konfirme etmek ne demek / Изменения в турецком языке | Влияние западных языков

Konfirme Etmek Ne Demek

konfirme etmek ne demek

Турецкий язык. А также, проект можно поддержать на этой странице :).

Я совершенно не понимаю Çeviri Türkçe

Translate.vc / Rusça → Türkçe / [ Я ] / Я совершенно не понимаю

61 parallel translation

- Извини, я тебя совершенно не понимаю, к чему это ты?

Ne söylediğini gerçekten anlamıyorum.

Я совершенно не понимаю, что он за тип.

Benimle ilgileniyor, sonra terk ediyor.

Я совершенно не понимаю того, что он сделал.

Neden intihar ettiğini anlamıyorum.

И мой твердолобый дружок Хаяма, которого я совершенно не понимаю.

O, benim şoförüm, menajerim, sevgilim ve dümbüğüm. Annem.

Ты намеренно делаешь всё чтобы тебя выгнали из Сент-Магнуса... или есть другая причина, которую я совершенно не понимаю... твоей неспособности соответствовать правилам?

Kasıtlı olarak kendinizi St. Magnus'dan kapı dışarı attırmayı mı deniyorsunuz? Yoksa senin uyum sağlamanla ilgili göz ardı ettiğim başka bir neden mi var?

Я совершенно не понимаю, о чем ты.

- Seni hiç anlamıyorum.

Я совершенно не понимаю.

Asla anlayamayacağım.

И я совершенно не понимаю

Bir iki haftadır var.

Я совершенно не понимаю, о чем вы говорите.

Konuştuğunuz konu hakkında hiçbir fikrim yok.

Я совершенно не понимаю, о чем ты говоришь.

Ne demek istediğini anlamış değilim. Yaptıklarını telafi edemem.

Нет, вообще-то я немного смущена, потому что я совершенно не понимаю, что означает буква "Т" в данной аббревиатуре.

Hayır, aslında biraz utanıyorum çünkü "T" ne için bilmiyorum.

Да, только я совершенно не понимаю современное искусство.

Evet. Modern sanattan anlamıyorum hiç.

Я совершенно не понимаю её чувств.

Duygularını hiç anlamadım.

- Дай пять. - Чего я совершенно не понимаю.

Dediğin gibi!

Я совершенно не понимаю, о чём они говорят.

Dediklerinin bir kelimesini anlamıyorum.

Вы заставили меня проделать этот путь сюда, для того, чтобы угрожать мне, будто я совершенно не понимаю сути нашего делового соглашения, Хосс, это просто откровенное оскорбление.

Yani, sanki iş anlaşmamızın risklerini tam olarak anlamamışım gibi bunca yolu beni tehdit etmek için getirmen Hoss, bu düpedüz aşağılamak.

Нам нужен другой переводчик, я совершенно не понимаю эту даму.

Başka bir çevirmene ihtiyacımız var. Bayanın dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.

Мне очень жаль, но, боюсь, я совершенно не понимаю, о чем вы говорите.

Çok özür dilerim ancak neden bahsettiğiniz konusunda hiçbir fikrim yok.

Честно, Дарт, я совершенно не понимаю, о чем идет речь.

Açıkçası, Darth, neden bahsettiğine dair en ufak bir fikrim bile yok.

Я совершенно не понимаю о чем речь.

Tamam, bu beni çok şaşırtıyor.

Я совершенно не понимаю нынешнюю детскую музыку.

Zamane çocuklarının müziklerini hiç anlayamıyorum.

Я совершенно не понимаю как это связано со всем остальным, что здесь происходит.

Bunun diğer olanlarla ne ilgisi olduğunu anlayamıyorum.

Мне позвонили, чтобы я подписала какие-то бумаги, то есть, что я совершенно не понимаю.

Martin Charles, nasıl yardımcı olabilirim? Gemma? Burada ne arıyorsun?

Я совершенно не понимаю, о чём вы говорите.

Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.

Прости, но я совершенно не понимаю.

Affet, ama bu bana biraz anlamsız geldi.

- Во-первых, я совершенно не понимаю, на кого ссылается Фарфоровый.

Öncelikle Porselen'in kimi kastettiği hakkında hiçbir fikrim yok.

Я совершенно не понимаю, почему ты защищаешь ее.

Neden onu savunmaya çalıştığını anlayamıyorum.

Я совершенно не понимаю, зачем вам нужен мой номер социального обеспечения, но...

Sosyal sigorta numaramı neden öğrenmek istediğinizi gerçekten anlamadım.

Тогда я совершенно не понимаю, почему Вы полагаете её пригодной для разреза.

O zaman neden orayı kesmeye devam etmek istediğinizi anlayamıyorum.

Я совершенно не понимаю, о чём вы оба говорите.

Beni unuttunuz resmen. Lütfen izin ver Annie.

Милая, ты приходишь сюда каждые выходные, иногда и по будням, и насколько я понимаю, мальчики тут не при чем, так что я совершенно не понимаю, чем ты занимаешься.

Tatlım, her hafta sonu buraya geliyorsun. Bazen hafta içi bile geliyorsun. Bildiğim kadarıyla da hayatında bir erkek falan da yok.

Честно говоря, Клиптон, иногда я вас совершенно не понимаю.

Doğrusu, Clipton, bazen seni hiç anlayamıyorum.

Честно говоря, иногда я вас совершенно не понимаю.

Gerçekten, seni bazen hiç anlayamıyorum.

Я их совершенно не понимаю.

Ben onları anlamıyorum.

До такой степени, что я уже не понимаю, где добро и где зло, и я собираюсь сделать кое-что... я вынужден сделать кое-что... что многие сочтут совершенно ужасным поступком.

Neyin iyi neyin kötü olduğunu bilemediğim bir durumdayım. Ve bir çok insanın lanetleyeceği çok kötü birşey yapacağım- - yapmak zorundayım.

Нет. Я понимаю, у тебя есть масса причин, по которым тебе это совершенно не нужно, но...

Bunun senin için hiçbir önemi yok, biliyorum.

Я вас совершенно не понимаю.

Seni hiç anlamıyorum.

Слушайте, я понимаю, что она может сказать что-то... совершенно безумное, но убить кого-то она совершенно не способна.

Bakın, bazen delice şeyler söyleyebiliyor. Delice şeyler söylüyor ama kimseyi öldürmedi.

Просто зашла подтвердить, что ты не придешь на свадьбу. Я все понимаю, и это совершенно нормально.

Düğüne gelemeyeceğini konfirme etmek istiyorum da,... ki bu çok normal, ve hoş.

И я понимаю, что это совершенно не то, что ты хочешь сейчас услышать. С чего ты так решил?

Bunun, şu an duymak istediğin son şey olduğunu da biliyorum.

Я совершенно ничего не понимаю этой ночью.

Dün gece işi tamamen batırdım.

Итак, он выбрал Брэндана Конлона, и я этого совершенно не понимаю.

Ve Brendan Conlon'ı seçmiş fakat açıkçası sebebini anlayamadım.

Я понимаю, что ты совершенно не такой как они.

Neyse, yani bunlar tamamen farklı şeyler.

Я понимаю, давать тебе советы совершенно не мое дело.

Sana nasihat vermek bana düşmez, zaten üstüme vazife de değil.

Здесь я пришел к понимаю, что состояние, даже самое большое, совершенно не делает человека свободным.

Hapishanede mal mülk sahibi olmanın insanı otomatikman özgür kılmadığını anladım.

- Я совершенно тебя не понимаю.

- Dediklerinden bir şey anlamıyorum.

Ну, знаешь ли, никто не может оставаться таким же, как 15 лет назад. но даже если оставить катапультирование телевизионщиков, я просто не понимаю, почему они не хотят заключить с тобой совершенно формальную сделку.

İyi de, bak, kimse aynı kalmıyor, bunlar 15 yıl önceydi, bu televizyon fırlatma işi bir yana, yani, önlerine getirdiğin bu işi neden kabul etmeye yanaşmıyorlar anlamıyorum.

Я посреди всего этого дерьма и совершенно ничего не понимаю.

Öyle bir pisliğin içine düştüm ki kendim de anlamıyorum zaten.

Я сожалею об этом. и я понимаю. Я была совершенно не права.

Bu konu hakkında düşündüm, taşındım ve tamamen yanlış yaptığımı fark ettim.

Я немного знаю о том, как хранить секреты и уважать их, даже если я не... совершенно не понимаю, для чего ты хранишь свой.

- Hayır. Sır saklama konusunda bir şeyler biliyorum ayrıca onlara saygı duymayı da, her ne kadar senin neden bunu sakladığını tam olarak anlamasam da.

Я совершенно ничего не понимаю.

Gerçekten kafam karıştı.

© 2017 - 2023 Translate.vc

onaylamak

  • onaylamak — i 1) Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız. S. Birsel 2) Denetlemek, doğrulamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Ahfeş — is., öz. Söylenen sözü anlamadan kafa sallayarak onaylamak anlamında Ahfeşin keçisi gibi başını sallamak deyiminde geçen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • beğenmek — i 1) İyi veya güzel bulmak Kuvvetini beğenen Murat farkına varmadan gülümsediğini neden sonra fark etti. R. H. Karay 2) nsz Benzerleri arasından birini seçip ayırmak Otellerden bir otel beğeneceğiz. R. H. Karay 3) Onaylamak, kabul etmek, tasvip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • evetlemek — i Evet demek, onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geçerlemek — i Geçerliğini sağlamak, onaylamak, konfirme etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • okeylemek — i Bakınız onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • onaylama — is. Onaylamak işi, tasdik, konfirmasyon …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabul etmek (veya eylemek) — 1) bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olmak Kabul ettiler, meclis dağıldı. M. Ş. Esendal 2) yanına, katına almak ... beni bahçesinde çınar ve dut ağaçlarının gölgesinde kabul etti. A. Haşim 3) bir armağanı almak 4) onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kavuk sallamak — (birine) bir kimseye yaranmak için onun söz veya davranışlarını uygun bulmak, onaylamak Boş bulundun, oğlum, hiç olmazsa bir iki saat kavuk sallayacaksın. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • konfirme etmek — doğrulamak, geçerlemek, onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muvafakat etmek — uygun görmek, onaylamak, kabul etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • onaylamak

  • onaylamak — i 1) Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek Bu kitabın ahlak bozucu olduğunu elbet siz de onaylarsınız. S. Birsel 2) Denetlemek, doğrulamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Ahfeş — is., öz. Söylenen sözü anlamadan kafa sallayarak onaylamak anlamında Ahfeşin keçisi gibi başını sallamak deyiminde geçen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • beğenmek — i 1) İyi veya güzel bulmak Kuvvetini beğenen Murat farkına varmadan gülümsediğini neden sonra fark etti. R. H. Karay 2) nsz Benzerleri arasından birini seçip ayırmak Otellerden bir otel beğeneceğiz. R. H. Karay 3) Onaylamak, kabul etmek, tasvip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • evetlemek — i Evet demek, onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geçerlemek — i Geçerliğini sağlamak, onaylamak, konfirme etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • okeylemek — i Bakınız onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • onaylama — is. Onaylamak işi, tasdik, konfirmasyon …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kabul etmek (veya eylemek) — 1) bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olmak Kabul ettiler, meclis dağıldı. M. Ş. Esendal 2) yanına, katına almak ... beni bahçesinde çınar ve dut ağaçlarının gölgesinde kabul etti. A. Haşim 3) bir armağanı almak 4) onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kavuk sallamak — (birine) bir kimseye yaranmak için onun söz veya davranışlarını uygun bulmak, onaylamak Boş bulundun, oğlum, hiç olmazsa bir iki saat kavuk sallayacaksın. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • konfirme etmek — doğrulamak, geçerlemek, onaylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muvafakat etmek — uygun görmek, onaylamak, kabul etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir