konfirme etmek / Перевод «konfirme» с турецкого на русский язык с примерами - Contdict.ru

Konfirme Etmek

konfirme etmek

Турецкий Глагол Etmek Выражения  Flag Of Tunisia

Tavsiye etmek: зарекомендовать.

Teslim etmek: доставить.

Dikkat etmek: обратить внимание на, быть аккуратным с...

Hediye etmek: делать подарок.

Işaret etmek: намекать на.

Veda etmek: попрощаться.

Yardim etmek: помогать.

Analiz etmek: анализировать.

Banyo etmek: принимать душ.

Bombardıman etmek: бомбардировать.

Garanti etmek: дать гарантию.

Kabul etmek: принимать, согласиться.

Kayıt etmek: записать, зафиксировать.

Manipüle etmek: манипулировать.

Modernize etmek: модернизировать.

Protesto etmek: протестировать против...

Acele etmek: торопиться, спешить.

Afişe etmek: афишировать, дать знать.

Bloke etmek: блокировать.

Dans etmek: танцевать.

Deva etmek: пригласить.

Fark etmek: замечать.

Gargara etmek: горло сполоснуть.

Gürültü etmek: шуметь.

Kahvatlı etmek: позавтракать.

Kalibre etmek: калибровать.

Kavga etmek: ссориться.

Konfirme etmek: подтвердить.

Kontrol etmek: контролировать, проверять.

Kopia etmek: копировать, делать копию.

Not etmek: записать, делать записки.

Otostop etmek: ехать автостопом.

Park etmek: парковать машину, припарковаться.

Rahatsız etmek: беспокоить.

Rapor etmek: делать доклад, сообщить о чём-нибудь.

Rezerve etmek: забронировать.

Rica etmek: попросить, умолять.

Sansür etmek: подвергать цензуре.

Seyahat etmek: путешествовать.

Sigorta etmek: подстраховать.

Sipariş etmek: заказать.

Sohbet etmek: поболтать, побеседовать.

Tamir etmek: отремонтировать.

Tebrik etmek: поздравлять.

Tekrar etmek: повторять.

Telefon etmek: звонить. 

Teşekkür etmek: поблагодарить.

Ziyaret etmek: посетить.

Турецкий язык сталкивается с некоторыми дискурсами (изменениями), которые становятся все более распространёнными в последние годы и используются в повседневных разговорах, на радио и телевизионных программах. Большинство изменений связаны с переводом с языка на язык, особенно с английского языка. Такие изменения обычно называют «дублирующим» турецким, который рождается вместе с привычкой переводчика, плохо знающего турецкий язык, во время перевода фильмов или сериалов переводить в соответствии с движениями рта в фильме.

Шаблонные фразы искаженного турецкого языка

Естественным образом, в следствие перевода иностранных фильмов и сериалов с использованием шаблонных фраз, которые не соответствуют турецкому языку, данный дискурс (изменения в турецком языке) вошел в обыденную жизнь турок. Применение сленга среди молодежи, особенно ускорило распространение некоторых, несоответствующих структуре турецкого языка, дискурсов. В приведенных ниже примерах слева измененный (искаженный) вариант, а справа правильный.

Некоторые примеры:

Ayıpsın! > Ayıp ediyorsun!
Takıl bana! > Benimle gel!
5 gibi gelirim. > Saat beş civarında gelirim.
Koptum! > Konudan uzaklaştım, daldım.
Kopardın! > Konuyu dağıttın.
Uçurmuş! Sıyırmış! > Şaşırmış, bilinçsiz.
Kendine iyi bak. > Dikkatli ol, sağlığına özen göster.
Oldu? > Olur mu?
Bay bay! — Ba baaay! — Baaaay! > Hoşçakal! — Güle güle!
Öptüm. — Öpüldünüz. — Öperim. > Hoşça kal.
Yok böyle bir şey! > Böyle bir şey olamaz!
Dont panik! (Don’t panic!) > Telaşa gerek yok / Sakin ol!
Panik yapma! >Telaş etme! > Paniğe kapılma!
Panik oldum! > Paniğe kapıldım.
Hayret bir şey! (Hayret bi şi!) > Anlamsız söz (olay, davranış)!..
Acayip güzel! — Korkunç güzel! — İnanılmaz güzel! > Çok güzel! / Olağanüstü güzel.
Canısı! > Canım! / Canımın içi.
Yok ööle! > Öyle olmaz. / Buna izin veremem.
Burası Türkiye, yok ööle! > Burası Türkiye, burada böyle davranamazsınız!
Fulle! Ful yap! > Doldur! / Tamamla!
Bugün fulüm! > Bugün hiç zamanım yok. / İşim çok.
Hastayım, artı canım sıkkın. > Hastayım ve üstelik canım da sıkılıyor.
Kahretsin! > Hay aksi! / Bu kadar da olamaz.
Fifti fifti (fifty fifty) kırışırız. > Yan yarıya paylaşırız.
Artı parantez (Antre-parantez) belirteyim... > Ayrıca belirteyim ki...
Noluyoruz oldum. > Neler oluyor bilemedim.
Şiddetle tavsiye ederim. > Güvenerek tavsiye ederim.
Herılt yani. > Herhalde.
Büyüksün! > Sen çok değerlisin!..
No koment (No comment) > Yorum yok.
No problem > Sorun yok.
Nema problem /problema > Önemli değil. Sorun değil.
Kayıpsın? Kayıplardasın? > Seni göremiyorum.
Harbi ol! > Gerçekçi konuş...
Bık geldi > Sıkıldım. Bunaldım.
Streslendim./Stres yaptım. / Streslerdeyim > Sıkıldım. Bunaldım. Bunalıyorum…
Benden kaçmaz./ Kaçar mı? > Ben her şeyi bilirim!.. Beni kandıramazsın!
Bunalım (lara) takılıyor. > Sıkıntıları var.
İnaf gari. > Yeter artık.
Fri (free) takılıyorum. > Karşılıksız, bağımsız çalışıyorum. (geziyorum)
Arkadaşlarla takılacağız > Arkadaşlarımla birlikte olacağım. (gezeceğim)
Ne iş? > Bu ne demek?..
Alolaşırız. Telefonlaşırız. Cepleşiriz. Fakslaşırız. > Haberleşelim. Ben seni ararım, sen de beni ara.
Morcivert oldu. > Mosmor oldu. Morardı.
Kuul (cool) adam. > Soğukkanlı / Soğuk adam.
Bi drink alim (alayım). > Bir şey içeyim.
Mersi. — Çok mersi. > Teşekkür ederim.
Çok kafa çocuk! > Çok iyi, anlaşabileceğim biri.
Hasta ettin beni yaa! > Beni sıkıyorsun!..
Bu iş ya olacak ya olacak! > Bu iş kesinlikle olmalı.
Vaaav! Voov! (Wow!) > İnanamıyorum!.. Ooo muhteşem!..
Yihuuu! — Heey! > Yaşasın!
Laf sarf ediyor > Boşa konuşuyor / gereksiz konuşuyor.
Dandik Ötesi > Anlamsız düşünceler / işler.
Aramızda geyik konusu yaptık. > Aramızda dalga geçtik. / Konuyu biraz hafife aldık.
Onun hastasıyım! > Ona hayranım.
İkilemde kaldım > Kararsız kaldım. / İki arada bir derede kaldım.

Современный турецкий «turkilizmanca»

Одна из важнейших языковых проблем последних лет – изменения в турецком языке — предпочтение слов западных языков вместо турецких в прессе и повседневной жизни. Турецкий язык снова переживает оккупацию иностранных языков после основания Республики.

Ниже приведены турецкие эквиваленты некоторых иностранных слов, которые вошли в повседневную жизнь Турции:

absürd > saçma
adisyon > hesap
aircondition > havalandırma (aracı), hava soğutucusu
agresif > sinirli
aksiyon > eylem
aktif > etkin
aktivite > etkinlik, faaliyet, çalışma
ambulans > cankurtaran
anons > duyuru
anons etmek > sunmak / çağırmak
angaje > dolu
animasyon > canlandırma
artist > sanatçı
asist — asist etmek > yardım — yardım etmek
bekraunt (background) > deneyim, altyapı, arkaplan
badigard (bodyguard) > koruma
bestseller > en çok satılan
bilboard > duyuru tahtası, reklam panosu
branş > dal, alan
brifing > bilgilendirme
brifing almak > bilgi almak
brifing vermek > bilgi vermek
ketring (catering) > ikram
cafe > çayhane, kahvehane
çenter > merkez
check etmek > denetlemek, kontrol etmek
check up > tam bakım
contekst > bağlam corner — atışı > köşe atışı
damping > indirim
deadline > süre sonu
deep freez > derin dondurucu
defans > savunma
dejenere > bozulmuş
dejenerasyon > bozulma
deklarasyon > bildiri
deodorant > koku
departman > bölüm
depresyon > bunalım, çöküntü
detay > ayrıntı
dizayn > tasarım / düzenlemek
dizaynır > tasarımcı
doküman > belge
efor > çaba
ekarte etmek > elemek
ekipman > donanım
ekonomik class > hesaplı sınıf
eksper > uzman
ekstre > hesap özeti
e-mail > e-posta (elektronik posta), elmek (elektronik mektup)
empoze etmek > dayatmak
enformasyon > danışma
entegrasyon > uyum
enteresan > ilginç
faks > belgegeçer
faul > yanlış, hata
fastfood > ayaküstü
festival > şenlik
filtre > süzgeç
final > sonuç, bitiş
finiş > bitiş, varış
first class > birinci sınıf
flaş > çarpıcı, önemli
format > dolu, tam
full time > tam zamanı
global > küresel
hit > gözde
imaj >görüntü
in-out > gözdeler / gözden düşenler
indeks > dizin
inisiyatif > üstünlük, öncelik
illegal > yasadışı
izolasyon > yalıtım
jenerasyon > kuşak, nesil
jogging > koşu
kampus > yerleşke / yerleşim
kaos > karışıklık
karambol > karmaşa
karizmatik > çok yönlü, etkileyici
koç (coach) > çalıştırıcı
komünikasyon > iletişim
komisyon > kurul
konfirmasyon > doğrulama
kongre > kurultay
konsantrasyon > yoğunlaşma
konsept > kavram
kontrast > karşıt
kreasyon > yaratım
kreatör >yaratıcı
kriter > ölçüt
lanse etmek > öne sürmek, sunmak
legal / illegal > yasal / yasal olmayan
life style > yaşam biçimi
likit > akışkan, sıvı
literatür > yazın, edebiyat
maç > karşılaşma
makro > geniş
maksimum > en çok
marj > pay
market > alışveriş merkezi
marjinal > sıradışı
medya > basın yayın
medyatik > basında çok yer alan
mega > büyük, dev, muazzam
metod > yöntem
metropol > anakent
motivasyon > isteklendirme
minimum > en az
natürel > doğal
network > bilişim ağı
no-frost > karlanmaz
nominal > saymaca
non-stop > durmaksızın, duraksız
nostalji > geçmişe özlem
objektif > nesnel
ordövr > ön yemek
over night > gecelik
panorama > görünüm
paradoks > çelişki
parametre > değişken
partner > eş
part time > yarı zamanlı
pasif > edilgen
patent > buluş
periyot > dönem
periyodik > süreli
platform > alan
polemik > tartışma
popüler > sevilen, tutulan, beğenilen
pozisyon > durum
prezantasyon > sunuş
prodüksiyon > yapım
prodüktör > yapımcı
profil > (yan) görünüş
promosyon > tanıtım
prosedür > izlek
proses > süreç
protokol > 1. Tören düzeni 2. Sözleşme
prototip > ilk örnek — tasarım
provokasyon > kışkırtma
provokatör > kışkırtıcı
prömiyer > ilk gösteri
program > izlence
prova > ön çalışma, hazırlık
radikal > kökten
reality show > canlı gösteri
reel > gerçek
realite > gerçeklik
refüj > orta kaldırım
rehabilitasyon > iyileştirme
resepsiyon > kabul töreni
restorasyon > onarım
revizyon > düzeltme, yenilenme
sabotaj > baltalama
seksiyon > bölüm
sempatik > canayakın
sezon > mevsim
servis > hizmet
shop > dükkân
shopping çenter > alışveriş merkezi
show > gösteri
spiker > sunucu
spesiyal > özel
spontane > doğaçlama
star > yıldız
sübjektif > öznel
talkshow > söyleşi
timing > zamanlama
top 10 = en iyi on teyp > kasetçalar
trend > eğilim
pres > baskı
pres yapmak > baskı yapmak
prezantabl > gösterişli, seçkin
prime time > çok izlenen saatler (TV)
show room > gösteri yeri, sergi, gösteri merkezi
rölanti > yavaşlatma
rölantiye almak > yavaşlatmak
sponsor > destekçi, destekleyici
vizyon > 1. gösterim 2. geniş (uzak) görüşlülük
vizyona girmek > gösterime girme
vip (very important person) > çok önemli kişi

Неправильное применение вспомогательный глаголов, связанное с влиянием западных языков

Встречаются и такие изменения в турецком языке как произношения некоторых иностранных слов, вопреки правилам турецкого языка, в сочетании со вспомогательными глаголами. Особенно странными выглядят сочетания английских и турецких слов в попытках адаптации логики английского языка к турецкому.

Almak:

banyo almak > yıkanmak, banyo yapmak
duş almak > yıkanmak
taksi almak > taksiye binmek, taksi çağırmak
kahvaltı almak > kahvaltı etmek
yemek almak > yemek yemek
sahne almak > sahneye çıkmak
start almak > başlamak
istek almak > istenmek
drink almak-içki almak > içki içmek
tepki almak > ilgi çekmek
alkış almak > alkışlanmak
yenilgi almak > yenilmek
beğeni almak > beğenilmek

Etmek:

çek etmek > kontrol
konfirme etmek > doğrulamak
elimine etmek > elemek
ekarte etmek > elemek, safdışı bırakmak
empoze etmek > dayatmak
dizayn etmek > tasarlamak
test etmek > denemek
kamufle etmek > gizlemek
stop etmek > durmak
kuşku etmek > kuşkulanmak, kuşku duymak

Olmak:

stres olmak > gerilmek, sinirlenmek
panik olmak > endişelenmek, paniğe kapılmak
şok olmak > çok şaşırmak

Yapmak:

konuşma yapmak > konuşmak
hatırlatma yapmak > anımsatmak, hatırlatmak
panik yapmak > paniğe kapılmak, endişelenmek
şov yapmak > gösteri yapmak
bekleme yapmak > beklemek

Bulunmak:

Başvuruda bulunmak > başvurmak

Vermek:

Start vermek > başlatmak

Вот еще некоторые турецкие слова со значением соответствующим иностранным словам:

Web – ağ, viraj – dönemeç, tripleks – üç katlı, trend – eğilim, transparan – saydam, trekking – dağ yürüyüşü, şov – gösteri, printer – yazıcı, prodüksiyon – yapım, deep- freze – derin dondurucu, defans – savunma, dejenerasyon – yozlaşma, deklarasyon – bildirge, dekont – hesap belgesi, demonstrasyon – gösteri, dijital – sayısal, call center – çağrı merkezi, catering – yemek hizmeti, çip – yonga, bariyer – engel, bodyguard – koruma, brick game – tuğla oyunu, brifing – bilgilendirme, absürt – saçma, adaptör – uyarlayıcı, adisyon – hesap, akualand – su bahçesi, antre – giriş, aroma – hoş koku.

Примеры изменения в турецком языке взяты из книги под названием «Düşün’ce», изданной в Анкаре в 2003 году обществом ататюркской мысли Ближневосточного технического университета.

Смотрите другие теметические словари.

В моем телеграм канале вы будете получать дополнительный материал. А также у вас будет возможность отблагодарить меня за понравившийся вам материал и поддержать дальнейшее развитие данного проекта. Подписывайтесь на мой телеграм канал, где я буду сообщать об обновлениях и делиться интересным. Переходите по ссылке Телеграм Туркрут

Я совершенно не понимаю Çeviri Türkçe

Translate.vc / Rusça → Türkçe / [ Я ] / Я совершенно не понимаю

61 parallel translation

- Извини, я тебя совершенно не понимаю, к чему это ты?

Ne söylediğini gerçekten anlamıyorum.

Я совершенно не понимаю, что он за тип.

Benimle ilgileniyor, sonra terk ediyor.

Я совершенно не понимаю того, что он сделал.

Neden intihar ettiğini anlamıyorum.

И мой твердолобый дружок Хаяма, которого я совершенно не понимаю.

O, benim şoförüm, menajerim, sevgilim ve dümbüğüm. Annem.

Ты намеренно делаешь всё чтобы тебя выгнали из Сент-Магнуса... или есть другая причина, которую я совершенно не понимаю... твоей неспособности соответствовать правилам?

Kasıtlı olarak kendinizi St. Magnus'dan kapı dışarı attırmayı mı deniyorsunuz? Yoksa senin uyum sağlamanla ilgili göz ardı ettiğim başka bir neden mi var?

Я совершенно не понимаю, о чем ты.

- Seni hiç anlamıyorum.

Я совершенно не понимаю.

Asla anlayamayacağım.

И я совершенно не понимаю

Bir iki haftadır var.

Я совершенно не понимаю, о чем вы говорите.

Konuştuğunuz konu hakkında hiçbir fikrim yok.

Я совершенно не понимаю, о чем ты говоришь.

Ne demek istediğini anlamış değilim. Yaptıklarını telafi edemem.

Нет, вообще-то я немного смущена, потому что я совершенно не понимаю, что означает буква "Т" в данной аббревиатуре.

Hayır, aslında biraz utanıyorum çünkü "T" ne için bilmiyorum.

Да, только я совершенно не понимаю современное искусство.

Evet. Modern sanattan anlamıyorum hiç.

Я совершенно не понимаю её чувств.

Duygularını hiç anlamadım.

- Дай пять. - Чего я совершенно не понимаю.

Dediğin gibi!

Я совершенно не понимаю, о чём они говорят.

Dediklerinin bir kelimesini anlamıyorum.

Вы заставили меня проделать этот путь сюда, для того, чтобы угрожать мне, будто я совершенно не понимаю сути нашего делового соглашения, Хосс, это просто откровенное оскорбление.

Yani, sanki iş anlaşmamızın risklerini tam olarak anlamamışım gibi bunca yolu beni tehdit etmek için getirmen Hoss, bu düpedüz aşağılamak.

Нам нужен другой переводчик, я совершенно не понимаю эту даму.

Başka bir çevirmene ihtiyacımız var. Bayanın dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.

Мне очень жаль, но, боюсь, я совершенно не понимаю, о чем вы говорите.

Çok özür dilerim ancak neden bahsettiğiniz konusunda hiçbir fikrim yok.

Честно, Дарт, я совершенно не понимаю, о чем идет речь.

Açıkçası, Darth, neden bahsettiğine dair en ufak bir fikrim bile yok.

Я совершенно не понимаю о чем речь.

Tamam, bu beni çok şaşırtıyor.

Я совершенно не понимаю нынешнюю детскую музыку.

Zamane çocuklarının müziklerini hiç anlayamıyorum.

Я совершенно не понимаю как это связано со всем остальным, что здесь происходит.

Bunun diğer olanlarla ne ilgisi olduğunu anlayamıyorum.

Мне позвонили, чтобы я подписала какие-то бумаги, то есть, что я совершенно не понимаю.

Martin Charles, nasıl yardımcı olabilirim? Gemma? Burada ne arıyorsun?

Я совершенно не понимаю, о чём вы говорите.

Neden bahsettiğinizi bilmiyorum.

Прости, но я совершенно не понимаю.

Affet, ama bu bana biraz anlamsız geldi.

- Во-первых, я совершенно не понимаю, на кого ссылается Фарфоровый.

Öncelikle Porselen'in kimi kastettiği hakkında hiçbir fikrim yok.

Я совершенно не понимаю, почему ты защищаешь ее.

Neden onu savunmaya çalıştığını anlayamıyorum.

Я совершенно не понимаю, зачем вам нужен мой номер социального обеспечения, но...

Sosyal sigorta numaramı neden öğrenmek istediğinizi gerçekten anlamadım.

Тогда я совершенно не понимаю, почему Вы полагаете её пригодной для разреза.

O zaman neden orayı kesmeye devam etmek istediğinizi anlayamıyorum.

Я совершенно не понимаю, о чём вы оба говорите.

Beni unuttunuz resmen. Lütfen izin ver Annie.

Милая, ты приходишь сюда каждые выходные, иногда и по будням, и насколько я понимаю, мальчики тут не при чем, так что я совершенно не понимаю, чем ты занимаешься.

Tatlım, her hafta sonu buraya geliyorsun. Bazen hafta içi bile geliyorsun. Bildiğim kadarıyla da hayatında bir erkek falan da yok.

Честно говоря, Клиптон, иногда я вас совершенно не понимаю.

Doğrusu, Clipton, bazen seni hiç anlayamıyorum.

Честно говоря, иногда я вас совершенно не понимаю.

Gerçekten, seni bazen hiç anlayamıyorum.

Я их совершенно не понимаю.

Ben onları anlamıyorum.

До такой степени, что я уже не понимаю, где добро и где зло, и я собираюсь сделать кое-что... я вынужден сделать кое-что... что многие сочтут совершенно ужасным поступком.

Neyin iyi neyin kötü olduğunu bilemediğim bir durumdayım. Ve bir çok insanın lanetleyeceği çok kötü birşey yapacağım- - yapmak zorundayım.

Нет. Я понимаю, у тебя есть масса причин, по которым тебе это совершенно не нужно, но...

Bunun senin için hiçbir önemi yok, biliyorum.

Я вас совершенно не понимаю.

Seni hiç anlamıyorum.

Слушайте, я понимаю, что она может сказать что-то... совершенно безумное, но убить кого-то она совершенно не способна.

Bakın, bazen delice şeyler söyleyebiliyor. Delice şeyler söylüyor ama kimseyi öldürmedi.

Просто зашла подтвердить, что ты не придешь на свадьбу. Я все понимаю, и это совершенно нормально.

Düğüne gelemeyeceğini konfirme etmek istiyorum da,... ki bu çok normal, ve hoş.

И я понимаю, что это совершенно не то, что ты хочешь сейчас услышать. С чего ты так решил?

Bunun, şu an duymak istediğin son şey olduğunu da biliyorum.

Я совершенно ничего не понимаю этой ночью.

Dün gece işi tamamen batırdım.

Итак, он выбрал Брэндана Конлона, и я этого совершенно не понимаю.

Ve Brendan Conlon'ı seçmiş fakat açıkçası sebebini anlayamadım.

Я понимаю, что ты совершенно не такой как они.

Neyse, yani bunlar tamamen farklı şeyler.

Я понимаю, давать тебе советы совершенно не мое дело.

Sana nasihat vermek bana düşmez, zaten üstüme vazife de değil.

Здесь я пришел к понимаю, что состояние, даже самое большое, совершенно не делает человека свободным.

Hapishanede mal mülk sahibi olmanın insanı otomatikman özgür kılmadığını anladım.

- Я совершенно тебя не понимаю.

- Dediklerinden bir şey anlamıyorum.

Ну, знаешь ли, никто не может оставаться таким же, как 15 лет назад. но даже если оставить катапультирование телевизионщиков, я просто не понимаю, почему они не хотят заключить с тобой совершенно формальную сделку.

İyi de, bak, kimse aynı kalmıyor, bunlar 15 yıl önceydi, bu televizyon fırlatma işi bir yana, yani, önlerine getirdiğin bu işi neden kabul etmeye yanaşmıyorlar anlamıyorum.

Я посреди всего этого дерьма и совершенно ничего не понимаю.

Öyle bir pisliğin içine düştüm ki kendim de anlamıyorum zaten.

Я сожалею об этом. и я понимаю. Я была совершенно не права.

Bu konu hakkında düşündüm, taşındım ve tamamen yanlış yaptığımı fark ettim.

Я немного знаю о том, как хранить секреты и уважать их, даже если я не... совершенно не понимаю, для чего ты хранишь свой.

- Hayır. Sır saklama konusunda bir şeyler biliyorum ayrıca onlara saygı duymayı da, her ne kadar senin neden bunu sakladığını tam olarak anlamasam da.

Я совершенно ничего не понимаю.

Gerçekten kafam karıştı.

© 2017 - 2023 Translate.vc

nest...

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.