme elbette zorlukta olacak. Karı eritmek istemiyorsan suyunu yanında götür.


yağmur suyu ile abdest alınır mı, kar ile abdest alınır mı, karla abdest alinir mi

Bu kategoride yer alan Tam ilmihal kitabı ve hakikat Kitabevi yayınları başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

Sual: Deniz suyu ile içinde koli basili bulunup da içilmeyen su ile abdest alınabilir mi? Guslederken sabun, su kazanının içine düşse, o su ile gusletmekte mahzur var mıdır? İçine ayran, sirke dökülmüş su ile abdest alınır mı?
CEVAP
Deniz suyu temizdir. İçilebilir de. Fakat tuzlu olduğu için içilmiyor diye, "abdest alınmaz, gusledilmez" şeklinde bir kaide yoktur. Necis olduğu için içilmeyen bir su ile abdest alınmaz. Fakat koli basili bulunduğu için içilmeyen bir su ile abdest alınır. Bir kazanın içine bir kaşık tuz konsa, o su ile abdest alınabilir.

Eriyemeyecek kadar çok tuz konursa, o zaman böyle bir tuz eriyiği ile abdest alınmaz.

Bir kazan suya bir kaşık ayran veya sirke katılsa, bu su ile abdest alınır. Bir suya süt, ayran gibi bir şey karışıp, suyun rengini değiştirecek kadar çok olursa, o su ile abdest alınmaz. Kavun suyu ve şeker karışıp da suyun tadı değişmezse, böyle bir su ile abdest alınır. Tadı değişecek kadar çok konursa, o su ile abdest alınmaz.

Meyve suları içildiği halde, hiç biri ile abdest alınmaz. Zemzem suyu ile abdest alınır, gusledilir. Bir suya mürekkep damlayıp suyun rengini değiştirmezse, o su ile abdest alınır. Karışan sıvı, suyun üç vasfı olan renk, koku ve tadından birini değiştirirse, o su ile abdest alınmaz, gusledilmez. Bunun istisnaları vardır. Mesela, fasulye, nohut, mercimek soğuk suda kalıp suyun üç sıfatı yani rengi, kokusu ve tadı değişse bile akıcılığını kaybetmediği müddetçe böyle su ile abdest alınır. Et suyunun rengi, kokusu ve tadı değişmemiş bile olsa, yine et suyu ile abdest alınmaz.

Bir suya temiz şeyler karışıp, suyun rengi değiştiği halde, su ismi değişmemişse, o su ile abdest alınır. Küçük bir havuza, az bir necaset düşürse, suyun üç sıfatı değişmese de yine, o su ile abdest alınmaz. Uzun zaman durmakla, üç sıfatı değişen su, pis olmaz. Bununla abdest alınır.

Müstamel su
Sual:
Müstamel su nedir? Bu su ne işe yarar?
CEVAP
Abdestte ve gusülde kullanılmış olan suya müstamel su denir. Yemekten önce ve sonra, sünnet olduğu için el yıkanmış su da müstamel sudur. Müstamel su, imam-ı a’zama göre kaba necasettir. İmam-ı Ebu Yusuf’a göre, hafif necasettir. İmam-ı Muhammed’e göre temizdir. Fetva da imam-ı Muhammed’e göredir. Bununla necaset temizlenir; ama, abdest alınmaz ve gusledilmez. İçmek ve hamur yapmak mekruhtur.

Müstamel su, Maliki hariç, diğer üç mezhepte, tahirdir, ama mutahhir değildir. Yani temizdir, temizleyici değildir. Necaset temizlenir, ama o su ile tekrar abdest alınmaz. Maliki’de, hem tahirdir, hem de mutahhirdir. (Mizan-ül kübra)

Suya sabun düşerse
Sual:
Bir kova suya temiz bir sabun düşse, elimizi sokarak bu sabunu çıkarsak, kovadaki su ile abdest almakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Sabun eriyerek suyun akıcılığını kaybettirmezse, bu suyla abdest alınır. (Redd-ül-muhtar)

Sirke dökülse
Sual:
Su dolu kovaya sirke dökülse, bu su ile abdest alınır mı?
CEVAP
Evet, alınır.

Kokan su
Sual:
Uzun zaman kalmakla kokan su ile abdest alınır mı?
CEVAP
Uzun zaman durmakla üç sıfatı değişen su, pis olmaz. Kokan suyun sebebi bilinmezse, temiz kabul edilir. Başkasına sorup, araştırmak gerekmez.

Göl ve deniz
Sual:
Gölde, denizde abdest alınır mı?
CEVAP
Evet.

Irmak suyu ile abdest
Sual:
Kırlarda akarsular, ırmaklar üstü açık olarak akıyor. Bu sular içilir mi, böyle sular ile abdest alınır mı?
CEVAP
İçine necaset karışmıyorsa üstünün açık olmasının mahzuru olmaz. Genelde akarsu pis olmaz. Hadis-i şerifte, (Rengi, tadı ve kokusu değişmeyen su temizdir, necis değildir) buyuruluyor. (Dürer)

Müstamel sudan sakınmak
Sual:
Müstamel su, imam-ı Muhammed’e göre temizdir. Buna rağmen yine sakınmak gerekir mi?
CEVAP
Diğer imamlara da uymak için dikkat edilmelidir.

Büyük havuz
Sual:
Abdest alınması için, büyük havuz ne demektir?
CEVAP
Hanefi’de alanı 23 metrekare olan su büyük havuz kabul edilir. Şafii’de kulleteyn ise 220 kg su alan havuzdur. Bu havuz temiz kabul edilir.

Su sıçrasa
Sual:
Gusül ve abdest suyuna (kovaya) yıkanırken su sıçrasa bir şey gerekir mi?
CEVAP
Bir şey gerekmez.

İdrar dökülse
Sual:
Din kitaplarında suyun rengi, kokusu ve tadı değişmedikçe su temiz kabul ediliyor. O halde,büyük bir kazan temiz suyun içine bir fincan idrar döksek, su necis olmaz mı?
CEVAP
Hanefi’de, küçük havuza, Şafii’de ise, kulleteynden az olan suya, az necaset düşerse, üç sıfatı değişmese de, necis olur. İnsan içmez ve temizlikte kullanılmaz. Üç sıfatı değişirse idrar gibi olup hiçbir şeyde kullanılmaz. Maliki mezhebinde ise, rengi, kokusu ve tadı değişmemiş su ile abdest ve gusül sahih olur ise de mekruh olur. Maliki’de mai müstamel de böyledir. (S. Ebediyye)

Takunyadaki su
Sual:
Takunyadaki abdest suyu, müstamel su hükmünde midir? Yani bir başkası, kullanılmış ıslak takunyayı yıkamadan onunla abdest alabilir mi?
CEVAP
Takunyadaki abdest suyu müstamel değildir. Takunyayı yıkamadan, onunla abdest alınabilir.

Gaz ve benzin
Sual:
Abdest suyunun içine, gazyağı veya benzin damlasa, suyun üç vasfından, renk, koku, tadından biri değiştiğine göre, bu su ile abdest almak caiz midir?
CEVAP
Caizdir. Gazyağı ve benzin necis değildir. Necaset karışıp da üç vasıftan biri değişirse, bu su ile abdest alınmaz. (Cevhere)

Temiz kabul edilir
Sual:
Yolda rastlanan, temiz olduğu zannedilen suyla, abdest alınır mı?
CEVAP
Evet, bu su ile abdest alınır. Su az olup, içine necaset karıştığı iyi bilinmedikçe bununla da, abdest alınır. Yani, temiz kabul edilir.

İbadetler, fazla zan edilmekle, temiz ve doğru olur; fakat itikat çok zan ile doğru olamaz. İyi bilinmekle doğru olur.

Kar ile abdest
Sual:
Su yok kar var. Karla abdest alınır mı? Teyemmüm etmek mi gerekir?
CEVAP
Kar ile abdest alınmaz. Kar ile taharet caizdir. Memba suları ile abdest alınabilir. Teyemmüm burada geçerli olmaz. Kar bir kaba konur eritilir ve su olur. Bu su ile abdest alınır. Şehirde su bulamamak özür sayılmaz.

Ayakları leğene sokmak
Sual: Abdest için eğilip ayaklarını yıkayamayan, ayaklarını lavaboya da kaldıramayan hasta, içi su dolu leğene sokup çıkarsa, ayaklarını yıkamış olur mu?
CEVAP
Ayağını leğendeki suya sokunca, bütün su müstamel olmuş olur. Başka bir kavle göre, caiz olur. Zaruret veya ihtiyaç olunca, bu kaville amel etmek caiz olur.

Müstamel suyla abdest
Sual: Su bulunmadığı yer ve zamanda, abdestte kullanılmış müstamel su ile abdest alınır mı?
CEVAP
Hanefî’de müstamel su ile abdest alınmaz. Böyle ihtiyaç olunca, Mâlikî mezhebi taklit edilerek, abdest almak caiz olur.

Kaplıca suyu
Sual:
Toprağından dolayı olsa gerek, kaplıca suyumuzun rengi kırmızıdır. Bu su ile abdest alabilir miyiz?
CEVAP
Evet, abdest alınır. Renginin değişik olması necis olduğunu göstermez. Su vasfını taşıyan ve necis olmayan her su ile abdest alınır.

Bir suya temiz şeyler karışıp, suyun rengi değiştiği halde, su ismi değişmemişse, o su ile abdest alınır. (S. Ebediyye)

Cünüp küvete girse
Sual:
Abdestli veya abdestsiz yahut cünüp kimse, kuyuya veya küvete serinlemek niyetiyle girip çıksa yahut tedavi maksadıyla kaplıca küvetindeki sıcak suda dursa, bu su müstamel olur mu?
CEVAP
Serinlemek veya tedavi niyetiyle girmekle gusletmek için girmek farklıdır. Abdestte ve gusülde kullanılan suya müstamel su denir. Müstamel su, İmam-ı Muhammed’e göre temizdir, fakat hadesi temizleyici değil, yani bu suyla tekrar abdest alınmaz, gusledilmez ve içilmez. Temiz suya karışan müstamel su miktarı temiz sudan azsa, bu suyla abdest ve gusül caizdir. Mesela, 5 litre suya 4 litre müstamel su karışsa bununla abdest veya gusül sahih olur.

Cünüp veya kâfir, necaset bulaşmamış olan avucunu bir yere sokup su alsa veya kolunu sokup, içindeki tası alsa, o yerdeki su dört mezhepte de pis olmaz. Necaset üzerinden akan suyun yarıdan fazlası necasete temas ederse, bu su pis olur. Azı değerse ve necasetin üç sıfatı suda bulunmazsa, pis olmaz. Müstamel su, Mâlikî’de hem temizdir, hem de temizleyicidir. Yani müstamel suyla abdest alınır ve gusledilir. (Menahic-ül ibad)

Aşağıdaki yazının tamamı Halebî-yisagir’den alınmıştır:
Cünüp, elini veya ayağını, kova aramak için kuyunun içine soksa, zaruret olduğu için o su, müstamel olmaz. Fakat kuyuya serinlemek için elini veya ayağını soksa, bu durumda zaruret olmadığı için, o su müstamel olur.

Cünüp, ağzını yıkamaya niyet etmeden ağzına su alsa, İmam-ı Muhammed'e göre o su müstamel olmaz. İmam-ı Ebu Yusuf'a göre, o su müstamel olur.

Cünüp veya abdestsiz olan, yıkamak maksadıyla elini su kabına soksa, o su müstamel olur. Temiz olan kimse, kuyuda gusletse, kuyunun suyu müstamel olur.

Temiz kimse, kova aramak için kuyuya girse ve kuyunun içinde bedenini ovmasa, su müstamel olmaz. Hattâ kirini gidermek için kuyuda bedenini ovsa, yine su müstamel olmaz. Gusle niyet ederse müstamel olur. Abdestsiz kimse, abdest uzuvlarından başka bir yerini yıkasa, o su müstamel olmaz. Çünkü abdest için yıkamamıştır. Serinlemek veya terini atmak için yıkamıştır.

Temiz elbisenin veya temiz bir kabın yıkandığı su da, müstamel olmaz.

Abdestsiz ve temiz kimsenin elini soktuğu suyla abdest almak caizdir.

Cünüp guslederken, kullandığı su, kovasına sıçrasa, bu su, kovadaki suyu müstamel etmez. İmam-ı Muhammed'e göre, müstamel su, temiz sudan fazla olmadıkça o karıştığı su müstamel hâle gelmez.

Cünüp, kovayı almak için su kuyusuna girse, Ebu Yusuf'a göre, bu kimse cünüptür, su temizdir. İmam-ı a’zama göre ise, o kişinin cünüplüğü devam eder, su da kirlenmiştir. İmam-ı Muhammed’e göre ise ikisi de temizdir. O kişi, cünüplükten temizlenmiş, su da kirlenmemiş olur. Fetva da böyledir. Eğer bir kişi, namaz kılmak maksadıyla gusletmek için, bir kuyuya girse, su müstamel olur. Cünübün yıkanmış olduğu kuyu da, pislenmiştir. (Halebî-yisagir)

Sual: Suyun içine kavun, karpuz kabuğu gibi çeşitli yiyecek artıkları düşse, bu su ile abdest alınır mı?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Kudûrî şerhinde deniyor ki:
“Bir suya, temiz şeyler karışsa, su ismi değişmedikçe, rengi dönse bile, onunla abdest alınır.”

Müstamel, kullanılmış su temiz midir?
Sual: Abdest ve gusülde kullanılan su ve abdest alırken elbiseye sıçrayan su damlaları necis midir?
Cevap:
Abdest ve gusülde kullanılan suya Müstamel, kullanılmış su denir. Bu su, İmam-ı a'zam hazretlerinin içtihadına göre kaba necasettir. İmamı Ebu Yusuf hazretlerinin içtihadına göre, hafif necasettir. İmam-ı Muhammet hazretlerinin içtihadına göre ise temizdir ve fetva da böyledir. Bu su ile necaset temizlenir, fakat, abdest ve gusül alınamaz. Şafii mezhebinde de böyledir. Bu suyu içmek ve bununla hamur yapmak mekruhtur. Abdest alırken, elbiseye, kurnaya sıçrarsa ve necaset temizlemekte kullanılan her su, iğne ucu kadar sıçrarsa, kabı ve elbiseyi pisletmez. Müstamel yani kullanılmış suyun, Maliki mezhebinde hem temiz, hem de temizleyici olduğu, yani müstamel su ile abdest ve gusül alınabildiği, Menâhic-ül-ibâd kitabında yazılıdır.

