İnsan vücudunda bulunan kasların aşınması ve yıpranmasından kaynaklı oluşan kimsayal bir atık ürünüdür. Böbreklerden geçerek süzülür ve idrar yoluyla vücuttan atılmaktadır. Kanda bulunduğu seviye oranı kişinin yaşı, cinsiyeti ve kas kütlesine göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle erkeklerde kadınlara oranla daha yüksek seviyelerde bulunabilmektedir.
Kreatinin, genel olarak vücutta bulunan kaslarda üretilmektedir. Üretimin kaslarla bağlantısı olması nedeniyle yoğun kas kütlesi olan bireylerde kreatinin değerleri yüksek çıkmaktadır. Düşüklüğü ise daha çok yaşlılarda, zayıflarda ve kas kütlesi düşük olan insanlarda görülmektedir.
İnsanın, yaşına, cinsiyetine ve kas kütlelerine göre farklılık gösterir ve bazı durumlarda değeri yükselmektedir. Böbrekte hasar oluşması, işlevlerini yerine getirememesi, atıkların yeterince filtrelenmemesi, kanda bulunana değerin artmasına neden olmaktadır. Yapılan testler sonucunda yüksek değere rastlanan kişilerde, böbrek sorunlarına rastlanmaktadır. Kişilerde bununla ilgili halsizlik, iştahsızlık gibi belirtiler görülmektedir. Böbrekler, çalışmaması durumunda suyu atamaz ve su vücutta kalır. Bu durum vücutta bazı bölgelerin şişmesine yol açar. Kreatinin değerinin yükselmesi hastalığa işaret olabilmektedir. Hastalar nefroloji ya da iç hastalıkları bölümlerine başvurarak tedavi olabilmektedir.
Konuyla ilgili belirtiler ve nedenler şu şekildedir:
Böbrek Enfeksiyonu: Piyelonefrit adı olarak da bilinmektedir. Bir çeşit idrar yolu enfeksiyonudur. Virüs ve bakterilerin enfeksiyona neden olması ile gerçekleşmektedir. Ateş, idrarda yanma ve koku, bulantı, kusma, sırtta ve yanlarda ağrı, kasık ağrısı, kanlı idrar gibi semptomlar piyelonefrit şüphesi için yeterli olarak görülmektedir.
Diyabet: Diyabet, çok fazla problemi ortaya çıkardığı gibi böbreklerde de sorunlara yol açmaktadır. 2 çeşit olan diyabet, çoğunlukla idrar sıklığı, yorgunluk, iştahta artma, ellerin ve ayakların uyuşması gibi belirtilere neden olmaktadır.
Yüksek Tansiyon: Böbrek etrafındaki damalara zarar verebilen ve böbreğin işlevlerini yerine getirmesini etkileyen yüksek tansiyon vücutta değerin artmasına sebep olabilmektedir.
Kalp Hastalıkları: Bir takım kalp ve damar hastalıkları, böbreklerde de problemlere yol açabiliyor. Böbreklerdeki kan akışının kötü etkilenmesi uzun süre içinde hasar bırakabilir. Damar sertliği çoğunlukla önemli tıkanmalar olmadığı zaman oluşmaz. Fakat bazı durumlarda göğüste ağrı, nefes darlığı, yorgunluk ve bazen de konuşmada zorluk gibi semptomlar gösterebilmektedir. Kalp yetmezliğinde, nefes alıp vermede güçlük, ya da nefes darlığı, yorgunluk, ayakta ve bacakta şişkinlik olabilmektedir.
İdrar Yolları Tıkanması: Prostat, böbrek taşı ve tümör gibi bir takım sebeplerle idrar yolları tıkanabilmektedir. Bu gibi durumlarda idrar böbreklerde toplanabilir. İdrarda bulunan değerin oranının artması idrar yolları tıkanmasına yol açar. Yorgunluk, sırt ağrısı, idrarda kan ve ağrı yaşanması gibi semptomlar bulunmaktadır.
Böbrek Yetmezliği: Yükseklik daha çok burada görülmektedir. Yorgunluk hissi, bulantı, bilinç kaybı, başın ağrıması, uykusuzluk, kaslarda oluşan kramplar gibi belirtiler olabilmektedir.
Düşüklüğü de aynı yüksekliğinde olduğu gibi testlerle belirlenmektedir. Belirtiler düşüklüğün neden olduğuna bakılarak değişkenlik göstermektedir. Nedenler ve belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Düşük Kas Kütlesi: Kaslar, vücutta bulunan değere direk olarak etki sağladığı için, düşük kas kütlesi olan kişilerin değerlerinde düşme görülmektedir. Cinsiyete ve yaşa göre değişen kas kütlelerinde azalma olması değerlerde azalmaya yol açabilmektedir. Düzensiz ve yeterli beslenmek kas kütlesinde etken olabilmektedir. Bu sebeple sağlıklı ve yeterli bir şekilde beslenmeye dikkat edilmelidir. Bu değerin önemli ve tehlikeli kas hastalıklarında da düşüş göstermesi mümkündür. Belirtilerde ise kaslarda ağrı, sertlik, güçsüzlük ve azalma görülmektedir.
Kilo Kaybı: Aşırı ölçüde kilo kaybı yaşayan kişilerin vücudundaki kaslarda da azalma yaşanmaktadır. Bu durumda değerlerde düşüklük olabilmektedir.
Hamilelik: Hamilelik sürecinde böbreklerdeki kan akışı yükselmektedir. Bu durum vücuttan atılan kreatinin seviyesinde artış göstermektedir.
Vücutta bulunan kaslarda doğrudan ilişkilidir. Kanda bulunan seviyesi, kişilerin kas yoğunluğunu ve böbrek işlevlerini göstermektedir. Böbrek işlevi normal olan yetişkin erkekte görülen seviye yaklaşık olarak ,3 miligram ve kadınlar için 0,,1 miligram arasındadır. Kadınlarda daha az seviyede olması kat kütlesi ile ilgilidir.
Kreatinin, vücutta yüksek ya da düşük seviyelerde bulunduğu testlerle görülebilmektedir. Kan ve idrardan alınan örneklerle yapılan bu test, aynı zamanda böbreklerin durumunu ve işlevini ne kadar yerine getirdiğini belirlemektedir.
İdrarda düşüklüğüne ve yüksekliğine neden olan faktörlere bağlı tedavi edilmesi gerekmektedir. İdrar veya kandan alınan örnekler ile yapılan testler sonucu vücutta bulunduğu seviye belirlenmektedir. Bu seviyelerde kişinin böbrek sağlığını ortaya çıkarır. Yüksek seviyelerde böbreklere bağlı olarak görüldüğünde bir tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Düşük seviyelerde ise kişinin kas kütlesini artırması, sağlıklı ve dengeli beslenmesi gerekmektedir.
Yüksek olması durumunda böbreklerde ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Böbreklerin işlevinin yerine getiremediği durumlarda nefroloji veya iç hastalıkları bölümlerine başvurulmalıdır. Yüksek olması durumunda idrar ve kandan alınan örneklerle testler yapılmaktadır. Bu testler sonucunda böbreklerde bir hastalığın olup olmadığı anlaşılmaktadır. Tedavi testlerin sonuçlarına göre yapılmaktadır.
Hasta, kronik böbrek hastalığında diyalize girebilir. Yüksekliğin diyalize girme konusunda belirli bir ölçüsü yoktur. Diyalize girme konusunda mide bulantısı, idrar, kusma gibi belirtiler ve bazı testlerin verdiği sonuçlar önemlidir.
Kreatinin, kaslarda depolanan kreatin adlı amino asidin enerji üretmek için yıkılması sonucu açığa çıkan bir bileşiktir. Kaslardaki yıkım süreçleri ardından çıkan kreatinin, kan dolaşımında bulunur. Böbrek tarafından süzülerek belirli seviyelerde kan dolaşımındaki varlığını sürdürür. Kişinin kas kütlesi arttıkça kanda bulunan kreatin seviyesi artabilir. Bu nedenle erkeklerin kadınlara göre serum kreatinin düzeyi genelde daha yüksektir. Kanda bulunan kreatinin böbrekler tarafından süzülerek vücuttan dışarı atılır. Bu sayede serum kreatinin seviyeleri sağlıklı referans aralıklarında kalır. Ancak bazı durumlarda kreatinin seviyelerinin yükselmesi veya düşmesi söz konusu olabilir. Genellikle böbrek fonksiyonları ile ilişkilendirilen kreatinin seviyeleri sağlıklı aralıklarda bulunması oldukça önemlidir.
İdeal kreatinin seviyeleri kişinin; yaşı, cinsiyeti, kilosu veya ırkı gibi etkenlere göre değişkenlik gösterir. Yine de yetişkin kadın ve erkeklerde serum kreatinin değerlerinin belirli aralıklarda olması gerekmektedir. Kreatinin seviyesini tespit etmek üzere kişiden kan örneği alınır. Yapılan laboratuvar incelemelerinde bir desilitre kandaki milgram kreatinin değeri veya 1 litre kandaki mikromol kreatinin seviyeleri rapor edilir. Bu raporlara göre ideal serum kreatinin seviyeleri şu şekilde belirlenmiştir.
Kan dolaşımında bulunan kreatinin seviyelerinin referans değerlerinin altında olması kreatinin düşüklüğü olarak adlandırılır. Yapılacak olan kan testleri ile tespit edilen bu durumun temelinde, kas kütlesi düşüklüğü, karaciğer problemleri başta olmak üzere çeşitli nedenler yer alabilir. Kreatinin düşüklüğü tespit edilmesi halinde hasta değerlendirme altına alınmalı ve oluşum nedeni araştırılmalıdır.
Kreatinin değerlerinde düşüş, dört ana nedenden kaynaklı oluşabilir.
Düşük kreatinin seviyeleri genellikle kas kütlesinin az olması, vücuttaki yaş veya gelişen hastalıklara bağlı kas miktarında azalmalar olmasından kaynaklı gelişir. Kas distrofisi gibi hastalıklar da kas kaybına sebebiyet vereceğinden beraberinde kreatinin düşüklüğü getirebilir.
Kreatin karaciğerde üretilir. Karaciğerde gelişen sağlık problemlerine bağlı yeterli miktarda kreatin üretilmemesi halinde kreatinin eksikliği meydana gelebilir.
Bir diğer nedense kişinin tükettiği besinlerdir. Kreatin vücut tarafından üretilebilen bir amino asit olsa dahi dışarıdan da alınması gereken bir amino asit çeşididir. Hayvansal kaynaklı gıdalarda özellikle de ette bulunan kreatin, bu tür besinlerin az tüketilmesine bağlı olarak vücuda yeterli miktarda alınamayabilir. Bu durum kreatinin seviyelerinde düşüşe sebebiyet verir.
Hamilelik döneminde de kreatinin seviyelerinde düşüş ile karşılaşılması normal karşılanır. Hamilelik ardından bu seviyeler genellikle normal düzeylerine geri döner.
Düşük kreatinin seviyelerine bağlı gelişen belirtiler bu durumun gelişme sebebine göre değişiklik gösterir. Kişilerin düşük kas kütlesine sahip olmasından kaynaklı kreatinin seviyelerinde düşün söz konusu ise;
Karaciğer hastalığına bağlı gelişen durumlarda ise;
Diyet ile ilgili kreatinin düşüklüğünde ise;
Kreatin düşüklüğü tedavisinde genellikle yaşamsal değişiklikler yapılır. Hastaya kas kütlesini artırmaya yönelik egzersiz programları uygulanması önerilir. Diyetle beraber kreatin alımının arttırılması ve kişinin yeterli miktarda protein tüketiminin sağlanması gerekir.
Yüksek yoğunlukta egzersiz yapan kişiler için kreatin takviyesi alması önerilebilir.
Karaciğer hastalığına bağlı olarak kreatin seviyelerinde düşüş görülmesi halinde ise karaciğer sağlığını iyileştirmeye yönelik tedaviler uygulanır.
Yaşla beraber kreatin seviyelerinde düşüş gözlenmesi normal karşılanan bir durumdur ve yapılacak olan beslenme değişiklikleri ile tedavi sağlanabilir.
Kreatinin yüksekliği, serum kreatinin değerlerinin ideal aralıkların üzerinde olması halidir. Bazı durumlarda 24 saatlik idrar toplanması ardından yapılan idrar testleriyle de tespit edilebilir. Farklı hastalıklardan kaynaklı açığa çıkabilecek bu durum çeşitli semptomlar oluşmasına neden olabilir. Uzun vadede geri dönüşü olmayan sağlık problemleri yaratabileceğinden kreatinin yüksekliği tespit edilmesi halinde temelinde yatan neden bulunmalı ve buna yönelik tedavi planlanmalıdır.
Kreatinin yüksekliği genellikle böbrek fonksiyonlarının yetersizliğinden kaynaklı gelişir. Böbreklerdeki işlev bozukluğunun meydana gelmesinin temelinde ise farklı sebepler yer alabilir. Bu sebepler;
Yüksek kreatinin seviyesinin temelinde farklı nedenler de yer alabilir. Kreatinin yüksekliği geçici olarak normal değerlerin üstüne çıkabilir. Bu tür durumlarda kişinin susuz kalması, tükettiği gıda kaynakları veya kullandığı besin takviyeleri kreatinin seviyelerinin belirli dönemlerde yükselmesi ile sonuçlanabilir. Yoğun protein tüketimi olan kişilerin de kreatinin seviyeleri yükselebilir. Yoğun egzersiz yapmadan kaynaklı olarak da kreatinin seviyelerinde artış gözlemlenebilir. Bu tür durumlarda kişilerin düzenli aralıklarla takip edilmesi ve yapacakları yaşamsal değişiklikler ile sağlıklı kreatinin değerlerine sahip olması sağlanır..
Bu sebeplerin dışında kullanılan bazı ilaçlardan kaynaklı olarak da kreatinin seviyelerinde artış gözlemlenebilir. Diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı gibi bazı sağlık durumları da kreatinin seviyelerini yükseltebilir.
Kreatinin yüksekliği ile beraber kişiler bazı belirtiler açığa çıkarabilir. Açığa çıkan belirtiler kreatinin seviyelerinin yükselmesinin temelindeki nedene bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Açığa çıkma sebebine göre meydana gelen semptomlar aşağıdaki şekilde listelenebilir.
İlaç toksisitesine bağlı kreatinin yüksekliği görülmesi halinde;
Böbrek enfeksiyonu gelişmesi (piyelonefrit) ve tedavisinin aksatılması halinde ise aşağıdaki semptomlar meydana gelebilir.
Glomerülonefrit gelişmesi halinde kreatinin yüksekliği meydana geldiği durumlarda ise oluşan semptomlar aşağıdaki gibidir.
Böbrek yetmezliği durumunda oluşan semptomları ise;
Böbrek fonksiyonlarında işlev bozukluklarına sebebiyet açabilecek; yüksek tansiyon, idrar yolu tıkanıklığı ve kalp hastalığı gibi durumlarda da benzer semptomlar açığa çıkabilmektedir.
Kreatinin yüksekliği tedavisi, altında yatan nedene göre değişkenlik gösterir. Doğru tedavi planlamasının yapılması için kreatinin yüksekliğinin temelindeki sebep tespit edilmeli ve buna yönelik bir tedavi uygulanmalıdır. Yüksek kreatinin seviyesinin böbrek enfeksiyonuna bağlı gelişmesi halinde antibiyotik tedavilerine başvurulur. Yüksek tansiyondan kaynak olması halinde ise ilaçlar ile kreatinin seviyelerini düşürülmesi hedeflenir.
Bazı hastalarda protein alımını azaltmak, diyetten alınan lifi arttırmak gibi yaşamsal değişiklikler yapılması gerekir. Kreatinin seviyeleri sağlıklı düzeylere gelene kadar düzenli doktor takibi ihmal edilmemelidir.
Kreatinin seviyelerinin yükselmesi veya düşmesi yaşamı tehdit edebilecek farklı hastalıkların habercisi olabilir. Bundan dolayı düzenli olarak gidilen doktor kontrollerinde kreatinin seviyelerinin incelenmesi büyük bir öneme sahiptir.
Kreatinin kasların durumu ve böbrek sağlığının yorumlanmasını sağlar. Kas dokularında bulunan 'kreaitin'in yıkılması 'kreatinin' oluşur. Kreatinin enerji oluşumunda büyük önem taşır. Kreatin miktarının yaklaşık %1 ile %2'si her gün yıkılarak atık madde olan kreatinine dönüşür. Vücut tarafından kullanılan kreatin, kreatinine dönüşerek böbrekler tarafından dışarı atılmaktadır. Vücuttaki kreatinin miktarı kişinin yaşına, cinsiyetine ve kas kütlesine göre farklılık gösterir.
Kreatinin testlerinde çıkan sonuç referans değerlerin altında ise buna kreatinin düşüklüğü denir. Kas kütlesinin az olması yanlış beslenme kreatin düşüklüğüne neden olabilir. Gebelerde ve yatalak hastalarda da kreatinin seviyesi düşük çıkabilir. Bazı hastalıklar kreatin düşüklüğüne sebep olur.
Kreatinin düşüklüğüne sebep olan hastalıklar:
- Karaciğer hastalıları
- Böbrek hastalıkları
- Nörolojik hastalıklar
- Kalp hastalıkları
- Egzersiz yaparken zorlanma
- Kaslarda güçsüzlük
- Yorgunluk ve halsizlik
Kas kütlesi fazla olan kişilede kreatinin seviyesi yüksek çıkabilir. Böbreklerin filtreleme işlemini düzgün yapamadığı durumlarda kreatinin seviyesi artar. Kreatinin yüksekliği ciddiye alınmalıdır.
- Böbrek hastalıkları
- İdrar yolu hastalıkları
- Ağır egzersiz yamak
- Fazla protein tüketmek
- Bazı ilaçlar
- Su kaybı ve su kaybına neden olan hastalıklar
- Sık idrara çıkma
- Mide bulantısı
- Ciltte kuruluk
- Ağrılı idrar
- Ödem
- Kaslarda ağrı ve kramp
KreatininKreatinBöbrek hastalıkları