koşuk nedir edebiyat / koşuk nedir | Edebiyat Öğretmeni

Koşuk Nedir Edebiyat

koşuk nedir edebiyat

Koşuk Nedir, &#;zellikleri Nelerdir? Divan Edebiyatında Koşuk &#;rnekleri Nelerdir?

Haberin Devamı

Koşuk Nedir?

 Eski dönemlerdeki Türk devletlerinde sığır törenlerinde (Av şenlikleri) ile beraber şölenlerde söylenen Kahramanlık, doğa ve aşk temalı şiirler koşuk olarak ifade edilir. Yüzyıllardır süregelen şenlikler üzerinden günümüze ulaşmış birçok örnek bulunmaktadır. Doğal yapısı üzerinden bütün ile halk tarafından ortaya çıkmış önemli şiirlerdir.

Koşuk Özellikleri Nelerdir?

 Koşup daha çok lirik, pastoral ve epik özellikler barındıran önemli şiirlerdir. Aynı zamanda öne çıkan bu ezginin oluşabilmesi için kopuzdan da faydalanma durumu öne çıkar. Eski dönemlerde daha çok şenliklerde dile getirildiği için, aynı zamanda ritmik hareketler eşliğinde dans etkinliği de bulunduğunu eklemek mümkün. Türk boyları içerisinde ise koşuk özellikleri ile beraber bunları derleyen önemli isim Kaşgarlı Mahmut’tur. Böylece koşuk üzerinden ele alınmış şiirler, günümüze kadar ulaşmıştır.

Haberin Devamı

Divan Edebiyatında Koşuk Örnekleri Nelerdir?

 Koşuk divan edebiyatının en önemli yanları içerisinde bulunur. Yüzyıllar içerisinde günümüze kadar ulaşmış bu konuda çok önemli koşuk örnekleri yer almaktadır.

 Üdiğ mini komıttı

 Sakınç manga yamıttı

 Könglüm angar emitti

 Yüzüm mening sargarur

(Günümüz Türkçesi)

 Aşk beni coşturdu ve heyecanlandırdı

 Dert bana geldi ve ben de toplandı

 Gönlüm o güzele meyletti

 Yüzüm o yüzden sararıyor

 Bu şekilde daha koşup üzerinden farklı şiirler eşliğinde örnekler vermek mümkün. Geçmişten günümüze kadar ulaşmış birçok farklı koşuk şiir örneği bulunmaktadır.

KOŞUK NEDİR ve ÖRNEKLERİ

Ayrıntılar
S.K.logo
EDEBİYAT TERİMLERİ
Gösterim:

koşma islam öncesi türk edebiyatı koşuk örneği

KOŞUK

KOŞUK ÖRNEĞİ

Öpkem kelip ogradım

Arslanlayu kükredim

Alplar başın togradım

Emdi meni kim tutar

Kanı akıp yoşuldu

Kabı kamug teşildi

Ölüg birle koşuldu

Togmuş küni uş batar

Kaklar kamug kölerdi

Taglar başı ilerdi

Ajun tını yılırdı

Tütü çeçek çerkeşür

Etil suwı aka turur

Kaya tübi kaka turur

Balık telim baka turur

Kölün takı küşerür

Günümüz Türkçesi

Öfkelenip dışarı çıktım

Arslan gibi kükredim

Yiğitler başını doğradım

Şimdi beni kim tutabilir.

Kanı akıp boşandı

Derisi baştan başa deşildi

Ölülerle bir oldu

Doğan güneş işte batıyor

Kuru yerler hep gülerdi

Dağbaşları göründü

Dünyanın soluğu ılındı

Türlü çiçekler sıralandı

İtil suyu akar durur

Kaya dibini oyar durur

Bütün balıklar baka durur

Gölü bile taşırırlar

Koşuk -2
Keldi esm esneyü
Kadka tükel osnayu
Kirdib odun kasnayu
Kara büht kükreşûn

Ördi büht ıngraşu
Aktı akın möngreşü
Kaldı bodun tanglaşu
Kükrer takı mangraşur

Kar buz kamuğ erüşdi
Tağlar suvı akışdı
Kökşin bulıt örüşdi
Kayguk bolup üğrişür

Günümüz Türkçesiyle
(bahar) Rüzgârı eserek geldi.
(ama bu rüzgâr) Kar tipisine benziyordu.
Halk soğuktan titreyerek (evlere) girdi.
(gökyüzünde) Kara bulutlar gürlüyor,

Bulutlar gürleyerek yükseldi
ve seller şarıldayarak aktı.
Halk (bu anî sağanak karşısında) hayret içinde kaldı;
bulutlar gürlüyor (ve insanlar) bağrışıyorlar.

Karlar ve buzlar hep eridi;
(böylece) dağların suyu (seller hâlinde) aktı.
(gökyüzünde) Mavimtırak bulutlarb elirdi;
(bunlar deniz üstündeki) kayıklar gibi
(havada) sallanıp duruyor.

Koşuk Nedir? Koşuk Özellikleri, Örnekleri

Sığır törenlerinde (av şenlikleri) ve şölenlerde söylenen aşk, kahramanlık, doğa sevgisi temalı şiirlere genel olarak &#;koşuk&#; denmiştir. Daha çok lirik, pastoral ve epik özellikler taşıyan bu şiirler belli bir ezgiyle söylenmiş, bu ezginin oluşması için kopuzdan da yararlanılmıştır. Şiirler daha çok törenlerde söylendiği için şiir söyleme eylemine bugün için dans olarak adlandırılabilecek ritmik öğeler de katılmıştır.

Koşuklar, her ne kadar sözlü gelenek içinde oluşmuşsa da bunların günümüze kadar ulaşması bu şekilde yani sözlü gelenekle mümkün olmamıştır. Bunun en önemli nedeni Türklerin medeniyet ve coğrafya değiştirmeleri, bunun doğal sonucu olarak da dildeki kimi sözcük ve seslerde çeşitli değişikliklerin olmasıdır. Bu şiirleri Türk boyları arasından derleyen kişi, Kaşgarlı Mahmut&#;tur.

Gerek koşuk gerekse de sagu dediğimiz şiirler &#;Divânü Lûgâti&#;t-Türk&#;te başı sonu belli olan manzumeler halinde verilmemiş; bunlar, sözü edilen eserde -bu eser Türk dilinin ilk sözlüğüdür- madde başı olan Türkçe sözcüklerin cümle içi kullanılışlarını göstermek için dörtlükler halinde birer örnek metin olarak sunulmuştur. &#;Divânü Lûgâ-ti&#;t-Türk&#;teki bu şiir parçaları günümüz Türk dili uzmanlarınca Türk şiirinin genel özellikleri dikkate alınarak art arda sıralanmış ve birer manzume olarak ortaya çıkarılmıştır.

&#;Divânü Lûgâti&#;t-Türk&#;ten alınan aşağıdaki şiirler, Türk dilinde ortaya konmuş ilk şiirler değildir fakat bunlar halk ağzından derlenmiş, yani sözlü gelenek içinde yaşam bulmuş ve yaşarlığını devam ettirmiş ilk şiirlerdir. Yapılan araştırmalar sonucunda en eski Türk şiirinin Uygurlar döneminde yazıldığı ortaya çıkarılmıştır. Ama bu şiirler sözlü gelenekten derlenmemiş, yazılı olarak ortaya konmuştur, dolayısıyla bunların yazılı edebiyat ürünü olarak değerlendirilmesi gerekir.

Eski Türkçe ile Türkiye Türkçesi ile
Öpkem kelip ogradım
Arslanlayu kökredim
Alplar başın togradım
Emdi meni kim tutar
Öfkelenip dışarı çıktım
Arslan gibi kükredim
Yiğitler başını doğradım
Şimdi beni kim tutabilir.
Kanı akıp yoşuldu
Kabı kamug deşildi
Ölüg birle koşuldu
Togmuş küni uş batar
Kanı akıp boşandı
Derisi baştan başa deşildi
Ölülerle bir oldu
Doğan güneş işte batıyor
Kaklar kamug kölerdi
Taglar başı ilerdi
Ajun tını yılırdı
Tütü çeçek çerkeşür
Kuru yerler hep gülerdi
Dağbaşları göründü
Dünyanın soluğu ılındı
Türlü çiçekler sıralandı
Etil suwı aka turur
Kaya tübi kaka turur
Balık telim baka turur
Kölün takı küşerür
İtil suyu akar durur
Kaya dibini oyar durur
Bütün balıklar baka durur
Gölü bile taşırırlar
Bulnar mini öles köz
Kora mengiz kızıl yüz
Andın tomar tükel tuz
Bulnap yana ol kaçar
(O) baygın göz(ler) beni avlıyor (ve üzerinde)
Kara benler (bulunan o) pembe yüz (beni tutsak ediyor)
(Bütün güzellikler) ondan damlıyor (sanki)
(Beni) tutsak ediyor, sonra da kaçıp gidiyor
Avlap meni koymangız
Ayık ayıp koymangız
Akar közüm uş tengiz
Teğre yöre kuş uçar
Beni avlayıp bırakmayın (ne olur)
Söz verip sözünüzden caymayın
Gözlerim(den) deniz gibi (yaşlar) akıyor işte
(Öyle ki akan gözyaşlarımın) çevresinde kuşlar uçuşuyor
Yığlap udu artadım
Bağrım başın kartadım
Kaçmış kutuğ irtedim
Yağmur kipi kan saçar
(Beni bırakıp giden sevgilimin) ardından ağlayıp mahvoldum
Bağrımın (kapanmış olan) yarasını (yeniden) deştim
(Ve) kaçıp gitmiş olan mutluluğu aradım durdum
(Gözlerim) yağmur gibi kan(lı yaşlar) saçıyor (şimdi)
Yüknüp manga imledi
Közüm yaşın yamladı
Bağrım başın emledi
Elkin bolup ol keçer
(Sevgilimin hayali beni görünce) eğilip bana işaret etti
(Kendini göstermekle) gözlerimin yaşını silmiş (ve)
Bağrımın yarasını tedavi etmiş oldu
(Ne yazık ki sonra) bir konuk gibi kaçtı gitti

Ayrıca bakınız ⇒

TÜRK EDEBİYATI TARİHİ

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir