karaciğere zararlı yiyecekler nelerdir / Karaciğere iyi gelen yemekler

Karaciğere Zararlı Yiyecekler Nelerdir

karaciğere zararlı yiyecekler nelerdir

Ya&#;l&#; karaci&#;er hastal&#;&#;&#;n&#;n belirtileri nelerdir?

Ya&#;l&#; karaci&#;er, hastal&#;&#;&#;n çok geç evrelerine kadar sessizce geli&#;ir, bu nedenle hastalar&#;n büyük ço&#;unlu&#;u hastal&#;&#;a sahip olduklar&#;n&#;n fark&#;nda de&#;ildir.

Ya&#;l&#; karaci&#;er hastal&#;&#;&#;n&#;n belirtileri &#;unlard&#;r:

- Kar&#;n a&#;r&#;s&#; ve &#;i&#;kinlik hissi,

- Kar&#;n ve bacak &#;i&#;mesi,

- &#;&#;tah kayb&#;,

- Mide bulant&#;s&#;,

- Sar&#;l&#;k,

- Yorgunluk,

- Güçsüzlük

Asla yememeniz gereken 5 yiyecek

Karaci&#;er ya&#;lanmas&#; hiçbir durumda hafife al&#;nmamas&#; gereken bir durumdur, çünkü hastal&#;k zamanla geri dönü&#;ü olmayan daha ciddi sa&#;l&#;k sorunlar&#;n&#;n geli&#;mesine yol açabilir.

Karaci&#;er ya&#;lanmas&#;n&#; önleyen bir ilaç yoktur, bu nedenle diyabet, hipertansiyon ve a&#;&#;r&#; kolesterol gibi tüm metabolik faktörlerin do&#;ru &#;ekilde yönetilmesi ve tedavi edilmesinin yan&#; s&#;ra sa&#;l&#;kl&#; bir ya&#;am tarz&#;na sahip olmak ve gerekirse kilo vermek oldukça büyük bir önem ta&#;&#;yor.

Bu nedenle uzmanlar bu yiyecek ve içeceklerden uzak durulmas&#;n&#; tavsiye ediyor:

2/ 7


KARACİĞER HASTALIKLARI

 

KARACİĞER YAĞLANMASI: Yağlı karaciğer rahatsızlığı 30 yaş üstü, kilolu insanlarda çok yaygındır. Yağlanmış karaciğerde hücreler ve doku boşlukları yağla işgal edilmiştir. Bundan dolayı karaciğer biraz daha büyük ve ağırdır. Karaciğerin kırmızı görünümünün yerini sarımsı renk almıştır. Bazı durumlarda böylesi bir karaciğerde safra tuzu ve kolesterolden oluşmuş safra taşı çökmeleri de görülebilmektedir. Bu durumda ultrasonda yağlanma rahatlıkla görülebilmekte, çoğu zaman kandaki karaciğer enzimlerinde de artış tespit edilmektedir.

Normal karaciğerde kan, gözenekler arasından geçerken toksinlerden, ölü hücrelerden, mikroorganizmalardan ve yağdan arındırılır. Bir ölçüde karaciğer kan için iyi bir süzgeç vazifesi yapar. Karaciğer yağlanınca, bu tür bir süzme ve arındırma görevini yapamaz. Bozulan karaciğer fonksiyonu otoimmün rahatsızlıklar, tip-2 diyabet gibi ilave bazı problemlere yol açar.

Aşırı kilonuz varsa

Özellikle karın bölgenizde yağlanma varsa ve kilo vermekte zorlanıyorsanız

Kan kolesterol ve trigliserit seviyeleriniz yüksekse

Tip-2 diyabetiniz varsa

Kolay yoruluyorsanız ve

Vücut savunma sisteminiz infeksiyonlara karşı zayıfsa; yağlı karaciğerinizin olması kuvvetle muhtemeldir.

Karaciğer yağlanması tedavi edilmediği takdirde ciddi sıkıntılara yol açar. Karaciğer, yağ metabolizmasının en aktif olduğu organdır. Yağların hem yakılması ve hem de safra kanalı üzerinden bağırsağa atılarak uzaklaştırılmasında önemli görev yapar. Karaciğerin yağlanma dolayısı ile yapı ve fonksiyonunun bozulması birçok hastalığın oluşumunu tetikleyen faktördür.

Karaciğer yağlanması toplumun % ’ini etkileyen bir hastalıktır. Bu oran kilolu insanlarda çok daha yüksektir. Karaciğer fonksiyon testlerinde görülen anormalliğin en önemli sebeplerinden birisi karaciğer yağlanmasıdır.

Karaciğer yağlanmasının tek başına ilaçla tedavisi yoktur. Ancak, birçok şeye (sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite vs.) uymak kaydıyla, takip edilebilecek bir tedavi protokolü, yağlanmanın geriletilmesine imkan vermektedir. Kilo vermek bu açıdan önemlidir. Ancak bunu radikal olarak tatbik etmek tam tersine zararlı olabilmektedir. Bunun yerine tedrici bir kilo verme programı faydalıdır. Bu bakımdan yağlı karaciğer hastalığının tedavisi uzundur. Bazen bu dönem yılları bulabilir. Her gün düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak, sağlıklı gıda tüketmek özellikle sebze meyve ağırlıklı beslenmek ve çok su içmek (günde L) bu bakımdan önemlidir. Kolesterol düşürme amacı ile kullanılan birçok kimyasal ilacın karaciğere daha da zarar verdiği bilinmektedir. Ayrıca, yağda çözünen kimyasallara maruziyet (insektisitler, pestisitler, ilaç metabolitleri vs.) karaciğerde yağlanma ve fonksiyon bozukluğunu indükleyebilmektedir. Tedavi edilmediği takdirde bu olay siroza kadar gidebilmektedir.

 

BESİNSEL DESTEK:

Karaciğerin yapı ve fonksiyonunu düzeltmek için karaciğerdeki metabolik ve detoksifikasyon olayları için gerekli besin öğelerini içeren bir beslenme programı uygulamak gerekmektedir. Bu programın özeti, ihtiyacı olandan, ihtiyacı oranında tüketmektir. Bunun için;

Rafine karbonhidrat tüketimini azaltınız. Çay şekeri, beyaz ekmek, pasta, börek, kek, bisküvi, tatlı vs. tüketimini kısıtlayınız.

Kızartmalar ve işlenmiş yiyeceklerden (konserve ve hazır yiyecekler) uzak durunuz.

Yağlı yiyeceklerden (süt, yağlı peynir, krem, tereyağı, margarin vs.) az miktarlarda tüketiniz.

Sebze ve meyve tüketimine ağırlık veriniz.

Suni meyve suyu, kola, gazoz vs. içecekleri çok az tüketiniz. Suni tatlandırıcılardan ve bunları içeren light içeceklerden uzak durunuz.

Doğal olmayan tavuk etinin fazla miktarda hormon, antibiyotik, antiseptik, steroid içerme ihtimali olduğundan ihtiyatlı olarak tüketiniz.

 

BESİN TAKVİYELERİ:

Omega-3 Yağasitleri: Kanola ve keten tohumu gibi bazı bitkilerin yağları ile bazı balıkların yağlarında (somon gibi) bulunmaktadır. Karaciğer yağlanması için önemli bir besin kaynağıdır. Belirli bir süre kullanımı sonrasında karaciğer hücrelerinden enzim sızmasının engellendiği ve karaciğerin yapı ve fonksiyonunda önemli derecede düzelmeler olduğu gözlenmiştir.

Ginseng: Belirli bir süre düzenli kullanımı ile kandaki karaciğer enzimlerinde azalma, insülin direncinde düzelme ve vücut kitle indeksinde normalleşme görülmüştür. Antioksidan özelliği dolayısı ile karaciğeri oksidan ajanlara karşı korumaktadır.

Deve dikeni: Önemli bileşeni bir flavonoid olan silmarindir. Bu bitkinin tohumlarının karaciğerde hücre rejenerasyonunu aktive ettiği, fibrotik olayları durdurduğu, karaciğeri çeşitli faktörlerin yol açtığı harabiyete karşı koruduğu, bağırsaktan kolesterol ve yağ emilimini engellediği gösterilmiştir.

Ayrıca; Koenzim Q, kolin, sarımsak gibi doğal desteklerin karaciğer yağlanması için faydalı olabileceğine dair görüşler bulunmaktadır.

 

 

HEPATİT: Çoğu zaman viral bir enfeksiyon dolayısı ile karaciğerde oluşan iltihabi bir rahatsızlıktır. Böylesi bir durumda karaciğer normal fonksiyon göremez. Buna bağlı olarak hastada ateş, halsizlik, mide bulantısı ve kusma, iştah kaybı, kas ve eklem ağrıları, karın ağrıları, deride ve gözlerde sararma ve kanda karaciğer enzimlerinde artış görülür.

İnfeksiyon sebebi olan virüs tipine göre farklı türde hepatit bulunmaktadır. Esas olarak hepatit A, B ve C olarak sınıflandırılmalarına karşılık daha nadir olarak hepatit D, E ve G tipleri de görülmektedir. Bu tiplerin hepsi değişik ölçülerde de olsa bulaşıcıdır.

Hepatit A çok bulaşıcıdır. Kişiden kişiye doğrudan geçebileceği gibi, içme suyuna veya yiyeceklere kanalizasyon suyunun karışması ile de yayılabilmektedir. İnfeksiyonu müteakiben hafta içinde sarılık tablosu ortaya çıkmaktadır.

Hepatit B ise daha ziyade kan yolu ile bulaşmaktadır. Enfekte kan verilmesi veya şırınga kullanılması vs. yollar ile yayıldığı gibi cinsel temas ile de yayılabilmektedir. Hepatit B virüsü ile enfekte olan hastaların % 75’i hastalıktan tamamen kurtulmalarına karşılık % 25’lik bir kesimde maalesef siroz ortaya çıkmaktadır.

Hepatit C hastalığın en ciddi türüdür. Hastaların % 85’inde ileriki yıllarda kronik karaciğer hastalığı ortaya çıkmaktadır. Hastalık çok yavaş ilerlemesine rağmen, kalıcı yıkıcı etkiler oluşturmaktadır. Bu hastaların karaciğerlerinde demir yığılması da görülmektedir ki bu durum harabiyetin daha da ilerlemesine yol açmaktadır. Hepatit C virüsünün antikorları kanda tespit edilebilmektedir. Ancak virüsün antikorunun oluşabilmesi için infeksiyondan sonra 6 aylık bir sürenin geçmesi gerkmektedir. Yani, enfekte olmuş bir kanın C virüsü ile enfekte olduğunu aradan 6 ay geçmişse anlamak mümkün olmaktadır. İlk 6 aylık dönemde kandaki hepatit C antikoru negatif çıkacağı için, infeksiyon atlanabilmektedir. Buna rağmen kan nakli yolu ile enfekte olmuş hasta oranı tüm hastalar içinde sadece % 7’dir. Geriye kalanlar enfekte şırınga kullanımı, intravenöz uyuşturucu ve ilaç injeksiyonu ve cinsel temas ile bulaşma şeklindedir.

Delta hepatit olarak da bilinen hepatit D büyük ölçüde önceden hepatit B ile enfekte olmuş hastalarda ortaya çıkmaktadır. Hepatitler içinde en az görülmesine rağmen, en şiddetlisidir. Çünkü bu hastalarda iki infeksiyon üst üste oturmuştur. Çoğu zaman cinsel temas ile ve anneden çocuğa geçiş şeklinde bulaşmaktadır.

Hepatit E bazı geri kalmış ülkelerde oldukça yaygındır. Genellikle kanalizasyon suyundan bulaşmaktadır. Özellikle hamile kadınlar açısından ciddi bir tehlike olmasına rağmen, genelde kronik karaciğer hastalığı oluşturmaz.

Enfeksiyon kaynaklı hepatitler dışında toksik kimyasallara maruziyet ile veya asetaminofen ve ibuprofen gibi bazı ilaçların aşırı kullanımları dolayısı ile de hepatit gelişebilmektedir. Bu gibi sebepler ile ortaya çıkan hepatite, toksik hepatit denilmektedir. Toksinlere maruziyet derecesi yükseldikçe hastalığın şiddeti de artmaktadır.

Hepatitiniz varsa, sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme rejimi uygulayınız. Bu konuda enginara özel bir yer veriniz. Alkol ve sigara kullanmayınız. Yağlı, şekerli gıdalardan uzak durunuz. Mecbur kalmadıkça hekimlerin mutlaka almanızı istedikleri hariç, ilaç kullanmayınız.

Özellikle A vitamininden aşırı kullanmayınız. Hepatit C iseniz, demirden sakınınız.

Bir flavonoid türü olan kateşinler serum bilirubin seviyesini düşürmede etkili olmaktadır.

Kan nakli gerekiyorsa, mümkün olduğunca sağlıklı olduğundan emin olduğunuz yakınlarınızın kanlarını tercih ediniz.

Çeşitli sebeplerden dolayı risk grubu içindeyseniz, aşı yaptırınız.

Glutatyon: Antioksidan özelliği dolayısı ile karaciğeri oksidan faktörlere karşı korur.

Arjinin, sistein ve metiyonin: Karaciğeri toksinlerden arındırır.

S-Adenozilmetiyonin: Karaciğerin iyileşmesini hızlandırır.

Selenyum: Glutatyon peroksidaz, dolayısı ile antioksidan sistemin bir kofaktörü olması sebebiyle karaciğeri oksidan ajanlara karşı korur.

Koenzim Q ve A: Oksijenlenmeyi stimüle eder, immün savunmayı güçlendirir.

Lesitin: Yağ çözünmesini kolaylaştırarak, yağlı karaciğer hastalığında faydalı olur.

B kompleksi vitaminleri: Karaciğerin normal fonksiyonu için önemlidir.

E, C vitaminleri ve flavonoidler: Antioksidan özellikleri dolayısı ile karaciğeri korurlar.

Kalsiyum ve magnezyum: Karaciğer problemi olan insanlarda görülen pıhtılaşma faktörlerindeki yetersizliği engellemek için faydalıdır.

Esansiyel yağ asitleri: Kan yağlarının seviyelerinin düşürülmesinde ve karaciğerin infeksiyonlara karşı mücadelesinde yardımcı olur.

A vitamini: Karaciğerin iyileşmesini hızlandırır.

 

BESİNSEL DESTEK:

Enginar: Karaciğerin fonksiyonunu düzeltmektedir.

Dulavrat otu ve karahindiba kökü: Karaciğer ve kanın temizlenmesine yardımcı olmaktadır.

Meyan kökü: Anti viral aktivitesi sebebiyle kronik aktif hepatitin tedavisine katkı sağlayabilmektedir.

Kurtbağrı (Lugistrum): İmmün sistem güçlendiricisi ve iltihap temizleme özelliği olan bir bitkidir.

Devedikeni: Yapısında bulunan önemli bir flavonoid (Silmarin) karaciğerin iyileşmesini ve güçlenmesini hızlandırır.

Zeytin yaprağı: Antifungal aktiviteye sahiptir.

Phyllanthus (Amla bitkisi-Bektaşi üzümü): Sarılık, dizanteri, diyabet, cilt yaraları ve idrar yolu infeksiyonları gibi hastalıkların geleneksel tedavisinde kullanılır. İçerdiği ana maddeler-lignanlar, alkaloitler ve biyoflavonoitler- karaciğer üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Bu bitki kullanılarak, hepatiti tedavi eden bir ilaç geliştirilmiştir. Ayrıca karaciğer kanserini de baskılayan bitki, diyabette, idrar söktürücü, hipotansif ve hipoglisemik olarak da etkili olmaktadır.

Zerdeçal: Kuvvetli iltihap giderici özelliği dolayısı ile karaciğer hastalıklarında faydalı olmaktadır.

Siyah turp, yeşil çay, kırmızı yonca, labada karaciğer için faydalı olarak değerlendirilen bitkilerdir.

 

 

SİROZ: Karaciğerin çoğu zaman geriye dönüşümsüz bir şekilde tahrip olduğu, normal yapısını ve fonksiyonunu önemli ölçüde kaybettiği iltihabi bir rahatsızlıktır. Sirozun bilinen en yaygın sebebi aşırı alkol tüketimidir. Alkol kaynaklı siroz çok yavaş ve sinsi bir şekilde gelişmektedir. Daha az rastlanılan sebep ise hepatit C dir. Kötü beslenme ve kronik iltihabi hastalıklar da diğer önemli sebeplerdendir.

Başlangıçta kabızlık, ishal, ateş, yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı, karaciğerde büyüme, kusma, karın ve ayaklarda şişme gibi belirtiler görülür. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde kansızlık, deri altında kanama dolayısı ile morluk, sarılık ve ödem ortaya çıkar.

Sirozlu hastalar sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeli, hayvansal besinlerden uzak durmalıdır. Hastaların badem, keçi sütü veya ondan imal edilmiş ürünler, potasyumca zengin olması dolayısı ile muz, bira mayası, esmer su yosunu (varak), erik, üzüm, buğday kepeği, yonca ve yeşil yapraklı sebzelerden tüketmeleri tavsiye edilir. Bezelye, fasulye, soya fasulyesi yüksek oranda arjinin içerdikleri için faydalıdır. Arjinin amonyağın detoksikasyonunda görev yapmaktadır. Taze havuç, pancar suyu gibi sebze, meyve suları faydalıdır. Yağ olarak sızma zeytinyağını aşırıya kaçmadan tüketebilirler. Balık tüketimi haftada 2 porsiyonu geçmemelidir zira balıkta bulunan A vitamininin fazlası karaciğeri yorar.

Siroz hastaları kabız olmamaya dikkat etmelidir. Zira kabızlık, karaciğerin yükünü arttırır. Ancak, bu amaçla aşırı düzeyde laksatif kullanmak doğru değildir. Bunun yerine, barsak hareketlerini arttıran bitki çayları tercih edilmelidir.

Hekim tavsiyesi dışında ilaç kullanmak zararlı sonuçlar verebilir. Siroz hastalarının alkole ilave olarak, hayvansal gıdalar, süt, baharat ve biber, kahve ve kola dahil yapısında stimülan olan yiyecek ve içecekler, beyaz pirinç, rafine şeker içeren yiyecekler, kızartmalar ve tüm ticari olarak hazırlanmış hazır gıdalardan uzak durmalarında fayda vardır. Ayrıca, tereyağı, margarin, yağlı gıdalar, defalarca ısıtılmış yağlar, cipsler vs. karaciğere yük getirecek ağır yağlı gıdalardan kaçınmak gerekir.

Alkol kaynaklı siroz erken dönemde tespit edildiyse, alkolden uzak durarak hastalıktan kurtulmak mümkündür. Siroz hastası gerekmedikçe ilaç dahil kimyasal karakterli hiç bir gıda maddesi tüketmemelidir. Tüketilecek ilaçlar da kesinlikle hekim tavsiyesi ve kontrolü altında olmak zorundadır.

Yapısında insektisit, pestisit, koruyucu, renklendirici vs. toksik karakterli kimyasal içeren gıdalar, başta karaciğer olmak üzere pankreas, böbrek ve diğer bazı organlara ciddi zarar vermektedir.

Dengeli ve sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Düşük protein, yüksek doymuş, bozulmuş, özellikle katı margarin türü yağ içeren yiyecekler karaciğere ciddi zarar verebilmektedir. Vitamin ve mineral bakımından fakir fakat enerji değeri yüksek gıda tüketimi de karaciğer açısından sıkıntı yaratmaktadır. Ayrıca, aşırı yeme ve kilo, karaciğer açısından risk oluşturmaktadır. Karaciğer hastası yeme konusunda son derece dikkatli olmak zorundadır. Hem yiyeceklerin türü ve kalitesi ve hem de miktarı bu bakımdan çok önemlidir.

 

BESİNSEL DESTEK:

B vitamini kompleksi besinlerin sindirimi ve emilimi, kan yapımı ve sinirlerin sağlıklı kalması için gereklidir.

Sarımsak, karaciğerin temizlenmesi ve iyileşmesi için,

Arjinin ve sistein; amonyağın detoksikasyonu için,

Metiyonin, karnitin ve glutatyon ise yağlanmayı azaltmak ve oksidan faktörlere karşı karaciğeri korumak için gereklidir.

Kalsiyum ve magnezyum; karaciğer dokusunun iyileşmesini hızlandırmak ve sinir sistemini güçlendirmek için C vitamini ve flavonoidler ise antioksidan güçleri dolayısı ile faydalıdır.

Koenzim Q doku oksijenlenmesini sağlamak, koenzim A ise toksik maddelerin karaciğerden uzaklaşmasını aktive etmek için gerekmektedir.

Güçlü antioksidan özelliği dolayısı ile üzüm çekirdeği, antioksidan ve detoksifiye edici olarak selenyum, iyileşmeyi hızlandırıcı olarak ılımlı düzeylerde A, D ve E vitaminleri, immün sitemi güçlendirici, yara iyileşmesini hızlandırıcı olarak çinko önemlidir.

Yonca (alfalfa), yapısında bulundurduğu yüksek K vitamini dolayısı ile pıhtılaşmayı aktive ederek, sirozlu hastalarda görülen kanamayı azaltır.

Karaciğer ve sindirim kanalı temizleyicisi olarak sarısabır,

Kan dolaşımını temizleyerek karaciğerin güçlenmesine katkı sağlayıcı olarak dulavrat otu, karahindiba ve kırmızı yonca kullanılabilir.

Devedikeni tohumu, yapsında bulunan silmarin dolayısı ile karaciğer için güçlü bir onarıcıdır. Ayrıca, diken üzümü (sarı çalı, kadıntuzluğu, La. Berberis vulgaris), Basur otu (Kırlangıç otu, La. Chelidonium majus) ve Hidrastis siroza iyi geldiği bilinen bitki türleridir. Ancak, diken üzümü ve basur otu hamileler için toksik potansiyele sahiptir. Hidrastis ise kalp damar hastaları, diyabet ve glokomu olan hastalar tarafından bir haftadan uzun bir süre kullanılmamalıdır.

KARACİĞER YAĞLANMASI VE BESİNLERİMİZ

Bazı bitkiler ise, sağlıksız beslenmeye bağlı karaciğer yağlanması olan hastalarda tedaviyi güçlendirebilmektedir. İçeriğindeki, enginar özü, devedikeni tohumu, rezene, meyan kökü, sarımsak, üzüm çekirdeği gibi besinler dolayısı ile BU BESİN KARIŞIMI karaciğer yağlanması olan hastaların tıbbi tedavileri boyunca veya sonrasında kullanmaları faydalı olabilecek bir üründür.

Bu karışım içeriğindeki besinlerin yağlanmayı engelleme güçleri hakkında çok sayıda bilimsel veri ve makale bulunmaktadır.

    1. Durak I et al. Effects of cholesterol supplementation on antioxidant enzyme activities in rat hepatic tissues: possible implications of hepatic paraoxonase in atherogenesis. Nutrition Metabolism and Cardiovascular Diseases, ;
      • Durak I, Özbek H, Elgun S. Cyclosporin A reduces hepatic antioxidant capacity: Protective roles of antioxidants. International Immunopharmacology ; 4:

ÖZET: Bazı ilaçların karaciğer üzerine olan toksik etkileri doğal antioksidan tüketimi ile engellenebilmektedir.

    1. Durak I et al. Effects of garlic and red clover extracts on adenosine deaminase activities of cancerous and non cancerous human liver tissues. Natural Product Radiance ; 4:

ÖZET: Sarımsak ve kırmızı yonca ekstreleri karaciğer kanserinde etkili olabilmektedir.

    1. Avcı A, Kaçmaz M, Kavutcu M, Göçmen E, Durak İ. Effects of antioxidant extract on adenosine deaminase activities in cancerous human liver tissues. Int J Cancer Res , 1;

ÖZET: Antioksidan özellikli ekstreler karaciğer kanserinde faydalı olabilir.

      • Kilicoglu B, Gencay C, Kismet K, Serin-Kilicoglu S, Erguder İ, Erel S, Sunay AE, Erdemli E, Durak İ, Akkus MA. The ultrastructural research of lıver ın experımental obstructıve jaundıce and effect of honey. Am. J. Surg. ;

ÖZET: Tıkanma sarılığının oluşturduğu karaciğer hasarını bal engelleyebilmektedir.

    1. Avcı A, Çetin R, Ergüder Bİ, Devrim E, Kılıçoğlu B, Çandır Ö, Öztürk HS, Durak İ. Cisplatin causes oxidation in rat liver tissues: possible protective effects of antioxidant food supplementation. Turk J Med Sci ;

ÖZET: Kemoterapinin karaciğere verdiği zararı antioksidan besinler engelleyebilmektedir.

    1. Kısmet K, Sabuncuoğlu MZ, Kılıçoğlu SS, Kılıçoğlu B, Devrim E, Erel S, Sunay AE, Erdemli E, Durak I, Akkuş MA. Effect of propolis on oxidative stress and histomorphology of liver tissue in experimental obstructive jaundice. Eur Surg Res ;

ÖZET: Propolis tıkanma sarılığındaki karaciğer hasarını engelleyebilmektedir.

    1. Erguder BI, Kilicoglu S, Namuslu M, Kilicoglu B, Devrim E, Kısmet K, Durak I. Honey prevents hepatic damage induced by obstruction of common bile duct. World Journal of Gastroenterology ;

ÖZET: Bal, safra tıkanmasına bağlı karaciğer hasarını engelleyebilmektedir.

    1. Devrim E, Ergüder İB, Kılıçoğlu B, Yaykaşlı E, Çetin R, Durak İ. Effects of electromagnetic radiation use on oxidant/antioxidant status and DNA turn-over enzyme activities in erythrocytes and heart, kidney, liver and ovary tissues from rats: Possible protective role of vitamin C. Toxicol Mech Method ;

ÖZET: C vitaminince zengin kaynaklar, radyoterapinin oluşturduğu zararı azaltabilmektedir.

    1. Arhan M, Öztürk HS, Turhan N, Aytaç B, Güven MC, Olcay E, Durak İ. Hepatic oxidant/antioxidant status in cholesterol-fed rabbits: Effects of garlic extract. Hepatology Research ;

ÖZET: Yüksek kolesterolün oluşturduğu karaciğer yağlanmasını, sarımsak ekstresi engelleyebilmektedir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir