kedi uyandırma sesi / Kedilerin Dili ve Çıkardıkları Seslerin Anlamı

Kedi Uyandırma Sesi

kedi uyandırma sesi

kaynağı değiştir]

Kedinin bıyıkları dokunmaya karşı oldukça hassastır

Kedilerde insanlara kıyasla nispeten daha az tat tomurcuğu vardır (Kedilerde ya da daha çok tat tomurcuğu, insan dilinde ise 9,'den fazla tat tomurcuğu vardır).[51] Evcil ve vahşi kediler, tatlı tat tomurcuklarının şekerli moleküllere bağlanmasını engelleyen ve onlara tat alma yeteneği tatlılık bırakmayan bir tat reseptörü gen mutasyonu paylaşır.[52] Tat tomurcukları bunun yerine asitlere, protein gibi amino asitlere ve acı tatlara tepki verir.[53] Kedilerin ayrıca yiyecekleri için belli bir sıcaklık tercihi vardır, taze bir avınkine benzer bir sıcaklıkta 38&#;°C (&#;°F) yiyecekleri tercih eder ve soğuk veya buzdolabında sunulan yiyecekleri normalde reddeder (ki bu kediye "av" öğesinin uzun süre önce öldüğünü ve bu nedenle muhtemelen toksik veya ayrıştığını gösteren sinyaldir).[51]

Kediler bir şey içerken dillerini inanılmaz bir hızla kullanırlar. Dil hızla suya dalar ve çıkar. Bir anlamda fillerin su içmesine benzer. Ağız suya değdirilmez, su dil aracılığıyla ağza taşınır. Kedilerin dili zımpara gibidir. Üzerinde onlarca küçük odacık ve diken gibi uzantılar (papilla konikalar) vardır ve su içme sırasında bu odacıklar su havuzcuklarına dönüşür. Suya dalan dilin üzerindeki odacıklar su ile dolar ve taşımada dökülmemesi için dil ağza doğru bükülür. Dil lapa yiyeceklerin yenmesinde de aynı işlevi görür, ayrıca kemik üzerinde kalan et parçalarını kazıyıp yemesini sağlar.

Kedilerin aynı zamanda dişleri de büyük işlevler görür. Yetişkin kedilerde 30'a yakın diş bulunurken yavrularda bu sayı 25'i pek geçmez.

Kedilerin beslenme sistemi proteinlere (et) ve yağlara dayanmaktadır. Bunun dışında bazı zamanlarda az miktarda bitkisel yiyecek (ot, yaprak vs.) yiyebilmektedir. Ayrıca kedilerde tatlı bir tat alma duyusu bulunmamaktadır. Kedilerin sürekli olarak tatlı tüketmesi durumunda, onlarda obezite, körlük ve zehirlenme görülebilmektedir. Ayrıca kediler tatlı yediğinde böbrekler zarar görmektedir.

Bıyıklar[değiştir kaynağı değiştir]

Evcil kedinin sosyal davranışı, çok dağınık bireylerden, işbirliği yapan dişi gruplarına dayalı olarak bir besin kaynağı etrafında toplanan yabani kedi kolonilerine kadar değişir.[58][59] Bu tür gruplar içinde genellikle bir kedi diğerlerine baskındır.[60]

Kolonideki her kedi, dişi kedilerinkinden yaklaşık 10 kat daha büyük ve birkaç dişinin bölgesi ile örtüşebilen en büyük bölgeli cinsel aktif erkeklerle ayrı bölgesi vardır. Bu bölgeler idrar püskürtme ile, yüz bezlerinden salgılanan nesnelerle baş hizasında ovularak ve dışkılama ile işaretlenir.[47] Bu bölgeler arasında kedilerin bölgesel çatışmalar olmadan birbirlerini izlediği ve selamladığı tarafsız alanlar vardır. Bu tarafsız alanların dışında, bölgenin sahipleri genellikle yabancı kedileri önce bakarak, tıslayarak ve hırlayarak ve bu işe yaramazsa kısa ama gürültülü ve şiddetli saldırılarla kovalarlar.

Bu sömürgeci organizasyona rağmen, kedilerin bir sosyal hayatta kalma stratejisi veya sürü zihniyeti yoktur ve her zaman yalnız avlanırlar.[61]

İnsanlara ve diğer evcil hayvanlara yakın yaşam, kedilerde ortak yaşamayla ilgili (simbiyotik) sosyal uyuma yol açmıştır ve kediler, insanlara veya diğer hayvanlara karşı büyük bir sevgi gösterebilir. Etolojik olarak kedinin insan bakıcısı kedinin annesi için bir tür vekil işlevi yapar.[62]

Yetişkin kediler, yaşamlarını bir tür uzatılmış yavruluk ve davranışsal neoteni içinde geçirir.

Tiz sesleri aç bir insan bebeğinin çığlıklarını taklit edebilir ve bu da insanların onları görmezden gelmelerini özellikle zorlaştırır.[63] Ancak bazı evcil kediler az sosyalleşir.

Özellikle yaşlı kediler, yeni gelen yavru kedilere karşı ısırma ve tırmalamayı içeren saldırganlık gösterirler; Bu tür davranışlar kedi asosyal saldırganlığı olarak bilinir.[64]

Evcil kedilerin insanlara koku sürtmesi veya diğer kedilere yönelik davranışlarının sosyal bağ için araç olduğu düşünülür.[65]

İletişim[değiştir kaynağı değiştir]

Ana madde: Kedi anatomisi

Boyut[değiştir kaynağı değiştir]

Mavi gözlü bir tekir. Göz rengimavi olan bir kedinin diğerlerinden farkı; irisindekimelanineksikliğidir. Göz yuvarlak şekle sahip olduğu için ışık, yuvarlak yüzeyden kırılıp mavi renge dönüşür.

Antik kökenleri tam olarak bilinmese de evcil kedinin kökenleri en az yıl öncesine, Orta Doğu'da ziraatin başladığı dönemlere kadar gider.[14] Güney Kıbrıs'ta bir insan iskeletinin yanında bulunan bir kedi iskeleti aynı döneme denk gelir.[14] Bunu destekler nitelikte son yapılan araştırmalar antik kökenlerini Yakın Doğu'ya götürmektedir.[15][16][17] Ayrıca Çin'de bulunan yaklaşık yıllık fosil kayıtlarına göre de günümüzün evcil kedisi cüssesinde kediler ziraat ile uğraşılan bölgelerde tahılla beslenen kemirgenleri avlıyorlardı. Bu bulgulara dayanılarak kedilerin, zararlıları avlamaları için, çiftçiler tarafından beslendikleri veya varlıklarına müsaade edildiği düşünülür. Kediler Çin'de 5. ve 6. hanedanların döneminde (yak. MÖ ) kutsal sayılmakla birlikte, bu dönemde henüz evcil olup olmadığı kesin olarak bilinmez. Kediler, muhtemelen, tahılları korumaktaki etkinliğini fark eden Antik Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir.[14] Kedilerin evcilleştirildiğine dair en güvenilir bulgular, MÖ tarihinden sonrasına rastlar.[14]

Bugün genetik anlamda geçmişi eski çağlara dayanan evcil kedi cinsi 2 taneyle sınırlıdır. Bunlar Mısır Mau'su ve Habeş cinsi kedilerdir.

Arkeologların ve antropologların, insanoğlunun yaşamış olduğu mağara devri ile ilgili araştırmalarında birtakım kedi kemiklerine rastlanmaktadır, ancak bunların vahşi kedilere ait oldukları düşünülmektedir. Diğer taraftan, arkeolojik incelemeler, kedinin, bundan yıl önce Mısır toplumunda tamamen evcilleştirilmiş olarak yaşadığını ortaya koymaktadır. Ancak bu evcilleştirme sürecinin ne zaman başlamış olduğu tam olarak tespit edilememektedir.

Bugün, Filistin'in Batı Şeria topraklarında bulunan tarihi Jericho (Arapçası: Eriha) şehri civarında yapılan Neolitik Devire ait kazılarda zamanımızdan yıl öncesine ait kedi kemikleri bulunmuştur. Bu konuda fikir oluşmasına yarayan bir diğer husus da yılında Güney Kıbrıs'ta, bundan yıl öncesine ait bir kazıda, bir kediye ait olduğu tespit edilen bir çene kemiği bulunmuş olmasıdır. Bilinen bir başka gerçek de Kıbrıs adasında hiçbir zaman vahşi kedilerin yaşamamış olduğudur. Bu durumda, bu kedinin ancak deniz yolu ile, insanlarla birlikte Kıbrıs'a gelmiş olacağı sonucuna varılmaktadır. Arkeologlar, insanların o günkü basit teknelerine etrafa saldıran, tırmalayıp parçalayan vahşi bir kediyi alarak yola çıkıp, yeni yerleşim yerleri aramaya kalkışmalarının düşünülemeyeceği noktasından yola çıkarak, bu kedinin evcilleştirilmiş bir kedi olduğu konusunda hemfikirdirler. Bu düşünceden hareketle kedinin evcilleştirilme sürecinin zamanımızdan yıl önce başlamış olacağı sonucuna varabiliriz.

Diğer taraftan, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış olan kedilerin iki cins vahşi kediden türemiş olduğu tespit edilmiştir:

İlk evcilleştirilen vahşi kediler eski Mısırlıların ehlileştirmiş oldukları Afrika kedisi Felis lybica'dır. Ehlileştirilmiş bu kedileri, Fenikelilerin, Akdeniz'in muhtelif yörelerindeki kolonilerine götürdükleri, buradan da İtalya'ya taşıdıkları anlaşılmaktadır. İtalya'dan Avrupa kıtasına geçen bu kediler, Avrupa'nın vahşi kedisi Felis silvestris ile birleşip ikinci bir kol olarak Dünya'ya yayılmışlardır. Daha sonraları, deniz ve kara ticaretinin yeni boyutlar kazanması ile gelişen nakliyecilik sayesinde dünyanın hemen her noktasına ulaşıp çoğalmışlardır. Değişik iklim şartları, gıda rejimleri ve diğer etkenlerle bugünkü kedi türleri ortaya çıkmıştır.

Antik Mısır'da kedi[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir