karen gillan call of the wild / Vahşetin Çağrısı

Karen Gillan Call Of The Wild

karen gillan call of the wild

Karen Gillan’ı önümüzdeki sene “Call of the Wild” filminde izleyeceğiz.

Oscar adayı başarılı aktör Harrison Ford’un başrolünü üstlendiği “Call of the Wild” filmi oyuncu kadrosunu genişletmeye devam ediyor. Yakın dönemde “Jumanji: Vahşi Orman” ve “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” filmlerinde boy gösteren Karen Gillan filmin kadrosuna dahil oldu. Aktrisin filmde Mercedes karakterini canlandıracağı açıklandı.

Filmin oyuncu kadrosunda “Legion” dizisinin yıldızı Dan Stevens, şu sıralarda “The Purge” dizisinde boy gösteren Colin Woodell, yapımı “Can Dostum” ile tanınan César ödüllü Omar Sy, İsveç’in Oscar adayı “Kare”de izlediğimiz Terry Notary yer alıyor. Şimdiye kadar çektiği tüm filmler ile ‘En İyi Animasyon Filmi’ dalında Oscar’a aday gösterilen Chris Sanders yönetmen koltuğuna geçerken, senaryoya “Logan: Wolverine”, "Yaratık: Covenant" ve “Blade Runner Bıçak Sırtı”nın senaristi Michael Green imza atıyor.

Usta yazar Jack London’ın yılında yayımlanan aynı isimli romanından uyarlanan film, gerçek oyuncular ile animasyon karakterleri bir araya getiriyor. Merakla beklenen yapım, Kanada’nın Yukon bölgesinde altın arayan John Thornton (Harrison Ford) karakterine odaklanıyor.

“Call of the Wild”ın 27 Aralık tarihinde ülkemizde vizyona girmesi bekleniyor.

Vahşetin Çağrısı

The Call of the Wild / Vahşetin Çağrısı Seslendirme Kadrosu

Harrison Ford John Thornton (Ali Gül)

Omar Sy Perrault (Berk Avcı)

Cara Gee Francoise (Seda Can)

Dan Stevens Hal (Arda Kavaklıoğlu)

Bradley Whitford Yargıç Miller (Ümit Belen)

Michael Horse Edenshaw (Sedat Yılmaz)

Karen Gillan Mercedes (Gizem Gülen)

Colin Woodell Charles (Tugay Erverdi)

Micah Fitzgerald Kırmızı Kazaklı (İsmail Yıldız)
Adam Fergus James (Murat Değirmenci)

Michael Lanahan Avukat (Müfit Coşkun)

Greg Tarzan Davis Meyve Bahçesi Çalışanı (Ahmet Sarsılmaz)

Jamie Bock Abigail (Asuman Burnak)

Kast Sorumlusu: Yeşim Kopan

Stüdyo: Seshane Stüdyoları

Yayın: Digiturk / Disney Plus

The Call of the Wild / Vahşetin Çağrısı Seslendirme Kadrosu

Harrison Ford John Thornton (Erhan Türkmen)

Omar Sy Perrault (Talha Sayar)

Cara Gee Francoise (Yasemin Şişli)

Dan Stevens Hal (Ali Çorapçı)

Bradley Whitford Yargıç Miller (Emin Yaraç)

Michael Horse Edenshaw (Emin Yaraç)

Karen Gillan Mercedes (Burçin Artut)

Colin Woodell Charles (Algan Kahraman)

Micah Fitzgerald Kırmızı Kazaklı (Algan Kahraman)

Adam Fergus James (Algan Kahraman)

Michael Lanahan Avukat (Emin Yaraç)

Stüdyo: Aton Stüdyoları

Yayın: D-Smart

The Call of the Wild / Vahşetin Çağrısı Seslendirme Kadrosu

Harrison Ford John Thornton (Selçuk Kıpçak)

Omar Sy Perrault (Berk Avcı)

Dan Stevens Hal (Ahmet Tekeş)

Cara Gee Françoise (Burçin Artut)

Karen Gillan Mercedes (Elif Güney)

Bradley Whitford Judge Miller (Müfit Coşkun)

Jean Louisa Kelly Katie Miller (Elif Güney)

Colin Woodell Charles (Bayram Karagöz)

Michael Horse Edenshaw (Müfit Coşkun)

Adam Fergus James (Ahmet Tekeş)

seafoodplus.infoyeni: Furkan İnik

S.Mühendisi: Eren Özçelik

Stüdyo: Record Stüdyoları

Yayın: SinemaTV

Jack London’ın yılında yayınladığı klasik romanından uyarlanan filmin Türkçeye çevirilmiş ismi sizleri yanıltmasın, film büyük bir vahşet içeren bir korku filmi veya bir gerilim filmi değil. Daha önce defalarca kez sinemaya uyarlanan Vahşetin Çağrısı, bir köpeğin asıl benliğini bulmasına rehberlik eden içsel yolculuğunu anlatıyor. Harrison Ford’un seslendirdiği ve baş rolünü üstlendiği film, insanlar ve hayvanlar arasındaki ilişkiyi izleyicisine farklı açılardan sunuyor. Zira, iyi bir insan hayvanlara ne kadar dost olabilirse, kötü bir insan da bir o kadar eziyet çektirebilir ve film, hayvanların bakış açısından bu ayrımı da aktarıyor. Ancak, diğer uyarlamalardan farklı olarak ilk kez hikâyesini anlatırken gerçek bir köpeğe yer vermiyor. Yönetmen koltuğunda Lilo & Stitch ve Ejderhanı Nasıl Eğitirsin - How To Train Your Dragon filmlerinden tanıdığımız Chris Sanders’ın yer aldığı filmde, hikâyenin en önemli karakteri olan evcil köpek Buck görsel efektlerin yardımıyla hayat buluyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde Bradley Whitford (The Handmaid’s Tale)’in canlandırdığı bir yargıcın ailesinin köpeği olan Buck, ceza olarak evin bahçesinde geceyi geçirirken kaçırılıyor ve kendisini aniden daha önce hiç tanışmadığı bir coğrafyada, Alaska’da buluyor. yılında, Kanada’nın Alaska ile sınırında yer alan Yukon bölgesinde önemli miktarda altın bulunması sonucu herkesin bu bölgeye büyük bir açlıkla yöneldiği "Altına Hücum" diye adlandırılan dönemde daha önce kar ile tanışmamış ev köpeği Buck, bir süre kızak köpeği olarak çalıştıktan sonra John Thornton (Harrison Ford) ile tanışıyor ve insanlık tarafından hayal kırıklığına uğratılmış bu ikilinin, medeniyetten uzaklaşarak doğaya yöneldiği yolculukları başlıyor. Evcil hayata doğan Buck, doğanın ve gerçek benliğinin çağrısına kulak vererek özgürlüğüyle tanışıyor. Vahşetin Çağrısı: İçsel Bir Yolculuk Daha önce birçok versiyonunu duyup izleme şansı yakaladığımız iyi huylu bir köpeğin gerçek benliğine kavuşmasını anlatan bu hikâye, hâlihazırda bağ kurulması kolay, ilginç ve çekici. Buck, Kaliforniya’da yaşadığı evcil hayatta mutlu olsa da, bir türlü, tam anlamıyla uyum sağlayamıyor ve insanlar tarafından kaçırılması ona kendisiyle alakalı birçok yeni şeyi öğrenme fırsatı sunuyor. Zaten Vahşetin Çağrısı hikâye anlamında Marley Ve Ben - Marley & Me ya da Lassie Yuvaya Dönüş gibi türdeşlerinden bu noktada ayrılıyor. Bu bir benliği arayış yolculuğu ve bu yolculukta Buck, iyiyi ve kötüyü tanıyor ancak başına ne gelirse gelsin, hiçbir zaman iyi bir köpek olmaktan vazgeçmiyor. Dış ses rehberliğiyle sunulan hikâye, Buck’ın bakışaçısını bizlere anlaşılması kolay bir formda sunuyor. Zaten film genel anlamda, hikâyesinin başrolüne Buck’ı oturtuyor, bu yüzden başrolümüzle kurduğumuz bağa özen gösteriyor. Filmin bu tavrı, Buck’ın yaşadığı maceraları daha sürükleyici ve duygusal kılıyor. Buck’ın, John ile tanışmadan önce yaşadığı maceralara ve geçirdiği değişime, özellikle Perrault (Omar Sy)’nun eşi Françoise (Cara Gee)’nin hayatını kurtardığı sahne de olduğu gibi, daha ilgi çekici bir şekilde yer veriliyor. Kendisini altın peşine düşerken kimseyi önemsemeyen kardeşler Hal (Dan Stevens) ve Mercedes (Karen Gillan) sahiplendiğinde ise hikâye, hırs ve cahillikten doğan acımasızlığı anlatmaya koyuluyor ve nihayet John ile bir araya geldiklerinde ise gerçek dostluğu izliyoruz. Schindler’in Listesi - Schindler's List ve Er Ryan’ı Kurtarmak - Saving Private Ryan ile Oscar’a layık görülen Janusz Kaminski’nin sinematografisi ise insanlığa ve hayata dair birçok alt metin içeren bu sıcak hikâyenin ağırlıkla görsel efektler ile oluşturulmuş dünyasını, olabilecek en gerçekçi hâlinde sunuyor.…
Vahşetin Çağrısı &#; The Call of the Wild
Vahşetin Çağrısı &#; The Call of the Wild

Yazar Puanı

55

Film genel anlamda, hikâyesinin başrolüne Buck’ı oturtuyor, bu yüzden başrolümüzle kurduğumuz bağa özen gösteriyor. Filmin bu tavrı, Buck’ın yaşadığı maceraları daha sürükleyici ve duygusal kılıyor.

Kullanıcı Puanları: ( 40 oy)
55

Jack London’ın yılında yayınladığı klasik romanından uyarlanan filmin Türkçeye çevirilmiş ismi sizleri yanıltmasın, film büyük bir vahşet içeren bir korku filmi veya bir gerilim filmi değil. Daha önce defalarca kez sinemaya uyarlanan Vahşetin Çağrısı, bir köpeğin asıl benliğini bulmasına rehberlik eden içsel yolculuğunu anlatıyor. Harrison Ford’un seslendirdiği ve baş rolünü üstlendiği film, insanlar ve hayvanlar arasındaki ilişkiyi izleyicisine farklı açılardan sunuyor. Zira, iyi bir insan hayvanlara ne kadar dost olabilirse, kötü bir insan da bir o kadar eziyet çektirebilir ve film, hayvanların bakış açısından bu ayrımı da aktarıyor. Ancak, diğer uyarlamalardan farklı olarak ilk kez hikâyesini anlatırken gerçek bir köpeğe yer vermiyor.

Yönetmen koltuğunda Lilo & Stitch ve Ejderhanı Nasıl Eğitirsin &#; How To Train Your Dragon filmlerinden tanıdığımız Chris Sanders’ın yer aldığı filmde, hikâyenin en önemli karakteri olan evcil köpek Buck görsel efektlerin yardımıyla hayat buluyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde Bradley Whitford (The Handmaid’s Tale)’in canlandırdığı bir yargıcın ailesinin köpeği olan Buck, ceza olarak evin bahçesinde geceyi geçirirken kaçırılıyor ve kendisini aniden daha önce hiç tanışmadığı bir coğrafyada, Alaska’da buluyor. yılında, Kanada’nın Alaska ile sınırında yer alan Yukon bölgesinde önemli miktarda altın bulunması sonucu herkesin bu bölgeye büyük bir açlıkla yöneldiği &#;Altına Hücum&#; diye adlandırılan dönemde daha önce kar ile tanışmamış ev köpeği Buck, bir süre kızak köpeği olarak çalıştıktan sonra John Thornton (Harrison Ford) ile tanışıyor ve insanlık tarafından hayal kırıklığına uğratılmış bu ikilinin, medeniyetten uzaklaşarak doğaya yöneldiği yolculukları başlıyor. Evcil hayata doğan Buck, doğanın ve gerçek benliğinin çağrısına kulak vererek özgürlüğüyle tanışıyor.

Vahşetin Çağrısı: İçsel Bir Yolculuk

Daha önce birçok versiyonunu duyup izleme şansı yakaladığımız iyi huylu bir köpeğin gerçek benliğine kavuşmasını anlatan bu hikâye, hâlihazırda bağ kurulması kolay, ilginç ve çekici. Buck, Kaliforniya’da yaşadığı evcil hayatta mutlu olsa da, bir türlü, tam anlamıyla uyum sağlayamıyor ve insanlar tarafından kaçırılması ona kendisiyle alakalı birçok yeni şeyi öğrenme fırsatı sunuyor. Zaten Vahşetin Çağrısı hikâye anlamında Marley Ve Ben &#; Marley & Me ya da Lassie Yuvaya Dönüş gibi türdeşlerinden bu noktada ayrılıyor. Bu bir benliği arayış yolculuğu ve bu yolculukta Buck, iyiyi ve kötüyü tanıyor ancak başına ne gelirse gelsin, hiçbir zaman iyi bir köpek olmaktan vazgeçmiyor. Dış ses rehberliğiyle sunulan hikâye, Buck’ın bakışaçısını bizlere anlaşılması kolay bir formda sunuyor. Zaten film genel anlamda, hikâyesinin başrolüne Buck’ı oturtuyor, bu yüzden başrolümüzle kurduğumuz bağa özen gösteriyor. Filmin bu tavrı, Buck’ın yaşadığı maceraları daha sürükleyici ve duygusal kılıyor. Buck’ın, John ile tanışmadan önce yaşadığı maceralara ve geçirdiği değişime, özellikle Perrault (Omar Sy)’nun eşi Françoise (Cara Gee)’nin hayatını kurtardığı sahne de olduğu gibi, daha ilgi çekici bir şekilde yer veriliyor. Kendisini altın peşine düşerken kimseyi önemsemeyen kardeşler Hal (Dan Stevens) ve Mercedes (Karen Gillan) sahiplendiğinde ise hikâye, hırs ve cahillikten doğan acımasızlığı anlatmaya koyuluyor ve nihayet John ile bir araya geldiklerinde ise gerçek dostluğu izliyoruz. Schindler’in Listesi &#; Schindler&#;s List ve Er Ryan’ı Kurtarmak &#; Saving Private Ryan ile Oscar’a layık görülen Janusz Kaminski’nin sinematografisi ise insanlığa ve hayata dair birçok alt metin içeren bu sıcak hikâyenin ağırlıkla görsel efektler ile oluşturulmuş dünyasını, olabilecek en gerçekçi hâlinde sunuyor.

Filmin sinematografisi ve görsel efektleri, Alaska’yı ve Buck’ı en gerçekçi olabilecek biçimde yansıtmayı başarıyor ancak, bu durum filmde Buck dahil bütün köpeklerin birer teknoloji harikası olduğu hissiyatını hiçbir zaman tamamen ortadan kaldırmıyor. Buck, görsel efektlerle yaratılmış olsa da, duygu dolu bakışları ve heyecanlı bir köpeğin tüm hareketlerini gerçekleştiriyor olmasıyla inandırıcı bir hâlde karşımıza çıkıyor ancak, yine de yapay duruyor. Bu yapaylık hissi, film süresince sıkça rastlanan görsel efektlerin yoğunluğunu sürekli olarak fark edilebilir kılıyor olsa da, Buck’ın bağ kurulabilirliğini azaltmıyor, çünkü zaten hikâye bizlere Buck’ı tanıyıp sevmek için yeteri kadar uzun bir süre tanıyor. Buck’ın John ile buluşması oldukça uzun zaman alıyor. Dolayısıyla, filmin anlatmaya çalıştığı iki önemli hikâye, Buck’ın hikâyesi ve John ile Buck’ın dostluk hikâyesi arasında kurduğu dengede John’un hikâyesi çok daha arkaplanda kalıyor. En sonunda gerçek arkadaşlığı paylaşacak olan bu ikili, birbirini bulana dek, Buck’ın farklı insanlar tanıması gerekiyor. Hikâye, bu insanları tanıtırken de bazen, insanlıkla ilgili temsil ettikleri özellikleri fazla abartıyor ve karakterleri karikatürleştiriyor. Özellikle, hikâyenin kötü karakteri olan Hal’in hırslı ve acımasız hâlleri gerçek anlamda tehlikeli olmaktan çok, bazen sinirli bir çocuğun yüksek derecede aksi tepkilerini anımsatıyor. En önemli tehlikesi doğal koşulların oluşturduğu tehditler olan hikâye, gidişatı konusunda her zaman güvenli dönüşler alıyor. Cesur köpek Buck’ın karşılaştığı bütün zorluklara göğüs gererek, dostluk ve sevgi yardımıyla özgürlüğüne kavuştuğu hikâye, küçük yaştaki izleyicilerini tatmin ediyor ancak, daha büyük yaştaki izleyicileri için duygusal olmakla beraber, tahmin edilebilir  kalıyor ve filmin dahil olduğu türün alışılmış sınırlarının dışına çıkmıyor.

20th Century Fox’un Disney çatısı altına girerek 20th Century Studios’ a dönüştükten sonra ekrana taşıdığı ilk yapım olma özelliğini taşıyan film, Disney’in stilistik seçimlerini belirgin bir şekilde taşıyarak izleyicisiyle buluşuyor. Vahşetin Çağırısı, iyi huylu ve cesur bir köpek olan Buck’ın gerçek benliğini bulma yolculuğunu, sıcak bir dostluk üzerinden insanlığa dair birçok alt metine yer vermeyi de ihmal etmeyerek anlatıyor ve izleyicisine keyifli bir hikâye sunuyor.

Bradley WhitfordHarrison Fordhow to train your dragonJack Londonlilo & stitchThe Call of the WildVahşetin Çağrısı

kaynağı değiştir]

yüzyılın sonlarında, büyük, nazik bir Bernese Dağ Köpeği olan Buck, Santa Clara, California'da sahibi Yargıç Miller ile mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Bir gece, Buck kaçırılır ve bir yük gemisiyle Yukon'a gönderilir. Kaçırılma sırasında, kamyondan kayması nedeniyle tasmasını kaybeder. Yolculuk sırasında, bir mürettebat üyesi onu bir disipline etmek için sopayla döver. Yukon'a geldikten sonra, Buck, birkaç dakika önce, köpek kızakları Yukon boyunca posta teslim etmek için Perrault ve asistanı Francoise'a satılmadan önce John Thornton adlı bir adamın yere düşürdüğü armonikasını alıp ona verir. Perrault, Buck ile son teslim tarihinden önce posta deposuna uzun bir yolculuk yapabileceğini ummaktadır. Buck, Spitz adında bir husky olan sürü lideri de dahil olmak üzere diğer köpeklerle tanıştırılır.

Buck, yolculukları boyunca Perrault, Francoise ve diğer kızak köpeklerinin sadakatini ve güvenini kazanır, yol boyunca kendini kanıtlar ve hatta donmuş göle düşen ve boğulmak üzere olan Francoise'in hayatını kurtarır, bu sebeple sürü lideri Spitz kendisine düşman olur. Buck, seyahatleri boyunca ona rehberlik eden bir kara kurdun atalardan kalma ruhsal vizyonlarını deneyimlemeye başlar. Bir gece, Buck bir tavşanı yakalar ve serbest bırakır. Spitz, liderliğini göstermek için tavşanı öldürür ve Buck'a saldırır. Spitz, sürünün geri kalanı Buck'ı cesaretlendirene kadar kavgayı kazanıyor gibi görünür. Buck, Spitz alt ederek baskı altına alarak sürü liderinin yerini alır; Spitz daha sonra vahşi doğada kaybolur. Perrault, başka bir köpek lider pozisyonu üstlenmeyince isteksizce Buck'ı lider yapar. Buck'ın hızı ve gücü, kızağın postayla zamanında ulaşmasını sağlar. Orada, Thornton eski karısına yazdığı ve ölen oğulları hakkındaki duygularını ifade eden bir mektubu verir. Perrault döndüğünde, posta yolunun yerini telgrafın aldığını ve onu köpekleri satmaya zorladığını öğrenir.

Oyuncular[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir