"Ses kısıklığı, ağız kuruluğu, kuru öksürük, acı tat, boğaza yabancı cisim kaçma hissi gibi belirtilerle kendini gösteren boğaz reflüsü, mide asidinin gırtlağa ulaşması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır" diyen Okan Üniversitesi Hastanesi Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İsmail Koçak, boğaz reflüsü ile ilgili önemli bilgiler verdi… Boğaz reflüsü, mide asidinin gırtlağa kaçması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Mideden gırtlağa ulaşan asit, boğazı tahriş eder ve hastalarda çeşitli şikayetlere sebep olur. Boğaz reflüsü ile mide reflüsü farklıdır.
Çünkü mide reflüsünde göğüste ağrı, yanma ve ekşime olurken, boğaz reflüsünde bu semptomlar görülmez. Boğaz reflüsüne, boğazda oluşan yoğun rahatsızlık hissi ile aşağıdaki belirtiler eşlik eder.
BOĞAZ REFLÜSÜNÜN BELİRTİLERİ
Ses kısıklığı
Seste kabalaşma
Ses problemleri
Gıcık şeklinde kuru bir öksürük
Geniz akıntısı hissi
Sürekli boğaz temizleme ihtiyacı
Boğazda tıkanma, yabancı cisim kaçmahissi
Yutma problemleri
Solunum güçlüğü
Ağızda acı ve kötü bir tat hissi
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Boğaz reflüsünün tedavisinde, hekiminizin belirlediği tedavi sürecini izlemek çok önemlidir. Boğaz reflüsünde, verilen ilaçların yanında diyet de tedavi sürecinin çok önemli bir parçasıdır. Verilen reflü diyetine uyulması hastanın iyileşme sürecini hızlandırırken, hastalığın tekrarını da engelleyecektir.
REFLÜ DİYETİ NEDİR?
Boğaz reflüsü diyetinin mantığı, mideyi fazla doldurmamaktan geçer. Az ve sık yemelisiniz. Gece yatağa yattığınızda en az iki saatlik açlığa sahip olmalısınız. Bu dönemde haşlama ve ızgara yiyecekler tercih edin. Anti asit beslenme prensipleri, reflü diyetine dost bir yaklaşımdır. Ihlamur, rezene, yasemin, papatya ve melisa çayı içebilirsiniz. Kayısı, muz, kavun, ananas, avokadoyu güvenle tüketebilirsiniz. Hazır meyve sularının yerine ev yapımı hoşaf, kompostoyu tercih edin. Süt ürünlerinden peyniri tercih edin ve bol bol su için.
NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Yüksek yastıkta yatın ve beli sıkan kıyafetler giymeyin. Karın bölgesini çalıştıran hareketlerden, tedavi süresi boyunca kaçınmalısınız.
Mümkünse karın egzersizlerine tedavi süresince ara verin. Mide doluyken spor yapmayın. Kuru ve klimalı ortamlardan uzak durun. Çünkü bu ortamlar, boğazdaki asit seviyesini artıracaktır. Eğer bu ortamlarda bulunmak zorundaysanız mutlaka bol bol su için.
TEDAVİDE BİRAZ SABIR
Boğaz reflüsü hemen düzelmez, iyileşme süresi biraz zaman alır. Bazen iki-üç hafta, bazen de iki aya kadar diyete uymak durumunda kalabilirsiniz. Eğer sabah ses kalınlığınız, boğazda gıcık hissiniz düzelmeye başladıysa doğru yoldasınız demektir.
SOFRANIZDAN UZAK TUTMANIZ GEREKENLER
BOĞAZ reflüsü hastalarının uzakdurması gereken yiyecek ve içeceklerşunlardır:
Asitli veya mideye girdikten sonraasit oluşumunu artıran yiyecek ve içecekler
Kola, soda, gazoz gibi bütün köpüreniçecekler
Hazır meyve suları
Çay, yeşil çay, kuşburnu, adaçayı,elma çayı
Kahve ve kahvenin her türlü çeşidi
Çikolata ve bol kakaolu yiyecekler
Süt, yoğurt, kefir ve ayran
Asitli meyveler: Portakal, greyfurt,nar, limon, mandalina, kivi vb.
Sirke çeşitleri
Alkollü içecekler
Aşırı baharatlı yiyecekler (karabiberve tarçın kesinlikle yasak!)
Çiğ soğan ve sarımsak (yalnız pişmişolarak tüketebilirsiniz)
Ketçap, mayonez ve hardal
Hazır raf yiyecekleri
Tuza yatırılmış gıdalar (turşu vb.)
Kızartmalar ve fast-food yiyeceklerBazı durumlarda diyet, tek başınayeterli olmayabilir. Boğaz endoskopisi(kolay ve birkaç saniyelik bir işlemdir) ileboğazdaki reflü şiddeti tespit edildiktensonra hekiminizin önereceği asit düzenleyicitedaviler ile kalıcı bir sonuç eldeedilir. Hem allopatik, hem de homeapatiktedaviler sonuç vermektedir.
DONDURMAYI ISIRARAK DEĞİL ERİTEREK TÜKETİN
MEMORIALAntalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, sağlıklı ve doğru dondurma tüketimi hakkında bilgi verdi… Dondurmanın doğal ve sağlıklı şekilde üretilmesinin yanı sıra tüketiminin de bazı kurallara uygun ve sınırlı miktarda olması gerekmektedir. Dondurmanın yüksek besin değerinin yanı sıra kalori oranı da fazladır ve bu özelliği ile kilo alımına yol açabilmektedir. Bu nedenle çocukların günde gramdan fazla tüketmesi sakıncalıdır.
PARÇA HALINDE YUTMAYIN
Dondurmayı, ısırarak ve büyük parçalar halinde yutarak yemek, mide-bağırsak sistemini olumsuz etkileyeceği ve bu bölgede tahrişlere yol açabileceği gibi mide kramplarının oluşmasına da zemin hazırlar. Aynı şekilde üst solunum yolu enfeksiyonlarına da neden olabilir. Bademcik iltihabı, farenjit, sinüzit gibi hastalıklar sırasında da dondurmaya bir süre ara verilmelidir. Sağlıklı dondurma seçildiği ve fazla miktarda tüketilmediği halde kişide kolay veya sık üst solunum yolu iltihaplanmaları oluşuyorsa, üst solunum yollarını tahriş eden başka bir rahatsızlık olabileceği akla gelmelidir.
UZMANA BAŞVURUN
Örneğin kişide burun ve geniz tıkanıklığı şikayetleri varsa, sıkça ağızdan solumaya neden olan diğer durumlar da mevcutsa, ağız ve boğaz mukozası sürekli olarak bir miktar tahriş olmuş haldedir. Bu durumdaki hastaların soğuk bir besin yemesi ve içmesi, yüksek sesle veya uzun süre konuşması ya da tozlu ve kuru bir ortamda bulunması ile boğaz şikayetleri başlar. Boğazda batma ve yanma hissi, yutma sırasında takılma ve ağrı gibi belirtiler sıklıkla görülür. Bu durumda zaman geçirmeden bir uzmana başvurulmalıdır.
ARKADAŞINA GÖNDER
Asitli içecekler boğaz reflüsü sebebi!
Gastrit, ülser, ülseratif koilit gibi sindirim sistemi şikayetleri olan hastaların beslenmelerinde özel önem vermeleri gereken besinler vardır. Tıbbi tedavi yanı sıra, hastalar bu besinleri doğru bir şekilde tüketerek bu gibi sıkıntılarından kurtulabilirler. Bu hastaların beslenmelerine esas olan antigastrik besinlere geçmeden önce hastalık hakkında biraz bilgi sahibi olmakta fayda vardır.
Doç. Dr. Z. Esra Durak
Gastrit ve ülser nedir? Mide, barsak cidarında veya kaslarında yara olmasıdır. Gastrit daha hafif, ülser daha ağır düzeydeki yara durumları için kullanılmaktadır.
Nasıl oluşur? Midenin iç cidarındaki zar mideden salgılanan asit ve enzimlere karşı mideyi koruyamadığı zaman bu tür yaralar oluşur. Böylesi bir durumda mideden salgılanan sindirim enzimleri midenin kendi dokusunu harap ederek ödem, iltihap ve yara oluşturur. Yaranın çevresindeki doku genellikle ödemli ve iltihaplıdır. Bu gibi yaralar daha ziyade midede (gastrik ülser) ve midenin ince barsağa çıkış kısmında (duedonal ülser) görülmektedir. Toplumun yaklaşık % ’i hayatlarının bir döneminde bu hastalıktan dolayı sıkıntı çekmektedir. Çoğunlukla yemekten yaklaşık 45 dakika sonra ve geceleri midede yanma ve ağrı şeklinde ortaya çıkar ve bir şeyler yeme, antasit kullanma veya kusma vs. sonrası hafifler. Ağrı çok hafif veya çok şiddetli tarzda ortaya çıkabilir. Rahatsızlık, sırt ağrısı, baş ağrısı, yanma, mide bulantısı ve kusma şeklinde de semptomlar verebilir.
Sebepleri nelerdir? Önceleri stres ve sıkıntının bu gibi rahatsızlıkların oluşmasındaki esas sebepler olduğu düşünülmesine rağmen, bugün artık bir bakteri türünün (Helikobakter pylori) bu olayda çok önemli bir etken olduğu anlaşılmıştır. Bu bakteri mide ve ince barsak cidarına tutunarak yaşamakta ve bulunduğu yerde hasar oluşturmaktadır. Bakteri kişiden kişiye yakın temas ile bulaşabilmektedir.
Aslında bu bakteri enfeksiyonu son derece yaygındır. İnfekte olan insanların yaklaşık 1/6 sında ülser ortaya çıkmaktadır. Bu durumun sebebi ise henüz daha açıklanamamıştır. Bu infeksiyon endoskop ile mide cidarından alınan biyopsinin incelenmesi sonucu net bir şekilde anlaşılabilmektedir. Böylesi infeksiyon durumunda kombine antibiyotik kullanımı hastalığın tam tedavisine imkan tanımaktadır. Bu şekilde mesela peptik ülserlilerin % 90 ı tamamen düzelebilmektedir. Tedaviye rağmen inatla devem eden ülser, kanser açısından araştırılmalıdır.
Buna karşılık bazı bilim adamları hastalığın primer sebebinin stres ve sıkıntı sonucu oluşan aşırı asit sekresyonu olduğunda ısrarlıdır.
Ayrıca aspirin ve iltihap giderici bazı ilaçların uzun süreli kullanımları da hastalığa yol açabilen önemli faktörlerlerdendir.
Ailesel bir risk olması hastalık açısından önemlidir.
Kronik alkol, sigara kullanımı veya ağır, yağlı, baharatlı yiyecek tüketimi de hastalık oluşmasında önemli rol oynamaktadır.
Bazı hastalardaki ülser oluşmasında yiyecek alerjisinin de önemli bir rol oynadığı ifade edilmektedir.
Tedavi: Tıpta kullanılan bazı ilaçlar, asit nötralizayonu ile yatıştırıcı etki oluşturmaktadırlar. Bu tür tedaviler problemi ortadan kaldırmaya dönük olmaktan ziyade hastalığı yatıştırma amaçlıdır.
Bu tür ilaçların uzun süreli kullanımları hastalığı daha da kötüleştirebilmektedir. Zira bu ilaçlar normal sindirimi de bozmakta ve sindirim sistemini çevreleyen dokuların yapı ve fonksiyonlarını da etkileyeblmektedir. Tıbbi tedavi maksatlı verilen ilaçların normal kullanım süreleri dahilinde kullanılması çok önemlidir. Kısa süreli kullanım, rastgele aralıkları ile veya çok uzun süreli kullanım zararlı olabilmektedir. Genellikle bu gibi tedaviler ay kadar devam etmektedir.
Mesela asit sekresyonu inhibitörü olan omeprazolun ve etkili bir seafoodplus.info antibiyotiği olan klaritromisinin prospektuslarında belirtilen ve hekim tarafından ifade edilen sürelerin dışında uzun süreli veya rastgele kullanımı ciddi yan etkiler oluşturabilmektedir.
Antiasit kullanımı sözkonusu ise aluminyum içerenlerden uzak durmakta fayda vardır. Aluminyumun Alzheimer hastalığının oluşmasında önemli bir risk faltör olduğu düşünülmektedir. Cimetidin veya ranitidin kullanan hastaların alkolden uzak durmalarında fayda vardır. Bu ilaçlar alkolün beyin üzerine olan etkisini arttırmaktadır.
Reflü ile ülserin semptomları benzerlik göstermektedir. Reflü çok daha yaygın bir hastalık olmasına rağmen peptik ülserden daha hafif etkileri olan bir hastalıktır.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler K vitamini bakımından zengin oldukları için bu hastaların bunlardan bol miktarlarda yemelerinde fayda vardır. Zira K vitamini yara iyileşmesinde önemli rol oynamaktadır.
Taze lahana suyu, avokado, muz, patates, kabak, brokoli, havuç gibi sebzeler yenilebilir. Az fakat sık olarak yemek faydalıdır.
≈Darı, pirinç, yoğurt, yağsız peynir, kefir yemek, arpa suyu, yonca suyu vs. içmek yatıştırıcıdır.
Ülserinizde kanama varsa, organik bebe yiyecekler, haşlanma sonrası çekilmiş sebze veya guar ve karnıyarık tüketmek uygundur. Bu gibi yiyecekler hem besin değeri açısından yüksektir ve hem de kolay sindirilebilmektedir.
Çok şiddetli bir ağrı söz konusu ise ılık su içmek midedeki asitin seyrelmesine ve mide içeriğinin ince barsağa geçmesine yol açarak rahatlatıcı olmaktadır.
Buna karşılık kahve ve alkollü içecekler zararlıdır.
Aynı şekilde, işlenmiş karbonhidratlar, ≈kızartmalar, çay, çikolata, hayvansal yağlar, asitli içecekler de ülserli hastanın rahatsızlığını kötüleştirebilmektedir.
Tuz ve şeker asit sekresyonunu aktive ettikleri için uzak durmakta yarar vardır.
Süt bir taraftan mide asitini nötralleştirerek rahatlama sağlarken, diğer taraftan yapısındaki zengin kalsiyum ve proteinler dolayısı ile asit sekresyonunu uyarıcı etki de oluşturarak rahatsızlığı arttırabilmektedir.
Badem, pirinç ve soya ürünleri ise yatıştırıcıdır.
Ayrıca, sindirimi kolaylaştırmak için yiyecekleri ağızda iyice çiğnemeden yutmamak gerekir. Aşırı sıcak veya soğuk içeceklerden uzak durmak önemlidir. Sigara ülser yaralarının iyileşmesini ciddi şekilde engellemektedir.
Bütün bu sayılanlara ilave olarak; yara iyileştirici potansiyeli dolayısı ile glutamin amino asiti, antioksidan, iyileştirici ve asit sekresyonunu baskılayıcı özellikleri dolayısı ile E vitamini ve üzüm çekirdeği ekstresi, barsaklarda yumuşaklık oluşturması dolayısı ile pektin ülserli hastalar için faydalı olmkatadır.
Aynı şekilde zerdeçal iyi bir yara iyileştiricisi,
Esansiyel yağ asitleri ülserleşmeye karşı mide va barsak cidarını koruyucu,
Proteolitik enzimler sindirimi kolaylaştırıcı etkilere sahiptirler.
A, B kompleksi, C ve K vitaminleri ile çinko antioksidan, yara iyileştirici ve kanamayı kesici özellikleri dolayısı ile ülserli hastaların tedavilerine katkı sağlamaktadırlar.
Bu bakımdan mesela yonca iyi bir K vitamini kaynağıdır.
Sarısabır ağrıyı yatıştırır, iyileşmeyi hızlandırır.
Tıbbi karakafes otu, melek otu ve özellikle meyan kökü ülser tedavisinde etkili olmaktadır. Sarımsak antiseptik özelliği dolayısı ile şerbetçi otu, çarkıfelek, kedi otu, sarı kantoron yatıştırıcı özellikleri dolayısı ile faydalıdır.
Hatmi kökü ve karaağaç kabuğu iltihaplanmış sindirim sistemi için yatıştırıcıdır.
Işgın (ravent) barsaktaki kanamalar için faydalıdır.
Ayrıca, defne meyvesi, kedi nanesi, papatya ve ada çayı mide ülseri için yatıştırıcı özelliklere sahiptir.
Prof. Dr. İlker Durak
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD E. Öğretim Üyesi
Koyu yeşil yapraklı sebzeler K vitamini bakımından zengin oldukları için bu hastaların tedavilerine katkı sağlayabilmektedir. Zira K vitamini yara iyileşmesinde de önemli rol oynamaktadır.
Taze lahana suyu, avokado, muz, patates, kabak, brokoli, havuç gibi sebzeler yenilebilir. Bunları, az fakat sık olarak yemek faydalıdır.
Darı, pirinç, yoğurt, yağsız peynir, kefir yemek, arpa suyu, yonca suyu vs. içmek yatıştırıcıdır.
Ülserinizde kanama varsa, organik bebe yiyecekleri, haşlanma sonrası çekilmiş sebze veya guar ve karnıyarık tohumu (psillium) tüketmek uygundur. Bu gibi yiyecekler hem besin değeri açısından yüksektir ve hem de kolay sindirilebilmektedir.
Çok şiddetli bir ağrı söz konusu ise ılık su içmek midedeki asitin seyrelmesine ve mide içeriğinin ince barsağa geçmesine yol açarak rahatlatıcı olmaktadır.
Buna karşılık kahve ve alkollü içecekler zararlıdır.
Aynı şekilde, işlenmiş karbonhidratlar, kızartmalar, çay, çikolata, hayvansal yağlar, asitli içecekler de ülserli hastanın rahatsızlığını kötüleştirebilmektedir.
Tuz ve şeker asit sekresyonunu aktive ettikleri için uzak durmakta yarar vardır.
Süt bir taraftan mide asitini nötralleştirerek rahatlama sağlarken, diğer taraftan yapısındaki zengin kalsiyum ve proteinler dolayısı ile asit sekresyonunu uyarıcı etki de oluşturarak rahatsızlığı arttırabilmektedir.
Badem, pirinç ve soya ürünleri ise yatıştırıcıdır.
Ayrıca, sindirimi kolaylaştırmak için yiyecekleri ağızda iyice çiğnemeden yutmamak gerekir. Aşırı sıcak veya soğuk içeceklerden uzak durmak önemlidir. Sigara ülser yaralarının iyileşmesini ciddi şekilde engellemektedir.
Bütün bu sayılanlara ilave olarak; yara iyileştirici potansiyeli dolayısı ile glutamin amino asiti, antioksidan, iyileştirici ve asit sekresyonunu baskılayıcı özellikleri dolayısı ile E vitamini ve üzüm çekirdeği ekstresi, barsaklarda yumuşaklık oluşturması dolayısı ile pektin ülserli hastalar için faydalı olmaktadır.
Aynı şekilde zerdeçal iyi bir yara iyileştiricisi,
Esansiyel yağ asitleri ülserleşmeye karşı mide ve barsak cidarını koruyucu,
Proteolitik enzimler sindirimi kolaylaştırıcı etkilere sahiptirler.
A, B kompleksi, C ve K vitaminleri ile çinko antioksidan, yara iyileştirici ve kanamayı kesici özellikleri dolayısı ile ülserli hastaların tedavilerine katkı sağlamaktadırlar.
Bu bakımdan mesela yonca iyi bir K vitamini kaynağıdır.
Sarısabır ağrıyı yatıştırır, iyileşmeyi hızlandırır.
Tıbbi karakafes otu, melek otu ve özellikle meyan kökü ülser tedavisinde etkili olmaktadır. Sarımsak antiseptik özelliği dolayısı ile şerbetçi otu, çarkıfelek, kedi otu, sarı kantoron yatıştırıcı özellikleri dolayısı ile faydalıdır.
Hatmi kökü ve karaağaç kabuğu iltihaplanmış sindirim sistemi için yatıştırıcıdır.
Işgın (ravent) barsaktaki kanamalar için faydalıdır.
Ayrıca, defne meyvesi, kedi nanesi, papatya ve ada çayı mide ülseri için yatıştırıcı özelliklere sahiptir
Bazı bitkiler, içeriğindeki bu gibi aktif yapılar dolayısı ile gastrit, ülser, ülseratif kolit ve barsak polipi durumlarında yatıştırıcı ve tıbbi tedaviyi güçlendirici özelliklere sahiptir.
Bu hastalara tıbbi tedavi sonrasında bu gibi besin kaynaklarından kullandırmak rahatsızlıkların tekrarlanmasını engelleyebilmekte ve tedavilerini daha kalıcı hale getirebilmektedir.
Reflü, mide asidinin yemek borusuna doru yükselmesiyle meydana gelen bir hastalktr. Toplumda pek çok kiide yaanan reflü, yiyecek seçimleriyle de tetiklenebilir. Genellikle göüs kafesinin ardnda hissedilen yanma ile doktora giden hastalar, gerekli testlerin yaplmasnn ardndan reflü tedavisine balarlar. Reflü tbbi yardmla ve bitkisel desteklerle iyiletirilebilir.
Reflüye ne iyi gelir sorusuna etkili yantlar bulacanz bu sayfada, çeitli bitkisel öneriler yer alyor. Reflüye ne iyi gelir brahim Saraçolu ve daha pek çok uzman tarafndan yantlanan bir soru olmutur. Son dönemlerde mide yanmas, yutmada zorluk, skça hçkrk ikayetlerini bir arada yayorsanz reflü hastas olabilirsiniz. Reflü hastalna ne iyi gelir dediiniz anda, yazmz size salk rehberi olsun!
Yulaf Ezmesi Nasl Yenir, Piirilir? Salkl ve Kolay 8 Diyet Tarif
Kerevizin Faydalar, Besin Deerleri, Neye yi Gelir?
Muzun Faydalar: Neden Düzenli Tüketmelisiniz?
Patates Nasl Halanr? Kaç Dakikada Halanr? Hzl, Pratik Bilgiler
Bademin Faydalar Nelerdir?
eftalinin Faydalar Nelerdir?
Fesleen Nedir? Faydalar Nelerdir?
Maydanozun Faydalar – Hiç Duymadnz Her Derde Deva 13 Özellii
Marulun Faydalar – Daha Çok Tüketmeniz çin 5 Süper Neden!
Vitamin Deposu Tropikal Ananasn 10 Faydas
Sütün Faydalar Nelerdir? Düzenli Süt çmenin Faydalar
Yumurtann Sars M Daha Salkl Beyaz M?
Maden Suyu Faydalar, Cilde Faydalar – Çok aracanz Bilgiler
Mide Yanmasna Ne yi Gelir? Sizi Rahatlatacak 10 Yiyecek
Mide ikinliine Ne yi Gelir? Nasl Geçer? Evde Bitkisel Çözüm
Mide Üütmesine Ne yi Gelir? Belirtileri Nelerdir? Evde 10 Çözüm
Mide Arsna Ne yi Gelir? Evde Doal Çözümler, Uzman Tavsiyeleri
Mide Ekimesine Ne yi Gelir? Neden Olur? yi Gelen Yiyecekler, Bitkiler