konsantre arttırıcı ilaç / “Konsantrasyon Artırıcı İlaçlar, Zarar Veriyor”

Konsantre Arttırıcı Ilaç

konsantre arttırıcı ilaç

Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

1 - Önceliklerinizi belirleyin

Yapmak istediğimiz çok şey var, zaman ise sınırlı. Zihnimizde aynı anda pek çok şey koştururken, sorumluluklar ve zorunluluklarımız ile tek bir konuya odaklanmak kolay olmuyor. İlk adım olarak yapmak istediklerinizi bir liste haline getirin. Daha sonra bu listede 5 maddeyi seçin ve aralarında sıralama yapın. Bu şekilde kendinize bir yol haritası çıkartmış olacaksınız. Bir madde bitmeden diğerine de geçmemek için bu plana sadık kalmalısınız.


Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi
Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

2 - Nefesinizi kontrol edin

Nefes alıp vermek hayati bir fonksiyonumuz. Gün içinde nasıl nefes alıp vermemiz gerektiğini unutuyoruz. Heyecan, stres, beslenme, iş yoğunluğu gibi her şey nefesimizi etkiliyor. Odaklanmak istediğimiz konuyu önümüze aldığımız zaman nefes alıp vermemizi kontrol etmeliyiz. Hatta daha işe başlamadan önce burundan nefes alıp, vermeye çalışın. Sayarak nefes alın ve aynı sayıda da nefesinizi verin. Bu şekilde sakinlik ve dinginlik ile konsantrasyon sağlamanız daha kolay olacaktır.

Mutlaka okuyun: Sağlıklı nefes hakkında bilmeniz gerekenler


Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi
Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

3 - Tek bir iş yap&#x;n

Bir basketbolcuyu hayal edin. Tam topu aldı ve potaya atacak. Topu atarken odağının yüzde yüz topta ve potada olması gerekiyor. İşte hayatta başarılı olanlar bunu sağlayabilenler oluyor. Kısaca seçtiğiniz iş o anda yaptığınız tek iş olmalı. Okurken ders çalışırım, televizyon seyrederken arkadaşlarımın mesajlarını okurum, kitap okurken televizyon açık olabilir diye düşünen çok insan var, ama bu insanların yaptıkları işte etkin olmaları ve başarıları tartışmaya açıktır.


Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi
Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

4 - Olumsuz bilgileri temizleyin

Yapmanız gereken işle ilgili zihninizi temiz tutun. Bitirmek istediğiniz, yapmak istediğiniz, öğrenmek istediğiniz konulara başlamadan önce aklınızda olumsuz ne kadar bilgi varsa hepsini temizleyin. Amacınıza odaklanın ve olumsuz kalıplarınızı bir kenara bırakmaya çalışın. Ne düşünüyorsanız zihniniz o bilgileri büyütüyor. Bu yüzden odaklanmak için seçtiğiniz konu öncesinde bir temizliğe girin ve zihninizi berraklaştırın.


Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi
Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

5 - Çevrenizi düzenleyin

Zihin temizliğinden sonra sıra çevre temizliğine geliyor. Çalışma ortamınızı kendi zevkinize ve kendi kullanımınıza göre düzenleyin. Önceliğiniz derli toplu ve düzenli olmasıdır, ancak ortamınız sizin odaklanmanıza yardım edeceği için bu düzeni siz sağlamalısınız. Işığınız, ekranlarınız, kullanacağınız ekipmanı yerleştirin ve bu düzeni devam ettirin. Arada molalar verin ve fazla ekipman varsa kaldırın. Çevrenizde görme alanınızda sizi rahat ettiren, motive eden eşyalara yer verin.


Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi
Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

6 - Hafif ve sağl&#x;kl&#x; beslenin

Konumuz odaklanmak olabilir ama odaklanmak için ise zihnimiz önemli. Zihnimizin de beslenmemizden ne kadar etkilendiğini artık hepimiz biliyoruz. Hafif ve sağlıklı yiyecekler tercih edin. Öğün atlamadan, aç kalmadan zihninizi berrak tutacak besinler tüketmelisiniz. Bol su içmeye özen gösterin. Sizi rahatlatan bitki çaylarından destek alın.

Mutlaka okuyun: Konsantrasyon artıran 6 yiyecek


Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi
Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

7 - Çal&#x;şma sürenizi önceden belirleyin

Bir konu üzerinde çalışmak için ayıracağınız zamanı en iyi siz belirleyebilirsiniz. Seçtiğiniz konu üzerinde çalışacağınız verimli zamanı en sağlıklı olarak siz belirleyebilirsiniz. Çalışacağınız süre içinde kendinize dinlenmek için vereceğiniz mola süresini ayarlamalısınız. Konu üzerinde çalışmaya başlamadan önce ne kadar süre ile konsantre olabileceğinizi ve bu konuda çalışabileceğinizi siz belirleyebilirsiniz. Çalışma süreniz ve arada vereceğiniz molalarla veriminizi artıracak ve odaklanma sürenizi siz belirleyebileceksiniz.

Hep hatırlayalım; neye odaklanırsak o büyüyor, gelişiyor. Odağınızda kalın!

Bonus: Negatif düşünceyi önlemenin 9 yolu


Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi
Konsantrasyon artt&#x;r&#x;c&#x; 7 uzman önerisi

Çalışırken Konsantrasyon ve Dikkat Artırıcı 8 Yöntem

İş hayatında birçok kişi konsantrasyon problemi yaşıyor. Konsantrasyon probleminin ve dikkat eksikliğinin nedenleri arasında iyi beslenmemek, zamanı iyi yönetememek, iş yönetimi yapamamak gibi birçok durum bulunuyor. Eğer siz de konsantrasyon problemi doğrultusunda hatalar yapmamak, zamanı verimli kullanmak ve bu problemi yaşamak istemiyorsanız önerilerimize kulak verin. İşte çalışırken konsantrasyon ve dikkat artırıcı 8 yöntem.

 

Fiziksel olarak hazır olun

Konsantrasyonu etkileyen birincil etmen fiziksel durumdur. Siz de konsantrasyon problemlerinin fiziksel olarak yorgun olma, egzersiz yapmama ve iyi uyumama gibi durumlar sonrasında ortaya çıktığını fark etmişsinizdir. Bu yüzden konsantrasyon problemi yaşamamak için her gün 7- 8 saat, uykuya elverişli bir odada uyumaya özen gösterin. Düzenli olarak spor yapmanın size yorgunluk katmayacağının, aksine daha zinde hissettireceğinin farkında olun.

 

İyi beslenin

Konsantrasyona etki eden bir diğer durum ise iyi beslenmemektedir. Bu durum iki açıdan oldukça önemlidir. Birincisi dengeli ve çeşitli beslenerek biyolojik olarak kendimizi sağlıklı hissedebiliriz. Sağlıklı olduğumuz zaman ise konsantrasyonumuz da bundan olumlu yönde etkilenir. Bunun yanı sıra yemek yemeyi seven biriyseniz ve acıktığınız zaman konsantrasyonunuz dağılıyorsa öğünleri atlamamaya özen gösterin. Eğer öğünleri kaçırıyorsanız masanıza küçük atıştırmalıklar koyun.

 

Birden fazla işle meşgul olmayın

Konsantrasyon problemi yaşayanların en sık yaptığı hata birden fazla işe uğraşmaktadır. Birden fazla işle uğraşmak kişiye zamandan tasarruf ettiği yanılgısını yaşatır. Fakat durum tam olarak böyle değildir. Birden fazla işle uğraşmak zamanı verimsiz kullanmaya, konsantrasyon problemi yaşamaya ve işlerin bitmemesine sebebiyet verir. Ve bu durum kısır bir döngü halini alır. Bu yüzden birden fazla işle meşgul olmamaya özen gösterilmelidir.

 

Konsantrasyonunuzu olumlu yönde tetikleyecek etkenler bulun

Herkesin motive olma yöntemi farklıdır. Motive olmuş bir kişi aynı zamanda konsantre olmuş kişi anlamına da gelmektedir. Eğer bir sunum izlerken siyah kalem kullanmak yerine, fosforlu kalem kullanmak dikkatinizi artırıyorsa bunu konsantrasyonunuzun düştüğü anlarda muhakkak yapın. Konsantrasyonunuzu artıran yöntemi kendiniz keşfetmeniz oldukça önemli. Bu bir kalem, bir kahve veya oturduğunuz yer olabilir.

 

Not alın!

Konsantre olmaya çalıştığınız zaman alakasız birçok düşünce zihninizi meşgul eder. Bu düşünceler arasında sosyal medya, bir mail veya bir içecek olabilir. Bu durumun önüne geçmek için not almak oldukça önemlidir. Not almak hem öncelik sıranızın belirlenmesine yardımcı olur hem de bir şey unutma korkunuzu ortadan kaldırır.

 

Dikkatinizi dağıtan her şeyi ortadan kaldırın

Konsantre olabilmek istiyorsanız bunu ancak kendinizi hazır hissettiğinizde sağlayabilirsiniz. Yani sizi dışarıdan olumsuz bir şekilde uyaran olmaması gerekmektedir. Nedir bu olumsuz uyaranlar? Düzensiz masa, giymek istemeyeceğiniz bir kıyafet, muhatap olmamanız gereken bir insan, kötü düşüncelere yapışıp kalmak vb. Eğer konsantre olmak için masanızı düzenlenmeniz gerekiyorsa bunu bir an önce yapın!

 

Odak noktanızı değiştirin

Eğer konsantrasyonunuz dağılıyorsa bazen durumu toplamak için ısrar etmeyebilirsiniz. Bunun yerine odak noktanızı değiştirebilirsiniz. Nasıl mı? Bitirmeniz gereken bir sunum var ve 20 dakikadır sadece ekrana mı bakıyorsunuz? Zamanınız da kısıtlı… O zaman bir an önce yerinizden kalkın ve açık havaya çıkın. 5 dakikalık kısa bir yürüyüş yapın. Bunu zaman kaybı olarak görmeyin çünkü o 20 dakika dışarı çıkmamanız durumunda işiniz daha da uzayabilir.

 

Bilgisayarı ve telefonu bilinçli kullanın

Bilgisayar ve telefon için özel bir başlık açmakta fayda var. Çünkü birçoğumuz bilgisayarı ve akıllı telefonlarımızı bilinçli kullanamadığımız için günümüzü verimli bir şekilde kullanamıyor ve konsantre olamıyoruz. Eğer siz de sürekli olarak sosyal medyada ve gündemde olan gelişmeleri kaçırmaktan korkuyorsanız bunun bir çeşit sendrom olduğunu unutmayın. Bu durum birçoğumuzun yaşadığı FOMO (Fear of Missing Out) yani &#;Gelişmeleri Kaçırma Korkusu&#;.  Siz de sürekli olarak bir şeyleri kaçırdığınızı düşünüyorsanız bunun çağımızın hastalığı olduğunun farkına varın. Akıllı telefonlara ve bilgisayara gereğinden fazla zaman ayırmayın. Sürekli telefonla meşgul olmak sizi kısa süreliğine iyi hissettirebilir fakat uzun vadede iyi değildir.

Kırmızı reçeteli sınav dopingi

E.Ş. İstanbul Arel Üniversitesi fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünden geçen yıl mezun oldu. "Öğrenciliğim sırasında ders çalışırken odaklanamıyordum" diyen E.Ş, iş yerindeki bir arkadaşından aldığı Ritalin isimli ilacı herhangi bir hekim kontrolünden geçmeden kullanmaya başladığını anlatıyor. İlacın etkisiyle sabah saatlerinden gece yarısına kadar ders çalıştığını söyleyen E.Ş, "Sınav dönemlerimde birer hafta süreyle 2 kez Ritalin isimli ilacı kullandım. İlacı bıraktığımda birkaç gün ilacın yokluğunu hissettim ancak sosyal hayatım kötü etkilenmedi" diyor. E.Ş, ilacı uzun süreli kullanmadığı için fizyolojik ve psikolojik olarak olumsuz etkilenmediğini anlatıyor. 

Türkiye'de ders yükü fazla olan öğrenciler, daha verimli ders çalışmak ve kısa sürede sonuç almak için doping etkisi yaratan ilaçlara yöneliyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçların ham maddesi Metilfenidat, aynı zamanda kokainin de ham maddesi olarak biliniyor. Beyinde doping etkisi yaratan bu ilaçlara, psikiyatri uzmanları tarafından kan testi, kalp ritmini ölçen EKG testi ve psikolog görüşmeleri sonrası gerekli görüldüğü takdirde düzenlenen kırmızı reçeteyle ulaşılabiliyor.

Uyuşturucu ve merkezi sinir sisteminde etkisini gösteren, beynin işlevlerini değiştirerek algı, ruh hali, davranış ve bilinçte değişikliğe neden olan psikotrop madde tedavisine ihtiyaç duyan hastaya, hekim tarafından kontrollü kullanımını sağlamak amacıyla yazılan matbu kırmızı reçete uygulamasına başvuruluyor. Söz konusu ilaçları kullanmak için kırmızı reçete gerekli olsa da öğrenciler kendi aralarında ilaç alışverişi yaptığı için Türk Tabipleri Birliği ve Türk Eczacılar Birliği’nde ilacın kullanımına dair herhangi bir veri bulunmuyor.

"Ağlama krizleri geçiriyordum

Ancak öğrencilerin anlatımları, doping alan öğrencilerin sayısının hiç de az olmadığını gösteriyor. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden bu yıl mezun olan T.T. de bir dizi test sonrası dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısıyla psikiyatri hekimin düzenlediği kırmızı reçeteyle Concerta isimli ilacı kullanmaya başladığını anlatıyor. T.T "Tanı üzerine ilaç kullansam da ilaca bağımlı olmamak için doktorun kullanım talimatına uymadım, 2 yıl boyunca sadece sınav dönemlerinde kullandım. İlacı kullanırken hayat doluyum ancak bıraktığım büyük bir düşüş yaşıyorum. İlacın etkisiyle başarılı olduğum için kendimi yetersiz hissetmeye başladım. Sık sık ağlama krizleri geçiriyordum" diye konuşuyor. 

Prof. Dr. Yankı Yazgan

Hukuk fakültesi ders yükünün ağır olduğunu bu sebeple hukuk fakültesinde okuyan arkadaşlarına vermek için hekimine reçete düzenlettiğini söyleyen T.T. "Doktorların ilaç yazmadığı arkadaşlarıma ben ilaç verdim. Yaptığım doğru değil biliyorum ama okulu bitirmek bizim için çok önemli. Okul bitsin de nasıl bittiği önemli değil" diye anlatıyor.

Bu ilaçların odaklanma ve uzun süre ders çalışma amacının dışında kullanımının yaygınlaştığını ifade eden T.T, "Kokaine parası yetmeyenler bu ilaçlardan kullanıyor. Uyuşturucu satan kişilerde artık bu tür ilaçları bulmak mümkün" diye konuşuyor.

Sağlık Bakanlığı: Bu ilaçlar sıkı denetim altında

DW Türkçe’ye konuşan Sağlık Bakanlığı yetkilisi ise uyuşturucu maddelerin düzenlendiği reçetelerin sıkı denetim altında olduğunu belirtiyor. Bakanlığın düzenlemesine göre, Uyuşturucu Maddelere Mahsus Reçete Defteri’nin kullanılması, söz konusu defterlerin tabip odasından temin edilmesi, defterin dip koçanının hekim tarafından; reçete kağıtlarının ise eczane tarafından beş sene müddetle muhafaza edilmesi gerekiyor.

“Anne ve babalar ilaçların yanlış kullanımı destekliyor”

Çocuk, Ergen ve Erişkin Psikiyatristi Prof. Dr. Yankı Yazgan başarıya değil de kazanmaya önem verildiği için bu tarz yanlış uygulamaların sürpriz olmadığını ifade ederek, anne ve babaların ilaçların yanlış kullanımını teşvik ettiğini ya da kolaylaştırdığını söylüyor.

Akademik yükün ağırlığı, zayıf çalışma alışkanlığı ya da bilişsel hazır oluş düzeyinin üzerinde öğrenim gören öğrencilerin söz konusu ilaçlara başvurduğunu belirten Yazgan, “Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisi için kullanılan uyarıcı ilaçlar bir sihir olarak görülüyor. Uyarıcıların bu biçimdeki kullanımı dopingden beklenen etkiyi pek göstermediği gibi tehlikeli olabilecek kullanım tarzlarıyla sağlığı tehdit ediyor” diyor.

Yazgan, başlangıçta ilaçların faydası gördüğünü belirtenlerin önemli bir bölümünün fayda devam etmediğinde tehlikeli denemelere geçtiğini belirterek, “Gençler, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı almış olsa bile ilaç tedavisini, çalışma ve sınav performansı amaçlı görmeleri sahici çalışma alışkanlıklarının kazanımını, gerçekten öğrenebilmeyi ve gelişmeyi engelleyecektir” diyor.  

Seda Karatabanoğlu / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe

Bize yazın

“Konsantrasyon Artırıcı İlaçlar, Zarar Veriyor”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Sınav stresi ve kaygısının bulaşıcı olduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, özellikle anne ve babaları uyarıyor. Anne ve babanın endişesinin bulaşıcı olduğunu ve çocuğa yansıdığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, konsantrasyon artırması amacıyla bu dönemde kullanılan bazı ilaçların çok ciddi zararları olduğuna dikkat çekiyor.

Üsküdar ÜniversitesiKurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 20 Haziran’da gerçekleştirilen LGS, bu hafta sonu gerçekleştirilecek YKS sınavları nedeniyle birçok ailede sınav kaygısı ve stresinin yaşandığını söyledi. Bu dönemde hem gençlerin ve çocukların hem de ebeveynlerin sınav kaygısı ve stres yaşadığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şu anda birçok ailede benzer duygular yaşanıyor.  LGS’ye 1 milyon bin çocuk girdi. Hafta sonunda gerçekleşecek YKS’ye de 2,5 milyonun üzerinde aday girecek. Türkiye’nin neredeyse yarıya yakınını ilgilendiren bir konu. Bu döneme ilişkin geçmiş senelerde yapılan araştırmalar ve istatistikler var. Türkiye’de sınav dönemlerinde intihar olaylarında artış olabiliyor. Bu sadece bize özgü değil.  Dünyada da sınavla ilgili böyle durumlar yaşanabiliyor. Bu durum, sınavda başarılı olup olmamanın öğrencinin hayatında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

Bilinçsiz ilaç kullanımı zarar veriyor

Sınav döneminde bazı genç ve çocukların konsantrasyonu sağlamak için metamfetamin içeren ilaçlar kullandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Maalesef bu dönemde bilinçsiz kullanımlar olabiliyor. Maalesef diyoruz çünkü hiperaktivite sorunu, dikkat eksikliği sorunu olmayan çocuğa bu ilacı vermek doping demektir. Çünkü bu ilaçlar kimyasal silahtır. Yerinde ve zamanında kullanılıyorsa işe yarıyor. İlaç kişiyi o ilaca bağımlı hale getiriyor. O ilaç olmadan sınava giremiyor, ders çalışamıyor, konsantre olamıyor” dedi.

Birkaç soru için hayatını karartmayın

Bilinçsiz kullanılan her ilacın mutlaka yan etkisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yan etkisi olmayan tek ilaç, alınmayan ilaçtır. Her ilacın vücutta mutlaka olumsuz etkisi var. Yerinde, zamanında, dozunda alınırsa yan etkisinden çok etkisi ön plana çıkıyor ve o risk faydalı olarak kabul ediliyor. İlaç hekim kontrolünde değil, anne baba tarafından birkaç soru fazla çözsün diye veriliyorsa çok zararlıdır. Çocuk sınavda birkaç soru fazla çözebilir ama orta ve uzun vadede çok büyük zarara uğrar. Çocuk bir süre sonra sınava giremez, ders çalışamaz hale geliyor. Çocuk bir süre sonra ilaç almam lazım zihnim almıyor demeye başlıyor. Bu bir nevi beyne rüşvet vermek gibidir. İlacı alınca dikkati artıyor. İlacı almadığı zaman öğrenme hızı, anlama, algılama hızı yavaşlıyor. Bu nedenle bu tür ilaçlar hekimler tarafından beynin ön bölgesinde dopamin eksikliği olan bireylere veriliyor” diye konuştu.

Bu ilaçlar gerçekten ihtiyaç varsa kullanılmalı

Bu ilaçların kullanımından önce beyinde dopamin eksikliği olup olmadığına ilişkin ölçümler yapıldığını, Amerika’da FDA’nın yılında bunu onayladığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Beyinde deta beta dalgaları oranı yüksek olan kişilerde dikkat eksikliği hiperaktivite konusunda biyolojik belirteç olarak gösterdi. Bu kişilerde kullanmayı tavsiye ediyor. Onun dışındakiler ancak hekim kontrolünde kullanabilir. Bu nedenle biz çocuğumuza akademik başarıyı hedeflerken, onun hayatında bir maddeye muhtaç şekilde yaşamasına izin vermeyelim. Yani akademik başarısını kimyasallara bağlamayalım. Bu çok önemli bir mesele” uyarısında bulundu.

İlaçların çok ciddi yan etkisi var

Metamfetamin, metilfenidat etken maddeli ilaçların kırmızı reçete ile satıldığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu ilaçları akademik başarı için kullanan çocuklarda şizofrenik tepkiler ortaya çıkabiliyor. Metilfenidat hekimlerin kullandığı ilaçtır. Yasal olan Metamfetamindir. Bunu araştırmak ayırt etmek gerekiyor. Metilfenidat daha kontrol edilebilir bir ilaç türüdür. Piyasada satılan, dozu ayarlanabilen gerekirse kan tahlili ile takibi yapılabilir. Mesela bazı kişileri zayıflatıyor. Bazı kişilerde kalp ritmini bozuyor. Onun için metilfenidat kullanan ilaçları kişinin belli aralıklarla EKG çektirmesi lazım. Troid bezini bozuyor ve guatr yapabiliyor” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, psikiyatrik vakaların artmasının sebeplerinden birisinin de bu kimyasalların çok kullanılması olduğunu kaydetti.

Anne ve babanın kaygısı, çocuğa bulaşıyor

Anne ve babanın kaygısının bulaşıcı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuğu çabasının ve gayretinin desteklenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:“Anne ve babanın endişesi yüksekse bu bulaşıcıdır, çocuğa da bulaşır. Anne-baba ‘Kazanmasan da olur’ dediği an çocukta sorumluluk duygusu var ise ‘Kazanmama ihtimalim de var’ diye düşünüyor. ‘Eyvah ben mahvoldum’ diye kaygılanır. Eğer sorumluluk duygusu az ise onda bazı negatif motivasyon gerekebilir. Tembelliğinin sonuçları ile yüzleştirmek gerekebilir. Ama bu sınav günü değil, daha önceden yapılmalıdır. Sınav heyecanı olan gençlere özellikle ‘Kazanamazsan ne olacak?’ demek yerine ‘Sen daha önce kaç defa sınava girdin. Hepsinde başarılı oldun. İyi notlar aldın ve gözlemliyoruz çalıştın. Biz senin yanındayız. İnşallah senin için hayırlısı ne ise o olsun’ deyip çocuğa kabullenici davranmak gerekir. Çabasını gayretini desteklemek gerekir.

Sınava yanlış anlamlar yüklenmemeli

Anne babada yüksek motivasyon var. ‘Sen kazanırsın, sen aslansın, sen kaplansın. Benim kahramanımsın’ denildiğinde çocuğa fazla yüksek motivasyon yüklendiği zaman da çocukta ‘Kazanamazsam annem babam mahvolacak, perişan olacaklar. Onları çok üzeceğim’ diyerek aşırı bir suçluluk duygusu geliştiriyor. Bu kez kaygı daha da artıyor. Bu nedenle anne baba sınava yanlış anlamlar yüklememeli. Sınav sanki çocuğun değerlilik ölçüsü gibi görülüyor. Hâlbuki sınav, insanın hayat yolunda ilerlerken önüne çıkan basamaklardan bir tanesidir. Başaramazsa bu basamağı daha sonra aşabilir. A planı olmadıysa B planı vardır. Bu şekilde alternatifli olarak çocuğa düşündürtmek gerekiyor. Sınav stresini aşmayı öğrenmek, kişinin bütün stresleri aşmayı öğrenmesinin anahtarıdır. Performans anksiyetesi deniyor buna. Kişinin performansı yüksek olduğu zaman böyle durumlarda kaygı da yükseliyor. Stres yönetimi yapabilen kişiler, başka engellerle karşılaştığı zaman stres altında soğukkanlı kalmayı başarabiliyor. Bunlar da bu yaşlarda öğreniliyor. Anne baba önce kendi streslerini kontrol etsin” tavsiyesinde bulundu.

Sınava girecek adaylar bu tavsiyelere kulak verin

İçinde sevgi olan bir disiplinin önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, öncelikle pandemi ile ilgili kaygıların alınan önlemler nedeniyle azalabileceğini belirterek “LGS sınavlarında gereken önlemler alındı. Sınav saatlerinde sokağa çıkma yasağı uygulandı. Aynı tedbirler YKS’de de olacak. Böyle durumlarda kamu otoritesine güvenmek lazım. Adayların maske takmaları, fiziksel mesafe kurallarına uymaları önemli” diye konuştu.

Sınav danışmanlarından destek alınmalı

Pandemi döneminin bir avantajının ders çalışmak için sınırsız bir zaman ortaya koyduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, önerilerini şöyle sıraladı:“Gençler daha çok çalışabilecekleri bir zaman buldular. Büyük kısım bunu fırsat olarak değerlendirdi. Dikkatlerini toplamayı başardılar. Bu nedenle sınavdan bir gün önce kâğıt kalemi bırakmak önemli. Bir hafta içinde de zaten yeni konu öğrenilmez. Sadece pekiştirmeler yapılır, tekrarlamalar yapılır. Bunları yapsınlar. Muhakkak danışman hocalarından sınav danışmanlarından destek alsınlar. Sınava başlar, en zor soru gelir. Öğrencilerin en çok yaptığı hata budur. Birdenbire hiç bilmediği bir soru gelince ‘Eyvah ben yapamayacağım, bu çok zor bir sınav’ diye panik yaparsa bildiklerini de yapamaz hale gelir. Böyle durumlarda kişi önem ve öncelik belirleyecek. Takıldığı soruyu işaretlesin, hepsini bitirdikten sonra kalan zamanda o soruya geri dönsün.

Sınavda önemli olan soğukkanlı kalma becerisidir. Sınavda soğukkanlı kalanlar, istediği sonuca ulaşır. Sınav kayık kullanmaya benzer. Panik yaparsanız devrilirsiniz. Soğukkanlı kürek çekerseniz sonucu alırsınız. Bunun öğrenilmesi gerekiyor.”Adayların sonuç odaklı değil, süreç odaklı düşünmelerini de tavsiye eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kaç puan alacağı kontrol edemeyeceği bir şeydir. Ama bunun olması için elinden gelen gayreti göstermek kontrol edebileceği bir şeydir. Gayret, çaba ve davranışlarımız bizim sorumluluğumuzdadır. Sonuç bizim sorumluluğumuzda değildir” dedi.

Anne ve babaların da çocuklarına güven vermelerini ve telkinde bulunmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ailelerin çocuğa ‘Sen elinden geleni yaptın, sonuç istediğin gibi olmayabilir. İnşallah istediğin gibi olur ama olmazsa da B planı yaparız’ şeklinde konuşması gerekir” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir