Bu makalede, cildinizin sağlıklı ve parlak görünmesine yardımcı olacak cildi güzelleştiren içecekler konusunu ele alıyoruz. Sabahları tüketebileceğiniz bu sağlıklı içecekler, doğru beslenme ve yaşam tarzı seçimleriyle birleştiğinde cildinizin parlaklığını artırabilir. Ayrıca, makalede cilt sağlığı için diğer önemli ipuçlarına da değinmekteyiz.
Güzel bir cilde sahip olmak herkesin istediği bir şeydir. Ancak, cilt sağlığı sadece cilt bakımı ürünleri kullanarak değil, aynı zamanda doğru beslenmeyle de desteklenmelidir. Sabahları içeceğiniz birkaç sağlıklı içecek, cildinizin sağlıklı ve parlak görünmesine yardımcı olabilir. Bu makalede, parlayan bir cilt için diyetinize eklemeniz gereken 5 sağlıklı sabah içeceğini öğreneceksiniz. Ayrıca, cildinizin sağlıklı kalması için diğer önemli ipuçlarına da değineceğiz.
Sağlıklı bir cilt için sadece cilt bakımı yapmak yeterli değildir. Cildinizin parlak ve sağlıklı görünmesi için doğru beslenme de önemlidir. Günün başlangıcında tüketeceğiniz doğru içecekler, cildinizin parlaklığını artırabilir.
Cildi güzelleştiren içecekler
İşte, parlak bir cilt için diyetinize eklemeniz gereken 5 sağlıklı sabah içeceği:
Sabahları taze sıkılmış limonlu su içmek, cildinizin parlaklığını artırmak için harika bir başlangıçtır. Limon, yüksek C vitamini içeriği ile cildinizi besleyerek, ciltteki koyu lekeleri, sivilceleri ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olur. Aynı zamanda antioksidan özellikleri sayesinde cilt hücrelerinin hasar görmesini engelleyerek, cildinizin genç görünmesini sağlar.
Yeşil çay, içerdiği antioksidanlar sayesinde cildinizi korur ve yeniler. Ciltteki toksinleri atarak, cildinizin parlaklığını artırır. Ayrıca yeşil çay, ciltteki inflamasyonu azaltarak sivilce ve kızarıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olur.
Böğürtlenler, antioksidanlar bakımından zengin olduğu için cildiniz için harika bir meyvedir. Böğürtlen smoothie yaparak, cildinizin parlaklığını artırabilirsiniz. Ayrıca içerdiği lifler sayesinde sindirimi de düzenleyerek, cildinizin sağlıklı kalmasını sağlar.
Havuç suyu, cildinizin nemini korumaya yardımcı olur. İçerdiği A vitamini sayesinde cildinizin yenilenmesini sağlar. Ayrıca cildinizdeki koyu lekeleri de azaltmaya yardımcı olur. Sabahları taze sıkılmış havuç suyu içerek, cildinizi besleyebilirsiniz.
Kefir, probiyotik bakımından zengin bir içecektir. Cildinizin sağlıklı kalması için bağırsak sağlığınızın iyi olması gerektiği bilinmektedir. Kefir tüketerek, bağırsak sağlığınızı koruyabilirsiniz. Ayrıca içerdiği protein sayesinde cildinizi besleyerek, cildinizin parlak görünmesini sağlar.
Sonuç olarak, sağlıklı bir cilt için doğru beslenmek çok önemlidir. Yukarıda bahsedilen 5 sağlıklı içecek, cildinizin parlaklığını artırarak, cildinizin sağlıklı kalmasına yardımcı olacaktır. Bunları diyetinize ekleyerek, cildinizdeki değişiklikleri gözlemleyebilirsiniz. Ancak, cildinizdeki herhangi bir problemin devam etmesi durumunda, dermatoloğunuza danışmanız önerilir.
Oku: Cilt Güzelliği İçin Besinler Tıklayın !
Ayrıca, diyetinize ek olarak, cildinizin sağlıklı kalması için yeterli miktarda su tüketmeniz de önemlidir. Günde en az bardak su içerek, cildinizin nem dengesini koruyabilirsiniz. Ayrıca, sağlıklı bir diyet ile birlikte düzenli egzersiz yapmak da cildinizin parlaklığını artırabilir.
Tüm bunların yanı sıra, cildinize zarar verebilecek şeylerden de kaçınmanız gerekir. Özellikle güneşe maruz kalmak, sigara içmek ve aşırı alkol tüketmek cildiniz için zararlıdır. Bu zararlı etkileri azaltmak için, güneş koruyucu kullanmak, sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini sınırlamak önerilir.
Sağlıklı bir cilt için, doğru beslenme ve yaşam tarzı seçimleri yapmak önemlidir. Yukarıdaki sağlıklı içecekleri diyetinize ekleyerek, cildinizin parlak ve sağlıklı görünmesini sağlayabilirsiniz.
Güzel bir cilt herkesin hayalidir. Özellikle pürüzsüz ve gözeneksiz bir cilt, adeta porselen gibi görünür. Ancak, porselen gibi bir cilde sahip olmak için sadece cilt bakım ürünleri yeterli değildir. Bunun yerine, cildinizin sağlıklı kalması için doğru beslenme, düzenli egzersiz ve uyku düzeni gibi yaşam tarzı seçimleri yapmak önemlidir.
Porselen gibi Cilt İçin Cildi güzelleştiren içecekler
İşte, porselen gibi bir cilt için yapabileceğiniz adımlar:
Porselen gibi bir cilt için sağlıklı bir yaşam tarzı seçimleri yapmak önemlidir. Doğru beslenme, su tüketimi, cilt bakımı, egzersiz ve uyku düzeni gibi adımlar, cildinizin sağlıklı kalmasına ve pürüzsüz görünmesine yardımcı olabilir.
Cildi Parlatan ve Güzelleştiren Vitaminler
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, kefire ilişkin, “Yoğurt gibi mayalanarak elde edilen kefirin bir bardağı ( ml) kalori enerji içeriyor. Üstelik bir bardağıyla günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 24’ünü, A vitaminin yüzde 14’ünü, potasyumun yüzde 6’sını, demirin de yaklaşık yüzde 2’sini karşılıyor. Ayrıca B12 ve E vitaminleri ile fosfor, çinko, folik asit ve magnezyum gibi mineraller bakımından da oldukça zengin. Bu sağlıklı içeceğe günlük beslenmede mutlaka yer verilmelidir. Üstelik mayalanmadan sonra sütün içerisindeki laktozun yüzde 75 azalması sayesinde laktoz intoleransı bulunan kişiler de rahatlıkla tüketebilir” ifadelerini kullandı.
Özellikle yaz sıcağında serinletici bir sağlık deposu olan kefirin ekşimsi tadını gidermek için yaz meyvelerinden faydalanılabileceğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak, bir bardak kefirle gelen 8 faydayı anlatarak, meyvelerle tatlandırılabilecek üç sağlıklı tarif verdi…
Yapılan bazı araştırmalar; kefirin içindeki probiyotik etki gösteren bakterilerin kötü kolesterol denilen LDL kolesterolü düşürücü etkisi olduğunu gösteriyor. Ayrıca içerdiği potasyum sayesinde tansiyon dengeleyici özelliği de bulunan kefir, kalp hastalıkları riskini de bu sayede azaltabiliyor.
Kemikler yaşlanmayla güçsüzleşirken, özellikle menopoz sonrası azalan kemik yoğunluğu ile kırık ve kemik erimesi riski artıyor. Son çalışmalar; kefirin kemik hücreleri tarafından kalsiyum emilimini artırabileceğini ortaya koyarken, kefirin zengin kalsiyum ve K vitamini içeriği kemik sağlığını iyileştirmenin ve kemik erimesini yavaşlatmanın en etkili yolu olarak gösteriliyor.
Kefir, fermantasyon sırasında ortaya çıkan yararlı maddeler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Ayrıca, protein, kalsiyum, magnezyum ve birçok vitaminden zengin olan kefir, her gün 1 bardak kefir tüketildiğinde günlük ihtiyaçlarımızın büyük bir kısmını karşılayabiliyor ve bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı korunmaya destek oluyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak “Bağırsaktaki bakteri dengesini sağlayan kefirr sindirimi kolaylaştırırken; kabızlık, şişkinlik, hazımsızlık gibi sindirim sistemi şikayetlerini azaltıyor. Ayrıca yapılan bazı çalışmalarda; Helicobacter pylori’nin neden olduğu ülser tedavisine kefir eklendiğinde Helicobacter pylori’nin üremesinin engellendiği görülmüştür” diyor.
Sağlıklı beslenmeye özen gösterenler için kefir ara öğünlerin vazgeçilmezi olmalı. Çünkü 1 bardağıyla vücuda bir ara öğünde almamız gereken tüm vitamin ve minerallerin yanı sıra karbonhidrat ve proteini de sağlayabiliyoruz. Üstelik uzun süreli tokluk hissi sağladığından zayıflama diyetleri için de iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
Kefir gibi mayalı gıdalarda bulunan bazı probiyotik bakteriler yeterli miktarda tüketildiklerinde, çeşitli kimyasal maddeler üretiyorlar. Bu kimyasal maddeler, duygusal durumun iyileştirilmesine, anksiyetenin azaltılmasına ve psikolojik rahatsızlıkların tedavisine olumlu etkiler gösterebiliyor.
Kefirin içerisindeki A vitamini cilt sağlığı için büyük fayda sağlıyor. Cilt hücrelerini yenileyip onarımını hızlandırıyor ve yaşlanmaya karşıt bir etki oluşturuyor. Egzama gibi cilt problemlerini önleme etkisine sahip olan kefir, saç ve tırnakların da sağlıklı ve hızlı uzamasını destekliyor.
Kefir bileşimindeki selenyum; E vitamini, katalaz ve süperoksitdismutaz enzimleri ile birlikte hücreler üzerine antioksidatif etki gösteriyor. Bu da kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabiliyor. Günde 1 bardak kefir tüketmek, kansere karşı korunmada destek sağlıyor.
* 1 su bardağı kefir, 5 adet çilek, 1 avuç ahududu, 1 yemek kaşığı keten tohumu blenderdan geçirilir ve içerisine yarım çay kaşığı tarçın eklenerek tüketilir.
* 1 su bardağı kefir, yarım muz, 5 adet çiğ badem ve 1 yemek kaşığı chia tohumu blenderdan geçirilir ve tüketilir.
* 1 su bardağı kefir, 3 adet taze kayısı ile blenderdan geçirilin ve içerisine 2 tam ceviz ve yemek kaşığı yulaf eklenerek tüketili
KefirProbiyotikYoğurt
Keçi veya inek sütünden özel bir maya mantarıyla yapılan, tadı ayrana benzeyen, ekşimsi bir içecek olan kefir, kuzey Kafkasya kökenli bir fermente süt ürünüdür. Rusça da “keyif veren” anlamına gelen kefir, birçok hastalığın tedavisinde kullanılır ve içerisinde yüksek derecede B12 vitamini, kalsiyum, magnezyum, K2 vitamini, biotin, folik asit, enzimler ve probiyotik bulundurur.
Kefirin Faydaları Nelerdir?
Evde yapılan kefirde 77 adet yararlı probiyotik bulunduğunu bilinmektedir. Mucizevi içecek kefirin, ev yoğurdu ile karıştırılarak da içilebileceği gibi, yayla çorbası veya cacık yapımında da kefir kullanılması öneriliyor. Sık sık tüketilmesi tavsiye edilen kefirin faydaları saymakla bitmiyor;
Kefirin Zararlı Olabileceği Durumlar Nelerdir?
Faydaları saymakla bitmeyen kefirin aşırı tüketiminin zarar verici etkisi olduğu durumlar da söz konusu olabilir. Bu tür durumlarda, kefiri mutlaka doktorunuza danışarak tüketmelisiniz.
Kefir; inek, koyun veya keçi sütünün kefir mayası olarak adlandırılan özel bir maya türü ile fermente edilmesi sonucunda elde edilen, tadı ve kıvamı ayrana benzeyen tuzsuz ve ekşimsi tadı olan bir içecektir. Kökenini Kafkasya bölgesinden, ismini ise Rusça'dan alan kefir bu dilde "keyif veren" anlamına gelen bir sözcüktür. Sütün tüm faydalarını içeren kefir aynı zamanda yüksek probiyotik içeriğine sahiptir. Probiyotik bakteriler, yararlı bakteriler olarak da adlandırılan ve insan vücudunda sindirimin düzenlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kolesterolün dengelenmesi ve daha pek çok olumlu etkisi bulunan bakteri grubudur. Probiyotik bakterileri içeren probiyotik besinlerin düzenli olarak tüketilmesi tüm bu olumlu etkilerden dolayı sağlığın korunmasına, sonuç olarak çok sayıda hastalıktan korunmaya yardımcıdır. Probiyotik besinler arasında en etkililerinden bir tanesi olan kefir, yüksek besin değeri ile sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemli bir parçasını oluşturduğundan her yaştan bireyin tüketmeyi alışkanlık haline getirmesi gereken besin türlerinden bir tanesidir.
Kefir çok değerli bir kalsiyum kaynağı olmasının yanı sıra B grubu vitaminleri, K vitamini ve bazı diğer vitamin ve minerallerden oldukça zengindir. Sütün hazımsızlık sorununa yol açtığı kişilerde kefir tüketimi bu olumsuzluklara neden olmadan kalsiyum ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olabilir. 75'in üzerinde farklı türde probiyotik bakteri içeren kefir, aynı zamanda sağlık üzerinde sayısız faydayı da beraberinde getiren bir fonksiyonel besindir. İşte kefirin faydalarından bazıları
Kefirde bulunan probiyotik bakteriler, vücutta savunma sisteminin güçlendirilmesi üzerinde oldukça etkilidir. Bağırsaktaki yararlı bakteri florasını geliştirerek disbiyozis adı verilen yararlı bakterilerin azalıp zararlı bakterilerin artması durumunun önüne geçilmesini sağlar. Bu sayede bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur.
Sindirim faaliyetlerinin düzenli bir şekilde devam ettirilmesi için bağırsaktaki yararlı bakterilere ihtiyaç vardır. Önemli bir probiyotik olan kefir, bu bakteri florasını destekleyerek ishal, kabızlık, gaz ve şişkinlik, bağırsak krampları gibi sorunların önüne geçilmesine yardımcı olur.
Kefirde yer alan probiyotik bakteriler, tıpkı kolesterol düşürücü ilaçlar olan statinler gibi görev yaparak kandaki kolesterol düzeylerinin dengelenmesini sağlar. Ek olarak hipertansiyon hastalarında ve gün içerisinde tansiyon düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk ve göz kararması şikayetleri bulunan bireylerde tansiyonun dengelenmesine ve bu sorunların giderilmesine yardımcı olur. Tüm bu etkileri sayesinde kefir, kardiyovasküler hastalıklara karşı önemli bir koruma sağlar. Tansiyon hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Kefir cildin elastikiyetinin arttırılması, nem dengesinin sağlanması, yaşlanmaya bağlı cilt sorunlarının geciktirilmesi gibi olumlu etkilere sahiptir. Cildin daha hoş ve parlak bir görünüme sahip olmasını sağlarken aynı zamanda yara ve yanıkların hızla iyileştirilmesine, egzama gibi dermatolojik hastalıkların tedavi edilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda saç ve tırnakların sağlıklı ve hızlı bir şekilde uzamasını sağlar.
Kemiklerin çok büyük bir kısmı kalsiyum mineralinden oluşur. Yaşam boyunca en fazla ihtiyaç duyulan minerallerden bir tanesi olan kalsiyum; büyüme döneminde kemik yapımının devam etmesi, ileri yaşlarda ise kemik yıkımının önlenmesi için mutlaka ihtiyaç duyulduğu kadar vücuda alınmalıdır. Kas faaliyetlerinin sorunsuz bir şekilde sürdürülmesi, krampların önlenmesi ve kas gücünün arttırılması için de kalsiyum gereksiniminin karşılanması elzemdir. Kalsiyumun çok önemli bir kaynağı olan kefir, kas ve kemik sağlığının korunması açısından oldukça faydalıdır.
Karaciğer ve böbrek dostu bir besin olan kefir ilaç kullananlarda bunların zararlı yan etkilerini önlemeye yardımcı olur. Böbrek ve safra kesesi taşlarının çözülmesine yardımcı olur. Aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonları, böbrek ve karaciğer enfeksiyonlarını önleyerek karaciğer ve böbreklerin sağlığını destekler.
Sağlıklı ve besleyici bir besin olan kefir metabolizmayı hızlandırır, uzun süren tokluk hissi sağladığından açlık krizlerini önler, zayıflama diyetlerinde başarı oranının yükseltilmesine katkı sağlar. Aynı zamanda sindirim sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağladığından, kabızlık ve şişkinlik sorunlarını önleyerek vücudun istenilen forma ulaştırılmasına yardımcı olur.
Düzenli kefir tüketiminin çocuklarda zekanın, dil gelişiminin ve bilişsel fonksiyonların geliştirilmesi ile ilişki içerisinde olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Aynı zamanda yetişkinlerde de gün içerisinde hissedilerek yorgunluk, uyku hali gibi sorunların önüne geçilmesine yardımcı olur, konsantrasyonu ve zindeliği arttırır.
Sağlıklı beslenmeye özen gösteren ve bu doğrultuda kefir tüketimini alışkanlık haline getirmek isteyen bireylerin en sık merak ettiği konulardan bir tanesi de kefirin ne zaman içilmesi gerektiğidir. Doğal bir besin olan kefirin gün içerisinde özellikle tüketilmesi gereken bir zaman dilimi yoktur. Dolayısıyla günün herhangi bir saatinde tüketilebilir. Fakat özellikle de demir eksikliği anemisi sorunu bulunan kişilerde yüksek kalsiyum içeriği bulunan kefirin, demir içeriği yüksek olan besinlerle bir arada tüketilmemesinde fayda vardır. Demir içeriği yüksek olan besinler arasında kırmızı ve beyaz et, yumurta, balık, kuru baklagiller ve koyu yeşil yapraklı sebzeler yer alır. Bunların tüketimi genellikle ana öğünlerde gerçekleştiğinden kefir tüketimi ara öğünlerde tercih edilebilir. Midesinde hassasiyet veya reflü hastalığı bulunan kişiler de yatmadan önceki 2 saatlik süreç boyunca besin tüketiminden kaçınmalıdır. Bu kişilerde kuşluk ve ikindi saatlerinde yapılacak ara öğünler veya yatmadan 2 saat önce yapılacak olan bir ara öğünde kefir tüketilebilir.
Kefir, çok sağlıklı bir besin türüdür. Bu nedenle evde kefir diyeti gibi birtakım uygulamalara konu olan, detoks amaçlı olarak kullanılan besinlerden bir tanesidir. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin devamlılığı vücudun günlük fonksiyonlarının sorunsuz bir şekilde sürdürülmesi ve hastalıklardan korunabilmek açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle tek bir besine yoğunlaşan sıkı diyetler bilimsel çalışmalarla tam olarak kanıtlanmamış olduğundan sağlık açısından önerilmemektedir. Özellikle sindirim sorunlarının yoğun olarak yaşandığı, kolesterolün yüksek olarak seyrettiği ve probiyotiklere ihtiyaç duyulan dönemlerde evde kefir diyeti, günlük süt ve süt ürünleri gereksiniminin tamamı kefirden karşılanarak tüketilebilir. Dolayısıyla 3 ana ve 3 ara öğünden oluşturacağınız beslenme programınıza her ara öğünde 1 bardak kefir ekleyerek kefir diyeti uygulayabilirsiniz.
Kefir faydaları ile ünlenmiş ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmeyen bir besin olsa da tüm besin türlerinde olduğu gibi aşırı tüketildiğinde veya bazı hastalıkları bulunan kişilerce tüketildiğinde istenmeyen sonuçlara neden olabilir ve böyle durumlarda kefirin yan etkileri ortaya çıkabilir. Özellikle tedavi gördüğü bir hastalığı olan ve düzenli ilaç kullanan bazı kişilerde kefirin tüketimi sakıncalı olabilir. Dolayısıyla bu kişiler özellikle de kefirle yeni tanışıyorlar ise öncelikle doktorlarına danışmalı, doktorun önerileri doğrultusunda kefir tüketimine başlamalıdır. Bazı kişilerde çok nadir de olsa kefir tüketimine bağlı olarak midede hassasiyet, kramp, kabızlık gibi yan etkiler gözlenebilir. Bu durumda bu sorunların kefir tüketiminin bırakılması ile ortadan kalkıp kalkmadığı kontrol edilebilir. Böbrek hastalarında yüksek fosfor içeriği nedeniyle kefir tüketimi sakıncalı olabilir. Bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkları olan veya bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullananlarda kefirin içerisindeki mayalar farklı türde reaksiyonlara neden olabilir. Hamile ve emziren kadınlarda, şeker hastalarında da hekime danışılmadan kefir tüketmekten kaçınılmalıdır. Tüm bunlara ek olarak 1 yaşından küçük bebeklere kefir verilmemesi gerektiği bilinmelidir.