DuŠSu Kalkanı Banyo Yardımcı Aksesuar Yara Pansuman Periton Diyaliz Aksesuarları, DuŠSırasında İntisizleri Kuru Tutar - 20,32 cm x 20,32 cm (50'li Paket)
Su geçirmez deÄil mi? Esnek deÄil mi? Vücuda yapıÅmaz mı? Fazla fiyatlı mı? Sonunda - Bir tanesini buldunuz. - Dünyanın en iyi kullanıÅlı duÅ yarası kalkanıyla tanıÅın. Artık diyaliz kataterlerinizin/stoma ostomi kesenizin ıslanması konusunda endiÅelenmeyin, DiaBelt DuÅ Kateteri Su Bariyer Kalkanı en iyi periton diyaliz çözümünü sunar.
Ãzellikler:
DuÅ koruyucusu, duÅ banyosu sırasında bandajları ve sargıları su ve nemden etkili bir Åekilde korur.
Yara alanını temiz ve kapalı tutmak daha hızlı iyileÅmeyi kolaylaÅtırır.
Bu su geçirmez diyaliz kateter duŠörtüsünün uygulanması kolaydır ve herhangi bir yardımla veya yardımsız çıkarılabilir.
Ostomi stoma banyo örtüsü lateks içermez ve lateks alerjisi olanlar için uygundur.
Bu malzemeler etkili olsa da cilt dostudur ve tahriÅe neden olmaz ve iz bırakmaz.
YapıÅkan kalıntıları kolayca çıkarılabilir ve çıkarırken cildinizi yırtmayın.
Ãok Amaçlı: Hastanın duÅ alabilmesi için cerrahi yaraları korumak için özel olarak tasarlanmıÅtır, ayrıca diyaliz baÄlantı noktası, PD kateter, G tüpü, besleme tüpü, göÄüste periton diyaliz kateteri, kalp monitörü, bandaj, stoma ostomi çantası, kolostomi kesesi malzemeleri, yaraları korumak için uygundur.
Ãzellikler:
Boyut: (YaklaÅık) 20,32 cm x 20,32 cm
Paket Listesi: 50 Yaprak DuÅ KapaÄı Filmi
Notlar:
Bu su geçirmez duŠbandajları sadece tek kullanımlıktır ve kullanımdan sonra bertaraf edilmelidir.
DuÅ kapaÄı kalkanını uygulamadan önce büyük bir parça düz gazlı bez kullanmanızı öneririz.
DiaBelt 12 ay satıŠsonrası hizmet sunar, herhangi bir sorunuz varsa lütfen hemen bizimle iletiÅime geçmekten çekinmeyin!
EndiÅelenmeden duÅ alırken ve bugün bir tane alın! - Risksiz - Hemen almak için yukarıdaki "Sepete Ekle" seçeneÄine tıklayın!
KARGO BEDAVA
Kurumsal Fatura
Satıcı : İREM TIBBİ ÜRÜNLER
Koleksiyona Ekle
Tahmini Kargoya Teslim: 8 gün içinde
ÜRÜNÜN TÜM ÖZELLİKLERİ
Henüz Yorum Yazılmamış.
Safra kesesi ve yollarında görülen tümörler genellikle kötü huyludur ve zamanla kansere dönüşür. Sindirim sistemi kanserleri arasında ilk beşte olan bu kanser türleri belirti göstermeden ilerlediği için erken tanı koyulması oldukça zordur. Genellikle tesadüfen rastlanan safra kesesi ve yollarındaki tümörlerin bazı belirtileri bulunsa da çok geç tespit edilir. Safra kesesi kanseri ve safra yolları kanseri ameliyat ile tedavi edilebileceği gibi geç tanılarda ve ileri evrelerde sadece radyoterapi ve kemoterapi uygulanabilir.
Safra kesesi, karaciğere bitişik konumda bulunan bir sindirim organıdır. Karaciğerin çıkardığı safra, kanallardan safra kesesine dökülür ve bir süre burada depolandıktan sonra da gerekli durumlarda ince bağırsağa aktarılır. Safranın depolandığı safra kesesinde oluşan tümörler safra kesesi tümörleri (kanseri) iken karaciğerden ince bağırsağa uzanan kanallardan oluşan safra yollarında meydana gelen tümörler ise kolanjiyokarsinom (safra yolu kanseri) olarak adlandırılır.
En sık görüldüğü yaş grubu 70’li yaşlardır. Safra kesesi kanseri erkeklere oranla kadınlarda daha sık rastlanan bir kanser türüdür. Safra kesesi kanseri çok hızlı ilerleyen bir kanser türü olduğu için çoğu zaman erken tanısı mümkün olmayabilir.
Safra yollarında oluşan tümörler ise nadir görülür ancak tedavisi oldukça zordur. Tüm kanserlerin %2’lik kısmını oluşturan safra yolu kanseri genellikle 65 yaş üzerinde ortaya çıkar. 40 yaşın altındaki kişilerde görülme sıklığı azdır.
Safra kesesi yollarında oluşan tümörlerin bulunduğu bölgeye göre çeşitleri bulunmaktadır.
Safra kanallarının karaciğer içindeki kısmında oluşan bu kanser türü nadir olarak görülür. Intrahepatik safra yolu kanseri, kimi zaman karaciğer kanseriyle karıştırılabilir. Bununla beraber tedavi yöntemleri genellikle aynıdır.
Safra yolunda ince bağırsağa yakın kısımda gelişen distal, safra yolu kanserlerinin %20’sini oluşturur. Karaciğere uzaklığı sebebiyle de karaciğere bağlı olmayan safra yolu kanseri olarak bilinmektedir.
Tıpta “Hiler safra yolu kanseri” olarak da adlandırılan bu kanser, karaciğerin çıkışındaki hilum bölgesinde ortaya çıkar. Perihilar safra yolu kanseri diğer türlere göre daha sık görülmektedir.
Safra kesesinde ve yollarında tümörlerine neden olan etmenler kesin olarak bilinmemekle beraber, tümörlü hücre oluşumuna sebep olan bazı faktörler şu şekilde sıralanabilir:
Genellikle ileriki yaşlarda ortaya çıkan safra kesesi ve yolları tümörleri erken evrelerde belirti göstermeden ve hızlı bir şekilde gelişir. Tümörler belirti göstermeye başladığında ise yaygın olarak görülen semptomlar şöyledir:
Safra kesesi ve yollarındaki tümörlerden kaynaklı sarılık, kusma, bulantı gibi şikâyetleri bulunan hastalar doktorlara başvurduğunda, öncelikle fiziki muayene yapılır ve aile öyküsü incelenir. Ancak safra kesesindeki tümörlerin elle muayenede anlaşılması pek mümkün değildir. Bu yüzden de gerekli görülen bazı testler ve görüntüleme teknikleri uygulanmaktadır.
Öncelikle hastadan bazı kan tahlilleri istenir. Bu kan tahlillerinde dikkat edilen bilirubin ve diğer maddelerin seviyeleridir. Ultrason ile tümör olup olmadığı kontrol edilebilir. BT (Bilgisayarlı Tomografi) ve MR (Manyetik Rezonans Görüntüleme) ise tümörün hangi bölgede oluştuğu, yayılıp yayılmadığı ve boyutunu teşhis etmek için kullanılır. Kesin tanı için ise biyopsi gereklidir. Biyopside doku örneği alınır ve patoloji analizine gönderilir.
ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjio Pankreatografi) bir başka tanı yöntemidir. Safra yolu kanseri tanısı için daha çok kullanılan bu yöntemde, küçük bir tüp veya kateter endoskop yolu ile safra kanalına sokulur. Boyalı ince bir iğne ile deriden safra kesesi altına inilen perkütan kolanjiografi yönteminde ise damarlardan verilen ilaçlı madde ile yapılan görüntülemede safra kesesinde tümör olup olmadığına bakılır. Laparoskopi birçok tanı yönteminde olduğu gibi safra kesesi ve yollarındaki tümörlerin tespiti için de kullanılmaktadır. Karın bölgesine girilerek tümörün görüntülenmesi yapılır. PET taraması ise kullanılan yöntemlerden sonuncusudur. Bu taramada tümörün hangi organlara metastaz yaptığının yanı sıra kanserin kaçıncı evrede olduğu da anlaşılabilir.
Safra kesesi ve yollarında bulunan tümörlerin farklı evreleri bulunmaktadır. Bu evrelerde tümörün büyüklüğü, yayılımı ve bölgesi değişiklik göstermektedir.
Evre 1: Tümör sadece safra kesesinin iç yüzeyindedir.
Evre 2: Tümör safra kesesinin dış yüzeyindeki müsküler tabakaya yayılmıştır.
Evre 3: Tümör safra kesesi duvarındaki tüm katmanları sarmıştır.
Evre 4: Tümör safra kanalları ve lenf modüllerine tutunmuş, karaciğer ve diğer yakın organlara metastaz yapmıştır.
Evre 1: Tümör sadece safra yollarındadır.
Evre 2: Tümör yakın damarlarda da gelişmiştir.
Evre 3: Tümör karın zarının karaciğeri kapsayan bölümünde gelişmiştir. Bu evrede tümör bağırsakta da gelişebilir.
Evre 4a: Tümör safra yollarının çevresine yayılmıştır. Lenf bezlerinde kanser hücreleri olabilir ancak diğer uzak bölgelerde görülmez.
Evre 4b: Tümör safra yolları dışında diğer bölgelere ve organlara metastaz yapmıştır.
Evre 1: Tümör safra yolları içerisindedir.
Evre 2: Tümör safra kesesi, pankreas ve ince bağırsakta gelişmiştir ve lenf bezlerine yayılabilir.
Evre 3: Tümör karaciğer atardamarı ile birleşen aort-şahdamarı kısmındadır.
Evre 4: Tümör diğer yakın organlara yayılmıştır.
Evre 1: Tümör sadece safra yollarındadır.
Evre 2: Tümör safra yolları çevresindeki yağ dokusundadır; karaciğere de yayılmıştır.
Evre 3a: Tümör ana damarlardan birinde görülebilir.
Evre 3b: Tümörün büyüklüğü değişir. Karaciğerin yanı sıra lenf bezlerine de yayılmıştır.
Evre 4a: Tümör karaciğer kanallarındadır. Yakın lenf bezlerinde de görülür.
Evre 4b: Tümör uzak organlara ve lenf bezlerine yayılmıştır.
Bu tümörlerin tedavisini etkileyen bazı faktörler bulunmaktadır. Kanserin evresi, tümörün yeri, hastanın yaşı ve varsa diğer sağlık sorunları ameliyatın mümkün olup olmadığına karar verilmesinde etkendir. Her iki kanser türünün de genellikle ileri evrelerde tespit edilmesi sebebiyle çoğu zaman ameliyat mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda, hastanın sebep olduğu rahatsızlıkları azaltacak tedaviler uygulanır. Bunların arasında ağrı tedavisi, kemoterapi ve radyoterapi bulunur.
Safra kesesi tümörü ileri evrede değilse ve ameliyata izin veriyorsa, açık veya kapalı ameliyat yöntemleri ile safra kesesi ve yakın lenf bezleri alınabilir. Eğer tümör bağırsakta tıkanmaya yol açmışsa safra kesesi ve yolu ile ince bağırsak arasına by-pass uygulanır; tümör safra yolunu tıkadıysa da ERCP yöntemi ile kanala stent yerleştirilir. Tıkalı kanallara stent yerleştirmenin mümkün olmadığı durumlarda ise ince bir iğne ile karaciğer içine girilerek safra yolları boşaltılır. Ameliyat sonrasında hasta tedaviye kemoterapi ya da radyoterapi ile devam edebilir.
Safra yolları kanserinde tümör sadece bölgesel yayılım göstermiş ve erken teşhis edilmişse sadece kanserli bölge alınır. Safra akışını düzenlemek için karaciğerde kalan diğer safra kanalları ince bağırsak kanalları ile birleştirilir. Kanser bölgesel değil, uzak yayılım göstermişse tümörden etkilenen yerler ve safra yolları tamamen alınır. Disiplin gerektiren Whipple ameliyatı da bu kanser türünde tercih edilen bir yöntemdir. Bu operasyon ile safra yolu ile beraber, midenin ve ince bağırsağın bir kısmı, safra kesesi ve pankreas çevresindeki lenf bezleri de alınır. Safra kesesi kanseri ameliyatında olduğu gibi kanallarda oluşan tıkanıklık varsa yine stent takılabilir. Ancak ilerlemiş ve ameliyata mümkün olmayan evrelerde sadece radyoterapi ve 5-FU tabanlı kemoradyoterapi tedavileri uygun görülmektedir.