kaynağı değiştir]
Hastanenin kuruluş düşüncesi 1930'lu yıllara dayansa da, bu yöndeki ilk somut adım 1944 yılında atılarak hastanenin bugün bulunduğu arazi üzerinde bir tüberküloz sanatoryumu açılması kararlaştırıldı. Ertesi sene başlayan hastanenin inşaatı 1952 senesinde tamamlandı ve 19 Mayıs 1953 tarihinde resmi olarak açılışı yapıldı. "Atatürk Sanatoryumu" adıyla kurulan hastane, başlangıçta sadece tüberküloz hastalarının tedavisi için kullanılmaktaydı ve yalnızca 230 yatak kapasitesine sahipti. 1978 yılında "Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Merkezi" adını alan hastane, ilerleyen yıllarda daha fazla yatağın eklenmesi ve verem haricindeki göğüs hastalıklarının da tedavisine başlanmasıyla birlikte hızlı bir gelişim gösterdi. 1967'de kardiyoloji bölümü, 1988'de astım merkezi, 1998'de acil servis ve 1999'da Türkiye'nin ilk sigara bırakma polikliniği kurularak hizmet alanı genişletildi. 2007'de Türkiye'deki ilk multidispliner pulmoner rehabilitasyon merkezi açıldı. "Alerji Ünitesi"nin 2010 yılında "Alerjik Hastalıklar Kliniği"ne dönüştürülmesiyle birlikte ülkedeki ilk alerji ve immünoloji eğitim kliniği kuruldu.[2] Ocak 2022 tarihinde Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile birleştirilerek Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi adını aldı.
Türkiye’nin göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi alanında en önemli 4 merkezinden biri olan SBÜ Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (Ankara Sanatoryumu) Keçiören Eğitim Araştırma Hastanesi ile birleştirildi. İhtisas hastanelerinin yetkili ve uzmanları ile konuyla ilgili dernekler karara tepkili. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, göğüs hastalıkları alanında ihtisaslaşmış hastanelerin Türkiye için bir gereklilik olduğunu ve alınan kararı doğru bulmadıklarını söyledi.
Yılmaz, “Genel hastane niteliğindeki bir yapılanma ve işletme anlayışı, göğüs hastalıklarında ihtisaslaşmış köklü bir yapı olan Atatürk Sanatoryumu’nun sahip olduğu bilgi ve deneyiminin boşa gitmesi anlamına gelir. Birleştirmenin yönetimsel anlamda gerekçeleri olsa da bu hastanenin 68 yılık bir mazisi olduğu unutulmamalıdır”diyerek şunları söyledi, “Hastanemiz toplam 961 kişilik kadrosu ile yıllık 25 bin yatan ve 650 bin ayaktan hastaya hizmet veren ülkemizin 4 göğüs hastalıkları eğitim hastanesinden biridir. Önemli bir halk sağlığı sorunu olan dirençli tüberküloz (MDR-XDR) hastalarının takip ve tedavi edildiği 4 referans merkezinden biri olma özelliği de taşır.
‘Göğüs hastalıkları özel dal hastaneleri’ genel hastanelerde öncelikli hizmet alma şansı olmayan kronik akciğer hastalarının tedavisi ile ilgilenir. Bunun dışında özel yapılarıyla; prevalans, morbidite ve mortalite açısından sık görülen diğer akciğer hastaları ile gittikçe yaşlanan nüfusun solunumsal problemlerine çözüm üretir. Bu hastanelerde çalışan eğitim görevlilerinin çoğu doçent veya profesör derecesi olan, uluslararası düzeyde bilimsel yayınların büyük bölümünü gerçekleştiren, uzmanlık derneklerinin yönetim kurullarında görev alan yetkin kişilerdir. 53 yıllık bir meslek örgütü olarak, böyle değerli ekiplerin görev yaptığı göğüs hastalıkları özel dal hastanelerinin, ülkemiz ve halkımız açısından vazgeçilmez olduğunu hatırlatmak isteriz.”
Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Göğüs Hastanesi’nde yapısal özellik ve detayların çok üst düzeyde olduğuna dikkat çeken Yılmaz, hastanelerinin göğüs hastalıkları eğitim hastanesi modeline özgü ve dünyadaki örnekleri arasında Heidelberg, National Jewish Hospital, Colorado’nun bulunduğu ileri örneklerle karşılaştırılabilir düzeyde olduğunu belirtti.
Hastanenin özel bölümlerinden biri olan ve Türkiye’de bir ilk olarak başlatılan Pulmoner Rehabilitasyon Ünitesi’nde yılda 2 bin işlem yapılıyor. Pandemi döneminde yeni bir sorun olarak karşılaşılan Post Covid Pulmoner Fibrozisli hasta yönetimi de bu ünitede başarı ile tedavi ediliyor. Hastanede çok özel yaklaşım gerektiren girişimsel işlemlerin sayısının aylık ortalama 150, endobroniyal ultrasongrafi sayısının ise aylık 200 düzeyinde olduğuna dikkat çekiliyor.
Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, “Genel hastane niteliğindeki bir yapılanma ve işletme anlayışı bu birikimleri hızla eriteceği için yılların emek ve yatırımları boşa gitmiş olacak” diyerek devam ediyor; “Bundan en büyük zararı bölgede bu hastanenin olanak ve ayrıcalıklarından yararlanan hastalar görecek ve bu kişiler sağlık sorunlarına çareyi diğer kurumlarda aramak zorunda kalacak. TÜSAD’ın eğitim kalitesi ve uzman sayısının artırılmasına büyük ihtiyaç bulunduğu dönemde alınan bu karardan ve uzmanlık alanının geleceğinden endişe duyuyoruz. Bu bağlamda Sağlık Bakanlığı’ndan bu karardan geri dönmesini talep ediyoruz” diyor.
Sanatoryum cad. Pınarbaşı mah. Ardahan sok. No: 25 Pınarbaşı/Keçiören/Ankara / Ankara
Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi, sağlam alt yapısı ve hasta odaklı sağlık sistemi anlayışıyla vatandaşlara 2005 yılında hizmet vermeye başlamıştır. 30.000 metrekare kapalı alana sahip olan hastane, teknik altyapısının yanında nitelikli doktor kadrosuyla da dikkat çekmektedir. Şu an 337 doktor ve 746 personel ile Ankara ve çevre ilçelere/illere nitelikli sağlık hizmeti vermektedir. Gelişmiş bir teknolojik altyapıya sahip olan hastane, bu sayede laboratuvar çalışmalarında da üst düzey teknolojik uygulamaları gerçekleştirebilmektedir.
Hastane, kurduğu “Toplum Ruh Sağlığı Merkezi” sayesinde de hastalarının sadece fiziksel değil, psikolojik sorunlarını da tedavi etmektedir. Toplum Ruh Sağlığı Merkezi ise 02/10/2015 yılında hizmet vermeye başlamıştır. Hastalara bireysel danışmanlık hizmeti veren merkez aynı zamanda hastaların sağlıklı bir sosyal hayatı olabilmesi açısından gezi, spor, piknik gibi etkinlikler düzenlemekte ve psikososyal beceri eğitimleri vermektedir. Merkez sırf hastalar için de çalışmamaktadır. Ayrıca hasta yakınlarını hastalıkla ilgili bilinçlendirmek adına psiko-eğitim vermektedir.