kronik telogen effluvium tedavisi / Telogen Effluvium | Istanbul Hair Clinic®

Kronik Telogen Effluvium Tedavisi

kronik telogen effluvium tedavisi

Saç Dökülmesi

İnsan saçının %90'ı anagen (gelişim) fazındadır ve bu dönem yıkdır. Saçın geri kalan %10 kısmı telogen (dinlenme) fazında olup ay sürer. Dinlenme fazındaki saçlar dökülür. Saç günde mm uzar ve günde ortalama adet saç dökülmesi normaldir. Daha fazla saç dökülmesi halinde bir dermatologa danışılması gereklidir.

Genel saç dökülmesi ikiye ayrılır :

  1. Genetik saç dökülmesi
  2. Genetik olmayan genel saç dökülmesi. Nedenleri:
  • Hamilelik sonrası
  • Mevsimsel saç dökülmesi
  • Ateşli hastalık, ameliyat ve kaza gibi olayların sonrası
  • Bazı ilaçlar
  • Demir eksikliği, B12 eksikliği
  • Tiroid hastalıkları
  • Yoğun stres
  • Aşırı rejim ve proteinden eksik beslenme
  • Yanlış uygulanan saç bakım ürünleri
  • Hormonsal dengesizlikler

Genetik tipte saç dökülmesi en çok erkeklerde görülmekler birlikte kadınlarda da ortaya çıkabilir. Genetik saç dökülmesi erkeklerde genellikle 17 yaşından sonra başlar. Kadınlarda ise 40 yaşından sonra görülmektedir.

Saç dökülmesinin erken dönemlerinde yapılan tedaviler çok başarılı olmaktadır. İlerleyen saç dökülmelerinde kıl kökleri öldüğü için daha çok cerrahi tedaviler etkili olabilmektedir.

Saç dökülmesinde öncelikle neden tespit edilir ve buna göre tedavi düzenlenir. Genetik saç dökülmesinde kullanılan ilaçlar

  • Finasterid tablet
  • Minoxidil % solüsyon
  • Azleic acid
  • Cyproterone acetate( yalnızca kadınlarda kullanılır)
  • Spironolactone ( yalnızca kadınlarda kullanılır)
  • Saç mezoterapi
  • Saç ekimi  

Saçın yaşamsal fonksiyonu olmamasına rağmen psikolojik olarak önemi büyüktür. Kılların fonksiyonu ısıyı korumaktır. Ancak zamanla insanların soğuğa uyum sağlaması nedeni ile kıllar azalmıştır. Kılların ayrıca ter ve yağ bezleri sekresyonları ile kokuların dağıtılması fonksiyonları da vardır. Kıl folikülü yaşam siklusu 3 faza ayrılır; anajen faz aktif büyüme dönemi, katajen faz gerileme dönemi, telojen faz dinlenme dönemidir. İnsan saçlı derisinde ortalama olarak, anajen faz yıl, katajen faz hafta, telojen faz 3 ay sürer. Saçlı derideki foliküllerin yaklaşık olarak %85’i anajen, %’si katajen, %’i telojen fazdadır. Androgenetik alopesi (AGA), kıl foliküllerinin ileri derecede minyatürizasyonu ile karakterize bir saç dökülmesi tipidir. Kadın ve erkekte, saç dökülmesinin en sık nedenidir. Androgenetik saç dökülmesinin kalıtımsal bir eğilimi vardır. Bu kalıtımsal eğilim anne yada baba tarafından geçebilir. Kadınların%40’ı erkeklerin ise yaklaşık yarısı, yaşamlarının bir bölümünde bu tür saç dökülmesi ile karşı karşıya kalırlar. yaşları arasındaki her on erkekten dördünde, belirgin bir saç kaybı bulunur. Androgenetik saç dökülmesi, onlu, yirmili ya da otuzlu yaşlarda da başlayabilir. Kadınlarda ve erkeklerde saç kaybı farklı şekillerde ortaya çıkar. Erkeklerde alın köşeleri ve tepe bölgesinden başlayarak, alın-saçlı deri çizgisinin geriye çekildiği görülür. Kadınlarda ise, alın-saçlı deri çizgisinde geri çekilme olmaksızın, tepe bölgesinde kısmi bir saç dökülmesi ile karşılaşılır. Ancak menapoz sonrasında kadınlarda da, erkek tipi AGA gelişebilir. Erkeklerin büyük çoğunluğunda saç kaybı iki majör paternde gerçekleşmektedir. Ya fronto-temporal bölgede alın-saçlı deri çizgisi geri çekilmekte ya da verteks bölgesinden başlayan bir saç kaybı oluşmaktadır. Erkeklerdeki AGA nın oluşumunda androjenlerin, özellikle de testosteronun bir metaboliti olan dihidrotestosteron (DHT)’un önemli bir rolü vardır. Androjenler puberteden başlayarak, genetik olarak belirlenmiş, androjenlere duyarlı kıl folikülleri ile etkileşime girerler. Bu etkileşim de giderek kıl foliküllerininin minyatürizasyonuna, saçın büyüme siklusunda değişikliklere, ve saçlarda ilerleyici bir incelme ve saç kaybına neden olur. Erkeklerde, frontal bölgedeki androjen reseptör düzeyleri, oksipital bölgeye oranla kat daha fazladır. Kadınlardaki AGA ile erkeklerdeki AGA nedenleri arasında fark olmamasına karşın, klinik görünümlerinde farklılık vardır.

Klinik görümdeki farklılık:

1. Kadınlarda androjen düzeylerinin daha düşük olmasından,

2. Testosteronu DHT’a dönüştüren 5 alfa redüktaz düzeylerinin daha düşük olmasından ve

3. Testosteronu estrodiole dönüştüren aromataz enzimi düzeylerinin kadınlarda daha yüksek olasından kaynaklanmaktadır.

Ayrıca kadınlarda, androjene duyarlı kıl foliküllerinin dağılımı da erkeklerden farklıdır. Menapoz öncesinde östrojenler de androjenik ajan görevini görürler, ve östrojenler, seks hormonu bağlayıcı globulin düzeyini artırarak, serbest androjenlerin azalmasını ağlarlar. Kadınlarda ve erkeklerde, DHT’un etkisi ile, frontal ve verteks bölgesindeki kıl folikülleri küçülürler ve yüzeyelleşirler, ve ürettikleri saçlar da giderek daha kısa, daha ince ve daha açık renkte olmaya başlar. AGA, belli bir alandaki tüm kıl foliküllerini eşit olarak etkilemez ve minyatürizasyonun derecesi de, birbirine komşu kıl folikülleri arasında önemli ölçüde değişir. Minyatürize olmuş saçlar terminal saçların arasında dağılmış durumdadır.

Erkekler de AGA tanısı, yalnızca hastanın tıbbi özgeçmişi ve fiziksel muayene ile konabilir. AGA tanısını destekleyen ölçütler şunlardır:

1. Saç kaybının puberteden sonra başlaması

2. Saç kaybının paterni ( saçlı deri sınırının bitemporal bölgede geri çekilerek frontal ve verteks bölgesindeki saçlarda incelme ortaya çıkması )

3. Saçlarda gözle görülebilir, belirgin minyatürizasyon ( saçların çapının ve uzunluğunun azalması )

4. Birinci ve ikinci derce akrabalarda ailesel saç kaybı öyküsünün bulunması Kadınlarda AGA ile sıklıkla karışan bir saç dökülmesi ise kronik telogen effluviumdur. Aile öyküsü ve belirgin bir tetikleyici dış neden olmaksızın telogen saçların oranında devamlı bir artışın varlığı, kronik telogen effluvium olarak adlandırılır. Kronik telogen effluvium yıllarca sürebilir, ve genellikle, her iki temporal bölgede saçlı deri sınırının geri çekilmesine neden olur. Kronik telogen effluvium da sıklıkla AGA ile birlikte bulunabilir ve AGA’nin gelişimini hızlandırır. O nedenle kronik effluvium tanısı AGA tanısını ortadan kaldırmaz ve tedavide her iki hastalığın bir arada bulunabileceğini düşünmek gerekir. Kadınlarda erkeklere göre saçlarda daha diffüz bie incelme vardır, saç dökülmesi en çok saçlı derinin orta bölgesinde görülür, ve saçlı deri çizgisinde belirgin bir gerileme yoktur. Androgenetik alopeside ideal tedavinin hem dökülen saçların yeniden çıkmasını sağlamak hem de saçların dökülmesini önlemek olasına karşın, şu an eldeki tedavi alternatifleri ile vaat edilebilecek en gerçekçi tedavi amacı, kaybettikleri saçların geri kazanılmasından çok, gelecekte saçaların daha fazla dökülmesini önlemektir.

Telogen Effluvium

Telogen Effluvium Saçlarımıza iyi bakmamız ve özen göstermemiz elbette ki sağlıklı saçlara sahip olmamız açısından önemli. Ancak ne yazık ki yeterli değil. Saçlarımızın bir de kendi doğası var bazen bu doğa gereği farklı tipte bazı dökülmeler yaşanabiliyor ve yaşanan bu dökülmeler de tedavi edilmezse bizler için ciddi sorunlar oluşturabiliyor. Özellikle Telogen Effluvium denen çok sık karşılaşılan sorunun tedavisine değindik.

Farklı tipteki saç dökülmeleri, saç dökülmesi tedavisi yapılmasında ihtiyaç duyulan tedavi planlamasının yapılmasında büyük öneme sahip. Bu yazımızda bir saç telinin büyüme döngüsüne, normal dışındaki dökülme sebeplerine ve saç dökülmesi tipleri ile bu dökülmelerin tedavi yöntemlerine değindik&#;

Hormonal gelişimini tamamlayan yetişkin bir kişi ortalama adet saç teline sahiptir. Saç tellerinin sayısı açık renk saça sahip kişilerde yaklaşık %10 daha fazla, kızıl renkte saça sahip kişilerde %10 daha az olduğu gözlemlenmektedir. Doğum yapan kadınlarda ise birinci yılın sonunda saç teli sayısında bir azalma olduğu görülebilir. 

Bir saç telinin bir gündeki büyüme hızı bilimsel olarak ortalama mm civarında olmaktadır. Bir saç teli bir ay içerisinde neredeyse 1 cm kadar bir uzama gösterir. Eğer saçlarınızı hiç kestirmezseniz saçlarınızın uzunluğunu cm’ye kadar ulaşabilir. Hatta bazı zamanlarda nadiren de olsa cm’ye kadar bir uzunluk da gözlemlenebilir. Saç dökülmeleri ise eğer normal oranda ise endişeye gerek yoktur. Günde ortalama adet saç telinin dökülmesi normal olarak sayılmaktadır. 

Bir saç teli, kendi içerisinde bir büyüme döngüsüne sahiptir. Bu büyüme döngüsü başlıca 3 evrede tamamlanır. Bu evreler, Anagen (Büyüme) evresi, Katagen (Gerileme) evresi ve Telogen (Dinlenme) evresidir. 

Anagen (Büyüme) Evresi: Bu evre saç tellerinin üretildiği ve saçların uzamayı sürdürdüğü süreci kapsar. Ortalama 2- 7 arasında devam eder. Saçın büyüme döngüsündeki en uzun evre budur. Tüm sürecin yaklaşık %80’i kadar sürer. 

Katagen (Gerileme) Evresi: Bu evre, Anagen Evresi ve Telogen Evresi arasında bir geçiş dönemi olma özelliğini taşır. Ortalama 2- 4 haftalık bir sürece denk gelir. Bu süreç, saçın büyüme döngüsünde yaklaşık %16’yı kapsar. Bu dönem saç üretiminin durduğu, saçların inceldiği, saç folikülünün kısaldığı ve saçın cilt yüzeyine doğru hareket ettiği evredir. 

Telogen (Dinlenme) Evresi: Telogen evresi, saç köklerinin dinlendiği ve yeniden kıl oluşturmaya başladığı dönemdir. Saçın büyüme döngüsünün en kısa olan bölümüdür ve %4’lük dilimini kapsar. Bu dönem 2- 4 ay kadar devam eder. Telogen yani dinlenme evresi saçların dökülmesi, kalan kök hücrelerin dermişe doğru hareket etmesi ve Anagen yani büyüme evresinin yeniden başlamasıyla sonuçlanır. 

Tüm bu evreler dahilinde bazı zamanlarda bazı kişilerde normal oranın dışında daha fazla sayıda saç dökülmesi gözlemlenebilir. Her ne kadar saçlarımıza iyi bakarsak bakalım bizim dışımızda gelişen genetik faktörler ya da dış çevreden gelen etkiler neticesinde saç dökülmelerine bağlı bölge bölge saç seyrelmeleri ya da kellik sorunu bile gözlemlenebilir.

Saç dökülmelerinin çoğu genetik faktörlere bağlı olarak meydana gelmektedir. Ayrıca vücuttaki bazı vitaminlerin eksik kalması da saç dökülmelerindeki artışla kendini gösterebilir. Yaşanan tiroid bozuklukları ya da farklı hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılan ilaçlar sonucunda da vücudun dışa vurumları saç dökülmeleri şeklinde yansıyabilir.

Günlük hayatta yaşanan stres, kaygı bozukluğu gibi psikolojik problemler yine saç dökülmelerinin sebepleri arasında yer alır. Bazı kazalar, yaralanmalar yine saç seyrelmelerine ve saç derisinde şekil bozukluklarına neden olur.

İlaveten toplum arasında saçkıran olarak bilinen hastalık da saçlarda ciddi şekil bozukluklarının yaşanması ile sonuçlanır. Tüm bu faktörler, ciddi saç kayıplarına sebebiyet verdiğinden psikolojik problemler, özgüven sorunları gibi olumsuzluklara yol açabilir. Dolayısıyla, farklı saç ekim tedavileri ile yaşanan bu estetik bozulmalar tedavi edilmelidir.

Saç dökülmeleri nedenleri nasıl ki kişiye özel ise tedaviler de kişiye özel olmalıdır. Vücutta eksik olan her neyse teşhis edilmeli ve öncelikle bu sorun giderilmelidir. Eğer ki dökülmeler farklı bir hastalıktan kaynaklı ise bu hastalık tedavi edilmelidir. Saç dökülmesinin nedenlerini gidermeye yönelik olarak vitamin ya da gıda takviyesi tedavisi, hormonal ilaçlar ile desteklemeler veya çeşitli saç losyonları uygulanabilecek tedavi yöntemleri arasında yer alır.

İlaveten, saç derisi içerisine çeşitli vitaminlerin verildiği Mezoterapi (Saç Mezoterapisi) tedavi yöntemi de son derece başarılı sonuçlar verir. Bir başka olumlu sonuçlar veren saç dökülmesi tedavisi yöntemi ise trombositten zengin plazma uygulamasıdır. Bu tedavi yöntemi 2- 4 hafta aralıklı olacak şekilde uygulanır. Saç tipi ve yapısına göre 3 ila 6 seans arasında uygulanır. 6 ay geçtikten sonra ise 1 seans hatırlatma uygulamasının yapılması önerilir.

Saç dökülmesi tedavileri kişiye özel planlanırken, kişinin saç yapısı, genetik yatkınlıkları, tıbbi hastalık geçmişi, saç tipi önemli olduğu kadar saçlardaki dökülme tipinin hangi yapıda ve özellikte olduğu da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Saç seyrelmesi ya da kellik yaşayan kişilerde en sık rastlanan saç dökülmesi türleri ise şu şekildedir: Alopesi Areata, Androgenetik Alopesi ve Telogen Effluvium. Saç dökülmesi türleri ortaya çıkış şekillerinden anlaşılabilir. Bu saç dökülmesi tiplerini biraz daha yakından tanımak için yazımızın devamını incelemenizi öneririz.

İçindekiler

1) Alopesi Areata (Saçkıran) nedir?

Alopesi Areata tipi dökülme, bağışıklık sisteminin kıl folikülünü yabancı bir organ olarak algılayarak reddetmesi neticesinde ortaya çıkan saç dökülmesi tipidir. Saçlar, sakallar, kaşlar, kirpikler, kollar, bacaklar ve gövdedeki tüm kılların lokalize dökülmesi olarak görülür.

En fazla saçlı deri ve sakal bölgesinde madeni para büyüklüğünde ortaya çıkar. Bu bölgelerde yer yer dairesel dökülme alanları olarak belirdiği gözlemlenir. Bu alanlar çoğunlukla bir ya da birkaç dökülme alanını kapsar. Alopesi Areata bazı zamanlarda saçlı derideki bütün saçların dökülmesine ve kellik yaşanmasına neden olabilir. Çok nadir de olsa saçlı deriye ilaveten tüm vücut kıllarının dökülmesine yol açtığı da görülmüştür. 

Alopesi Areata tipi dökülmelerin meydana gelmesinde önemli rol oynayan iki faktör genetik yatkınlıklar ve strestir. Alopesi Areata tipi dökülmenin daha sık rastlandığı kişiler arasında diyabet, tiroid hastalığı, romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus pernisiyöz anemi ve addison hastalığı olanlar çoğunluktadır. Bu tip saç dökülmeleri vitamin eksiklikleri, düzensiz beslenme alışkanlıkları, alerji ile ilişkili değildir. Ayrıca, alopesi areata tipi saç dökülmesinin bulaşıcı olma özelliği de yoktur. 

Alopesi Areata hangi özelliklere sahiptir? Nasıl anlaşılır?

  • Özellikle saçlı deri bölgesinde ya da sakallarda madeni para büyüklüğünde yuvarlak dökülmeler olarak meydana çıkar. 
  • Saçsız kalan bölgelerin etrafında kısa ve incelmiş saçların bulunduğu görülür.
  • Tırnaklarda oluşan ve pitting adı verilen küçük çukurcuklar da alopesi areata sonucunda ortaya çıkmış olabilir. Alopesi areata sonucunda bazen tırnaklarda incelme, kırılma, beyaz çizgiler ya da tırnak plağında matlaşma olduğu gözlemlenebilir. 
  • Alopesi areata iyileşme sürecinde saçsız alanlarda yeniden saçlar büyümeye başlar. Büyüyen bu saçların rengi beyazdır ve yapısı incedir. Zaman geçtikçe çıkan saçların yapısı kalınlaşmaya rengi ise koyulaşmaya başlar. 

Alopesi Areata tedavisi nasıl gerçekleştirilir?

Alopesi Areata, tedavi uygulanmasa dahi 1 yıl içerisinde kendiliğinden %60 ila %80 oranında iyileşmenin görüldüğü bir hastalıktır. Ancak olumsuz tarafı, bu hastalığın tekrarlayıcı olma özelliğine sahip olmasıdır. 

Hastalığın tedavisinde etki gösteren yöntemler arasında kortikosteroid içeren kremler, topikal duyarlandırıcılar, topikal minoksidil tedavisi ya da fotokemoterapi yöntemleri yer alır.

2) Androgenetik Alopesi (Erkek tipi saç dökülmesi) nedir?

Androgenetik Alopesi, cinsiyet fark etmeksizin hem erkekler hem de kadınlar için can sıkıcı bir problemdir. Kadınlarda 50 yaşından sonra %50 oranında görülen bu sorun, erkeklerde ise daha erken ortaya çıkabilmekte ve 30’lu yaşlardan itibaren %30 üzerinde görülebilmektedir. Kadınlarda özellikle menopoz sonrasında androgenetik alopesi görülme sıklığı artış gösterir. 

Çoğu kişide dökülmelerin saçların tepe bölgesinde ve alında açılmalar şeklinde olduğunu gözlemle misinizdir. Bunun sebebi özellikle genetik yatkınlığa sahip olan bireylerde, androjen hormonlarının yüksek olmasına ve saçların da bu hormonlara aşırı oranda duyarlı olmasına bağlı olacak şekilde saç büyüme döngüsünde anagen evrenin kısalıp, telogen evrenin ise uzamasıdır.

Androgenetik Alopesi hangi özelliklere sahiptir? Nasıl anlaşılır?

  • İlk aşamada saçlarda minyatürizasyon da denilen yavaş ve ilerleyici özellikte bir incelme oluşur.
  • Saçların alın ve tepe bölgelerinde bulunan saçlar incelir ve yoğunlukları azalmaya başlar.
  • Saçların bulunduğu ense ve yan bölgelerdeki kısımlarda ise herhangi bir normal dışı dökülme gözlemlenmez.

Androgenetik Alopesi tedavisi nasıl gerçekleştirilir?

Bu sorun ile başvurduğunuz dermatolog size bazı saç serumları, oral ilaçlar ya da faydalı olabilecek spreyler kullanmanızı önerecektir. Bunların kullanımı saç dökülmesinin azalması ve tedavisinde olumlu sonuçlar verecektir.

Eğer bu hastalık kadın hastalarda hormonal bozukluklara bağlı gerçekleştiyse öncesinde bir hormon tedavisinin planlanması daha verimli sonuçlar verecektir.

3) Telogen Effluvium nedir?

Telogen Effluvium, saçlı deri üzerinde anagen evresi sürecindeki kıl foliküllerinin olması gerekenden daha hızlı bir biçimde telogen evresine geçmesi neticesinde saç dökülmelerinin artış göstermesidir. Çoğunlukla 3 ya da 4 ay içerisinde saçlar incelmeye başlar, yoğun bir dökülme başlar ve saçlarda seyrekleşme meydana gelir. Saçlı deride ise herhangi bir inflamasyon görülmez.

Telogen Effluvium nedenleri nelerdir?

Telogen Effluvium bir çok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenlerin başlıca olanları ise şu şekildedir:

  • Farklı hastalıklara bağlı olarak geçirilen ağır ameliyatlar
  • Yaşanılan ateşli hastalıklar 
  • Şiddetli enfeksiyonlara maruz kalmış olmak
  • Anemi (kansızlık) ya da demir eksikliği yaşamak
  • B12, biotin, folik asit gibi vitamin eksiklikleri
  • Çinko eksikliği
  • Hipertiroidi ve hipotiroidi hastası olmak
  • Dengesiz ve sağlıksız beslenme sonucunda yaşanılan ani kilo kayıpları (Bu dönemden 2- 3 ay sonra saç dökülmeleri başlar)
  • Kanser ilaçları, doğum kontrol hapları, kolesterol düşürmeye yardımcı ilaçlar, pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar ve bu tipteki diğer ilaçların kullanılması
  • Doğumdan sonra ortaya çıkan hormonal değişiklikler
  • Stres ve kaygı bozuklukları ile psikolojik sorunlar
  • Mevsim değişiklikleri

Telogen Effluvium tedavisi nasıl gerçekleştirilir?

Telogen Effluvium tedavisinde öncelikle hastaya bazı kan tahlilleri yaptırılır ve dökülmenin nedenleri teşhis edilir. Bu teşhis doğrultusunda gerekli önlemler alınır, tedavi planı yapılır ve uygulamaya geçilir. Telogen Effluvium tipi dökülmelerin tedavi planı da yapılırken hastanın tıbbi geçmişinin bilinmesi de oldukça önemlidir. Tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı faktörler şu şekildedir: 

Telogen Effluvium tipi dökülme;

  • İlaçlara bağlı olarak ortaya çıkmışsa, dökülmeye sebep olan ilaçların kullanımı mümkünse durdurulur.
  • Dengesiz ve sağlıksız beslenme neticesinde görüldüyse, balık, yumurta ve kırmızı et gibi protein açısından zengin besinleri içeren yeni bir beslenme programı hazırlanır. 
  • Demir, çinko ya da çeşitli vitamin eksiklikleri tespit edildiyse, takviyeler ve besinler ile gerekli ihtiyaçların giderilmesi sağlanır. 
  • Saçlarda fiziksel ya da kimyasal olarak olumsuz etkiler yaratabilecek tüm uygulamalardan uzak durulur. Saçları sürekli boyatmaktan, renk açıcı işlemler yaptırmaktan, fırçalamaktan ve benzeri uygulamalardan kaçınılır. 

Siz de sağlığınızdan ödün vermeden hayal ettiğiniz yoğun saç görüntüsüne ulaşmak, acısız, ağrısız ve yan etkisiz şekilde kendinize uygun saç dökülmesi tedavisi uygulamalarından faydalanmak, alanında uzman, profesyonel, güvenilir bir kadro yardımı ile saç dökülmesi tedavisi yaptırmak ve saç dökülmesi tedavisi fiyatları hakkında bilgi almak için hemen +90 74 33 noyu arayarak Quartz Clinique ulaşın ve randevunuzu planlayın.

Kronik Telogen Effluvium daha çok kadınlarda,  artan ve azalan oranda “sürekli” saç dökülmesi görülme durumudur. Dökülme ile beraber sürekli yeni saç çıkışı vardır ancak saç hacmi yıllar içinde azalır.

Kronik Telogen Effluvium durumunda saçta belirgin bir açılma görülmez ancak saç yoğunluğu özellikle saç uzadıkça azalır. Bazen şakak bölgelerinde hafif bir gerileme ve saç ayrımında açılma görülebilir. Saç kalitesi aynı kalabileceği gibi sebep olan faktöre göre saç daha kuru bir yapıya bürünebilir ve biraz incelebilir.

Dökülme bazen günlük 50 tel iken bazen tel olur. Buna rağmen sürekli yeni saç çıkışı vardır. Saç, uzamada sıkıntı yaşamaya başlar. Saçın %50 si normal uzarken diğer %50 saç belirli bir boydan sonra uzamayı sonlandırarak daha kısa iken dökülme aşamasına gelir.  Bu durum özellikle saç at kuyruğu yapıldığında fark edilir. Uzayan saç yoğunluğunda ve hacminde azalma gözlemlenir.

 KRONİK TELOGEN EFFLUVIUM SEBEPLERİ NELERDİR?

Kronik Telogen effluvium, saçta süregelen bir travma etkisi yaratarak dökülmeyi artıran psikolojik veya fizyolojik faktörler nedeniyle oluşur. Saçımız vücudumuzda meydana gelen en ufak değişiklikten etkilenir ve dökülme döngüsünde değişiklikler meydana gelebilir. Bunun nedeni, vücudumuzun işleyişinde saçın hayati bir öneme sahip olmayışı ve bir alarm durumunda, vücudumuzun kendini korumaya alarak ilk olarak saçtan vazgeçmesidir. Bu nedenle saçın, sağlığımızın bir göstergesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kronik Telogen Effluvium’a neden olan faktörleri sıralayacak olursak:

  • Kansızlık: düşük demir ve ferritin değerleri, b12, folik asit, d vitamini eksikliği
  • Tiroid düzensizlikleri: hipotiroid, hipertiroid, hashimoto
  • Hormonal düzensizlikler, özellikle hiperprolaktinemi (prolaktin yüksekliği)
  • Düzenli kullanılan bazı ilaçlar
  • Sistemik hastalıklar: insülin direnci, diabet, bağırsak sorunları/hastalıkları
  • Stres
  • Beslenme bozuklukları
KRONİK TELOGEN EFFLUVIUM TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Kronik Telogen Effluvium tedavisinde kilit unsur, öncelikle neden olan faktörü doğru tanımlayıp ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Alt yapıda saçı yıkıma uğratan sorun devam ettiği sürece, hiçbir tedavi yöntemi tatmin edici sonuç vermeyecektir. Özellikle kansızlığa bağlı Telogen Effluvium durumunda, kan değerleri ideal aralıklara değil, saçın sağlıklı desteklenmesi için gerekli değerlere yükseltilmelidir.

Altta yatan nedenlerin düzeltilmesi dışında, dökülmeyi daha hızlı kontrol altına almak ve geri saç çıkışlarının sağlıklı ve güçlü olabilmesi için, direk saça uygulanacak bakım programlarından destek alınabilir. Bu yöntemler de yine saçtaki dökülme şekline, saçların tekrar çıkış hızına ve kalitesine göre belirlenmelidir ve şu şekilde sırlanabilir:

  • Trikolojik bakım uygulamaları
  • Saç lazeri
  • Mezoterapi veya PRP uygulamaları
  • Dermaroller veya dermapen uygulamaları
  • Minoxil veya procapil içeren tonikler

Kronik Telogen Effluvium en sık karşılaştığımız saç dökülme tiplerinden biridir ve çoğu zaman genetik dökülmeyle karıştırılıp yanlış tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bu durum özellikle kadınlarda, psikolojik anlamda çöküntü yaratarak sorunu daha da ciddi hale getirebilir.

Kolaylıkla kontrol altına alınabilecek bir saç problemi, çok daha fazla kayıp yaratabilir. Bu nedenle, her saç dökülmesi vakasının dikkat ve özenle, işinin uzmanı kişiler tarafından değerlendirilmesi çok önemlidir.

&#;

TELOGEN EFFLUVIUM NEDİR? AKUT VE KRONİK TELOGEN EFFLUVIUM FARKI NEDİR? Yazısını okumak için tıklayın.

Bu internet sitesinde yer alan blog yazıları kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Saç Dökülmesi Telogen Effluvium

Telogen Effluvium nedir?

Telogen effluvium (saç dökülmesi); anormal kıl siklusuna bağlı olarak telogen evresindeki kılların kaybı, katagen evresindeki kıllarda artışla ile giden skatrisyel olmayan bir saç dökülme şeklidir. Tipik olarak günde telogen saç kaybı ile karakterizedir. Eğer süreç 6 aydan kısa ise bu durum akut telogen effluvium, eğer 6 aydan uzun ise kronik telogen effluvium olarak isimlendirilir.

Sağlıklı, canlı ve parlak görünen saçlar vücudumuzun aynası olarak kabul edilir. Kadınların ve erkeklerin ortak problemi olan saç dökülmesi yoğun yaşanan dönemlerde can sıkıcı hale gelebiliyor.

Telogen effluvium çok çeşitli nedenleri vardır:

1) Mevsimsel olabilir. Özellikle bahar aylarında normalden daha fazla dökülebilir.

2) Kullanmakta olduğumuz ilaçlar; antidepresan, hormonal haplar saç dökülmesine neden olabilir.

3) Sahip olduğumuz bazı kronik hastalıklar; tiroid bozukluğu ve anemi saç dökülmesini tetikleyebilir.

4) Stres saçımızın dökülmesine neden olan önemli faktörlerden bir tanesidir. Genellikle yaşadığımız stresli olaylardan geçirdiğimiz hastalıklardan üç ya da dört ay sonra saçımızda yoğun bir dökülme görebiliriz.

5) Gebelikten üç veya dört ay sonra saç dökülmesinin görülmesi fizyolojiktir. Bazen bu süreç uzayabilir. Kronik hale gelmeden tedavi edilmesi uygun olacaktır.

6) Genetik faktörler saç dökülesinde önemli bir role sahiptir, aile hikayesi burada çok önemlidir.

Telogen effluvium tedavisinye nasıl karar verilir

Saç dökülmesinden şikayetçi olan kişilerde mutlaka kan analizi yaparak bunu tetikleyen bir hastalık var mı diye araştırmak gerekmektedir.

Demir , Biotin, B12 vitamini, folik asit, D vitamini, çinko ve  tiroid hormonlari saçımız için önemli olan maddelerdir.

Saç dökülmesinde tedavi mutlaka kişiye özel olmalıdır.

Öncelikle vücudumuzda eksik olan maddelerin yerine konması gerekir.

Altta yatan bir hastalık varsa mutlaka bunun tedavisi sağlanmalıdır.

Nedene yönelik vitamin tedavisi, hormonal ilaçlar  ya da  saça uygulanabilecek losyonlar başlıca kullandığımız tedavi alternatifleridir.

Bunun yanı sıra deri içerisine Mezoterapi olarak adlandırılan çeşitli vitaminlerin uygulanması oldukça iyi sonuç verecektir. Trombositten zengin plazma uygulaması saç dökülmesinde iyi sonuç veren başka bir tedavi şeklidir. Tedavi iki ya da dört hafta aralıklarla olabilir. Saçın yapısına göre seanslar 3 ya da 6 seans olarak değişebilir. 6 ayda bir ise idame tedavi ile etkinliğin devamı sağlanır.

Kimi zaman bizi saçımızı taramaya ve tarağa bakmaya bile korkar hale getiren saç dökülmesi, çözümü olmayan bir sorun değildir. Bu nedenle sizi korkutmamalı. Yukarıda bahsettiğim saç mezoterapisi gibi tedavilerle saç dökülmesine son vererek, saçlarınıza sağlık kazandırabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir