Polikistik over sendromu veya PCOS, vücutta doğurganlığınıza ve daha fazlasına zarar verebilen hormonal bir durumdur. Bir çok kadın böyle bir problemi olduğunu ancak fertilite ile ilgili sıkıntılar yaşadığında öğrenir.
Yapılan araştırmalara göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde çocuk sahibi olma zorluğu olan kadınların yaklaşık yüzde 12'si tedavi edilmeyen PCOS nedeniyle hamile kalmakta zorlanıyor. Gerçekte, bu sayı daha büyük olabilir çünkü bu sendroma sahip kadınların neredeyse yüzde 50'si bu sendroma sahip olduklarını bilmiyor veya doğru teşhis konmamış.
PCOS'a sahip olmak hamile kalamayacağınız anlamına gelmez. Sadece biraz daha zor olabilir ve ekstra yardıma ihtiyacınız olabilir. PCOS semptomlarını azaltmak ve sağlıklı bir hamilelik şansınızı artırmak için kendi kendinize ve tıbbi tedavi desteği ile yapabileceğiniz çok şey var.
PCOS ile hamile kalmak, sağlıklı bir hamilelik için PCOS'u olmayan kadınların da atması gereken bazı adımları içerir.
Fazla kilolu olmak PCOS ile bağlantılıdır, ancak normal kiloya sahip bir çok kadında da bu durum gözlenebilir. Yine de fazla kilolarınız varsa, ideal kilonuza yaklaşarak doğurganlığınızı iyileştirebilir ve diğer PCOS semptomlarını azaltabilirsiniz.
Her gün düzenli yürüyüşler yapmak, çalışırken oturmak yerine ayakta bir masa kullanmak faydalı olacaktır. Aynı zamanda kas kütlenizi artırmak PCOS semptomlarını azaltmaya ve sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olduğundan, TV izlerken hafif ağırlıkları kaldırmayı deneyebilirsiniz.
Hamile kalmaya çalışan herhangi bir kadının vücudunda vitamin ve minerallerin yeterli miktarda bulunması gerekir. Şekerli yiyecekleri, basit karbonhidratları ve sağlıksız yağları aşağıdakiler gibi daha sağlıklı alternatifler ile değiştirin:
Bazı vitaminler ve mineraller sağlıklı bir hamilelik ve anne karnındaki bebek için önemlidir. Doktorunuza sizin için en iyi takviyeleri sorun. Doğurganlığa yardımcı olabilecek takviyeler şunları içerir:
Hamile kalmakta sorun yaşıyorsanız doktorunuz kan şekeri seviyenizi test edecektir. PCOS bazen yüksek kan şekeri seviyelerine veya tip 2 diyabete yol açar. Bu doğurganlık sorunlarına neden olabilir.
Bunun nedeni, PCOS'un vücudunuzun insülin kullanma şeklini değiştirebilmesidir. Bu önemli hormon, şekeri (glikoz) kandan, enerji için yakıldığı kaslara ve hücrelere taşır. PCOS, vücudunuzu insüline karşı daha az duyarlı hale getirerek işini yapmasını zorlaştırır.
Kan şekeri seviyenizi dengelemek hamile kalmanıza yardımcı olabilir. Daha fazla lif, protein ve sağlıklı yağ içeren dengeli bir diyet yapın. Bol miktarda günlük egzersiz ve kuvvet antrenmanı yapmak da vücudunuzun insülini daha iyi kullanmasına yardımcı olabilir.
Bazı durumlarda doktorunuz kan şekeri seviyenizi dengelemeye yardımcı olacak ilaçlar önerebilir. Metformin (veya Glukofaj) adı verilen yaygın bir tip 2 diyabet ilacı, yüksek kan şekerini düşürmeye yardımcı olmak için vücudunuzun insülini daha iyi kullanmasını sağlar. Bu aynı zamanda PCOS ile hamile kalmanıza da yardımcı olabilir. Fakat bu ilaçları kesinlikle doktorunuza danışmadan kullanmamanız gerekir.
Yüksek kan şekeri seviyeniz veya tip 2 diyabetiniz varsa, her gün bir ev monitörü ile kan şekeri seviyenizi kontrol etmeniz önemlidir.
Doktorunuz kan şekeri seviyenizi aşağıdakiler de dahil olmak üzere testlerle kontrol edecektir:
PCOS'unuz varsa, vücudunuz hem erkeklik hormonu olan testosteronu hem de kadınlık hormonu östrojeni normalden daha çok üretiyor olabilir. Bu hormonların çok fazlası (veya çok azı) hamile kalmayı zorlaştırabilir. Doktorunuz hormonlarınızı dengelemeye yardımcı olmak için reçeteli ilaçlar önerebilir.
PCOS ile hamile kalmanıza yardımcı olacak ilaçlar şunları içerir:
Fakat bu ilaçlar kesinlikle doktor tavsiyesi sonrası kullanılmalıdır.
PCOS ile hamile kalmanıza yardımcı olması için tüp bebek (IVF) tedavisine ihtiyacınız olabilir. Bunu tespit etmek için bazı kan testleri, ultrason taraması ve fizik muayeneyi içerebilecek bir muayene yaptırmanız gerekebilir.
Tüp bebek, PCOS olsanız da olmasanız da aylar sürebilen bir süreçtir. Bununla birlikte, tıbbi araştırmalar, PCOS'lu kadınların IVF tedavisi ile hamile kalma konusunda yüksek bir başarı oranına sahip olduğunu göstermektedir.
Yapılan bazı araştırmalar tüp bebek tedavisi öncesi doğum kontrol ilaçlarını kullanan PCOS’lu hastaların hamile kalma şanslarının arttığını göstermiştir. Hormonları dengelemeye ve vücudunuzu tüp bebek tedavisine hazırlamaya yardımcı olacak başka ilaçlara da ihtiyacınız olabilir.
Tüm kadınlar için tüp bebek tedavisinde ilk adım, sağlıklı bir kiloya ulaşmak için dengeli beslenmek ve bol egzersiz yapmaktır. Sağlıklı kilolu PCOS'lu kadınların IVF ile hamile kalma olasılığı obez olan PCOS'lu kadınlara göre iki kat daha fazladır.
PCOS, adet döngünüzü etkileyebileceğinden hamile kalmayı zorlaştırabilir. Belirtiler şunları içerir:
PCOS için tedavi görmezseniz, aşağıda belirttiğimiz bazı diğer sağlık problemleri açısından da riskiniz artar:
PCOS’un nedeni şu anda tam olarak bilinmiyor. Yaptığınız veya yapmadığınız hiçbir şey bu duruma sahip olmanıza neden olmadı. Ancak diğer yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte erken teşhis ve tedavi almak, hamile kalmanıza ve PCOS'tan kaynaklanan sağlık komplikasyonlarını önlemenize yardımcı olabilir.
PCOS ile hamile kalmaya çalışıyorsanız, sadece ilaçlarla kullanarak da başarılı olma şansınız yüksek. Tıbbi bir çalışma, klomifen sitrat ile tedavi edilen PCOS'lu kadınların neredeyse yüzde 80'inin başarılı bir şekilde yumurtladığını buldu. Bunların dışında, kadınların yarısı altı periyot döngüsü içinde doğal olarak hamile kaldı.
İlaç tedavisi hamile kalmanıza yardımcı olmazsa, doktorunuz tüp bebek tedavileri önerebilir. PCOS'lu çoğu kadının IVF tedavisi ile hamile kalma şansı yüzde 20 ila 40'tır. 35 yaş ve üstü veya fazla kilolu kadınların hamile kalma şansı daha düşüktür.
Aklınızda Kalsın
Yayınlanma tarihi: 20 Haziran Pazar
Obezite epidemisi, dünyada gittikçe artan, ciddi bir halk sağlığı problemi. Hamilelikten önce ve hamilelik sırasında sağlıklı bir kiloda olmak önemli. Hamilelikte obeziteden etkilenen kadınlar, kendilerinin ve doğmamış bebeklerinin sağlığını çeşitli risklerle karşı karşıya bırakabilirler.
Maternal obezite, hamilelikte artan riskler ve komplikasyonlarla ilişkilidir. Sağlıklı kilodaki annelere kıyasla, daha yüksek anne ve bebek ölüm oranlarına neden olur.
Hamilelikte ideal kilo alımı
Evet, enerji gereksinimleri hamilelik sırasında artar. Bu artış, yalnızca son üç aylık dönemde ve günde yaklaşık kcal kadar olur. Yani “iki kişilik yemeye” gerek yok. Bu ek talep, süt üretimini karşılamak için, emzirme döneminde, günde yaklaşık kcalye çıkar. Sağlıklı gebelik sırasında kazanılan ağırlık miktarı değişkendir ve gebelik öncesi vücut ağırlığı ile ödemin varlığından da etkilenir.
Dünya Sağlık Örgütü, 3,,6 kglık optimal doğum ağırlığının, annenin kglık kilo alımı ile ilişkili olduğunu gösteriyor. ABD Tıp Enstitüsü de düşük kilolu hamile kadınların 12, kg, kilolu kadınların 11, kg, aşırı kilolu kadınların ,5 kg ve obezitesi olan hamile kadınların kg almalarını öneriyor.
Hamilelik sırasında, hızlı kilo kaybı potansiyel olarak tehlikelidir ve ketoasidoza yol açar. Bebeğin ölümü ya da sonraki yaşamında bilişsel bozuklukla ilişkilendirilebilir. Hamilelik sırasında gıda alımını aşırı derecede kısıtlayan anneler, istemeden çocuklarını daha fazla obezite riskine sokabilirler.
Obezitenin hamileliğe etkileri
Hamilelikten önce ve hamilelik sırasında fazla kilolu olmak, komplikasyon riskini artırır. Obezitesi olan kadınların düşük yapma, bebeklerinin de erken doğum ve erken ölüm riskleri vardır. Doğum komplikasyonları ve acil sezaryen doğum olasılığı da maternal obezitenin yaygın olarak gözlenen bir sonucudur. Anneler için doğumda ek komplikasyonlar arasında hipertansiyon, preeklampsi, iri bebek doğumu ve gestasyonel diyabet sayılabilir.
Obezitesi olan kadınlar genellikle emzirmeye başlama ve emzirmeyi sürdürmede de zorluklarla karşılaşırlar. Ayrıca, doğan bebeklerin spina bifida ve kalp rahatsızlıkları gibi, doğuştan gelen kusurlara sahip olma olasılığı daha yüksektir.
Hamilelik sırasında aşırı kilo alımı da sürekli obeziteye yol açabilir. Doğumdan sonra uygun diyet ve egzersiz, kadınların fazla kilolarını kaybetmelerine yardımcı olabilir.
Anne obezitesi ve çocuk sağlığı
Annenin spesifik metabolik durumu, bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bebek, anne karnındayken optimal olmayan bir beslenme ortamına maruz kalmaktan, olumsuz bir gelişme yaşayabilir. Araştırmalar, bir kadının hamileyken ne yediğinin, çocuğunun obezite riskini etkileyebileceğini gösteriyor.
Hamilelik hem anne hem de bebek için, beslenme ve sağlık açısından hassas bir dönem. Bebeğin sağlıklı, güvenli doğumunu sağlamak ve onun gelecekteki sağlığı için, hamilelikten önce ideal kiloya ulaşmak ve hamilelik sırasında uygun miktarda kilo almak tavsiye ediliyor.
Kaynak:
seafoodplus.info
Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Üreme Sağlığı Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Bülent Tıraş, “Yumurtlama sorununa yol açan en önemli etken, obezite. Çünkü kilo aldıkça insülin direnci artıyor. İnsülin direnci bir yandan yumurtlama sorununa, bir yandan da diyabet ve yüksek tansiyon gibi hamileliği zorlaştıran çeşitli hastalıklara neden oluyor. Dolayısıyla hamile kalmak isteyen kilolu kadınların yapmaları gereken ilk şey, kilolarından kurtulmak olmalı” diyor.
Tıraş, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Yumurtlama bozukluğu ve bunun sonucunda hormonların seviyesinde oluşan dengesizlik, hamile kalmakta karşılaşılan en önemli sorunlar arasında. Günümüzde kadın kısırlığının yüzde 40’ından yumurtlama sorunları sorumlu. Bu oranın büyük bölümünü, obez ve polikistik over sendromlu hastalar oluşturuyor.
Obez kadınlarda insülin direncinin artması, erkeklik hormonu testosteronun aşırı miktarda üretilmesine yol açıyor. Vücuttaki yağ dokusunda östrojene dönüşen testosteron da yumurtlama mekanizmasının bozulmasına ve yumurta kalitesinin düşmesine neden oluyor. Ayrıca yağ dokusunda oluşan östrojenin hormon dengesizliklerine neden olduğu düşünülüyor.
Fazla kiloların yumurtlamayı zorlaştırdığı bilinmekle birlikte, obez olup da düzenli yumurtlayan kadınların neden hamile kalamadıklarıysa bilinmiyor. Ayrıca obezite, embriyo kalitesini de bu faktörler nedeniyle olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü embriyo rahime tutunmakta güçlük çekiyor veya hamilelik düşükle sonlanabiliyor.
SPERM SAYISINI DÜŞÜRÜYOR
Obezitede erkeklerde yağ dokusunda östrojen miktarı artıyor ve böylece testosteron seviyesi düşüyor. Bu hormonun azalması da sperm kalitesini olumsuz etkiliyor. İspanya’da yapılan bir çalışma, obezitenin, erkeklerde sperm sayısının azalmasına neden olduğunu gösteriyor. Vücut Kitle İndeksi normal ve normalin biraz üzerinde olan erkeklerin sperm sayıları milimetrede arasında değişirken, obez erkeklerde bu rakam, milyona düşüyor. Yani normal kilolu erkeklere oranla yüzde 15 daha az.
Hamile kalma şansını düşürüyor ABD’de üç bin çift üzerinde bir yıl süren bir araştırma sonucuna göre; ideal vücut ağırlığına sahip kadınlar, obez kadınlara göre yüzde 43 daha yüksek oranda hamile kalıyor. Vücut Kitle İndeksi, 35 üzerinde olan kadınların hamile kalma şansları ideal vücut ağırlığındaki kadınlara göre yüzde 26 oranında daha düşükken, bu rakam morbit obez kadınlarda yüzde 46’lara kadar yükseliyor.
Tüp bebek uygulamalarını zorlaştırıyor
Tüp bebek uygulamalarında obez kadınların yumurtalıkları hormon ilaçlarına daha az yanıt verdiği için tedavi süresi ve kullanılan ilaç miktarı artıyor. Ayrıca embriyonun rahime tutunma oranı, ideal kilolu kadınlara nazaran daha az oluyor.
Obezitede karşılaşılan bir başka sorun da, embriyolar tutunsa bile düşük yapma riskinin yüksek olması. Uzmanlar, VKİ’nin 35’in altına düşünceye kadar fertilite tedavisinin ertelenmesi gerektiğini belirtiyor. Bu yüzden hamile kalamayan kadınlara doktorların ilk önerisi, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanıyla diyetisyen eşliğinde kilo vermeleri oluyor. Çünkü kilo verildikten sonra tedaviye başlanması hamilelik şansını artırırken, hamilelikte obeziteye bağlı gelişebilecek hipertansiyon, diyabet, iri bebek gibi sorunlardan koruyor.
Yüzde 5’lik kilo kaybı yeterli
Tedavi için başvuran kadınlara öncelikle diyet, spor ve yaşam alışkanlıklarında değişiklik yaparak zayıflamaları öneriliyor. Çünkü araştırmalar, sadece yüzde 5’lik kilo kaybının bile üreme fonksiyonlarında düzelme, örneğin düzenli yumurtlamayı sağlayabildiğini ortaya koyuyor. Ancak çok ağır diyetler veya egzersiz programlarıyla hızlı kilo kaybetmek, kötü yumurta kalitesi ve döllenme bozukluğuna yol açarak tedaviyi olumsuz etkiliyor. Bu nedenle uzmanlar ayda kilodan fazla verilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.”