kırık kol iyileştikten sonra ağrı / Kırık ve Sonrası | Prof. Dr. Erden Ertürer

Kırık Kol Iyileştikten Sonra Ağrı

kırık kol iyileştikten sonra ağrı

 seafoodplus.info 

Kemik Kırıklarının İyileşme Süreci

Kemik Kırıklarının İyileşme Süreci

Kemik kendi kendini onarabilen bir yapıdır…

Kemik, kendi kendini onarabilen bir yapıdır. Kemikte kırılma meydana geldiği zaman; yeniden eski haline dönerek iyileşmesi pek çok faktöre bağlıdır. Örneğin; büyüme, antioksidanlar, kemiği yıkan ve yeniden yapan hücreler, hormonlar ve aminoasitler gibi pek çok faktör kırılan kemiğin iyileşmesinde büyük role sahiptir.

Kırık sonrası morluk iyileşme belirtisidir!

Kemik kırılır kırılmaz onarım süreci başlar. İyileşme dönemi üç evredir ve ilk evre olan yangı evresi birkaç gün boyunca devam eder. Kırığın iyileşmesini sağlayacak hücreler, ilgili bölgenin çevresinde toplandığı için morluk meydana gelir. Bu halk arasında kangren olma belirtisi olarak düşünülse de, oluşan morluk aslında iyileşmenin habercisidir.

Kemiğin iyileşmesi aylar sürüyor…

İkinci ise evre; tamir evresidir ve kırığın meydana gelmesinden 2 hafta sonra başlar. Bu evrede osteoblastların ve kondroblastların üretiyor oldukları proteinlerin üzerine kalsiyum minerali çöker. Bu çökme sonucunda sertleşme oluşur. Sonrasında ise kırık kemiğin sabitlenmesi için yumuşak kallus rol alır. Yeni gelişen bu yapı 6 ila 12 hafta arasında daha da sert bir hale gelerek sert kallus adını alır. Size, doktorunuz kemik iyileşmiş diyorsa; aslında bu sert kallus oluşmuş demektir.

Diğer üçüncü evre ise kemiğin iyileşmesi ve eski haline yeniden dönmesi için gereken yapılanma evresidir ve birkaç ay boyunca devam eder.

Sigara iyileşme dönemini olumsuz yönde etkiliyor!

Kırıkların iyileşme sürecinde, vücudumuza nasıl destek oluruz? sorusunun yanıtı çok önemlidir. Vücut zaten ilgili bölgenin onarımını yapıyor ve iyileşme sürecini devam ettiriyor. Peki, biz bu sürece nasıl destek oluruz? Sigara, yüksek kan şekeri, hormonal bozukluklar, damar rahatsızlıkları ve bağışıklık sistemini etkileyen ilaç kullanımları oluşan kırığın iyileşmesini olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden sigarayı bırakmalı ve aklınızda olan tüm sorular için doktorunuza danışmalısınız.

İyileşme sürecinize destek olacak gıdaları tüketmeye özen gösterin…

Oluşan kırık serbest oksijen radikalleri açığa çıkarır. Bu süreçte; antioksidan olan E vitaminini, hem antioksidan hem de kollajen üretimi için ihtiyaç duyulan C vitaminini ve kalsiyum emilimini artıran D vitaminini tüketmek çok önemlidir. Ayrıca; kemiğin en önemli minerali olan kalsiyum yönünden zengin olan; yoğurt, süt ve peynir gibi besinleri tüketmek de çok faydalı olacaktır.


Küçük ya da büyük fark etmeksizin herhangi bir travma sonrasında yaşanabilecek ortopedik sorunların başında kırıklar geliyor. Bu kazalar bazen basit bir düşme olabileceği gibi bazen de trafik kazası gibi daha büyük yaralanmalar olabiliyor. Ancak nedeni ne olursa olsun kırıkların mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı  kırıkların doğru tedavi ile iyileşebildiğini ancak kırıkların ciddi yaralanmalar olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi. Sık karşılaşılan bu sorunla ilgili bazı yanlış bilgilerin olduğuna işaret etti.

 

“Eğer Hareket Ettirebiliyorsan Kırık Yoktur.”

Doğrusu: Hareket kaybının kırığın bulgularından biri olmasına rağmen kişinin ağrı eşiğine bağlı olarak travma sonrasında az ağrı duyan kişilerin hareket etmeye çalışmasının hasara neden olabileceğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı şu bilgileri verdi: “Vücudumuz, kırık durumunda ağrı mekanizmasını kullanarak hareketlerimizi kısıtlar. Hareket kısıtlılığının bir diğer sebebi de kemik yapısındaki bozulmaya bağlı gelişir. Özellikle eklem içi veya parçalı kırıklarda kemik yapının bütünlük kaybı nedeniyle hareket kaybı gelişir. Çatlak terimi ise ayrışmamış kırıkları ifade etmek için kullanılır. Hareket kısıtlılığı ve ağrı yakınmaları ayrışmış kırıklarda daha fazla olmakla beraber çatlaklarda da olabilir.”
Bu doğru bilinen yanlış bilginin yaratabileceği olumsuz etkilerin olabileceğine dikkat çeken uzmanımız Ayrışmamış bir kırık sıklıkla cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilebilir. Buna karşın önemsenmeyip üzerine yük verilmesi veya hareket edilmesi durumunda hastalar bu şansı kaybedebilir” diye konuştu.


“Kırık Durumunda Mutlaka Ağrı Vardır, Ağrı Yoksa Kırılmamıştır.

Doğrusu: Ağrı kırığın temel bulgularından olmakla beraber ağrının varlığı veya yokluğunun kırık için bir kriter olmadığını söyleyen uzmanımız şu bilgileri verdi: “Kafa karıştırıcı gibi görünmesine rağmen bu durum kişinin ağrı eşiği ile ilişkilidir. Ağrı eşiği yüksek kişiler basit kırıklarda ağrıyı göz ardı edebilmektedir. Stres kırığı gibi kronik travmaya bağlı gelişen yetmezlik kırıklarında da düşük düzeyde ağrı meydana gelebilir.”

Kırığın farkında olmadan ağrısız ya da hafif ağrıyla hareket etmenin ve tedavide geç kalınmaya da neden olabileceğini söyleyen uzmanımız sözlerine şöyle devam etti; “Ağrıyı az olarak yorumlayıp harekete devam edildiği durumlarda kırıktaki ayrışma miktarı artabilir. Bu da kolayca tedavi edilebilecek hastalarda daha karmaşık tedavi yöntemlerinin uygulanmasını gerektirebilir. Ayrıca kırığın iyileşmesi için hareketin kısıtlanması gerekir. Hareket ettikçe iyileşme periyodu uzayacaktır.”

Parmak Kırıkları Kendiliğinden Geçer, Doktora Gitmeye Gerek Yoktur.”

Doğrusu: Uygun tedavi edilemeyen parmak kırıklarında, şekil bozukluğu, hareket kısıtlılığı ve kavrama güçlüğü meydana gelebileceğini ve bu nedenle mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen uzmanımız, sözlerine şöyle devam etti:

“Kırıklarda kaynama sonrası fonksiyonel başarı kırığın yerine ve ayrışma düzeyine bağlıdır. El parmağı kırıklarında açılanma miktarı ve kırığın eklemde olup olmaması kritik öneme sahiptir. Özellikle eklem içi kırıklarda veya ayrışma gösteren parmak kırıkları kavrama güçlüğü, hareket kısıtlılığı ve kozmetik deformitelere yol açabilirler. Ayak parmak kırıklarında el parmaklarına kıyasla tedavi sonuçları daha yüz güldürücüdür. Bununla beraber kırık şüphesi varlığında tedavi gerektirdiği unutulmamalıdır.”

Parmak kırıklarında hastanın yaşının da çok önemli olduğuna işaret eden Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Ortopedi ve Travmatoloji uzmanımız “Özellikle çocuklarda erişkinlerden farklı olarak büyüme çekirdekleri mevcuttur. Büyüme çekirdeği yaralamamaları uzun vadede deformitelere neden olabileceğinden çocuk kırıkları özellikle önemlidir” diye konuştu.



“Kırılan Kemik Eskisinden Daha Güçlü Olur” 

Doğrusu: Bunun da yanlış bilinen bir bilgi olduğunu söyleyen uzmanımız, “Kemiğin dayanıklılığı ile kırık sonrası kaynama hali arasında bir ilişki yoktur. Dolayısıyla kırılan kemik eskisinden daha güçlü olmaz” diye konuştu.


“Ağrı Sadece Kırık Bölgesinde Vardır”

Doğrusu: Travmayla birlikte kemik dokuda bütünlük kaybı meydana geldiğini ancak bunun yanında kırığı meydana getiren enerjinin yumuşak dokuda da hasar meydana getireceğini söyleyen uzmanımız, “Dolayısıyla ağrı sadece kırık bölgesinde olmayıp daha geniş alanda da hissedilebilir” dedi.


Basın Yansımaları: 

seafoodplus.info 

KIRIK VE ÇIKIK SONRASI

Kırık, kemiğin çeşitli sebeplerden dolayı yapısal bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırık meydana geldiği zaman bazı belirtiler ortaya çıkabilir.

Bunlar;

-Bölgenin hareket edilmesi ile artan yoğun ağrı,
-Şekil bozukluğu,
-Bölgede ödem ve kanama sonucu morarma,
-İşlev kaybı,
-Hareketlerde kısıtlama,
-Şişlik.

Alçı Çıktıktan Sonra uzun süren alçı uygulamalarında kemik ve kaslar uzun süre hareketsiz kaldığı için zamanla tembelleşir ve zayıflar. Alçı çıkarıldıktan sonra bazı şikayetlerin görülmesi normaldir. Hareketsizlik ve kullanmama kemiğin zayıflamasına yol açar. En kısa zamanda Fizik tedaviye başlanması gerekir. Bu sayede kırık, iyileşme sürecinde tam fonksiyon için gereken eklem hareket açıklığı ve kas gücü büyük oranda sağlanabilir. Özellikle eklemi ilgilendiren kırık veya bağ ameliyatlarından 24 - 48 saat sonra devamlı pasif hareket cihazları ile harekete başlanmaktadır. Ağrı azalır azalmaz etkin ve sürekli fizyoterapiye devam edilir. Eklemi ilgilendirmeyen kırıklarda da kas gücünü devam ettirici, çevre eklem hareketlerini koruyucu fizyoterapiye hemen başlanabilir. Uzun süreli alçı uygulaması gerektiren hastalarda alçı içinde kalan kasların gücünü manuel kuvvetlendirme yaparak alçı sonrası normal aktiviteye dönüş süresini ciddi biçimde kısaltabiliriz. Zayıflayan kasların kuvvetlendirilmesi manuel olarak yapılabildiği gibi, kum torbası veya esnek olan dirençli lastiklerle yapılabilir. Kuvvetlendirmede uygulanan direnç ve ağırlıkların şiddeti tedrici olarak arttırılmalı ve hastada ek bir komplikasyon yaratılmamalıdır.

Eklemde meydana gelen kısıtlılıklarda (limitasyon) ise başta germe olmak üzere Avrupa’da çok kullanılan ve son yıllarda ülkemizde de uygulanmaya başlanan manuel terapi yöntemleri vardır. Bu yöntemler eklemi mobilize etmeye ve limitasyonları açmaya yarar. Çok tercih edilme sebepleri genelde ağrısız ve çabuk sonuca ulaştırabilmeleridir.

Dolaşımı aktivite etmek için de fizik tedavi uygulamaları kullanılır Tedavi duruma göre ay arası devam eder. Şartlar ne olursa olsun tedavi sürecine hastanın aktif katılımı çok önemlidir ve tedavi süresince kurallara ve ev programlarına uyulmalıdır. Gereken fizik tedaviyi görmediği ve egzersizleri yapmadığı takdirde eklem hareket kısıtlığı mutlaka olacaktır.

Bununla birlikte her alçı sonrası yukarıdaki tablonun yaşanmadığını, ihtiyaçların ve uygulamaların kişiden kişiye değiştiğini ve tedavinin mutlaka uzman hekim tarafından kişiye özel planlanması gerektiği unutulmamalıdır.

KIRIK VE ÇIKIK SONRASI
KIRIK VE ÇIKIK SONRASI
KIRIK VE ÇIKIK SONRASI

nest...

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.