Karın germe ameliyatı karın bölgesinden rahatsız olan kişiler için karnın kesilerek yeniden şekillendirilmesi amacı ile yapılan cerrahi bir operasyondur. Bu cerrahi operasyonu en çok yaptıran kişilerin sezaryen doğum sonrası karın sarkması şikayeti olan kadınlar olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca geçmişte aşırı kiloya sahip olanlar kilo verirken sarkmalar yaşamaktadır ve karın germe ameliyatı burada iyi bir seçenek olarak görülmektedir. Karın germe ameliyatında karın bölgesinin sadece dış bölgesine işlem uygulandığı, iç bölgesine girilmediği ve uğraşılan dokuların sadece sarkan dokular olduğu bilinmelidir.
Karın germe ameliyatında adından da anlaşılabileceği gibi amaç ameliyat sonrasında karnın gergin olmasıdır. Bundan dolayı doktorlar ameliyat sonrasında da hastanın belirli bir süre ameliyat korsesi takmasını istemektedir. Hastaların korse takmaları için gerekli olan süre ameliyattan sonraki ilk 3 hafta gece gündüz yani aralıksız bir şekildedir. 3. haftadan sonra ise sadece gündüzleri takmak yeterlidir. Ayrıca hasta egzersiz yaptığı süre boyunca da bu korseye mutlaka takmalıdır.
Karın germe ameliyatından sonra korse takmanın hem karın bölgesini dış etkenlerden karşı korumak hem de karındaki düzlüğü sağlamak gibi faydaları bulunmaktadır. Korse karın germe ameliyatında en etkili şeydir ve korsenin ameliyattan sonraki ilk 3 hafta takılması gerekliliği karnın düzlüğünü etkileyecek ve fazla bir koruma alanı oluşturacak olmasındandır.
Karın germe ameliyatı sonrası korsenin ne zaman çıkarılacağı aslında kişiden kişiye değişkenlik gösterebilmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi ameliyat ile korse birbirinin tamamlayıcısı olduğu için korse takılması oldukça önemli ve gerekli olsa da hastalar korsenin fazla sıkması veya terletmesi gibi bahaneler sunarak kullanımından kaçmaya çalışmaktadır. Ancak korse ve ameliyat birbirini tamamladığı için korse takmamak hastaların en büyük hatası olacaktır.
Karın germe ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler şu şekildedir:
1- Hastada ameliyat sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmemiş ise ameliyattan saat sonra yemek yemeye ve yürümeye başlayabilir ertesi günde taburcu olabilir.
2- Yukarıda da belirttiğimiz gibi korse ameliyattan sonra mutlaka takılması gereken bir tamamlayıcıdır.
3- Düz yatışlarda ameliyat bölgesinde bir gerginlik hissi yaşanır. Bu gerginlik hisssinin oluşmaması amacıyla hasta yatarken dizlerini karnına doğru çekmeli ya da yan yatmalıdır.
4- Ani kasılmaların, ağır yük kaldırmaların, ağır egzersiz yapmaların ve ani refleks ile yapılan hareketlerin karın içi basıncı arttırıcı etkisi olduğu bilinmelidir. Karın iç basıncının artması ise dikişleri zorlayabilir. Bundan kaçınmak için ameliyattan sonraki ilk ay boyunca eğilirken dikkat etmeye, ağır egzersiz yapmamaya, ağır yük kaldırmamaya ve ani kasılmalardan kaçınmaya özen gösterilmelidir.
5- Ameliyattan sonra karın bölgesi bandajlarla sarılı olacaktır. Bandajlar çıkana kadar hasta banyo yapmamalı, bandajların çıkmasının ardından banyo yapmalıdır. Eğer korse kullanımı tercih edilmişse hastanın ameliyattan sonraki gün banyo yapmasında herhangi bir sakınca yoktur. Sadece banyo esnasında sert su darbelerine karşı karın bölgesini koruması gerekir.
6- Karın germe ameliyatı esnasında karın kaslarına müdahalede bulunulmuşsa hastanın ameliyattan sonraki ilk hafta altı hafta egzersiz yapması önerilmemektedir. Ameliyattan sonra hafif tempolu yürüyüşler yapılmasında sakınca yoktur.
7- Karın germe ameliyatı içeride normal dikiş dışarıda ise eriyen dikiş atılan bir ameliyattır. Dikiş izlerinin görüntüsünü azaltmak amacıyla dıştaki iplerin erimesi ile birlikte hastaya yara yeri iz kremlerinin kullanılması önerilmektedir. Karın germe ameliyatlarından sonra 2 ay boyunca günde kez kullanılan kremlerin etkisinin olduğu gözlemlenecektir.
8- Son olarak hasta ameliyattan sonraki süreçte tam iyileşme için 3 ila 9 ay arasında beklemesi gerektiğini unutmamalıdır. Operasyondan sonra cilt iyileşmesi gün, karın şekillenmesi ay sürer. 6. aydan sonra vücudun son şeklini alması beklenir.
Hasta yukarıda anlattığımız önerilere uyarsa ve korse kullanımına özen gösterirse hızlı bir şekilde iyileşmenin yanı sıra istediği görünüme kavuşacaktır.
Sağlıklı bir omurga yapısında hareket etmemize ve eğilmemize yardımcı olan doğal bir eğrilik bulunmaktadır. Ancak omurgamızdaki bu eğriliğin doğal olmayan şekilde daha fazla kıvrılması ve eğrilik oluşturması “skolyoz” yani “omurga eğriliği” olarak ifade edilmektedir.
Omurga deformiteleri arasında en sık karşılaşılan skolyoz, Türkiye’de 2,5 milyondan fazla insanda görülmektedir. Bu rakamların ise yalnızca bilinen ve teşhis edilmiş vakalar olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca skolyoz belirtileri bizler veya çevremiz tarafından her zaman fark edilmez. Bu durum ise erken teşhisi zorlaştırabilir.
Skolyozdaki en önemli nokta eğriliğin ilerleyici bir durum olmasıdır, yani tedavi edilmediğinde omurgada oluşan eğrilik derecesi artmasıdır. Ancak endişelenmeyin, omurga eğriliği için uygulanan çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bunlardan biri ise eğriliğinin durdurulması için en sık tercih edilen “skolyoz korsesi”dir.
Peki, skolyoz korsesi nedir? Skolyoz korse ile düzelir mi? Skolyoz korse çeşitleri nelerdir? skolyoz korsesi nasıl takılır? Skolyoz korsesi kaç saat takılır? Sorularının cevaplarını öğrenmek için yazımızın devamı okuyabilirsiniz.
İçindekiler:
Skolyoz (omurga eğriliği), omurganın yana doğru eğilmesiyle ‘’S’’ veya ‘’C’’ şeklini aldığı üç boyutlu bir omurga şekil bozukluğudur. Ancak omurga eğriliği bilimsel olarak 10 derece ve üzeri olduğunda skolyoz olarak tanımlanmaktadır. Ve bu eğrilik 10 derece hafif bir eğrilik olabileceği gibi 55 derece ve üzeri şiddetli eğrilikte olabilmektedir. Skolyoz dereceleri resimli olarak aşağıda yer almaktadır.
Resim 1’ de de görüldüğü gibi skolyoz tedavisi, omurgada oluşan eğriliğin derecesine göre farklılık göstermektedir. Bu tedavi seçenekleri; gözlem, skolyoz korsesi ve diğer yardımcı tedaviler veya ameliyattır.
Bu yazımızda ele alınan omurilik korsesi; yetişkinlerde derecelik eğriliklerde, büyüme dönemindeki çocuklarda ise derecelik omurga eğriliklerinde kullanılabilmektedir. Ancak yetişkinlerde 45 derece ve üzeri eğriliklerde skolyoz cerrahisi önerilmektedir.
Peki, omurilik korsesi nedir?
Çeşitli kaynaklarda; sırt düzleştirici korse, omurga korsesi ve omurilik korsesi olarak da ifade edilen skolyoz korsesi; kumaş, plastik veya metal karışımdan üretilerek omurga eğriliğinin görüldüğü bölgeyi saran ve giyilebilen bir sağlık teknolojisi ürünüdür.
Omurilik korsesi, omurga eğriliğinin hangi bölgede olduğu, derecesi ve kaç omuru kapsadığı belirlenerek kişiye özel olarak üretilmektedir. Peki, korse tedavisinin amacı nedir? Omurilik korsesindeki temel amaç ise; omurgada oluşan eğriliğe bası uygulanarak eğrilik derecesinin ilerlemesinin durdurulmasıdır.
Skolyoz korsesi omurga eğriliğinin tamamen düzeltilmesi için tek başına yeterli değildir. Ancak korse kullanımı hastanın mevcut eğrilik derecesini korumasını sağlamaktadır. Örneğin; 30 derece omurga eğriliği olan bir kişiye bu eğriliğin ciddi boyutlara ulaşmaması ve ilerlemesinin durdurulması için skolyoz korse tedavisi uygulanabilmektedir.
Bu durum özellikle omurga eğriliği artma riski yüksek olan büyüme çağındaki çocuklar için önemlidir. Ve eğriliğin ilerlememesi için iskelet gelişimi tamamlanana kadar omurga korsesi ve diğer yardımcı tedaviler uygulanabilmektedir.
Omurilik korsesinin birçok çeşidi bulunmaktadır. Skolyoz korse tedavisinin başarılı olmasındaki en önemli faktörlerden biri doğru korse seçimidir. Bu süreçte hangi korse çeşidinin sizler için uygun olduğu ortopedi doktorunuz tarafından belirlenmektedir.
Skolyoz korsesi çeşidine; hastanın cinsiyeti, yaşı, kilosu ve omurga eğriliğinin derecesi göz önünde bulundurularak karar verilmektedir. Korse çeşidi belirlendikten sonra ise ortopedi doktoru ve ortez teknikeri tarafından hastanın ölçüleri alınarak kişiye özel omurga korsesi hazırlanmaktadır.
TLSO, CLSO ve Charleston bükme korsesinin çeşitlerinde omurga eğriliği üç nokta prensibi ile düzeltilmeye çalışılmaktadır. Peki, üç nokta prensibi nedir?
Üç nokta prensibi, omurgada oluşan eğriliğin düzeltilmesi için omurganın üç noktasında bası oluşturulması olarak ifade edilebilmektedir.
Üst sırt omurgasından (torasik omurga), sakral omurgaya (kalçaya) doğru giden korseler TLSO veya boston korsesi olarak ifade edilmektedir. Bu korse tipi, vücudu koltuk altından kalçalara kadar sarmakta olup omurga korsesinin en yaygın kullanılan çeşididir.
TLSO- Boston korsesinin özellikleri şunlardır;
Boyun omurgasından (servikal omurga) sakral omurgaya (kalçaya) doğru giden korseler ise CTLSO veya milwaukee korsesi olarak adlandırılmaktadır. Bu korse tipi, omurgayı boyundan kalçaya kadar desteklemektedir. Ancak ağır materyal yoğunluğu ve eski tip dıştan giyilen korse çeşidi olduğu için günümüzde pek fazla tercih edilmemektedir.
CTLSO- Milwaukee korsesinin özellikleri şunlardır;
Charleston korsesi sadece uyurken kullanılan gece korsesidir. Korsenin kalıbı, hasta eğriliğin karşı tarafına doğru eğildiğinde alınarak eğriliği düzeltici kuvvet (bası) uygulaması sağlanmaktadır.
Charleston korsesinin özellikleri şunlardır;
Kişiye özel olarak hazırlanan asimetrik korse çeşididir. Omurga eğriliğinin bölgesine göre bası noktaları farklılık göstermektedir. Resim 5’te de görüldüğü gibi uygulanan bası sonucu eğriliğin kayması için korsede boşluklar bulunmaktadır.
Diğer korse çeşitlerinden farklı olarak omurga hareketlerine izin veren dinamik bir korsedir. Ve sadece idiyopatik skolyozda (sebebi bilinmeyen skolyoz) kullanılmaktadır. Hastanın muayene ve röntgen bulguları kaydedilerek özel bir bilgisayar yazılımı ile kişiye özel korse tasarlanmaktadır.
Spinecor korsesinin özellikleri şunlardır;
Yeni nesil skolyoz korsesi omurgadaki deformiteyi üç boyutlu ele alarak kişiye özel olarak tasarlanmaktadır. 3 boyutlu skolyoz korsesindeki amaç diğer korse çeşitlerinden farklı olarak eğriliğin sadece durdurulması değil aynı zamanda eğrilik derecesinin düşürmesini sağlamaktır.
Peki, 3 boyutlu skolyoz korsesi ile eğrilik derecesinin azaltılması mümkün müdür?
3 boyutlu skolyoz korsesi ile ilgili gerçekleştirilen çalışmaların sonuçları geleneksel korse modelleri ile benzer şekildedir. Ancak omurga deformitesinin 3 boyutlu değerlendirmeye dayalı bir dizayna sahip olması 3D korse tedavisinin yakın gelecekte daha başarılı sonuçlar elde etmek için avantaj sağlayacağını düşündürmektedir.
Kişiye özel hazırlanan omurga korsesi ilk olarak ortopedi doktoru ve protez ortez teknikeri tarafından hastanın vücuduna takılmaktadır. Daha sonraki kullanımlarda ise doktor tarafından takılan şekle uygun olarak ayarlanarak takılmalıdır.
Unutmayın ki, omurga korsesinin doğru şekilde ve önerilen süre boyunca takılması tedavinin başarısında etkilidir.
Skolyoz korseleri çeşitlerine göre farklı şekillerde vücuda uygun olarak oturtulmaktadır. Bu nedenle korselerin nasıl takılacağına yönelik tek bir yöntem yoktur.
Ancak omurga korsesinin takılmasında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ise şu şekildedir;
Skolyoz korsesi hakkında merak edilen konularda biri omurga korsesinin ne kadar süre kullanılacağı ve korsenin kaç saat takılacağıdır. Korse kullanım süresi eğriliğin derecesine göre değişmektedir. Ergenlik döneminden önce konulan skolyoz teşhislerinde korse kullanımı uzun yıllar sürebilmektedir.
Omurga korsesinin günlük kullanım süresi ise korsenin çeşidine göre farklılık göstermektedir. Tam zamanlı kullanım gerektiren korseler günde 16 ila 23 saat arasında kullanım gerektirirken; gece takılan korseler ise saat boyunca uyurken kullanılmaktadır.
Skolyoz yani omurga eğriliği milyonlarca insanı etkilemesine rağmen omurgasındaki eğriliğin farkında olmayan yüzlerce kişi vardır. Her yıl yüzlerce yetişkin bir sağlık muayenesinde skolyoz teşhisi ile karşı karşılaya kalmakta ve binlerce çocuk ise skolyoz korse tedavisine başlamaktadır. Skolyoz başlangıcının erken dönemde fark edilmesi ise eğriliğin omurga korsesi ile tedavisine olanak sağlayarak cerrahi müdahaleyi engelleyebilmektedir.
Ancak omurganızdaki eğrilik şiddetli derecede ve korse ile tedavi edilemez durumdaysa da endişelenmeyin modern tıp ve yeni teknolojik yöntemler sayesinde omurga cerrahisi riskleri en aza indirilmektedir.
Kişilerin ilk zamanlarda korseye alışmakta zorlanması, normal bir durum olarak kabul edilmektedir. Ancak korse takıldıktan sonra ciltte oluşabilecek kızarıklar, renk değişiklikleri kontrol edilmeli ve dayanılmaz bir ağrı olduğunda korse çıkarılmalıdır.
Skolyoz korsesi kullanan kişilerin birçoğu, bir hafta sonra korse kullanımına alıştıklarını ve korselerinin daha rahat olduğunu belirtmektedir. Bu konuda diğer hastaların tecrübelerini duymak motive edici olabileceği gibi kişilerin skolyoz korsesi kullanımının nasıl bir şey olduğu hakkında çevreleriyle açıkça konuşabilmeleri de destek görebilmeleri açısından önemlidir.
Skolyoz korsesi, fiziksel ve sosyal hayatı etkileyici bir etken olarak görülmemelidir. Aksine kişilerin korse kullanımı sürecinde; sportif aktivitelere katılmaları, fiziksel olarak kondisyonlu olmaları ve psikolojik olarak iyi hissetmeleri açısından oldukça önemlidir.
Sonuç olarak, korse kullanan kişilerin; spor, antrenman, yarışma veya diğer fiziksel aktiviteler için korsesini çıkarması mümkündür. Ancak fiziksel aktivitelerden hemen sonra korse tekrar giyilmelidir. Ayrıca fiziksel aktiviteler sırasında korse kullanımının performansınızı nasıl etkileyeceğine yönelik endişelerinizi doktorunuzla paylaşmanızda önerilmektedir.
Skolyoz korsesi aşağıda belirtilen durumların görülmesi halinde yenilenmelidir. Bunlar:
Skolyoz korsesinin etkisini arttıran faktör ise şunlardır:
Gece korsesinin kullanım amacı, gündüz vakitlerinde korseye uyum sağlayamayan çocuklar için alternatif oluşturmasıdır. Kişiler mümkünse tüm gün korse kullanımına uyum göstermeli ve kullanım süresine uyulmalıdır.
Ayrıca gece korsesinin bazı avantajları da bulunmaktadır. Bunlar;
Genç bir kişiyi korse takmaya teşvik etmek oldukça zor olabilmektedir. Özellikle genç yaşta korse kullanımı genellikle; beden algısının zihni sürekli meşgul etmesine ve kişilerin gündelik işlerine odaklanamamasına neden olabilmektedir.
Bu sürecin atlatılabilmesi ve korse kullanımının kullanılmasına yönelik farkındalık sağlanması için korse takan çocuklarımızın ve gençlerimizin benzer deneyim yaşayan diğer kişilerle konuşmaları önerilmektedir. Ayrıca takipli oldukları doktorlarından başarı hikâyelerini öğrenmeleri de yine onları cesaretlendirecektir.
Çocuğun kendini rahat hissettiği ve durumu kabullenme aşamasında yol kat ettiği durumda ise; çevresindeki insanlarda durumun farkındalığını artırmak ve özellikle okuldaki olumsuz etkenleri tersine çevirmek için okuldan skolyoz hakkında bir konuşma veya toplantı yapmaları da istenebilir. Ayrıca okul için broşürler sağlayabilir ve skolyozlu bir çocuğa en iyi nasıl destek verileceği konusunda tavsiyelerde bulunulabilir.
Sizde kendinizde veya çocuğunuzda skolyoz (omurga eğriliği) olduğunu düşünüyor ve en doğru tanı ve tedavi seçeneklerini araştırıyorsanız; detaylı bilgi almak için bize ulaşabilir, sorularınızı sosyal medya hesaplarımızın üzerinden bizimle paylaşabilirsiniz.