kerahat vakti hadis / EskiEserler | Eski Eserler | Eskieserler.com

Kerahat Vakti Hadis

kerahat vakti hadis

Dinimizin bizlere buyurduğu, ikindi vakti yani kerahatte uyku yerine güzel işlerle meşgul olmak, bizler için daha hayırlı ve sağlıklı olandır. İkindiden akşam namazına kadarki olan vakit, aynı zamanda insanın gün içerisinde en verimli olduğu zaman aralığıdır.

İKİNDİ VE AKŞAM ARASI UYUMAK NEDEN İYİ DEĞİLDİR?

Hadis-i Şerif ile de buyrulduğu üzere, uyku bir dinlenme aracıdır. Ancak dinimizde kerahat vakti olan ikindi ile akşam arası uykunun insan için verimli olmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle de ikindi kerahati uyku dinen hoş karşılanmamıştır.

“O (Allâh), geceyi sizin için (örtünecek) bir elbise, uykuyu bir dinlenme, gündüzü de kalkıp çalışma zamanı yapmıştır.” (el-Furkân 25/47)

İkindi vakti, ticari hayatın yoğun geçtiği, günlük mahsulatın kaldırıldığı, dar ama çok verimli bir zaman dilimidir. Bu zaman dilimini uyku ile geçirmek maddî açıdan tam bir ziyan ve kayıptır. Böyle bir zaman diliminde uyumak, dini açıdan uygun görülmemiştir.

Öte yandan, kerahat vakitleri namaz kılmak mekruh, yani harama yakın bir davranış olarak kabul görmüştür. Nitekim, bazı kerahat vakitlerinde farz ve nafile, bazı kerahat vakitlerinde yalnızca nafile namazların kılınması mekruh olduğu belirtilmiştir.

KERAHAT VAKTİ NE ZAMAN?

“Rasûlüllah (s.a.v) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gökyüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar.” (Müslim, Müsâfîrîn, 293)

Bu hadiste belirtilen ve ibadet yapılması uygun bulunmayan vakitler şunlardır: 

-Güneşin doğmasından itibaren, 40-50 dakika sonrasına kadar geçen vakit.

-Güneşin, başımızın üzerinde, tam dik bulunduğu vakit.

-Güneşin batmadan önceki son 40-50 arası geçen vakit.

İKİNDİ VE AKŞAM ARASI UYUMANIN BİLİMSEL ZARARLARI

Herkes bu vakitte yatmanın zararını bizzat tecrübe ederek görmüştür. O vakit yatıp da kalkan kimse sersemleşir ve kendini toparlamakla güçlük çeker. Vücudumuzu zinde tutan kortizol hormunu kandaki en yüksek seviyesi sabah saatlerinde gerçekleşir. Güneş doğana kadar geçen 45 dakika gaylule olarak isimlendirilir ve gaylule uykusunda, tıp bilimine göre hormonal değişimler meydana gelmektedir.

Ayrıca araştırmalara göre bu vakit gelene kadarki sürede vücut dinlenmiş olur ve dinç olarak yataktan kalkmış olur. Ancak bu vakti uyuyarak geçiren kişinin bünyesi tam tersi sersemleşmektedir. Hormon bozukluklarına da sebebiyet verebilmektedir.

Tansiyon ve kalp atışları ikindi vakti en yüksek seviyeye ulaşır. Dolayısıyla bu vakitte hücreler en yüksek aktivite ile çalışmaktadır. Bu nedenle sürekli olarak ikindi ile akşam arasında uykunun kalp rahatsızlıklarına neden olduğu belirtilmektedir.

Bu durumun aksine, kuşluk vaktinde uykunun verimi artırdığı tespit edilmiştir. İspanyol ülkelerinde ‘siesta’ olarak bilinen kuşluk vakti uykusu Peygamber Efendimiz’in de günlük uyku düzeninin bir parçasıydı. Çünkü bu saatler arasında yer alan yarım saatlik uyku gece 2 saat uyumaya eş değerdedir. 

Beyzanur ÖzbostanHaber7.com - SEO Editör

Haber 7 - Beyzanur Özbostan

Kerahat vakti ile ilgili ayetler var mıdır bu sadece hadiste geçen bir şey midir?

Kerahat vakti ile ilgili ayetler var mıdır bu sadece hadiste geçen bir şey midir?

Kayıtsız Üye
kerahat vakti ile ilgili ayetler var mıdır bu sadece hadiste geçen bir şey midir? dinimizde niyet önemli olduğuna göre bilerek yada bilmeyerk bu vakitlerde namaz kılınmış olsa ne olur?


Cevap: kerahat vakti ile ilgili ayetler var mıdır bu sadece hadiste geçen bir şey mid

Desert Rose
< kerahat vakti ile ilgili ayetler var mıdır bu sadece hadiste geçen bir şey midir? dinimizde niyet önemli olduğuna göre bilerek yada bilmeyerk bu vakitlerde namaz kılınmış olsa ne olur? >

İslam alimleri nakil edilen Hadislere istinaden
konu hakkındaki hükümleri vermişlerdir
konuyla ilgili eklenen bilgileri okuyabilirsiniz

——————————–

Beş vakit vardır ki, bunlara kerâhet veya mekruh vakitler denir. Bunlarda bazı ibadetlerin yapılması yasaklanmıştır.

Ukbe b. Âmir el-Cühenî’den şöyle dediği nakledilmiştir: "Rasûlüllah (s.a.v) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu. Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gök yüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar" (Müslim, Müsâfîrîn, 293; Ebû Dâvud, Cenâiz 51; Tirmizî, Cenâiz, 41; Nesaî, Mevâkît, 31, 34, Cenâiz, 89; İbn Mâce, Cenâiz, 30; Dârimî, Salât, 142).

Bu hadiste belirtilen üç vakit şunlardır:

a. Güneşin doğmasından itibaren, 40-50 dakika sonrasına kadar.

b. Güneşin, başımızın üzerinde, tam dik bulunduğu vakit.

c. Batmazdan önce, güneşin gözleri kamaştırmaz hale gelmesinden, batmasına kadar olan vakit.

Bu vakitlerde namaz kılmanın uygun görülmemesinin nedenleri başka hadislerde şöyle açıklanmıştır.

Aişe (r.anha)’dan rivâyet edilmiştir, Ömer (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’in; Bekleyip bekleyip te güneş doğacağı ve batacağı zamanlara namaz kılmayı denk getirmeyiniz. Çünkü güneş şeytanın boynuzları arasından doğar ve batar buyurduğunu vehmediyor. (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 51; Ebû Davud, Salat: 5)

İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Güneşin ucu görünüp iyice doğuncaya kadar kılacağınız namazı geciktirin. Güneş batmaya başlayıp iyice batıncaya kadar yine namaz kılmanızı geciktiriniz. O vakitler, güneşe tapanların ibadet anlarıdır. (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 51; Ebû Davud, Salat: 5)

Amr b. Abese (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e: Ey Allah’ın Rasûlü! Vakitler içerisinde araştırmaya değer, Allah’a yakın olunacak bir an var mıdır? Veya ibadet için tercih olunacak bir saat var mıdır? diye sordum. Rasûlullah (s.a.v)’de: Evet dedi ve şöyle devam etti: Kulun, Allah’a en yakın olduğu vakit; gecenin sonlarına doğru olan vakittir. O saatlerde Allah’ı zikredenlerden olmak istersen ol. Çünkü güneş doğuncaya kadarki o vakitlerde kılınacak namaza melekler gelir ve özellikle şahitlik yaparlar. Güneş, şeytanın iki boynuzu arasından doğar, o saat güneşe tapan kafirlerin dua ve ibadet saatidir. Güneş bir mızrak boyu yükselip iyice ışık saçmaya başlayıncaya kadar namaz kılmayın. Sonra gündüzün ortasında mızrak boyu güneş yükselinceye kadar kılınan namazda melekler hazır olur ve şahitlik yaparlar. Güneş tepede iken Cehennem kapıları açılır ve ateşin şiddeti artar. O anlarda da namaz kılmayı bırakın, güneş batı tarafına kayıp gölgeler uzayıncaya kadar kılmayın. Ondan sonraki güneş batıncaya kadar kılınan namazlara melekler hazır olur ve şahitlik ederler. Çünkü güneş şeytanın boynuzları arasından batar, o saat güneşe tapan kafirlerin ibadet ve dua saatleridir.
(İbn Mâce, İkametü’s Salat: 182; Müslim, Salat-ül Müsafirin: 52)

Güneşe tapan kafirlerin içine sadece insanlar değil cinni kafirler habis ruhlar da girer. Bütün bunlara benzeme nehyedilmiştir.

Hadiste geçen "şeytanın iki boynuzu" tabiriyle ilgili olarak İbnu Hacer şu açıklamayı sunar: ‘ ‘Şeytanın iki boynuzu başının iki tarafı demektir. Denir ki:’ ‘Şeytan güneşin doğduğu yerin hizasında dikilir. Öyle ki o, doğunca (şeytanın) başının iki yanı ortasında olur. Ta ki, güneşe tapanların güneş için yaptıkları secde onun için yapılmış olsun. Batma sırasında da aynı hal mevzubahistir. Durum böyle olunca güneşin, şeytanın iki boynuzu arasından doğması, doğuşu esnasında güneşi seyredene nisbetendir. Şöyle ki, eğer şeytanı seyretmiş olsaydı, onu güneşin yanında dikilmiş olarak görecekti."


İbnu’l-Esîr, en-Nihâye’de "güneş doğarken şeytan harekete geçer ve tasallutta bulunur ve güneşe yardımcı vaziyetini alır.” buyurmuştur.

Bazı şârihler, hadisin zahirini esas alarak hadise zikri geçen bu üç vakitte şeytanın güneşe fiilî yakınlığını ifade etmişlerdir. Bazıları da yakınlıktan maksad "kuvvet"tir demiştir. Arabın: "Ben bu işe yakınım" demesi, "onu yapmak benim gücüm, imkanım ve takatim dahilindedir" demesidir. Öyleyse hadis: "Şeytan, bu üç vakitte işine muktedirdir" demektedir.

Bu vakitlerde namaz kılmanın mekruh olmasının başka maslahatları da vardır. Mü’minlerin erken kalkmalarını sağlamak, mü’-mİnlere zaman şuuru, programlı iş yapmak, vaktinde iş yapmak alışkanlığı kazandırmak, kendini vakte göre ayarlamak, disipline etmek, vaktinden sonra yapılacak işlerin kıymet ifade etmeyeceği fikrini zihinlerde tesbit etmek gibi günlük hayatımızın gerek ferdi ve gerekse içtimaî veçhelerinde, gerek sıhhat ve gerek iktisad açılarından gerek dünyaya ve gerek âhirete bakan pek çok faydaları, maslahatları saymak, görmek ve göstermek mümkündür.

Bu vakitlerde sadece namaz kılmak nehyedilmiştir. Kul o vakitte başka ibadetlerle meşgul olabilir.

İslâm dîni zaman mevzuunda vaz’ettiği bu hiyerarşiye bir de mekruh vakitler mefhumunu ilave etmiştir. Yani bazı vakitler vardır ki, onlarda ibadetten kaçınmak gerekir. Bu anlarda yapılacak ibadet sevaba değil günaha vesiledir; kılınan namaz itaat değil isyandır. Bu mesele beşerî kıstasla mantıksız bile gelebilir, "Hiç ibadet isyan olur mu?" denilebilir. Ama dînin esasatına göre bakınca meselenin mantığını kavramak zor olmaz. Çünkü dînimizde bir şeyin "iyi" veya "kötü" olması, o şeyin zatından gelmez. Allah’ın emrine veya nehyine göre "iyilik" veya "kötülük" ortaya çıkar. İbadet, Allah emrettiği için iyidir. İbadet Allah’ın dilediği şekil ve muhtevaya uygun olursa güzeldir, makbuldür. Veya Allah birşeyi nehyetmişse o kötüdür, haramdır. Nitekim önceleri yasaklama gelmediği için helâl olan içki, yasaklama geldikten sonra haram olmuştur.

Şu halde, dînimiz namaz kılmayı en üstün ibadet kabul etmiş olmakla beraber bazı zamanlar da ibadeti yasaklamıştır. Öyle ise, namazın makbul olması için konan şartlardan biri zamanla ilgilidir. Bazı zamanlarda namaz "kılmak" emredilmiş, bazılarında "kılmamak" emredilmiştir. Şu halde bu yasak saatte kılınan namaz bir itaatsizliktir. İşte namazın yasaklandığı bu vakitlere mekruh vakitler diyoruz. Mekruh vakit telakkisi, dînimizin, "hayır" ve "şerr"in kaynağını beşer aklından değil, Allah’ ın vahyinde arama esasını kavramamızda yardımcıdır.


Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Şerhi, 8/302-316

Sorularla İslamiyet


kerahat vakti uyumak ile ilgili hadisler

@hmet
kerahat vakti ile ilgili hadisler

Ukbe bin Amir (RadiyAllahu Anh) şöyle demiştir:

Üç vakit vardır ki Rasulullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) bizlere o vakitlerde namaz kılmayı ya da o vakitlerde ölülerimizi gömmeyi nehyederdi.

−Güneş parlak olarak doğup yükselinceye kadar,

−Öğle vakti dik duran güneş batıya meyledinceye kadar ve

−Güneş batmaya yaklaşırken büsbütün batıncaya kadar.

Müslim: 2/208, Ebu Avane: 1/386, Ebu Davud: 2/66, Nesei: 1/277, Tirmizi: 2/144, İbni Mace: 1/463, Beyhaki, Tayalisi: 1001, Ahmed


Cevap: kerahat vakti ile ilgili ayetler var mıdır bu sadece hadiste geçen bir şey midir?

Kayıtsız Üye
demek ki neymiş; Kur’an’da yokmuş


Kayıtsız Üye
”Mekruh vakit telakkisi, dînimizin, "hayır" ve "şerr"in kaynağını beşer aklından değil, Allah’ ın vahyinde arama esasını kavramamızda yardımcıdır. ” demiş Prof. Dr. İbrahim Canan. Sonuna kadar katılıyorum. Yüce Allah’ın vahylerini barındıran Kuran-ı Kerim de kerahat vakti olmadığı için bazı bidatlar gibi bunu da beşer aklımızla uydurmuşuz işte.


Kayıtsız Üye
Kimse uydurmadi sahih hadis kardeşim


Kayıtsız Üye
Bu zamanda maslesef sahih denilen hadislerin gercek oldugu yada olmadigini bulmak çok zordur onun için rehberligi daim olan kuran i kerimden bilgi edinmek lazim … Cünki bircok sahih hadis kuranda gecen ayetlerle uyum saglamiyor…. Ve peygamberimiz kurani kerimde yazan ayetlerle bir olmayan sözler veya ögütler, yasaklar hayatinda hiç vermemisdir…


Kayıtsız Üye
Hiç Kuran’da geçmez olur mu?
Fussilet süresi 37.ayetinde Allah (cc) Güneşe ve aya secde etmeyin diyor. kerahat vaktinde kılınması güneşe secde etmek demektir.

Allah tan başkasına tapilmaz͵ secde edilmez. hatta bu yüzden cenaze namazında ruku ve secde yoktur. kula da secde edilmez çünkü. yalnız ve ancak Allah’a secde edilir.


Kayıtsız Üye
Sevgili müminler yaklaşık 8 aydır namaza başladım birçok kitap ve en önemlisi Kur’an-ı Kerim’i tekrar okudum anladığımşudur ki Allah insanı namaz kılmaktan uzak tutanlara lanetini müjdelemiştir Sadece belli özel durumlar (sarhoşluk,cünüplük,vs gibi) Hariçinde namazınızdan kaçmayın kerahat vakti vs gibi söylemlerin hiçbir dayanağı yok tek ve sağlam dayanağımız kutsal kitabımız kur’an ve onun yolundan çıkmayan Peygamber’imiz dir. Allah aşkına kitabımızı okuyun ve saçma yorum ve uydurma hadislerden uzak durun.Allah ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.Saygılarımla.


Kayıtsız Üye
< Namazı, güneşin zevalinden (batı tarafına yönelmesinden) gecenin karanlığının bastırmasına kadar, bir de kızıl (şafak) ışıklarının kümeleştiği (toplaştığı) sırada kıl. Kızıl ışıklardaki kümeleşme gözle görülür. (İsa 78) >
< Onlar ne derlerse desinler, sen sabret. Güneşin doğuşundan önce, batmasında önce ve gecenin bölümlerinde her şeyi güzel yaptığından dolayı Rabbine ibadet et. Gündüzün iki tarafında da ibadet et; belki memnun kalırsın. (Ta Ha 130) >
< Ne derlerse desinler sen sabret. Güneş doğmadan önce ve batmadan önce, her şeyi güzel yaptığından dolayı Rabbine (Sahibine) ibadet et. (Kaf 39) >
Yukarıdaki ayetlerde göreceğiniz gibi Allah namaz kılınacak vakitleri tayin etmiş. Bu vakitleri günün 24 saatinden çıkardığımızda geriye Hadislerde geçen Kerahat vakitleri kalıyor. Yani Kuran’da namaz kılın denilen vakitlerle Hadislerde namaz kılmayın denilen vakitleri topladığımızda 1 gün ediyor, ortada herhangi bir çelişki yok tam tersi birbirini tamamlama söz konusudur. Bazı arkadaşların söyledikleri gibi hadisler namaz kılmayı yasaklamıyor, Kuran okurken dikkat edilmediği takdirde anlaşılmayacak olan namaz kılınmaması gereken vakitleri açıkca belli ediyor.

İnsanlar hadislere yalan dolan gözüyle bakmak yerine acaba hangi ayet üzerine söylenmiş?, Kuran’ı destekler nitelikte mi?…vb şekilde okusalar çok daha bütüncül ve anlaşılır bir din göreceklerdir. Sahih hadislerde illaki bir takım saçma(kendilerine göre) durumlar karşılarına çıkacaktır ancak o kadar faydalanılacak hadisin içerisinden bunları cımbızlayıp hadis külliyatını çöpe atmak samimiyetsizlik olur.


Kayıtsız Üye
< yaklaşık 8 aydır namaza başladım >
ya zaten 8 ay namaz kilmaya baslarsiniz hemen de müctehid kesilirsiniz insanların basina sizin gibilerin verdigi zarari ebu cehiller vermedi.. kuranin neresinde var namazlarin rekati neye gore kiliyorsunn niye fatihayi okuyon niye zammi sureyi ondan önce okumuyorsunn ??? yeter artikk bitin be bitinnn


ekrem özdemir
hadisi şeriflerin ayeti kerimelere tezat teşkil etmesi mümkün olamaz, tezat teşkil edenleri varsa hadis olamaz. ibadetlerin ayetle belirtilmiş tarafı olduğu gibi peygamberimiz vasıtası ile belirlenmiş tarafıda mevcuttur. ancak bu ikisi ayni derecede amir hükümler degildir. ayeti kerimeler direk hükümlerdir gerçek hadisi şerifler indirek hükümlerdir, zira cenabı hak peygamberine tabi olmayı bize emir buyurmaktadır. peygamberin emir hükmündeki hadisi şerifleri bu katakoridedir, tavsiye niteliğinde veya kendine mahsus fili hadisi şerifler müslümanlar için muhayyer hükmündedir. yapan sevapını alır, yapmayanın indellahta mesüliyeti olmaz. zaten ibadetler ancak alla içindir, elbette peygamberlerin ibadetide böyledir. önce laazımdır iyi niyet, sonra laazımdır usulüne uygun ihlaslı ibadet.


Kayıtsız Üye
Bu nasıl bir savunma şekli sevgili kardeşim Allah aşkına… O vakitlerde namaz kılmaya başlarken (haşa) "niyet ettim güneşe, aya" mı diyoruz ki onlara secde etmiş olalım? Hem namaz kıldığımız vakitlerde güneş ve ay kabuğuna mı çekiliyor? Yina hayatımızda mevcutlar. Bunu söylerken kerahet vakti yoktur, diye bir iddiam yok. Sadece ayet-i kerimeyi buraya bağlama şeklinizi kabul etmiyorum. Ayet açık ve net: Güneşe ve aya secde etmeyin.


kerahat vakti, kerahat vakti uyumak ile ilgili hadisler, kerahat vakti ile ilgili hadisler

Bu kategoride yer alan Dini sorgulamak fakat dinden çıkmamak günah mı ? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir