kökler film / Kök - I Origins - seafoodplus.info

Kökler Film

kökler film

 İZMİR SİNEMA OFİSİ'NDE 
 HAREKETLİ GÜNLER DEVAM EDİYOR 


Sonbahar aylarında şehrin tekrar hareketlenmesiyle beraber mekân etkinlikleri, ziyaretçi grupları, yeni film projeleri ile tanışmalar, işbirliği içinde olduğumuz projelerin geliştirme ya da çekim süreçleri ile ilgili çalışmalarımız kapsamında İzmir Sinema Ofisi’ndeki hareketlilik daha da arttı.
 

Eylül ayında, İzmir Sinema Ofisi’nde gerçekleştirdiğimiz Kırmızı Kadraj söyleşilerine kaldığımız yerden hızlı bir başlangıç yaptık. Yoğun ilgi gören ve kontenjanı saatler içinde dolan söyleşi programlarımızla sinema alanında kariyer yapmak isteyen İzmirlilere kapımızı açtık ve sektöre bir adım daha yakından bakmasını sağlayan konu başlıkları ve konuk konuşmacılarımızla keyifli ve öğretici saatler geçirdik.


SUNAY TERZİOĞLU İLE “PLATO ŞEHİRLER VE FİLM TASARIMI”

“Plato Şehirler ve Film Tasarımı” başlığı ile gerçekleştirdiğimiz Kırmızı Kadraj söyleşisinin konuğu yönetmen Sunay Terzioğlu oldu.  

Çocukluk yıllarında ailesi ile birlikte Bulgaristan’dan İzmir’e göç eden ve daha sonra DEÜ GSF Sinema TV Bölümü’nden mezun olan yönetmen Terzioğlu,  göç olgusu, şehir-mekân ve sinema arasındaki ilişkiye değinerek sinema sektöründe yaşamış olduğu deneyimleri katılımcılarla paylaştı.

Şehirleri bir karakter gibi sunan yönetmenlerin filmlerinden örnekler veren Sunay Terzioğlu, bir şehrin gerçek mekânlarının ilham vericiliği ve yönetmene sunduğu doğal atmosfer ortamından bahsederek şehirlerin aslında büyük bir film platosu olduğuna dikkat çekti.

Çekimleri İzmir’de devam eden ‘’Bağlar, Kökler ve Tutkular’’ isimli uzun metraj filmi için neden İzmir’i tercih ettiğini de anlatan ve önümüzdeki dönemde bir İzmir üçlemesi çekmek istediğini belirten Terzioğlu; bir şehrin tarihinin, dokusunun, ikliminin, geçim kaynağının, acılarının ve eğlence tarzının o şehirde çekilen filmlere olan etkilerine değindi.

Etkinlik,  katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile sona erdi.    
 

 

HİLMİ ETİKAN İLE ‘’HER FİLM HER FESTİVALE GİDER Mİ?’’

‘’Her Film Her Festivale Gider mi?’’ başlığı ile Ekim ayında gerçekleştirdiğimiz Kırmızı Kadraj söyleşimizde ulusal ve uluslararası birçok film festivalinin kurucu ekibinde yer alan ve birçoğunda da jüri üyeliği yapmış olan sinema camiasının deneyimli ismi Hilmi Etikan’ı konuk ettik.

Sinemanın diğer sanat dallarından farklı olarak endüstriyel ilişkiler içerisinde daha yoğun yer aldığına ve ayrıca yapımcı, yönetmen, senarist, kameraman, ses, ışık teknisyeni, kurgu operatörü gibi birçok ayrı daldan insanı bir araya getirdiğine değinen konuğumuz, yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak sinemanın geçmişten bugüne yaşamış olduğu değişim süreçlerine değindi.

Ülkemizde ve dünyada düzenlenen çeşitli film festivalleri hakkında bilgiler veren konuğumuz, filmlerin festivallere uzanan yolculuğunda hangi aşamalardan geçtiğini ayrıntıları ile anlattı.  Sinemanın gelişmesinde festivallerin önemli bir rolü olduğunu belirten Etikan, aynı zamanda sektöre getirmiş olduğu canlılığa da dikkat çekerek festivallerde ödül almış bazı yerli ve yabancı filmlerden örnekler verdi.

Birçok film yarışmasında jüri üyeliği de yapan konuğumuz, jürinin filmleri değerlendirme sürecinden ve puanlama sisteminden bahsederek sektörde faal olan yönetmenlerin yarışmalarda jüri başkanlığı yapmalarını doğru bulmadığının altını çizdi.

Son günlerin önemli gündem maddesi olan sansür yasası konusuna da değinen Etikan, sinema tarihimizde geçmişten bugüne sansüre uğrayan filmlerden örnekler verdi.  

Etkinliğimiz, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile sona erdi.   

 

UZUN METRAJ FİLMLER
 

ATLET
Vigo Film’in yapımcılığını üstlendiği Atlet isimli uzun metraj sinema filminin senaristliğini ve yönetmenliğini Mustafa Emin Büyükcoşkun ile Semih Gülen paylaşıyor. İzmir şehir merkezinden birçok mekânı beyazperdeye taşıyacak olan filmin çekim süreci Eylül ayında tamamlandı ve ayrıca bu süreçte 9 Eylül’ün yıl özel kutlamalarından gerçek zamanlı görüntüler de kayıt altına alındı. 25 yaşında genç bir kadın haltercinin yaşadığı zorlu bir sürecin hikâyesi anlatıldığı projenin ortak yapımcılığını Romanya, Tangaj Film’den  Anamaria Antoci’nin üstlendiği Atlet filminin pek  çok festivali dolaşması planlanıyor.
 

  

 

 

 

BAĞLAR, KÖKLER VE TUTKULAR

 

Yapımcılığını Denge Yapım’ın üstlendiği Bağlar, Kökler ve Tutkular filminin yönetmen koltuğunda Sunay Terzioğlu oturuyor. Senaryosunu Okul Tıraşı filmiyle en iyi film dahil birçok festivalde ödül alan senarist ve yönetmen Ferit Karahan’ın yazdığı filmin çekimlerine Ekim ayında başlandı. Göç olgusu etrafında kesişen hayatlar etrafında şekillenen hikayesiyle öne çıkan film projesi için ekip, özellikle şehrin kozmopolit yapısıyla dikkat çeken mahallelerinde yoğun bir mesai harcıyor.  Kadrosunda Ushan Çakır, Ezgi Yaren Karademir ve Baran Can Eraslan gibi oyuncuların da yer aldığı film; post-prodüksiyon süreci de dahil olmak üzere her yönüyle İzmir’de üretilen bir proje olacak.
    



 

HAKKI

Hikmet Kerem Özcan’ın senaryosunu yazıp yönettiği  ilk uzun metraj filmi Hakkı’nın çekimleri Ekim ayı boyunca İzmir Ödemiş’te Bozdağ, Birgi bölgelerinde ve aynı zamanda Sart Antik Kenti’nde gerçekleşti. Evinin bahçesinde define bulan ve daha da fazlasını bulmak için çabalayan Hakkı’nın kendisini  ve ailesini sürüklediği olaylar konu edildiği filmin yapımcılığını ise Yumurta Yapım ve Circle Project üstleniyor. Filmin başrollerinde ise usta oyuncular Bülent Emin Yarar  ve Hülya Gülşen yer alıyor.
 

 

   

BİZİM KÖVDE ŞENLİK VAA

Seferihisar’da Seferi Sahne Tiyatro Topluluğu’nda yönetmenlik yapan Uğur Alparslan ve ekibi, sezonlar boyunca sahneledikleri tiyatro oyununu filmleştirmek için kolları sıvadılar ve Eylül ayında Seferihisar’da sete çıktılar. Filmin konusu çocukluk arkadaşları olan bir hemşire ile bir öğretmenin atanmış oldukları köyde düzenlenen süt şenliği etrafında gelişiyor.

  

 

 

RECEP İVEDİK 7

Togan Gökbakar’ın senaryosunu kardeşi Şahan Gökbakar ile birlikte yazdığı ve yönettiği ‘’Recep İvedik 7’’ filminin çekimleri Eylül ayında Bergama Kozak Yaylası’nda gerçekleşti.

Çamaşırhane Film’in yapımcılığını üstlendiği ‘’Recep İvedik 7’’ filminde Nurullah Çelebi, Öznur Serçeler, İrfan Kangı gibi oyuncuların yanı sıra Bergama’da yaşayan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin  tiyatro kursuna devam eden kadın oyuncular da yer aldı. Recep İvedik serisinin 7.’si olan komedi filmi önümüzdeki dönemde Disney Plus’ta izleyici ile buluşacak. 

                                 

 FOÇA'DA İKİ AYRI SİNEMA ETKİNLİĞİ 


Phokia Bağımsız Film Günleri İlgiyle Takip Edildi

Eylül tarihleri arasında Foça’da düzenlenen 2. Phokaia Bağımsız Film Günleri kapsamında, ücretsiz film gösterimlerinin yanı sıra oyunculuk ve yönetmenlik ile ilgili farklı atölye çalışmaları da gerçekleştirildi. Foça’nın tarihi mekanı Beşkapılar’da düzenlenen gösterimlerde Ümit Ünal’ın “Aşk, Büyü vs.” Fikret Reyhan’ın “Çatlak”, Emre Erdoğdu’nun “Beni Sevenler Listesi”,  Aslı Akdağ’ın “Bekleyiş” isimli uzun metraj filmlerinin yanı sıra birçok kısa film de sinemaseverlerle buluştu. Etkinliğin ayrıca düzenlenen ‘Lahana Perisi’ isimli bölümünde de tarihteki ilk sinema filmini çeken ama sinema tarihine adı yazılmayan Alice Guy’ı onurlandırmak adına festivalin 5. gecesinde 5 kadın yönetmenin filmleri gösterildi.

  

Belgesel Filmler 5. Kez Foça’da

Foça’da yaşayan ve farklı yaratıcı alanlarda çalışan bir proje takımı tarafından bu yıl 5. kez düzenlenen Foça Uluslararası Arkeoloji ve Kültür Mirası Belgesel Film Günleri’nde Marsilya Meydanı ve Reha Midilli Kültür Merkezi’nde yapılan film gösterimlerinin yanı sıra çeşitli söyleşi ve atölyeler gerçekleştirildi.

Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen etkinlikte 22 ülkeden 53 belgesel film izleyicilerle buluştu. “Değişim/Dönüşüm’’ teması ile düzenlenen Foça Uluslararası Arkeoloji ve Kültür Mirası Belgesel Film Günleri’nde Türkiye’de prömiyer yapan ödüllü film ve belgesellerin bulunduğu gösterimler dışında yurtiçi ve yurtdışından yönetmenlerin de katıldığı çok sayıda söyleşi ve atölye gerçekleştirildi.
 
                                     

  İZMİR ENTERNASYONAL FUARI İLE SİNEMA BURADA 


Bu yıl ’si düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı ile birlikte dünyanın en büyük gıda hareketi ‘’Slow Food’’ önderliğinde gerçekleşen ‘’Terra Madre Anadolu’’ Fuarı Türkiye’de ilk kez İzmir’de düzenlendi.

Eylül ayının en önemli etkinliklerini kapsayan İzmir Enternasyonal Fuarı ve Terra Madre Anadolu  ile eş zamanlı olarak ‘’Gastronomi ve Doğa’’ temalı seçkiden oluşan filmler, 21 yıldır bir fuar klasiği olan Sinema Burada Festivali’nde İzmir seyircisiyle buluştu.

Eylül tarihleri arasında İzmir Sanat Merkezi’nde düzenlenen Sinema Burada etkinliğinde yerli belgeseller ‘’Keçileri Kaçırdık’’, ‘’Bi Avuç Hayal’’, ‘’Ulamış Köy Tiyatrosu’’ ve İzmir Sinema Ofisi olarak katkı sunduğumuz Yönetmen Barış İnce’nin midye dolması satıcılarının hikayesini anlattığı ‘’Kabuğu Kırmak’’ ; çevre sorunlarına değinen animasyon filmleri ‘’Loraks’’, ‘’Moana’’ ve ‘’Prenses Mononoke’’ ;  yabancı belgeseller ‘’Bal Ülkesi’’ ve Toprağın Tuzu’’;  kurmaca dalında da ‘’Minari’’, ‘’İnatçılar’’ ve ‘’Sideways’’ adlı filmler gösterildi.

DERGİ - 'Kökler' neden Amerika'nın en önemli dizisi oldu?

  • Jennifer Keishin Armstrong
  • BBC Culture

Kökler, ’de ABD’de en çok izlenen dizi olmuştu. Yeniden çekilen dizinin yenisi de eskisi kadar rağbet görebilecek mi?

ABC televizyonu yöneticileri ’de Alex Haley’in Kökler adlı romanından uyarlanan diziyi yayınlama kararı aldığında, edecekleri zararı karşılamak için gerekli tedbirleri de düşünmüştü. Afrikalı bir ailenin Amerika’da köleleştirilmesi ve sonunda özgürlüklerine kavuşması anlatılıyordu.

Dizinin şansını artırmak için şair Maya Angelou, futbol yıldızı OJ Simpson gibi isimler de dahil edilmişti. Köleleri taşıyan geminin beyaz kaptanı, yaptığı işin çelişkilerini vicdanında taşıyan bir karakter olarak, atalarının köle ticaretindeki rolü konusunda beyaz izleyici kendisini daha iyi hissetsin diye eklenmişti diziye.

Beklenenin tam tersi oldu. 23 Ocak ’de yayınlanan ilk bölümü izlemek için 29 milyon evde o kanal açılmıştı. Son bölümü ise 36 milyon hanede yaklaşık milyon kişi izlemişti. Bu Amerikan televizyon tarihinde bir ilkti. Dizi daha sonra dünya çapında da büyük ilgi gördü.

Yeniden eski diziler

ABD’nin ırk tarihiyle ilgili konular hala büyük ilgi görüyor. Bu nedenle History Channel bu diziyi yeni kuşaklar için tekrar çekme kararı aldı. Kanal sayısının artması gibi nedenler ilk dizinin başarı seviyesini yakalamayı zorlaştırsa da yeni dizinin ilk bölümünü 5,3 milyon kişi izledi. Bu, bir mini dizinin ilk bölümü açısından son üç yıldır kaydedilen en yüksek rakamdı.

Amerikan film sektöründe sürekli devam filmleri çekildiği için televizyonlarda da eski dizilerin yeni yapımları gündeme geliyor. Netflix, bu yıl Full House dizisini Fuller House adıyla yeniden yayınlarken Fox kanalı X-Files dizisini, Showtime ise İkiz Tepeleri (Twin Peaks) gündeme getiriyor. Muppet Show gibi bazıları eski başarılarını yakalayamıyor. Televizyon eleştirmenleri de eski ve denenmiş fikirlere yeniden para saçmak yerine yeni şeyler üretmek gerektiğini söylüyor.

Fakat Kökler dizisi yeni yapım konusunda en iyi gerekçeleri sunuyor. Yeni kuşaklar modern yıldızların rol aldığı yeni yapımlara daha fazla ilgi duyacaktır. Ayrıca yılı, kurumsal ırkçılığın ve köleliğin karanlık geçmişinin çokça tartışıldığı bir dönem olmuştur. Bunun yanı sıra siyah karakterler televizyonda daha sık görülmeye başlamıştır.

Kökler’in içerdiği mesaj ’lerde olduğu gibi bugün de ABD’nin dışında da yankı bulmaktadır. Avustralya, Japonya, Kanada, Güney Kore ve İspanya da dahil olmak üzere 50’den fazla ülke yeni diziyi yayınlamak üzere satın aldı.

Kökler’in hikayesi

Dizi, Amerikalı yazar Alex Haley’in kendi ailesinin hikayesini konu alan Kökler: Bir Amerikalı Ailenin Efsanesi (Roots: The Saga of an American Family) adlı kitaptan uyarlanmıştı.

Bu kitap dört ay boyunca New York Times gazetesinin en çok satan kitaplar listesinde kalarak 6 milyondan fazla sattı; Pulitzer ve National Book Award ödüllerini kazandı.

Kökler’in kitap olarak yayınlandığı dönemlerde televizyon sektöründe de ekranlarda siyahlara daha fazla yer verilmesi sorunu tartışılmaktaydı.

Siyahlar görünür mü?

Daha sonra ilerleme sağlandı. Siyah oyuncu Diahann Carroll, 'larda sürpriz bir şekilde çok tutan Juliain'de başrol oynadı. 'lerde siyah ailelerin yaşamlarına odaklanan durum komedileri "Good Times" ve "Jefferson Ailesi", daha gerçekçi ve toplumsal programcılık dalgasında üne kavuştu. İki dizi de "All in the Family"nin yapımcısı Norman Lear tarafından yaratıldı.

Bu umut verici işaretler ve 'nin başlarında gösterilen Kökler'in beklenmedik başarısına karşın Amerika, televizyonda yeni ve çok kültürlü bir döneme tanıklık etmedi. Piyasa, toplumsal bilinç odaklı programcılığa yanaşmıyordu.

"Mutlu Günler", "Charlie'nin Melekleri" ve "Laverne ve Shirley" gibi çok tutan diziler, "fazla beyaz" ve dönemin sorunlarına eğilmekten uzaktı.

Bunu izleyen on yıllık zaman diliminde, "What's Happening", "Diff'rent Strokes" ve "Webster" gibi komedi dizilerinde olduğu gibi zaman zaman, siyah başrol oyuncuları çıkıyordu. Bunların önemli bölümü şaşırtıcı bir şekilde çocuk yıldızlardı.

Siyah Broadway yıldızı Nell Carter, beyaz bir ailede siyah bir hizmetçiyi canlandırdığı "Gimme a Break" dizisinde başrol oynadı. Bu ortam, varlıklı bir siyah ailenin anlatıldığı "Cosby Ailesi"ni, ilk gösterildiği yılındakinden daha "devrimci" bir konuma taşıdı.

Cosby Ailesi'nden sonra "The Fresh Prince of Bel-Air" ve "Family Matters" ile yine küçük bir dalga oluştu. Ancak kablolu televizyonla birlikte izleyiciler bölündü ve büyük kanallar, bir kez daha "sağlamcı" davnararak beyazlara yöneldi.

Bu durum, siyah yapımcı Shonda Rimes'ın dizisi olan Grey's Anatomy'nin çok büyük bir başarı elde etmesine kadar sürdü. "Renk körü" bir teknikle seçilen oyuncular, bugüne kadar görülmededik ölçüde çeşitlilik içeren bir kadro oluşturdu.

Rimes bu başarısının ardından siyah oyuncuların ana karakter olduğu "Scandal" ve "How to Get Away With Murder" dizileriyle yine büyük kitlelere ulaştı.

Israrla hatırlatmak

ABD’de ırk ilişkilerinin daha fazla tartışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Siyah Hayatlar Önemlidir hareketi, polisin Afrika kökenli Amerikalılara uyguladığı orantısız şiddete dikkat çekiyor. Bu nedenle Kökler’in yeniden yayınlanması anlamlı bulunuyor.

Yeni dizi eskisiyle tümüyle aynı değil. Yeni dizide hikayenin kahramanı Kunta Kinte’yi canlandıran Malachi Kirby, ilk dizide canlandıran LeVar Burton’dan daha olgun tavırlar sergilediği gibi, kökenlerinin dayandığı Batı Afrikalı kabileye ilişkin de daha fazla bilgi içeriliyor.

Dizinin yeniden çekimi konusunda Burton şunları söylüyor: “Holokost hikayelerini ne kadar sık duyuyoruz. Yahudilerdeki ‘asla unutma’ kültürü muhteşem bir gelenek. Bu hikayelerin ısrarla yeni kuşaklara aktarılması Yahudi kimliğinin bir parçası haline gelmiş. İnsanın hafızası şaşırtıcı derecede kısa ömürlü olduğu için bazı şeyleri sürekli kendimize hatırlatmak gerekiyor.”

DİJİTAL PANORAMİK , RVG FİLM

Sağlık için büyük öneme sahip olan dişlerin düzenli aralıklarla kontrolü yapılmalıdır. Diş kontrolleri dişlerde oluşacak ciddi sağlık problemlerinin önüne geçer. Bu yüzden diş sağlığı için kontroller gereklidir. Kontroller sırasında dişlerin temizliği, diş yapısının incelenmesi ve dijital panoramik gibi çeşitli işlemler yapılır.

Diş kontrolü sırasında dişte sorun tespit edilirse film çekilmesi istenir. Bu işleme dijital panoramik adı verilir. Bu işlem için önceden randevu verilir. Randevu gününde diş filmi çekilir. Bu işlemde dişlerin tüm yapısı ortaya çıkar. Diş kökleri incelenir ve sorunun kaynağı bulunur. Diş muayenesinde önemli olan diş röntgeni diş köklerinden meydana gelen sorunların ve sağlık problemlerinin çözülmesine yardım eder.

Diş Röntgeni Nasıl Çekilir?

Diş röntgenleri çeşitli türlere ayrılır. Hastanın şikayetlerine göre diş röntgen türlerine karar verilir. Çok fazla çürük problemi yaşayan hastalarda diş röntgeni istenir. Bu röntgen rvg film olarak da adlandırılır. Röntgen çekiminde hasta ağzını açar ve kımıldamadan durur.

Hasta kımıldarsa istenilen sonuç elde edilemez. Dijital panoramik film sırasında ağızdaki tüm dişler, çene kemikleri ve diş kökleri 2 boyutlu olarak görüntülenir. Böylece sorunların nedenleri araştırılır. Diş sağlığı için 6 ayda bir mutlaka diş muayenesi yaptırmak gerekir. Diş röntgenleri dişte oluşan problemleri belirler ve ona göre tedavi edilmesini sağlar.

RVG Film Hangi Hastalardan İstenir?

Diş muayenesi sırasında dişlerinde sorun tespit edilen ve diş çürükleri oldukça fazla olan hastalardan rvg film istenir. Film sonucunda sorunlar bulunur ve diş kökleri görüntülenir. Panoramik filmler çene kemiklerinin görüntülenmesini ve hastanın diş sorunlarının bulunmasını sağlar. Diş röntgenleri düzenli yapılan kontroller sırasında çekilir.

Diş sağlığı her şeyden önemlidir. Dişlere iyi bakmak ve düzenli temizletmek sağlıklı dişlerin olmasını sağlar. Diş muayenesinde çürüklerin çok olması, diş ağrılarını yoğun yaşanması gibi durumlarla karşılaşıldığında panoramik diş röntgenleri istenir. Bu röntgenler sayesinde çene kemikleri ve diş yapıları rahatlıkla incelenir. Dişlere önem vermek ve sağlıklı dişlere sahip olmak için belli aralıklarla diş muayenesinden geçmek ve film çektirmek gereklidir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir