kocaeli ankesör beraat / KHK ve FETÖ Mağdurları Forumu | Merhabalar. 5 ardışık aramadan dolayı 10 gün sonra mahkemem var

Kocaeli Ankesör Beraat

kocaeli ankesör beraat

Mahkeme Yargıtay&#;ı görmezden geldi: Ardışık ankesör aramasına beraat!

Fetullahçı Terör Örgütü&#;nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri&#;ndeki (TSK) kripto yapılanmasının deşifre olmasına yönelik yürütülen ankesörlü/sabit hat soruşturmaları her geçen gün derinleşerek devam ediyor. Yargıtay Ceza Dairesi tarafından son olarak yalnızca tek ardışık aranmaya takılan ve ankesörlü telefondan &#;0&#; saniye aranan bir ankesör sanığı hakkında verilen cezayı onadı. Verilen bu karara rağmen Hakkari 3. Ağır Ceza Mahkemesi&#;nden tartışılacak bir karar geldi.

ARDIŞIK ARANDI

Hakkında &#;silahlı terör örgütü üyeliği&#; suçundan yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla dava açılan Astsubay Çavuş Mevlüt C. hakkında yapılan yargılamada duruşma savcısı verdiği mütalaada, sanığın mahrem imamlar tarafından gruplara ayrılarak sabit hatlardan ardışık arandığını, birlikte ardışık aranan askerlerden Mevlüt C. hakkında FETÖ ile iltisaklı olduğu yönünde ifadelerin olduğu vurgulandı.

&#;0&#; SANİYE KARARI GÖRMEZDEN GELİNDİ

Kendisi gibi asker olan 3 şüpheli ile 4 grup ardışık aranmasına takıldığı tespit edilen Astsubay Çavuş Mevlüt C. hakkında &#;silahlı terör örgütü üyeliği&#; suçundan beraat kararı verildi. Kararda, Yargıtay&#;ın geçtiğimiz günlerde verdiği &#;0&#; saniye aranmanın örgüt bağlantısını göstermeye yetecek delil olduğu yönündeki kararı görmezden gelinerek, Mevlüt C&#;nin mesai saatleri dışında arandığı, &#;0&#; saniyelik görüşmelerin mevcut olduğu dile getirildi.

&#;TEN ÖNCEKİ ARANMALAR KABUL EDİLMEDİ

Mahkeme, TSK&#;daki FETÖ şüphelilerinin &#;ten önce ankesörlü telefonla aranmalarının da delil olarak kabul edildiği yönündeki Yargıtay içtihadını da görmezden geldi. Skandal kararda sanık Mevlüt C.&#;nin Aralık sürecinden önce ankesörlü telefonla arandığını, bu süreçten sonra örgütle bağlantısının olduğuna ilişkin herhangi bir delile rastlanmadığı belirtildi. Bu da verilen beraat kararına gerekçe olarak gösterildi.

KAYNAK: SABAH

İlgili

Ankesör Davaları Beraat Kararları Gerekçeleri

Sabit/Ankesörlü telefon hatlarından aranma nedeniyle açılan davalara ilişkin bir kısım beraat kararlarının gerekçelerine yer vererek mahkemelerin şu an için hangi kıstasları ölçüt aldığını ve nasıl bir değerlendirme yaptığını örneklendirmeye çalışacağız. İlgili kararların çoğunluğu takip ettiğimiz dosyalardan olmakla birlikte farklı kararlara da tek yazıda olması açısından yer verilmiştir. Devam eden süreçte yeni eklenen kararlar da olacaktır. Söz konusu kararlar, içtihat yani yüksek yargı kararı olmadığından benzer mahkemelerin aynı kararları vermesi beklenmemelidir. Zira, her dosyada delil, sanık ve birçok farklı kıstas bulunabilmektedir. Ancak, yargı birliğinin sağlanması adına çok benzer durumlarda olan sanıklarda benzer değerlendirmelerin yapılması gerektiği de hukukun tam ve eksiksiz uygulanması adına seafoodplus.infoörlü telefon davalarına ilişkin diğer yazılara site içi arama kısmını kullanarak ulaşabilirsiniz.

*Aşağıda yer alan kararların içerik bilgileri KVKK nedeniyle paylaşılamamaktadır.

  • KARAR - 1 : Ankara Ağır Ceza Mahkemesi E/ K/

"Bu arama kayıtlarında bakıldığında ; sanığın , ve illerindeki sabit hatlardan arandığı, aramaların yılları arasında genelde aynı günlerde birden fazla kez yapıldığı, gün arama sayısının az olduğu, aramaların periyodik nitelik arz etmediği, sanığın arandığı ilinde görev yapmadığı, sanığın görev yaptığı , ve illerindeki sabit hatlardan aranma kaydının olmadığı, asker şahıslarla ardışık aranmadığı, dosyada mevcut aranmalar dışında başka delil bulunmadığı, sanığın yılı ve sonrasında aranmalarının olmadığı anlaşılmıştır.

Yargıtay Ceza Dairesi 'nin örgüt üyeliği kriterini anlatan / esas / karar sayılı kararında;

Tüm bu sebeplerle; sanığın ankesör/sabit hatlardan aranmaları var ise de aramaların Yargıtay CD nin yukarıda alıntılanan kriterlerine tam bir uyum göstermediği, arama tarihlerinde sanığın astsubay olduğu, periyodik nitelik arz etmeyen arama işlemleri akabinde sanığın örgütsel faaliyet yaptığı ve böylece örgüt hiyerarşisine girdiğine dair delil olmadığı, arama davranışlarından da bu sonucun kesin olarak çıkmadığı, arama davranışlarının daha çok örgüt ile bir şekilde teması olmuş kişileri örgüte kazandırma çalışmasına benzediği, zira aynı gün art arda 0 sn aramalarından sonra sanığın bazı aramalara ( , , , tarihlerinde) geri döndüğü, buna göre sanığın hiyerarşiye tam olarak girdiğine dair kesin nitelikte delil olmadığı, UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasından yapılan sorgulamada da başkaca bir delil de elde edilemediği, silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için gerekli örgütle organik bağ kurulması ve süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunduğuna dair başkaca delil olmadığı, sonuç olarak sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetini gerektirir, her türlü şüpheden uzak mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı başkaca delil elde edilemediği, şüphenin sanık lehine düşünülmesi de gerektiğinden CMK'nın /2-e madde ve fıkrası gereğince beraatine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

  • KARAR - 2 : Ankara Ağır Ceza Mahkemesi E/ K/

"Sanık 'in, yılları arasında eğitim aldığı, mezun olduktan sonra 4 ay 'da staj yaptığı, daha sonra 2 ay da staj gördüğü, ilçesine tayininin çıktığı, ayıyla yılı ayları arasında burada görev yaptığı, ilinde Temmuz ayıyla Temmuz ayları arasında çalıştığı, Eylül ayında Garnizonunda çalışmaya başladığı, yılı Haziran ayında çalışmaya devam ettiği, daha sonra açığa alındığı, sanık hakkında numaralı GSM hattından , , , , , , , , , 'la birlikte periyodik ve ardışık olarak arandığı iddiasıyla FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de sanığın hakkında her ne kadar FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de, terör örgütüne üye olmak örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade ettiği, suçun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması gerekir. Sanığın örgüt hiyerarşisi içerisinde yer aldığına ilişkin yeterli delil ve faaliyetlerinin de süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk düzeyinde bulunmadığı anlaşılmakla yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle CMK'nın /2-e maddesi gereğince beraatine dair mahkememizde oluşan tam, tarafsız vicdani kanaat ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur."

  • KARAR - 3 : Ankara Ağır Ceza Mahkemesi E/ K/

"Dosya arasında yer alan ve iddiaya temel oluşturan sanık hakkında hazırlanan HTS analizine ilişkin evrak, BTK'dan elde edilen HTS kayıtları ve mahkememizce aldırılan HTS bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kullandığı numaralı gsm hattının, ilinde kurulu olan, adına kayıtlı , adına kayıtlı , adına kayıtlı numaralı, kamuya açık 3 farklı sabit telefon hattından tarihleri olmak üzere toplamda farklı tarihte arandığı görülmüştür. FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, askeri mahrem yapılanması içerisindeki iletişimi, tedbir amacı ile kamuya açık sabit hatlar üzerinden gerçekleştirmesine ilişkin açıklamalar kapsamında, astsubay olan sanığın, belirtildiği şekilde ilinde kurulu kamuya açık sabit hatlardan aranması durumu, atılı suçlama kapsamında şüphe uyandırır nitelikte ise de ceza mahkumiyetinin her türlü şüpheden uzak, kesin delillere dayandırılması gerektiği, sanığın tarihinde numaralı sabit hattan saat da arandığında, aynı gün aynı sabit hattan saat de isimli asker şahıs da (Astsubay) aranmış ise de, sanığın isimli şahısla aranması arasında görüleceği üzere yaklaşık 14 dakikalık zaman dilimi bulunduğu, HTS kayıtlarının incelenmesinde de sanığın aranmasından sonra, isimli şahıs aranmadan saat de adına kayıtlı hattın da arandığı, emniyetin hazırladığı evrak içeriğinden, söz konusu şahsın asker şahıs olmadığının görüldüğü, aradaki zaman farkı ve arada başka bir şahsın da arandığı gözetildiğinde, sanığın isimli asker şahıs ile peşi sıra olacak şekilde arka arkaya arandığının söylenemeyeceği, bu anlamda her iki asker şahsı arayan kişinin aynı kişi olduğunun her türlü şüpheden uzak bir şekilde söylenemeyeceği, ayrıca isimli şahsın doğumlu olması karşısında, bu şahsın sanığın kişisel durumu ile uyumlu olmadığı, Yargıtay Ceza Dairesi'nin sabit hat aramalarına ilişkin olarak vermiş olduğu kararlarda yer alan kriterler de dikkate alındığında, sanığın asker şahıslar ile ardışık olarak arandığının tespit edilememesi karşısında, söz konusu sabit hatlardan gerçekleşen arama kayıtlarının, sanığın örgütün sabit hatlardan aranmak suretiyle gerçekleştirilen iletişim yöntemine dahil olduğunu her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya koymaya elverişli olmadığı, öte yandan sanığın aşamalardaki savunmalarında, kendisini kardeşi 'ın sabit hatlardan aradığını beyan ettiği, dosyada tanık olarak dinlenen 'in de aynı kapsamda beyanlarda bulunduğu ve soruşturma aşamasında sanık gözaltındayken, kardeşi olan sanığı aradığını belirtiği sabit hatlara ilişkin yer gösterme işlemi yaptığı, 'in kardeşini aradığını tespit ettiği adresler arasında, sanığın arandığı belirtilen iddiaya konu sabit hattın kurulu olduğu adresin de bulunduğu, ayrıca HTS bilirkişi raporunda da sanığın kullandığı gsm hattının tarihinde, adresinde bulunan numaralı hattan saat de arandığında, aynı gün tanık 'in adına kayıtlı numaralı hattın da saat de adresinden baz sinyali aldığının belirtildiği, bu hususların sanığın kendisini kardeşinin aradığına ilişkin savunmalarını destekler nitelikte olduğu, dosya kapsamında sanığın örgüt hiyerarşisi içerisinde yer alarak örgütün faaliyetlerine katıldığına dair, sanık hakkında herhangi bir tanık beyanının ve teşhisinin bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde, dosya içerisinde sanığın örgüt ile organik bağ kurduğunu, örgüt kapsamında süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluluk gerektiren eylemlerde bulunduğunu her türlü şüpheden uzak bir şekilde ispat etmeye elverişli delillerin bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan isnad edilen suçu işlediği konusunda, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan "şüpheden sanık yararlanır" evrensel hukuk ilkesi gereği sanığın beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

  • KARAR - 4 : Ankara Ağır Ceza Mahkemesi / /

"Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, Cumhuriyet Başsavcılığınca Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne yönelik yapılan çalışmalar sonucunda, sanık öğrenci iken okulun kapatılması ile geçiş yaptığı, 09/02/ ve 26/08/ tarihlerinde ardışık arama listesi içinde olduğu tespit edildiğinden bahisle Fetö/Pdy silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de;

Celp edilen HTS kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle yapılan inceleme sonucu tanzim edilen 10/01/ tarihli raporda; sanığın kullanımında olan numaralı Gsm hattının BAZ kayıtları incelendiğinde; 01/01/ - 01/01/ tarihleri arasında sanığın kendi baz kayıtlarına göre 2, karşı baz kayıtlarına göre 4 adet iletişim kaydının bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.

Ayrıntısı bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; aslında aynı gün birden fazla gerçekleşen aramalar değerlendirildiğinde 2 günde meydana gelen aramalar olduğu; 09/02/ -pazar- saat: , ; 26/08/ -salı- saat,

09/02/'te gerçekleşen aramanın hafta sonu saatleri arasında art arda gerçekleşmiş aramalar olduğu, 26/08/ tarihinde gerçekleşen aramanın hafta içi ve mesai saatleri dışında saatleri arasında art arda gerçekleşmiş aramalar olduğu,, bu kapsamda Yargıtay CD'nin yerleşik içtihatları da dikkate alındığında, her ne kadar sanık 26/08/ günü başka bir askeri şahıs ile ardışık aranmış ise de 09/02/ tarihinde gerçekleşen saniyelik görüşme ve 26/08/ günü gerçekleşen aramanın periyodikliğinden söz edilemeyeceği, sanığın aşamalarda alınan ve istikrar arzeden savunmalarında suçlamayı kabul etmediği, 'yı kazandığı yıl Ağustos ayında beraatine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

  • KARAR - 5 : Ankara Ağır Ceza Mahkemesi / /

"FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının 15/07/ tarihindeki darbe girişiminden sonra örgüt mensuplarına yönelik yapılan soruşturmalar kapsamında sanık hakkında da soruşturma başlatıldığı, seafoodplus.infoiyet Başsavcılığı tarafından tarihli Esas numaralı iddianamesi ile mahkememize kamu davası açılmıştır. Sanığın günü yakalanarak gözaltına alındığı tarihinde tutuklandığı tarihinde tahliye edildiği anlaşılmıştır.

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü TEM şube tarafından hazırlanan havuz sorgu tutanağına göre FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu değerlendirilen kurum ve kuruluşlarda SGK kaydının bulunmadığı, dernek ve vakıf kaydının bulunmadığı ,örgüt liderinin talimatı sonrası BankAsya hesabında artış bulunanlar listesininde isminin geçmediği, bylock kaydının bulunmadığı, iken KHK ile kamu görevinden çıkarıldığının tespit edildiği, Sanık hakkında düzenlenen HTS analiz raporunda sanığın adına kayıtlı nolu GSM hattının tarihleri arasında ankesörlü/sabit hatlardan kez aranma kaydının bulunduğunun tespit edildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosya içerisine gönderilen evrak içeriğine göre sanığın Bylock isimli örgütün gizli haberleşme programı kullanıcı listesinde isminin geçmediğinin bildirildiği, Yine Sanığın dijital materyalleri üzerinde bilirkişi marifetiyle yapılan incelemede yargılamaya esas olabilecek herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, Mahkememizce sanıkla aynı gün aynı ankesörlü/sabit hattan arandığı tespit edilen isimli şahıs tanık olarak dinlenmiş beyanında sanığı tanımadığını sadece daha önce kendisinin yargılandığı mahkemede tanık olarak dinlendiğini, kendisinin 'da görev yapmadığını da görev yaptığını sanıkla aynı birlikte görev yapmadığını kendisinin muhabere sınıfında olduğunu sanığın herhangi bir örgütsel faaliyetini görmediğini beyan ettiği,

Yine Mahkememizce tanık olarak dinlenen isimli şahıs beyanlarında yılında sanığın çalışmaya başladığını kapatılana kadar sanıkla birlikte aynı yerde çalıştıklarını sanığın herhangi bir örgütsel faaliyetini görmediğini, kendisi hakkında herhangi bir soruşturma olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde sanığın anlatımları ile dosya kapsamında elde edilen mevcut bilgiler dikkate alındığında, sanığın örgüte üyeliğini ortaya koyan hiyararşik yapılanma içindeki konumuna yada faaliyetlerine dair bir delil bulunmadığı gibi sanığın savunmasında belirtiği hususların dışında bir bilgi ve beyana ilişkin bir tanık anlatımının da olmadığı, bir başka deyişle sanığın örgütle hiyararşik ilişkisini ortaya koyacak aleyhine tanık veya itirafçı şüpheli/sanık beyanı bulunmadığı anlaşılmış olup bunun yanında yukarıda belirtildiği üzere yapılan tespitlerde sanığın ilinde görev yaptığı dönemde kez ankesörlü/ sabit hatlardan arandığı ancak sanığın çalışmış olduğu diğer illerde böyle bir tespitin bulunmadığı, sanığı arayan kişinin kim olduğu veya örgüt mensubu ise bu kişinin açık kimliği ve adres bilgilerinin tespit edilemediği, yine arama içeriklerinin ve arama sonrası sanık ile örgüt mensuplarının sohbet ve toplantı yaptıklarının da tespit edilemediği, bu doğrultuda tanık veya başkaca delil ve tespitin de bulunmadığı dosya kapsamına göre anlaşılmıştır.

Yargıtay Ceza Dairesinin içtihatları da gözetildiğinde, sanığın aramaların on beş gün , ayda veya iki ayda bir kez olmak üzere periyodik olmaması, arayan örgüt mensubunun askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı ilgisiz alakasız kişileri de ankesörle arayarak bu bütün içerisinde hedeflerin kaybolması için caba gösterildiğine ilişkin tespitin bulunmaması, yapılan aramaların mesai saatleri içinde de olması, sanığın kullandığı telefonu toplantı yerine götürmediği ve götürse de kapalı tuttuğuna ilişkin tespitin yapılmadığı, sanığın örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imamlar tarafından arandığı, hertürlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmediği, Tüm bu açıklamalar doğrultusunda ve dosya içerisindeki tüm belgeler ile Yargıtay Ceza Dairesinin benzer dosyalardaki bozma kararlarının içeriği de dikkate alındığında; sanığın, terör örgütünün nihai amacından haberdar olduğunu, silahlı terör örgütü ile arasında organik bağ kurulduğunu, örgütünün kuruluş amaçlarını faaliyetlerini benimseyerek iradi olarak örgütün amacı, talimatları doğrultusunda ve hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluluk içeren faaliyeti bulunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı anlaşıldığından sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesi yolunda vicdani kanaat oluşmakla Mahkemece oy birliği ile karar verilerek aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur."

  • KARAR - 6 : Ağır Ceza Mahkemesi / /

"Dosya dışı tanık beyanlarında asker kişilerin sabit hatlardan aranmak sureti ile örgütsel toplantılara çağrıldığı yönünde bilgiler elde edilmiştir. Sanık farklı tarihlerde kez ardışık şekilde diğer asker şahıslarla birlikte aranmasına karşın; bu görüşmelerde ne konuşulduğu, sanığın örgütsel toplantıya çağrılıp çağrılmadığı, eğer çağrıldı ise sanığın bu toplantıya katılıp katılmadığı, eğer sanık toplantıya katıldı ise toplantının örgütsel nitelikte olup olmadığı ve toplantıda neler konuşulduğu tespit edilememiştir. Sanığın terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde faaliyet yürüttüğüne herhangi bir bulgu elde edilememiş, sanik bylock gibi herhangi bir örgütsel nitelikte olan ve kendi iradesi ile kullanabileceği bir iletişim uygulamasını kullanmamış, terör örgütü ile iltisakı ve irtibatı tespit edilen herhangi bir dernek, vakıf, iş yeri ile bağı tespit edilememiştir. Sanık bankasyada terör örgütü elebaşısının çağrısına rağmen herhangi bir hesap açtırmamış yahut çağrı üzerine para yatırmamıştır.

Dolayısıyla sanığın örgüt mensubu olduğu değerlendirilen kişilerle ardışık aranması ve üniversite öğrenimi sırasında örgütün dini sohbetlerine katılmak şeklindeki eylemlerinin örgüt üyesi olduğunun kesin delili sayılamayacağı gibi örgüt üyesi olduğunu ispata yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında da değerlendirilemeyeceği gözetilerek sanığın yüklenen suçu işlediğini kabule elverişli dışında her türlü şüphe ve tereddütten uzak cezalandırmaya yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden CMK'nın /2-e maddesi gereğince sanığın beraatine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

  • KARAR - 7 : Ağır Ceza Mahkemesi / /

"Sonuç olarak; sadece tek bir ardışık arama, içeriği tespit edilemeyen HTS kayıtları ve üyesi olarak kabul edilmesi noktasında cezalandırılması için yeterli delil olmadığı; HTS analiz raporunda ile sanık arasında bir irtibatının olmadığının belirtildiği, aynı zamanda ‘in o tarihlerde ilinde sanıktan farklı bir ilde görev yaptığının anlaşıldığı, sanığın yapının içerisinde bulunduğuna ve yapı içerisinde görev aldığına dair dosyaya herhangi bir delil yansımadığı; Yargıtay C.D’nin / E. beraatine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Ankesör Davaları Beraat Kararları Gerekçeleri

Kocaeli’de çok tartışılacak “Ankesörlü telefon” kararı!

15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ'cülerin, sabit ankesörlü itirafları delil niteliği taşımadı. Silahlı terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan sanıklar defalarca aynı sabit numaralardan aranmalarına rağmen tahliye ediliyor. Terör örgütü FETÖ'cülerin sabit ankesörlü telefon hatlarından iletişime geçtikleri tespitinin yapılması sonrasında yapılan operasyonlarda yakalanan şüphelilerin yargılandığı davalarda verilen beraat ve tahliyeler şaşırtıyor.

GÖRÜŞMELER TESPİT EDİLDİ

Yapılan araştırmada, müdür yardımcıları ile müdür arasında "BİLGİN" olarak adlandırılan ve gruplar arasında irtibatı sağlayan bir görevlinin bulunduğu ortaya çıkarıldı. Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından temin edilen 25 ayrı sabit telefon hattının HTS kayıtlarının incelenmesi sonucunda çok sayıda askeri personelin tarihleri arasında bu sabit telefonlardan arandığı belgelendi. FETÖ terör örgütü tarafından asker, polis ve memur yapılan şahısların örgütten kopmalarını engellemek için “BİLGİN”ler aracılığıyla sürekli olarak arandıkları ve görüşmeler yapıldığı tespit edildi. Deşifre olmamak ve kendilerini gizlemek için herkesin kullanımına açık kontörlü sabit telefonları kullandıkları kanıtlandı.

SANIKLAR İTİRAF ETTİ

Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada sanıklardan üst düzey asker olan Musa K.'yı arayan sabit hatlardan Sinan A., Okan İ., Serdar T. Yakup Y.'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda şüphelinin arandığı tespit edildiği belirtildi. . Sanık ile gözaltına alınan ve kendisi ile aynı sabit hattan arandığı tespit edilen Taner seafoodplus.info Mehmet Y. kendilerini sabit kontörlü hatlardan arayan kişilerin FETÖ/PDY örgüt mensubu sivil şüpheliler olduğunu ifade ettikleri, mahkeme tutanaklarına geçirildi. Ayrıca sanık ile birlikte gözaltına alman 14 şüphelinin etkin pişmanlıktan faydalanarak alman ifadelerinde de kendilerini sabit hatlardan arayan kişilerin FETÖ/PDY üyesi olduklarını itiraf ettikleri belirtildi.

SAVCI CEZA İSTEDİ MAHKEME BERAAT VERDİ 

Duruşma savası esas hakkındaki mütalaasında; sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kuruluş amacı ve faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih ettiği, bu şekilde örgütle organik bağ kurarak faaliyette bulunduğu, dolayısıyla üzerine atılı suçtan cezalandırılmasını istedi. Beraat kararı veren mahkeme ise sanığın ByLock kullanmadığı, Bank Asya'ya para yatırmadığı, himmet verdiğine ve yayın organlarına abone olduğuna dair delil elde edilemediği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna dair kesin delil bulunmadığı, sabit hatlardan aranmış olmasının silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırmak için yeterli delil olmadığını gerekçe gösterdi.

#kocaeli, fetö, Ankesörlü telefon

Ceza Genel Kurulu         / E.  ,  / K.

&#;İçtihat Metni&#;


Kararı veren
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı :

Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık &#; hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince tarih ve sayı ile; sanığın TCK&#;nın /2, sayılı Kanun&#;un 5/1, TCK&#;nın 53, 62, 58/9 ve maddeleri uyarınca teşdiden 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve mahsuba karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının &#;Ret&#; istemli tarihli ve sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulunca sanık &#; hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin temyiz incelemesi yapılacak ise de;
1- Süresi içerisinde verdiği temyiz dilekçesinde gerekçeli kararın tebliğini talep eden sanık müdafisine, sayılı CMK&#;nın maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin tebliğden itibaren (7) gün içerisinde verilmesi gerektiğinin bildirilmesinin zorunlu olup olmadığı,
2- Sanık müdafisinin temyiz dilekçesinin bir temyiz nedeni içerip içermediği, bu bağlamda; sanık müdafisinin havale tarihli temyiz dilekçesinde &#;&#;mahkûmiyet kararının bozulması ve müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesi istemiyle temyiz ettiğimizi bildiririz&#; şeklinde yer alan ibarenin CMK&#;nın ve maddeleri bakımından geçerli bir temyiz nedeni sayılıp sayılamayacağı, sayılması hâlinde de temyiz denetiminin ne şekilde yapılacağı,
3- Özel Dairece yapılan yargılama sırasında bazı oturumlarda heyetteki en kıdemli üye yerine kıdemsiz üyenin heyet başkanlığı yapmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığı,
Hususlarının öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince sanık ve müdafisinin yüzüne karşı verilen hükmün, sanık tarafından temyiz edilmediği, sanık müdafisi tarafından ise tarihinde &#;Sayın başkanlığınızın yukarıda esas numarası yazılı dosyasından müvekkilim hakkında terör örgütüne üye olma suçu nedeni ile verilen tarihli ve /36 E. sayılı mahkûmiyet kararına karşı yasal süresi içerisinde temyiz kanun yoluna başvuruyoruz. Başkanlığınızın gerekçeli kararı henüz tarafımıza tebliğ edilmemiştir. Gerekçeli temyiz dilekçemizi, başkanlığınızın gerekçeli kararının tarafımıza tebliğinden sonra yasal süresi içerisinde vereceğimizi vekil olarak saygı ile bildiririz. &#;Temyiz talebimizin kabulü ile, Yargıtay 9. Ceza Dairesi&#;nce ilk derece mahkemesi olarak müvekkilim hakkında terör örgütüne üye olma suçu nedeni ile verilen tarih ve /36 E. sayılı mahkûmiyet kararının (gerekçeli mahkeme kararının tarafımıza tebliğinden sonra ayrıntılı temyiz dilekçesi verme hakkımızı saklı tutarak) bozulması ve müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesi istemiyle temyiz ettiğimizi vekil olarak saygı ile bildiririz.&#; şeklinde yasal süresi içerisinde temyiz edildiği,
İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin tarihli sayılı gerekçeli kararının, tarihli karar duruşmasında tahliye edilmiş olan, temyiz dilekçesi vermeyen ve gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesi talebi de olmayan sanığa bizzat tarihinde, sanık müdafisine ise e-tebligat yoluyla tarihinde tebliğ edildiği,
Sanık müdafisinin temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçesini tarihinde dosyaya sunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Ön sorunların sırasıyla değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.
1- Süresi içerisinde verdiği temyiz dilekçesinde gerekçeli kararın tebliğini talep eden sanık müdafisine, sayılı CMK&#;nın maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin tebliğden itibaren (7) gün içerisinde verilmesi gerektiğinin bildirilmesinin zorunlu olup olmadığının değerlendirilmesi:
Anayasamızın &#;Temel hak ve hürriyetlerin korunması&#; başlıklı maddesinin ikinci fıkrası; &#;Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.&#; hükmünü içermekte olup CMK&#;nın maddesinin ikinci fıkrası hazır bulunan sanığa başvurabileceği kanun yolları, mercisi ve süresinin bildirileceğini, aynı Kanun&#;un maddesinin ikinci fıkrası ise kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercisi ve şekillerinin belirtileceğini düzenlemiştir.
CMK&#;nın &#;Temyiz istemi ve süresi&#; başlığını taşıyan maddesi;
&#;(1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.&#;,
&#;Temyiz başvurusunun içeriği&#; başlığını taşıyan maddesi;
&#;(1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
(2) Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.&#;,
&#;Temyiz gerekçesi&#; başlığını taşıyan maddesi ise;
&#;(1) Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.
(2) Temyiz, sanık tarafından yapılmış ise, ek dilekçe kendisi veya müdafii tarafından imza edilerek verilir.
(3) Müdafii yoksa sanık, tutanağa bağlanmak üzere zabıt kâtibine yapacağı bir beyanla gerekçesini açıklayabilir; tutanak hâkime onaylatılır. Sanığın yasal temsilcisi ve eşi hakkında nci madde, tutuklu sanık hakkında ise üncü madde hükümleri saklıdır.&#;,
Hükümlerini içermektedir.
Bir kanun yolu başvurusunun esas yönünden mercisince incelenmesi, Anayasamızın maddesinde yer bulan adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan mahkemeye erişim hakkı kapsamında kalmaktadır.
Anayasamızın &#;Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması&#; başlıklı maddesi; &#;Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.&#; şeklindedir.
Görüldüğü üzere; temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına bağlıdır. Anayasamızın maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkı da bu anlamda mutlak olmayıp sınırlamalara konu olabilir. Ancak ölçülülük ilkesi uyarınca sınırlamaların mahkemeye erişimi imkânsız hâle getirmemesi ya da aşırı derecede zorlaştırmaması da gerekir.
Kanun yoluna başvurma hakkının belli bir süre koşuluna bağlanması, hukuki güvenlik ve istikrarın sağlanması gibi önemli ve meşru bir amaca hizmet etmektedir. Bu bakımdan, usullerinin belirli ve öngörülebilir olması koşuluyla yargısal başvuruların birtakım kurallara tabi tutulmasının tek başına mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilemeyeceği, mahkemelerin iç işleyişlerine ilişkin süreçlerdeki aksama ve hatalardan kaynaklanan sorumluluğun ilgililere yüklenemeyeceği ve dava açma sürelerini düzenleyen karışık ve dağınık olan mevzuatın aşırı şekilci yorumunun mahkemeye erişim hakkını ihlal edebileceği kabul edilmelidir. Dolayısıyla, kanunda açık ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmiş, istisnai nitelikte olan, ilgilisine bildirilmesi yönünde emredici bir hüküm de bulunmayan süreyi, yargı mercilerinin ilgilisine bildirme zorunluluğu bulunduğundan bahsedilemeyecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin tarihli kararında; hükme karşı başvurulabilecek kanun yolunun temyiz, mercisinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu, şeklinin mahkemeye verilecek bir dilekçe veya zabıt katibine bulunulacak beyanın tutanağa geçirilmesi suretiyle, sürenin de tefhimden itibaren (15) gün olduğu hususları ayrı ayrı ve açıkça belirtilerek hazır bulunan sanık ve müdafisine bildirildiği, sanığın temyiz dilekçesi vermediği, sanık müdafisinin süresi içerisinde temyiz dilekçesini sunduğu ve gerekçeli kararın tebliğinden sonra da temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçesini verdiği anlaşılmaktadır.
CMK&#;nın maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe için öngörülen (7) günlük sürenin; aynı Kanun&#;un maddesinin ikinci fıkrası, maddesinin ikinci fıkrası ile Anayasamızın maddesinin ikinci fıkrası kapsamında bir &#;Kanun yolu süresi&#; olmayıp temyiz başvurusunda temyiz nedenlerinin gösterilmemiş olması durumuna ilişkin istisnai bir mahiyet taşıması, mahkemelerin iç işleyişine yönelik olmaması, düzenlemenin yer aldığı kanun maddesinin içeriği itibarıyla ilgilisi bakımından karışık ve dağınık olmayıp açık, belirli ve öngörülebilir bir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; ilgilisinin (15) günlük temyiz süresi içerisinde temyiz nedenlerini bildirir dilekçe verebilmesine engel bir düzenlemenin bulunmadığı, mevzuatımızda yer alan yargısal başvuru sürelerinin tümünün ilgilisine mahkemece bildirilmesi gerektiğine dair bir hükmün olmadığı, mahkemelerin sorumluluğunun kanunlarda açıkça bildirilmesi gerektiği belirtilen sürelere ilişkin olduğu, örneğin; sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun&#;un bireysel başvuru usulünü düzenleyen maddesinin beşinci fıkrasındaki &#;Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. Mahkeme, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek talebi kabul veya reddeder.&#; hükmü uyarınca anılan fıkra kapsamında geçen yargısal başvuru sürelerinin de ilgilisine bildirilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı da gözetildiğinde, istisnai ve sınırlayıcı hüküm içeren düzenlemelerin kıyas yoluyla genişletilmesinin mümkün olmaması nedeniyle ek dilekçe için öngörülen (7) günlük sürenin, mahkeme kararlarının sonuç bölümünde gösterilmesi zorunlu olan, hükme karşı başvurulabilecek kanun yolu süresi olmadığı, dolayısıyla temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçe için öngörülen bu sürenin ilgilisine bildirilmeyişinin mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale olarak görülemeyeceği ve ilgilisine bildirilmesi hususunda zorunluluk bulunmadığı kabul edilmelidir.
Sanık müdafisinin süresi içerisinde verdiği temyiz başvurusuna ilişkin dilekçesinde, ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesini istemesi üzerine; gerekçeli kararın sanık müdafisine tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, sanık müdafisinin temyiz nedenlerini bildirdiği tarihli ek dilekçesinin CMK&#;nın maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra verildiği anlaşılmaktadır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; &#;Süresi içerisinde verdiği temyiz dilekçesinde gerekçeli kararın tebliğini talep eden sanık müdafisine, sayılı CMK&#;nın maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (7) gün içerisinde verilmesi gerektiğinin bildirilmesinin zorunlu olduğu,&#; görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
2- Sanık müdafisinin temyiz dilekçesinin bir temyiz nedeni içerip içermediği, bu bağlamda; sanık müdafisinin havale tarihli temyiz dilekçesinde &#;&#;mahkûmiyet kararının bozulması ve müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesi istemiyle temyiz ettiğimizi bildiririz&#; şeklinde yer alan ibarenin CMK&#;nın ve maddeleri bakımından geçerli bir temyiz nedeni sayılıp sayılamayacağı, sayılması hâlinde de temyiz denetiminin ne şekilde yapılacağının değerlendirilmesi:
tarihi itibarıyla iç hukukumuzun bir parçası hâline gelen İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi&#;nin (İHAS) Ek 7 No&#;lu Protokolü&#;nün &#;Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı&#; başlıklı 2. maddesi;
&#;1. Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir.
2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir.&#; şeklinde düzenlenmiştir.
tarihli Resmî Gazete&#;de yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun&#;un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, tarihli ve sayılı Resmî Gazete&#;de ilan edildiği üzere tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmekle birlikte sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun&#;un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar sayılı CMUK&#;un, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise sayılı CMK&#;nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Bu hükümlere göre, suç tarihinde Danıştay Üyesi olan sanık hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılan yargılama sonucunda verilen tarihli ve sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine Ceza Genel Kurulunca incelenmesinde sayılı CMK&#;nın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Ön sorun konusunda isabetli bir çözüme ulaşılabilmesi bakımından temyiz başvuru usulü ve başvuru üzerine yapılacak işlemlerin ayrıntılı bir şekilde irdelenmesi, bu kapsamda sayılı CMK ile sayılı CMUK hükümlerinin kıyasen değerlendirilmesi ile temyiz denetiminin ne şekilde yapılacağına da değinilmesi gerekmektedir.
sayılı CMUK&#;nın &#;Temyiz sebebi&#; başlığını taşıyan maddesi;
&#;Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine müstenit olur. Hukuki bir kaidenin tatbik edilmemesi yahut yanlış tatbik edilmesi kanuna muhalefettir.&#;,
sayılı CMK&#;nın maddesinde ise temyiz nedenleri;
&#;1- Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır.
2- Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.&#; şeklinde belirtilmiştir.
Mülga CMUK&#;da temyiz sebebi &#;kanuna aykırılık&#; olarak belirlenirken, sayılı CMK&#;da &#;hukuka aykırılık&#; olarak belirlenmiştir. Ancak her iki Kanun&#;a bakıldığında bu iki farklı kavramın aynı şekilde anlaşılmasının istendiği sonucuna varılmaktadır. Zira her iki Kanun&#;un ilgili hükümlerinde bu kavramlar, &#;bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması&#; şeklinde tanımlanmış olup öğretide de geçmişten bu yana kanuna aykırılık kavramı geniş yorumlanmış ve bu ifadenin yazılı hukukla sınırlı anlaşılmaması gerektiği, bu nedenle yazılı hukuka ek olarak; içtihada aykırılık, tecrübe ve mantık kurallarına aykırılık, öğretiye aykırılık, maruf ve meşhur olan şahsi bilgilerdeki hataların da kanuna aykırılık kapsamında denetlenebileceği, ayrıca uluslararası hukuka ve evrensel hukuki değerlere aykırılığın da temyiz nedeni olarak ileri sürülebileceği ifade edilmiştir.
sayılı CMUK&#;nın &#;Temyiz istidası ve ihtiva edeceği noktalar&#; başlığını taşıyan maddesi;
&#;Temyiz eden taraf hükmün hangi cihetine itiraz ve neden dolayı bozulmasını talep etmekte olduğunu temyiz istidasında veya beyanında veyahut layihasında gösterir.
Temyiz için istinad edilen sebeplerde muhakeme usulüne müteallik hukuki bir kaideye mi yoksa kanuni diğer hükümlere mi, muhalefet etmiş olmasından dolayı itiraz olunduğu gösterilir. Birinci hâlde kanuna muhalif olan vak&#;alar izah olunur.&#;,
sayılı CMK&#;nın &#;Temyiz başvurusunun içeriği&#; başlığını taşıyan maddesi;
&#;1- Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
2- Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.&#;,
&#;Temyiz gerekçesi&#; başlıklı maddesinin 1. fıkrası ise;
&#;Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.&#;
Şeklinde düzenlenmiştir.
sayılı CMUK&#;nın ve sayılı CMK&#;nın maddeleri itibarıyla temyiz nedenleri bakımından iki Kanun arasındaki bir farklılık görülmemektedir. Zira her ikisinde de temyiz nedeni &#;hukuka aykırılık&#;tır. sayılı CMUK&#;nın maddesi ile sayılı CMK&#;nın maddesinin ilk fıkraları temyiz sebeplerinin gösterilmesi hususuna ilişkindir ve aralarında ciddi bir fark yoktur. Asıl farklılık sayılı CMK&#;da temyiz başvurusunda temyiz nedeninin gösterilmesinin zorunlu hâle getirilmesidir. Temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğinin saptanması durumunda CMK&#;nın maddesi uyarınca temyiz istemi reddedilecektir.
İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda, mülga sayılı CMUK&#;dan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini, temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu ve temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren ek bir dilekçe vermesini öngörmüştür. Gerekçeli temyiz dilekçesi, (ek dilekçe, temyiz layihası) temyiz nedenlerinin gösterildiği dilekçedir. Temyiz dilekçesinde ya da daha sonradan verilen ek temyiz dilekçesinde temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından hangi hukuka aykırılıklara dayanıldığının anlaşılır bir şekilde gösterilmesi gerekir.
Temyiz nedeni olan hukuka aykırılık, hâkimin olaya en uygun normu bulamaması veya bulsa da yanlış değerlendirip uygulama yapmasıdır. Hukuka aykırılığa yol açan norm muhakeme hukuku normu olabileceği gibi (Örneğin, tanıklıktan çekinme hakkı bulunan tanığa bu hakkının hatırlatılmaması, karar oturumunda hazır olan sanığa son söz hakkı verildikten sonra katılana da diyeceklerinin sorulması gibi.) maddi hukuk normu da olabilir (Örneğin, suç sanık tarafından işlenmediği hâlde mahkûmiyet hükmü kurulması, eksik araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi gibi). Maddi hukuk normunun ihlali hâlinde temyiz edenin sıfatı da dikkate alınarak kararın bozulması gerekmekte ise de muhakeme hukukuna ilişkin ihlallerde, ihlalin hükmü etkileyip etkilemediği gözetilmelidir.
sayılı CMUK&#;nın &#;Temyiz Mahkemesince tetkik edilecek noktalar&#; başlıklı maddesi;
&#;Temyiz Mahkemesi, temyiz istida ve layihasında irat olunan hususlar ile temyiz talebi usule ait noksanlardan dolayı olmuş ise temyiz istidasında bu cihete dair beyan edilecek vakıalar hakkında tetkikler yapabileceği gibi hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder.
üncü maddenin ikinci fıkrasında gösterilen müstenidattan başka temyiz müddeasını teyit için yeniden müstenidat göstermeğe lüzum yoktur. Bununla beraber böyle müstenidat arz olunmuşsa kabul olunur.&#;,
sayılı CMK&#;nın &#;Temyizde incelenecek hususlar&#; başlıklı maddesi ise;
&#;1- Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapar.&#;,
Şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtayın yapacağı temyiz denetiminin kapsamını gösteren sayılı CMUK&#;nın maddesinin birinci fıkrası ile sayılı CMK&#;nın maddesi benzer nitelikte düzenlemeler olmakla birlikte iki madde arasında önemli bir fark vardır. CMUK&#;nın maddesinin birinci fıkrasına göre usule aykırı noksanlıklardan dolayı hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet edilmesi hâlinin tespiti durumunda Yargıtay, bu hususta bir talep olmasa bile inceleme yapabilecekken, CMK&#;nın maddesine göre yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapabilmektedir. Bu durum, muhakeme hukukuna aykırılık hususunda temyiz incelemesinin kapsamı bakımından her iki yasa arasında önemli bir fark olduğunu göstermektedir.
Doktrinde, temyiz denetiminin kapsamının belirlenmesi bakımından; &#;Yargıtay hukuksal incelemesine önündeki hüküm bakımından ispat konularının sübuta erdiği varsayımından başlar. Temyiz mahkemesi yalnızca hâkimin delilleri değerlendirmesinde hukuksal hata yapıp yapmadığını değerlendirebilir. Delillerin değerlendirilmesi ve ispat açısından vicdani kanıyı olay hâkiminin oluşturması gerekir. Ancak bunun için de Yerel Mahkeme kararının gerekçesi ve dayanaklarının, sanığın tüm sorgu tutanaklarının, temyiz mahkemesine sunulması gerekir&#; (Yener Ünver, Hakan Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, Adalet Yayınevi, Baskı, Ankara , s; vd.). &#;Yargıtay, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek eylemin varlığı veya yokluğu, kanıtların inandırıcılığı ya da kesinliği gibi yargılarda bulunamaz, ancak maddi olayların gerekçede yeterince yansıtılıp yansıtılmadığı, yansıtılan maddi olaylara ilişkin kanıtların tartışılıp tartışılmadığı, bu tartışma yapılırken doğa, mantık, deneyim ve hukuk kurallarına uyulup uyulmadığı yönlerinden hükmü inceleyerek olay yargılamasını sınırlı bir şekilde denetleyebilir&#; (Sami Selçuk, Temyiz Denetiminin Sınırları, Prof. Dr. Nur Centel&#;e Armağan, s; ). &#;Temyiz kanun yolunda maddi mesele incelenemez. Ancak kanun koyucu sanığa gerçekçi bir hukuki koruma sağlamayı amaçladığı için aradan geçmiş olan zamanın olumsuz etkilemediği oranda maddi mesele incelenebilmelidir. Burada esas mahkemesindeki hâkimin doğrudan doğruyalık ilkesinden kaynaklanan maddi meseleyi takdir etme yetkisi ortadan kaldırılmadan, dosyaya girdiği oranda maddi meseleyi inceleyen, bu istisna dışında sadece hukuki mesele ile ilgilenen bir temyiz incelemesi yapılmalıdır. Yargıtay maddi meseleyi sadece hükmün gerekçelerine dayanarak incelemelidir&#; (Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, İstanbul, , s; ). &#;Tamamen maddi soruna ilişkin olan aykırılıkların temyiz kanun yolunda denetlenmesi mümkün değildir. Ancak, mahkemenin, elindeki maddi olguları hukuk kurallarına uygun olarak değerlendirip değerlendirmediği ve hükme esas alırken hukuk kurallarına bağlı kalıp kalmadığı Yargıtay tarafından incelenmek zorundadır. Aynı şekilde hukuka aykırılığın, yargılama kurallarının doğru uygulanmaması nedeniyle ileri sürülmesi hâlinde de Yargıtay hem yargılama kuralarına uyulup uyulmadığına hem de bu kuralların uygulanmasına esas teşkil eden ve daha önce mahkemece tespit edilmiş olan maddi vakıaların doğru değerlendirilip değerlendirilmediğini inceleyebilecektir&#; (Taner, s; 57; Veli Özer Özbek, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, 9. Baskı, İzmir, , s; ). &#;Temyiz kanun yolunda temyiz mahkemesi, sözlülük, yüz yüzelik ve doğrudan doğruyalık ilkelerini uygulayarak geçmişte olan bir olayın nasıl meydana geldiğini ortaya çıkaran olay hâkiminin tespitleriyle bağlıdır. Bununla birlikte olay mahkemesinin tespitleri belirsiz, eksik, çelişkili, mantık veya deneyim kurallarıyla çatışıyorsa olay mahkemesinin tespitleriyle bağlılık ortadan kalkar. Yargıtayın, bölge adliye mahkemesi incelemesinden geçmiş bir kararla ilgili yapacağı denetimin, verilen kararın hukuksal yönüyle sınırlı olması hâli, Yargıtayca hiçbir zaman maddi olay denetimi yapılamayacağı anlamına gelmez. İlk derece veya bölge adliye mahkemelerinin kararlarında bilimin yerleşmiş ilkelerine, genel yaşam deneyimlerine, mantık kurallarına aykırılıklar varsa, ulaşılan sonuç ve gerekçe arasında birbiriyle açıkça çelişen tespitler bulunuyorsa, maddi olay açık, kesin ve tam olarak belirlenememiş ise ve bu nedenlerle kararın hukuksal yönden denetimine olanak yoksa Yargıtay maddi olay denetimi yapabilir&#; (Erdem, Kavlak, s; ; ). &#;Bir olayı tespit ederken ilk derece mahkemesi hâkimi delilleri serbestçe takdir eder. Ancak bu tespitin eksiksiz olması ve hâkimin kanaatinin objektif dayanaklarının hükümden anlaşılması gerekir. Bu nedenle maddi olaya ilişkin denetim, maddi vakıanın sübutuna ilişkin kanaatin yeterli delile dayanarak ve mantık kurallarına uygun bir şekilde oluşturulup oluşturulmadığı açısından yapılmaktadır&#; (Centel, Zafer, s; ).
Şeklinde görüşler ileri sürülmüştür.
Görüldüğü gibi doktrinde çoğunlukta olan bu anlayışa göre, Türk Ceza Muhakemesine istinaf kanun yolunun getirilmiş olması, temyiz mahkemesinin önceden olduğu gibi somut temyiz denetiminin elverdiği ölçüde maddi soruna girmesine engel oluşturmayacak, temyiz kanun yolunda somut dava üzerinden içtihatlarla birliği sağlayacak olan Yargıtay, ilk derece ve bölge adliye mahkemelerinin, sözlülük, doğrudan doğruyalık ve yüz yüzelik ilkeleri uyarınca elde edilen delilleri vicdani kanaatleri ile serbestçe takdir etme yetkilerini de dikkate alarak bu delillerle varılan sonucun hukuk kurallarına, akla, mantığa, genel hayat tecrübelerine ve bilimsel görüşlere uygun olup olmadığının tespiti bakımından somut dosya üzerinden görebileceği ve inceleyebileceği maddi sorunla ilgili vaka değerlendirmelerindeki hukuka aykırılıklar üzerinden bozma kararı verebilecektir.
Temyiz kanun yoluna başvuranın, hükmün hangi noktalardan incelenmesini istediğini bildirmesi, diğer bir anlatımla hükmün hangi noktalardan hukuka aykırı olduğunu göstermesi zorunluluğu ile Yargıtayın temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile sınırlı olarak inceleme yapmasına ilişkin hükümler &#;temyiz incelemesinin sınırlandırılması/temyiz incelemesinin kapsamının belirlenmesi&#; amacına yöneliktir.
sayılı CMK&#;nın ve maddelerinde yer alan hükümler uyarınca, ileri sürülen nedenlerle sınırlı olarak yapılacak inceleme sırasında temyizin kapsamının tespiti bakımından önem arz eden husus, kanun koyucunun &#;muhakeme hukukuna aykırılık&#; iddiası ve bunu belirten olayların temyiz nedeni olarak açıkça ileri sürülmesini aramasına karşın, &#;maddi hukuka aykırılık&#; iddiası yönünden böyle bir düzenlemeye yer vermemiş olmasıdır. Kanun koyucu, temyiz başvurusunda muhakeme hukukuna aykırılıkların ileri sürüldüğü durumlarda temyiz sebebinin somutlaştırılmasının zorunlu olduğunu düzenlemesine rağmen, bunun dışında kalan maddi hukuka aykırılıkların ileri sürüldüğü durumlar için temyiz nedeninin somutlaştırılmasına ilişkin herhangi bir yasal zorunluluk getirmemiştir. Bu nedenle hukuka aykırı olduğu savıyla hükmün bozulmasını isteme muhakeme hukukuna aykırılık yönünde bir temyiz nedeni olarak anlaşılamaz. Fakat maddi hukuka aykırılıkla ilgili olarak temyiz sebebinin somutlaştırılması zorunluluğu bulunmadığından, hukuka veya yasaya aykırı olduğu savıyla hükmün bozulmasını istemek, maddi hukuka aykırılık yönünden temyiz nedeni olarak yeterli kabul edilmelidir.
Temyiz incelemesinin kapsamının belirlenebilir olmasının yeterli görülmesi ve bu konunun önemi karşısında, temyiz başvurusunda hükmün neden dolayı bozulmasının istenildiğinin gösterilip gösterilmediğinin tespiti, temyiz başvurusunun sebep gösterilmemesi nedeniyle ret edilip edilmeyeceği ve yapılacak olan temyiz incelemesinin kapsamı bakımından önem arz etmektedir. Örneğin; &#;Hükmü temyiz ediyorum.&#;, &#;Resen dikkate alınacak nedenlerle temyiz ediyorum.&#;, &#;Hükmün bozulmasını istiyorum.&#; şeklindeki ibarelere yer vermesine rağmen incelemenin kapsamını (maddi hukuka veya muhakeme hukukuna aykırılık) göstermeyen dilekçelerdeki temyiz isteminin, herhangi bir temyiz sebebi içermemesi nedeniyle tıpkı başvurunun süresi içinde yapılmaması, hükmün temyiz edilemez olması ya da temyiz edenin buna hakkının bulunmaması hâllerinde olduğu gibi usulüne uygun açılmış bir temyiz davası bulunmadığından sayılı CMK&#;nın maddesi uyarınca reddine karar verilecektir.
Temyiz iradesinin varlığını gösteren ancak yapılacak temyiz incelemesinin kapsamına ilişkin herhangi bir neden belirtmeyen dilekçelerin hukuki sonuçları ise davanın üst mahkemeye aktarılması, hükmün kesinleşmesinin engellenmesi ve aleyhe başvuru bulunmadığı hâllerde cezanın ağırlaştırılması yasağından yararlanmanın ötesine geçemeyecek, bu durum temyiz isteminin reddi sonucunu değiştirmeyecektir.
Buna karşın temyiz dilekçesinde, temyiz incelemesinin kapsamını gösteren &#;Hüküm kanuna ve usule aykırıdır.&#;, &#;Karar yasaya aykırıdır.&#; gibi ibarelere yer verilmiş olması durumunda sadece maddi hukuka aykırılığa ilişkin bir temyiz nedeninin gösterildiği kabul edilecek ve belirtilen kapsam doğrultusunda temyiz incelemesi yapılacaktır.
Temyiz başvurusunda yer verilen ibarelerin bir temyiz nedeni kabul edilip edilmeyeceği bir yorum meselesidir. Anayasa&#;nın maddesi uyarınca temel hak ve hürriyetlerin kanunla sınırlanmaları mümkün ise de kanunlarla getirilen düzenlemelerin bir temel hak ve özgürlük olan mahkemeye erişim hakkını daraltıcı şekilde yorumlanamayacağı, kanuni düzenlemeler yorumlanırken Anayasa ve uluslararası sözleşmeler gibi üst normların da gözetilmesi gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. Aksinin kabulü, Anayasamızın temel hak ve hürriyetler arasında yer verdiği &#;Hak arama hürriyeti&#; başlıklı maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkı ile AİHS&#;in 6. maddesinde yer bulan adil yargılanma hakkının ihlaline yol açabilecektir. Ayrıca, kamu düzenine ilişkin olması ve ceza muhakemesine hakim olan resen araştırma ilkesi uyarınca istisnaları dar yorumlayıp temel hak ve özgürlükleri yorum yoluyla daraltmamak sistematik ve amaçsal yorum tarzına da uygundur.
Bu kapsamda muhakeme hukukuna aykırılık iddiasına dayanan temyiz taleplerinde hiç uygulanmayan, eksik veya yanlış uygulanan usul kuralları ile buna dayanan maddi olgular ileri sürülecek, Yargıtay da hem muhakeme normunun doğru uygulanıp uygulanmadığını hem de ilk derece veya bölge adliye mahkemelerince muhakeme normunun uygulandığı olayın doğru tespit edilip edilmediğini denetleyecektir. Temyiz dilekçesinde bir temyiz nedenin var olmasına rağmen muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının temyiz sebebi olarak gösterilmemesi ya da gösterilmekle birlikte hükme etki edecek nitelikte olmadığının anlaşılması durumunda usul hükümlerine uygunluk bakımından sadece sayılı CMK&#;nın maddesi kapsamında hukuka kesin aykırılık hâlleriyle sınırlı bir temyiz incelemesi yapılacak, inceleme sırasında tespit edilen ancak hükmü etkilemeyen muhakeme hukukuna aykırılıklar Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılmayarak kararda bu aykırılıklara işaret edilmekle yetinilecektir.
Temyiz nedeninin, maddi hukuka aykırılık iddiasına dayanması hâlinde ise maddi hukuka aykırılık nedeniyle hükmün temyiz edilmesi yeterli olup cezaî yaptırımların kişiler üzerindeki telafisi mümkün olmayan ağır sonuçları da gözetilerek somut olayda adaleti gerçekleştirme ve doğru bir hüküm oluşturma ile yükümlü olan Yargıtayca dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar tespit edilip temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni yapılması gerekecektir.
Öğretide de temyiz sebeplerinin muhakeme hukukuna ve maddi hukuka ilişkin olarak ileri sürülmesi bakımından; &#;Maddi hukuk normlarına ilişkin temyiz başvurularında sebep gösterilmesi zorunluluğunun Yargıtay incelemesinde önemli bir sınırlama içermediği, muhakeme hukukuna aykırılık nedeniyle hüküm temyiz ediliyorsa hükmü temyiz edenin, bu aykırılığa temel oluşturan maddi olguları göstermek zorunda iken maddi hukuka aykırılıkta, maddi hukuka aykırılıktan dolayı hükmün temyiz edildiğinin belirtilmesinin yeterli olduğu, Yargıtayın maddi hukuk normlarının tümünü göz önünde tutup inceleme yapması gerektiği&#; (Serap Keskin Kiziroğlu, Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Temyiz Yasa Yoluna İlişkin Değişikliklere Bakış, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Kasım-Aralık, , s; vd.), &#; sayılı CMK&#;nın maddesi uyarınca temyiz sebebi olarak belirtilenler dışında kalan muhakeme hukukuna ilişkin diğer hukuka aykırılıklar bakımından Yargıtayın karar vermesine olanak bulunmadığı, buna karşılık, kararın hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği yönünde bir irade ortaya konulduğu sürece incelemenin maddi hukuka ilişkin tüm hukuka aykırılıklar yönünden yapılabileceği, bu bağlamda, Yargıtayın olayda meşru savunma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yapılan bir temyiz istemi karşısında bu istemi yerinde bulmasa bile haksız tahrikin koşullarının gerçekleştiği ve bu nedenle de cezanın indirilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozabileceği&#; (Mustafa Ruhan Erdem, Cihan Kavlak, Ceza Muhakemesinde Temyiz İncelemesinin Kapsamı ve Sınırları, Yargıtay Dergisi, Ekim, , Sayı; 4, s; ; ), &#;Muhakeme hukukuna ilişkin aykırılıklardan farklı olarak, maddi hukuka ilişkin denetimin, hükmün tüm yönleriyle incelenmesini gerektirdiği, maddi hukukun yanlış uygulandığına ilişkin genel bir ifade içeren temyiz dilekçesinde açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi, dosyaya yansıyan delillere göre suçun unsurlarının oluşmaması, sanığın suçu işlediğinin sabit olmaması, suçun vasfının yanlış belirlenmesi, suçun nitelikli hâllerinde yapılan hata sonucu cezanın yanlış belirlenmesi veya teşebbüs, iştirak, içtima, haksız tahrik ve şahsi cezasızlık sebepleri gibi maddi hukuka ilişkin hükümlerin yanlış uygulanması sonucu sanığın ceza alması veya almaması ya da hak ettiğinden az veya çok ceza alması durumlarında Yargıtayın bu hukuka aykırılığı bozma nedeni yapabileceği&#; (Ekrem Çetintürk, Ceza Muhakemesinde Temyiz Kanun Yolunda Maddi (Fiili) Sorunun İncelenmesi, Terazi Hukuk Dergisi, Mart , s; ) şeklinde görüşler ileri sürülmüştür.
Öte yandan, sayılı CMK&#;nın maddesi uyarınca hüküm, temyiz dilekçesinde gösterilen sebeplerle bozulduğunda dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan ve hükme etki edecek nitelikte bulunan diğer maddi hukuka aykırılıklar da bozma nedeni olarak ayrı ayrı gösterilecek; hükme etki edecek nitelikte bulunmayan hukuka aykırılıkların ise hükmün bozulmasında neden dikkate alınmadıkları açıklanmak suretiyle belirtilmesiyle yetinilecektir. Bu kapsamda, temyiz dilekçesinde maddi hukuka aykırılık iddiasının ileri sürüldüğü hâllerde, Yargıtayın ilgili Ceza Dairesi tarafından hüküm, dilekçede gösterilen maddi hukuka aykırılık nedeniyle bozulduğunda dilekçede açıklanmış olmasa bile temyiz incelemesi sırasında saptanacak olan tüm maddi hukuka aykırılıklar temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle bozma nedeni olarak ayrı ayrı gösterilecektir. Temyiz dilekçesinde muhakeme hukukuna aykırılık iddiasının ileri sürüldüğü hâllerde ise temyiz nedeni olarak gösterilen muhakeme hukukuna aykırılığın hükme etki edecek nitelikte bulunması durumunda, hüküm bu nedenle ve varsa mutlak hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulacak; temyiz nedeni olarak gösterilen muhakeme hukukuna aykırılığın hükme etki edecek nitelikte bulunmaması ya da temyiz nedeni olarak ileri sürülmemekle birlikte inceleme sırasında saptanan ve mutlak hukuka aykırılıklar dışında kalan muhakeme kurallarına aykırılık bulunması durumunda ise bu hususun bozma nedeni yapılmayarak ilamda gösterilmesiyle yetinilecek, varsa inceleme sırasında tespit edilen veya dilekçede gösterilen sayılı CMK&#;nın maddesinde yazılı hukuka kesin aykırılıklar nedeniyle kararın bozulması yoluna gidilecektir. Diğer taraftan, bozmaya neden olan maddi veya usul hukukuna aykırılık hükmün dayandırıldığı işlemlerden kaynaklanmışsa aynı zamanda bu işlemler de bozulacaktır.
Mutlak temyiz nedenleri, sanığa hak tanıyan kurallar olmalarının yanı sıra aynı zamanda adil bir yargılamanın yapılabilmesi için öngörülmüş, kamusal menfaatleri gözeten kurallardır. Bu hâllerin varlığı durumunda hükmün bundan mutlak olarak etkilendiği kabul edilmiştir. Kanun bu noktada hukuka aykırılığa ilişkin nedensellik bağını kendisi kurduğundan hâkime takdir yetkisi bırakmamıştır (Nur Centel, Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Baskı, İstanbul, , s; vd.).
sayılı CMUK&#;un &#;Kanuna muhalefet hâlleri&#; başlığını taşıyan maddesi;
&#;Aşağıdaki hâllerde kanuna mutlaka muhalefet edilmiş sayılır.
1 &#; Mahkemenin kanun dairesinde teşekkül etmemiş olması,
2 &#; Hâkimlik vazifesine iştirakten kanunen memnu olan bir hâkimin hükme iştirak etmesi,
3 &#; Makul şüpheden dolayı hakkında ret talebi vakı olupta bu talep kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme iştirak etmesi yahut bu talebin kanuna mugayir olarak reddolunması suretiyle hâkimin hükme iştirak ettirilmesi,
4 &#; Mahkemenin kanuna muhalif olarak davaya bakmaya kendini vazifeli veya salahiyetli görmesi,
5 &#; Cumhuriyet Müddeiumumisi yahut kanunen vücudu lazım diğer şahsın gıyabında duruşma yapılması,
6 &#; Şifahi bir duruşma neticesi olarak verilen hükümde aleni muhakeme kaidesinin ihlâl edilmesi,
7 &#; Hükmün esbabı mucibeyi ihtiva etmemesi,
8 &#; Hüküm için mühim olan noktalarda mahkeme kararıyla müdafaa hakkının tahdit edilmiş olması&#;,
sayılı CMK&#;nın &#;Hukuka kesin aykırılık hâlleri&#; başlıklı maddesi ise;
&#;1- Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması,
b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması,
c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması,
d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi,
e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması,
f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi,
g) Hükmün uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi,
h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması,
i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması&#;
Şeklindedir.
Görüldüğü üzere, mutlak hukuka aykırılık hâlleri, sayılı CMUK&#;nın maddesinde, sayılı CMK&#;da ise maddede sayılmış olup her iki hüküm karşılaştırıldığında ilk dikkat çeken husus hükümlerin başlıklarının farklı olmasıdır. Belirtmek gerekir ki, iki hükmün başlığının farklı olması içerikte bir değişikliğe yol açmamaktadır. sayılı CMUK&#;da seçilen terim &#;kanuna muhalefet hâlleri&#; iken, sayılı CMK&#;da &#;hukuka kesin aykırılık hâlleri&#; ibaresidir. sayılı CMK&#;nın hukuka kesin aykırılık hâlleri olarak adlandırdığı nedenleri ifade etmek için öğretide geçmişten bu yana &#;mutlak temyiz nedenleri&#; terimi de kullanılmaktadır. Temyiz nedenleri bağlamında iki Kanun arasındaki en önemli fark ise sayılı CMK&#;nın maddesinin (i) bendine eklenen hükümle &#;hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanmasının&#; bir mutlak hukuka aykırılık hâli olarak kabul edilmesidir.
Doktrinde bir kısım yazarlarca, kanun koyucu tarafından hükme etkili oldukları açıkça kanuni düzenlenmeye bağlanmamış hukuka aykırılıkların nispî temyiz sebebi olarak ileri sürülebileceği, temyiz dilekçesinin gerekçeli olması kuralının hem nispî hem de mutlak temyiz sebepleri bakımından geçerli olduğu yani hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusunda mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetilemeyeceği savunulmaktadır. Bu anlayışa göre sayılı CMK&#;nın maddesinde yer alan kabul edilebilirlik denetimine ilişkin kural, bünyesinde en az bir temyiz sebebi bulunan dilekçeler yönünden geçerlidir.
Nitekim CMK&#;nın maddesinde yazılı olan &#;Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır.&#; kuralı, hiçbir temyiz nedeni içermeyen bir temyiz başvurusunda mutlak temyiz nedenlerinin kendiliğinden gözetileceği şeklinde anlaşılamaz. Gerekçesiz bir dilekçe Yargıtayın ön incelemesinden geçemeyeceği için hükümde var olan ancak gösterilmeyen nedenin mutlak mı yoksa nispî bir temyiz nedenine mi ilişkin olduğunu denetlemek mümkün olmayacaktır. Bu noktada dilekçe yalnızca bir veya birden fazla nispî temyiz nedeni içeriyorsa, Yargıtayın bu nedenleri kabul etmemesine karşın sayılı CMK&#;nın maddesinde yer alan mutlak hukuka aykırılık hâllerinden birine dayanarak hükmü bozması mümkündür (Hakan Karakehya, Ceza Muhakemesi Hukuku, 2. Baskı, Ankara, , s; vd.; Fahri Gökçen Taner, sayılı CMK&#;nın Temyiz Kanun Yoluna İlişkin Hükümlerinin Yürürlüğe Girmesiyle Ortaya Çıkan Farklılıklar, Ankara Barosu Dergisi, Nisan, , s; ).
Diğer taraftan, sayılı CMK&#;nın maddesinin (g) bendinde hükmün, aynı Kanun&#;un madde gereğince gerekçe içermemesi hukuka kesin aykırılık hâlleri içinde düzenlenerek, bu eksiklik Yargıtay tarafından dikkate alınacak bir hukuka aykırılık nedeni olarak kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere, Anayasa&#;nın , sayılı CMK&#;nın 34 ve maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Hükmün gerekçesinde ise sayılı CMK&#;nın maddesi uyarınca suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirmesinin yapılması, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan veya reddedilen delillerin belirlenmesi ile mantıksal ve hukuksal bütünlük sağlanarak herkesi tatmin edecek ve anlaşılır kararın, bu hâli ile Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde gerekçeli olması gerekmektedir. Beraat hükmünün gerekçesinde de ayrıca sayılı CMK&#;nın maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hâllerden hangisine dayanıldığı gösterilmelidir. sayılı CMK&#;nın maddesinin (g) bendinde hükmün, aynı Kanun&#;un maddesi gereğince gerekçe içermemesi muhakeme hukukuna ilişkin bir hukuka aykırılık hâli olarak düzenlenmiş olmakla birlikte bu denetimin gerçek manada yapılabilmesi için Yargıtayın, gerekçede yazılı olan hususlar ile maddi soruna ilişkin tespitlerin uyumlu olup olmadıkları yönünden inceleme yapması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır. Doktrinde de ifade edildiği üzere, Yargıtayın gerekçeyi denetlemesi, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek olay hakkında hüküm kurması, kanıya ulaşması, vakalarla ilgili saptamalarda bulunması anlamına gelmez (Centel, Zafer, s; ).
Nitekim Ceza Genel Kurulunun tarihli ve sayılı kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
Temyiz başvurusunda yer verilen ibarelerin bir temyiz nedeni kabul edilip edilmeyeceğinin bir yorum meselesi olup Anayasa&#;nın maddesi uyarınca temel hak ve hürriyetlerin kanunla sınırlanmaları mümkün ise de bir temel hak ve özgürlük olan mahkemeye erişim hakkının yorum yoluyla daraltılamayacağı, istisnaların dar yorumlanıp temel hak ve özgürlüklerin yorum yoluyla daraltılmasının mümkün olamayacağı, ceza muhakemesi hukukunda temel ilkenin resen araştırma yaparak gerçeğe ve adalete ulaşma ilkesi olup amaca ve yasanın sistemine uygun şekilde yorum yapmanın gerekli olduğu gözetilmelidir.
sayılı CMK&#;nın ve maddelerinde yer alan hükümler uyarınca, ileri sürülen nedenlerle sınırlı olarak yapılacak inceleme sırasında temyizin kapsamının tespiti bakımından, kanun koyucunun &#;muhakeme hukukuna aykırılık&#; iddiası ve bunu belirten olayların temyiz nedeni olarak somutlaştırılması zorunluluğunu getirmesine rağmen, &#;maddi hukuka aykırılık&#; iddiası yönünden böyle bir düzenlemeye yer vermemiş olması nedeniyle hukuka veya yasaya aykırı olduğu savıyla hükmün bozulması talebinin, Yargıtay tarafından yapılacak olan temyiz incelemesinin kapsamının belirlenmesi ve temyiz başvurusunda maddi hukuka aykırılık yönünden bir temyiz nedeni bulunduğunun kabulü bakımından yeterli olup sanık müdafisinin havale tarihli temyiz dilekçesinde &#;&#;mahkûmiyet kararının bozulması ve müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesi istemiyle temyiz ettiğimizi bildiririz&#; şeklinde yer alan ibarenin, hükmün sadece maddi hukuka aykırılık iddiasını taşıdığı ve bu yönüyle sanık müdafisinin temyiz başvurusunda bir temyiz nedeni bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
maddesinde yazılı hukuka kesin aykırılıklar nedeniyle kararın bozulması yoluna gidileceği hususları dikkate alınarak, temyiz mercisince, dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar ile muhakeme hukukuna aykırılık bulunup bulunmadığı yönlerinden hükmün temyizen incelenmesi, inceleme sırasında tespit edilecek maddi hukuka aykırılıklar ile hukuka kesin aykırılıkların bozma nedeni yapılması, diğer muhakeme hukukuna aykırılıklara ise kararda işaret edilmesinin gerektiği benimsenmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; &#;Sanık müdafisinin dilekçesindeki ibarelerin temyiz nedeni olarak kabul edilemeyeceği,&#; görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
3- Özel Dairece yapılan yargılama sırasında bazı oturumlarda heyetteki en kıdemli üye yerine kıdemsiz üyenin heyet başkanlığı yapmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi:
İncelenen dosya kapsamından;
İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin tarihli ve 9 sayılı kararı ile; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli ve sayılı iddianamesi ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasına ilişkin iddianamenin Ceza Muhakemesi Kanunu&#;nun maddesine göre kabulüne ve dosyanın ilk derece yargılaması esas defterine kayıt edilerek sanık &#; hakkında kovuşturmaya başlanmasına karar verildiği,
İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince , , , ve tarihlerinde gerçekleştirilen duruşmalardan sonra tarihinde yapılan duruşmada sanık hakkında karar verildiği,
tarihli ikinci, tarihli üçüncü, tarihli dördüncü ve tarihli beşinci duruşmanın&#; sicil numaralı &#;.başkanlığındaki heyet tarafından yapıldığı ve bu heyetlerde üye olarak görev yapan, .. sicil numaralı ..,seafoodplus.info numaralı .. ve .. sicil numaralı &#;&#;ın heyet başkanından sicil numarası itibarıyla daha kıdemli oldukları,
Anlaşılmaktadır.
Anayasa&#;nın &#;Yargıtay&#; başlıklı maddesinin birinci fıkrası &#;Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.&#; şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa&#;da yer alan bu düzenleme doğrultusunda hazırlanıp tarihli ve sayılı Resmî Gazete&#;de yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı Yargıtay Kanunu&#;nun 1. maddesi &#;Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercii olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile bu Kanun ve diğer kanunların hükümlerine göre görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.&#; şeklinde düzenlenmiştir.
Gerek Anayasa&#;nın gerekse sayılı Kanun&#;un 1. maddelerine göre bağımsız bir yüksek mahkeme olan Yargıtayın kuruluş amacı ve genel görevi, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı mercisine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercisi olup bu bakımdan Yargıtay Dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapması tali bir görevdir.
sayılı Kanun&#;un &#;Yargıtayın görevleri&#; başlıklı maddesinin birinci bendinde yer alan &#;Adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümleri ilk ve son merci olarak inceleyip karara bağlamak,&#; şeklindeki hüküm ile Yargıtayın temel görevi tanımlanırken aynı maddenin ikinci bendinde yer alan &#;Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili ve özel kanunlarında belirtilen kimseler aleyhindeki görevden doğan tazminat davalarına ve bunların kişisel suçlarına ait ceza davalarına ve kanunlarda gösterilen diğer davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakmak,&#; şeklindeki hüküm ile de tali görevi tanımlanmıştır.
Aynı Kanun&#;un &#;Dairelerin çalışması&#; başlıklı maddesinin birinci fıkrasında yer alan; &#;Daireler heyet hâlinde çalışır, heyet bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla toplanır. Üye sayısının yeterli olması halinde birden fazla heyet oluşturulabilir. Bu durumda, oluşturulan diğer heyetlere, heyette yer alan en kıdemli üye başkanlık eder. Heyetler işi müzakere eder ve salt çoğunlukla karar verirler. Müzakereler gizli cereyan eder.&#; şeklindeki hüküm gereğince birden fazla heyet hâlinde çalışabilecek ve heyette yer alan en kıdemli üye heyete başkanlık edecektir.
Anılan Kanun&#;un &#;Daire Başkanlarının görevleri&#; başlıklı maddesi;
&#;Daire başkanlarının görevleri şunlardır:
1. Dairelerinde ahenkli, verimli ve düzenli bir çalışmanın gerçekleşmesini ve işlerin mümkün olan süratle incelenip karara bağlanmasını sağlamak, dairenin kendi kararları arasında çelişkiyi önlemek amacıyla gerekli göreceği bütün tedbirleri almak, dosyaları takrir edecek kişileri, bu esaslar uyarınca tespit etmek ve kendi yazmayacağı kararların hangi üye tarafından yazılacağını belli etmek,
2. Kararların zamanında yazılıp dosyaların mahallerine iadesini sağlamak,
3. Büro görevlilerini denetlemek,
4. Büro personeli hakkında ilgili kanunda belirtilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme disiplin cezalarını vermek,
5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.
Daire başkanına, gerektiğinde kıdemli üye vekillik eder.&#;,
&#;Yargıtay Üyelerinin görevleri&#; başlıklı maddesi,
&#;Yargıtay üyelerinin görevleri şunlardır:
1. Kendilerine verilecek dosyaları gerekli şekilde ve zamanında inceleyip kurula takrir etmek ve kararları yazmak,
2. Üyesi bulundukları kurullarda görüşmelere katılmak ve oylarını vermek,
3. Dairenin ahenkli, verimli ve düzenli çalışmalarının sağlanmasında ve işlerin çabuklukla incelenip karara bağlanmasında başkana yardım etmek.&#;,
Yargıtay İç Yönetmeliği&#;nin &#;Daire Başkanlarına vekillik ve bu sıfatla Genel Kurullara katılma&#; başlıklı maddesi ise;
&#;Daire başkanlarına vekillik görevini yapmak koşullarından birinin gerçekleşmesi halinde kıdemli üye, genel kurullarda ve dairede başkana vekillik eder.
Ayrık hükümler saklıdır.&#;
Şeklinde düzenlenmiştir.
Bu aşamada, sayılı Kanun&#;da ya da CMK&#;da tanımı yapılmayan, ancak dairelerin çalışma usullerinde bahsi geçen &#;kıdem&#; kavramı üzerinde durulmalıdır.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü&#;nde &#;bir görevde geçirilen süre&#; olarak tanımlanan kıdem kavramına, sayılı Kanun&#;un farklı maddelerinde önem atfedilmektedir. Bu cümleden olarak, aynı Kanun&#;un &#;Başkanların seçimi&#; başlıklı maddesinin on birinci fıkrasında Birinci başkanvekilleri ile daire başkanlarının kıdeminin tespitinde, Yargıtay üyeliğindeki kıdemin esas alınacağı öngörülmüştür.
Kıdemle ilgili diğer bir düzenleme de sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu&#;nda yer almaktadır. Bu Kanun&#;un &#;Sınıflar ve Kıdem&#; başlıklı maddesinde;
&#;&#;
Hâkim ve savcıların kıdemleri, bulundukları sınıf ve dereceye göre belirlenir ve o sınıf ve dereceye atandıkları tarihten itibaren hesaplanır. Bir üst sınıf veya derecede bulunanlar alt sınıf veya derecede bulunanlardan kıdemli sayılırlar.
Ancak, bu hesaplama yapılırken, 9 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre adaylığa diğer kamu görevlerinde iktisap ettikleri derece ve kademe üzerinden atananların, bu derece ve kademeleri ile o görevlerde geçen süreleri dikkate alınmaz.
Bulunulan sınıf ve derecenin aynı olması hâlinde sırasıyla, bu sınıf veya dereceye yükselme tarihi, adaylığa başlama tarihi, mesleğe başlama tarihi, meslek öncesi eğitim sonu yazılı sınav puanı dikkate alınarak kıdem durumu belirlenir.
Bunların da aynı olması hâlinde, doğum tarihi önce olan kıdemli sayılır.&#; düzenlemesi yer almaktadır.
Bu genel açıklamaların ardından, ilk derece mahkemelerince ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay ilgili ceza dairelerince yargılama yapan heyetin hangi kurallar doğrultusunda oluşturulacağı hususunda ceza muhakemesine ilişkin kuralların ve bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerinin düzenlendiği sayılı Ceza Muhakemesi Kanun ile adli yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerini düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulan sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerinin irdelenmesi gerekmektedir.
sayılı Kanun&#;un &#;Ceza mahkemelerinin kuruluşu&#; başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrası &#;Ağır ceza mahkemesinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Bu mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır.&#; ve sayılı Kanun&#;un &#;Müzakerenin yönetimi&#; başlıklı maddesi &#;Müzakereyi mahkeme başkanı yönetir.&#; şeklinde olup bu düzenlemelerde, adli yargı ilk derece yargılamalarında mahkeme başkanının hazır bulunmadığı durumlarda heyete hangi üyenin, hangi kritere göre başkanlık edeceğine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, sayılı Kanun&#;un bölge adliye mahkemelerince yapılan müzakerelere dair &#;Toplantı ve karar&#; başlıklı maddesinin son fıkrasında yer alan &#;Daire başkanının hukukî veya fiilî nedenlerle bulunamaması halinde dairenin en kıdemli üyesi daireye başkanlık yapar.&#; şeklindeki hükme de sayılı Kanun&#;da Yargıtayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapacağı yargılamalar bakımından yer verilmemiştir.
Öte yandan, adli yargı ilk derece adalet komisyonlarının görevlerine ilişkin sayılı Kanun&#;un &#;Zorunlu hâllerde görevlendirme&#; başlıklı maddesinde de; herhangi bir nedenle görevine gelemeyen hâkimin yerine, bu hâkim görevine başlayıncaya veya Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yetkilendirme yapılıncaya kadar, o yerdeki hâkimler arasından, adalet komisyonu başkanınca görevlendirme yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Yine, mahkeme başkanı veya hâkimin duruşma sırasındaki görevlerine dair ilgili CMK hükümleri incelendiğinde;
sayılı CMK&#;nın &#;Başkan veya hâkimin görevi&#; başlıklı maddesinin birinci fıkrasında, mahkeme başkanının veya hâkimin, duruşmayı yöneteceği ve sanığı sorguya çekeceği, delillerin ikame edilmesini sağlayacağı; aynı Kanun&#;un &#;Duruşmanın düzen ve disiplini&#; başlıklı üçüncü bölümünde yer alan &#;hâkim veya başkanın yetkisi&#; başlıklı maddesinde de, duruşmanın düzeninin hâkim veya mahkeme başkanı tarafından sağlanacağı öngörülmüştür.
Gelinen noktada, temyiz incelemesinde hukuka kesin aykırılık hâlleri arasında sayılan &#;mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması&#; durumuna da değinilmelidir.
Bilindiği üzere, sayılı CMK&#;nın maddesinin birinci fıkrasında temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmemiş olsa da, aynı maddede sayılan hâllerde hukuka kesin aykırılık hâllerinin var sayılacağı belirtildikten sonra, aynı fıkranın (a) bendinde, mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması bu hâllerden ilki olarak sayılmıştır.
Belirtilen bu hukuka aykırılık, kovuşturma aşamasında mahkemece yapılan oturumda mutlaka bulunması veya bulunmaması gerektiği öngörülen muhakeme süjelerine ve bu süjeler için öngörülen koşulların taşınmasına dair bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin, CMK&#;nın &#;Duruşmada hazır bulunacaklar&#; başlıklı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanun&#;un zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafinin duruşmada hazır bulunmasının şart olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda, maddede sayılan kişilerden birinin oturumda hazır bulunmadan karar verilmesi ya da hazır bulunmakla birlikte, yine örneğin müdafi olduğundan bahisle hazır bulunan kişinin gerçekte avukat olmaması gibi durumlarda bu hukuka aykırılıktan söz edilecektir.
Ancak, hem sayılı Kanun&#;da daire başkanının, hem de CMK&#;da, HSYK tarafından görevlendirme yapılan hâller dışında mahkeme başkanının hazır bulunmadığı durumlarda yargılamayı yapmakla görevli heyete kimin başkanlık edeceğine, heyette yer alan hâkimler arasındaki kıdem sıralamasının heyet oluşumuna etki edip etmeyeceğine dair açık bir düzenleme yer almamakta olup adli yargı ilk derece mahkemelerinde bu husus idari bir düzenleme kapsamında adalet komisyonlarınca belirlenmektedir. Bu bağlamda, ilk derece yargılamaları açısından, Yargıtay ilgili ceza dairesinde daire başkanı dışında oluşturulan yargılama heyetleri bakımından da üyelerin kıdemlerinin heyet oluşumuna herhangi bir etkisi bulunmadığı gibi, niteliği itibarıyla bu durum yalnızca CMK&#;nın ve maddeleri uyarınca duruşmayı yönetecek kişinin belirlenmesine yönelik idari bir tasarruf niteliğindedir. Dolayısıyla, üyelik niteliklerini taşımak kaydıyla, ilk derece yargılaması bağlamında ilgili ceza dairesi üyelerinin daire başkanı olmaksızın oluşturulacak heyete kimin başkanlık edeceğine, bu hususun tespitinde kıdemin esas alınıp alınmayacağına dair tasarrufların CMK&#;nın maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde öngörülen hukuka kesin aykırılık hâliyle bir bağlantısı olmadığı gibi, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin, kişilerin tabii hâkim ilkesine göre kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkını güvence altına alan 6. maddesinde öngörülen ilkeleri ihlâl eden bir yanı da bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Yargıtay ilgili ceza dairesince ilk derece yargılaması yapıldığı ve bu nedenle CMK hükümlerinin uygulandığı hâllerde, işin müzakeresinin yapıldığı temyiz incelemesinden farklı olarak sanığın sorguya çekilmesi, tanık dinlenmesi, bilirkişi incelemesi yaptırılması gibi yargılama faaliyetinin yapılması ve hüküm kurulması esnasında görev alan heyetlerin oluşumunda sayılı Kanun&#;un maddesinin uygulanamayacağı, böylelikle, açık bir Kanun hükmü bulunmayan bu durumla ilgili olarak, daire başkanının hazır bulunmadığı oturumlarda üyeler arasında kıdem esası gözetilmeksizin bir üyenin başkan olarak duruşmaları yönetmesinin usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilmelidir.
Ceza Genel Kurulu Üyesi &#;; &#;İlk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince , , , ve tarihlerinde gerçekleştirilen duruşmalardan sonra tarihinde yapılan duruşmada sanık hakkında karar verildiği,
tarihli ikinci, tarihli üçüncü, tarihli dördüncü ve tarihli beşinci duruşmanın &#; sicil numaralı.. .. başkanlığındaki heyet tarafından yapıldığı ve bu heyetlerde üye olarak görev yapan, &#;sicil numaralı&#; sicil numaralı &#; ve &#;sicil numaralı .. &#;.&#;ın heyet başkanından sicil numarası itibarıyla daha kıdemli oldukları, anlaşılmaktadır.
Esaslı işlemlerin yapıldığı bu celselerde seçilmiş daire başkanı veya kıdemli üye yerine kıdemsiz üyenin yargılamayı yapan heyete başkanlık etmesi, aşağıda açıklanan gerekçelerle sonuca etkili usul hatası olduğundan bozma nedeni yapılmalıdır. Şöyle ki;
Sayılı Yargıtay Kanunu&#;nun &#;Daire Başkanlarının görevleri&#;, &#;Başkanların&#; nitelikleri&#;, &#;Başkanların Seçimi&#; ve &#;Dairelerin Çalışması&#; başlıklı 24, 30, 31/1 ve maddelerine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu; daire başkanlarını en az üç yıl Yargıtay üyeliği yapmış kendi üyeleri arasında, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçer. Heyet bir başkan ve dört üyenin katılmasıyla toplanır. Daire Başkanına, gerektiğinde kıdemli üye vekillik eder. Üye sayısının yeterli olması hâlinde birden fazla heyet oluşturulabilir. Bu durumda oluşturulan diğer heyetlere, heyette yer alan en kıdemli üye başkanlık eder. Bu düzenlemelere göre daire başkanını belirlemek Yargıtay Büyük Genel Kurulu&#;nun yetkisindedir, bir üyenin kendiliğinden veya mevcut başkanın görevlendirmesi üzerine başkanlık yapmasına yasal olanak yoktur. Yine başkanın mazeretinin bulunması hâlinde kıdemli üyenin vekillik etmesi ve üye sayısının müsait olmasına bağlı olarak ikinci heyet oluşturulması durumunda da kıdemli üyenin başkanlık etmesi öngörülmüş, başkan vekilliği yapacak ve ikinci heyete başkanlık edecek üyenin kıdemli olması şartı getirilmiştir.
Anılan düzenlemelere nazaran yasa koyucunun, daire başkanlığına ve vekilliğine ayrı bir önem verdiği, belirli nitelikler aradığı, seçimini ve görevlendirilmesini özel olarak düzenlediği, idari kararlara veya takdire bırakmadığı açıktır. Buna rağmen yasal ve açıklanabilir bir neden yokken, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca seçilmiş başkanın veya kıdemli üyenin heyete başkanlık etmemesi Yargıtay Kanunu&#;nun açık ve emredici düzenlemelerine aykırıdır.
Konuyla yakından ilgili diğer düzenleme CMK&#;nın &#;Oyların toplanması&#; başlıklı /1. maddesidir. Bu madde &#;Mahkeme başkanı, kıdemsiz üyeden başlayarak oyları ayrı ayrı toplar ve en sonra kendi oyunu verir&#; hükmünü içermektedir. Bu düzenlemenin amacı, kıdemsiz üyenin mahkeme başkanından ve kendisinden kıdemli bulunan üyenin oyundan etkilenmemesini sağlamaktır. Hukuk eğitimi almış ve önemli tecrübeye sahip hakimlerin, başkanın veya kendisinden kıdemli üyenin oyundan etkilenmesinin pratikte olanaklı olmadığı ileri sürülerek anılan hüküm görmezlikten gelinemez. Çünkü yasa koyucu bu olasılığın varlığını kabul edip açıkça oylama biçimini belirlemiş, heyete katılanların rastgele ve düzensiz oy kullanmalarını yasaklamıştır. Somut olayda seçilmiş başkan veya kıdemli üye yerine, kıdemsiz üyenin başkanlık yapması oylama sırasını tamamen değiştirmekte ve anılan düzenlemeye aykırılık oluşturmaktadır. Bu aykırılığın oylama sonucuna etkisinin olduğu yasa koyucu tarafından kabul edilmiş, uygulayıcının takdir ve değerlendirmesine bırakılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle Özel Dairece yapılan yargılama sırasında Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından seçilmiş daire başkanı veya kıdemli üye yerine, kabul edilebilir yasal bir neden yokken kıdemsiz üyenin yargılamayı yapan heyete başkanlık etmesinin sayılı Yargıtay Kanunu&#;nun 24, 30, 31 ve maddeleri ile sayılı CMK&#;nın /1. maddesine aykırı olduğu, bu aykırılığın sonuca etkisinin bulunduğu ve CMK&#;nın /1-a maddesinde belirtilen hukuka kesin aykırılık hâlini oluşuturduğu nazara alınarak bozma nedeni yapılması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilememiştir.&#;,
Ceza Genel Kurulu Üyesi &#;; &#;Öncelikle somut olayda tabi hakim ilkesi ve davaya bakmaya yetkili ve görevli Yargıtay Yüksek 9. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay Kanunu&#;nun 40/1. maddesi uyarınca üye sayısı itibarıyla birden fazla heyet teşkili ile davaya bakarak sonuçlandırmasının hukuka uygun olduğu konusunda sayın çoğunluk ile aramızda görüş ayrılığı bulunmamaktadır.
Ancak Yargıtay Kanunu&#;nun Dairelerin Çalışması başlıklı maddesinin olağan kanun yolu müzakeresini kapsadığı gibi özel dairelerin ilk derece mahkemesi sıfatıyla kanuna uygun olarak bakacağı diğer işleri de kapsayan genel bir düzenleme niteliğinde olduğu, Yargıtay&#;da daire başkanının bulunmadığı heyetlerde olağan uygulamanın, heyette yer alan en kıdemli üyenin heyete başkanlık etmesi şeklinde olduğu nazara alındığında, Yargıtay Yüksek 9. Ceza Dairesi Başkanı tarafından anılan maddeye uygun olarak birden fazla olarak teşkil edilen ve daire başkanının yer almadığı , , , tarihli esasa etkili işlemlerin yapıldığı duruşma heyetlerinde, heyette yer alan en kıdemli Yargıtay üyesinin başkanlık etmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Kanunu&#;nun 40/1. maddesi emredici hükmüne uyulmaması ve bunun sonucu olarak ilk derece mahkemesi ara karar müzakeresinde Yargıtay kıdemi itibarıyla kıdemsiz olduğu halde heyete başkanlık yapan Yargıtay üyesinin kıdemli üyeden sonra oy kullanmasının CMK&#;nın /1. maddesine aykırılığı da gündeme getirdiği gibi mahkeme heyetinin komposizyonunun dahi CMK&#;nın /1-a maddesinde belirtilen mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkülü kapsamında mütalaa edilmesi gerekmedir.
Somut olayda temyiz dilekçe ve lahiyalarda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay Yüksek 9. Ceza Dairesinde oluşturulan ve daire başkanının yer almadığı heyete en kıdemli Yargıtay üyesinin başkanlık etmemesi nedenine ilişkin doğrudan temyiz nedeni bulunmuyor ise de; anılan dilekçe ve lahiyalarda temyiz mercisi tarafından yerinde görülmeyen başka geçerli temyiz nedenlerinin bulunması karşısında, kesin hukuka aykırılık hâli olan CMK&#;nın /1-a maddesinin anılan Kanun&#;un /1. maddesi uyarınca dilekçe ve lahiyalarda yer almasa bile temyizen incelenmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun , , ve tarihli duruşma heyetlerinde yer alan en kıdemli Yargıtay üyesinin heyete başkanlık etmemesinin CMK&#;nın /1-a kapsamında bir hukuka aykırılık olmadığına ilişkin görüşüne katılmak mümkün bulunmamıştır.&#;,
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer gerekçelerle,
Karşı oy kullanmışlardır.
Ön sorunlara ilişkin uyuşmazlıklar bu şekilde çözümlendikten sonra sanığın temyiz dilekçesi vermediğinin, sanık müdafisi tarafından sunulan ek dilekçenin süresinde olmadığının, ancak sanık müdafisinin temyiz talebinde yer alan &#;&#;mahkûmiyet kararının bozulması ve müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesi istemiyle temyiz ettiğimizi bildiririz&#; şeklindeki ifadenin, CMK&#;nın ve maddeleri bakımından maddi hukuka ilişkin bir temyiz nedeni taşıdığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak, fiilin suç oluşturup oluşturmadığı, fiilin hangi suçu oluşturduğu, eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığı, hükmün doğru tesis edilip edilmediği, gerekçenin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, dosyaya yansıyan ve hükme etki edebilecek delillerin karar yerinde tartılışıp tartışılmadığı, bu bağlamda maddi sorunun isabetli bir şekilde tespit edilip edilmediği gibi dosyaya yansıyan tüm maddi hukuka aykırılıklar ile usul hükümlerine uygunluk bakımından da aynı Kanun&#;un maddesinde yazılı bulunan hukuka kesin aykırılık hâllerinin mevcut olup olmadığı yönlerinden temyiz denetimine geçilmiştir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık &#;&#;ın sırasıyla Sivas Vergi Mahkemesi ve Aydın Bölge İdare Mahkemesinde hakim, Ankara İdare Mahkemesi ve Ankara Bölge İdare Mahkemesinde ise üye olarak görev yaptıktan sonra tarihinde Danıştay Üyesi seçildiği, tarihleri arasında 5. Daire Başkanlığında, tarihleri arasında 4. Daire Başkanlığında, tarihleri arasında ise Daire Başkanlığında görev yaptığı,
tarihinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa bile FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle bağlantılı olduğu değerlendirilen çok sayıda kişi hakkında ülke genelinde soruşturma başlatıldığı,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ağır cezalık suçüstü hâli doğrultusunda genel hükümlere göre yürütülen soruşturma kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğüne yazılan tarihli yazıda; ülke genelinde hükûmeti devirmeye ve anayasal düzeni cebren ilgaya teşebbüs etmek suçunun hâlen işlenmeye devam edildiği, bu suçu işleyen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyelerinin yurt dışına kaçıp saklanma ihtimallerinin bulunduğu ve bu örgüte mensup Yargıtay, Danıştay ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleri hakkında soruşturma yürütüldüğü belirtilerek, aralarında sanığın da bulunduğu listede adları geçen yüksek mahkeme üyelerinin gözaltına alınmaları, ikametlerinde, çalışma odalarında ve araçlarında CMK&#;nın maddesi uyarınca arama yapılması talimatı verildiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli ve / soruşturma sayılı yazısı ile; sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla soruşturma başlatıldığının Danıştay Başkanlık Kuruluna bildirilmesi üzerine, Danıştay Başkanlık Kurulunun tarihli ve /27 sayılı kararıyla; aralarında sanığın da bulunduğu bazı Danıştay eski Üyelerinin göreve devamlarının soruşturmanın selameti ve Danıştay&#;ın itibarını zedeleyecek nitelikte olduğu gerekçesiyle Danıştay Kanunu&#;nun 52/A, 67 ve maddeleri gereğince mevcut yetkilerinin kaldırılmasına karar verilerek Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edildikleri,
tarihli ve sayılı ikinci mükerrer Resmî Gazete&#;de yayımlanarak yürürlüğe giren sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun&#;un maddesi uyarınca Danıştay Üyeliği sona eren sanığın, Danıştay Tetkik Hâkimi olarak görevlendirilmesinin ardından, HSK Genel Kurulunun tarihli ve sayılı kararıyla, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle iltisak ve irtibatının sabit görüldüğünden bahisle meslekten çıkarılmasına karar verildiği,
tarihinde yakalanan sanığın yapılan sorgusunun ardından da Ankara 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin tarihli ve /67 sorgu sayılı kararıyla tutuklandığı,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanığa atılı ağır cezalık suç niteliğindeki silahlı terör örgütüne üye olma suçunun suçüstü hâlinde işlendiği değerlendirilerek genel hükümlere göre ve sayılı CMK&#;nın maddesinin sekizinci fıkrasına uygun olarak başlatılıp yürütülen soruşturma sırasında düzenlenen fezlekenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianame üzerine sanık hakkında aynı suçtan cezalandırılması istemiyle Yargıtay 9. Ceza Dairesine kamu davası açıldığı,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma ve Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılan kovuşturma sırasında elde edilen delillerin incelenmesinde;
Sanığın evinde gerçekleştirilen tarihli arama işlemleri sırasında; Nokia marka model &#; imei numaralı, içinde &#; numaralı GSM hattı takılı bulunan cep telefonu, Iphone 4 marka&#; imei numaralı, içinde &#; numaralı GSM hattı takılı bulunan cep telefonu, Samsung marka &#; imei numaralı, içinde GSM hattı takılı olmayan cep telefonu, Samsung marka &#; imei numaralı, içinde GSM hattı takılı olmayan cep telefonu, 3 adet kutu içinde micro SD adaptör, 1 adet 2 GB mikro kart, 1 adet 32 GB hafıza kartı, 1 adet kaç GB olduğu belli olmayan hafıza kartı, Toshiba marka 16 GB flash bellek ve Vestel marka PC numaralı tablet,
tarihinde Danıştay&#;da bulunan çalışma odasında yapılan aramada ise; 1 adet MW seri numaralı içinde Kingston marka 32 GB mikro SD bulunan tablet bilgisayar ile 1 adet Acer marka LXV4DD seri numaralı dizüstü bilgisayar,
Bulunarak, suç unsuru içerebileceklerinin değerlendirilmesi üzerine el konulduğu,
Kolluk tarafından düzenlenen tarihli koli kapatma tutanağında; sanığın evinde yapılan aramada bulunan ve arama tutanağında bahsi geçen bulguların sanık huzurunda kapatılarak mühürlendiği, tutanağın görevliler ile birlikte sanık tarafından da imzalandığı,
Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı kararında; sanığın cep telefonlarında, bilgisayarlarında, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama yapılmasına, kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine CMK&#;nın maddesi uyarınca izin verildiği,
tarihli teknik inceleme ve veri çıkarım raporunda; WD marka WX41A31M seri numaralı GB kapasiteli HDD&#;nin sanıktan ele geçen Acer marka LXV4DD seri numaralı dizüstü bilgisayardan çıktığının belirtildiği,
tarihli imaj alma (adli kopya) tutanağında; Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin / değişik iş sayılı kararına istinaden sanığa ait dijital materyallerin imaj alma işleminin sorunsuz tamamlandığı,
tarihli mühür kapatma ve teslim tesellüm tutanağında; Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğinin / değişik iş sayılı kararına istinaden sanık &#;&#;a ait olduğu belirtilen materyaller üzerinde gerekli işlemlerin tamamlandığı, ağzı mühürlü delil torbalarına konularak mühür kapatma işlemi gerçekleştirildiği,
tarihli bilirkişi raporunda; sanıktan ele geçirilen dijital materyallerde yapılan incelemelerde, WD WX41A31M GB HDD içerisinde Graphics klasöründe tarihli internet ortamında özgür seafoodplus.info sayfasından hard diske kaydedilmiş &#;Hizmet&#;e Kumpas&#; yazılı Fetullah Gülen&#;e ait resim, tarihli internet ortamında seafoodplus.info sayfasından hard diske kaydedilmiş Fetullah Gülen&#;e ait resimler, tarihinde kaynağı belli olmayan yerden hard diske kaydedilmiş &#;Fetullah Gülen Hocaefendi&#;nin mekanında&#;&#; başlıklı metin belgesinin resimleri, tarihinde kaynağı belli olmayan yerden hard diske kaydedilmiş Fetullah Gülen&#;i öven metin belgesi resim ile &#;Terörist Müslüman olamaz, Müslüman da terörist olamaz&#; yazılı Fetullah Gülen&#;e ait resim olduğunun tespit edildiği,
Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı kararında; sanığın kullanmış olduğu 15 67 ve &#;. numaralı cep telefonu hatlarının tarihleri arasındaki gelen giden arama, sms, baz istasyonları ve kullanıcı bilgilerini içerir HTS raporlarının temini için CMK&#;nın /6. maddesi uyarınca izin verilmesine karar verildiği,
tarihli bilirkişi kurulu raporlarında; yılı Temmuz ayında İstanbul ilinde baz sinyali veren ve mobil hatlarını veri trafiğine kapalı konuma getiren Danıştay eski üyelerinin tespiti amacıyla çalışma yapıldığı, tanık &#;&#;a ait mobil cihazın tarihleri arasında İstanbul Çamlıca&#;da baz verdiği, sanık &#;&#;ın &#;. numaralı cep telefonunun tarihi saat &#;ten tarihi saat &#;e kadar yaklaşık 5 gün hiçbir baz sinyalinin bulunmadığı, telefon hattının tamamen kapalı veya veri trafiğine kapalı uçak modunda olduğu,
Kolluk tarafından düzenlenen tarihli tutanakta; sanığın ByLock veya benzeri FETÖ/PDY terör örgütü tarafından kullanılan bir iletişim sistemi kullanıp kullanmadığı, ya da başka kullanıcılar arasındaki görüşmelerde isminin geçip geçmediği hususlarında yapılan araştırmalarda ve sorgulamada sanığın ByLock kaydının olmadığı, ByLock veri tabanı içerisinde &#;&#;&#; olarak konu ve mail içeriğinde sorgulandığında &#;&#;&#; isminin mesajlarda ve maillerde geçmediği,
Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresinin tarihli ve sayılı yazısında; sanığa ait müflis banka nezdinde açılmış herhangi bir hesap bulunmadığı,
Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketi (Digitürk) tarafından gönderilen havale tarihli yazıya göre; sanık &#; adına abonelik kaydı bulunmadığı,
TTNET A.Ş. (Türk Telekom) tarafından gönderilen tarihli ve sayılı yazıya göre; sanığın pasif ya da aktif TİVİBU aboneliğinin bulunmadığı,
Demirören TV Digital Platform İşletmeciliği A.Ş. (D-Smart) tarafından gönderilen tarihli yazıda; sanık adına herhangi bir abonelik kaydının bulunmadığı,
Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca düzenlenen tarihli rapora göre; sanığın, &#;&#;a tarihinde TL ve tarihinde ise TL olmak üzere toplam TL&#;yi banka yoluyla havale gönderdiği,
Vakıfbank Yargıtay Şubesi tarafından gönderilen tarihli ve sayılı yazı ekindeki hesap hareketleri dökümlerine göre; &#;&#;ın sanığa tarihinde TL banka yoluyla havale gönderdiği,
Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı kararında; adet büfe, bakkal, market, bayi gibi yerlerde bulunan kontörlü sabit telefon hatlarının tarihleri arasında arayan, aranan, mesaj, baz, karşı baz ve mobil veri bilgilerini içerecek şekilde iletişimin tespitine izin verildiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Kara Kuvvetleri Komutanlığında görev yapan ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mahrem yapılanması içerisinde oldukları değerlendirilen örgüt üyelerinin tespiti amacıyla, Ankara ili genelinde adet ankesörlü sabit telefon hattı sahiplerinin soruşturulması sırasında mahkeme kararı ile bu hatların HTS kayıtlarının temin edildiği, bu hatlarla, haklarında aynı örgüte üye oldukları iddiasıyla ayrı soruşturma yürütülen yüksek yargı eski üyelerince kullanılan telefon hatlarına ait HTS kayıtlarının karşılaştırılması sonucunda sabit hatlarla bu kişilerin hatlarının ardışık, sistematik veya periyodik olarak aranıp aranmadığı hususunda yapılan araştırma sonucunda düzenlenen rapor ve ek raporda; sanığın abonesi/kullanıcısı olduğu 15 67, &#; ve &#; GSM numaralı hatların, ile tarihleri arasında &#;.. numaralı (13) ayrı sabit telefon hatlarından toplam (85) kez arandığı,
Yüksek yargı eski üyelerine ait numaraların, HTS listeleri alınan ankesör/sabit ücretli numaralar ile irtibat kurduğu zaman dilimi dikkate alındığında; 10 dakika öncesi/sonrası yapılan ardışık arama çalışmalarında herhangi bir kayda rastlanılmadığı, aynı gün yapılan arama çalışmalarında İmran Köseler&#;e ait &#;. numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan &#;numaralı GSM hattının tarihinde ve saatinde (1) kez arandığı, aynı numaradan ve aynı tarihte hakkında örgüt suçundan soruşturma/kovuşturma bulunan İbrahim Kurt&#;un ise , ve saatlerinde olmak üzere toplam (3) kez arandığı,
Ayrıca;
1- &#;&#;a ait 12 80 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;de (36 sn.),
&#; tarihinde &#;te (36 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (30 sn.),
&#; tarihinde &#;da (61 sn.),
&#; tarihinde &#;de (35 sn.),
&#; tarihinde &#;de (26 sn.),
&#; tarihinde &#;te (53 sn.),
&#; tarihinde &#;da (15 sn.),
&#; tarihinde &#;da (16 sn.), &#;te (16 sn.), &#;te (31 sn.) ve &#;da (12 sn.),
&#; tarihinde &#;de (26 sn.),
&#; tarihinde &#;de (15 sn.), &#;de (15 sn.), &#;te (11 sn.), &#;te (15 sn.), &#;da (9 sn.) ve &#;te (19 sn.),
&#; tarihinde &#;de (39 sn.),
&#; tarihinde &#;da (60 sn.),
&#; tarihinde &#;de (38 sn.) ve &#;de (20 sn.),
&#; tarihinde &#;de (1 sn.), &#;de (1 sn.), &#;de (1 sn.), &#;de (1 sn.), &#;de (1 sn.), &#;de (2 sn.) ve &#;de (1 sn.),
&#; tarihinde &#;da (30 sn.),
&#; tarihinde &#;de (20 sn.),
&#; tarihinde &#;de (48 sn.) ve &#;da (20 sn.),
&#; tarihinde &#;te (34 sn.),
&#; tarihinde &#;de (14 sn.) ve &#;te (21 sn.),
&#; tarihinde &#;ta (25 sn.),
&#; tarihinde &#;da (27 sn.),
&#; tarihinde &#;de (13 sn.),
&#; tarihinde &#;da (11 sn.),
&#; tarihinde &#;da (27 sn.),
&#; tarihinde &#;te (98 sn.),
&#; tarihinde &#;de (14 sn.),
&#; tarihinde &#;da (10 sn.),
&#; tarihinde &#;te (8 sn.),
&#; tarihinde &#;te (57 sn.) ve &#;de (31 sn.),
&#; tarihinde &#;da (8 sn.) ve &#;de (29 sn.),
&#; tarihinde &#;te (34 sn.),
&#; tarihinde &#;de (17 sn.),
&#; tarihinde &#;de (49 sn.),
&#; tarihinde &#;de (47 sn.),
&#; tarihinde &#;da (40 sn.),
&#; tarihinde &#;da (7 sn.) ve
&#; tarihinde &#;de (18 sn.)
Olmak üzere toplam 58 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;&#;in;
&#; tarihinde &#;de (32 sn.),
Arandığı,
2-&#;.&#;e ait 13 23 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;da (27 sn.),
&#; tarihinde &#;te (37 sn.),
&#; tarihinde &#;da (22 sn.),
&#; tarihinde &#;de (21 sn.),
&#; tarihinde &#;de (46 sn.),
&#; tarihinde &#;te (19 sn.),
&#; tarihinde &#;te (0 sn.)
Olmak üzere toplam 7 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;.&#;nun;
&#; tarihinde &#;da (15 sn.),
&#; tarihinde &#;de (17 sn.),
&#; tarihinde &#;da (68 sn.),
&#; tarihinde &#;te (36 sn.),
&#; tarihinde &#;de (38 sn.),
&#; tarihinde &#;de (0 sn.),
&#;.&#;nın;
&#; tarihinde &#;de (45 sn.),
&#;.&#;ın;
&#; tarihinde &#;da (0 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;da (80 sn.),
&#; tarihinde &#;de (42 sn.),
&#; tarihinde &#;de ( sn.),
&#; tarihinde &#;de (68 sn.),
&#; tarihinde &#;da (52 sn.),
&#; tarihinde &#;de (56 sn.) ve &#;da (46 sn.),
&#; tarihinde &#;da (68 sn.),
&#; tarihinde &#;de (11 sn.),
&#; tarihinde &#;da (29 sn.),
&#;.&#;in;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
&#;in;
tarihinde &#;te (67 sn.),
&#;.&#;un;
&#; tarihinde &#;te (16 sn.),
&#; tarihinde &#;te (18 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.), &#;de (0 sn.) ve &#;da (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (19 sn.),
&#; tarihinde &#;de (19 sn.),
&#; tarihinde &#;te (20 sn.),
Okay Koçak&#;ın;
tarihinde &#;te (0 sn.),
&#;..&#;ın;
tarihinde &#;da (35 sn.)
&#;..&#;nun;
tarihinde &#;de (32 sn.),
Arandıkları,
3-&#;&#;ya ait 88 83 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;de (21 sn.), &#;de (21 sn.), &#;da (22 sn.) ve &#;de (22 sn.),
Arandığı,
4-&#;.ye ait 19 02 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;da (6 sn.) ve &#;de (35 sn.),
&#; tarihinde &#;de (23 sn.),
Olmak üzere toplam 3 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;.&#;ün;
&#; tarihinde &#;de (26 sn.),
&#; tarihinde &#;de (45 sn.),
&#;&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (40 sn.),
&#;.&#;un;
&#; tarihinde &#;te (74 sn.),
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (70 sn.),
&#;&#;in;
&#; tarihinde &#;da (13 sn.),
Arandıkları,
5-&#;.&#;a ait 81 10 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 15 67 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;de (24 sn.) ve &#;de (24 sn.),
Olmak üzere 2 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;&#;in;
&#; tarihinde &#;da (0 sn.), &#;ta (0 sn.), &#;te (63 sn.) ve &#;de (63 sn.),
&#; tarihinde &#;te (16 sn.) ve &#;de (16 sn.),
&#;un;
&#; tarihinde &#;da (79 sn.) ve &#;da (79 sn.),
&#;in;
&#; tarihinde &#;te (19 sn.) ve &#;te (18 sn.),
&#; tarihinde &#;da (21 sn.), &#;te (21 sn.),
&#; tarihinde &#;da (70 sn.) ve &#;da (70 sn.),
&#;z&#;ün;
tarihinde &#;da (19 sn.) ve &#;te (19 sn.),
&#;&#;ın;
&#; tarihinde &#;te (4 sn.), &#;de (0 sn.), &#;da (4 sn.) ve &#;de (0 sn.)
&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;de (7 sn.),
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;da (88 sn.) ve &#;da (88 sn.)
Arandıkları,
6-&#;&#;e ait 76 18 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;te (0 sn.) ve &#;da (0 sn.),
Olmak üzere iki kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;&#;un;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (49 sn.),
&#; tarihinde &#;de (77 sn.),
&#; tarihinde &#;de ( sn.),
&#; tarihinde &#;te ( sn.),
&#; tarihinde &#;de (68 sn.),
&#;&#;nun;
tarihinde &#;da (5 sn.) ve &#;de (28 sn.),
Arandıkları,
7- &#;&#;a ait 80 81 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 15 68 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;te (48 sn.) ve &#;te (18 sn.),
Olmak üzere 2 kez arandığı,
8- ..&#;e ait 02 60 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;te (15 sn.) ve &#;te (34 sn.),
Olmak üzere 2 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
..nın;
&#; tarihinde &#;de (29 sn.),
seafoodplus.info;
&#; tarihinde &#;de (74 sn.),
&#; tarihinde &#;te (71 sn.),
&#; tarihinde &#;te (83 sn.),
&#; tarihinde 48&#;de (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (61 sn.),
&#; tarihinde 18&#;de (74 sn.),
&#; tarihinde &#;da ( sn.),
&#; tarihinde &#;de (97 sn.),
&#; tarihinde &#;da (22 sn.),
&#; tarihinde 07&#;de (16 sn.), &#;da (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
&#; tarihinde 21 &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde 43&#;te (47 sn.),
&#; tarihinde &#;ta (0 sn.) ve &#;da (37 sn.),
&#; tarihinde &#;te (34 sn.),
&#; tarihinde &#;da ( sn.),
&#; tarihinde &#;ta (0 sn.), &#;da (0 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (31 sn.),
&#; tarihinde &#;de (31 sn.),
&#; tarihinde &#;da (27 sn.),
&#; tarihinde &#;te (28 sn.),
&#; tarihinde &#;de (20 sn.),
&#; tarihinde &#;te (32 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.) ve &#;da (0 sn.),
&#; tarihinde &#;da (13 sn.),
&#; tarihinde &#;da (47 sn.),
&#; tarihinde &#;de (40 sn.),
..&#;in;
&#; tarihinde &#;de (98 sn.),
&#; tarihinde &#;da (66 sn.),
&#; tarihinde &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (41 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.),
&#;nun;
&#; tarihinde &#;de (28 sn.),
&#; tarihinde &#;de (13 sn.), &#;te (35 sn.), &#;de (61 sn.), &#;te (38 sn.),
&#; tarihinde &#;te (19 sn.) ve &#;de (71 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.),
&#; tarihinde &#;te (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
&#; tarihinde &#;te (0 sn.) ve &#;te (0 sn.)
&#; tarihinde &#;te (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;te (31 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.) ve &#;ta (32 sn.),
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;de (11 sn.),
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (30 sn.) ve &#;da (9 sn.),
&#; tarihinde &#;de (84 sn.), &#;te (38 sn.) ve &#;de (12 sn.),
&#; tarihinde &#;da (27 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.) ve &#;te (64 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.),
&#;&#;ın;
&#; tarihinde &#;te ( sn.) ve &#;te (8 sn.),
&#; tarihinde &#;da (35 sn.),
seafoodplus.info;
&#; tarihinde &#;te (0 sn.) ve &#;te (15 sn.),
Arandıkları,
9- &#;&#;a ait 90 02 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;da (38 sn.),
Olmak üzere 1 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;&#;nun;
&#; tarihinde &#;da (45 sn.),
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (44 sn.),
&#; tarihinde &#;te (39 sn.) ve &#;de (10 sn.),
Arandıkları,
&#;&#;a ait 26 33 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;te (40 sn.),
Olmak üzere 1 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;&#;nun;
&#; tarihinde &#;da (50 sn.),
Arandığı,
&#;&#;a ait 81 77 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 15 68 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;de (23 sn.),
Olmak üzere 1 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (41 sn.) ve &#;ta (40 sn.),
&#; tarihinde &#;de (27 sn.) ve &#;da (27 sn.),
&#; tarihinde &#;te (1 sn.), &#;da (0 sn.), &#;te (1 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#;in;
&#; tarihinde &#;te (1 sn.) ve &#;de (1 sn.),
&#; tarihinde &#;te (45 sn.), &#;da (0 sn.), &#;da (34 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de ( sn.),
..nın;
&#; tarihinde &#;de (43 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de (20 sn.), &#;te (21 sn.), &#;da (35 sn.) ve &#;da (36 sn.),
seafoodplus.info;
&#; tarihinde &#;de (46 sn.), &#;da (0 sn.), &#;de (45 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;da (45 sn.) ve &#;te (0 sn.),
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (24 sn.) ve &#;te (24 sn.),
&#; tarihinde &#;de (16 sn.) ve &#;da (16 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;de (67 sn.) ve &#;de (67 sn.),
..&#;ün;
&#; tarihinde &#;te (62 sn.) ve &#;da (62 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;de (15 sn.) ve &#;da (0 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;de ( sn.) ve &#;da ( sn.),
&#;in;
&#; tarihinde &#;te (45 sn.), &#;te (0 sn.), &#;de ( sn.), &#;te ( sn.),
&#; tarihinde &#;de (40 sn.) ve &#;de (39 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;te (47 sn.) ve &#;te (46 sn.),
&#; tarihinde &#;te (87 sn.) ve &#;de (87 sn.),
&#;&#;in;
&#; tarihinde &#;te (46 sn.), &#;da (0 sn.), &#;da (49 sn.) ve &#;te (48 sn.),
..nın;
&#; tarihinde &#;te ( sn.) ve &#;da ( sn.),
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;de (31 sn.),
seafoodplus.info;
&#; tarihinde &#;te (45 sn.) ve &#;da (0 sn.),
Arandıkları,
Türk Telekom&#;a ait 01 17 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;de (16 sn.),
Olmak üzere 1 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (40 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.), &#;da (0 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;te (0 sn.) ve &#;de (76 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;de (33 sn.) ve &#;te (33 sn.),
&#;&#;in;
&#; tarihinde &#;da (67 sn.),
&#;in;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;te (0 sn.),
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;te (1 sn.),
&#;&#;ün;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;da (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;de (18 sn.),
&#; tarihinde &#;de ( sn.),
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;de (55 sn.) ve &#;de (55 sn.),
..n;
&#; tarihinde &#;da (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de ( sn.) ve &#;de (38 sn.),
..&#;in;
&#; tarihinde &#;de (27 sn.), &#;de (37 sn.) ve &#;da (37 sn.),
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
seafoodplus.info;
&#; tarihinde &#;te (62 sn.),
&#; tarihinde &#;da (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;te ( sn.), &#;de ..ın;
..
&#; tarihinde &#;te (0 sn.) ve &#;te (0 sn.),
..&#;nun;
&#; tarihinde &#;te ( sn.), &#;te ( sn.),
&#; tarihinde &#;te (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;te (0 sn.), &#;te (0 sn.), de (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;de (0 sn.), &#;de (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
..&#;in;
&#; tarihinde &#;da (0 sn.) ve &#;de (0 sn.),
seafoodplus.info;
&#; tarihinde &#;da (75 sn.),
&#; tarihinde &#;te (42 sn.) ve &#;de (52 sn.),
&#; tarihinde &#;te (33 sn.) ve &#;te (35 sn.),
&#; tarihinde &#;de (27 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;da (0 sn.), &#;da (0 sn.), &#;te (0 sn.) ve &#;te (35 sn.),
.&#;un;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.) ve &#;de (64 sn.),
Arandıkları,
..e ait 02 60 numaralı hattan sanığın adına kayıtlı bulunan 45 91 numaralı GSM hattının;
&#; tarihinde &#;de (89 sn.),
Olmak üzere 1 kez arandığı,
Aynı numaradan hakkında örgüt suçundan kovuşturma bulunan;
..&#;ın;
&#; tarihinde &#;da (14 sn.),
&#; tarihinde &#;de (40 sn.), &#;da (15 sn.) ve &#;da (14 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;de (32 sn.), &#;te (15 sn.) ve &#;da (24 sn.),
&#; tarihinde &#;te (54 sn.),
&#; tarihinde &#;da (56 sn.) ve &#;te ( sn.),
&#; tarihinde &#;de (49 sn.),
&#; tarihinde &#;da (53 sn.) ve &#;te (49 sn.),
&#; tarihinde &#;da ( sn.),
&#; tarihinde &#;da (43 sn.)
seafoodplus.info;
..ın;
&#; tarihinde &#;te (51 sn.),
&#; tarihinde &#;te (32 sn.),
&#; tarihinde &#;de (39 sn.),
&#; tarihinde &#;te (27 sn.) ve &#;da (29 sn.),
&#; tarihinde &#;da (75 sn.),
&#; tarihinde &#;ta (99 sn.)
..&#;nun;
&#; tarihinde &#;te (4 sn.), &#;da (15 sn.) ve &#;te ( sn.),
..&#;nın;
&#; tarihinde &#;de (32 sn.), &#;de (0 sn.) ve &#;de (20 sn.),
..ın;
&#; tarihinde &#;de (0 sn.),
..r&#;in;
&#; tarihinde &#;da (26 sn.),
Arandıkları anlaşılmaktadır.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup oldukları iddiasıyla haklarında ayrı soruşturma yürütülen bazı kişilerin kendi dosyalarında alınan savunmaları, ilgileri nedeniyle sanık hakkındaki dosyaya da gönderildiği gibi, kovuşturma aşamasında bu kişilerin bazılarının tanık sıfatıyla ifadelerinin de alındığı, bu kişilerden;
Tanık &#; kendisi hakkında yürütülen soruşturma kapsamında savcılıkta alınan ifadesinde; yılında HSYK Üyesi seçildikten sonra bir akşam HSYK eski Genel Sekreteri&#;&#;nın kendilerini evine çağırdığını, &#; ve &#;&#;yle birlikte&#;&#;nın evine gittiklerini, yemekten sonra Yargıtay Üyelerinin seçimiyle ilgili ön çalışma yapılacağını önceden bildiğini, eve gittiklerinde HSYK eski Üyeleri &#;..&#;yla birlikte HSYK eski Genel Sekreter Yardımcıları &#;.ve o dönemde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olan &#;. ile Yargıtay Tetkik Hâkimleri olan&#;.&#; diye sorduğunu, belirlenen isimleri sayınca rakamın 80 civarında olduğunu, bu sırada &#; ile birlikte &#; ve&#;&#;nın salonun dışına çıkıp bir kaç dakika sonra geri geldiklerini, &#;&#;nun orada bulunan kişilere hitaben &#;Bu konu hoca efendiyle konuşulmuş ve denmiş, benim açımdan konu kapanmıştır, bu listede en az kişi olacak&#; diye söz sarf ettiğini, bu toplantının ertesi günü &#;, &#; ve kendisinin, Müsteşar&#;&#;la görüşmek için Hakimevi&#;ne gidip ona durumu anlattıklarını, bu görüşmenin sonunda Müsteşarın gidip uzlaşmalarını kendilerine söylediğini, bunun üzerine yeniden görüşmelere başladıklarını, iki kez daha aynı üyelerle Hakimevi&#;nde ve &#;&#;nin evinde toplandıklarını, &#;&#;nin evindeki toplantıya Fetullah Gülen cemaati mensupları olan dönemin HSYK Üyeleri &#;, &#;, .., &#;, &#; ile birlikte &#; ve kendisinin de katıldıklarını, o dönemde HSYK Genel Sekreteri olan&#; ile Genel Sekreter Yardımcıları olan &#; ve seafoodplus.info Yargıtay&#;dan gelen &#;.

Kovuşturma aşamasında tanık olarak alınan ifadesinde; sanığın Ankara İdare Mahkemelerinde görevli olduğunu ve sanığı &#; vasıtasıyla tanıdığını, soruşturma aşamasında hakkında işlem yapılan Yargıtay ve Danıştay eski üyelerinin hepsinin hakkında ne bildiğinin sorulduğunu, sanığın da o kapsamda hakkında beyanda bulunduğu kişilerden biri olduğunu, sanık hakkında örgüt mensubiyetine ilişkin somut herhangi bir bilgi sahibi olmadığını, yılının başında yapılan ilk seçimde isminin gündeme geldiğini, hatırladığı kadar sanığın ilk seçimlerde değil daha sonraki seçimlerde seçildiğini, &#;&#;in de dönem arkadaşı olduğunu ve seçilmesini istediğini, ön görüşmeler kapsamında cemaat mensubu olduğu iddia edilen kişilerin üzerinde ısrarcı olduğu kişilerden biri olmadığını hatırladığını,
Tanık &#; kendisi hakkında yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli olarak verdiği ifade ve ek ifadelerinde; ifade tarihi itibarıyla Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri ve Başbakanlık Danışmanı olarak görev yaptığını, yılında HSYK Üyesi seçildiğini ve bir yıl görev yaptıktan sonra Adalet Bakanlığı Müsteşarlığına atandığını, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile mücadelesinin de bu aşamada başladığını, 7 Şubat tarihinde MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması üzerine ortaya çıkan krizinden sonra Adalet Bakanlığı ile Yargıtay ve Danıştay Üyeleri içerisinde bu yapıya mensup olduğuna inandığı kişileri tespit ederek hazırlamış olduğu listeleri HSYK, Adalet Bakanı, MİT Müsteşarı ve Başbakan&#;a bildirdiğini,

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir