kolay yabanci dil nasil ogrenilir / İngilizce Öğrenme İçin Basit ve Etkili Yöntemler ( Güncel)

Kolay Yabanci Dil Nasil Ogrenilir

kolay yabanci dil nasil ogrenilir

Paylaş

Facebook share iconTwitter share iconLinkedIn share icon

Dil öğrenimi, dünyanın dört bir yanının birbirine bağlı olduğu günümüzde hiç olmadığı kadar önemli bir hâl almış durumda. Dolayısıyla birçok kişi farklı amaçlarla bir yabancı dil öğrenmek, bu dili hayatında aktif bir biçimde kullanabilmek istiyor. 

Fakat dil öğrenirken uygulanan bazı yöntemler yeterince verimli olmayabiliyor, bu sebeple etkili dil öğrenme tekniklerini bilmek önem kazanıyor. Bu içeriğimizde dil öğrenme sürecinizde kullanabileceğiniz bazı dil araçlarından bahsedip dil öğrenmek için tavsiyeler vereceğiz.

Aslına bakılırsa yapılması gereken şeyler oldukça temel. Bu temeli sağlam bir şekilde attığınız sürece dil öğrenme süreciniz çok daha verimli geçecek.O hâlde haydi başlayalım!

Kendinizi dilin içine gömün (Immersion)

Yabancı dil öğrenirken kullanılan en yaygın ve belki de en etkili tekniktir bu. “Immersion” adı verilen yöntemle öğrenmeyi hedeflediğiniz dili hayatınızın her alanına yerleştiriyor, kendinizi dile maruz bırakıyorsunuz.

Küçük bebekler nasıl ana dillerini tamamen maruz kalarak öğreniyorsa yetişkinler de bu yöntemi yapay bir şekilde uygulayarak hedef dillerinde kendilerini geliştiriyorlar.

Öğrenmeyi hedeflediğiniz dili hayatınızın farklı alanlarında kullanabilmek için uygulayabileceğiniz birçok pratik taktik bulunmakta. Gelin bunların bazılarından bahsedelim.

  • Telefonunuzun dilini hedef dilinize çevirin

Eğer hedef dilinizde biraz da olsa geliştiyseniz telefonunuzun dilini hedef diliniz yaparak kendinizi o dile daha çok maruz bırakabilir, bu sayede dile olan aşinalığınızı geliştirebilirsiniz.

  • Eşyalarınızın üzerine hedef dildeki karşılıklarını post-it ile yapıştırın

Müsait eşyalarınızın üzerine öğrenmek istediğiniz dildeki karşılıklarını yapıştırarak kelime dağarcığınızı geliştirmeniz mümkün. Örnek olarak odanızdaki masanın bir köşesine “desk” yazan ufak bir post-it kağıdı yapıştırabilirsiniz. 

  • Film ve dizileri orijinal dilinin alt yazısıyla izleyin

Öğrenmek istediğiniz dilde filmler ve diziler izlemek sık sık kullanılan bir yöntem, fakat yeterince etkili bir şekilde uygulanmıyor. Çünkü birçok kişi alt yazı olarak kendi dilini kullanıyor. Eğer filmleri orijinal versiyonunda, İngilizce alt yazıyla izlerseniz hem dinleme yeteneğinizi geliştiribilir hem de anlamadığınız kalıpları araştırarak kelime dağarcığınızı genişletebilirsiniz.

Bu bağlamda çocukların dil öğrenimi için ideal olan birçok çizgi film bulunuyor. Göz atmadan geçmeyin!

  • Kendi seviyenize uygun podcastler dinleyin

Hedef dilinizde podcast dinleyerek kendinizi dile maruz bırakabilirsiniz. Eğer podcast dinleyecek kadar yabancı dilim yok diyorsanız endişe etmeyin, çünkü birçok platformda dil öğrenimi için özel tasarlanmış içerikler bulunmakta.

Örneğin Spotify’dan Duolingo’nun çeşit çeşit seviyedeki podcastlerinden size uygun olanları dinleyebilirsiniz. Bu sayede kendi seviyenizde dinleme pratiği yapma imkânı bulabilirsiniz.

Aktif öğrenme için uygulamalardan yararlanın

Dil öğrenirken sadece dinleme veya okumayla değil, aynı zamanda aktif bir biçimde dili kullanarak ilerlemeniz gerekir. Neyse ki günümüzde bu amaca hizmet edebilecek birçok hizmet bulunuyor.

HelloTalk, Tandem gibi uygulamalar veya Novakid gibi kurslar aracılığıyla hedeflediğiniz dili ana dili olarak konuşan kişilerle konuşma pratiği yapabilirsiniz. Bu sayede hem pratikle kendinizi geliştirebilir, hem de ana dil konuşanlarından aldığınız geri bildirimlerle hatalarınızı tespit edip üzerine gidebilirsiniz.

Duolingo, Busuu gibi uygulamalar sayesinde hedeflediğiniz dilde çeşitli dil bilgisi ve kelime egzersizleri yapabilirsiniz. Sadece bu uygulamaları kullanarak yabancı dil öğrenmeye çalışanlar da mevcut, fakat bizim önerimiz bunları ana kaynak olarak değil, ek bir pratik kaynağı olarak kullanmanız.

Kelime dağarcığınızı geliştirebilmek için Quizlet kullanabilirsiniz. Öğrenmek istediğiniz kelimelerden kendinize bir çalışma seti oluşturarak pratik sayesinde bu kelimeleri hafızanıza kazımanız mümkün. Bunu isterseniz gerçek hayatta üretebileceğiniz çalışma kartlarıyla da yapabilirsiniz.

Hedef dilinizde yazı yazma yeteneğinizi geliştirmek istiyorsanız Grammarly gibi dil bilgisi kontrol araçlarını kullanarak nerede hatalı olduğunuzu görebilirsiniz.

Dil öğreniminizde size çok farklı şekilde yardım edebilecek onlarca uygulama bulunuyor. Hepsinden bahsedebilmemiz mümkün değil, fakat öne çıkan bazı seçenekler bu şekildeydi.

Dili korkmadan kullanın!

Bu alt başlığımız bir yöntemden çok kafamızda kurduğumuz bazı sınırlar üzerine olacak. Yabancı dil öğrenmeye çalışan birçok kişi, dili hata yapma korkusuyla yeterince aktif bir şekilde kullanamıyor. Konuşurken gramer kurallarını düşünüp takıldığı için akıcılığından taviz veriyor.

“Aksanım kötü, kelimeleri telaffuz edemiyorum” korkusuyla direkt konuşmaktan kaçan öğrencilerin sayısı da bir o kadar fazla.

Bilmemiz gereken şey şu ki bu korkular dil öğrenme sürecimizi olumsuz seafoodplus.info üzerine kurulu bir sistemin öğrencilere dayattığı, günlük konuşmada önemsenmeyen kurallar, birçok kişinin akıcılığını baltalıyor. Aslında kimse bir dili öğrenmeye çalışan birinin yaptığı gramer hatalarını veya telaffuz farklılıklarını önemsemiyor. Önemli olan, derdinizi bir şekilde anlatabilmek. Bu konuda kendinizi geliştirebilmenizin en iyi yolu ise hata yapa yapa, hatalarınızı kucaklaya kucaklaya dili konuşmaya çalışmak.

Kısacası, konuşurken hata yapmaktan korkmayın. Gelişmenizin tek yolu bu. Çünkü pratik yapmadan gelişmeniz, hata yapmadan ise pratik yapmanız imkânsız. Bu şekilde pratik yapacak bir ortama mı ihtiyacınız var? Gelin Novakid’i tanıyalım.

Novakid Online İngilizce Kursu

Novakid, yaş arası çocuklar için online bir İngilizce kursudur. Novakid, derslerini geleneksel ezberci sistemle değil, öğrenci ve pratik merkezli bir sistem kullanarak yürütür. Bu sayede öğrenciler İngilizceyi bunalmadan, eğlenceli ve aktif bir şekilde öğrenme fırsatı yakalar.

Ana dili İngilizce olan uzman eğitmenlerin bire bir verdiği, eğlenceli içerikli 25 dakikalık derslerle çocuğunuzun İngilizceyi severek öğrenmesini sağlayabilirsiniz.

Siz de Novakid’e hemen kaydolun ve ücretsiz deneme dersinizi alın!

Yabancı dili kalıcı biçimde nasıl öğreniriz?

Yeni bir dil öğrenmeye çalışmak, özellikle de yetişkinseniz epey zorlayıcı olabilir. Ancak elinizin altındaki çevrimiçi kaynaklar bu konuda oldukça verimli bir deneyim vaat ediyor. Leeds Üniversitesi’nde tarih dersleri veren, Learning Languages in Early Modern England (Erken Modern Dönem İngiltere’sinde Dil Öğrenmek) kitabının yazarı John Gallagher, Psyche’deki yazısında dil öğrenme konusunda geleneksek yaklaşımları bir kenara bırakmayı ve teknolojinin de büyük yardımıyla bambaşka yollar denemeyi öneriyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“Hollandaca ilk öğrendiğim cümlelerden biri, ‘onları sopalarla öldüresiye dövdük’ olmuştu. Dil derslerinin ilk haftası için çok da alışılageldik değil. Ama bu da sıradan bir dil dersi değildi. ve yüzyıl belgeleri üzerine çalışan bir tarihçi olarak, dönemin Hollandacasını okumayı öğrenmek için özel bir ders alıyordum. Dolaysıyla hobiler hakkında konuşmayı veya tren istasyonun ne tarafta olduğunu sormayı öğrenmek yerine doğrudan Hollanda’nın Altın Çağı’ndan metinlere sıçramıştım.

Daha önce birkaç dil öğrenmiş biri olarak bu, benim için yepyeni bir deneyimdi. Okuldan aşina olunabilecek türden bir dil öğrenimine alışkındım: Dilbilgisinin temelleri boyunca düzenli bir ilerleme, istikrarlı bir şekilde kelime dağarcığı oluşturma, kasetten dinlenen bazı temel diyaloglar ya da sınıf arkadaşıyla yapılan alıştırmalar. Ancak Hollandaca konusunda yöntemlerimi değiştirmem ve bu proje için işe yarayan yeni öğrenme araçları bulmam gerekiyordu. (…)

Ulaşılabilir hedefler

Bir dil öğrenirken yapılacak ilk şey, akıcılığı bir kenara bırakmaktır. Zira hedefinize ulaşmak yıllarınızı alacaksa cesaretiniz kırılabilir. Ulaşılabilir, ölçülebilir hedefler belirlemek, başarılı dil öğrenimi için çok önemlidir. Nasıl ki ilk koşunuza bir maraton koşmak amacıyla çıkmazsanız, yeni bir dile başlarken de size başarı hissi verecek somut, kısa vadeli hedeflere odaklanmalısınız.

Yolculuğunuzun en başında bu, yeni bir alfabe veya kendinizi tanıtmak için bazı temel cümleleri öğrenmek olabilir. İlerledikçe ve hedeflerinize ulaşmaya başladığınızda, yeni hedefler oluşturabilirsiniz. (…) Hedeflerinizi belirledikçe, her aşamada dil ihtiyaçlarınızı analiz etmede ve daha sonra öğrenmeniz gerekenleri belirlemede daha iyi olacaksınız.

Neden ve nasıl?

Hedeflere karar vermek, oraya nasıl varacağınıza da karar vermek anlamına gelir. İnsanlar hangi dili öğreneceklerini düşünmeye çok zaman harcarlar, ancak dilin nasıl öğrenileceği konusu ihmal edilir. Okulda bir yabancı dil eğitimi aldıysanız, süreç ve teknik hakkında çok fazla düşünmek zorunda kalmamış olabilirsiniz. Neyi, ne zaman öğrendiğinizle ilgili kararların çoğunu öğretmeniniz zaten vermiştir. Ancak bağımsız bir öğrenci olarak, olmak istediğiniz yere nasıl gideceğinizi düşünmeniz gerekir. Dolayısıyla yeni bir dili gerçekten neden öğrenmek istediğinizi düşünün. Tatildeyken yerlilerle sohbet etmek mi istiyorsunuz, yoksa tercüme edilmemiş romanları okumak mı? Hedeflerinizde net olmak, size en çok yardımcı olacak yöntemler hakkında stratejik düşünmenizi sağlayacaktır.” (…)

Yazar, yöntemlerin çok önemli olduğunu, dil öğreniminde herkese uyan tek bir yaklaşım bulunmadığını vurguluyor: “Yani bende işe yarayan sizde yaramayabilir. Ancak, yazılı alıştırmaların olduğu bir ders kitabı üzerinde çalışmaktan nefret ediyorsanız, bunun yapmak zorunda olmadığınızı hatırlamakta fayda var. Dinleme ve konuşma konusunda daha rahatsanız, tamamen sesli bir yöntem cankurtaran olabilir (…)

Burada bağımsız bir öğrenmeden bahsediyorum. Ancak uzman bir öğretmen tarafından verilen bir dil kursunun gücünü de göz ardı etmemeliyiz. COVID salgını, şu anda bir dil okuluna gitmek ya da bir sınıfta oturmanın mümkün olmadığı anlamına geliyor. Buna karşın birçok dil okulu ve eğitim kuruluşu, daha uygun fiyatlı ve uyum sağlaması daha kolay olan çevrimiçi eşdeğer kurslar sunuyor. (…)

Ekranlarınızdaki devasa kaynak

Dil öğretmeni bulma konusunda oyunun kurallarını değiştiren gerçek bir kaynak, profesyonel öğretmenler ve deneyimli konuşma ortaklarıyla çevrimiçi ders yapmanıza olanak tanıyan internet sitesi Italki’dir. Sitenin birkaç güçlü yönü var: Birlikte en iyi çalışabildiğiniz birini bulmak için farklı öğretmenleri deneyebilirsiniz. Üstelik ilk birkaç oturumda ciddi bir indirim de sağlıyorlar. (…) Italki hakkında paha biçilmez bulduğum bir diğer unsur da öğrenciye ders gündemini belirleme gücü vermesi. Bu da belirlediğiniz hedeflere odaklanabileceğiniz ve neye ihtiyacınız olduğunu öğrenebileceğiniz anlamına geliyor.” (…)

Gallagher, son yıllarda dil öğrenimindeki en büyük devrimin, dil öğrenenleri hedefleyen ve telefon, tablet veya dizüstü bilgisayar aracılığıyla erişilebilen, genellikle ücretsiz, bazen de son derece sofistike yazılımların ortaya çıkması olduğunu söylüyor: “Duolingo’ya aşina olabilirsiniz ama başkaları da var. Memrise ve Babbel gibi diğer büyük isimler veya Drops gibi kelime dağarcığı oluşturan uygulamalara göz atmaya değer. Çok dilliler, genellikle birçok konu hakkında bilgi edinmeye ve bilgileri saklamaya yardımcı olmak için ‘aralıklı tekrar’ yöntemini kullanan Anki uygulamasına başvuruyor. Burada, diğer kullanıcılar tarafından oluşturulan kelime kartlarına erişebilir veya kendinizinkini oluşturabilirsiniz. Mandarin Çincesi için Chineasy veya Lübnan Arapçası için Keefak gibi uygulamalar da mevcut. Arapça, İspanyolca ve Rusça gibi dillerde, dili gerçekten yansıtan materyaller oluşturmak amacıyla ana dili bu diller olanlarla çalışan Lingualism’in yarattığı kaynaklardan epeyce etkilendim. Sıradan insanların konuştuğu dili yansıtıyor ve gerçekten karşılaşabileceğiniz durumlarla ilgili içerik sunuyor.

Dil öğrenmek için ücretsiz ve kolay erişilen içerik konusunda altın çağda yaşıyoruz. Lexilogos, ’den fazla dilde kurslara, sözlüklere ve kaynaklara bağlantılar veren önemli bir internet sitesi. (…) Öğrenmenizi yapılandırmak ve iyi dil öğrenme alışkanlıkları oluşturmak için daha fazla yardıma ihtiyacınız varsa, Open University, bir dili nasıl öğreneceğiniz konusunda uzman tavsiyeleriyle dolu ücretsiz bir kurs sunuyor. Yeni bir dil öğrenen herkes için mükemmel bir başlangıç noktası.

Daha resmi çevrimiçi dil öğrenme materyallerinin ötesinde, YouTube ve podcast’ler hedef odaklı öğrenenler için bir altın madeni olabilir. Dil öğrenmedeki ilerlemeniz hakkında stratejik düşünüyorsanız ve iyileştirmek için şu anda öğrenmeniz gerekenleri belirleyebiliyorsanız, YouTube’da ihtiyaçlarınıza uygun videolar bulabilirsiniz. (…) Tüm videolar harika olmasa da birçok öğretmen ve dil okulu, öğrencilerin sorularını ve ortak sorun alanlarını ele alan video içeriği oluşturmuş durumda. (…)

Podcast’ler, her seviyeden dinleyici için harika öğrenme kaynaklarıdır. Örneğin News in Slow German (başka dillerde de var) gibi seriler, tam hızda dinleme baskısı olmadan dinlediğinizi anlamaya yardımcı olurken, daha ileri düzey öğrenciler dinleme becerilerini geliştirmek için hedef dilde podcast’leri ve radyo programlarını takip edebilirler. (…)

Uygun içeriği seçmek

Hedeflerinize ulaştığınızda ve dil bilginizi artırdığınızda, sıra, kendinizi geliştirmenize yardımcı olacak içeriği bulmaya gelmiştir. Dil öğrenme uzmanları, öğrenciler için ‘anlaşılır girdinin’ öneminden bahsederler. Basitçe ifade etmek gerekirse bu, kendinizi mevcut seviyenizin hemen üzerindeki bir seviyeye sürekli olarak maruz bırakmaktır. Beyniniz, zaten bildiğiniz şeylere yakın olan bu seviyede boşlukları doldurmak ve dil seviyenizi yükseltmek için çalışabilir. LingQ gibi servisler, seviyeniz için ihtiyaç duyduğunuz girdi türünü bulabilmeniz amacıyla kademeli okuma sunar. Bir dilin temellerini öğrendikten sonra çoğu zaman çevrimiçi bulabileceğiniz materyaller üzerine çalışabilirsiniz. Bunlar basit haber metinleri ya da kitaplar olabilir. Normalde, içerikle ilgili önceden bilgiye sahip olduğum materyallerden öğrenmeyi daha kolay buluyorum. Bu yüzden popüler bir tarih kitabı seçerim veya ilgilendiğim bir konuyla ilgili bir belgesel izlerim. Penguin Parallel Text serisi ile yan tarafta çevirileriyle çeşitli dillerde kısa öyküler okuyabilirsiniz. YouTuber Olly Richards, Türkçe, Korece ve Brezilya Portekizcesi dahil olmak üzere yeni başlayanlar için basit ve kısa öyküler yayınlıyor.

Yabancı bir film izlemek dil becerilerinizi güçlendirmeyebilir, ancak yabancı dilde dizi ve filmlerden en iyi şekilde yararlanmanın yolları vardır. Netflix, başka dillerde içerikle dolu olsa da bunları bulmak neredeyse imkânsız. Diğer dillerdeki programları keşfetme ve bunlardan en iyi şekilde yararlanmayla ilgili bazı ipuçlarını burada bulabilirsiniz. Hedef dilde realite TV’yi de öneririm. Yükselen duygular ve oluşturulmuş yapılar, neler olup bittiğini anlamayı kolaylaştırır. (…) Altyazıları hedef dilde tutmak, ses bariyerini tanınabilir kelimelere ve cümlelere indirgemenize yardımcı olacaktır. Önemli olan, size ilgi çekici gelen içeriği bulmaktır. (…)

“Sinir bozucu aşamayı” aşmak

Dil öğreniminizde ilerledikçe, motivasyon çok kritik hale gelir. Orta düzey öğrenciler genellikle bir platodan bahsederler: Dil öğrenmenin erken aşamalarının hızlı kazanımlarından sonra, kazanımların daha marjinal, daha az ödüllendirici hale geldiği ve algılamanın zorlaştığı sinir bozucu aşama. Akıcılığa giden uzun bir yol vardır. Bu aşamada ilerlemenizi ve yöntemlerinizi periyodik olarak gözden geçirmek, odaklanmanıza ve motivasyonunuza yardımcı olacaktır. Ulaşılabilir hedeflerin işe yaradığı nokta tam da burasıdır: Hedeflerinizi nispeten sık tutturuyor ve yeniliyorsanız, ilerleme hissine sahip olma olasılığınız daha yüksektir. Bağımsız öğrenenler plato deneyimini zor bulabilir. Bu aşamada yeteneklerinizi analiz etme ve bilginizdeki boşlukları belirleme becerinizi geliştirmiş olur, bir sonraki adımda ne yapmanız gerektiğini anlarsınız ki bu başlı başına bir beceridir. Hâlâ zor geliyorsa bir öğretmenle Zoom görüşmesi yapabilir ve üzerinde çalışmanız gerekenleri göz önünde bulundurarak performansınızı değerlendirmelerini isteyebilirsiniz. Var olan bir müfredatı izlediğimizde, standart sıralamayı bir kenara bırakmak ve bu tür hedefli işler yapmak zor gelebilir. Oysa burada anlattığım kaynaklarla ve bir öğretmenin yardımıyla bağımsız bir öğrenci, iyileştirilmesi gereken alanlarda verimli bir ilerleme kaydedebilir.

Yeni bir dili “yaşamak”

Gelişirken, yeni dilinizi hayatınıza yerleştirmenin yollarını da düşünmek isteyeceksiniz. Herkesin tercih ettiği teknikler vardır. Mesela ben kendi kendime konuşurum. Ne zaman bir dil öğrensem ya da bildiğim bir dili kullanmaya çalışsam, sanki hayatımın filminin seslendirmesini yapıyormuşum gibi her yaptığımı o dilde anlatırım. Bu, neyi ifade edemediğimi, kelime dağarcığımın eksiklerini veya daha sonra öğrenmeye odaklanmam gereken noktaları bilmemi sağlıyor. (…) Pratik ve motivasyonu birleştiren diğer bir teknik ise yeni dilinizde bir günlük veya defter tutmaktır. Günün olaylarını not ederek, farklı fiil zamanlarını kullanır ve zaman içindeki ilerlemenizin bir kaydını tutmuş olursunuz. Daha dışa dönükseniz, hedef dili konuştuğunuz videolar kaydetmekten keyif alabilirsiniz. (…)

Dil öğrenmenin doğal bir son noktası yoktur: Doğru yoldaysanız hayatınızın geri kalanında da böyle ilerlersiniz. Bu, her zaman dilbilgisi alıştırmaları ve kelime listelerinden ibaret olmayacaktır. Çalışma zorluğunun yerine yeni dilinizde edebiyat ve fikirlerin yanı sıra seyahat, sohbet ve çok dilli arkadaşlıkların verdiği zevki koyabileceksiniz. Doğru hedefler ve motivasyonla, bir dil öğrenme zorluğu yerini onu yaşamaya bırakabilir.”

Bu yazı ilk kez 18 Mart &#;de yayımlanmıştır.

 

Kendi Kendine Yabancı Dil Nasıl Öğrenilir?

Günümüzün küreselleşen dünyasında, birden fazla dil konuşmak giderek daha önemli hale geliyor. İster uluslararası seyahat etmek isteyin, ister sadece diğer ülkelerden arkadaşlarınız ve ailenizle sohbet edebilmek isteyin, yabancı bir dil öğrenmek değerli bir varlık olabilir. Peki ya geleneksel derslere katılmak için zamanınız ya da paranız yoksa?

Endişelenmeyin - kendi başınıza yabancı dil öğrenmenin pek çok yolu var! Bu kılavuz, nasıl başlayacağınıza dair bazı ipuçları sunmaktadır. Yeni bir dil öğrenmenin en iyi yolunun maruz kalma ve pratik yapmak olduğunu unutmayın, bu yüzden dışarı çıkmaktan ve konuşmaya başlamaktan korkmayın!

"Evde çok fazla vakit geçiriyorum, vaktimi değerlendirmek için dil öğrenmek istiyorum", "Ben bu dili biliyorum sadece tekrar etmem, unuttuğum noktalara dönüp bakmam gerek", "Mesleğimde dil konusunda yetersiz kalıyorum, çalışma saatlerim çok yoğun, bu konu hakkında ne yapabilirim" ve daha nice sebeplerle dil öğrenmek veya dilinizi geliştirmek istiyorsanız yazımızı okumakla ilk adımı atabilirsiniz.

İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarında kendini geliştirmek için bolca zamanı olanlara sesleniyorum. Kendinize yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden biridir dil öğrenmek. Haftalık hafif bir program hazırlayıp kendinizi ne kadar geliştirebildiğinizi görünce şaşacaksınız.

İşte veya evde olup online olarak çalışanlar, size de alternatiflerimizin yer aldığı yazımızı okumaya devam edin. Artık kendi önümüze koyduğumuz engelleri bir bir kaldırmanın tam vakti!

Kendi Kendimize Yabancı Dil Öğrenmeye Nereden Başlayabiliriz?

Bazen yeni bir dil öğrenmek çok korkutucu olabiliyor, farkındayız. Ama böyle hissetmenin temelinde nereden başlayacağımızı bilememek var. Kendimize güzel bir rota çizersek o kadar korkutucu gelmeyecek, hatta zevk alacaksınız. Yabancı dil öğrenmeyi bu hale getirmek sizin elinizde. Olaya bir zorunluluk olarak bakmayı kenara koyup hayatınızın bir parçası haline getirirseniz hem daha çok verim hem daha çok zevk alacaksınız.

İşe moral ve motivasyon olarak kendimizi hazırladığımıza göre biraz da materyallere değinelim. Öncelikle kendinize güvenilir bir sözlük edinin. Telefonunuza uygulama olarak da indirebilirsiniz. Biz ikisini de yapmanızı tavsiye ediyoruz. O kalın sözlüklerin muhteşem kokularından mahrum kalmanızı istemeyiz.

Öğreneceğimiz dili hangi alanda kullanmak istediğimize göre gramer konusunu şekillendirebiliriz. Kariyerinizde büyük bir yeri var ve bu dilde yazacak, okuyacak, sunacaksanız tabi ki gramerin öneminden söz edilir. Kendinize yardımcı bir kaynak kitap edinmeniz grameri kavramada yeterli olacaktır.

Şunu unutmayalım ki, tekrarlamadan bir kereliğine öğrenilen bilgiler paslanır. Bu yüzden emin olamadığınız, anımsayamadığınız bilgilere hop hemen dönün bakın. Yarım saat bile gözden geçirseniz öğrendikleriniz beyninize uçuşacaktır. Peki, sadece konuşabilmek, sohbet edebilmek adına öğrenmek istiyorum diyenler nasıl şekillendirsin? Onlara da bol bol dinlemeyi, pratik yapmayı ve kelime öğrenmeyi tavsiye edebiliriz. Bu konudaki tüyolarımıza devam edeceğiz bir sonraki başlıklarımızda. 

Ana hatlarıyla kendi başımıza dil öğrenmek kafamıza yatmaya başladı mı? Evet diyorsanız hadi başlayın. Kendi motivasyon kaynağınızı keşfedin, kendinize inanın ve başlayın!

Kendi Kendimize Yabancı Dil Öğrenirken Nelerden Yararlanalım?

Bir hoca ve sınıf faktörü olmadan kendimizi disipline edip başladık. Sözlüğümüz ve gramer kaynak kitabımız yanımızda. Burada gramer kitabına bir parantez açmak istiyorum. Anlaşılır, kısa olmasına ve içinde pratik yapacağınız alıştırmalar olmasına özen gösterin. Pratik bu işin demirbaşı. Alıştırmaların doğru cevapları da kitapta bulunsun. Yanlış yaparak öğrenmek işin cilvesi sonuçta. 

Biraz da kelime öğrenmeye değinelim. Tabi ki cümle kurmak, konuşmak, yazmak önemli; bunların ana bağlayıcısı ise kelime bilgisi. Genel olarak bir paragrafa baktığınızı düşünelim. Gramer bilginiz çok yok diyelim ya da bu işin başındasınız. Ama kelime bilginiz o paragrafı anlayacak yeterlilikte. Emin olun o paragrafta neyden bahsettiğini az çok anlarsınız. Anlamanız size özgüven de sağlar.

"Ben bu dili öğrenebilirim. O kadar da zor görünmüyor. Kelimeleri hafızamda da tutabiliyorum." düşünceleri içine girdiyseniz tamamdır, yeni bir dile koşar adım ilerliyorsunuz. Dediğim gibi motivasyon, kendine güven ve cesaret çok önemli. Peki kelime nasıl öğrenilir?

Yazmayı ve kağıtlarla uğraşmayı seven biriyseniz size çalışma kartları hazırlamanızı önerebiliriz. Hatta daha da ileri gidip kafamdaki kart tasarımını da sizlerle paylaşacağım. Kartın ön yüzünde kelimenin kendisi ve hemen altında örnek bir cümle içi kullanımı yazarsanız kartın arkasında yazılı Türkçe anlamına bakmadan o kelimeyi tahmin edebilirsiniz. Ve arkasını çevirip de doğru tahmin ettiğinizi görürseniz eminim daha keyifli hale gelecektir. Ya yazmayı ve bu tür şeylerle uğraşmayı sevmiyorsanız? Size de önerimiz şu; telefonunuza bu tür kartların olduğu bir uygulama indirin. Ben iki yolu da denedim ve verimlerinden kuşkum yok. 

Yabancı Dil Öğrenmeyi Daha Zevkli Hale Nasıl Getirebiliriz?

Hepimizin favori bir müzik listesi, izlenecek veya tekrar izlenecek dizi kategorileri vardır. Şarkılardan başlamanızı tavsiye edebilirim. Dinleyin, anlamadığınız yerlerde sözlerine bakın ve çevirisini yapmaya çalışın. Sözlük kullanmak serbesttir dipnotunu atalım. Çünkü mutlaka bilmediğiniz kelimeler olacaktır, sakın pes etmeyin. Her bilmediğiniz kelimeyi artı bir kelime olarak geri döndürmek sizin elinizde.

Yabancı dizi veya filmlerde alt yazıyı hepimiz kullanıyoruz. Peki Türkçe alt yazı yerine öğrenmek istediğiniz dili kullansanız? Tamam belki 20 dakika ayırdığınız bölüm dakikaya uzayabilir ama gittikçe o sürenin kısaldığına şahit olmak paha biçilemez. Durdurun, sözlüğe bakın ve devam edin, çok da zor değil gibi siz ne dersiniz? Hem dinleyerek telaffuzunu da kavramış olursunuz, bunu da iliştirelim.

Biraz da sohbet edelim. Tabi ki Türkçe değil! Öğrenmek istediğiniz dili iyi bilen, mümkünse ana dili olan biriyle arkadaşlık yapmanız epey fayda sağlayacaktır. Bir dili en iyi o dilin sürekli konuşulduğu yerde öğrenirsiniz, bu bir gerçek. Bu dilin konuşulduğu yerde bulunan birinden de öğrenebilir miyiz? Kesinlikle! Bunun için birçok uygulama var. Öğrenmek istediğiniz dili seçiyorsunuz ve sizi o dili konuşan biriyle eşleştiriyorlar. Hatta bazı uygulamalarda ülkeyi de bizzat seçebiliyorsunuz. Görüyorsunuz ki seçenekler çok çeşitli. 

Bir ipucu daha verelim. Günde telefonu elimizde tuttuğumuz süre maalesef bir hayli uzun. O süreyi bu konuda kendi lehimize nasıl çevirebiliriz? Uygulamaların dilini çevirerek. Evet, korkmayın en fazla telefonun ayarlarını bozabilirsiniz, belki birkaç yanlış mesaj. Bence buna değer.

Adım Adım Yeni Bir Dil

Yeni bir dil öğrenirken belli başlı becerilere sahip olunur. Anlama, okuma, dinleme, yazma, konuşma becerilerinin kesin bir sıralaması yok. Kelime ve gramer bilgisiyle daha rahat anlarsın, pratik yapıp cümleler kurdukça yazma yeteneğin gelişir. Okuma ise dinlemeyle beraber telaffuzunu geliştirmek için sahip olunması gereken becerilerden. Yazımızda verdiğimiz ipuçlarını bir çerçeve etrafında toplayalım ki daha akılda kalıcı olsun:

  • Kendimize inanıyoruz, güveniyoruz ve motivasyon kaynağımızı keşfediyoruz.

  • Hemen kullanışlı bir sözlük ve kısa, öz niteliklere sahip gramer kitabı ediniyoruz.

  • Bol bol pratik yapıyoruz, cümle kuruyoruz, yazma becerimizi geliştiriyoruz.

  • Kelime haznemizi genişletip bol tekrarla bilgilerimizi güçlendiriyoruz. Çalışma kartları alternatifini göz ardı etmiyoruz.

  • Öğrenmek istediğimiz dilde alt yazılara sahip dizi ve filmlerle işi eğlenceli hale getiriyoruz.

  • Şarkıları tercüme edip avaz avaz söylüyoruz ki akıllarda kalıcı olsun.

  • Teknolojinin nimetlerinden olabildiğince fazla yararlanıyoruz. Dil öğrenme programlarından kelime öğrenme uygulamalarına kadar araştırıp kullanıyoruz.

  • Seviyemize uyacak şekilde minik okuma kitaplarıyla dilimizi geliştiriyoruz.

  • Yabancı dil arkadaşı ediniyoruz böylelikle telefonda kaliteli vakit geçiriyoruz.

En önemlisi ise sabırlı oluyoruz ve pes etmiyoruz. İstediğimiz şeyi elde edebileceğimizin bilincinde oluyoruz. Kendimize inanıp kendi kendimize koca bir kültür elde ediyoruz.

Moral ve motivasyon olarak kendimizi hazırlayarak başlıyoruz. Daha sonra gereken materyalleri bir sözlük, bir gramer kitabı, belki bir CD ediniyoruz. Her öğrendiğimiz şeyi mutlaka tekrar ediyoruz.

Kelime öğrenmek için sözlük ve çalışma kartlarından yararlanabiliriz. Dil bilgisi için gramer kaynak kitabından faydalanabiliriz. Yazmak, okumak, konuşmak ve geliştirmek için çeşitli uygulamalardan, kitaplardan da yararlanabiliriz.

Sevdiğimiz dizi veya filmleri öğrenmek istediğimiz dilin alt yazısıyla izlemek en keyifli uygulamalardan biri. Şarkı tercüme etmek ve söylemek de en pratik öğrenme yollarından. Uygulamalar aracılığıyla o dili iyi bilen bir arkadaş edinip sohbet etmek de öğrenme sürecimize ayrı bir zevk katar.

Her gün pratik yapmanız önerilir. Pratik yaparken, yeni kelimeler öğrenme, dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerinizi geliştirmek için kullanabileceğiniz farklı etkinliklerden yararlanmanız önerilir. Ayrıca, dil becerilerinizi test etmek için sınavlar yapmanız ve sık sık konuşma pratikleri yapmanız da yararlı olabilir.

Kişinin yabancı dil öğrenme süresi, öğrenilmek istenen dili ve öğrencinin hedeflerine bağlı olarak değişir. Bir öğrenci, haftada bir saat ya da dört saat olarak ayırabileceği gibi, her gün bir saat ya da daha fazla süre de ayırabilir. Ayrıca, öğrenilmek istenen dildeki zorluk seviyesi de önemlidir. Yabancı dil öğrenmek için herhangi bir süre kesin olarak belirtilemez, ancak bir öğrenci hedefine ulaşmak için belli bir süre ayırmalıdır.

Yabancı dil öğrenirken, çeşitli kaynaklardan yararlanmak her zaman faydalı olacaktır. Öğrenmek istediğiniz dil için online kurslar, ders kitabı, çevrimiçi eğitim videoları, CD'ler, haftalık dersler, sözlükler ve çevrimiçi forumlar gibi kaynaklardan yararlanabilirsiniz. Bunların yanı sıra, yabancı dil öğrenmek için bir arkadaş edinmek ve dilinizi konuşmak için günlük pratik yapmak da çok faydalı olacaktır.

Öğrenme Süreci ve Yöntemleri

En kolay yabancı dil öğrenme süreci, hangi dile karar verme ve bu dile uygun öğrenme yöntemlerini benimseme ile başlamaktadır. İlk adım olarak, öğrenilmek istenen dilin temel gramer yapılarına ve alfabesine aşina olmak önemlidir.

Dil Becerilerinin Geliştirilmesi

Dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerileri, yabancı dil öğreniminde anahtar rol oynar. Bu becerilerin geliştirilmesi için uygun materyaller ve aktiviteler kullanılmalıdır. Örneğin, dil öğreniminin başlarında radyo dinlemek veya yabancı dizi izlemek etkili olabilir.

Sürekli Pratik Yapmak

Sürekli pratik yapmak, becerilerin kalıcı hale gelmesini sağlar ve dilde ilerlemeyi kolaylaştırır. Dil değişimi programları veya yabancı dil konuşan arkadaşlar edinerek pratik yapma düzenli hale getirilebilir.

Dil Öğreniminde Motivasyonun Önemi

Motivasyon, yabancı dil öğreniminde hızı büyük oranda etkiler ve en kolay öğrenme sürecini sağlar. Kişisel hedeflerin belirlenmesi, progress çubukları takip etmek ve başarılı olduğunda ödül vermek gibi teknikler kullanarak motivasyon artırılabilir.

Yardımcı Materyaller ve Arşivler

Yabancı dil öğreniminde, çeşitli yardımcı materyaller ve arşivler kullanılmalıdır. Bu materyaller, dilin doğal kullanımını gösteren örneklerle ve kelime bilgisini geliştiren aktivitelerle desteklenmelidir.

Sonuç olarak, en kolay yabancı dil öğrenme süreci, öğrenme yöntemlerini uyarlamak, sürekli pratik yapmak ve kişisel motivasyonu korumak temelinde ilerlemektedir. Bu alanda başarılı olmanın anahtarı, uygun stratejiler seçmek ve bu stratejileri düzenli olarak uygulamaktır.

Kendi Başına Dil Öğrenme İmkanı

Kendi başına dil öğrenmenin mümkün olduğu konusunda farklı düşünceler ve yöntemler bulunmaktadır. Her öğrencinin öğrenme stili ve hedefleri doğrultusunda değerlendirilmesi önemlidir.

Motivasyon ve Disiplin

Kendi başına dil öğrenmeye başlamadan önce, öğrencinin motivasyonunu ve disiplinini koruyabilmesi önemlidir. İlgili dili öğrenmek için belirli bir hedef belirlemek ve bu hedeflere bağlı kalmak gerekmektedir.

Kullanılacak Kaynaklar

Kendi başına dil öğrenme sürecinde, doğru kaynakları kullanmak da büyük bir önem taşır. İnternet, kitap ve diğer materyaller arasında en uygun ve etkili olanlarını seçmek, öğrenme sürecini daha başarılı kılacaktır.

İletişim ve Pratik İmkanları

Bir dilin öğrenilmesi için en etkili yöntemlerden biri sürekli iletişim ve pratiktir. Kendi başına dil öğrenen bir öğrenci, dil alıştırmalarını yapmak için online platformlar ve diğer sosyal ortamları kullanabilir.

Öğrenme Stratejileri

Kendi başına dil öğrenirken, öğrencinin başarılı olabilmek için farklı öğrenme stratejileri uygulaması şarttır. Bu stratejiler arasında, günde belirli bir süre dil alıştırmalarına ayırmak, yeni kelime ve cümlelere sürekli maruz kalmak ve dildeki ilerlemeyi düzenli olarak değerlendirmek bulunmaktadır.

Dil Kursları ve Özel Dersler

Kendi başına dil öğreniminin yanı sıra, dil kursları ve özel dersler de başarılı bir dil öğrenimi için değerlendirilmelidir. Profesyonel bir eğitim, öğrencinin dil becerilerini daha hızlı ve etkili geliştirmesine yardımcı olur.

Sonuç olarak, kendi başına dil öğrenmenin mümkün olduğu söylenebilir. Ancak, bu süreçte öğrencinin motivasyonunu, disiplinini, kullanacağı kaynakları ve öğrenme stratejilerini dikkate alarak planlaması gerekmektedir. İdeal durumda, kendi başına öğrenme sürecine profesyonel bir desteğin eklenmesi, öğrencinin dil hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracaktır.

Öğrenme Sürecine Etki Eden Faktörler

Bir yabancı dilin ne kadar sürede öğrenileceği sorusu, birçok değişkene bağlı olarak değişkenlik gösterir. Öncelikle, öğrenenin yaşının dil öğrenme hızında büyük rol oynadığına dikkat çekmek gereklidir. Genç yaştakiler, yaşlı bireylere göre genellikle daha hızlı dil öğrenirler. Ayrıca, dil öğrenmeye yönelik motivasyon ve ilgi düzeyi de öğrenme sürecini etkileyen önemli faktörlerdendir.

Dil Öğrenme Yöntemleri ve Materyalleri

Öğrencinin seçtiği dil öğrenme yöntemi ve kullanılan materyaller, öğrenme süresini belirleyen diğer önemli unsurlardandır. Özellikle interaktif ve eğlenceli materyallerle desteklenen öğrenme yöntemleri, dilin daha hızlı öğrenilmesine olanak sağlar. Yabancı dil öğrenimi sürecinde, görsel ve işitsel materyallerle zenginleştirilmiş dil kursları da büyük önem taşır. Bu tür kurslar, dil öğrenimini hızlandırarak öğrencinin daha çabuk başarıya ulaşmasına yardımcı olur.

Öğrencinin Önceki Dil Deneyimi

Öğrencinin önceden başka bir yabancı dil bilip bilmediği, öğrenilecek dilin süresini de etkileyen faktörler arasındadır. Öğrenilen ikinci veya üçüncü diller, genellikle öğrencinin başka bir dil öğrenme deneyimine sahip olmasından dolayı daha hızlı öğrenilir. Yeni bir dil öğrenirken, öğrencinin daha önceden öğrendiği dillerin benzerlikleri ve farklılıkları da süreci hızlandırır.

Hedef Dilin ve Anadilin Benzerlik Derecesi

Öğrenilecek dilin özgün yapısı ve öğrencinin anadiliyle benzerlik derecesi, öğrenme sürecini etkileyen bir diğer faktördür. Anadil ile hedef dil arasındaki süreksizlik ne kadar fazlaysa, dil öğrenme hızı o kadar düşer. Örneğin, Türkçe konuşan bir öğrenci için İngilizce veya İspanyolca öğrenmek, Çince veya Japonca öğrenmek kadar zorlayıcı olmayabilir.

Sonuç olarak, bir yabancı dilin ne kadar sürede öğrenileceği, pek çok faktöre bağlıdır ve belirgin bir süre belirtmek zordur. Öğrencilerin yaş, motivasyon, öğrenme yöntemi, önceki dil deneyimi ve hedef dilin anadil ile benzerlik derecesi gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, başarılı bir şekilde dil öğrenme süreçlerini yönetmeleri önemlidir.

Günümüzün Küresel Dil Öğrenme Sorumluluğu

Küreselleşen dünyada çok dilli bireylerin önemi tartışılmazdır. İster mesleki gelişim, ister sosyal açıdan daha yetkin bireyler olmak için, yeni bir dil öğrenmek kendi üzerimize düşen başlıca sorumluluklardandır. Peki zaman ya da ekonomik kaynak açısından geleneksel dil eğitimi için elverişli şartlara sahip olmayanlar ne yapabilirler? Bu yazımızda bu konuda rehberlik etmeye çalışacağız.

Hangi Yöntemlerle Kendi Kendime Dil Öğrenebilirim?

Dil öğrenmenin temelinde sürekli maruz kalmak ve pratik yapmak yatar. İçinde yaşadığımız teknoloji çağında bu süreci otomatikleştirmek ve günlük yaşamımıza entegre etmek oldukça kolay. Öncelikle öğrenmek istediğiniz dili belirleyin ve size en uygun yöntemleri seçin.

Dil Öğrenme Planı: Program hazırlayarak düzenli ilerleme sağlar ve motivasyonunuzu artırır. Bu plan, haftalık çalışma saatlerinizi, hedeflenen becerilerinizi ve öğrendeğiniz konuları içermelidir.

Güvenilir Sözlükler: Hem interaktif sözlük uygulamaları hem de basılı sözlükler seçenekleriniz arasındadır. Bu seçim size hem pratiklik sağlayacak hem de çalışmanızı daha keyifli hale getirecektir.

Gramer Çalışmaları: Öğrenilen dili ne amaçla kullanmak istediğiniz önemlidir. Meslek ya da akademik alanlarda dil kullanımı söz konusu ise, gramer bilgisi elzemdir. Grameri kavramak için yardımcı kaynak kitaplar edinmekte fayda vardır.

Tekrar ve Gözden Geçirme: Tekrar ederek unutulan konuları hatırlayabilir ve öğrendiklerinizi pekiştirebilirsiniz. Anımsayamadığınız ya da emin olamadığınız bilgilere sürekli dönüp gözden geçirmekte fayda vardır.

Dil Becerilerini Geliştirme: Sadece konuşma ve sohbet becerilerini geliştirmek için bol dinleme ve pratik yapmalısınız. Farklı mecralarda dil öğreticileri, geniş yelpazede kelime çeşitlilikleri sunarlar.

Sonuç olarak, teknolojik olanakların ve dünya genelinde değişen küresel etkileşimin dil öğrenme sürecinde büyük bir yol gösterici olduğu söylenebilir. Bireysel çabalarla yeni dil öğrenme yöntemlerini hayata geçirerek günlük yaşamın önemli bir parçası haline getirmek ve sürekliliği sağlamak başarılı dil öğrenmenin önemli unsurlarıdandır.

Aynı Anda Üç Dil Öğrenme İmkanı

Çok dilli bireyler olmak giderek daha önemli hale geliyor; ancak geleneksel temelli dersler çoğu zaman imkansızdır. Bazıları 'şimdi bunu öğrenmek istiyorum' der ve daha sonra üç dil birden öğrenmeye çalışırlar. Peki, aynı anda üç dil öğrenmek mümkün müdür?

Farklı Dillerde Öğrenme Yapıları

Öğrenme yapıları, bireyin öğrenme sürecinin temel unsurlarından biridir. Farklı diller farklı yapılar sunar ve aynı anda öğrenim süreci boyunca bu yapıların her birinin üstesinden gelmek gerekir. Genellikle, tek bir dilde yeterlilik sağlanmadan başka bir dile odaklanılması önerilmez.

Öğrenme Stratejileri ve Yöntemler

Öğrenme stratejileri ve yöntemler, öğrencilerin dillerde gelişimini ve becerisini geliştirmelerine yardımcı olur. Kendi başınıza çalışırken, öğrenmek istediğiniz dillerin başlangıç seviyesi, gramer yapısı ve kelimelerinin yazılışını inceleyerek başlayabilirsiniz. Tek bir dilde ileri düzeyde olmadan, birden fazla dilde profesyonel düzeyde beceri gelistiremeniz zor olacaktır.

Maruz Kalma ve Pratik Yapma Önemi

Dil öğreniminde, maruz kalma ve pratik en etkili yöntemlerdir. Aynı anda üç dil öğrenmeye çalışırken, her bir dilde sürekli maruz kalma ve pratik yapma sürecini dikkate almak önemlidir. Bu süreç, her dilin gramer ve kelime bilgisine odaklanmanızı sağlarken daha hızlı öğrenmeyi teşvik eder.

Özetle, aynı anda üç dil öğrenmek dikkat, zaman ve özveri ister; ancak bunun mümkün olduğunu söylemek zordur. Öğrenim sürecini bir dilde başlayarak yeterlilik sağlayarak ve diğer dillerde beceri kademeli olarak geliştirerek basitleştirmek daha başarılı bir yaklaşımdır.

Bir Dil Anadil Gibi Öğrenilebilir mi?

Küreselleşen dünyamızda birden fazla dil bilmenin önemi artmaktadır. İster seyahat, ister iletişim amaçlı olsun, yabancı dil öğrenmek değerli bir yetenektir. Geleneksel dersler yerine, kendi başına dil öğrenme yöntemleri kullanılabilir. Peki bir dil anadil gibi öğrenilir mi?

Öğrenme Sürecinin Önemi

Maruz kalma ve pratik yapma, dil öğrenmenin temel bileşenleridir. Bu süreci hafif bir programla, sağlam ve düzenli bir şekilde ilerletmek gerekir. Dil öğrenme sürecinin, hayatın bir parçası haline getirilmesi gerekmektedir.

Kullanılacak Materyaller

Dil öğrenme sürecinde, güvenilir bir sözlük edinmek önemlidir. Hem fiziksel hem de uygulama olarak iki şekilde kullanılması tavsiye edilir. Gramer öğrenmek içinse, seçilen dilin kullanılacağı alan göz önünde bulundurulmalı ve gramer konusunu ona göre şekillendirmelidir.

Tekrar ve Pratik

Öğrenilen bilgilerin kalıcılığı için tekrar önemlidir. Emin olunamayan ya da unutulan bilgilere bakmalı ve üzerinde çalışılmalıdır. Dil öğrenme sürecinde dinleme, konuşma, sohbet ve kelime öğrenme etkinliklerine yer verilmelidir.

Sonuç olarak, bir dil öğrenmek doğası gereği her zaman zorlu bir süreçtir ve anadil gibi öğrenme iddiası yüksek bir hedef gibi görünebilir. Ancak, doğru materyallerle, düzenli ve disiplinli bir çalışma süreci ve sürekli pratikle, anadil gibi dil öğrenme hayal olmaktan çıkabilir ve gerçekleştirilebilir bir hedef haline gelebilir.

Dil Öğrenme Sürecinde Karşılaşılan Zorluklar

Günümüzde çok dilli olmak büyük avantaj sağlasa da, kendi kendine dil öğrenme sürecinde bazı önemli zorluklarla karşılaşmak kaçınılmazdır. Bu zorlukların başında günlük yaşantımızın yoğunluğu, motivasyon eksikliği ve dil öğrenme yöntemlerinin doğru uygulanması gibi faktörler yer almaktadır.

Yoğun Programlar ve Zaman Yetersizliği

Bireylerin iş ve sosyal hayatı nedeniyle zamanlarının çoğunu evde vakit geçirmeye ayırmaları, dil öğrenme sürecini etkileyen önemli bir faktördür. Bu nedenlerle, yoğun çalışma saatlerine sahip olanlar ile mevcut dil becerilerini geliştirmek isteyen bireyler için daha düzenli ve verimli bir dil öğrenme süreci hayata geçirmek büyük önem taşır.

Motivasyon ve İçsel Güdülerin Önemi

Dil öğrenme sürecinde başarıya ulaşmak, doğru motivasyon ve içsel güdülere bağlıdır. Kendine uygun bir dil öğrenme metodu belirleyen bireyler, bu süreçte daha başarılı olacaklar ve istenen dil becerilerine ulaşabileceklerdir. Dil öğreniminin bir zorunluluk olmaktan çıkıp hayatın bir parçası haline getirilmesi bu konuda büyük önem arz eder.

Doğru ve Etkili Dil Öğrenme Yöntemlerinin Kullanılması

Kendi kendine dil öğrenme sürecinde bir diğer önemli zorluk ise doğru ve etkili dil öğrenme yöntemlerinin kullanılmasıdır. Başarılı bir dil eğitimi için gramer anlayışı, kelime dağarcığı ve pratik becerilerin uygun ve verimli şekilde geliştirilmesi gereklidir. Bireylerin öğrenme hedeflerine ve kullanım alanlarına göre farklı dil öğrenme tekniklerinin uygulanması, dil eğitiminin verimli ve kalıcı hale gelmesine katkı sağlar.

Sonuç olarak, kendi kendine dil öğrenme sürecinde karşılaşılan zorluklar yoğun programlar, motivasyon eksikliği ve doğru öğrenme yöntemlerinin seçimi olarak özetlenebilir. Bu süreçte bireylerin kendilerine özgü ihtiyaçlarını ve hedeflerini göz önünde bulundurarak uygun bir eğitim programı oluşturması, dil öğreniminin başarıya ulaşmasının anahtarıdır.

Yabancı Dil Öğrenme Sürecinde Motivasyonun Yüksek Tutulması

Yabancı dil öğrenmek giderek önem kazanan bir beceridir, ancak bu süreçte motivasyonun devamlılığı her zaman zor olabilir. Günümüzün küreselleşen dünyasında, birden fazla dil konuşmak büyük avantajlar sağlar. Yeni bir dil öğrenirken motivasyonumuzu nasıl yüksek tutabiliriz? İşte size bazı öneriler.

Kendi Nedenlerinizi Belirleyin
Öncelikle, yabancı dil öğrenmek istemenizin nedenlerini net bir şekilde belirleyin. Bu nedenler mesleki, sosyal veya sadece kişisel gelişiminiz için olabilir. Bu nedenleri sık sık hatırlayarak, motivasyon seviyenizi yüksek tutabilirsiniz.

Hedefler Belirleyin ve İlerlemeyi İzleyin
Öğrenme sürecinde kısa ve uzun vadeli hedefler belirlemek, motivasyonunuzu artırır. Ayrıca ilerlemeyi düzenli olarak takip etmek ve değerlendirmek de önemlidir. Hedefleriniz konusunda gerçekçi olun ve başarılarınızı kutlayarak özgüveninizi güçlendirin.

Sürekli Pratik Yapın
Yeni bir dil öğrenmenin en iyi yolu maruz kalma ve pratik yapmaktır. Fırsat buldukça, öğrendiğiniz dili konuşarak ve yazarak pratik yapın. Bu sayede öğrenme süreciniz keyifli hale gelir ve motivasyonunuz yükselir.

İlgili Kaynakları Kullanın
Yabancı dil öğrenirken, ilginizi çeken kaynaklardan faydalanın. Filmler, müzikler, kitaplar veya dergiler gibi farklı malzemeler kullanarak, öğrenmenin keyifli bir parçası haline getirin.

Sosyal İlişkiler Kurun
Yabancı dil öğrenirken, o dili konuşan kişilerle iletişim kurmak, sürecin başarılı olmasına yardımcı olur. Bu sayede hem öğrendiğiniz dilde pratik yapma imkanı bulursunuz, hem de farklı insanlar ve kültürlerle tanışarak motivasyonunuzu artırırsınız.

Sonuç olarak, yabancı dil öğrenmek herkes açısından büyük bir değer sunar. Motivasyonumuzu yüksek tutarak, bu öğrenme yolculuğundan daha fazla keyif alabilir ve dili başarılı bir şekilde öğrenebiliriz. Unutmamanız gereken en önemli nokta ise sürekli pratik yapmaktır, bu sayede öğrendiklerinizi pekiştirebilir ve başarılı olabilirsiniz.

En Başarılı Dil Öğrenme Yöntemleri ve Basit Diller

Günümüzün küreselleşen dünyasında dil becerileri oldukça önemlidir. Birden fazla dil öğrenmek, iş ve sosyal yaşamda büyük avantajlar sağlar. Peki en basit dil hangisidir ve hangi dil öğrenimi daha hızlı sonuç verebilir?

Başlangıç Seviyesinde Basit Diller

Öncelikle, bazı dillerin başlangıç seviyesinde daha kolay öğrenildiği bilinmektedir. Örneğin, İspanyolca, İtalyanca ve Fransızca gibi Roman dilleri, Türkçe konuşanlar için sözdizimi ve sözcük yapıları açısından daha anlaşılır olabilmektedir. Bu dillerde, daha kısa sürede temel düzeyde konuşma becerileri elde etmek mümkündür.

Etkili Dil Öğrenme Yöntemleri

Dil öğreniminde başarılı olmanın en önemli unsuru süreklilik, maruz kalma oranı ve uygun çalışma yöntemleridir. İşte, dil öğrenmeye hız kazandıracak bazı öneriler:

Kendine Uygun Dil Seçimi: Öğrenmek istediğiniz dilin size ne kadar yakın olduğunu ve hangi amaçla kullanacağınızı düşünerek, karar verebilirsiniz.

Sözlük Kullanımı: Güvenilir bir sözlük ve dil öğrenme uygulamaları, dil öğreniminin en önemli desteklerindendir.

Gramer ve Kavramları Öğrenme: Hedef dilde yazma ve okuma becerileri kazanmak isteyenler için gramer konularına hakim olmak önemlidir.

Dil Pratiği: Yeni dil öğrenirken, sürekli pratiğin önemi de göz ardı edilmemelidir. İster konuşarak, ister yazarak olsun, pratiğinizi düzenli olarak yapmak, dil öğrenimini hızlandırır.

Öğrenilmek İstenen Dilin Kullanım Alanları

Dil öğreniminin amacı ve kullanım alanı, zaman ve önceliklere göre şekillenir. Örneğin, iş yaşamında yazılı ve sözlü iletişim becerilerini geliştirmek isteyenler için, gramer ve kavramların öğrenilmesi önemlidir. Ancak, sadece konuşarak ve dinleyerek dil öğrenmek isteyenler için dinleme, pratik yapma ve kelime öğrenme yöntemlerini kullanarak hızlı ilerlemeler mümkündür.

Sonuç olarak, en başarılı dil öğrenme yöntemlerini belirlemek ve hızlı sonuç alabilmek için, öncelikle öğrenilmek istenen dilin seçimi, uygun materyaller ve düzenli pratik önemli faktörlerdendir. Bu süreçte, sürekli kendini geliştirmeye ve alıştırmalara devam etmek başarı için önemlidir.

Etkili Yabancı Dil Öğrenme Yöntemleri

Kendi kendine yabancı dil öğrenirken hangi yöntemler en etkili olabilir sorusu, günümüzde çokça merak edilen bir konudur. Küreselleşen dünyada çok dil bilmek büyük avantaj sağladığından, bu konuya ilgi oldukça fazladır. İşte bu yazımızda, sizlere kendiniz için en uygun dil öğrenme yöntemleri hakkında bilgi sunacağız.

Maruz Kalma ve Pratik Yapmak
Yeni bir dil öğrenme sürecinde maruz kalma ve pratik yapmak oldukça önemlidir. Dil öğrenirken dışarı çıkarak veya arkadaşlarla sohbet ederek pratik yapmak ve dildeki yapıları kullanarak kendinizi geliştirmek daha hızlı öğrenmenize yardımcı olacaktır.

Sözlük Kullanımı
Güvenilir bir sözlük kullanarak dil öğrenme sürecine destek olmak önemlidir. İster uygulama şeklinde telefonunuza indirin, ister basılı bir sözlük alarak kullanın; güncel ve doğru bilgi sunan bir sözlük, dil öğrenme sürecinizi kolaylaştıracaktır.

Gramer Öğrenimi ve Kullanımı
Öğreneceğiniz dilin gramer yapısını anlamak ve kullanmak konuşma yeteneğinizin gelişmesine katkı sağlar. Bu nedenle, gramer anlatımına yer veren kaynak kitaplar edinmekte fayda vardır. İş hayatında veya diğer alanlarda dil kullanımında gramer bilgisi büyük önem taşır.

Tekrar ve Gözden Geçirme
Öğrenilen bilgilerin zaman içinde unutulmaması için tekrar ve gözden geçirme büyük önem taşır. Emin olamadığınız veya hatırlayamadığınız bilgilere dönüp tekrar gözden geçirmeniz, öğrendiklerinizi pekiştirir ve beyninizde kalıcı hale getirir.

Dinleme ve Kelime Öğrenme
Dil öğrenirken, sadece konuşabilmek ve sohbet edebilmek isteyenler için dinleme egzersizleri ve kelime öğrenme çalışmaları yapılarak sürekli gelişim sağlanabilir. Bu alanda çeşitli kaynaklar ve uygulamalar kullanarak dil öğrenme sürecinizi desteklemeniz avantajlıdır.

Sonuç olarak, kendi kendine yabancı dil öğrenirken kullanabileceğiniz en etkili yöntemler arasında maruz kalma, pratik yapma, sözlük kullanma, gramer öğrenimi, tekrar ve gözden geçirme, dinleme ve kelime öğrenme yer almaktadır. Bu yöntemleri kullanarak yabancı dil öğrenme hedeflerinize ulaşma şansınızı artırabilir ve dil becerilerinizi geliştirebilirsiniz.

Yabancı Dil Öğrenirken Dilbilgisi ve Kelime Bilgisi Dengesi

Küreselleşen dünyada yabancı dil öğrenme süreçlerinde dilbilgisi ve kelime bilgisi dengesinin sağlanması önemli bir husustur. Bu dengenin sağlanmasıyla, öğrenilen dilde etkin iletişim kurma ve dil yeterliliğini geliştirme hedeflenir. Farklı amaçlarda dil öğrenenler için sağlanacak bu dengeye, özel yönlendirmelerle ulaşılabilir.

Kariyer Odaklı Dil Öğrenimi Üzerine

İş hayatında yabancı dil kullanacak ve yazılı, sözlü iletişimin yanı sıra sunumlar yapacak bireyler için dilbilgisi önemli bir yere sahiptir. Bu amaçla, dilbilgisi kurallarının etkin bir şekilde öğrenilmesine özen gösterilmelidir. Dilbilgisi açısından güçlü kaynaklar tercih edilerek, düzenli ve sistemli çalışmalar yapılarak gramer bilgisi sağlam temeller üzerine inşa edilmelidir. Bununla birlikte, günlük hayatta ve iş dünyasında kullanılacak alanlarda kelime öğrenme süreçlerine de yer verilmelidir.

Sadece Konuşabilmek İçin Dil Öğrenme

Eğer yabancı dil öğrenme amacı sadece günlük hayatta iletişim kurmak ve sohbet etmekten ibaretse, dilbilgisine aşırı önem vermek yerine kelime bilgisini geliştirmeye odaklanmalıdır. Bu kapsamda, bol miktarda dinleme ve pratik yapılması gerekmektedir. İçinde bulunulan kültüre göre, günlük yaşamda karşılaşılabilecek durumlar ve buna yönelik sözcük ve ifadelerin öğrenilmesine öncelik verilmelidir. Aynı zamanda, temel dilbilgisi yapılarını anlayarak ve uygulayarak doğru ve anlaşılır bir şekilde iletişim kurabilecek düzeyde dilbilgisi bilgisinin oluşturulması yerinde olacaktır.

Dengeyi Sağlamak için Öneriler

Dil öğrenme sürecinde dilbilgisi ve kelime bilgisini dengeli bir şekilde geliştirmeye yönelik şu önerilere dikkat edilmelidir:

1. Güncel ve seviyeye uygun dil bilgisi kaynakları ve sözlükler kullanılmalıdır.
2. Dilbilgisi ve kelime öğrenimine yönelik düzenli zaman ayrılmalı ve disiplinli çalışma gerçekleştirilmelidir.
3. Tekrar ve pekiştirme yöntemleri kullanarak, öğrenilen bilgilerin unutulması önlenmeli ve bilgi aktarım süreçlerinin sağlamlığı desteklenmelidir.
4. Dil öğrenim sürecinde, pratik yaparak ve gerçek yaşam durumlarında dili kullanarak, dil yeterliliğinin geliştirilmesi hedeflenmelidir.

Sonuç olarak, yabancı dil öğrenme sürecinde dilbilgisi ve kelime bilgisi dengesini sağlamak, bireylerin dil öğrenme amacına ve kullanım alanlarına göre değişkenlik gösteren ve özelleştirilebilen bir süreçtir. Bu süreçte, dengenin sağlanması için düzenli ve disiplinli çalışma, doğru kaynak ve materyal kullanımı, tekrar ve ilerlemeyi göz önünde bulundurarak, öğrenme sürecine uygun adımlar atılması önem taşır.

Farklı Alanlarda Kullanmak Üzere Öğrenilen Yabancı Dilde Hangi Kaynaklar ve Teknikler Kullanılmalıdır?

Farklı alanlarda kullanmak üzere öğrenilen yabancı dilde başarılı bir şekilde ilerlemek için çeşitli kaynaklar ve tekniklere başvurmak önemlidir. Bu bağlamda, güvenilir bir sözlük ve gramer kitabı temel ihtiyaçlar arasında yer için öncelikle bu kaynaklara sahip olmak faydalı olacaktır. Daha sonra, öğrenilen yabancı dilin çeşitli alanlarda kullanılabilmesi için bazı teknikler uygulanmalıdır.

Gramer Bilgisine Önem Verin

İlgili dilin gramer yapısını öğrenmek, yazma, okuma ve konuşma becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlar. Kariyer alanında dil becerilerinin gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda, güncel ve içeriği zengin bir gramer kitabını kullanarak temel konuları kavramak önemlidir.

Dil Pratiği Yapın

Dil öğreniminde maruz kalma ve pratik yapmak vazgeçilmezdir. Konuşma becerisini geliştirmek için dili anadili gibi konuşan kişilerle sohbet etmek, dil değişimi programlarına katılmak ve çevrimiçi platformlar üzerinde dil pratiği yapmak etkili yöntemlerdendir.

Dinleme Becerisini Geliştirin

Farklı alanlarda kullanılacak olan yabancı dilde yetkinlik sağlamak için dinleme becerisini geliştirici aktivitelere yönelmek gereklidir. Dilin ana konuşmacıları tarafından kullanıldığı gerçek yaşam senaryolarında dilin ritim, ton ve sözcük gruplarını anlayarak öğrenme sürecini ilerletebilirsiniz.

Kelime Bilgisini Artırın

Kelime bilgisi ve terminoloji, farklı alanlarda kullanılacak olan yabancı dilde kavrama ve ifade etme becerisini geliştirir. Dil seviyesine ve kullanılacak alana uygun kelime listeleri hazırlayarak düzenli bir şekilde yeni sözcükler öğrenebilirsiniz.

Sonuç olarak, farklı alanlarda kullanmak üzere öğrenilen yabancı dilde başarı sağlamak için öncelikle güvenilir bir sözlük ve gramer kaynağı edinmeye önem verilmelidir. Ardından, dil pratiği yaparak dinleme, konuşma ve kelime becerilerini geliştirici etkinlikler, dil öğrenim sürecinin başarısını artıracaktır. Bu süreçte ısrarlı ve düzenli çalışma ile dil öğrenimi ve kullanımı konusundaki yetersizliklerin üstesinden gelinebilir.

Kendi Kendine Yabancı Dil Öğrenirken Motivasyon Nasıl Sağlanır?

Küreselleşen dünyada, yabancı dil öğrenmek büyük öneme sahiptir. Çeşitli sebeplerle yabancı dil öğrenmek veya dilinizi geliştirmek isteyebilirsiniz. Geleneksel derslere katılmak için zamanınız ya da paranız olmayabilir, ancak kendi başınıza yabancı dil öğrenmenin pek çok yöntemi mevcuttur. İşte kendiniz dili öğrenirken motivasyonu nasıl sağlayabileceğinize dair bazı ipuçları.

Başarılı Bir Öğrenme Stratejisi Geliştirin

Öğrenme sürecini daha az korkutucu hale getirmek ve daha fazla zevk almak için, kendinize güzel bir rota çizerek işe başlayın. Dil öğrenmeyi sizin için zorunlu bir aktiviteden ziyade hayatınızın bir parçası olarak benimseyin. Böylece daha çok verim ve zevk alabilirsiniz.

Güçlü Materyaller Kullanın

Bir dil öğrenirken, güvenilir bir sözlük ve yardımcı kaynak kitaplar edinin. Hem elektronik hem de basılı kaynaklar kullanarak bilgi ve öğrenme deneyiminizi zenginleştirebilirsiniz.

Öğrenme Alanını Belirleyin

Dil öğrenme sürecinde, öğreneceğiniz dili hangi alanda kullanacağınıza karar verin. Kariyerinizde büyük bir yeri varsa, gramerin önemli olduğunu düşünerek gramer odaklı bir öğrenme planı uygulayabilirsiniz. Eğer sadece günlük konuşmalar için öğreniyorsanız, bol bol dinlemeye, pratik yapmaya ve kelime öğrenmeye odaklanmalısınız.

Tekrar ve Pratik Önemlidir

Dil öğrenirken, tekrar etmeyi ve pratik yapmayı ihmal etmeyin. Öğrenilen bilgiler zamanla paslanabilir ve unutulabilir. Bu nedenle, anımsayamadığınız bilgilere sürekli olarak göz atarak bilgilerinizi taze tutun ve öğrenme sürecinde motivasyonunuzu koruyun.

Sonuç olarak, kendi kendine yabancı dil öğrenmenin bazı zorlukları olsa da, doğru strateji, materyaller ve çalışma yöntemleriyle sürece başarıyla devam edebilirsiniz. Motivasyonunuzu koruyarak ve süreçten zevk alarak dil öğrenme sürecini daha verimli ve keyifli hale getirin.

Dil Öğrenmede Alternatif Yöntemler

Günümüzün küreselleşen dünyasında, birden fazla dil konuşmak giderek daha önemli hale geliyor. Dil öğrenirken pratik yapmak ve maruz kalma dışında farklı yöntemlerle de başarı elde edilebilir. Kendini geliştirmeye adayanlar için öncelikle dil öğrenmeye uygun bir ortam oluşturmalı ve güvenilir bir sözlük edinilmelidir.

Gramer ve Kelime Dağarcığı

Dil öğrenme sürecinde gramer ve kelime dağarcığını geliştirmek çok önemlidir. Gramer konularını öğrenirken, kariyerinize uygun bir kaynak kitap edinmeniz oldukça faydalı olacaktır. Öğrenilen bilgilerin kalıcı olması için mutlaka tekrar yapılmalıdır. Ayrıca, telefonunuza sözlük uygulamaları indirerek pratik kullanım sağlayabilirsiniz.

Dinleme ve İzleme

Dil öğrenirken başka bir etkili yöntem de dilin kullanıldığı kaynaklardan faydalanmaktır. Özellikle filmler, diziler ve şarkılar, dilin kullanımını anlamak ve maruz kalmak için mükemmel kaynaklardır. Bu materyaller sayesinde hem kulak aşinalığı sağlanır hem de yeni kelimeler öğrenilerek kelime dağarcığı genişletilir.

Okuma ve Yazma

Dil öğrenme sürecinde okuma ve yazma becerilerini geliştirmek de önemlidir. Dil öğreneceğiniz alanın seçilmesi, gramer ve kelime öğrenmeye odaklanmanızı sağlayacaktır. İlgilendiğiniz konularda yazılar ve kitaplar okuyarak anlama becerinizi geliştirebilirsiniz. Aynı zamanda blokları olan ve sosyal medya üzerinden dili anadili olarak kullananlarla iletişim kurarak yazma becerilerinizi de artırabilirsiniz.

Sonuç olarak, dil öğrenirken pratik yapmak ve maruz kalmanın yanı sıra başka yöntemlerle de başarıya ulaşabilirsiniz. İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarında kendini geliştirmek ve dil öğrenmeye zaman ayırmak oldukça önemlidir. Farklı yöntemlerle dil öğrenirken başarı sürecini hızlandırabilir ve daha keyifli hale getirebilirsiniz. Kendinize güvenilir kaynaklar edinerek ve çeşitli yöntemler deneyerek dil öğrenme sürecini daha verimli kılabilirsiniz.

Pandemi döneminde evde kalarak etkin dil öğrenme sürecinin sürdürülmesi, bireylerin küresel dünya ile iletişim kurabilme yeteneklerini geliştiren önemli bir yatırımdır. Bu süreçte, çeşitli teknikler ve stratejiler kullanarak dil öğrenme sürecini verimli bir şekilde devam ettirmek mümkündür.

Dil becerilerini geliştirmek için, önemli olan sistemli bir çalışma programına sahip olmak ve sürekli pratik yapmaktır. Evde geçirilen sürelerde, dil öğrenmeye ayrılacak düzenli saatler belirlenmeli ve bu süreçte etkin öğrenme tekniklerinden faydalanılmalıdır. Öncelikle, güvenilir bir sözlük kullanmak, temel gramer bilgisine sahip olmak ve sık sık tekrar yaparak öğrenilen bilgilerin kalıcı hale getirilmesine özen göstermek gereklidir.

Ayrıca, dil öğrenimi sırasında farklı becerilere yönelik çeşitli uygulamalar ve kaynaklar kullanılabilir. Öğrenilen dili hangi alanda kullanmak istendiğine göre gramer eğitimi ve kelime haznesi şekillendirilmelidir. Özellikle iş hayatında dil becerisi önemli olan bireyler için, alanlarına yönelik uzmanlaşmış kaynakları incelemek ve belirli bir seviyeye gelindikten sonra dili kullanarak işlerini gerçekleştirmeye çalışmak faydalı olacaktır.

Dil öğreniminde, sadece yazılı ve gramer bilgisine değil, dinleme ve konuşma becerilerine de önem verilmelidir. Bu amaçla, çeşitli etkinlikler yapılabilir. Örneğin, öğrenilen dilde yayın yapan radyo kanallarını dinlemek, televizyon programlarını ve filmleri izlemek, o dilde yazılmış kitaplar ve makaleler okumak, dil becerisini geliştirmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca, öğrenilen dili konuşan kişilerle dil değişimi yaparak, anadili gibi konuşma pratiği gerçekleştirilebilir.

Sonuç olarak, pandemi döneminde evde kalarak dil öğrenme sürecini etkin bir şekilde sürdürebilmek için, düzenli ve sistemli bir çalışma programına sahip olmak, öğrenme sürecini destekleyecek kaynaklar ve uygulamalar kullanmak, dil becerilerini gerçek yaşam durumlarında kullanarak deneyim kazanmak önemlidir. Bu sayede evde geçirilen zaman dilimini en iyi şekilde değerlendirerek, dil öğrenme sürecini başarıyla tamamlamak mümkündür.

İnsanın Kendi Kendine Yabancı Dil Öğrenme Sürecine Adaptasyonu

Günümüzün küreselleşen dünyasında, birden fazla dil bilmenin önemi giderek artmaktadır. İş ya da sosyal hayat olsun, dil bilgisi bireyin iletişim kabiliyetini güçlendiren en önemli vasıtalardan biridir. Peki, yoğun iş ve günlük hayat tempoları arasında kendimize nasıl zaman ayırarak yabancı dil öğrenebiliriz?

Haftalık Program Hazırlamak

Dil öğrenmeye karar verdiğimizde, öncelikle haftalık bir program hazırlayarak disiplinli bir şekilde çalışma sürecine başlamalıyız. Haftalık hafif bir programla başlayarak daha sonrasında kendinizi ne kadar geliştirdiğinizi fark edip, süreyi ve şiddeti artırabilirsiniz.

İçinde Bulunduğumuz Pandemi Koşullarını Değerlendirmek

Pandemi süreci, evde daha fazla vakit geçirdiğimiz ve kendimize yatırım yapabileceğimiz bir dönemdir. Bu dönemi değerlendirmek için dil öğrenmeye ve dilinizi geliştirmeye başlayabilirsiniz. İlk adımı, kararlı bir şekilde dil öğrenmeye karar vermekle atmış olursunuz.

Gerekli Materyalleri Temin Etmek

Başarılı bir şekilde dil öğrenmek için, öncelikle güvenilir bir sözlük edinmelisiniz. Hem fiziki, hem de dijital ortamlarda kullanabileceğiniz sözlükler, hızlı ve etkili bir şekilde anlam ve kelime çağrıştırma kabiliyetinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır. İhtiyaca göre gramer öğrenimine yönelik yardımcı kaynak kitaplar edinmeniz de dil bilginizi geliştirmede önemli bir katkı sağlayacaktır. Öğrenilen bilgilerin pekiştirilmesi ve beyninizde kalıcı olabilmesi için tekrarlamalı ve anımsayamadığınız noktalara sürekli olarak geri dönüp bakmalısınız.

Pratik Yapma ve Kelime Öğrenme

Dil öğrenme sürecinde bol bol dinlemeye, konuşmaya ve kelime öğrenmeye önem vermelisiniz. Sözlü ve yazılı iletişim becerilerini geliştirmenin yolu, dil öğrenme sürecine sürekli olarak pratik ve etkileşim katarak ilerlemektir. Bu şekilde zamanla, kendinize duyduğunuz güven artarak dil bilginiz de gelişecektir.

Sonuç olarak, insanın kendi kendine yabancı dil öğrenme sürecine adapte olabilmesinin yolu disiplinli ve düzenli çalışma, sürekli olarak pratik yapma ve gerekli materyallere erişim sağlamaktan geçmektedir. Günümüz dünyasında dil bilgisi, bireye iletişim kabiliyeti, iş olanakları ve sosyal çevre açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. İçinde bulunduğumuz pandemi koşullarını değerlendirerek, kendimize yaptığımız en büyük iyiliklerden biri olan dil öğrenmeye zaman ayırmalıyız.

En Etkili Dil Öğrenme Metotları ve Kendi Başına Uygulanabilirlikleri

Günümüzde küresel düzeyde dil öğrenme ihtiyacı artmaktadır ve bu süreçte en etkili dil öğrenme metotları önem kazanmaktadır. Kendi başına dil öğrenmek isteyen bireyler için uygulanabilecek temel yöntemler maruz kalma, pratik yapma ve tekrarlamadır.

Maruz Kalma ile Dil Öğrenimi

Dil öğrenme sürecinde maruz kalma, dili her fırsatta duyma ve içinde bulunma ile gerçekleşir. Özellikle ana dili olmayan bir dili öğrenmek için müzik dinlemek, filmler izlemek ve kitaplar okumak gibi etkinliklerle dildeki yapıları anlamak ve tutmak mümkündür.

Pratik Yaparak Dil Geliştirme

Dil öğreniminin önemli bir bölümünü pratik yapmak oluşturur. Konuşma becerisini geliştirmek, sohbet edebilmek ve düşünceyi ifade edebilmek adına öğrenilen dilde sürekli pratik yapma gereklidir. Bunu karşılıklı iletişim veya internet üzerinden yapılan yazılı ve sözlü çalışmalarla gerçekleştirebilirsiniz.

Tekrarlamanın Önemi ve Dil Öğrenme

Dil öğrenme sürecinde tekrarlamadan elde edilen bilgilerin zamanla unutulacağı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, özellikle gramer kurallarını iyice öğrenmek ve pekiştirmek için emin olunmayan, anımsanmayan bilgilere dönüp tekrar etmek esastır. Bu şekilde yapılan çalışmalarla yeni öğrenilen dil beynimize daha iyi yerleşir.

Uyarlanabilir Dil Metotları

Öğrenilmek istenen dilin kullanılacağı alan ve amaç belirlenmelidir. Eğer dilin kariyerde büyük önemi bulunuyor ve resmi yazışma, okuma, sunuş gibi alanlarda kullanılacaksa, gramer eğitimine daha çok ağırlık verilerek yardımcı kaynak kitaplar tercih edilmelidir.

Sohbet Odaklı Dil Öğrenme Yaklaşımı

Dil öğreniminin amacı sadece konuşma becerisi ve sohbet edebilme üzerine ise, dinlemeye, pratik yapmaya ve kelime dağarcığı geliştirmeye daha çok odaklanılmalıdır. Bu sayede özellikle iş hayatında ve sosyal ortamlarda karşılaşılan günlük muhabbetlerde istenen düzeyde iletişim sağlanabilir.

Sonuç olarak, dil öğrenme sürecinde en etkili yöntemleri belirleyerek ve bunlara uygun şekilde çalışarak, kendi başına da başarılı ve kalıcı sonuçlar elde edilebilir. Bireylerin amacına uygun yöntemler seçmesi ve sürekli motivasyonla çalışmalarını sürdürmesi, dil öğreniminin başarısını artıracaktır.

Kendi Başına Dil Öğrenme Sürecinde Faydalı Aktiviteler

Günümüzün küreselleşen dünyasında, dil becerileri önemli bir başarı unsuru haline gelmiştir. İster mesleki amaçlarla, ister sosyal nedenlerle olsun, yabancı bir dil öğrenmek, bireyler için büyük avantaj sağlamaktadır. Bu bağlamda, sosyal etkileşimi ve pratik açısından hangi aktivitelerden faydalanılması gerektiği kritik öneme sahiptir. İşte bu konuda dikkate alınması gereken öneriler:

Güvenilir Sözlük Kullanımı: İster fiziksel, ister dijital olsun, güvenilir bir sözlük elde etmek, öğrenme sürecinde temel ihtiyaçtır. Sözlükler, bilinmeyen sözcükleri anlama ve kullanma konusunda önemli bir kılavuz görevi görmektedir.

Gramer Kavramında Yöntem Belirleme: Öğrenilecek dilin kullanım amacına göre gramer konusuna yaklaşım geliştirmek önemlidir. İş yaşamında yazılı ve sözlü iletişimde dilin doğru kullanılması için, gramer eğitiminin önemi arz eder. Bu amaçla, yardımcı kaynak kitaplar edinip, düzenli olarak incelemek ve tekrar yapmak faydalıdır.

Duyarlılık ve Dinleme Pratiği: Konuşma becerilerini geliştirmek için, hedef dilde yayın yapan radyo veya televizyon programlarına düzenli olarak maruz kalmak önemlidir. Ayrıca, dilde yetkin kişilerle yapılan sohbetler ve münazaralar da pratik imkânlarını artırır.

Kelime Dağarcığı Geliştirme: Dil öğrenme sürecinde, kelime dağarcığını geliştirecek kitaplar okumak, filmler izlemek ve dilde iletişim kurabilecek kişilerle pratik yapmak faydalıdır. Bu sayede, öğrenilen kelimelerin doğru kullanımı ve telaffuzu hakkında da bilgi sahibi olunur.

Sonuç olarak, kendi başına dil öğrenme sürecinde sosyal etkileşim ve pratik açısından dikkate alınması gereken temel unsurlar; güvenilir sözlük kullanımı, gramer yöntemi belirleme, duyarlılık ve dinleme pratiği yapma ve kelime dağarcığı geliştirmedir. Bu yöntemlerle süreç daha verimli ve zevkli hale getirilebilir. Belirtilen aktivitelerin düzenli olarak uygulanması, dil öğrenim sürecinde başarıya ulaşmada önemli bir rol oynar.

Kendi kendimize dil öğrenmek yabancı dil yeni bir dil öğrenmek kendi kendine yabancı dil nasıl öğrenilir İngilizce almanca
Beyda Çalışkan

Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği 4. sınıf öğrencisidir. Okumak, yazmak, araştırmak dışında müzikle ilgilenmeyi seviyor. Fakülte sosyal kulüplerinden birinin de kurucuları arasında. 

Dil Öğrenme Teknikleri (50 Dil Çalışmış Johan Vandewalle’den Yabancı Dil Öğrenmenin Püf Noktaları) PART 1

ÖNEMLİ : Kendim için aldığım notlar. Umarım size de bir faydası olur. Kullanılan her bir makale referans olarak eklenmiştir.

Yabancı dil öğrenmenin Püf Noktaları Serisi


Johan Vandewalle‘i, fikirlerine her zaman değer verdiğim sevgili Prof. Dr. Selçuk Şirin‘in youtube hesabında paylaştığı bir video aracılığı ile tanıdım. Johan Vandewalle (d. 15 Şubat , Brugge, Belçika), Belçikalı bir dilbilimcidir. Ghent Üniversitesi’nde ders vermektedir ve Türk dillerinde uzmanlaşmıştır.

Uzun yıllar yabancı dil öğrenimi üzerine çalışmalar yapmış bu eğitmenin(polyglot) verdiği tavsiyeleri dikkate değer olarak görüyorum. Bu sebepten ötürü bu değerli eğitmeni sizin de tanımanızı istedim.

Dil bariyeri diğer meslek gruplarında olduğu gibi yazılım geliştiriciler için de çok önemli bir engel. Çünkü yazılım alanında türkçe kaynak bulmak gerçekten çok zor. Kaldı ki hızla gelişen teknoloji, mevcut kaynakların güncelliğini yitirmesi gibi etmenler düşünüldüğünde türkçe kaynak bulmak yerine doğrudan yabancı dil öğrenmek birçoklarına göre daha akıllıca bir yatırım olacaktır. Takdir edersiniz ki dil öğrenmek de hiç o kadar kolay bir husus değildir. Özellikle belli bir yaştan sonra!!

Yabancı Dil Öğrenmenin Püf Noktalarına geçmeden önce bir şeyi belirtmek isterim. Aşağıda sıraladığım maddeler Johan Vandewalle‘in instagram sayfasından, hocanın izni alınarak alıntılanmıştır. Sıraladığım bu maddeler, doğrudan hocanın kendi ağzından kurduğu cümlelerdir. Bu arada Johan Vandewalle’in youtube kanalı ve instagram hesabının(@seafoodplus.infoalle) linklerine, sayfanın sonunda, referanslar bölümünden erişebilirsiniz. İyi okumalar.

PÜF NOKTASI 1

İki dilli kitap okuma tekniği : Aşağı yukarı iki yıldır Danca okumamıştım. Danca okuma becerim epey gerilemişti. Danca okuma becerimi tekrar eski düzeyine getirmek için hâlen iki dilli okuma tekniğini uyguluyorum. Tove Ditlevsen’in Ansigterne (Yüzler) kitabını Hollandaca çevirisiyle birlikte okumaya başladım.

Bu, birinci aşama: Danca bir cümle okurum, anlayıp anlamadıgımı kendime sorarım. Eğer anlamadığım kelime ya da yapılar varsa çeviriye bakarak bunları anlamaya ve hafızamda tutmaya çalışırım. Kitapta ilerledikçe çeviriye başvurma ihtiyacı sistematik şekilde azalır. Bu şekilde aşağı yukarı sayfa okuduktan sonra havalanan bir kuş gibi çeviriden kopmaya, kurtulmaya başlarım.

Birkaç kitabı bu şekilde bitirdikten sonra ikinci aşamaya geçerim: artık çeviri değil sözlük kullanmaya başlarım. Bilmediğim ve önemli olduğunu hissettiğim sözcüklerin anlamını sözlükten arayıp ezberlemeye çalışırım.

Yine bu şekilde birkaç kitap bitirdikten sonra üçüncü ve son aşamaya geçerim: artık ne çeviri ne de sözlük kullanarak, hiçbir yardım olmadan, kendimi kuş gibi özgür hissederek kitap okurum. link

PÜF NOKTASI 2

Yabancı dil öğreniminde azim ve kararlılığın önemi : Ne kadar yetenekli, ne kadar eğitimli, ne kadar büyük bir dâhi olursanız olun bir yabancı dili öğrenme sürecinde mutlaka umudunuzu kesmek üzere olduğunuz zor anlar olacaktır. O anlarda vazgeçmeyerek azim ve kararlılıkla yolunuza devam etmelisiniz, çünkü başarıya ulaşmanın tek yolu budur. Sizden önce hiçbir dil dersine katılmadan öğrenmekte olduğunuz dilin temel kurallarını ve temel sözvarlığını edinmiş olan okulöncesi çağda olan milyonlarca çocuğu düşünün. Onlar bunu başarabildilerse, siz de azim ve kararlılığınızla bunu başarabilirsiniz. link

PÜF NOKTASI 3

Kelime oyunları oynayın : Böylece hem hafızanızda unutulmaya yüz tutan kelimeleri aktif hâle getirerek pekiştirirsiniz hem de hoş vakit geçirirsiniz. Günümüzde kelime oyunları pek çok çeşitte karşımıza çıkmaktadır. Gazete ve dergilerde basılan bulmacalar, oyun tahtası üzerinde oynanan Scrabble gibi oyunlardan başka artık çevrimiçi olarak yüzlerce kelime oyunu bulabilirsiniz. Bunları bulmak için Google arama motoruna “kelime oyunları” ya da “word games” terimlerini girmeniz yeterli.

Bugünlerde cep telefonu üzerinde oynanan en popüler kelime oyunlarından biri Wordle. Her gün yeni bir ödev verilir, yani seçtiğiniz dil için günde ancak bir kere oynayabilirsiniz, bu şekilde oyun bağımlılık yaratmaz. En fazla altı denemede gizli kelimeyi bulmaya çalışırsınız. Doğru yerde bulunan harfler yeşil renkte gösterilir, kelimede bulunan ama yanlış yerde bulunan harfler sarı renkte gösterilir. Bu oyunu şimdiye kadar İngilizce, Türkçe, Hollandaca, Rusça ve İtalyanca dillerinde oynadım. İngilizce oyunu biz zaten her gün ailece oynuyoruz, Wordle için özel bir messenger grubu kurduk, orada skorlarımızı paylaşıyoruz. Hepinize tavsiye ediyorum. link

Oyunun türkçe versiyonuna erişim sağlamak için linke tıklayabilirsiniz.

PÜF NOKTASI 4

Öğrendiğiniz dile insan yüzleri yapıştırın : Öğrendiğiniz dili anadili olarak konuşan arkadaşlar edinin. Bu arkadaşlarınızı sık sık ziyaret edin, onlarla birlikte çeşitli etkinlikler yapın, o ziyaret ve etkinlikler sırasında da onlarla hep öğrendiğiniz dili konuşun. Bu şekilde öğrendiğiniz dil, sıkıcı sözvarlığı listeleri ve kuru dilbilgisi kuralları toplamı olmaktan çıkar, sizi o çok sevdiğiniz arkadaşlara yaklaştıran bir araca dönüşür.

Ben de gençken, trtarşiv’deki röportajda görüldüğü gibi, çalışma masamda Türkçemi çalışırken hep İstanbul’daki ve Bursa’daki Türk arkadaşlarımın resimlerini gözlerimin önünde bulunduruyor, öğrendiğim yeni sözcük ve yapılardan yararlanarak zihnimde onlarla Türkçe sohbetler ediyordum. Bu arkadaşlarıma gerçekten çok minnettarım. Türkçemi büyük ölçüde onlara borçluyum. Bana kitaptan öğrenilemeyen Türk aile hayatını da yaşattılar. Türkiye ziyaretlerimde beni evlerinde misafir ettiklerinde kendimi hep bir aile ferdi gibi hissediyordum. Tanışmamızın üzerinden kırk, elli yıl geçti, onlara Türk akrabalarım gözüyle bakıyorum. link

PÜF NOKTASI 5

Maceraya hazır olun : Sizi yabancı dil öğrenmede hedefinize götürecek yol, düz bir yol olmayacak. Resimde gösterildiği gibi yabancı dil öğrenimi sürecinizin nasıl geçeceğini önceden kestiremezsiniz. Yol hiç beklemediğiniz sürprizlerle dolu olacak. Yabancı dil öğrendiğinizde önce bu gerçeği kabul etmeniz gerekir. Birçok dil öğrenme kitapları ise bu gerçeği gizliyor, mesela Teach Yourself Finnish kitabının arka kapağında şöyle yazıyor: “By the end of the course you’ll be able to cope with a whole range of situations and participate fully and confidently in Finnish life.” Buna inanmayın, bir tek kitabı kullanarak bir dili öğrenemezsiniz. Onun dışında başka kitaplara, başka materyallere, başka etkinliklere de ihtiyacınız olacak. Kısacası, maceraya hazır olun! link

PÜF NOKTASI 6

Konuşma fırsatları arayın : Yıl ’ti, 15 yaşındaydım. Türkçe öğrenmeye yeni başlamıştım. Doğup büyüdüğüm Brugge kentine bir Bulgar müzik ve dans grubu geldi. Bulgaristan nüfusunun %10’unun Türk olduğunu biliyordum. Belki biraz Türkçe konuşma fırsatı bulurum diye gösteriye gittim. Annem babam da gittiler. Gösteriden sonra müzisyen ve dansçıların yanına gittim. “Aranızda Türkçe bilen var mı?” diye sordum.

Bir adam “Ben biliyorum.” dedi, kendini Georgi İvanov olarak tanıttı. Hemen oturduk Türkçe konuşmaya başladık, çok zevk aldığımız sohbetimiz yarım saat sürdü. Çok güzel Türkçe konuşma pratiği yapma fırsatı buldum. Fotoğrafın sağ kısmında Türkçe sohbetimizi dinleyen annem görülüyor. link

PÜF NOKTASI 7

Dunning-Kruger etkisine aldanmayın: Belki siz de “Bir konuda (örneğin bir dil konusunda) ne kadar bilgi, ne kadar deneyim toplarsam o konuda özgüvenim o kadar yükselir.” diye düşünebilirsiniz. David Dunning ve Justin Kruger ise bu savın yanlış olduğunu ispat ettiler.

Sık sık görülüyor ki belirli bir konuda birazcık bilgisi olanlar kendilerini konunun uzmanlarından daha özgüvenli hissederler. Dunning ve Kruger’e göre bu tür insanlar bir çeşit “Aptallığın Zirvesi“nde bulunuyorlar. Öğrenim sürecinde insan bu zirveyi aştıktan sonra çok tuhaf bir olayla karşılaşır: bilgisi ve deneyimi sürekli olarak artmaya devam ettiği hâlde özgüveni hızlı bir şekilde düşmeye başlar, ta ki “Umutsuzluk Çukuru” denilen bir yere gelinceye kadar. Özellikle bu düşme devresinde insanın umudunu keserek öğreniminden vaz geçmesi tehlikesi yüksektir. Bu gerçeği bilirsek Dunning-Kruger etkisine aldanmayarak bu zor devreyi sabırla ve azimle atlayabiliriz. Uzmanlığa kadar giden asıl yükseliş olan “Aydınlanma Eğrisi” o devre bittikten sonra başlar. link

PÜF NOKTASI 8

6 x 0,5 saat > 1x 3 saat: yılları arasında eşimle ben kendi kurduğumuz Oriëntaal vzw Doğu Dilleri ve Kültürleri Merkezi‘nde yetişkinlere Türkçe ve Arapça kursları verdik. Kurslar, her biri 3 saat süren ve haftada bir kez verilen 30’ar dersten oluşuyordu. Öğrencilerimize hep şunu tavsiye ederdik: dersiniz 3 saat sürerse ders gününün dışında da evde haftada toplam olarak 3 saat ders çalışınız. En iyi çözüm haftada bir kez, mesela haftasonunda, aralıksız olarak 3 saat ders çalışacağınıza bu 3 saati eşit bir şekilde 6 güne bölmeniz olur, yani günde yarımşar saat ders çalışarak en iyi sonucu elde edersiniz. link

PÜF NOKTASI 9

Küçük ama sık adımlarla ilerleyin. Bu püf noktası bir öncekiyle ilintilidir. link

PÜF NOKTASI 10

Radyo dinleyin : Radyonun avantajı onu dinlerken tüm dikkatinizi ona vermek zorunda olmamanız. Radyo dinlerken ev işleri yapabilirsiniz: gömlek ütüleyebilirsiniz, bulaşık yıkayabilirsiniz, temizlik yapabilirsiniz, örgü örebilirsiniz vs.

Radio Garden” sitesi veya app’inin yardımıyla kolaylıkla dünyanın her dilinde radyo istasyonları bulabilirsiniz. Başlangıçta hiçbir şey anlamayabilirsiniz, ancak düzenli olarak her gün dinlemeye devam ederseniz zamanla yayınları çok güzel anlamaya başlayacaksınız. Ben kendim bunu defalarca yaşadım. link

PÜF NOKTASI 11

Kendi anadilinizi iyi öğrenin : paylaşımdaki sözün kime ait olduğunu bilmiyorum ama yüzde yüz katılıyorum. Yabancı dil derslerinde “özne, nesne, fiil, isim, sıfat, edilgen fiil, ettirgen fiil,…” gibi dilbilgisi kavramlarının kullanılması kaçınılmazdır. İnsan bu kavramları en iyisi kendi anadiline uygulandıklarında anlar. Bunları anadilinde anladıktan sonra yabancı dili çok daha kolay öğrenir.

Çok iyi hatırlıyorum, ortaokul birde ilk defa Latince dersi görecektik. Öğretmenimiz ilk haftada bize bir tek Latince kelime öğretmedi, ama Latinceye hazırlık olarak Hollandaca (anadilimiz) cümle tahlili dersleri verdi. Ancak anadilimizdeki cümle yapılarını tam manasıyla kavradıktan sonra Latince cümle yapılarına adım attık. link

PÜF NOKTASI 12

Zamanınızı iyi kullanın : Siz bilirsiniz ki mən Gent Universitetində işləyirəm. İndi qatarla Gent şəhərinə gedirəm. Vaxtımı Azərbaycan dilini öyrənərək istifadə edirəm. link

PÜF NOKTASI 13

Beyninizde patikalar yapın : Bir insan tanımadığı bir arazide yolunu bulmak için önce pusula ve harita kullanmak zorunda kalır. Belirli aralıklarla birçok insan yine pusula ve haritanın yardımıyla aynı güzergâhtan geçerse zamanla onların ayak izleri o arazide bir patikanın oluşmasına yol açar. Patika oluştuktan sonra hareket noktasından hedefe gitmek çok kolaylaşır. Ne pusulaya ne de haritaya gerek kalır, patikayı izlemek yeter ve bu patikayı ne kadar çok insan izlerse patika o kadar belirginleşir. Yeni bir dil öğrendiğimiz zaman aynı olayla karşılaşırız. O dili konuşurken bilinçli ya da bilinçsiz olarak zihnimizde yeni dilsel yapılar kurarız.

Başlangıçta bunu bir örneğe öykünerek ya da bir kuralı uygulayarak yaparız, ancak belirli aralıklarla aynı yapıyı kurarsak beynimizdeki hücrelerin arasında bağlantılar oluşur. Bu bağlantılar oluştuktan ve pekiştirildikten sonra artık örneklere ya da kurallara ihtiyacımız kalmaz. Zihnimiz bağlantıyı izleyerek çok kolay bir şekilde bize gerekli olan yapıyı kurar. Beynimizdeki bağlantıların işlevi tıpkı o arazideki patikalarınki gibi. Google Earth‘ta bulduğum fotoğrafta Londra’daki Richmond Parkı‘nı görüyorsunuz. Parkla birlikte tasarlanan yolların arasında, çimenlerde, organik bir şekilde oluşmuş onlarca patika görülüyor. Bu patikalar park içindeki yaya ulaşımını kolaylaştırıyor. Bu parkın fotoğrafı beynimizin fotoğrafı gibi. Yabancı dili konuşurken sık sık aynı veya benzer şeyleri ifade etmeye çalışarak beynimizde bu gibi patikaların oluşmasını sağlayabiliriz. link

PÜF NOKTASI 14

Dilde en sık kullanılan kelimeyi mutlaka öğrenin : Yeni bir dili öğrenirken hem yeni dilbilgisi yapıları hem de yeni bir sözvarlığı öğrenmek zorunda kalırsınız. Dilin dilbilgisi kısmı sınırlıyken sözvarlığı sınırsız gibidir. Örneğin Türkçe Sözlük’ün on birinci baskısında toplam olarak kelime bulunmaktadır. Genel nitelikli bu sözlüğe bir de belirli uzmanlık dalları için hazırlanan sözlükleri eklemek gerekir: Tıp sözlükleri, Hukuk sözlükleri, Teknik sözlükler, vs. Türkçe için bir rakam bulamadım ama İngiliz diline gelince Harvard Üniversitesi’ne bağlı bilim adamları Google şirketiyle birlikte çalışarak bunu yılında araştırmış ve İngilizcenin toplam sözvarlığının 1 kelime olduğunu tespit etmiş. Üstelik bu sayıya her yıl tane yeni kelime eklenirmiş. Hemen anlaşılıyor ki hiç bir insan ömründe bu kadar çok kelime öğrenemez. Başka bir deyişle: Bir tek dili tamamen öğrenmek için bir ömür yetmez. Dildeki terimleri anlayabilmek için (örnek olarak “kuantum sıçraması” terimini verebilirim) terimle ilgili teoriyi de iyice kavramanız gerekir, ki bu çok zaman alır.

Yabancı dil öğrenirken, tabii ki, daha düşük bir sayıyla yetinmek zorundayız. Çok önemli bir ilke, en sık kullanılan kelimelerden başlamamız olur. Her dil için zaten sıklık listeleri hazırlanmıştır. Paylaşımdaki grafik ve tabloda görüldüğü gibi en sık kullanılan kelimeyi öğrenirseniz herhangi bir uzmanlık alanına girmeyen, normal bir metindeki kelimelerin aşağı yukarı %80‘ini anlar hâle gelirsiniz. Geri kalan %20‘nin anlamını ya bağlamdan yararlanarak tahmin edebilirsiniz ya da sözlükten arayabilirsiniz. sayısı ve %80 oranı gazete gibi normal metinler için gerçekten birer altsınır oluşturuyor. Sözvarlığınız daha az ise metindeki bilinmeyen kelimelerin anlamlarını tahmin etmek için yeteri kadar bağlam bulamazsınız ya da sözlükte aranacak kelimelerin sayısı çok yüksek olur. ’den daha düşük bir sözvarlığı ile sadece o yabancı dilin öğretimi için özel olarak hazırlanmış, basitleştirilmiş kitapçıklar okuyabilirsiniz. Dünyada çok öğrenilen diller için genelde bu gibi kitapçıklar piyasada bulunur ama az öğrenilen dillerde bunlar eksik olabilir. link

PÜF NOKTASI 15

Tanımlıkları nasıl öğrenebilirsiniz, dilbilgisini çalışırken nasıl yaratıcı olabilirsiniz? Batı dillerinde isimlerden önce genellikle bir tanımlık (article, Artikel, lidwoord,…) bulunur (Bu yazıda belirtili tanımlığa odaklanacağız). İngilizcede tanımlık hep aynı iken (“the”), Fransızca ve Hollandacadaki iki farklı tanımlık ismin cinsiyetine ve sayısına göre değişir (Fransızcada tekil: “le/la, çoğul: les”, Hollandacada tekil: “de/het, çoğul: de”). Almancada üç farklı cinsiyet ve tanımlık ayırt edilirken (tekil, yalın durum: “der/die/das”), tanımlık sayının yanısıra kullanılan ad durumuna göre de değişir (alttaki tabloya bakın). Bu tanımlıkları nasıl öğrenebilirsiniz?

Cevap: İsimleri hep tanımlıklarıyla birlikte ezberleyin, yani, “masa = Tisch; kapı = Tür; oda = Zimmer” şeklinde değil, “masa = der Tisch; kapı = die Tür; oda = das Zimmer” şeklinde. Farklı cinsiyeti olan isimleri farklı renklerle de not edebilirsiniz, ayrıca onları farklı sütunlarda toplayabilirsiniz. Bu şekilde isimlerin cinsiyetini kolaylıkla hatırlarsınız. Tanımlıkların Almancada ad durumlarına göre aldıkları değişik şekillere gelince paylaşımda üstte gösterilen tabloya bakın. Bu tabloda kategoriler geleneksel biçimde sıralanmış. “Cinsiyet-sayı” kategorileri: 1. eril, 2. dişil, 3. yansız, 4. çoğul. “Ad durumu” kategorisi: 1. yalın durum, 2. ilgi durumu, 3. yönelme durumu, 4. belirtme durumu. On beş hücreden oluşan muazzam bir tablo ortaya çıkar. Ancak bu gibi tablolar çalışırken yaratıcı olabiliriz. Örneğin, sıralamayı değiştirebiliriz. Belirtme durumunu yalın durumun hemen altına, yansız cinsiyetini ise eril cinsiyetinin hemen sağına getirdiğimizde (tabloya bakın) çok daha basit bir tablo ortaya çıkar. Artık pek çok hücre birleştirilebildiğinden dolayı tablomuz sadece sekiz hücreden oluşan bir tabloya dönüşür. Böyle bir tablo üstteki tablodan çok daha kolay ezberlenebilir. Aynı yaratıcılığı dilbiligisinin diğer alanlarında da gösterebiliriz: kendi özetlerimizi, kendi listelerimizi, kendi tablolarımızı hazırlayabiliriz. link

PÜF NOKTASI 16

Sabırlı olun :Es-sabru miftâhu'l-ferec / Sabır başarının anahtarıdır” meşhur bir sözdür. Yabancı dil öğrenimi için de geçerlidir. Yeni bir dilin öğrenilmesi uzun soluklu bir iş olduğu için epey sabır ister, ancak yabancı dil öğreniminde deneyimi olanlar, er geç başarıya ulaşacaklarından emin oldukları için o sabrı göstermekte zorluk çekmezler.

Ramazan ayı, Müslümanların sabrı öğrendikleri aydır. Bu vesileyle hepinize “Ramazanınız mübarek olsun!” diyorum. link

PÜF NOKTASI 17

Fiil ve ad çekimlerini şarkıya çevirin : Türkçede sadece bir çeşit fiil çekimi ve sadece bir çeşit ad çekimi bulunmaktadır. Bu tutumluluk, Türkçenin matematiksel yapısının bir göstergesidir. Öğrendiğiniz yabancı dil bu kadar tutumlu olmayabilir. Biraz basitleştirerek şunu söyleyebiliriz: Bütün Romen dillerinde, bütün Slav dillerinde, Almanca ve İzlandaca gibi Cermen dillerinde ve Yunancada fiil çekimi birden fazla çeşittir, ad çekimi ise Bulgarca hariç bütün Slav dillerinde, Almancada, İzlandacada ve Yunancada birden fazla çeşittir. Bu dilleri öğrenirken çekimleri karıştırmamak önemli, yoksa siz konuşurken insanların dikkati sürekli olarak sizin ne söylediğinize değil, bunu nasıl söylediğinize çekilecek.

Zorluğu nasıl yenebilirsiniz? Örnek olarak Latincedeki meşhur 5 fiil çekiminin en çok kullanılanını alalım: “-are” ile biten fiillerin çekimi. Öneğin, “amare” (sevmek) fiilinin şimdiki zamanı (yani “seviyorum, seviyorsun, seviyor, seviyoruz, seviyorsunuz, seviyorlar”) şöyle: “amo, amas, amat, amamus, amatis, amant”. Bu diziyi olduğu gibi ezberleyebilirsiniz ya da diziyi eklere indirgeyerek ezberleyebilirsiniz: “-o, -as, -at, -amus, -atis, -ant”. Biraz önce kendim ölçtüm, bu ek dizisini ard arda defa yüksek sesle söylemek dakika alır. Eğer bu yetmezse diziyi hatırlayıncaya kadar bu alıştırmayı her gün tekrarlayabilirsiniz. Latincede “amare” modelini izleyen öneksiz fiil bulunmakta, önekli olanları da katarsak sayı bini aşar. Sözünü ettiğimiz ek dizisini ezberlemeyi başardığınız an hatasız bir biçimde bütün bu fiillerin şimdiki zaman kipini türetebilirsiniz.

Ezberlemeyi kolaylaştıran tanınmış bir teknik ise dizileri şarkıya çevirmektir. Belirli bir melodi seçersiniz, bunu diziye uygularsınız. Google veya YouTube arama motoruna örneğin “grammar sing” sözcüklerini girerseniz şarkıya çevirmenin sıkça kullanılan bir teknik olduğunu göreceksiniz. Bugünkü paylaşımda görülen örneği ben Türkçedeki iyelik eklerini (“ -m, -n, -i, -miz, -niz, -leri”) öğrenen kendi öğrencilerim için hazırladım. Melodi olarak çok tanınmış bir çocuk şarkısı olan Fransızca “Frère Jacques” şarkısını seçtim. link

PÜF NOKTASI 18

Küçük yaştan itibaren yabancı dil öğrenmeye başlayın : Bu posttaki “Et-ta'lîmu fi's-sığari ke'n-nakşi ala'l-haceri” sözünün anlamı “Birine küçük yaşta bir şeyi öğretmek onu taşa kazımak gibidir”. Bir sitede bu söz “Mısır’dan bir hikmet” olarak sunuluyor. Gerçekten çocukken öğrenilen şeyler kolay kolay unutulmaz, bu yabancı dil için de geçerli. İnsanın yaşı ilerledikçe öğrendiklerini hafızada tutması daha çok gayret ister. link

PÜF NOKTASI 19

Yabancı dil öğrenen başka kişilerin çalışma yönteminden ilham alın : Çok dil bilen her kişinin mutlaka bir çalışma yöntemi var, bu paylaşımda kendi yöntemimden söz etmek istiyorum. Şimdiye kadar öğrendiğim 50 civarında dilin arasından hâlen üç tanesine odaklanıyorum.

  1. AZERBAYCAN TÜRKÇESİ: Önümüzdeki aylarda Azerbaycan’dan kişilerle iki önemli toplantım olacak. O toplantılarda Azerbaycan Türkçesi konuşacağıma karar verdiğim için kırk yıl önce öğrendiğim Azerbaycan Türkçemi uykusundan uyandırmak istedim. 85 sayfalık bir Azərbaycanca-Rusça konuşma kılavuzunu art arda iki defa baştan sonuna kadar yüksek sesle okudum: her gün sayfa. Aynı zamanda kulak dolgunluğu oluşsun diye Azərbaycan Radiosu‘nu dinlemeye başladım. Toplam 25 dersten oluşan “Basic Course in Azerbaijani” adlı eski ders kitabımı da tekrar elime alıp çalışmaya koyuldum: günde ders.

  2. DANCA: Aşağı yukarı bir ay önce bende birden tekrar Danca roman okuma hevesi uyandı. İki dilli kitap okuma yöntemiyle (bkz. PÜF NOKTASI 01) Tove Ditlevsen‘in birkaç romanını okumaya karar verdim. Dört romanını bitirdim, iki gün önce Peter Høeg‘ün bir romanına başladım. Günde ortalama 20 sayfa okurum. Her gün bir de Danca haber bültenini seyrederim. Danca konuşulduğunda en zor anlaşılan Skandinav dili olduğu için dinleme pratiği her zaman yararlı olur.

  3. FİNCE: Kızımız bir buçuk yıl önce Finlandiya’da yüksek lisans okumak üzere Helsinki’ye hareket ettiği gün ben de Finceye öğrenmeye başlamıştım. Bu öğrenimimi bir ay öncesine kadar Fince roman okuyarak yoğun şekilde sürdürdüm. Dancaya tekrar başladığım gün ise Fince öğrenimimi en aza indirdim: artık sadece Fince Yle televizyon kanalının sitesinde yayımlanan Basit Fince haber özetlerini okurum. Bunları bir Word dosyasında toplayarak kendi Basit Fince derlemimi oluşturmaktayım. Demek ki, hâlen bu üç dille uğraşıyorum. İki üç ay sonra hangi dillerle uğraşıyor olacağımı şimdiden bilemiyorum. Eski dillerimden birini/birkaçını mı ilerletiyor olacağım, dillerime bir yenisini mi katıyor olacağım? link

PÜF NOKTASI 20

Ünlü poliglotları tanıyın, online sohbetlerini izleyin, bloglarını okuyun: Azerbaycan Türkçesi dâhil birçok dilde “çok dil bilen kişi“ye “poliglot” adı verilir (İngilizce: “polyglot”). Size bu paylaşımımda tanıtmak istediğim poliglot, büyük hayranı olduğum ve çok takdir ettiğim iyi arkadaşım Richard Simcott‘tur. Richard Büyük Britanya doğumlu, ancak hâlen ailesiyle birlikte Kuzey Makedonya’nın Üsküp kentinde oturuyor. Türkçe dâhil elliyi aşkın dil öğrenmiş olan Richard’ın yardımsever, canayakın ve mütevazı bir kişiliği var. Yabancı dil öğrenenler camiasına büyük hizmetlerde bulunuyor. Richard, her pazar akşamı yabancı dil öğrenimi konusunda online bir sohbet yapar ve izleyenlerin sorularını yanıtlar. İngilizce bilirseniz bu sohbetleri onun @speakingfluently Instagram hesabından veya “Richard Simcott” Facebook profilinden izlemenizi tavsiye ederim. Richard’ın ayrıca seafoodplus.info adresinde blog’u bulunmakta. Kendi @richardsimcott Instagram hesabından ise genellikle dille ilgili olmayan, daha özel karakterli paylaşımlar yapar.

Richard’ın Youtube’da mutlaka seyretmenizi tavsiye ettiğim bir videosu var. YouTube arama motorunaRichard Simcott a Polyglot Bridge” sözcüklerini girerseniz videoyu bulursunuz. (Linki: youtube ). Bu videoda Richard Türkçe dâhil 20 dil arasında köprüler kurarak öyküsünü anlatıyor ve yabancı dil öğreniminin niçin kendisi için o kadar önemli olduğunu açıklıyor.

Richard’ın hayatını adadığı iş, her yıl düzenlediği Polyglot Conference‘tır. yılında kurduğu ve ilk defa olarak Budapeşte’de düzenlediği Polyglot Conference, sadece dünyanın dört bir köşesinden poliglotları bir araya getirmez, aynı zamanda poliglotluk ve çokdillilik alanlarında çalışan bilim adamlarına da araştırmalarını tanıtabildikleri bir ortam sunar. Poliglotluk, bilim dünyasında hâlâ az araştırılan ve az bilinen bir alandır. Richard, konferansıyla bu boşluğu bir nebze olsun doldurmaya çalışıyor. Ben kendim yılında Reykjavik’te düzenlenen Polyglot Conference’ta Richard’la tanıştım. O konferansta Türk lehçeleri ve komşu dilleriyle olan ilişkileri üzerine bir sunum yaptım. link

PÜF NOKTASI 21

Öğrenmeye istekli olun : Her yeni eğitim öğretim yılının başında Gent Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık ve İletişim Bölümümüze başlayan yeni öğrencilerimize şu sözü bir öğüt olarak veririz: “Öğrenmeye istekli değilsen kimse sana yardım edemez. Öğrenmeye kararlıysan kimse seni durduramaz”. link

PÜF NOKTASI 22

Öğretmeninize minnettar olun : Resimdeki Divani hattıyla yazılmış söz “Men allemeni harfen sırtu lehu abden.” “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.” anlamında. Öğretmeninizin büyük gayretlerle size aktardığı bilgiler, sizde geliştirdiği beceriler, size kazandırdığı tutumlara karşı derin bir sorumluluk hissedin. Bu bilgileri olduğu gibi saklamayın, onları artırın, becerilerinizi de hep genişletin. Bir öğretmeni en mutlu eden şey, öğrencisinin kendisini bilgi ve kariyerde geçtiğini görerek öğrencisiyle gurur duyabilmesi.

Bir öğretmen öğrencisinin hayatında belirleyici bir rol oynayabilir, hayatına yön verebilir. Bunu kendi ailemde gördüm: Oğlum ortaokulda klasik diller bölümünü, yani Latince - Eski Yunanca bölümünü seçmişti, ancak ortaokul üçte bize “Artık bu iki dilden bıktım, bırakmak istiyorum” dedi. Biz de onu ikna edebildik, bırakmadı, devam etti. Lisenin son iki sınıfında şeker gibi bir Latince ve Eski Yunanca öğretmeninden ders gördü. Adam tam bir bilgi hazinesiydi. Oğlum ona çok hayran kaldı ve büyük bir ilgiyle Latince ve Eski Yunancaya sarıldı. Hatta liseyi bitirdikten sonra üniversitede Latince ve Yunanca okumaya karar verdi. Klasik dillerde yüksek lisansını tamamladıktan sonra başka bir üniversitede filim bilimi ve görsel kültür üzerine ikinci bir yüksek lisans yaptı. İki yıl boyunca Latince öğretmeni olarak çeşitli okullarda çalıştı, ondan sonra doktora yapmaya hak kazandı. Oğlum şu anda her iki yüksek lisansta öğrendiklerini birleştirerek klasik dünyayı konu alan bilgisayar oyunları üzerine bir doktora hazırlıyor. Biz hepimiz eski Latince ve Yunanca öğretmenine çok minnettarız. link

PÜF NOKTASI 23

Öğrendiklerinizi düzenli bir şekilde tekrarlayın :Dil öğrendiğinizde unutma fenomenini iyi tanımanız gerekir. Hermann Ebbinghaus‘a borçlu olduğumuz grafikte mavi renkte gösterilen birinci unutma eğrisine bakın: Gördüğünüz veya çalıştığınız dersin sonunda topladığınız bilgi % olarak hafızanızda mevcut. Ancak bir gün geçtikten sonra bilginin saklanma oranı%80‘e, üç gün sonra ise%60‘a düşmüş durumda. Eğer mesela haftada bir akşam yabancı dil kursuna giderseniz ve derste öğrendiklerinizi hafta içinde hiç tekrarlamazsanız bu unutma eğrisine göre bir sonraki derse geldiğinizde bir önceki derste öğrendiklerinizin hemen hemen hepsini unutmuş olursunuz. Bu da öğretmeninizin işini zorlaştırır, çünkü öğretmeniniz tıpkı bir binada kat çıkar gibi özümsediğiniz bilgi ve becerilerin üzerinde yeni bilgi ve beceriler inşa etmek ister. Çözümü düzenli tekrarlamadır. Gördüğünüz veya çalıştığınız dersten bir gün sonra dersinizi tekrarlarsanız oran tekrar%‘e çıkar ve bir önceki kadar dik olmayan ikinci bir unutma eğrisi belirir: Unutma hızınız azalmış olur.

Artık bilgilerin saklanma oranı %'den %80'e bir günde değil iki günde düşer. Bir daha tekrarlarsanız üçüncü eğrinin yine bir öncekine göre daha az dik olduğunu fark edersiniz: %‘den %80‘e inmek üç gün sürer. Böylece her tekrardan sonra unutma hızınız azalır. Tekrarları da hep daha uzun aralıklarla yapabilirsiniz. Bu süreci devam ettirirseniz sonunda unutma eğriniz yatay hâle gelir, yani öğrendikleriniz artık kalıcı hafızanıza yerleşmiş olur. Dil öğreniminde sıkça uygulanan “Aralıklı Tekrarlama” tekniği bu bulgulara dayanır. İkinci resme bakın: Bir konuyu ilk defa öğrendikten hemen sonra o konuyu ve tarihini formun birinci ve ikinci sütununa yazarsınız. Sonra bu tarihe sırayla 1, 3, 6, 10, 20, 30 gün (aralıklar artıyor yani) katıp ortaya çıkan yeni tarihleri diğer sütunlara doldurursunuz. Böylece tekrarlama şemanızı oluşturmuş olursunuz. Belirli bir tekrarlamayı gerçekleştirdiğiniz zaman kutusunu işaretlersiniz. Aynı teknik, sözvarlığı edinimine de uygulanır, ancak bu amaçla özel olarak geliştirilmiş applar/uygulamalar bulunmaktadır. link

PÜF NOKTASI 24

Platoları tanıyın : Yabancı dilde akıcılığa doğru giden yolunuzu tırmandığınız bir dağın yamacına benzetebilirsiniz. Ne var ki bazen hiç yükselmediğiniz, hiçbir ilerleme kaydetmediğiniz izlenimine kapılabilirsiniz. Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Grafiklerde x ekseni geçen zaman ve sarf ettiğiniz çabayı, y ekseni ise edindiğiniz becerileri gösteriyor. Beceri eksenindeki hedefiniz akıcılıktır. Yolunuz birinci grafikteki gibi düz bir çizgi şeklinde değil, onun altındaki grafikteki gibi bir eğriyle gösterilebilir. Siz yükseldikçe, akıcılık hedefinize yaklaştıkça çabalarınızın getirisi doğal olarak azalmaya başladığından (krş. PÜF NOKTASI 14) başlangıçta dik olan eğri yavaş yavaş yatay hâle gelir. Hedefe yakınken eğrinin “plato” (yayla) denilen kısmına geçersiniz. Y ekseninde yükselmeyi artık ancak uzun süreli çabalarla gerçekleştirebilirsiniz. Bir yabancı dilin temelini birkaç ayda öğrenebilirsiniz, ancak o dilde yetkinleşmeniz yıllar alır. Bu son plato döneminde özellikle sizi ilgilendiren, hoşunuza giden konular üzerine çalışarak dilinizi ilerletmenizi tavsiye ederim. Mesela ben bir dilde platoya eriştiğim zaman o dilde dilbilim üzerine kitap okumayı çok severim.

Başka plato türleri de var.Bazen akıcılık hedefine hâlâ uzun bir mesafe kaldığı hâlde yabancı dil öğrenen kişi plato izlenimi yaşayabilir (3. grafik). Zaman geçtiği hâlde hiçbir ilerleme (yükselme) kaydedilmez. Nedenleri birkaç çeşit olabilir: Bazı becerilerin kazanılması çok zaman ister, böylece öğrenme eğrisinde bir veya birkaç tane plato ortaya çıkabilir. Bazı beceriler de dil öğrenenin yeteneklerini aşabilir ve ilerlemesini engelleyebilir. YouTube kanalımda yayımladığım bir videoda Türkçedeki ilgi yancümlelerini anlatıyorum. Yabancılar bu yapıları öğrenmeden Türkçede en kısa bir gazete haberi bile okuyamazlar. Bunlar üniversitede sorun olmuyor ancak yetişkinler eğitiminde bu yapıları kavrayabilecek eğitim seviyesine maalesef sahip olmayan Belçikalı öğrencilerle karşılaştım. Üçüncü bir neden: Öğrenci, meramını yabancı dilde çat pat anlatabilecek seviyeye gelince bu seviyeyle yetinebilir. Daha fazla gayret sarf ederek dilini ilerletmek için hiçbir motivasyonu kalmamış olabilir. link

PÜF NOKTASI 25 (01)

Öğrendiğiniz yabancı dili başkalarına öğretmeye başlayın (Bölüm 1/3) : Albert Einstein’ın meşhur bir sözü şöyle der: “Eğer basitçe izah edemiyorsan yeterince anlamamışsın demektir.” Bundan dil öğrenimi için yararlı bir ilke türetebiliriz: “Eğer bir dili gerçekten anlamak isterseniz onu başkalarına izah edin.” Bunu yabancı dilde özel ders ya da kurs vererek yapabilirsiniz. Türkçe öğrettiğiniz zaman öğrencileriniz size derste ünlü uyumu, ad durumu ekleri, fiil çekimi, kelimelerin cümlede sıralanışı ve hep daha yeni konular üzerine sorular sorarlar. Kendi bilginizde keşfettiğiniz boşlukları doldurmak için çeşitli kaynaklara baş vurmak zorunda kalarak bilginizi tamamlarsınız.

Ben bu yöntemden çok yararlandım. Türkçeyi öğrenmeye başladıktan iki yıl sonra yılında lise üçü okurken bir yandan Türkçeyi öğrenmeye devam ederken Türkçeyi öğretme aşamasına da geçtim. İlk öğrencim Fransızca öğretmenimdi. Fransızca dersimiz günün son dersiydi. Diğer öğrenciler sınıftan çıktıktan sonra öğretmenimle ben yer değiştirirdik: Öğretmenim sıraya otururdu, ben de tahtaya geçerek Türkçe dersimi vermeye başlardım. Fransızca öğretmenim yaz tatilinde ailesiyle birlikte arabayla bir Türkiye seyahati yapacaktı, onun için biraz Türkçe öğrenmek istiyordu. Daha sonra ben üniversitede Mimar-Mühendislik okurken öğrenci yurdundaki odamda özel Türkçe dersi de verdim. Resimde ilk öğrencilerimden Brigitte ve Wilfried’i görüyorsunuz. Brigitte Tıp öğrencisiydi, ileride mesleğini icra ederken Türk göçmenlere daha etkili biçimde yardım edebilmek için Türkçe öğrenmek istiyordu, Wilfried ise Slav dilleri bölümünden mezun olmuştu, o daha çok dilbilimsel nedenlerle Türkçeyle ilgileniyordu. Sırpça-Hırvatça gibi öğrendiği Balkan Slav dillerinde çok Türkçe kelime bulunuyordu, onları anlamak istiyordu. (Devamı var.) link

PÜF NOKTASI 25 (02)

Öğrendiğiniz yabancı dili başkalarına öğretmeye başlayın (Bölüm 2/3) : ’te “Geleneksel Türk Evi, İşlevsel bir Ev Tipi” başlıklı bitirme tezimle Mimar-Mühendislikten mezun olup Şarkiyat ve Slavistik bölümlerine yazıldıktan sonra Gent’teki Eyüp Sultan Camii’ne müracaat ettim, bana bir eğitim yılı boyunca kullanabileceğim bir derslik tahsis ettiler. Orada 10 kişilik bir gruba ilk Türkçe kursumu verdim.

Kurs başarılı olunca da Gent Üniversitesi Yabancı Diller Merkezi’nin müdürüyle konuştum, Merkez’de bir Türkçe kursu başlatmalarını teklif ettim. Teklifimi kabul etti, yılları arasında 25 kişilik gruplara iki ayrı düzeyde Türkçe okuttum. Orada mükemmel derslikler, tahtalar, dil laboratuvarı falan da vardı. Sınıfımı gruplara bölerek her grubu Türkçe alışveriş pratiği yapmak için Gent’teki Türk bakkallarına götürürdüm. Diğer bir akşam da bir Türk ailesine konuk olup geleneksel yer sofrasının etrafına oturur, Türkçe sohbet ederdik. Resimlerde Yılmaz ailesine yaptığımız ziyaretten görüntüler görüyorsunuz. Bir ayrıntı: Birinci resimde ortada oturan kısa siyah saçlı kız, Chris, vantriloktu, hünerini Türkçe olarak gösterebilmek için Türkçe öğreniyordu. O süre içinde Brüksel’de düzenlenen Bâbil Dil Yarışması‘nı da kazandım, TRT’den Emre Aygen evime ve dersime gelerek hakkımda TRT arşivinden bulunabilen röportajı yaptı.

’de bir özel şirkette bilgisayar destekli yabancı dil öğretimi üzerine çalışmaya başladığımdan Yabancı Diller Merkezi’ndeki kurslarımı bırakmak zorunda kaldım. Ancak bir yıl sonra önce De Poort Beraber derneğiyle sonra Gent Göçmenler Merkezi’yle işbirliği yaparak onların dersliklerinde tekrar derslere başladım. O zaman tam bir serbestlik yaşıyordum, istediğim her kursu düzenleyebiliyordum: Türkçe, Arapça, Farsça, Özbekçe, Orta Asya Türkçesi, Osmanlıca, Arnavutça. Doruk noktası öğrencilerle Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’a yaptığımız geziydi (Resimlere bakın). Yerli ailelerin yanında kaldığımız için ben bir Özbekçe, Kazakça, Kırgızca sentezi yapıp öğrencilerime o dilde diyalog ezberletmiştim. Bu “Orta Asya Türkçesi” kursunda uzun aradan sonra (bu başka bir öykü) Linda’yla tekrar karşılaştım. (Devamı var.) link

PÜF NOKTASI 25 (03)

Öğrendiğiniz yabancı dili başkalarına öğretmeye başlayın (Bölüm 3/3) : ’te, nikâhımızdan yarım yıl önce, Linda’yla birlikte Oriëntaal vzw Doğu Dilleri ve Kültürleri Öğretim Merkezi‘ni kurduk. Merkez’in bünyesinde 15 yıl boyunca Linda’yla ben Türkçe ve Arapça dersleri düzenledik ve verdik. Ayrıca birlikte “Haydi Türkçe Konuşalım 1 ve 2” adlı Türkçe ders kitaplarımızı hazırladık. 90’lı yılların sonlarına doğru Merkez’imizin Gent, Brüksel ve Anvers’te olmak üzere toplam öğrencisi vardı. (20/03 tarihli PÜF NOKTASI 08‘de bu dönemden iki resim görebilirsiniz.)

’da Gent Üniversite Koleji Mütercim-Tercümanlık Fakültesi bir Türkçe Bölümü kurmaya karar verdi. Bu, Belçika’nın Flaman Bölgesi’nde bir ilkti. Bölgemizde daha önce akademik düzeyde Türkçe okutulmamıştı. Bölümü sıfırdan inşa etmek görevi ve bölüm başkanlığı bana verildi. Türkçe Bölümümüze ilk yıl 33 öğrenci yazıldı (1. ve 2. resme bakın). Yeni iş arkadaşlarım da oldu, bazılarını okul işe aldı, bazılarını TC Brüksel Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliği bize okutman olarak tahsis etti. İlk ekibimiz Ömer Hoca, Baykal Hoca ve benden ibaretti (3. resim). Ekim ’te Flaman Bölgesi Eğitim Bakanlığının kararıyla Mütercim-Tercümanlık ve İletişim bölümümüz Gent Üniversitesi Edebiyat ve Felsefe Fakültesi’nin bünyesine alındı. 4. resim Prof. Dr. Selçuk Şirin‘in 15/03/22’de bölümümüze yaptığı ziyaret sırasında çekildi. Soldan sağa: Şener Uğurlu (Belçika Türk Dili Enstitüsü Başkanı), Prof. Dr. Selçuk Şirin, Ebru Hoca, ben, Sevdağ Hoca ve Feyza Hoca.

Gent Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık ve İletişim bölümünde Türkçeyi seçen öğrenciler genel içerikli derslerin yanısıra mecburi ders olarak Hollandacayı okuyor ve bir de İngilizce, Fransızca, Almanca grubundan üçüncü bir dil seçiyor. Hollandaca dışındaki iki dil aynı seviyede okutuluyor, ders saatleri, krediler bakımından aralarında hiçbir ayrım yapılmıyor. Üç yıllık bachelor eğitimini bitirenler Sözlü Çevirmenlik, Yazılı Çevirmenlik, Çok Dilli İletişim ve Dil Öğretmenliği yüksek lisanslarından birini seçiyor. Mezunlarımız iş bulmakta güçlük çekmiyor, ülkemizde yüksek düzeyde hem Türkçeyi hem de başka bir iki yabancı dil bilenlere ihtiyaç var (Son) link

PÜF NOKTASI 26

Metinleri yüksek sesle okuyun : Bu resmi 24 yaşında olan kızım Eveline’in izniyle paylaşıyorum. Resimde kızımı 9 yaşındayken “yeni yıl mektubu“nu sesli okurken görüyorsunuz. “Yeni yıl mektubu” anaokulu ve ilkokullarımızda canlı tutulan bir gelenek. Çocuklar bu şekilde anneleri babaları ve diğer aile büyüklerine yeni yılla ilgili dileklerini dile getirirler.

Sesli okuma çok yararlandığım önemli ve etkili bir teknik. Bu tekniği özellikle bir yabancı dili konuşmamı gerektirecek bir duruma hazırlanmak veya uykuda olan bir dilimi kısa zamanda tekrar uyandırmak için kullanırım. Teknik, sadece konuşma becerisini değil yazma becerisini de geliştirebilir.

Ne tür metinler kullanılabilir?Özellikle ileride sözlü ya da yazılı olarak üretmek isteyeceğiniz türden metinler okuyun: bir ders kitabındaki diyaloglar, bir konuşma kılavuzundaki yararlı cümleler, hikâyeler, edebî eserlerden parçalar, bilimsel makaleler,… Beyninizi bu şekilde kelimelerle, cümlelerle, kalıplarla, dilbilgisel yapılarla doldurun. Bunlar zihninizde yankılanacak, belirli bir anda sanki beyniniz taşıyormuş gibi bir duyguya kapılacaksınız ve kendiliğinizden dili üretmeye başlayacaksınız.

Metinler nasıl okunmalı? Metni sesli okurken içeriğine odaklanın, bu içeriği gözlerinizin önünde canlandırın. Telaffuza, vurguya, doğru tonlamaya ve diksiyona dikkat ederek metindeki duyguları bir tiyatrocu gibi etkileyici bir şekilde ve biraz abartarak ifade etmeye gayret gösterin. Aynı metinleri tekrar tekrar sesli okuyarak normal konuşma hızı ve akıcılığa yaklaşmaya çalışın. Başlangıçta okurken takıldığınız yerler olacak, bu normal, çünkü ağzınızı yabancı dilin seslerine ve ses birleşimlerine alıştırmanız gerekir.

Sesli okurken birden çok duyu organınızı çalıştırırsınız: gözlerinizle metni görürsünüz, kulaklarınızla söylediklerinizi işitirsiniz (onun için metni fısıldayarak değil gerçekten yüksek sesle okumanız önemlidir), sesleri telaffuz ederken ağzınızda çalıştırdığınız kasları hissedersiniz, zihninizde de canlandırdığınız içeriği görüyor gibi olursunuz. Bütün bunlar metnin birçok unsurunun hafızanıza kazınmasına yol açar. linklink2

“Bir dilin zorluğu, onu öğrenmeye olan motivasyonunuzun gücü ile ters orantılıdır.” Reg Hindley

PÜF NOKTASI 27

Küçük yaştan başlayarak masal dinleyin : Resimde babannemi, ortanca kardeşim Stefan’ı (ortada) ve beni (sağda) görüyorsunuz. Biz küçükken babannemiz bize kitaptan masal okurdu. Bir ritüel hâline gelmiş olan bu anları iple çekerdik. O anlarda babaannemize büyük bir yakınlık hissederdik, zihnimizde büyüleyici masal dünyaları, sürükleyici serüvenler canlanırdı, dilin ritm, kafiye gibi yeni boyutlarını keşfeder ve bunlardan çok zevk alırdık.

Bu konuda sorumluluk tabii ki çocuklara değil, büyüklere düşer. Çocukların zihinsel gelişimi için küçük yaştan başlayarak en azından bir dili iyi öğrenmeleri gerekir. Bu “ana” dilleri olabilir, zamanlarının çoğunu birlikte geçirdikleri bir bakıcının dili vs. de olabilir. Dil gelişimini hızlandırmak için çocuğa dil bakımından çeşitlilik içeren zengin bir ortam sunmalıyız, onunla oynarken bol bol konuşmalıyız, söylediklerimizin anlamını kavramaları için anlamlı durumlar yaratmalıyız, örneğin bir şeyden söz ederken o şeye bakarak ya da işaret ederek çocuğun dikkatini ona çekmeliyiz.

Uyku öncesi bir akşam ritüeli olarak çocuklara kitap okumak dil öğrenme ortamlarını zenginleştirir. Biz de akşam çocuklarımızı yataklarına yatırdıktan sonra onlara Dick Bruna‘nın Miffy kitaplarını okurduk. O kitapları tekrar ve tekrar dinlemek isterlerdi. Bazen de şaka olarak metindeki kelimelerden birini değiştirirdik, hemen fark ederek doğru kelimeyi söylerlerdi. Çok sevdikleri bu oyunda başarılı olmak için daha da dikkatli dinlerlerdi.

Çocuklar kitapları yaşadıkları bu hoş anlarla ilişkilendirdikleri için onlarda bir kitap sevgisi oluşur, böylece okuma yazma öğrendikten sonra kendi kendilerine kitap okuma alışkanlığını daha kolay kazanırlar. Kitap dinleyen ya da okuyan bir çocuk, kitapsız bir dünyada hiç karşılaşmayacağı sözcükler duyar, okur ve öğrenir. Çocukların küçük yaştan başlayarak edindikleri dil gelişim düzeyi daha sonra yabancı dil öğrenmeleri için de bir temel oluşturur. Bunun için prof. dr. Selçuk Şirin‘in (@selcuksirin) “Bir Milyon Kitap” projesinin başarılı olacağına yüzde yüz inanıyorum. Çocukta dil gelişimi sorununu temelinden çözmeyi amaçlayan bu uzak görüşlü proje, Türkiye’nin geleceği açısından çok ümit verici. link

PÜF NOKTASI 28

Öğrenmekte olduğunuz dilden zevk almasını bilin : Amerikalı şair, romancı ve tiyatro yazarı Alfred Mercier‘nin () ünlü sözü “Zevkle öğrendiğimizi hiçbir zaman unutmayız.” bize yabancı dil öğrenme sürecimizi daha etkili bir hâle getirmek için önemli bir ipucu veriyor. O dili öğrenmekten zevk almanın yollarını arayın. İlgi alanlarınız, özel meraklarınız, tutkularınız ile öğrenmekte olduğunuz dilin arasında bağlantılar bulun. Müzikle ilgilenirseniz o dilde beğendiğiniz şarkıların metinlerini ve çevirilerini internetten bulun (seafoodplus.info) ve şarkıyı dinlerken bunları kullanın. Ben beş yıl önce Yunanca öğrenirken her hafta Yunan Top 20‘sini incelerdim, listeye giren her yeni şarkının metin ve çevirisini bulurdum ve ezberlemeye çalışırdım.

O zaman Atina’da Erasmus yapan oğlumuzu ailece ziyaret edecektik. Gezimize çıkıncaya kadar bu yöntemimi sürdürdüm. Çok hoş olurdu, daha sonra Atina’da mağazalarda alışveriş yaparken, arabada radyo dinlerken hep evde incelediğim şarkıları işitirdim ve onları anlardım. Internetten ilgilendiğiniz konularla ilgili yabancı dilde materyaller bulup onları okuyabilirsiniz veya seyredebilirsiniz. Netflix'ten yabancı dilde dizi izleyebilirsiniz, yabancı dilde kitap okuyabilirsiniz. Yabancı dili konuşan arkadaşlarınızla gezintiler yapabilirsiniz, müze gezebilirsiniz, eğlence parkına gidebilirsiniz, konsere katılabilirsiniz. Anladığınız gibi dilden zevk almanın yolları saymakla bitmez. link

PÜF NOKTASI 29

Film, dizi, video seyrederken öğrenmekte olduğunuz dilde alt yazı kullanın : Her televizyon kanalı ya da uygulama alt yazı imkânı sunmuyor, ama sunuyorsa yabancı dil öğrenirken ondan yararlanın. Alt yazı imkânı sunulduğunda genellikle seyirci filmi orijinal versiyonunda yani yabancı dilde izler ve kendi anadilinde hazırlanmış alt yazıları okur. Yabancı dil öğrenimi açısından bundan daha yararlı olan başlıca iki teknik var:

  1. Filmi orijinal versiyonunda, yani öğrenmekte olduğunuz yabancı dilde, izleyin ve aynı zamanda o yabancı dili konuşan işitme engelliler için hazırlanan alt yazıları kullanın.Örneğin öğrendiğiniz dil İngilizce ise hem İngilizceyi dinleyin hem de İngilizceyi okuyun. Ben Danca, Norveççe ve İsveççe gibi İskandinav dillerini öğrenirken bütün İskandinav devlet televizyon kanallarında sunulan bu alt yazı olanağından çok yararlandım. Süreçte üç aşama vardı: Birinci aşamada haber bültenlerini sadece alt yazılı izlerdim, ikinci aşamada bunları ikişer defa seyrederdim: önce alt yazılı sonra alt yazısız ya da önce alt yazısız sonra alt yazılı, üçüncü ve son aşamada ise tamamen alt yazısız izlerdim.

  2. Türkçe ya da çok iyi bildiğiniz başka bir dilde film izlerken, öğrenmekte olduğunuz dili konuşanlar için hazırlanan alt yazıları kullanın.Örneğin öğrenmekte olduğunuz dil İngilizce ise, filmin orijinal Türkçesini dinleyin ve İngilizce alt yazıları okuyun. Sonuç bir okuma alıştırması olur. Uzmanlar tarafından hazırlanan alt yazılarda cümlelerin genellikle kısa olması anlaşılmalarını kolaylaştırır. Alt yazıların uzunluğuna göre ekranda kaç saniye görünmesi gerektiğini belirleyen kurallar var, ama maalesef her alt yazıcı bu kurallara uymuyor. Yabancı dildeki alt yazıların birbirini çabuk izlemesi zorluklara yol açabilir. Örneğin, ben alt yazı tekniğini hiçbir zaman Arapça için kullanamadım. Üniversitede Arapça bölümünden mezun olduğum hâlde çok kısa bir süre ekranda beliren harekesiz Arapça alt yazıları okumaya yetişemiyordum. link

PÜF NOKTASI 30

Dildeki prefabları tespit edin ve ezberleyin :Prefabrik parçalar kullanılarak bir evin yapım süresi çok kısaltılabilir. Aynı şekilde siz öğrendiğiniz bir yabancı dilde dilsel prefablar kullanarak düşüncelerinizi ifade ederken sarf etmeniz gereken çabayı azaltabilirsiniz. “Prefab”, İngilizcede kullanıma hazır kelime birleşmeleri için kullanılan bir terimdir. Birinci resimdeki İngilizce örnekte gördüğünüz gibi prefablar duruma uygun kelime, cümle ya da sorularla doldurulacak boşluklar da içerebilir. Prefabı bir bütün olarak belleğinizde tutarsınız, konuşma anında bir bütün olarak kullanırsınız. Prefabın içerdiği ayrı ayrı kelimeleri ve dilbilgisi ögelerini bilmenize gerek yok. Bu şekilde “to be” fiilinin çekimini bilmeyen bir çocuk bile “How are you?” ve “I’m fine, thanks” tabirlerini sanki [havaryu] ve [aymfayntenks] şeklinde birer kelimeymiş gibi öğrenebilir ve kullanmaya başlayabilir. Yabancı dili daha yüksek bir düzeyde bilenlere prefablar konuşurken zaman kazandırır, bu zamanı söylediklerinin devamını tasarlamak için kullanabilirler.

Kendim yeni bir yabancı dili öğrendiğimde ders kitaplarımdaki diyaloglardan ve konuşma kılavuzlarımdaki cümlelerden yola çıkarak dilin prefablarını tespit etmeye çalışırım. Okurken kendime hep hangi kelime birleşmelerini ileride tekrar kullanabileceğim sorusunu sorarım. İkinci resimde İzlandaca öğrenirken kullandığım “Colloquial Icelandic” (Routledge) kitabındaki ilk diyaloğu görüyorsunuz. Diyalogda yararlı bulduğum prefabları birer kutuya aldım. Bunların Türkçesi sırayla “Merhaba” (2x), “Affedersiniz”, “Bana söyleyebilir misiniz: […?]”, “[…] var”, “Bu […] değil mi?”, “Size yürekten teşekkür ederim”, “Benim adım […]”, “[…..]-e hoş geldiniz!”. Bu Türkçe prefabları ezberleyen bir yabancı konuşma anında onları kelime kelime, ek ek üretmek zorunda kalmaz, hazır birer bütün olarak belleğinden çıkarabilir. Diyaloglarda, konuşma kılavuzlarında tespit ettiğiniz prefabları daha sonra konularına göre gruplandırarak kolaylıkla ezberlenen bir liste hâline getirebilirsiniz. link

PÜF NOKTASI 31

Yabancı dili konuşmanızı gerektiren görevler üstlenin : ’ün baharında eski ortaokul öğretmenlerimden biri beni aradı, o yılın Ağustos ayında Dünya Liselerarası Futbol Şampiyonası’nın Brugge’de, yani oturduğum kentte, yapılacağını, birçok ülkeden takımlar katılacağını, bunlara mihmandarlık yapacak İngilizce bilen Belçikalı gönüllü gençler aradıklarını, Türkiye’den de bir takımın geleceğini öğrenince hemen beni düşündüğünü söyledi. Ben de bu görevi seve seve üsteleneceğimi söyledim, bu mihmandarlık Türkçe pratiği yapmak için kaçırılmayacak bir fırsattı. O zaman Gent Üniversitesi’nde Mimar-Mühendislik eğitiminin son yılını okuyordum, Ekim ayında aynı üniversitede Şarkiyat (Arapça, Farsça) ve İslavistik (Rusça) eğitimine başlayacaktım.

Birkaç ay sonra TC Anvers Başkonsolosluğundan bir görevliyle birlikte Brüksel Havalimanında Bursa Hürriyet Endüstri Meslek Lisesi’nden gelen gençleri karşıladık. Türkiye’yi temsil eden genç futbolculara lisenin müdürü Orhan Alper ve beden eğitimi öğretmeni antrenör Nedim Tamer refakat ediyordu. Bir hafta boyunca sabahtan akşama kadar gruba eşlik ettim, bol bol Türkçe konuşarak şampiyonayla ilgili her türlü pratik sorunlarını hallettim, onlara Gent ve Brugge şehirlerini gezdirdim, spor mağazalarında alışveriş yapmalarına yardım ettim, hatta akşam çıktıkları eğlence yerinde tanıştıkları Belçikalı kızlarla aralarında tercümanlık yaptım. Şampiyona takım için başarılı geçti, dünya üçüncülüğünü elde ettiler. Şampiyonanın bitiminde annem babam tüm grubu Brugge’deki evimize davet etti, üzerine krem şantiyle “Tebrikler” yazılan pastalar ikram etti. Bu mihmandarlık görevini üstlenmekle sadece çeşitli durumlarda Türkçe pratiği yapma imkânına kavuşmamıştım, gençler ve refakatçileriyle birlikte unutulamayacak kadar güzel bir hafta da geçirmiştim.

Önce mektup arkadaşım sonra FB arkadaşım olan Ercan Bayraktar’dan geçen hafta takımdaki gençlerle ilgili bilgi istedim. Bana Belçika dönüşü Turhan Şen, Gürsel Hattat, Ayvaz Öztürk, Orhan Barborosluoğlu, Yüksel Bahtiyar ve kendisinin profesyonel olduğunu, Turhan Şen ve Gürsel Hattat’ın Bursaspor’da süperligde oynadığını, Turhan Şen’in Bursaspor’un kaptanlığını da yaptığını anlattı. link

PÜF NOKTASI 32

Kelime toplayın, kendi kelime kartlarınızı ve listelerinizi oluşturun : Resimlerde kendi pratiğimden dört örnek veriyorum. Bu kart ve listeleri sık sık tekrar ederek ezberler(d)im. Mesela ilk yıllardaki Türkiye gezilerimde kartları hep yanımda bulundururdum, uçak ve otobüste tekrarlardım.

  1. Ömer Seyfettin’in hikâyelerini okurken öğrendiğim Türkçe kelimeler: Kartlar, kolaylıkla cebime sığacak şekilde A4’ün dörtte biri boyutundaydı. Bir sütunda öğrenilecek Türkçe kelime, altında kelimeye rastladığım bağlam veya sözlükten bulduğum bir örnek cümle, diğer sütunda kelimenin çevirisi veya Türkçe açıklaması bulunuyordu. Sözlüğümde anlaşılır bir açıklama bulduğumda hep bu açıklamayı çeviriye tercih ederdim. Bu şekilde hazırladığım kartları tekrarlarken sütunlardan birini örter, örtülen bilgileri hatırlamaya çalışırdım. Kelimelerle birer cümle de kurardım.

  2. Kur’an-ı Kerim’de Yasin Suresini okurken öğrendiğim Arapça kelimeler: genel prensipler birinci örnekteki gibiydi ancak burada kelimelerin çoğu için bir de sözlükten aynı kökten türemiş başka yararlı kelimeler arardım (mesela: hâkim‘in yanında hükm, mahkûm, hakem, mahkeme,…). Tecrübeme göre aynı kelime ailesine ait üç kelimeyi birlikte ezberlemek, yalnız duran bir tek kelimeyi ezberlemekten daha kolay gelir. Arapça öğrenirken pek Arapça açıklama kullanmazdım. Ara sıra küçük resimler de eklerdim.

  3. Yüzden fazla Norveççe haber bülteni izlerken öğrendiğim Norveççe kelimeler: kelime; çeviri ve/veya açıklama, örnek cümle ve/veya bağlam. Bu örnek cümle/bağlamlarda kelime yerine bir çizgi kullanırdım, böylece satır başındaki kelime örtüldüğünde örnek cümle/bağlam kelimeyi ele vermezdi.

  4. Kullandığım Fince ders kitabından, bir Fince sıklık listesinden ve mülteciler için hazırlanmış bir Fince açıklayıcı sözlükten derlediğim Fince kelimeler: kelime; kaynak; İngilizce çeviri. Bu listeleri Word tablosu olarak hazırladığım için onları kolaylıkla birleştirip alfabetik sıraya koyabilirdim. Ne var ki bu listede eski kartlardaki zenginlik yok: örnek cümle yok, Fince açıklama da yok, sadece çeviri var. Bundan başka, bir listeyi elle hazırlamanın da faydası varmış, elle yazılan şeyler daha kolay hatırlanırmış.link

PÜF NOKTASI 33

Anadilinizden yabancı dile çeviren sözlükte bulduğunuz kelimeyi mutlaka bağlamında kontrol edin : Öğrencilerime yabancı dilde bir kompozisyon yazdırdığımda onlara hep şu tavsiyeyi veririm: Düşüncelerinizi öncelikli olarak bildiğiniz kelimelerle ifade etmeye çalışın, kompozisyonunuzda sözlükten bulduğunuz, bilmediğiniz bir kelimeyi kullanmak her zaman risklidir.

Örnek olarak bir Türk öğrencinin “Avrupa’yı Asya’dan iki boğaz ayırır.” cümlesini İngilizcede ifade etmek istediğini farz edelim. Oxford Türkçe-İngilizce sözlüğü “boğaz” için 11 karşılık verir (resim2 ). İlk gördüğü karşılığı kullanan öğrenci: “Two throats separate Europe from Asia.” gibi hatalı bir cümle kurar. Daha dikkatli olan öğrenci “geo” (“coğrafya”) kısaltmasını fark ederek uygun karşılığın o kısaltmayı izlediğini bekler. Böylece seçeneklerin sayısı 11’den 5’e iner. Kastedilen kavram ne dağla ne de nehirle ilgili olduğundan üç seçenek silinebilir, dolayısıyla aranan karşılık büyük olasılıkla “channel” veya “strait(s)” olur. “Büyük olasılıkla” diyorum çünkü sadece sözlüğe dayanarak hiç emin olamayız. Sık sık aradığım yabancı kelimenin sözlüğün verdiği karşılıklar arasında bulunmadığına tanık olurum. Sözlükte bulduğunuz karşılık hiç bilmediğiniz bir kelimeyse onu mutlaka bir bağlamda görmeniz gerekir. Üç yöntem veriyorum:

  1. Google ile yabancı karşılığa bağlamlar bulabilirsiniz (resim 3). Kurmakta olduğunuz cümleden bir parça girdiğinizde önce tahminler çıkar, bunlar yetmezse bağlamlara bir göz atabilirsiniz. Resimde kavramın bir tanımının da çıktığını görüyoruz. Bunları gözden geçirerek yabancı karşılığın uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz.

  2. Sözlüğün yanında seafoodplus.info gibi bir çeviri belleği de kullanabilirsiniz (resim 4). Çeviri bellekleri sadece kelimelerin değil, veri tabanında bulunan cümlelerin de karşılıklarını verir. Yabancı karşılıkların kullanıldığı bağlamlara bakarak işinize yarayan karşılığı seçebilirsiniz.

  3. Yine başka bir yöntem Vikipedi’de konuyla ilgili bulduğunuz bir makalenin dilini yabancı dile çevirmekle olur (resim 5). Bu yöntemlerin her biri aynı sonucu veriyor: En uygun karşılık “strait(s)” kelimesidir: “Two straits separate Europe from Asia.” link

PÜF NOKTASI 34

İkinci bir IG(yani instagram) hesabı oluşturun, yabancı dili kullanan ünlü kişileri takip edin : Resimde ’nin baharında Kazakça öğrenirken kullandığım IG hesabını ve o hesapta takip ettiğim ünlü Kazakların adlarını görüyorsunuz. Bu kişilerin hepsini Kazak devlet televizyonunda izlediğim çeşitli programlardan tanıyordum. O instagram hesabımı gönderi paylaşmak için hiç kullanmadım.

Aynı tekniği daha sonra, sonbaharından itibaren, Kuzey Ülkeleri’nin dillerini öğrenirken bugün de kullandığım IG hesabımdan yararlanarak uyguladım: Danca, Norveççe, İsveççe, İzlandaca ve Faroece (Kuzey Cermen dilleri). ’nin yazından başlayarak bunlara Fince ve Estoncayı da (Fin dilleri) ekledim. Gönderileri akşamları yatmadan önce okurdum, özellikle İsveçli politikacıların uzun paylaşımları bana uyku verirdi.

Ne gibi insanlar takip ediyordum? Takip ettiklerimi televizyon seyrederken tanıdığım ve beğendiğim insanlarla sınırlamaya karar vermiştim. Onlar şu kategorilerdendi:

  • kral, kraliçe, kraliyet ailesi üyeleri

  • cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve başka politikacılar

  • haber spikerleri, haber muhabirleri, hava durumu sunucuları, program sunucuları

  • başka kategorilere mensup ünlü kişiler: örneğin başarılı iş adamları

Öğrenmekte olduğunuz dil İngilizce değilse sporcular, şarkıcılar ve film aktör ve aktrisleri bazen takip edilmeye uygun değil, çünkü özellikle amaçları uluslararası bir kariyer olanlar gönderilerinde kendi anadilleri yerine İngilizceyi kullanırlar. link

Yabancı dil öğrenmenin püf noktaları serisinin 2. PARTINA göz atmak bu linki ziyaret edebilirsiniz.


Tabii ki Johan Vandewalle instagram sayfasından ve youtube kanalından daha fazla içeriğe ulaşabilirsiniz.

YABANCI DİL ÖĞRENMENİN PÜF NOKTALARI konulu Johan Vandewalle söyleşisi

İlgili söyleşiye şu linkten ulaşabilirsiniz.

Referanslar:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir