kelam nedir din kültürü / Kelam ne demek? Allah'ın sıfatlarından - İslamiyet Haberleri

Kelam Nedir Din Kültürü

kelam nedir din kültürü

KELÂM İLMİ

İslam'ın inanç esaslarını inceleyen ilim. Tarih boyunca hem adı, hem de muhtevası çeşitli değişikliklere uğradı. Sözgelimi iman temellerini (akide) incelediği için Akaid ve Usuli'd-Din; konularının ağırlığımı Allah'a iman, Allah'ın birlenmesi (tevhid) ve sıfatları oluşturduğu için İlm-i Tevhid ve Sıfât; fıkhın inançla ilgili yönlerini ele aldığı için Fıkhu'l-Ekber (Büyük Fıkıh); temel yöntem olarak düşünme ve akıl yürütmeyi seçtiği için İlm-i İstidlal ve Nazar gibi adlarla anıldı.

Kelâm ilmi kelâmcılar tarafından konusu ve amaçları açısından farklı biçimlerde tanımlanmıştır. Konusuna göre Kelâm ilmi, "Allah'ın zat ve sıfatlarından, peygamberlikle ilgili konulardan, başlangıç ve sonları bakımından varlıkların durumlarından İslâm'ın temel nasları doğrultusunda söz eden ilim" olarak tanımlanır. Tanıma "başlangıç ve sonları bakımından" kaydı Kelâm'ı tabii bilimlerden; "İslâm'ın temel nasları doğrultusunda" kaydı da felsefeden ayırmak için konulmaktadır. Kelam, amaçları açısından da "kesin delillere dayanarak muhaliflerin ileri sürdüğü şüphe ve itirazları ortadan kaldırmaya ve bu yolla İslâm inançlarını ispatlamaya çalışan ilim" olarak tanımlanır.

Kelâm ilminin muhtevası, tarihi içinde giderek genişlemiştir. Başlangıç döneminde Kelâm ilminin başlıca konusu Allah'ın zatı, sıfatları ve fiilleridir. İslâm dünyasında felsefenin yaygınlık kazanmasından sonra Kelâm'ın konusu genişleyerek "varlık" (mevcud)u da içine aldı. Ancak Kelâm "varlık"ı tabii bilimler gibi değil, başlangıcı ve sonu açısından (mebde ve mead), yaratılışı ve döneceği yerle ilgili meseleler açısından konu edinir. Gazalî'den (ö/) sonraki kelâmcılar döneminde Kelam ilmi'nin muhtevası daha da genişleyerek felsefenin konularıyla birlikte mantığın birçok temel konusunu da içine aldı. Bu dönemde Kelâm, bir bilgi nesnesi (malum) olabilen hemen tüm konularla ilgilenmeye başladı. Bu dönemde Kelâm ilminin ilgilendiği bilgi konuları iki ana öğeden oluşuyordu. Birinci öğeyi mesâil ve makasıd denilen temel dini inançlar; ikinci öğeyi de mebâdi ve vesâil adı verilen, temel dini inançları ispatlamaya yarayan bilgiler meydana getiriyordu. Örneklemek gerekirse, "Allah vardır ve birdir" gibi inanç esasları mesail ve makasıdın; "cevherler arazlardan hali değildir, evren sonradan varolmuştur, hadistir" gibi hükümler de mebadi ve vesail konuları içinde yer alıyordu. Ondokuzuncu yüzyıldan bu yana Kelâm'ın muhtevasında yeni değişiklikler gözlendi. Yeni İlm-i Kelâm dönemi olarak adlandırılan bu dönemde Kelam ilmi, felsefi bir görüş olarak materyalizmi bütün biçimleriyle reddeden, dine karşı yapılan biyolojik ve psikolojik eleştirileri cevaplayan, yeni felsefe akımlarını İslâm esasları açısından eleştiren, tabii bilimlerden yararlanarak Allah'ın varlığını kanıtlayan, İslâm'ın inanç ilkelerini açıklayan bir ilim durumuna geldi.

Kelâm bilginlerine göre Kelâm ilminin çeşitli amaçları vardır. Bunlardan ilki, Kelâm'la uğraşanlara ilişkindir. Bu amaç, kişiyi taklit düzeyinden araştırma ile elde edilen kesin bilgi (tahkik) düzeyine yükseltmektir. Kelâmla uğraşmayanlara ilişkin olan ikinci amaç, inanç sorunlarını açıklığa kavuşturarak doğru yolu arayanları aydınlatmak ve şüpheleri, itirazları ortadan kaldırarak inanmamakta inat edenleri susturmaktır. İslâm'ın temel inançlarına ilişkin olan üçüncü amaç, temel inanç ilkelerini yanlış yoldakilerin ortaya attıkları şüphelerle sarsılmaktan korumaktır. Dördüncü amaç, diğer İslâm ilimlerine ilişkindir. Bu, İslâm ilimleri için üzerinde hareket edebilecekleri sağlam bir inanç temeli hazırlamaktır. İnsanın davranışlarına, edimlerine ilişkin olan beşinci amaç, kişinin davranış ve edimlerindeki niyet ve inancı güçlendirmek, sağlamlaştırmaktır. Nihayet bütün bu amaçların toplamıyla ulaşılacak asıl büyük amaç ise kişiyi dünya ve âhiret mutluluğuna ulaştırmaktır.

Kelâm ilmini ortaya çıkaran nedenler Hz. Peygamber (s.a.s)'in ölümünden hemen sonraki döneme kadar uzanır. Hz. Peygamber (s.a.s)'in ölümünden sonra İslâm toplumunda giderek artan anlaşmazlık ve toplumsal olaylar inanç konularına ilişkin görüş ayrılıklarının ortaya çıkmasına yol açtı. Hilafet tartışmaları, iç savaşlar, çeşitli din ve kültürlerle başlayan ilişkiler, felsefi düşüncenin çeviriler yoluyla yaygınlık kazanması, kimi âyet ve hadislerin farklı biçimlerde yoruma imkan tanıması gibi etkenlerle Allah'ın sıfatları, kader, büyük günah (kebâir) işleyen insanın durumu, imamet gibi konularda çeşitli görüşler oluştu. İlk yüzyılın sonuna kadar süren tartışmalar, ikinci yüzyılın başında bütün bu konuları sistemli biçimde ele alan ilk kelâm okulunun doğmasına neden oldu. Vasıl b. Ata (ö. /) ve Amr b. Ubeyd (ö/) tarafından kurulan bu Kelâm okulu Mutezile olarak adlandırıldı. Mutezile okulu, iki yüzyıl boyunca tek okul olarak inanç konularındaki anlaşmazlıkları belli bir sistem içinde çözümlemeye, İslâm'a yöneltilen eleştirileri cevaplamaya çalıştı. Ancak kendi içinde bütünlüğünü koruyamayarak ayrıntılara ilişkin kimi küçük görüş ayrılıkları üzerine kurulan çok sayıda kola ayrıldı.

Kelâm ilmi alanındaki Mutezile egemenliği, dördüncü yüzyılın başlarında Mutezile içinde yetişen büyük Kelam bilgini el-Eş'ari (ö/) tarafından kurulan ilk Sünni Kelâm okulu ile sona erdi. El-Eş'ari, kelam anlayışını Basra ve Bağdat'ta yayarken, aynı zamanda Maveraünnehir'de Maturidi (ö/) tarafından sünni Kelâm'ın ikinci büyük okulunu ortaya çıkardı. Kurucularının adından hareketle Eş'ariye ve Mâturidiyye olarak adlandırılan bu iki okul, küçük farklarla Sünnî inanç esaslarını belirledi ve zamanla İslâm dünyasında etkinlik kurdu. Mutezile okulu ise, varlığını ancak çok sınırlı bir çevre içinde sürdürebildi.

Sünnî Kelâm ilmi, tarih içinde geçirdiği aşamalar açısından başlıca dört dönemde incelenir. el-Eş'ari ile başlayan ve Gazali'nin hocası el-Cüveyni (ö/) ile sona eren ilk dönem, Mütekaddimin (Eski Kelamcılar) dönemi olarak adlandırılır. Gazali ile birlikte ikinci dönem başlar. Müteahhirin (Sonraki Kelamcılar) dönemi olarak adlandırılan bu dönemde Kelâm ilmi felsefe ile yoğun bir ilişki içindedir ve bu nedenle "felsefe ile meczedilmiş Kelâm devri" olarak da tanımlanır. Hicrî sekiz Miladi ondördüncü yüzyıl ortalarından başlayarak Miladi ondokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar süren üçüncü dönem, Kelâm ilminin duraklama ve gerileme dönemidir. Bu dönemde, önceki kelâmcıların eserlerine yorum ve açıklamalar yazılmakla yetinilmiştir. Kelâm ilmi, on dokuzuncu yüzyılın sonları ile yirminci yüzyılın başlarında yeni bir döneme girdi. Çağın istek ve ihtiyaçlarına cevap verme zorunluluğunun doğurduğu bu yeni dönem Yeni İlm-i Kelâm dönemi olarak anılır.

Ahmed ÖZALP

Kelam Ne Demek? Tdk'ya G&#;re Kelam Kelimesinin Anlamı Nedir?

Türk Dil Kurumu üzerinden bakıldığı zaman kelam kelimesi, ‘söz’ anlamına gelmektedir. Aynı zamanda söyleyiş biçimi ya da söyleme gibi ifadeler üzerinden de tabir etmek mümkün.

Kelam Ne Demek?

Kelam kelimesi Türkçe içerisinde farklı anlamları üzerinden ifade edilecek bir sözcüktür.

- Söz,
- Söyleyiş biçimi ve söyleme,
- En başta tanrının varlığını ve birliğini, peygamberlik ve ahiret ile beraber, İslamiyet'in bütün ana ilkelerini konu eden bilim,

Bu anlamları ile beraber kelam kelimesini kullanmak mümkün.

TDK'ya Göre Kelam Kelimesinin Anlamı Nedir?

Sözcük anlamı olarak Türk Dil Kurumu üzerinden ele alındığında kelam kelimesi, ‘söz’ anlamı taşımaktadır.

‘’Mecliste Arif ol kelamı dinle’’ Karacaoğlan

Arapça kökenli bir kelime olarak öne çıkan kelam kelimesi, İslami açıdan da önemli bir anlama gelir. Genel itibariyle İslam’ı her açıdan ele alan ve detaylı şekilde inceleyen bilim olarak da anlatmak mümkün. Bu kapsamda tanrının varlığı ve birliği ile beraber Peygamberi (S.A.V.) ve İslam hakkındaki tüm bilgileri inceleme olarak da dile getirilebilir.

Kelam kelimesi özellikle söz anlamı üzerinden halk arasında yaygın kullanıldığı söylenebilir.

‘’Doğru dürüst iki kelam edemedik’’

Özellikle genelde bu cümle kapsamında değerlendirilen bir sözcüktür.

kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir

1. KELÂM ANABİLİM DALI

Kelam; en üstün Varlık&#;ı yani Allah&#;ı, varlık bakımından özüne ait niteliklerini ve kendi dışındaki varlıklarla ilişkisini konu edinen bir ilimdir. Bu yapısıyla Kelâm, İslam vahyi ile ortaya çıkan teolojik gerçeklikte Kur’ân’da tevhid kavramı ile ifade edilen inanç anlayışını ve İslam’ın “Ulûhiyet”, “Nübüvvet” ve “Meâd” olarak sistematize edilen diğer inanç konularını rasyonel olarak temellendirme çabalarını ifade eder.

Bunun yanı sıra Kelâm, tüm tarihi boyunca olduğu gibi günümüzde de kesin delillerden hareket ederek dini inançları ortaya koymayı, bunlarla ilgili zihinlerde var olan şüpheleri ortadan kaldırmayı da hedeflemektedir. Kelam&#;ın önünde duran, ama ne kadar ilgilendiği tartışmalı olan bir diğer konu ise, toplumsal problemlere olan ilgisidir. Kelam&#;ın önüne hedef olarak Tanrı&#;yı ve Tanrısal olanı koyması ve Tanrı&#;yla ilgilenmeyi şerefli bir ilim olmasının temeli olarak görmesi, insanla ve insani olanla irtibatını zayıflatmıştır. Kelamın tarihsel dinamikleri içerisinde zayıf kalan toplumsal sorunlar Fakültemiz Kelam Anabilim Dalında temel ilgi alanı haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede İnsan (Toplum), Tarih, Tabiat gibi temalar kelamın temel ilgili alanı olarak tanımlanmaktadır.

Mevcut müfredat çerçevesinde Kelam, Lisans düzeyinde “Sistematik Kelam”, “Kelam Tarihi” ve “Günümüz Kelam Problemleri” adlarıyla okutulmaktadır. Sistematik Kelam dersinde, klasik kelam konuları Mutezile, Eş’ârî ve Maturidî Kelam sistemleri temelinde karşılaştırmalı olarak verilmektedir. “Kelam Tarihi” dersinde ise Kelam ilminin tarihsel gelişimi, kelamî görüşlerin ortaya çıktığı toplumsal, kültürel ve düşünsel dinamikler dikkate alınarak Kelam ile tarih arasındaki yapısal ilişki ortaya konmaktadır. “Günümüz Kelam Problemleri” dersinde de, Reenkarnasyon, Satanizm, Kök Hücre, Din-Bilim İlişkisi, Din-Siyaset İlişkisi ve Ateizm gibi çağdaş kelam sorunları ele alınmaktadır.

TARİHÇE

 21 Nisan tarihinde kabul edilen kanunla açılan Dâru&#;l-Fünûn İlahiyat Fakültesi&#;nde Kelam Dersi, İsmail Hakkı İzmirli tarafından okutulmaktaydı. İlahiyat Fakültesi&#;nin &#;de kapatılıp Edebiyat Fakültesi&#;ne bağlı İslam İlimleri Enstitüsü&#;nün kuruluşundan yılında kapatılışına kadar ise Kelam dersinin Yusuf Ziya Yörükan tarafından verildiğini görüyoruz. yılında İlahiyat Fakültesi&#;nin Ankara Üniversitesine bağlı olarak yeniden açılmasıyla da Kelam dersinin Mezhepler Tarihine bağlı olarak okutulması kararlaştırılmıştı. Kelam dersini bu dönemde yine Yusuf Ziya Yörükan vermiştir. Bu dönemde Kelam sırasıyla Muhammet Tavit et-Tancî, Hüsnü Lostar ve Nafiz Danışman tarafından okutulmuştur. yılından itibaren Dr. Hüseyin Atay kürsü içinde ders vermeye başlamış ve Mezhepler Tarihine bağlı olan Kelam &#;den itibaren müstakil bir kürsü hüviyetini kazanmıştır. YÖK&#;ün kurulmasıyla da Anabilim Dalına dönüştürülmüştür.

Bologna Bilgi Sistemi-Kelam (Yüksek Lisans)
Bologna Bilgi Sistemi-Kelam (Doktora)

2. KELÂM ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYELERİ

Prof. Dr. Mahmut AY (Anabilim Dalı Başkanı)
Prof. Dr. Ş. Ali DÜZGÜN
Prof. Dr. İlhami GÜLER
Prof. Dr. Muammer ESEN
Prof. Dr. İbrahim ASLAN
Doç. Dr. Rabiye ÇETİN
Ar. Gör. Dr. Tuğba GÜNAL
Ar. Gör. Dr. Tuğba ÖZOĞLU
Ar. Gör. Hatice Kübra İMAMOĞLUGİL
Ar. Gör. Mustafa BARIŞ
Ar. Gör. Semra CEYLAN

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir