Bankalar aslında taksitlerinizdeki gecikmenin başlangıcından itibaren sizinle iletişime geçiyor. İlk taksit gecikmenizi telefon, mesaj, e-posta gibi iletişim bilgilerinizin bir ya da birkaçını kullanarak size bildiriyor. Kısmi ödeme yaptıysanız eksik tutarı bildiriyor. Beraberinde bu gecikmeniz kredi kayıt bürosuna gönderilen raporlarda yer alıyor. Ardından bir ay daha bekliyor. İkinci ayın sonunda da herhangi bir ödeme yapılmadıysa bu kez uyarısını ihbarname aracılığıyla yazılı olarak bildiriyor.
Aslında bir nevi yasal süreci de başlatmış oluyor. Hukuki süreç başlatılırsa size gerekli uyarıların yapıldığına dair belgeler oluşmaya başlıyor. Bu uyarının ardından bir ay daha bekliyor. Yine taksitlerde ödeme yapılmadıysa bu kez iadeli taahhütlü ihtarname gönderiyor ve yasal takibi başlatıyor. Bundan sonrasında devreye banka avukatları ve icra dairesi giriyor. Tüm bu süreç kredi kayıt bürosuna da raporlanıyor.
Kredi taksitlerini ödemekte zaman zaman zorlanılabiliyor, geciktirme dışında birkaç taksiti ödeyemediğimiz bile olabiliyor. Ama ne yazık ki bankalar, her kredi müşterisinin kendine göre haklı gerekçesini dinleyip konuyu kişiye özel işleme tabi tutamıyor. Belirlenen yönetmelik çerçevesinde gerekli uyarıları yaptıktan sonra, ödemelerin tamamlanması için süre tanıyor, sorun belirlenen sürelerde karşılıklı çözüme kavuşmazsa yasal haklarını kullanıyor.
İhtiyaç, taşıt ve konut kredilerinde uygulama başlangıçta değişmiyor. Eğer kredi dosyası avukata devredilirse kredilerin teminatları, ipotek, araç rehini ya da kefalet gibi farklılıklar gösterdiğinden bankaların krediyi tahsil etme yöntemleri farklılaşıyor. Peki bu prosedür nasıl işliyor? Bankalar hangi sürelerde gecikmeyi makul karşılayabiliyor?
Web sitemizi ziyaret eden kişilere mümkün olan en iyi dijital bankacılık deneyimini yaşatabilmek için çerezler (cookieler) kullanmaktayız. Çerez politikalarımızın detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.