Sual: Abdestsiz veya cünüp olan bir kimse, elini su dolu kovaya soksa, bu su pis mi olur?
Cevap:
Abdestsiz veya cünüp olan kimse yahut hayız hâlindeki kadın veya müşrik, kâfir, necaset bulaşmamış olan avucunu bir yere sokup su alsa veya kolunu sokup, içindeki tası alsa, o yerdeki su dört mezhepte de pis olmaz.

Sual: Yağmur ve eriyen kar suları ile abdest alınabilir mi ve böyle sularla necaset temizlenebilir mi?
Cevap:
Yağmur, kar, dolu suyu, deniz, nehir, kuyu, göl, memba, kaynak sularına, Mutlak su denir. Bu sularla, hem abdest, gusül alınır, hem de her türlü necaset temizlenir.

Sual: Domuzun, köpeğin ve yırtıcı hayvanların artığı olan su ile abdest ve gusül alınabilir mi?
Cevap:
Domuzun, köpeğin, yırtıcı hayvanların ve henüz fare yiyen kedinin artıkları, etleri ve sütleri kaba necasettir. Bunları yemek, içmek haramdır. Artıklarını abdestte, gusülde ve temizlikte kullanmak caiz değildir. İlaç olarak da kullanılmaz. Maliki mezhebinde domuz ve köpek temizdir. Fakat bunları yemek, Malikî mezhebinde de haramdır.

Sual: Ağaçlardan damlayan ve meyvelerinden sıkılarak elde edilen sular temiz midir ve bunlarla abdest alınabilir mi?
Cevap:
Ağaçtan, ottan, meyveden, asmadan çıkan, damlayan su temizdir. Fakat bunlar ile ve bunları sıkarak çıkarılan sular ile abdest ve gusül caiz değildir.

Sual: Su içinde yaşayan hayvanlar, suyun içinde ölünce, bu su ile abdest ve gusül alınabilir mi?
Cevap:
Suda yaşayan balık, yengeç, su kurbağası, suda ölünce, bu su ile abdest ve gusül almak caizdir. Toprak kurbağası ve yılanından, akıcı kanı olmayanları da, suda ölünce, abdest ve gusül caiz olur. Bütün bunlar, sudan çıkarılıp, ölünce, ölüleri suya düşerse, yine caiz olur. Kurbağa, suda parçalanırsa, yine caiz olur. Fakat içilmez. Çünkü, eti haramdır. Ördek, kaz gibi karada doğup, suda yaşayan hayvan ölünce, küçük havuz, necis, pis olur.

Sual: Yolculuk yaparken, yol kenarlarında birikmiş sular oluyor. Namaz vakti girmişse ve o bölgede de başka su yoksa böyle sularla abdest alınıp namaz kılınabilir mi?
Cevap:
Yolda rastlanan bir suyun temiz olduğu iyi bilinir veya temiz olduğu çok zan edilirse, bununla abdest alınır. Hatta, su az ise, buna necaset karıştığı iyi bilinmedikçe, bununla abdest alınır ve gusül edilir. Böyle su varken teyemmüm edilmez. Çünkü, her suyun aslı temizdir, zan ile pis olmaz. Zan ile, aslı üzere kalır, yani temiz kabul edilir. Ebû Nasr Akta hazretleri, Kudûrî şerhinde buyuruyor ki:
“Bir suya, temiz şeyler karışsa, su ismi değişmedikçe, rengi dönse bile, onunla abdest alınır.”

Sual: Küçük çocuğun elini soktuğu kovadaki su ile abdest almanın mahzuru olur mu?
Cevap:
Küçük çocuğun elini suya sokması, kedinin artığı gibidir. Yani, eli temiz olduğu bilinmiyorsa, bu su ile abdest almak veya içmek, tenzihen mekruh olur.

Sual: Kitaplarda akıcı su tabiri geçiyor, bunun ölçüsü nedir?
Cevap:
Saman çöpünü sürükleyen suya, akıcı su denir.

Sual: Birinin mülkü olan suyu çalıp, bu su ile alınan abdest, sahih olur mu, bununla namaz kılınabilir mı?
Cevap:
Gasbedilen, çalınan su ile abdest almak sahih ise de, haramdır.

Sual: Hamama veya havuza giden kimse, hamamdaki kurnalardan ve havuzdaki sudan abdest, gusül alabilir mi?
Cevap:
Hamama giren kimse, kurnayı veya havuzu dolu görse, içine necaset bulaştığını bilmedikçe, o su ile abdest ve gusül alabilir. Su akıtıp, kurnayı taşırmaya lüzum yoktur.

Sual: Yaprak, ağaç dalı gibi şeyler, su içinde olsa, bu su ile abdest alınabilir mi?
Cevap:
Kudûrî şerhinde deniyor ki:
“Bir suya, temiz şeyler karışsa, su ismi değişmedikçe, rengi dönse bile, onunla abdest alınır.”

Sual: Akmakta olan su, her zaman temiz mi demektir?
Cevap:
Necaset eseri görülünceye kadar, akan su temiz olur.

Sual: İçinde ölmüş balık bulunan su ile abdest alınabilir mi?
Cevap:
Suda yaşayan balık, yengeç, su kurbağası, suda ölünce, bu su ile abdest ve gusül caizdir.

Her su ile abdest alınır mı?
Sual: Rengi belli olmayan, kokan su ile, abdest ve gusül alınabilir mi?
Cevap:
Hanefi mezhebinde, küçük havuza, Şafii mezhebinde ise, kulleteynden az olan suya, az necaset düşerse, üç sıfatı değişmese de, necis olur. İnsan içmez ve temizlikte kullanılmaz. Üç sıfatı değişirse bevil, idrar gibi olup hiçbir şeyde kullanılmaz. Kulleteyn, beşyüz rıtıldır. Rıtıl 130 dirhem, dirhem 3,36 gramdır. Kulleteyn, 220 kilogram olmaktadır.

Uzun zaman durmakla üç sıfatı değişen su, pis olmaz. Kokan suyun sebebi bilinmezse, temiz kabul edilir. Başkasına sorup, araştırmak lazım değildir.

Görünen veya görünmeyen necaset, Hanefi mezhebinde akar suya ve büyük havuza, Şafii mezhebinde kulleteyn miktarı olan suya, Maliki mezhebinde ise herhangi miktardaki suya düşerse, pisliğin üç eserinden biri, yani rengi, kokusu veya tadı belli olmayan her tarafından abdest ve gusül caiz olur. Mesela leş varsa veya insan veya hayvan bevil, idrar yaparsa veya yırtıcı hayvan içerse, aşağı tarafında bir eseri görülmezse caiz olur. Bazı âlimlere göre, caiz olması için, necasete değen suyun, değmeyen sudan az olması lazımdır. Suyun devamlı akması şart değildir. Necis yere su dökülerek, bir metre kadar akar, üç sıfatı giderse, temiz olur.

Sual: Bir kovada bulunan suyun içine, necis olmayan şeyler karışmış olsa, bu su ile abdest alınabilir mi?
Cevap:
Ebû Nasr Akta hazretleri, Kudûrî şerhinde diyor ki:
“Bir suya, temiz şeyler karışsa, su ismi değişmedikçe, rengi dönse bile, onunla abdest alınır.”

Sual: Eşek ve katırın artığı olan suyu, bir kimse abdest ve gusülde kullanabilir mi?
Cevap:
Eşek ve katır artığı temizdir. Fakat, temizleyici olup olmadığı şüphelidir. Yaban eşeğini yemek caizdir ve artığı temizdir.

Sual: Deniz suyu ile içinde koli basili bulunup da içilmeyen su ile abdest alınabilir mi? Guslederken sabun, su kazanının içine düşse, o su ile gusletmekte mahzur var mıdır? İçine ayran, sirke dökülmüş su ile abdest alınır mı?
CEVAP
Deniz suyu temizdir. İçilebilir de. Fakat tuzlu olduğu için içilmiyor diye, "abdest alınmaz, gusledilmez" şeklinde bir kaide yoktur. Necis olduğu için içilmeyen bir su ile abdest alınmaz. Fakat koli basili bulunduğu için içilmeyen bir su ile abdest alınır. Bir kazanın içine bir kaşık tuz konsa, o su ile abdest alınabilir. Eriyemeyecek kadar çok tuz konursa, o zaman böyle bir tuz eriyiği ile abdest alınmaz.

Bir kazan suya bir kaşık ayran veya sirke katılsa, bu su ile abdest alınır. Bir suya süt, ayran gibi bir şey karışıp, suyun rengini değiştirecek kadar çok olursa, o su ile abdest alınmaz. Kavun suyu ve şeker karışıp da suyun tadı değişmezse, böyle bir su ile abdest alınır. Tadı değişecek kadar çok konursa, o su ile abdest alınmaz.

Meyve suları içildiği halde, hiçbirisi ile abdest alınmaz. Zemzem suyu ile abdest alınır, gusledilir. Bir suya mürekkep damlayıp suyun rengini değiştirmezse, o su ile abdest alınır. Karışan sıvı, suyun üç vasfı olan renk, koku ve tadından birini değiştirirse, o su ile abdest alınmaz, gusledilmez. Bunun istisnaları vardır. Mesela, fasulye, nohut, mercimek soğuk suda kalıp suyun üç sıfatı yani rengi, kokusu ve tadı değişse bile akıcılığını kaybetmediği müddetçe böyle su ile abdest alınır. Et suyunun rengi, kokusu ve tadı değişmemiş bile olsa, yine et suyu ile abdest alınmaz.

Bir suya temiz şeyler karışıp, suyun rengi değiştiği halde, su ismi değişmemişse, o su ile abdest alınır. Küçük bir havuza, az bir necaset düşürse, suyun üç sıfatı değişmese de yine, o su ile abdest alınmaz. Uzun zaman durmakla, üç sıfatı değişen su, pis olmaz. Bununla abdest alınır.

Sual:
Müstamel su nedir? Bu su ne işe yarar?
CEVAP
Abdestte ve gusülde kullanılmış olan suya müstamel su denir. Cenaze yıkanmış su da, yemekten önce ve sonra, sünnet olduğu için el yıkanmış su da müstamel sudur. Müstamel su, imam-ı a’zama göre kaba necasettir. İmam-ı Ebu Yusuf'a göre, hafif necasettir. İmam-ı Muhammed’e göre temizdir. Fetva da imam-ı Muhammed’e göredir. Bununla necaset temizlenir; ama, abdest alınmaz ve gusledilmez. İçmek ve hamur yapmak mekruhtur.

Müstamel su, Maliki hariç, diğer üç mezhepte, tahirdir, ama mutahhir değildir. Yani temizdir, temizleyici değildir. Necaset temizlenir, ama o su ile tekrar abdest alınmaz. Maliki’de, hem tahirdir, hem de mutahhirdir. (Mizan-ül kübra)

Cenaze yıkanmış su, mai müstamel ise de necistir. Bunun için, yıkayanların üstüne sıçramaması, peştamal sarınmaları lazımdır.

Sual:
Güneş enerjisi ile ısınan su ile abdest almak mekruh mu?
CEVAP
Güneş enerjisinden aletler vasıtası ile ısınıyorsa, mekruh olmaz. Güneşte kalarak ısınmışsa tenzihen mekruh olur.

Sual:
Bir kova suya temiz bir sabun düşse, elimizi sokarak bu sabunu çıkarsak, kovadaki su ile abdest almakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Sabun eriyerek suyun akıcılığını kaybettirmezse, bu suyla abdest alınır. (Redd-ül Muhtar)

Sual:
Su dolu kovaya sirke dökülse, bu su ile abdest alınır mı?
CEVAP
Evet alınır.

Sual:
Uzun zaman kalmakla kokan su ile abdest alınır mı?
CEVAP
Uzun zaman durmakla üç sıfatı değişen su, pis olmaz. Kokan suyun sebebi bilinmezse, temiz kabul edilir. Başkasına sorup, araştırmak gerekmez.

Sual: Gölde, denizde abdest alınır mı?
CEVAP
Evet.

Sual:
Kırlarda akarsular, ırmaklar üstü açık olarak akıyor. Bu sular içilir mi, böyle sular ile abdest alınır mı?
CEVAP
İçine necaset karışmıyorsa üstünün açık olmasının mahzuru olmaz. Genelde akarsu pis olmaz. Hadis-i şerifte, (Rengi, tadı ve kokusu değişmeyen su temizdir, necis değildir) buyuruluyor. (Dürer)

Sual: Müstamel su, imam-ı Muhammed’e göre temizdir. Buna rağmen yine sakınmak gerekir mi?
CEVAP
Diğer imamlara da uymak için dikkat edilmelidir.

Sual:
Su yok kar var. Karla abdest alınır mı? Teyemmüm etmek mi gerekir?
CEVAP
Kar ile abdest alınmaz. Kar ile taharet caizdir. Memba suları ile abdest alınabilir. Teyemmüm burada geçerli olmaz. Kar bir kaba konur eritilir ve su olur. Bu su ile abdest alınır. Şehirde su bulamamak özür sayılmaz.

Sual:
Abdest alınması için, büyük havuz ne demektir?
CEVAP
Hanefi’de alanı 23 m2 olan su büyük havuz kabul edilir.
Şafii’de kulleteyn ise 220 kg su alan havuzdur. Bu havuz temiz kabul edilir.

Sual:
Gusül ve abdest suyuma (kovaya) yıkanırken su sıçrasa bir şey gerekir mi?
CEVAP
Bir şey gerekmez.

Sual: Din kitaplarında suyun rengi, kokusu ve tadı değişmedikçe su temiz kabul ediliyor. O halde,büyük bir kazan temiz suyun içine bir fincan idrar döksek, su necis olmaz mı?
CEVAP
Hanefi’de, küçük havuza, Şafii’de ise, kulleteynden az olan suya, az necaset düşerse, üç sıfatı değişmese de, necis olur. İnsan içmez ve temizlikte kullanılmaz. Üç sıfatı değişirse idrar gibi olup hiçbir şeyde kullanılmaz. Maliki mezhebinde ise, rengi, kokusu ve tadı değişmemiş su ile abdest ve gusül sahih olur ise de mekruh olur. Maliki’de mai müstamel de böyledir. (S. Ebediyye)

Sual:
Abdestten artan suyu, kıbleye karşı ayak üzere içmek müstehaptır. Çeşmeden içmek de olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Abdestte ve gusülde çok su kullanmak israf mıdır? İsrafsa mekruh olur mu?
CEVAP
Abdestte ve gusülde, lüzumundan fazla su kullanmak israf olup, haramdır. (S. Ebediyye)

Sual:
Soğuk günlerde abdest alırken sıcak su gelmesi için musluğu fazla açmak israfa girer mi?
CEVAP
İsraf olmaz, kasten yapılmıyor.

Sual:
Abdestten yere düşen suyun üzerine basınca ıslanan çorap necis olur mu?
CEVAP
Necis olmaz.

Sual: Yolda rastlanan ve temiz olduğu zannedilen su ile, abdest alınır mı?
CEVAP
Evet, bu su ile abdest alınır. Su az olup, içine necaset karıştığı iyi bilinmedikçe bununla da abdest alınır. Yani, temiz kabul edilir.

İbadetler, fazla zan edilmekle, temiz ve doğru olur. Fakat, itikat çok zan ile doğru olamaz. İyi bilinmekle doğru olur.

Sual: Abdest suyunun içine, gaz veya benzin damlasa, suyun üç vasfından, renk, koku ve tadından biri değiştiğine göre, bu su ile abdest almak caiz midir?
CEVAP
Caizdir. Gaz ve benzin necis değildir. Necaset karışıp da üç vasıftan birisi değişirse, bu su ile abdest alınmaz. (Cevhere)

Sual:
Evde sular kesilince, içmek, abdest almak gibi ev ihtiyacı için cami avlusundaki şadırvandan su almak caiz midir?
CEVAP
Caizdir.

Sual: Diş dolgusu veya diş kaplamasının gusl abdesti bakımından hükmü nedir?

Cevab:

Hanefî ve Hanbelî mezhebinde gusl abdestinde ağzın içini yıkamak farz ise de, Mâlikî ve Şâfiî mezhebinde farz değildir. Bir kimsenin bir ameli, bir ibâdeti dört mezhebden birine göre sahih ise, tamamdır, bir şey lâzım gelmez. Hele bu iki mezhepten birini taklit ederse hiç mesele kalmaz. Gusl abdesti alıp, namaz kılan birine, ağzında diş dolgusu veya kaplaması olduğu için gusl abdestinin ve namazlarının sahih olmayacağını söylemek yerine, kurtuluş yolu bildirmek gerekir. Kaplama ve dolgusu olan Hanefîler böylece, “Ümmetimin müctehidleri arasındaki ayrılık, rahmet-i ilahiyyedir” hadîs-i şerifindeki rahmete kavuşurlar inşallah. İbâdet yapmakta veya haramdan sakınmakta harac (zorluk) olunca, harac bulunmayan başka bir mezhebi taklid etmek usul-i fıkh kâidesidir.

Bazı âlimler diş dolgusu ve kaplamayı sıhhati muhafaza çerçevesinde câiz görür; ama dişe yapışıp altına su geçmeyen hamurun gusle mâni olduğu istikametindeki Hanefî kavline kıyasen, bu kişinin guslünün Hanefî mezhebine göre câiz olmayacağından, Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklid etmesi gerektiğini söyler. Nitekim bir talebesi Abdülhakîm Arvâsî’ye gelip “Ben bugün Bayezid Câmii’nde bir vâiz dinledim. Ağzında kaplama dişi olanların guslü sahih olmaz. Binaenaleyh cünüplükten kurtulmazlar” dediğini nakletmiş. Abdülhakîm Efendi ise, “Doğru söylemiş, ama noksan söylemiş. Eğer Şâfiî mezhebini taklid ederse cünüplükten kurtulur” buyurmuş. Abdülhakîm Efendi’nin talebelerinden Hüseyn Hilmi Işık Efendi de hocasının bu fetvâsını nakleder. Deriye yapışan mumun ve ağza yapışan hamurun altına su geçirmediği için gusle mâni olduğu hükmüne dayandırarak müdafaa eder.

Seyyid Abdülhakîm Efendi, gayrı matbu Namaz Risâlesi’nde buyuruyor ki: “Ağzın ve burnun içini yıkamak, ya’ni buralara suyu îsâl etmek Şâfiî’de farz değildir. Hanefî mezhebinde ise, buralara suyu îsâl etmek farzdır. Bunun içindir ki, Hanefî mezhebinde olanlar, dişlerini kaplatamazlar ve doldurtamazlar. Çünki buralara su isabet etmez. Dişini kaplatan veya doldurtan, Şâfiî mezhebini taklid eder.” Gusl abdestinde, Hanefî mezhebine göre ağzın içini yıkamak farz olduğundan, diş dolduran veya kaplatanların Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklid etmeleri lâzımdır. Zira bu iki mezhebde guslederken ağzın içini yıkamak farz değildir. Hilmi Işık, Seâdet-i Ebediyye, s.132-136.

Diş dolgusu ve kaplaması son zamanlarda ortaya çıkmış bir meseledir. Osmanlı ulemâsından Bolvadinli müderris Yunuszâde Vehbi Efendi gibi zâtlar da diş kaplaması ve dolgusunun, gusül abdesitine mani olduğu yolunda fetvâ vermiştir. (İctihada Dair, Sırat-ı Müstekim, Cilt: 3, Aded: 57, 24 Eylül 1325, Sahife: 74) Ömer Nasuhi Bilmen’in de son günlerinde bu fetvâyı kabul ettiğini kendisinden bizzat nakleden -Prof. Dr. Zeki Çıkman, Prof. Dr. Mustafa Çetin Varlık, Süleyman Kuku gibi- bazı zâtlardan işittik.

Bazıları ise cebîre ve örgülü saça kıyasen diş dolgusunun gusle mâni olmadığını söylemiştir. Diyânet de buna itibar etmiştir. Çoklarının delil getirdiği üzere Said Nursî, 1932 senesinde kendisine sorulan bir sual üzerine “Bu bir ictihadî mesele olduğu ve ben de müctehid olmadığım halde..” diyerek başladığı cevabda, diş dolgusunu yaranın sargısına benzetip, umumî belvâ olarak görüyor ve kendi mezhebi olan Şâfiî ictihadına uygun olarak cevaz veriyor. Mamafih Said Nursî'nin nin son zamanlarında kendisini ziyarete gelen bazı talebelerine [yanlış hatırlamıyorsam Hulusi Yahyagil’e], diş kaplatmanın Hanefîler için zor olacağını söylediğini; bunu işitenlerin kaplama dişlerini söktürdüklerini talebesinden hemşehrimiz merhum Hamza Emek'ten bizzat dinledik.

Osmanlılar zamanında önceleri diş kaplamasının gusle mâni olduğuna dair fetvânın câri olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Şeyhülislamlık diş doldurtanın gusül abdestinin sahih olmadığına 1918'de fetva vermiştir. Fetvâ sûreti: “Boş dişlerini doldurma ve kaplamada cevâz-ı şer’î var mıdır? Yoktur. (25 Eylül 1334/m.1918)” İstanbul Müftülüğü, Fetvâhâne-i Âli Defterleri, 400 Numaralı Defter, No: 950. Bu tarihte Musa Kâzım Efendi şeyhülislâmlık makamındadır. Bazılarının iddia ettiği ve Mecmua-ı Cedide adlı fetva kitabında neşrettiği cevaz fetvasının doğru olmadığı anlaşılmaktadır.

Tek Parti devrinde Maarif Vekâleti tarafından çıkartılan "Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine - Nasıldı Nasıl Oldu?" adlı kitapta, Osmanlı Müslümanları, diş dolgusunun Hanefî mezhebinde gusle mâni olduğuna inandıkları için alaya alınır. İttihat ve Terakki devrinde, modernistlerin neşr vasıtası hükmündeki Sebilürreşâd mecmuasında yazı yazan İzmirli İsmail Hakkı tarafından mesele mugâlata mevzuu hâline getirilmiş; sonra da bir cevaz fetvâsı elde edilmiştir. Bu fetvâ, şeyhülislâmlıkta fetvâ müsevvidi Ali Murtedâ tarafından Mecmua-i Cedîde adlı fetvâ mecmuasının yeni baskısında neşredilmiştir. Sonradan diş dolgu ve kaplamasının gusle mâni olmadığını söyleyenler de, hep bu fetvâ denilen söze dayanmışlardır. Fetvânın altına da önce Hasen Hayrullah, sonra Hasen Fehmi Efendilerin ismi yazılmıştır. Halbuki bu iki isim, Mecmua-i Cedide’nin ilk baskısı sırasında şeyhülislâm idiler. O baskıda ise bu fetvâ yoktur. İkinci baskısı yapılırken eklenmiştir. Bu zamanda da şeyhülislâmlık makamında -masonlukla da itham edilmiş olan- Musa Kâzım Efendi oturmakta idi. Öyleyse burada da bir ilmî sahtekârlık mevzubahistir. Zira Muallim Cevdet, şeyhülislâmlığın, diş dolgusunun gusle mâni olduğu fetvâsından bahsediyor. (1920 tarihli bu makale, Mektep ve Medrese adlı kitapta vardır.) Demek ki şeyhülislâmlığın, diş dolgusunun gusle mâni olduğuna fetvâ verdiği; İttihatçılar zamanında, bu fetvânın değiştirildiği anlaşılmaktadır

Şurası bir hakikattir ki, Hanefî mezhebi ihtiyat üzerine kuruludur. İki kavil ile karşılaşınca, ahzü bi’l-ehvat (ihtiyatlı olanı almak) mezhebin kaidesidir. Meselâ İmam Ebu Hanife, seferîlik için bildirilen muhtelif mesafelerden en uzun olanına itibar etmiştir. Zira üç günlük seferde namaz kısaltıldığı için uzun olanı almayı ihtiyatlı görmüştür. Mehrin asgari mikdarında, hırsızlık haddinde cezanın infazı için malın taşıması gereken kıymette de ihtiyatlı olanı esas almıştır. Diş dolgusu ve kaplaması hususunda adem-i cevaz fetvası verilirse, bu fetvâ doğru olmasa bile, mükellefin kaybedeceği bir şey olmadığı gibi, mezheblerin hilafından çıktığı için müstehab sevabı alır. Ama eğer adem-i cevâz fetvâsı doğru ise, mükellefin guslü, binaenaleyh namazı sahih olmamak tehlikesi vardır.

13 Temmuz 2012 Cuma

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir