komşularımın beni sevmesi için dua / İman İle Nasıl Sevilir – Dirisu Kilisesi

Komşularımın Beni Sevmesi Için Dua

komşularımın beni sevmesi için dua

Sevgi … genellikle dünyadaki en büyük güç olarak tanımlanır.

“Her yaş grubundaki insan sevgiye karşılık verir. Dünyadaki en büyük güçtür.”

“Arlis Priest”, “Sevgi her kapının anahtarıdır.”

1 Korintililer

“Sevgi asla son bulmaz” der.

Sevgi aynı zamanda insanlık için en büyük ihtiyaç olarak tanımlanır.

“The Beatles” müzik gurbunun şarkı sözünde;
“Tek ihtiyacın sevgi”’den bahseder.

The Beatles
Psikologların çoğu insanoğlunun en büyük ihtiyacının sevmek ve sevilmek olduğu konusunda hemfikirlerdir. Bizi insan yapan da budur. Onu kazanmak için çeşitli arayışlara gideriz. Seneler önce bir haber dinlediğimi hatırlıyorum;

“Reçete: Bir köpek”

Bunun özü: insanlar çok muhtaç. O kadar yalnızlar ki, mutlaka sevgi ve arkadaşlık için açlık duyuyorlar. Akıl hastanesinde olanlara ve Huzur evlerinde olanlara bir köpek verildiğinde müthiş bir şekilde bakıldılar. Köpek onları sevdi, onları gördüğünde hep sevindi, yaşlı, çirkin veya garip davrandıklarında bile köpek onları hep kabul etti. İnsanların sevgiye ihtiyacı var ve onu bulmak için arayışa gidecekler.

İnternete girdim, taneden az olmamak üzere (Türk siteleri de dahil ) eş bulma sitelerine rastladım.

Siberalem .com
seafoodplus.info
seafoodplus.info
seafoodplus.info
ve Tinder

İnsanlar sevgi arıyorlar.

Hristiyan olarak, biz de sevginin müthiş inanılmaz gücünü görüyoruz. Yuhanna ’de İsa Mesih şöyle der; Biz Hristiyanlar olarak birbirimizi seversek, Hristiyan olmayan toplumlar için en büyük tanıklık olacak. Birbirimize olan sevgimiz dünyayı degiştiriyor!

I. Sevgi nedir?

A. Bir sözlük şöyle tanımlar… “Önemsenme ve Şefkati andıran güçlü, pozitif bir duygu. Ve… … “sıcak bir şefkat ve içten bağlılık.”
B. Dünya sevgiyi bir duygu olarak tanımlar.

Kültürümüzde nerdeyse istemsiz olarak resmedildi. “Elimde değil. Kime aşık olacağını seçemezsin” gibi sözlerinin söylendiğini duymuşsunuzdur. Daha önce de bahsettiğim gibi, Sevginin kendisi bizi insan olarak tanımlar ama biz onu tanımlayamıyoruz. Ne olduğunu bulana kadar perişan oluyoruz.

Bir Türk arkadaşım Türk kültüründe bana şunu gösterdi;

Türk tipi sevgi:
“Ya benimsin, ya toprağın” Veya buna ne dersiniz…“İnsanlığı seviyorum ama insanlardan nefret ediyorum..” Edna St. Vincent Millay

Bir de bu var… “Sevgi, aşk: Evliliği tedavi eden geçici bir deliliktir.” Diye tanımlar Ambrose Bierce

Belirttiğim gibi, Dünya sevgi kavramını çarpıttı. Öyleyse…

C. İncil’in nasıl tanımladığına bakalım.
Bildiğiniz gibi Yeni Antlaşma Yunanca yazılmıştır ve Yunanca’da 3 çeşit sevgi tipi vardır. İlk olarak , “Eros” var Şehvetli arzu (Bu çeşit sevgi Kutsal Kitap’ta yoktur.) Sonra “Phileo” var Kardeşlik Sevgisidir. Arkadaşlık Sevgisi. Birisini seviyoruz çünkü değerli. Değerli olduğu için sevmek. (bir arkadaş, bir akraba) Bir de Agape sevgisi var. Bu en saf en derin sevgi tipidir. Tanrı’nın olağanüstü sevgisidir. Bu durumda sevgi, sevilen kişinin değerine bakılarak değil ,seven kişinin karakteri nedeni ile verilir. Bazen, Bu sebepten dolayı ” yerine “Buna rağmen” sözcükleri ile sevgi tanımlanabilir. Ayak kokuna rağmen seni seviyorum. Tam tersi ise… Seni seviyorum çünkü güzel, akıllı ve zenginsin. Bu tür Sevgi Kutsal Kitap’ta nerede tavsir ediliyor?

seafoodplus.info seafoodplus.infoliler
Sevgi sabırlıdır. Sevgi kıskanmaz. Sevgi kendi çıkarını aramaz. Sevgi kendi çıkarını aramaz. Sevgi her şeye katlanır, asla pes etmez.

Nihai Tanım: Tanrı Sevgisidir. (1 Yuhanna ) Sevgi Tanrı’dan kaynaklandı. Sevgi Tanrı’da anlam buldu. Öyleyse, Sevgiyi Tanrı olmadan asla tam olarak anlayamayız veya deneyimleyemeyiz.
Sadece Tanrı 1 Korintiler 13 te konuşulduğu gibi gerçekten sevebilir. Gerçek sevgi Tanrıdan’dır.

D. Tanrı bizim sevgi ile ne yapmamızı istiyor?
Tanrı bize sevmeyi emretti. Matta ’da Ferisilerden biri İsa’ya şunu sorarlar;

“Öğretmenim, Kutsal Yasa&#;da en önemli buyruk hangisidir?” İsa ona şu karşılığı verdi: “ ‘Tanrın Rab&#;bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’  İşte ilk ve en önemli buyruk budur.  İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’  Kutsal Yasa&#;nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.”

Sevmek o kadar önemli o kadar kritik ki, İsa bu iki buyruğu yerine getirerek tüm yasayı yerine getirmiş olacağımızı söylüyor. İlerleyen bölümlerde de İncil bu iki buyruğunun ikincisi üzerinde duruyor.

Birbirimizi sevmemiz söyleniyor. (Yuhanna )

Komşularımızı sevmemiz (Matta )

Ve, benim favorim, ( karınızı ) sevin (Efesliler )

Tüm bunlar sevgiye bakmanın geleneksel yolu olmakla birlikte İsa bize düşmanlarınızı sevin (Luka 6: 27) diyerek radikal standartın dışına çıkıyor. Ne!? Bu, Tanrı&#;nın İncil&#;deki en cesur emirlerinden biridir. Ne? Düşmanlarımı sevmeli miyim? Tanrı, yalnızca hoşlandığımız bireyleri değil, aynı zamanda bize en azından hitap etmeyenleri de. Bilerek bize derinden zarar vermiş olanları da sevmemizi ister. Ve , Korintliler ‘de “ En büyük amacımızın sevmek » olmasından bahsediyor.

İsa’nın bizi sevdiği gibi sevmek! (Yuhanna)

Hiç bir yolu yok! Bu imkansız! Oswald Chambers’ın çok iyi bir şekilde ifade ettiği gibi… “Tanri beni tüm günahlarıma rağmen, tüm bencil isteklerime, inatçılığıma, gururuma ,kendi çıkarıma rağmen sevdi, sonuna kadar ve şimdi “benim size sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin diyor”. İnanılmaz! Eğer bu Tanrı’nın kefareti, emri ise……

II. Bu Dünyada bir kişiyi nasıl böyle sevebiliriz?
Tanrı’nın cevabı… İman ile. Biraz daha bakalım. Daha önce bahsettiğimiz gibi, Dünyanın sevgi dediği şey duygular ile örtüşmüş. Duygularım olduğu kadar karşımdaki kişiyi severim diyor bu dünya.

A. Tanrı’nın sevgisi tamamen farklı ve “başkadır”. Onun sevgisi ne kadar “sevilebilir” olduğumuz ile ilgili değil Onun karakterini baz alır. Tanrı bizi kendi iradesinin bir eylemi olarak seviyor.
Bizi sevmeyi seçti. Nihayetinde,

B. Sevgi= Karar Barbara DeAngelis şöyle der… “Sevgi anlık olarak an an yaptığımız seçimlerdir.” Gözlerini kendinden ayırmak anlamına geliyor. Ama, dürüst olalım. Çekici olmayan, garip, huysuz, hoş görünmeyen veya bizi sevmeyenleri sevmek zor. Karı/Kocalar… Bazen Laura’yı çok sinir ediyorum. Bazen beni incitiyor. Ben her zaman onu sevdiğimi hissediyor muyum? Hayır. Ama her ne olursa olsun onu sevmeyi seçiyorum… İman ile&#; Laura’nın sevgisine bakarsak: Benden biraz daha fazla inanca sahip. Kendi gücümüz ile tüm bunlar imkansız. Demek ki çözüm, Tanrı&#;nın senin aracılığıyla yapmasına izin vermektir! Ruhun meyvelerinden biri sevgidir. Bu yüzden, yalnızca Tanrı’nın gücünde yürürken, O&#;na bağlı olarak, O bizim aracılığımızla sevebilir.

C. İman ile sevmek.
Ne anlama geliyor? Bir buyruk ile başlar. Tanrı bize birbirimizi ve düşmanlarımızı sevmeyi buyruk olarak verdi. Öyleyse buyruk verdi ise, Onun isteğinin bu yönde olduğunu biliyoruz. Yuhanna ,15’ te şunu söyler;

&#;Tanrı&#;nın önünde güvenimiz şu ki, O&#;nun isteğine uygun ne dilersek bizi işitir. Her ne dilersek bizi işittiğini bildiğimize göre, O&#;ndan dilediklerimizi aldığımızı da biliriz&#;.

Yuhanna bize şunu söyler; Tanrı’nın iradesine uygun bir bir şey dilersek bizi duyar ve bizi yanıtlar. Bu yüzden, Karını, Kocanı, Komşunu, Düşmanını sevmeyi Tanrı’dan dilersen, Tanrı söz veriyor. Bunu yapacak. Bizde yapacağına inanmamız gerekir. İmana adım attığınız ve Mesih&#;in hayatınıza girmesini ve günahlarınızı bağışlamasını istediğimizde yapacağını bilmek gibi… Bunu yapacak&#; Söz verdiği için yapacaktır. Tanrı’nın sözünü, vaadini aldın. Tanrı’nın sevgisindeki bir diğer kritik unsur da…

D. Sevgi bağışlamaktır…
Biri bizi kırdığında veya incittiğinde, bizim doğal tepkimiz nedir? Aynı tepkiyi vermeyi veya onlardan kaçmayı istiyoruz. Ama onları bağışlamamız ve bir yanağımızı çevirmemiz buyuruluyor. Bu gerçekten çok zor. Sizce affetmenin içinde neler var? Bağışlamayı seçmek ile başlıyor. O kırgınlığı içinizde tutmamayı seçin. İçimizde tutarsak ne olur? Tanrı İbraniler. “acı bir kök” Ruhumuzda daha da büyüyecek. Tekrar gündeme getirmeyin.

seafoodplus.info sevmenin tek yolu Tanrı’nın sevgisini içimize almak ve başkalarına aktarmaktır.
Romalılar ’i o kadar çok seviyorum ki, tanıklığıma koydum. Görüyorsunuz, sevmek benim doğama çok ters, bana yakın olanları bile. Ben büyürken, aile bireylerim birbirinden bağımsızdı. Babam çok seyahat ederdi, sevgiyi arıyordum (şarkılarda) … ve yanlış yerlerde. Sadece İsa’yı içime aldığımda sevebildim.

Romalılar şöyle der…

“ Tanrı’nın sevgisi Kutsal Ruh aracılığı ile yüreğime döküldü”

Pratik olalım.

E. Birini sevmek için “imanla adım atmak “ eylem gerektirir.

“Yavrularım, sözle ve dille değil, eylemle ve içtenlikle sevelim.”

1 Yuhanna

İnancımızı somut yollarla gösteriyoruz, sevmeyi seçerek. Bunlar hangi somut yollardır? Çeşitli yollar ile sevmeyi düşün seafoodplus.infoliler vee Luka : Sevgi eylemleri aşağıdakileri içerir;
Onlara iyilik yapmak. Onları bereketlemek. İstediklerini vermek. Karşılığını beklemeden borç vermek. Davranılmasını istediğin gibi karşındakine davranmak. Kendine sor, Bu kişiyi nasıl sevebilirim? Benim için, Sevginin en büyük göstergelerinden biri o kişi için dua etmektir. Başkasını bencil olmadan sevme yoludur. Başkaları için dua etmekten bahsettiğimde, “Rab onlara günahlarını göster” demiyorum , veya İsa “Onları değiştir” demiyorum. Onun yerine, hayatlarına bereket diliyorum. Bu zor kararları alırken Tanrı’nın onlara bilgelik vermeleri için dua etmek.
Aileleri için dua etmek. Ve, evet kurtuluşları için dua etmek.

Sonuç olarak, kalbinde kime sevgi aktaracağını karar verdikten sonra, “patronun” olur, “ukala komşun”, veya kötü “kayınbiraderin” olabilir. Sonra Tanrı’ya gidip, “ lütfen bu insanı bu şekilde sevebilmem için bana bana yardım et” diye dua edebilirsin.

Ardından, İman ile adım atarak, Tanrı’ya güvenerek Sen adım attıkça Tanrı’nın sana güç vereceğine güvenerek Tanrı’nın iradesi olduğunu bilerek eyleme başlayın. Bu kişiye karşın o an içinizde çok sıcak bir sevgi seli akmaya başlayağını söyleyemem… Bazen hemen de akar. ama çoğu zaman olmuyor. O duygulara ulaşmak çoğu zaman haftalar, hatta aylar alıyor. Görüyo musunuz, duygular imandan sonra geliyor. Başka bir yoldan değil. İman etmeye ve aktif olarak onu sevmeye başladığımızda, zamanla, duygular gelir.

Örnek: Lori Eby
➢ Missouri’de çalışırken grubumda bir kız vardı, çok iğrenç gözüküyordu, şakaları beni sinir ediyordu. Onu sevmem çok zaman aldı, hatta gülüşü bile beni rahatsız ediyordu. Sonra Onu sevmeye karar verdim. İman ile, Tanrı’nın beni güçlendireceğine inanarak..
➢ Tanrı’dan yardım istedim, ona “sevgi gösterileri “ gösterdikçe “Tanrı’nın bana güç vereceğine inanmaya başladım.
➢ Aylar sonra, Tanrı ona karşı yüreğimi değiştirmeye başladı.
➢ Onun benim ekibimde olmasından hoşlanıyordum.
➢ Ve evet, Bugün bile hala onun gülüşü aklıma geldiğimde gülümsüyorum.

Evlilikte de aynı şey geçerli. Tüm evlilikler sevgi, sıcak ,romantik duygular ile başlıyor. İçimizde kelebekler uçuşuyor&#; Ama, zamanla bu duygular yok oluyor. İşte o zaman eşini sevmeyi karar veriyorsun, bu şekilde hissetemesen bile ona sevgini göstererek. Mükemmel olan şu ki, bu sıcak duygular çoğu zaman geri geliyor. Günümüzde Bir çok evlilikte sorunun nerede başladığına bakalım:

İlk evlendiğimizde eşime karşı derin, tutkulu bir sevgim vardı. Belli bir süre sonra bu kayboldu.İşte o an boşanma gündeme geliyor. Bir koca karısına artık seni sevmiyorum seafoodplus.info aslında ne söylüyor? “Seni seviyor gibi hissetmiyorum”. Veya “Seni sevmemeyi seçiyorum artık”. Bazıları bu tür sevginin aldatıcı veya iki yüzlü olduğunu söyleyebilir.

F. Benim motivasyonum, niyetim nedir?
Başka bir deyişle, bu kişi için “sevgi” hissetmiyorum, bunu söylersem iki yüzlü gibi olurum. Buradaki kilit nokta, niyettir. Amacım, kendime bir çıkar oluşturmak mı?. Bu kişiden bir şey mi almak istiyorum? Veya, O kişiyi davranışlarına rağmen sevmek mi istiyorum? Biri bencilce, diğeri değil. Başka bir hikaye daha anlatayım kendim ile ilgili, Bir yaz projesi için Filipinler’deydim.

G. Örnek: Steve Jonas
➢ Filipinler’de çok zor yaşam koşulları var.
➢ İki kişi 3*5 metrelik odada yaşadık.
➢ Sert yataklar.
➢ Onu sevmek çok zordu.
➢ Beni irite ediyordu.
➢ Söylediği herşey yanlış gibi geliyordu.
➢ Birbirimizi sevmeye karar verdik, çünkü bu proje için daha bir çok hafta beraber olacaktık.
➢ Yatağa girmeden önce her gece beraber dua ettik
➢ Bir kaç hafta sonra, Tanrı birbirimize karşı yüreğimizi değiştirdi ve duygular gelmeye başladı.
➢ Steve iyi bir arkadaş olmaya başladı.

Sevgi gerçekten Tanrı’nın yapabileceği bir şey. Sevebiliyorum çünkü önce O beni sevdi. (seafoodplus.infoa ) Sadece Tanrı’nın sevgisi duyarsızlık, bencillik ve gururun bariyerlerini kırabilir. İman ederek, emin olabiliriz ki, Tanrı’nın sevgisi bizden başkalarına akacak…

Bu misafirler ne zaman gidecek?
Haberin Devamı

Bizim jenerasyon yine bir nebze olsun iyi. Arada kızımın arkadaşı geliyor bize, sanki kendi evinde gibi aşırı rahat, sürekli mutfağa giriyor, izin istemeden çekmeceleri, buzdolabını açıyor. Misafir diye bir şey demiyorum ama hiç hoşuma gitmiyor. Kızıma sıkı sıkı tembih ediyorum; birilerine misafirliğe gittiğinde bu konularda dikkatli olması gerektiğini söylüyorum.

'BANA SORMADAN EBEVEYN BANYOMU KULLANDI'

Melek D. (38)

Ben izin istemeden her yere giren misafiri sevmiyorum ve eğer öyle biri geliyorsa evime geliş gidişi kesiyorum. Eşime bahsediyorum bazen, "Çok abartıyorsun neredeyse misafirleri eve vize ile sokacaksın” diyor. Evime gelmeleri değil izinsiz ve düşüncesizce yaptıkları şeylere karşı tepki gösteriyorum.

Mesela bir arkadaşım var, bir keresinde tuvalet dolu olduğu için bana sormadan ebeveyn banyosuna girmiş. Çıkarken gördüm tesadüfen, pişkin pişkin gülüyordu ama bana göre gülünecek bir şey yoktu hatta yaptığı çok ayıptı. Bir insanın yatak odasına en yakını bile izinsiz giremez, kaldı ki bir de banyomu kullanıyorsun. Çok sinir oldum ama misafir işte bir şey diyemedim.

'Sana geleceğim' diye aradığı zaman 'Gelme' de diyemediğim için her seferinde başka bir düşüncesiz davranışına tanık oluyorum. Bir geldiğinde de mutfağa girip durduk yere fırının kapağını açmıştı. Ona da çok kızdım. Fırınımın içi her zaman temiz olmayabilir, içine tencere tava koyduğum için düzgün durmayabilir ve ben bunun görülmesinden rahatsız olabilirim. Resmen açık aramak için bir yerleri kontrol ediyor gibi geliyor bana ve her seferinde 'Misafirin de hayırlısı şart' diye geçiriyorum içimden.

'MİSAFİR UMDUĞUNU DEĞİL BULDUĞUNU YER'

Aynur İ. (47)

Benim en çok özenle hazırlanan ikramlıklara kusur bulan misafirlere tahammülüm yok. Herkes kendine göre misafirine bir şeyler hazırlıyor, her misafirin damak tadına göre hazırlık yapmak mümkün değil. Ne yese “Bunun tuzu eksik, bunun yağı az, limonu fazla olmuş" diyen, “Bak ben bunu şöyle yapıyorum çok güzel oluyor” diye kendi yaptığı tarifi veren bir misafirim var. Önceleri ses çıkarmıyordum ama baktım her geldiğinde aynı şeyleri yapıyor ben de “Misafir umduğunu değil bulduğunu yer” demeye başladım. Hatta bir keresinde telefonda “Sen şimdi benim yaptıklarımı yiyemezsin. Gelirken bir çeşit yap da senin yaptığından yiyelim” bile dedim. Zaten ondan sonra kusur bulmayı bıraktı.

'SORMADAN KÖPEĞİ İLE GELDİ, ÇOK RAHATSIZ OLDUM'

Feyza Z. (34)

Benim bir arkadaşım bir gün misafirliğe köpeği ile birlikte gelmişti, evde evcil hayvan sevmediğim ve tüyünden çok huylandığım için çok rahatsız olmuştum. Aslında çok kibar ve görgülü biridir ama neden böyle yaptığına anlam veremedim. Bence bu çok özel bir durum ve herkesin evine evcil hayvanla gidilmez. 

'YATILI MİSAFİR VAKTİNDE YATSIN, VAKTİNDE KALKSIN VE VAKTİNDE GİTSİN'

Selen S. (37)

Ben yatılı misafir geldiğinde en çok uykusuzluktan şikâyet ediyorum. Misafirsen ev sahibinin uyku saatine, düzenine, ev hijyenine dikkat etmen gerekir. Salonda yatan misafirler, yatma saatinde hâlâ yüksek sesle televizyon izliyorsa sabah da kalkmak bilmiyorsa öyle misafir bir daha gelsin istemiyorum. Gece gürültüden uyuyamıyorum, sabah uyandıktan sonra onlar uyansın diye yatakta dört dönüyorum. Uykumu alamadığım için bütün gün perişan oluyorum. Ayrıca çekyata serdiğim yatağı öylece bırakıp benim toplamamı bekliyorlarsa iyice sinirleniyorum.

Ben bir yere yatılı misafir olarak gidersem ki bu çok nadirdir ve çok samimi olduğum birinin evidir, sabah herkesten önce kalkarım, yatağımı toplarım ve sessiz sakin ev sahibinin kalkmasını beklerim. Doğrusu budur, çünkü kimsenin düzenini bozmaya hakkımız yok. Bir de 'Sadece üç gün kalacağız' deyip gitmek bilmeyen misafirlere dayanamıyorum. Baştan söylesene ne kadar kalacağını Gelene 'Ne zaman gideceksiniz?' diye sorulmuyor ki Böyle olunca her sabah acaba bugün gidecekler mi umudu ile kalkıyor, her akşam aynı hüzünle yatağa geri yatıyorsun.

‘ÇEK AYAKLARINI SEHPAMIN ÜZERİNDEN’

Serpil K. (46)

Ben evde hijyene çok önem veririm ve dışarıdan gelen her insanın direkt lavaboya gidip ellerini yıkamasını beklerim. Gelen misafir bunu yapmıyorsa onlara zorla ellerini yıkattıramıyorum tabii ki ama çok tedirgin oluyorum. Kolonya dökerek sorunu çözmeye çalışıyorum ama takıldığım başka bir konu daha var.

Evde kimsenin ayaklarını orta sehpaya uzatmasına izin vermem, yapanla feci kavga ederim. Herkes bu huyumu bildiği için ayaklarına hâkim olur. Geçenlerde evime gelen bir misafirim bunu yaptı ve gözlerime inanamadım. Fırın küreği gibi uzattığı ayaklarını görünce ne yapacağımı bilemedim. Bu bence rahatlık değil terbiyesizlik çünkü ben orada yemek yiyorum, birazdan sen de yemek yiyeceksin. Yani yemek yenen yere ayak uzatılmaz, bu hem bana hem kendine saygısızlıktan başka bir şey değil…

***

Peki misafirlikte uyulması gereken nezaket ve görgü kuralları nelerdir? Bu konuda uzmanlar ne diyor? Bilmeden hangi hataları yapıyoruz?

ELİNİZ BOŞ GİTMEYİN, KÜÇÜK DE OLSA BİR HEDİYE ALIN

Ayça Kuru, genellikle ziyarete gitmeden önce ev sahibinden muhakkak müsait mi diye randevu alınması gerektiğini, randevu alındıktan sonra ev için ikramlık bir hediye alınmasının uygun olacağını söyledi ve ekledi:

“Türk adetlerine göre bir yere asla eli boş gidilmez. Yurt dışında böyle bir şey yok ama Türk adetlerinde nasıl dolu gelen tabak boş verilmiyorsa misafirliğe gelindiğinde de uygun bir hediye alınır. Eskiden annelerimiz misafirliğe giderken limon kolonyası ve şeker alırlardı. Ya da her evde bulunan cam fırın tepsisi hediye götürülürdü. Yıl olunca artık hediye almadan da evlere ziyarete gidiliyor ama küçük de olsa ev ziyaretlerinde el boş olmamalı, en azından gül dışında bir çiçek demeti ya da topraklı bir saksı çiçeği alınabilir.”

JEST YAPAYIM DERKEN KABALIK ETMEYİN

Kuru, hediyenin dışında misafirliğe gidenlerin uyması gereken görgü ve nezaket kurallarını ve doğru davranış biçimlerini de şu sözlerle anlattı:

“Ev sahibinin müsaade ettiği alanlara girilir, dolaplar izinsiz karıştırılmaz, yatak odasına asla izinsiz girilmez. Bizim en güzel atasözümüz olan 'Misafir umduğunu değil bulduğunu yer' sözünü uygulamak gerekir. ‘Evde yemek var mı? Bana ne ikram edeceksin? Ay keşke tatlı olsaydı’ şeklinde cümleler kurmak kabalıktır. Ev sahibine jest olsun diye evi temizlemek aslında kabalık olarak görülür. Ev sahibi müsaade etmeden mutfağa bir şey bırakmak bile doğru değildir. Ayrıca misafirlikte din, dil, ırk, spor ve siyasi görüşler ile ilgili yorumlar yapılmamalı, lüzumundan fazla kalınmamalı. Ev sahibi bize gereği kadar ikram yapmasa bile muhakkak teşekkür edilmeli."

TUVALETTE BİTMİŞ RULONUN YERİNE YENİSİNİ KOYUN

Jackie Vernon Thompson da “Misafirliğe gittiğiniz ev sizin eviniz değil. Her evin kendine özgü bir kültürü vardır. Benim evimde kabul edilebilir olan, sizin evinizde yasak olabilir. Birinin evinde uzun süre kalmaya davet edildiğinde o evin kültürünü anlamaya çalışmalı ve ona göre davranmalısınız” sözleri ile bu konudaki tavsiyelerini şöyle sıraladı:

"Misafirlikte uzun süre kalıyorsanız, biten bir tuvalet kâğıdı ile karşılaşma ihtimaliniz vardır. Böyle bir durumda mutlaka yeni bir rulonun takılması gerekir. Bu misafirlikte uyulması gereken bir görgü kuralıdır. Genellikle dolaplarda veya bir yerlerde, onları uyarmadan koyabileceğiniz fazladan bir rulo vardır. Son parçayı da kullandıysanız ve banyoda yeni bir rulo yoksa, ellerinizi yıkadıktan sonra asmak için yeni bir rulo isteyin. Asla boş bırakmayın."

ÜÇ GÜNDEN FAZLA YATILI KALMAYIN

Peki özellikle YATILI MİSAFİR olarak kaldığımız evlerde nelere dikkat etmek gerekir?

Yatılı misafirlik için önce muhakkak ev sahibinden izin alınması, evin müsaitliğinin sorulması ve böyle bir jest yaptığı için teşekkür edilmesi gerektiğini söyleyen Ayça Kuru, üç günden fazla kalınmamasının doğru olduğunu belirtti ve yatılı misafirlikte neler yapılması gerektiğini anlattı:

-- Yapılabiliyorsa ev ve mutfak alışverişine destek olunmalı. Mesela meyve ya da atıştırmalık bir şeyler alınarak jest yapılabilir.

 -- Size hazırlanan oda dışında başka odalara girilmemeli, size verilen havlu dışında başka havlu kullanmamalı. Evin düzenine ayak uydurulmalı.

-- Sormadan eşyalar kurcalanmamalı, sigara içilmemeli.

 -- Muhakkak her daim gündüz kıyafetiyle akşamları ise spor kıyafetiyle oturulmalı, pijama ile evde gezilmemeli.

 -- Erken saatte size verilen odaya geçilmeli.

 -- Sabah kahvaltısına pijamayla oturulmamalı, evin kurallarına, hijyene ve düzenine dikkat edilmeli.

 -- misafir olarak geldiğiniz ev ve bireyleri övülmeli, teşekkür edilmeli, minnet duyulmalı.

 -- Mutfağa girip ayakta bir şeyler yiyip içilmemeli.

 -- Ev sahibinden izinsiz ve habersiz evden ayrılmamalı.

 -- Misafirlik bittikten sonra bir hafta içinde o ev adresine bir çiçek veya bir çikolata tarzında teşekkür hediyesi göndermeniz de güzel bir nezaket örneği olur.

AYAKKABINIZI ÇIKARMANIZI İSTEYİP İSTEMEDİĞİNİ SORUN

Jackie Vernon Thompson, misafirliğe gittiğiniz eve girmeden önce bir saygı göstergesi olarak ev sahiplerine ayakkabılarınızı çıkarmanızı isteyip istemediklerini sormanın çok önemli olduğunu şu sözlerle anlattı:

"Ayakkabıların çıkarılmasının ya kültürleri ya da tercihleri olduğu evleri ziyaret ettim. Ayakkabılarımı çıkarıp rahat etmem için ayağıma patik ya da terlik verdiler. O evde yerde emekleyen bir bebek ya da daha büyük çocuklar olabilir. Ayakkabılarınızla eve taşıyacağınız mikroplardan küçük çocuklar etkilenebilir. Bu yüzden ev sahibi sormasa bile, özellikle gideceğiniz yerde küçük çocukların olduğunu biliyorsanız ayakkabılarınızı mutlaka çıkarın."

 AYAKLARINIZI MOBİLYALARIN ÜZERİNE UZATMAYIN

Thompson, “Ev sahibi ayaklarını mobilyalara doğru uzatmış olsa bile, bu sizin de yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. Unutmayın, siz bir misafirsiniz” dedi ve misafirlikte ayaklarınızı kanepeye veya sehpaya koyacak kadar rahat olmamanız gerektiği konusunda uyardı.

Misafirlikte özellikle mobilyalar ahşap ise, asla doğrudan mobilyalarının üzerine bardağınızı koymamanızı, hemen kurulanmayan suyun ahşap üzerinde bir halka lekesi oluşturduğu için mutlaka bir bardak altlığı istemenizi tavsiye eden Thompson, "Çünkü bu onlara mobilyalarını önemsediğinizin mesajını verir ve bir nezaket kuralıdır" dedi.

“Uzun süreli bir misafirlik ise yemekten sonra bulaşık makinesini doldurmak ya da boşalmak için izin isteyerek yardımcı olabilirsiniz” ifadelerini kullanan Thompson, misafirlikten ayrılırken uyuduğunuz çarşafı, nevresimi çıkarmanızı ve ayrılırken temiz çarşaflarla değiştirmeyi ev sahibine teklif etmenizin bir görgü kuralı ve düşünceli bir davranış olduğunu belirtti.

Konaklamanızdan sonra bir teşekkür kartı veya notu bırakmanızın kibar bir davranış olduğunu hatırlatan Thompson, ev sahibine misafirperverliğini takdir ettiğinizi ve kapılarını size açtıkları için minnettar olduğunuzu ister sözlü ister yazılı olarak bildirmeniz gerektiğini söyledi.

Liderlerimiz

Introducing Kashif and Sana

Kashif, karısı Sana ve kızı

İkimiz de Pakistanlıyız. Hristiyan ailelerde doğduk, kilisemizin gençlik bakanlığına ve korosuna çok katıldık. Pakistan’da her kilise faaliyetine katılmak bizim rutinimizdi, çünkü Tanrı‘sız yaşamanın bizim için ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Aralık ’da ABD’ye taşındığımızda Hristiyan hayatımız için endişeliydik. Kimseyi tanımadığınız bir yere taşındığınızda bu korkutucu olur. Ama kendimiz ve özellikle kızımız Joy için çok dua ettik.

Pakistan’da Amerika’daki insanların Tanrı‘dan uzak olduğu ve kiliseye giderseniz sadece yaşlıları göreceğiniz fikri vardı, çünkü genç nesil kiliseye gelmiyor.
Ama buraya gelip Papaz Chris ile tanıştığımızda birbirimizi yıllardır tanıdığımızı hissettik. O bizim manevi babamızdır, her zaman yardımcı olur ve bizi Mesih’in bizi sevdiği gibi sever. Bu yüzden papaz Chris bize OVF’den bahsettiğinde çok heyecanlandık. “Vay canına! Başkalarının da bizim dilimizde dua edip şarkı söyleyeceği bir yerde kendi dilimizde dua etmek ne kadar harika olacak.”

OVF’nin bir parçası olduğumuz için Tanrı‘ya gerçekten gurur ve şükrediyoruz. Nereden geldiğine göre bir ayrım yok. İnsanlar Pakistan’da Hristiyan olmanın ne kadar zor olduğuna dair tanıklığımızı dinliyorlar. Yani burada hepimiz aynıyız gibi geliyor. İncil’in dediği gibi, birbirimizi Tanrı’nın bizi sevdiği gibi sevmeliyiz!

Yaovi ve Patricia ile Tanışın

tarafından Chris Sicks

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir