Gönüllere taht kurmuş, tasavvuf şiirleriyle ve sade sözleriyle halkın sevgisini kazanmış Yunus Emrenin sözlerini ve şiirlerini bu yazımızda bir araya getiriyoruz. Onun ahlakını ve sözlerini de karakterlerimize bir nebze yansıtabilme dileğiyle karşınızda Yunus Emre Sözleri ve Şiirleri listemiz
Ayrıca bkz: Babaya Sözler
İlk olarak onun kim olduğundan biraz bahsedelim. Yunus Emre ( ), Anadoluda Türkçe şiirin öncüsü olan tasavvuf ve halk şairidir. Yunus Emre, yüzyıl ortalarından yüzyılın ilk çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında Eskişehirin Sivrihisar ilçesinde yer alan Sarıköyde yetişmiş Ankaranın Nallıhan ilçesindeki Taptuk Emre Dergâhında yaşamıştır.
Türk tasavvuf edebiyatı sahasında kendine has bir tarzın kurucusu olan Yunus Emre, Ahmed Yesevî ile başlayan tekke şiiri geleneğini özgün bir söyleyişle Anadoluda yeniden ortaya koymuştur. Yalnız halk ve tekke şiirini değil, divan şiirini de etkileyen Yunus Emre, tasavvufla beslenen dizelerinde insanın kendisiyle, nesnelerle, Allahla olan ilişkilerini işledi, ölüm, doğum, yaşama bağlılık, İlahi adalet, insan sevgisi gibi konuları ele aldı. Bu arada çağının düşünüş biçimini ve kültürünü konuşulan dille, yalın, akıcı bir söyleyişle dile getirdi. Bu sayede tüm zamanlarca sevilen bir halk adamı kimliği de kazandı.
Bu paragrafımızda Yunus Emrenin kısa sözlerini bir araya getirdik.
Yunus Emrenin aşk sözlerinden sonra sıra dostluk sözlerinde
Yunus Emre denilince akla birbirinden güzel şiirler de gelir. Nitekim yazımızın bu kısmında Yunus Emre şiirlerini bir araya getiriyoruz. Fakat bu şiirlerden daha bir çoğu olduğunu belirtelim.
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni
Yunusdürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed,
Şefâat eyle bu kemter kuluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Mümin olanların çoktur cefâsı,
Ahirette olur zevk-u sefâsı,
On sekiz bin âlemin Mustafâsı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Yedi kat gökleri seyrân eyleyen,
Kûrsûnün üstünde cevlân eyleyen.
Mirâcda ümmetin Hak’dan dileyen,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Ol çâriyâr anın gökler yâridir,
Anı seven günahlardan beridir,
On sekiz bin âlemin serveridir,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Aşık Yunus neyler iki cihânı sensiz,
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız
Sana uymayanlar gider imânsız,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
İşitin ey yârenler,
Kıymetli nesnedir aşk.
Değmelere bitinmez,
Hürmetli nesnedir aşk.
Hem cefadır hem safâ
Hamzayı attı Kafa.
Aşk iledir Mustafa,
Devletli nesnedir aşk.
Dağa düşer kül eyler,
Gönüllere yol eyler,
Sultanları kul eyler,
Hikmetli nesnedir aşk.
Kime kim vurdu ok?
Gussa ile kaygu yok.
Feryad ile âhı çok,
Firkatli nesnedir aşk.
Denizleri kaynatır,
Mevce gelir oynatır.
Kayaları söyletir,
Kuvvetli nesnedir aşk.
Akılları şaşırır,
Deryalara düşürür.
Nice ciğer pişirir,
Key odlu nesnedir aşk.
Miskin Yunus neylesin?
Derdin kime söylesin?
Varsın dostu toylasın,
Lezzetli nesnedir aşk.
Miskin Adem oğlanı,nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi,otlamağa kalmıştır
Hergiz ölümün sanmaz,ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz,gaflet önin almışdur
Oğlanlar öğüt almaz,yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz,sarp rüzgar olmuştur
Beğler azdı yolundan,bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden,nefs gölüne dalmışdur
Yunus sözi alimden,zinhar olma zalimden
Korkadurın ölümden,cümle doğan ölmüşdür.
Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Sular dibinde mâhiyle
Sahralarda âhû ile
Abdal olup yâhû ile
Çağırayım Mevlâm seni
Gök yüzünde İsâ ile
Tûr dağında Mûsâ ile
Elimdeki asâ ile
Çağırayım Mevlâm seni
Derdi öküş Eyyûb ile
Gözü yaşlı Ya’kûb ile
Ol Muhammed mahbûb ile
Çağırayım Mevlâm seni
Hamd ü şükrullah ile,
Vasf-ı Kulhüvallah ile
Daima zikrullah ile,
Çağırayım Mevlam seni
Bilmişim dünya halini
Terk ettim kıyl ü kâlini
Baş açık ayak yalını
Çağırayım Mevlâm seni
Yûnus okur diller ile
Ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Yusufu kaybettim Kenan ilinde
Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz
Bu ne yaredir ki çare bulunmaz
Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu selan verirler
Ölen beden imiş, aşıklar ölmez
Ey sözlerin aslın bilen gel de bu söz nerden gelir
Söz aslını anlamayan sanır bu söz benden gelir
Söz kılar kayguyu şad söz kılar bilişi yad
Eğer horluk eğer izzet her kişiye sözden gelir
Söz karadan aktan değil yazıp okumaktan değil
Bu yürüyen halktan değil Hâlık avazından gelir
Ne elif okudum ne cim varlığından kelecim
Bilmeye yüzbin müneccim tâalüm n’ıldızdan gelir
Şu’le bize Ay’dan değil aşk eri bu soydan değil
Rızkımsa bu evden değil deryâ-yı ummandan gelir
Biz bir behâne arada ayrık de elden ne gele
Hak çün emir eyler cana bu keleci ondan gelir
YÛNUS bir derd ile âh et kahr evinde neyler rahat
Bu derde derman kefâret bir âh ile suzdan gelir
Acep şu yerde varmola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin
Gezdim Rum ile Şamı
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın
Hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler duymasın
Şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım
Şöyle garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam
Ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam
Şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin
Hey Emrem Yunus biçare
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara
Şöyle garip bencileyin
Bilmem nideyim
Aşkın elinden
Kande gideyim
Aşkın elinden
Meskenim dağlar
Gözyaşına çağlar
Durmaz kan ağlar
Aşkın elinden
Kaddim yay oldu
Bağrım nay oldu
İşim vay oldu
Aşkın elinden
Dinle zarımı
Kodum arımı
Verdim serimi
Aşkın elinden
Varım vereyim
Kadre ereyim
Üryan olayım
Aşkın elinden
Yunusun sözü
Kül olmuş özü
Kan ağlar gözü
Aşkın elinden
Aşık eteğin tutmak gerek akıbet zeval olmaya
Aşkdan bir elif okuyan kimseden sual olmaya
Aşk dediğin bilir isen eğer aşka gönül verir isen
Aşk yoluna mal ne olur can dahi muhal olmaya
Asil zadeler nişanın eğer bilmek diler isen
Her sözün manası var sözü sebük-sal olmaya
Ariflerden nişan budur her gönülde hazır ola
Kendini teslim eyleye sözde kıyl-u kal olmaya
Görmez misinsen arıyı her bir çiçekten bal eder
Sinek ile pervanenin yuvasında bal olmaya
Eğer güher ister isen hizmet ile ariflere
Cahile bin söyler isen manada miskal olmaya
Miskin Yunus zehr-i katil aşk elinden tiryak olur
İlm-ü amel zühd-ü ta’at pes aşıksız helal olmaya
-- Reklam --
Yunus Emrenin hayatına ilişkin bilgiler henüz netlik kazanmamıştır; fakat yapılan son araştırmalar bağlamında yılları arasında yaşadığı kabul edilmektedir. Yunus Emre, Taptuk Emre dergâhında yetişmiştir. Doğum yeri bilinmiyor. 13üncü yüzyılın ortalarına doğru Moğal istilası ve Selçuklu Devletinin yıkıldığı dönemde yaşadığı sanılıyor. Bu dönemin sarsıntı ve acıları Yunusun eserlerinde derin izler bıraktı. Babasının adı İsmail. Medrese eğitimi gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. İran ve Yunan mitolojisiyle, tasavvuf tarihini inceledi. Hacı Bektaş ya da Sinan Atanın halifesi Taptuk Emrenin dergahında hizmet etti. Taptuk Emrenin düşüncelerini yaymak için Anadoluyu dolaştı. Eskişehir Sarıköy, Manisa Buna ve Emreköy, Erzurum Dutçu Köyü, Isparta Keçiborlu ve Karamanda adına yapılmış mezarlar var. Ama nerede öldüğü ve gömüldüğü kesin belli değil.
Tasavvuf yorumunu benimseyen Yunus Emrenin keskin bir gözlem gücü, derin bir hoşgörü anlayışı var. Şiirlerini hece ölçüyle yazdı. Ama aruz denemelerine de yer verdi. Hece ölçüseyle yazdığı dörtlüklerin yanısıra yine hece ile beyitler ve gazeller de yazdı. Dili arı Türkçe değil. Yer yer Arapça ve Farsça tamlamalar kullandı. Sağlığında düzenlediği divanı bulunamadı. Günümüzdeki divanları derlemedir. te birinci, te ikinci basımları yapılan Divan-ı Aşık Yunus Emrenin yanısıra Burhan Toprak ve Abdülbaki Gölpınarlının derleyip yayınladığı Yunus Emre divanları var.
Yunus Emrenin Edebi Kişiliği
Yunus Emre, Türk düşünüş edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Onun uzun, devamlı hayat tecrübeleri varlık, yokluk, aşk ve Allah hakkında hummalı zihin yoruşları vardır. Yoksulu zenginden, kâfiri Müslümandan ayırmaksızın, Allahın eseri olan bütün insanlara karşı, onlarda Tanrıdan yankılar bulan, engin bir sevgiyle doludur. Onun, vatan edindiği topraklar üzerinde asıl vatanından bir ömür boyu uzak kalmış bir insan üzüntüsüyle duyduğu gariplikler, kimsesizlikler vardır, özlediği vatan, Tanrı diyarıdır ve Yunus durmaksızın iç ve kafa hareketleriyle olgunlaşıp derinleşen, rint ve coşkun bir derviş hayatını, hep bu anavatana doğru, maddî, manevî yürüyüşlerle geçirmiştir.
İslâm inanışının, üzerinde durmaktan çekindiği birçok problem, Yunusun serbest ve zeki düşüncelerine konu olmuştur. Şair, duyup düşündüklerini, XIII. yüzyıl Türkçesiyle, her dilin söyleyemeyeceği bir kolaylıkla terennüm etmiştir. Tanrısını güllerde koklayan bir insan hazzıyle söylediği mısralar, Allaha karşı sevgi dolu bir inanışın,
Salınur Tûbâ dalları
Kuran okur hem dilleri
Cennet bâğının gülleri
Kokar Allah deyü deyü
gibi sade, basit fakat söylenilmesi güç mısralardır. Varlıkların her zerresinde Tanrıyı aramakla oyalanan şair, bir ağaç karşısında:
Altundandır direkleri
Gümüştendir yaprakları
Uzandıkça budakları
Biter Allah deyü deyü
gibi şiirlerini bu heyecanla söylemiştir. Bu arada sevgilisine varamamak endişesi, bütün Tanrı âşıkları gibi, zaman zaman Yunusun da gönlünü acıtmıştır:
Murâdıma, maksûduma ermezsem
Hayıf bana, yazık bana, vah bana
Kaadir Mevlâm cemâlini görmezsem
Hayıf bana, yazık bana, vah bana
gibi kullandığı güzel Türkçedeki yazık ifade eden bütün kelimelerle feryat edişi bundandır. Tanrısından uzak kaldıkça, kalabalıklar içinde dahi kimsesiz olan insanın sonsuz garipliğini şiir dolu bir Türkçe söyleyiş haline getirmek için, Yunusun şöyle bir düşüncesi yeter:
Acep şu yerde var mola,
Şöyle garip bencileyin,
Bağrı başlı, gözü yaşlı,
Şöyle garip bencileyin.Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Şöyle garip bencileyin.
Yunus Emrenin
Bâd-ı sabâya sorsunlar
Cânan illeri kandedür
Görenler haber versinler
Cânan illeri kandedür
diye, diyar diyar aradığı Tanrıyı bir gün kendi içinde bulunca:
Canlar canını buldum
Ballar balını buldum
Bu canım yağma olsun
Kovanım yağma olsun
diyerek, nasıl coşkun bir şevki dile getirdiğini biliyorsunuz.
Üç milletin, üzerinde yüzyıllarca işlediği Acem dili bile, Vahdet-i vücut inanışını Yunus kadar kolay söyleyememiştir. Onun hiçbir yapmacığa sapmadan, bir sanat kaygısına düşmeden söylediği sade, külfetsiz; fakat güzel şiirlerine bütün Tasavvuf edebiyatında benzer şiirler bulmak kolay değildir. Bu şiirlerin benzeri ancak onun yolunda yürüyen ve Yunus gibi söylemeyi ülkü edinenlerin bazı şiirleridir. Kili, yüzyıl ortasında bu dil o kadar ileri bir mucize lisanıdır ki bu sır ancak, Yunusun Horasandan gelmiş bir aileye mensup olduğu haberiyle birleştirilerek çözülebilir. Herhalde Horasanda eserleri bize kadar ulaşamayan, Türkçe, zengin bir Halk edebiyatı vardır. Aynı yüzyıl Anadolusunda Türkçenin ilk divan şiirlerini söyleyen Hoca Dehhânînin de Anadoluya bu Türk ülkesinden geldiği düşünülürse, bu yorumun önemi artmış olur.
Yunusun şiirlerinde tasavvufun söylenmesi güç fikir ve heyecanları, berrak bir su içindeymiş gibi, hemen görülür. Yunus bu şiirleri, eskiden öğrendiği bazı unutulmaz şiirleri hatırlıyor, onları tekrarlıyormuşçasına kolay söylemiştir.
Yunusun şiirlerinde İslâmî bir duyuş ve düşünüş sistemi olan tasavvuf felsefesi, Yakın Doğu Medeniyetinin ilhamıdır. Fakat, geri kalan her şey, dil, vezin, nazım şekli ve eşsiz bir Türkçe ile söyleyiş, hemen tamamıyle millîdir. Bunun içindir ki Yunus, yedi yüz yıldan beri gittikçe artan bir ilgiyle, bütün Türk halkı tarafından sevilmiş, okunmuş, taklit olunmuş, şiirleri bestelenmiştir. Halk tasavvufunun en ünlü tarikatı Bektaşî tekkelerinde Yunusu okumak ve Yunus gibi şiirler söylemek, terk edilmez bir gelenek, zevkine doyulmaz bir neşe olmuştur.
Yunus Emre Divanının birçok yazma nüshası vardır. Fakat bu divandaki bütün şiirlerin Yunusun olduğu söylenemez. Bu divana, Yunus tarzında söylenen daha sonraki şairlerin şiirleri de karışmıştır. Eski harflerle taş basması nüshaları bulunan Yunus divanını önce Burhan Toprak, sonra Abdülbâki Gölpınarlı yeni harflerle yayımlamışlardır. Bu divanın daha güzel ve ciddi bir basımına yine de ihtiyaç vardır. Yunus Emre hakkında şimdiye kadar yapılan incelemelerin en güzeli, Fuat Köprülünün Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar isimli eseridir.
a. Divan
b. Risaletün Nushiyye
Ayrıca bkz. ⇒Yunus Emrenin Sevgi Anlayışı
Yunus Emrenin Şiirlerinden Örnekler
AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ
Yok yere geçirdim günü
Ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani
Ah nideyim ömrüm seni
Geldim ve geçtim bilmedim
Ağlayıp güssa yemedim
Senden ayrılam demedim
Ah nideyim ömrüm seni
Hayrım şerim yazılacak
Ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak
Ah nideyim ömrüm seni
Gidip geri gelmiyesin
Gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin
Ah nideyim ömrüm seni
Hani sana güvendiğim
Guveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım
Ah nideyim ömrüm seni
Miskin Yunus gideceksin
Acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın
Ah nideyim ömrüm seni
ŞOL CENNETİN IRMAKLARI
Şol cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış islam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sozleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Yunus Emre var yarına
Koma bugünü yarına
Yarin Hakkın divanına
Çıkam Allah deyu deyu
İLİM KENDİN BİLMEKTİR
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hakkı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere yelmektir
Dört kitabın manisi
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Manisi ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
NİÇİN AĞLARSIN BÜLBÜL HEY
Sen burda garip mi geldin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yorulup iz mi yanıldın
Niçin ağlarsın bülbül hey
Karlı dağlardan mı aştın
Derin ırmaklar mı geçtin
Yârinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey
Hey, ne yavuz inilersin
Benim derdim yenilersin
Dostu görmek mi dilersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Kalalı şehir mi yıkıldı
Ya nam-u arın mi kaldı
Gurbette yârin mi kaldı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Gulistanlarda yaylarsın
Taze gülleri yeğlersin
Yavlak zarılık eylersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Uykudan gözüm uyandı
Uyandı kana boyandı
Yandı sol yüreğim yandı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Noldu şu Yunusa noldu
Aşkın deryasına daldı
Yine baharistan oldu
Niçin ağlarsın bülbül hey
ÇEKE GELDİ ÇEKE GİDER
Aşkın odu ciğerimi
Yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı
Çeke geldi çeke gider
Kâr etti firak canıma
Aşık oldum cananıma
As zencirin dost boynuma
Taka geldi taka gider
Sadıklar durur sözüne
Gayri görünmez gözüne
Bu gözlerim dost yüzüne
Baka geldi baka gider
Bülbül eder ah-ü figan
Hasret ile yandı bu can
Benim gönülcüğüm ey can
Hakka geldi Hakka gider
Arada olmasın asi
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Aka geldi aka gider
Miskin Yunusun sözleri
Efgan eder bülbülleri
Dost bahçesinin gülleri
Koka geldi koka gider
GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL
Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emreyi alalım
Gel gidelim dosta gönül
KALANLARA SELAM OLSUN
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir aşan vech-ile
Yunanlara selam olsun
Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyacağın kefenimiz
Saranlara selam olsun
Sala verile kasdimize
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere selam olsun
AŞK
İşitin ey yârenler,
Kıymetli nesnedir aşk.
Değmelere bitinmez,
Hürmetli nesnedir aşk.
Hem cefadır hem safâ
Hamzayı attı Kafa.
Aşk iledir Mustafa,
Devletli nesnedir aşk.
Dağa düşer kül eyler,
Gönüllere yol eyler,
Sultanları kul eyler,
Hikmetli nesnedir aşk.
Kime kim vurdu ok?
Gussa ile kaygu yok.
Feryad ile âhı çok,
Firkatli nesnedir aşk.
Denizleri kaynatır,
Mevce gelir oynatır.
Kayaları söyletir,
Kuvvetli nesnedir aşk.
Akılları şaşırır,
Deryalara düşürür.
Nice ciğer pişirir,
Key odlu nesnedir aşk.
Miskin Yunus neylesin?
Derdin kime söylesin?
Varsın dostu toylasın,
Lezzetli nesnedir aşk.
GELİN EY KARDEŞLER
Gelin ey kardeşler gelin
Bu menzil uzağa benzer
Nazar kıldım şu dünyaya
Kurulmuş tuzağa benzer
Bir pirin eteğin tuttum
Ana beni deyip gittim
Nice yüzbin günah ettim
Her biri de bir dağa benzer
Çağla Derviş Yunus çağla
Sen özünü Hakka bağla
Ağlar isen haline ağla
Erdem vefa yoğa benzer
ŞÖYLE GARİP BENCİLEYİN
Acep şu yerde varmola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin
Gezdim urum ile şamı
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın
Hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler duymasın
Şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım
Şöyle garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam
Ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam
Şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin
Hey Emrem Yunus biçare
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara
Şöyle garip bencileyin
GÖNÜL ARZULAR SENİ
Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hakk nasip eylese görsem yüzünü
Ey sevdiğim gönül arzular seni
Yitirdim o dostu bilmem ne yanda
Sevgisi gönülde muhabbet canda
Yarın mahşer günü ulu divanda
Ey sevdiğim gönül arzular seni
Yunus senin methin eder dillerde
Sevilirsin bütün bu gönüllerde
Ağlayı ağlayı gurbet ellerde
Ey sevdiğim gönül arzular seni
GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne deliyem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Akar suların çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halım kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melül olurum
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi
DURUN DURUN AŞKA SELA
Divaneler divaneler
Durun durun aşka sela
Aşk esriği mestaneler
Durun durun aşka sela
Mest-i elestler kandaksız
Mestane mestler kanatsız
Saki duruptur çanaksız
Durun durun aşka sela
Merdaneler merdaneler
Erlik demi bu gündürür
Baş verüben can terkini
Vurun vurun aşka sela
Ey nice hamle idelim
İşbu fenadan gidelim
Binin binin şevk atalım
Sürün sürün aşka sela
Muhabbet yoluna girip
Aşktan dava kılan kişi
Tan eylemiş aşıklara
Görün görün aşka sela
Akıl ne bilir aşkı kim
Mağrur oluptur aklına
Aşkı bu gün bu Yunusa
Sorun sorun aşka sela
AŞKIN ALDI BENDEN BENİ
Aşkın aldı benden beni bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar öldürür aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem Mecnun olup yola düşem
Sensin dün ü gün endişem bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler kulum göğe savuralar
Toprağım anda çağırır bana seni gerek seni
Cennet dedikleri ne ki bir kaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları bana seni gerek seni
Yunus-durur benim adım gün geçtikce artar ödüm
İki cihanda maksudum bana seni gerek seni
DOLAP NİÇİN İNİLERSİN
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya aşık oldum
Anın için inilerim
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş çalap
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba layık gördüler
Derdim var inilerim
Ben bir dağın ağacıyım
Ne tatlıyım ne acıyım
Ben mevlaya duacıyım
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim var inilerim
Dülgerler her yanım yondu
Her azam yerine kondu
Bu iniltim Haktan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yunus bunda gelen gülmez
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim var inilerim
ÖLÜM
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus derki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
ÂDEM OĞLU
Miskin Adem oğlanı, nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi, otlamağa kalmıştır
Hergiz ölümün sanmaz, ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz, gaflet önin almışdur
Oğlanlar öğüt almaz, yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz, sarp rüzgar olmuştur
Beğler azdı yolundan, bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden, nefs gölüne dalmışdur
Yunus sözi alimden, zinhar olma zalimden
Korkadurın ölümden, cümle doğan ölmüşdür.
ELHAMDÜLİLLAH
Haktan gelen şerbeti içtik elhamdulillah
Şol kudret denizini geçtik elhamdulillah
Şol karşıki dağları meşeleri bağları
Sağlık safalık ile aştık elhamdulillah
Kuru idik yaş olduk kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk uçtuk elhamdulillah
Vardığımız illere şol safa gönüllere
Halka tapduk manisin saçtık elhamdulillah
Beri gel barışalım yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi estik elhamdulillah
İndik Rumu kışladık çok hayır şer işledik
Uş bahar geldi geri göçtük elhamdulillah
Dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk taştık elhamdulillah
Taptuğun tapusuna kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdulillah
BANA SENÄ° GEREK SENÄ°
Bana seni gerek seni
"Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni
Ben yanaram dün ü günü,
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinerem,
Ne yokluğa yerinürem
Aşkın ile avunuram,
Bana seni gerek seni
***
Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
Ä°ki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni."
BİR KEZ GÖNÜL YIKTINISA
Bir kez gönül yıktınısa
"Bir kez gönül yıktınısa
Bu kıldığın namaz değil
YetmiÅŸ iki millet dahi
Elin yüzün *yumaz değil
*Yumaz: Yıkamaz.
Bir gönülü yaptınısa
Er eteÄŸin tuttunusa
Bir kez hayır ettinise
Binde bir ise az deÄŸil
***
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka meta'ların satar
Yükü gevherdir tuz değil."
BÄ°Z KÄ°MSEYE KÄ°N TUTMAYIZ
Biz kimseye kin tutmayız
"Biz kimseye kin tutmayız
*AÄŸyar dahi dosttur bize
Kanda ıssızlık var ise
Mahalle vü şardır bize (vü:ve, şar: şehir)
*Ağyar: Dost olmayanlar, yabancı kimseler, eller.
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
*Kamu âlem birdir bize
*Kamu âlem: Herkes.
***
Yunus eydür Allah deriz
Allah ile kapılmışız
Dergâhına yüz tutuban
Hemen bir ikrardır bize"
BÄ°ZE DÄ°DAR GEREK DÃœNYA GEREKMEZ
Bize didar gerek dünya gerekmez
"Bize dîdâr gerek dünyâ gerekmez
Bize ma'nî gerek da'vâ gerekmez
*Dîdâr: Yüz, çehre, görüş kuvveti
*Ma'ni: Mâna, anlam
***
Badyalar tolu tolu içelüm biz
Biz esrük olmazuz humâr gerekmez
*Badya: Geniş su kabı
Yûnus esriyüben düşdi susakda
Çagırur Tapdug'ına 'âr gerekmez"
*Esriyüben: Sarhoş olup
*Susak: Yol, sokak
*Tabdug: Taptuk Emre Hz. Yunus Emre'nin mürşidi
ÅÖYLE GARÄ°P BENCÄ°LEYÄ°N
Åöyle garip bencileyin
"Acep ÅŸu yerde varm'ola
Åöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı
Åöyle garip bencileyin
Gezdim Urum ile Åam'ı
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Åöyle garip bencileyin
***
Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar
SoÄŸuk su ile yuyalar,
Åöyle garip bencileyin
Hey Emre'm Yunus biçâre
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez ÅŸardan ÅŸara
Åöyle garip bencileyin
BANA NAMAZ KILMAZ DÄ°YEN
Bana namaz kılmaz diyen
"Bana namaz kılmaz diyen
Ben kılarım namazımı
Kılarısam kılmazısam
Ol Hak bilir niyazımı
Hak'tan ayrı kimse bilmez
Kafir *müselman kimdürür
Ben kılarım namazımı
Hak geçirdiyse nazımı
*Müselman: Müslüman
***
Dost isteyen gelsin bana
Göstereyim dostu ona
Budur sözüm önden sona
Ben bilirim kend'özümü
Yunus şimdi söyle sözün
Münkir ister istemesin
Pişir kurtar kendi özün
Arifler tatsın tuzunu"
ERENLERİN GÖNLÜNDE
Erenlerin gönlünde
"Erenlerin gönlünde o sultan dükkan açtı,
Nice bizim gibiler onda konarak göçtü.
Cümle erenler uçtu, dağlar, yazılar geçti,
Aşk kazanına düştü, orda kaynadı pişti.
Bu dünyanın meseli, benzer murdar gövdeye,
İtler murdara üşdü, Hak dostu kodu kaçtı.
Aşık mı diyem ona, canını terketmedi,
Aşık ona diyeler, *melamet dile düştü.
*Melamet: Kınamak, kötülemek, ayıplamak
Yine esridi Yunus, Taptuk yüzün görelden,
Meğer onun gönlünden bir *cur'a şerbet içti."
*cur'a: bir yudumluk, bir içimlik.
GAFİL OLMA AÇ GÖZÜN
Gafil olma aç gözünü
"Gafil olma aç gözünü, haline bak öleni gör,
Kürelik etme dünyada, yazıkların dileni gör.
Nice yatıp da düşeni, yılan çıyan üşüşeni,
Kemikleri çürüyeni, mezarında yatanı gör.
Kimi ah edip kılar zarı, günahtır elinde varı,
Göçmüş yatar kara yeri, miskînleri güleni gör.
Sorma halin kimisine, varma Irahman'sızına,
Kimisine gövdesine ulaşıp yen yolanı gör.
Hanı Muhammed Mustafa, hüküm etti Kâf'dan Kâf'a,
Dünya kime kıldı vefa, aldanıp da kalanı gör
Aldanma mala davara, kulluk eyle Hakk'a yara,
Sevgi ile bile vara, baki yoldaş olanı gör.
Yunus bu sözleri çatar, halka marifetin satar,
Kendisi ne kadar tutar, söylediği yalanı gör."
Ä°LÄ°M Ä°LÄ°M BÄ°LMEKTÄ°R
"Ä°lim ilim bilmektir,
Ä°lim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin,
Ya nice okumaktır.
Okumaktan mani ne?
Kişi Hakkı bilmektir,
*Çün okudun bilemedin,
Ha bir kuru emektir.
*Çün: Zira, çünki, madem ki
***
Dört kitabın manisi,
Bellidir bir elifte,
Sen elifi bilmezsin,
Bu nice okumaktır?
Yunus der ki: Ey hoca,
Gerekse var bin Hacca,
Hepisinden iyice,
Bir gönüle girmektir."
KALANLARA SELAM OLSU
"Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun
***
Selâ verile kastımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Dünyaya gelenler gider
*Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun
*Hergiz: Aslâ, kat'iyyen.
Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere selam olsun"
GÖNÜLLER YAPMAYA GELDİM
"Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim
Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim.
Ben gelmedim dâvi için benim işim sevi için
Aşkın yeri gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim
Dost eşruğu deliliğim, aşıklar bilir neliğim
DevÅŸuruben ikiliÄŸim, birliÄŸe bitmeye geldim
Yunus Emre aşık olmuş, ma'şuka derdinden olmuş
Gerçek erin kapısında ömrüm harcamaya geldim"
GEL GÖR BENÄ° AÅK NEYLEDÄ°
"Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
***
Ben yürürüm ilden ile
Åeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim
BaÅŸtan ayaÄŸa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi"
GELDİ GEÇTİ ÖMRÜM BENİM
"Geldi geçti ömrüm benim
Åol yel esip geçmiÅŸ gibi
Hele bana şöyle gelir
Åol göz yumup açmış gibi
İş bu söze Hak tanıktır
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin adem-oğlanını
BenzetmiÅŸler ekinciye
Kimi biter kimi yiter
Yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
***
Yunus Emre bu dünyada
İki kişi kalır derler
Meger Hızır, İlyas ola
Ãb-i hayat içmiş gibi"
ÅOL CENNETÄ°N IRMAKLARI
"Åol cennetin ırmakları
Akar Allah deyü deyü
Çıkmış İslam bülbülleri
Öter Allah deyü deyü
Salınır tuba dalları
Kur'an okur hem dilleri
Cennet bağının gülleri
Kokar Allah deyü deyü
Kimi yiyip kimi içer
Hep melekler rahmet saçar
İdris nebi hülle biçer
Diker Allah deyü deyü
***
Miskin Yunus var dostuna
Koma bugünü yarına
Yarın Hakk'ın divanına
Varam Allah deyü deyü"
TAÅTIN YÄ°NE DELÄ° GÖNÃœL
"Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yâre
Bulunmaz derdime çare
Oldum ilimden avare
Beni bunda eÄŸler misin
Yavı kıldım ben yoldaşı
Onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı
Irmağ olup çağlar mısın
***
Esridi Yunus'un canı
Yoldayım illerim kanı
Yunus düşte gördü seni
Sayru musun sağlar mısın"
Yunus Emre, hayatını Anadolu yöresinde sürdürmüş en büyük Türk ozanlarından biridir. Kendisi, ve yüzyıllarda yaşamış olsa da, günümüzde şiirleri hemen hemen herkes tarafından bilinmekte ve sevilmektedir. Hayatı hakkında çok fazla bilgiye ulaşılmayan Yunus Emre Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılmaya ve Anadolu Türk Beyliklerinin kurulmaya başladığı dönemden, Osmanlı Beyliğinin kurulmasına kadar geçen sürede yaşamış bir halk şairidir.
Onun yaşadığı yıllarda Anadolu’da Moğol istilasının etkisiyle iç kavgalar, siyasi zayıflık, kıtlık, kuraklık gibi çok zor günler yaşanmaktaydı. Yunus Emre mezhep ve din ayrılıklarının da olduğu böyle bir dönemde Allah sevgisini, din ve güzel ahlakla ilgili düşüncelerini yaymaya çalışarak Türk – İslam birliğinin kurulmasında büyük bir rol üstlenmiştir.
Uzunca bir süre Hacı Bektaş – i Veli dergahında hizmet eden Yunus Emre insanları asil, garip, zengin, fakir, Hristiyan, Müslüman ayrımı yapmaksızın, derin bir sevgiyle severdi.
Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül
Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül
Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emre'yi alalım
Gel gidelim dosta gönül
Bilmem nideyim, kan da gideyim
Aşkın elinden, aşkın elinden
Meskenim dağlar, durmaz kan ağlar
Gözyaşım çağlar, aşkın elinden
Kaddim yay oldu, işim vay oldu
Bağrım nay oldu, aşkın elinden
Dinle zarımı, verdim serimi
Kodum arımı, aşkın elinden
Varım vereyim, üryan olayım
Zevke ereyim, aşkın elinden
YUNUS'un sözü, kan ağlar gözü
Doğrudur özü, aşkın elinden
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Yol oldur ki doğru vara
Göz oldur ki Hakk'ı göre
Er oldur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Doğru yola gittin ise
Er eteğin tuttun ise
Bir hayır da ettin ise
Birine bindir az değil
Yunus bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka metâları satar
Yükü gevherdir tuz değil
Sol cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış islam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu
Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sozleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu
Yunus Emre var yarına
Koma bugünü yarına
Yarin Hakk'ın divanına
Çıkam Allah deyu deyu
Acep şu yerde varm'ola, şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı, şöyle garip bencileyin
Gezdim Urum ile Şamı, yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım, şöyle garip bencileyin
Kimseler garip olmasın, hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler duymasın, şöyle garip bencileyin
Söyler dilim ağlar gözüm, gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım, şöyle garip bencileyin
Nice bu dert ile yanam, ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam, şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler, üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar, şöyle garip bencileyin
Hey Emre'm Yunus biçare, bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara, şöyle garip bencileyin
Taştın yine deli gönül, sular gibi çağlar mısın?
Aktın yine kanlı yaşım, yollarımı bağlar mısın
Nidem elim ermez yâre, bulunmaz derdime çâre
Oldum ilimden avâre, beni burda eğler misin
Yavu kıldım ben yoldaşı, unulmaz bağrımın yaşı
Gözlerimin kanlı yaşı, ırmak olup çağlar mısın
Ben toprak oldum yoluna, sen aşurı gözetirsin
Şu karşıma göğüs geren, taş bağırlı dağlar mısın
Harami gibi yoluma, arkurı inen karlı dağ
Ben yârimden ayrı düştüm, sen yolumu bağlar mısın
Karlı dağların başında, salkım salkım olan bulut
Saçın çözüp benim gibi, yaşın yaşın ağlar mısın
Esridi Yunus'un canı, yoldaşım illerim kanı
Yunus düşte gördü seni, sayrı mısın sağlar mısın
Ben yürürüm yane yane, aşk boyadı beni kane
Ne deliyem ne divane, gel gör beni aşk neyledi
Aşkın beni mest eyledi, aldı gönlüm hast’eyledi
Öldürmeye kast eyledi, gel gör beni aşk neyledi
Gah eserim yeller gibi, gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi, gel gör beni aşk neyledi
Akar suların çağlarım, dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım, gel gör beni aşk neyledi
Benzim sarı gözlerim yaş, varım pare ciğerim taş
Halden bilen dertli kardaş, gel gör beni aşk neyledi
Ya elim al kaldır beni, ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni, gel gör beni aşk neyledi
Ben yürürüm ilden ile, şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile, gel gör beni aşk neyledi
Mecnun oluban yürürüm, o yâri düşte görürüm
Uyanıp melül olurum, gel gör beni aşk neyledi
Miskin Yunus biçareyim, baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim, gel gör beni aşk neyledi
Haktan gelen şerbeti, içtik elhamdülillah
Şol kudret denizini, geçtik elhamdülillah
Şol karşıki dağları, meşeleri bağları
Sağlık safalık ile, aştık elhamdülillah
Kuru idik yaş olduk, kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk, uçtuk elhamdülillah
Vardığımız illere, şol safa gönüllere
Halka tapduk manisin, saçtık elhamdülillah
Beri gel barışalım, yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi, estik elhamdülillah
İndik Rum'u kışladık, çok hayır şer işledik
Uş bahar geldi geri, göçtük elhamdülillah
Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk, taştık elhamdülillah
Taptuğun tapusuna, kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik, piştik elhamdülillah
Aşkın odu ciğerimi, yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı, çeke geldi çeke gider
Kâr etti firak canıma, aşık oldum cananıma
As zencirin dost boynuma taka geldi taka gider
Sadıklar durur sözüne, gayri görünmez gözüne
Bu gözlerim dost yüzüne, baka geldi baka gider
Bülbül eder ah-ü figan, hasret ile yandı bu can
Benim gönülcüğüm ey can, Hakk'a geldi Hakk'a gider
Arada olmasın asi, onulmaz bağrımın başı
Gözlerimin kanlı yaşı, aka geldi aka gider
Miskin Yunus'un sözleri, efgan eder bülbülleri
Dost bahçesinin gülleri, koka geldi koka gider
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne, kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin, ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen, abes yere yelmektir
Dört kitabın ma'nisi, bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin, bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece, okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca, ma'nisi ne demektir
Yunus der ki ey hoca, gerekse var bin Hac’ca
Hepisinden iyice, bir gönüle girmektir
Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani, ah nideyim ömrüm seni
Geldim ve geçtim bilmedim, ağlayıp güssa yemedim
Senden ayrılam demedim, ah nideyim ömrüm seni
Hayrım şerim yazılacak, ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak, ah nideyim ömrüm seni
Gidip geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin, ah nideyim ömrüm seni
Hani sana güvendiğim, güveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım, ah nideyim ömrüm seni
Miskin Yunus gideceksin, acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın, ah nideyim ömrüm seni
Ağla gözüm ağla gülmezem gayri
Gönül dosta gider gelmezem gayri
Ne gam bunda bana bin kez ölsem
Orda ölüm olmaz ölmezem gayri
Yansın canım yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım silmezem gayri
Beni irşad eden mürşid-i kamil
Yeter ben el daha almazam gayri
Varlığım yokluğa değişmişim ben
Bu gün cana başa kalmazam gayri
Fenadan bakiye göç eder olduk
Yöneldim sol yola dönmezem gayri
Muhabbet bahrinin gavvası oldum
Gerekmez ceyhun'a dalmazam gayri
Dilerim fazlından ayrılmıyasın
Tanrı'm senden özge sevmezem gayri
Söyle aşık dilinden bunu YUNUS
Eğer aşık isem ölmezem gayri
Dolap niçin inilersin
Derdim vardır inilerim
Ben Mevlaya aşık oldum
Anın için inilerim
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş çalap
Derdim vardır inilerim
Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba layık gördüler
Derdim vardır inilerim
Ben bir dağın ağacıyam
Ne tatlıyım ne acıyam
Ben mevlaya duacıyam
Derdim vardır inilerim
Dağdan kestiler hezenim
Bozuldu türlü düzenim
Ben bir usanmaz ozanım
Derdim vardır inilerim
Dülgerler her yanım yondu
Her azam yerine kondu
Bu iniltim Hak'dan geldi
Derdim vardır inilerim
Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim
Yunus bunda gelen gülmez
Kişi muradına ermez
Bu fanide kimse kalmaz
Derdim vardır inilerim.
Gelin ey kardeşler gelin
Bu menzil uzağa benzer
Nazar kıldım şu dünyaya
Kurulmuş tuzağa benzer
Bir pirin eteğin tuttum
"Ana beni" deyip gittim
Nice yüzbin günah ettim
Her biri bir dağa benzer
Çağla Derviş Yunus çağla
Sen özünü Hakk'a bağla
Ağlar isen halin ağla
Erdem vefa yoğa benzer
Sen burda garip mi geldin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Yorulup iz mi yanıldın
Niçin ağlarsın bülbül hey
Karlı dağlardan mı aştın
Derin ırmaklar mı geçtin
Yârinden ayrı mı düştün
Niçin ağlarsın bülbül hey
Hey, ne yavuz inilersin
Benim derdim yenilersin
Dostu görmek mi dilersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Kal'alı şehir mi yıkıldı
Ya nam-u arın mi kaldı
Gurbette yârin mi kaldı
Niçin ağlarsın bülbül hey
Gulistanlarda yaylarsın
Taze gülleri yeğlersin
Yavlak zarılık eylersin
Niçin ağlarsın bülbül hey
Uykudan gözüm uyandı
Uyandı kana boyandı
Yandı sol yüreğim yandı
Niçin ağlarsın bülbül hey
N'oldu şu Yunus'a n'oldu
Aşkın deryasına daldı
Yine baharistan oldu
Niçin ağlarsın bülbül hey
Geldi geçti ömrüm benim,
Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi,
Şol göz yumup açmış gibi
İşbu söze hak tanıktır,
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide,
Kafesten kuş uçmuş gibi
Miskin âdemoğulları,
Ekinlere benzer gider
Kimi biter kimi yiter,
Yere tohum saçmış gibi
Bu dünyada bir nesneye,
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere,
Gök ekini biçmiş gibi
Bir hastaya vardın ise,
Bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele,
Hak şarabın içmiş gibi
Bir miskini gördün ise,
Bir eskice verdin ise,
Yarın anda karşı gele,
Hak libasın biçmiş gibi
Yunus Emre bu dünyada,
İki kişi kalır derler
Meğer HIZIR, İLYAS ola,
Ab-ı hayat içmiş gibi
Divaneler divaneler
Durun durun aşka sela
Aşk esriği mestaneler
Durun durun aşka sela
Mest-i elestler kandaksız
Mestane mestler kanatsız
Saki duruptur çanaksız
Durun durun aşka sela
Merdaneler merdaneler
Erlik demi bu gündürür
Baş verüben can terkini
Vurun vurun aşka sela
Ey nice hamle idelim
İşbu fenadan gidelim
Binin binin şevk atalım
Sürün sürün aşka sela
Muhabbet yoluna girip
Aşktan dava kılan kişi
Tan eylemiş aşıklara
Görün görün aşka sela
Akıl ne bilir aşkı kim
Mağrur oluptur aklına
Aşkı bu gün bu Yunus'a
Sorun sorun aşka sela
Bu dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun
Sela verin kastımıza, gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun
Ecel büke belimizi, söyletmiye dilimizi
Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun
Eceli gelenler gider, hepsi gelmez yola gider
Bizim halimizden haber, soranlara selam olsun
Tenim ortaya açıla, yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan vech ile, yuyanlara selam olsun
Derviş Yunus söyler sözün, yaş doludur iki gözün
Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selâm olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selâm olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmiye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selâm olsun
Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir âsan vech ile
Yuyanlara selâm olsun
Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyacağın kefenimiz
Saranlara selam olsun
Sala verile kasdımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun
Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bilmeyenler neyi bilmiş
Bilenlere selâm olsun
Azrail alır canımız, kurur damarda kanımız
Yuyıcağız kefenimiz, saranlara selam olsun
Gider olduk dostumuza, eremedik kastımıza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun
Sözdür söylenir araya, kimse değmez bu yaraya
İltup bizi makbereye, koyanlara selam olsun
AŞIK oldur HAKKI seve, HAK derdine kıla deva
Bizim için hayır dua, edenlere selam olsun
Aşık Yunus söyler sözü, kan yaş ile doldu gözü
Bilmeyenler bilsin bizi, bilenlere selam olsun
Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni
Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni
Yunus EMRE
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus derki gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
Gözüm seni görmek için
Elim sana ermek için
Bu gün canım yolda kodum
Yarın seni bulmak için
Bu gün canım yolda koyam
Yarın ivazın veresin
Arz eyleme uçmağını
Hiç arzum yok uçmak için
Benim uçmak neme gerek
Hergiz gönlüm ona bakmaz
İşbu benim zarılığım
Değildürür bir bağ için
Uçmak uçmağım dediğin
Mü'minleri yeltediğin
Vardır ola bir kaç huri
Arzum yoktur koçmak için
Bunda dahi verdin bize
Ol huriyi çiftü helal
Ondan geçti arzum tamam
Arzum sana ermek için
Sufilere ver sen onu
Bana seni gerek seni
Haşa ben terkedem seni
Şol bir evle çardak için
Yunus hasretdürür sana
Hasretini göster ona
İşin zulüm değil ise
Dad eylegil istedi çün.
Yunus Emre şiirlerinden örnekler
Yunus Emre şiirlerinden örnekleri sayfamızda bulabilirsiniz.
Vatan Sevgisi ile ilgili şiirler
Vatan sevgisi ile ilgili şiirler, vatanın önemini anlatan şiirleri sayfamızda bulabilirsiniz.
En güzel 23 Nisan Şiirleri
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili en güzel şiirleri sayfamızda bulabilirsiniz.
Öğretmenler günü ile ilgili en güzel şiirler
En güzel ve anlamlı 24 Kasım Öğretmenler Günü şiirlerini sayfamızda bulabilirsiniz.