Tetanoz aşısından sonra duş alınıp alınamayacağı konusu oldukça sık sorulan bir konudur. Bu konuyla ilgili halk arasında yerleşmiş yanlış inanışlar vardır. Aşı sonrası duş alınmasının bedene zarar vereceği şeklinde bilgiler maalesef kişiden kişiye yıllardır aktarılmaktadır. Bu konuya biraz açıklık getirelim.
Tetanoz, clostridium tetani denen doğada bulunan bir bakterinin neden olduğu ölümcül olabilen bir hastalıktır. Hastalığa bağlı ölüm oranı %60 civarındadır. Bu oran anne ve bebeklerde daha yüksektir. Halk arasında tetanoz paslı demir veya iğne batmasından kaynaklandığı düşünülür ama bu bakteri toprakta ve tüm kirli yüzeylerde bol miktarda bulunur. Genelde kesici veya delici bir yaralanma sonucu oluşur. Bakteri uygun ortamda çoğalarak bir tür nörotoksin üretir. Bu nörotoksin sinir sistemini felce uğratır, böylece ölüme neden olur. Peki hamilelikte tetanoz aşısı yapılmalı mı, kaç doz yapılmalı ve tetanoz aşısı sonrası duş alınır mı, banyo yapılır mı? Makalemizde bu konuların sorularını bulacaksınız.
Tetanoz hastalığı her yaş grubunda görülebilir. Ancak anne ve yenidoğan bebeklerde daha ölümcüldür. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre tetanoz aşısının henüz yaygın olmadığı yılında dünyada bebek yaşamlarının ilk ayında tetanoz nedeniyle kaybedilmiştir. Aşının daha yaygın ve etkin kullanılmasıyla yılında tetanozdan ölüm %94 oranında azalmış ve tüm dünyada bebek ölümleri ’e düşmüştür. Amaç basit ve son derece ucuz bir aşı kullanılarak engellenebilecek bu hastalığa bağlı bebek ve anne ölümlerini sıfırlamaktır. Ülkemizde etkin aşılama nedeniyle uzun süredir anne ve yenidoğan tetanozu vakası görülmemektedir.
Anneler ve anne adayları, kesici-delici yaralanmalardan tetanoz kapabilirler. Ancak genelde temiz olmayan ortamlarda, steril olmayan aletlerle yapılan küretajlar, düşükler ve doğumlar nedeniyle tetanoza yakalanabilirler. Bebekler ise; temiz şartlarda yapılmayan doğumları takiben göbek kordonunun steril olmayan bir aletle (makas, bıçak, jilet vb) kesilmesi, göbek bakımının uygun yapılmaması veya göbek üzerinin temiz olmayan bezlerle kapatılması sonucu tetanoza yakalanabilirler. Genelde tetanoz aşısının yapılmaması, evde sağlık personeli olmadan temizliğe dikkat edilmeden yapılan doğumlar, lohusalık döneminde yara bakımına dikkat edilmemesi, bebeğin kordonun steril olmayan bir aletle kesilmesi, göbek bakımının doğru yapılmaması ve ülkemizde azalsa bile hala bazı bölgelerde devam eden toprağa yatırma-toprağa sarma, anne ve bebek tetanozunun en önemli nedenleridir. Yine tetanızaşısından sonra duş alınmasının ciddi yan etkileri olabileceği konusunda toplumda yanlış bilgiler mevcuttur. Aşı sonrası duş almanın ve banyo yapmanın herhangi bir yan etkisi yoktur.
Clostridium tetani bakterisi vücuda, kesi veya yara bulunan bölgeye temas eden temiz olmayan yüzeylerden, toz-topraktan, paslı metal vb şeylerden bulaşır. Hastalığın bulgularının ortaya çıkması (tetanoz kuluçka süresi) gün (ortalama 10 gün) sürer. Oksijensiz ortamda çoğalarak, bir tür nörotoksin üretir. Bu toksin kaslarda sertleşme ve sürekli kasılmaya neden olur. Öncelikle çene kaslarında kasılma, çenede kitlenme olur. Hasta ağzını açamaz, bir şey yiyip içemez, nefes alamaz. Tüm vücut kaslarında etkilenme, kas spazmları ve tüm kaslarda sertleşme olur. Vücut kaskatı kesilir. Hastada ateş, terleme, nöbet geçirme, tansiyonda yükselme –düşme, kalpte ritim bozuklukları, kalp krizi, solunum yetmezliği olur. Hastalığa bağlı ölüm oranı %60 civarındadır. Bu oran anne ve bebeklerde daha yüksektir. Hastalık bulaşıcı değildir. Daha önce tetanoz geçirmiş olan kişilerde tam bir bağışıklık oluşmaz bu nedenle onların da aşılanmaları gerekir.
Tetanoz acil durumdur ve mutlaka hastanede tedavi edilmesi gerekir. Hastalığa neden olan yara bölgesi temizlenmeli, yara bakımı yapılmalıdır. Hemen uygun antibiyotik ve tetanoz immünglobulin başlanmalı, kas spazmlarını engelleyen ilaçlar kullanılmalıdır. Hastalığın ağırlık derecesine göre hastanın yoğun bakımda takip ve solunum cihazına bağlanması da gerekebilir. Tetanoz hastalığı geçirmiş olan kişilerde bağışıklık oluşmaz bu nedenle onların da aşılanmaları gerekir.
Clostiridium tetani bakterisi doğada bulunan bir bakteridir dolayısıyla ortadan kaldırılması mümkün değildir. Tetanoz hastalığının engellenmesinin en önemli yolu tetanoz aşısıdır. Gebelik esnasında veya öncesinde yapılan aşılar hem anneyi hem de anneden bebeğe antikorların geçmesiyle bebeği hastalıktan korur. Tüm anne adayları gebeliğin 3. ayından sonra tetanoz aşısını 2 kez 1 ay arayla yaptırmalıdır. Ayrıca doğurganlık çağındaki yaş grubundaki kadınlarda belli aralıklarla aşılarını yaptırmaları gerekir. Daha önce tetanoz geçirmiş olan kişilerde tam bir bağışıklık oluşmaz bu nedenle onlarında aşılanmaları gerekir. Aşının yanı sıra yara veya kesi oluştuğunda yara bakımının doğru yapılması, doğumlarını sağlık kuruluşlarında sağlık personeli eşliğinde temiz koşullarda yapılması, bebeğin göbek kordonunun temiz aletlerle kesilmesi ve göbek bakımının uygun şekilde yapılması, lohusalık döneminde annenin yara bakımının uygun şekilde yapılması hastalığı büyük oranda engelleyecektir.
Halk arasında bu konuda dolaşan pek çok yanlış düşünceler mevcuttur. Bu sadece tetanoz aşısı ile değil tüm aşılarla ilgilidir. Tetanoz aşısından sonra duş alınmasında veya banyo yapılmasında sakınca yoktur.
Ülkemizde tetanoz aşısı, sağlık bakanlığı tarafından yaptırılması zorunlu olan bir aşıdır. Tetanoz aşısı canlı veya zayıflatılmış mikrop içermez. Sadece ölü bakteri toksini (toksoid) içerir. Bu nedenle hastalığa neden olmaz. Sadece vücutta savunma sistemini uyararak bağışıklık oluşturur. Bu nedenle hamilelerde rahatlıkla uygulanabilir. Gebelikte tetanos aşısı sağlık ocağı, bağlı bulunan aile hekimi ve ebe tarafından yapılır. Aşı omuzdan deltoid kası içine (im) uygulanır.
Hamilelikte tetanoz aşısı kaçıncı haftada yapılmalı diye kesin bir tarih yoktur. Ancak düşük riskinin en fazla olduğu ilk 3 ayda yapılmaz. Gebeliğin son 2 haftasında da yapılmaz, çünkü bağışıklığın oluşması için son 2 haftaya girmeden yapılması gerekir. Aşılama genelde gebeliğin aylarında 2 doz halinde 1 ay arayla yapılır. Doğumdan sonra da aşılamaya devam edilir. İkinci aşıdan 6 ay-1 yıl sonra 3. aşı yapılır.
Gebelikte yapılan ilk 2 aşı 3 yıla kadar, doğum sonrası yapılan 3.aşı 5 yıl hastalıktan korunmayı sağlar. Tam doz aşılama için kadınların sonrasında da 1 yıl aralarla 4. ve 5. aşıları yaptırması gerekir. Yapılan 4. aşı 10 yıl, 5. aşı doğurganlık dönemi boyunca koruma sağlar.
Eğer hamilelikten önce tam doz (5 doz) tetanoz aşısı yapılmış ve aşı yapıldığının üzerinden 10 yıl geçmemiş ise tetanos aşısı yapılmasına gerek yoktur. Eksik dozlar varsa veya ne zaman yapıldığı hatırlanmıyorsa gebelikteki 2 doz aşı yapılır.
İdeal olan kadınların gebe kalmadan önce tetanoz aşılarının tamamlanmış olmasıdır. Bu durumda aşılanmak şart değildir. Ancak pratikte bu pek görülmediği için gebelikte tetanoz aşısının mutlaka yapılması gerekmektedir. Tetanoz son derece tehlikeli bir hastalık olduğundan, aşı yapılmazsa anne de bebek de risk altında olur.
Aşının ciddi bir yan etkisi yoktur. Bu nedenle gebeler aşıyı güvenle yaptırabilir. Aşının hafif herhangi bir aşıdan sonra görülebilecek yan etkileri olabilir. Örneğin tetanoz iğnesi yapılmasından sonra birkaç gün enjeksiyon yerinde acı, sızlama, ağrı, uyuşukluk olabilir. Cildi hassas olan gebelerde iğne yerinde kızarıklık olabilir. Kızarıklık genelde 48 saatte geçer, geçmezse enfeksiyonla ilgili tedavi verilebilir. Aşıdan sonra bazı hastalarda ateş olabilir. Bu hastalarda gebeler için uygun olan ateş düşürücü-ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Nadiren aşıya bağlı geçici kasılma, kramplar görülebilir. Bunlar özellikle bağışıklık sistemi zayıf, diğer aşılarada aşırı tepki veren kişilerde olur.
Tek doz tetanoz aşısı sizi 1 yıl korur. 2. dozu ve 3. dozu yaptırsanız 5 yıl süreyle sizde koruma sağlayacaktır. Bu nedenle aşı takvimine uyarak tüm dozlarınızı tamamlamaya çalışmanız oldukça önemlidir.
Elbette aşı sonrası bir miktar kolda ağrı olacaktır. Bu bazen birkaç güne kadar da uzayabilir. Ancak sizde aşı sonrası ciddi bir ağrı yaşanma ihtimali son derece düşüktür.
Tetanoz aşısı 1 yılda 2 kere yapılabilir. Herhangi bir sakıncası yoktur. Normal aşılama programında 6 ay içinde 3 doz yapılabilir. Bu nedenle 1 yılda 2 kere aşı yapılmasından tedirgin olmanızı gerektirecek herhangi bir şey yoktur.
Eğer toplamda 5 doz tetanoz aşısını aşılama takvimine göre tamamlarsanız ömür boyu karuduğu söylenmektedir. Ömür boyu koruma elde etmek için gerekli olan doz şemasına uymak oldukça önemlidir.
Aşı olmayacak olursak özellikle toprakla olan ya da paslı veya passız metallerle olan yaralanmalarda tetanoz hastalığı gelişebilir. Bu hastalık ölümle sonuçlanabilecek kadar ağır seyredebilen bir hastalıktır. Bu nedenle sağlık bakalnlığınız aşı takviminde olan aşılarımızı mutlaka tamamlayalım. Hamilelikte de doktorunuzun önerisi doğrultusunda tetanoz aşısını mutlaka yaptıralım.
Gebelikte tetanoz aşısı bebeğe zarar vermez. Tam tersi doğum veya sezeryan sırasında ya da gebelik takibi esnasında sizin tetanoz mikrobu kapmanızı engelleyecerek bebeği korumuş olur. Bu nedenle bebeğe zarar verecek düşüncesiyle aşınızı yaptırmaktan kaçınmayınız. Bu durumda aslında bebeğinizi de riske attığınızı unutmayınız.
Tetanoz aşısı ilk 3 aydan sonra herhangi bir zamanda yapılabilir. haftada, haftada, 32 haftada veya haftada bile rahatlıkla yaptırabilirsiniz. Sadece son 2 hafta aşının yeterli koruma sağlaması için yeterli bir süre olamdığı için yapılmasının yeterli faydası yoktur.
Hamilelikte 2. doz genellikle 1. dozdan 1 ay sonra yapılır. Ancak herhangi bir nedenle geciktiyse bile doğumdan 2 hafta önceye kadar yapılabilir. Hamilelik öncesi aşınız yoksa mutlaka gebelikte 2 doz aşınız tamamlayınız.
Gebelik takibi Ankara doktor kadromuz ile tanışmak için sizde bize her zaman ulaşabilirsiniz.
gebelikte tetanoz aşısıhamilelikte tetanoz aşısıtetanoztetanoz asisi nezaman yapilirtetanoz aşısıtetanoz aşısı kaç yıl korurtetanoz aşısı nedirtetanoz aşısından sonra banyo yapılırmıTetanoz aşısından sonra duş alınır mıtetanoz belirtileritetanoz etkileritetanoz iğnesitetanoz kuluçka süresitetanoz nasıl bulaşırtetanoz neden olurtetanoz nedirtetanoz profilaksitetanoz tedavisi
, görüntülenme
Cevap Ver
Bu, özellikle de Türkiye'de sıcak ve soğukla ilgili tuhaf inançlarımızın uzantısı olarak gelişen, çoğu durumda variolasyon adı verilen eski bir aşılama yönteminden kalma, tamamen yanlış bir düşüncedir ve günümüzde herhangi bir bilimsel temeli bulunmamaktadır. Aşı olduktan sonra dilediğiniz gibi duş alabilir veya banyo yapabilirsiniz.[1] Bu, aşının etkisini herhangi bir şekilde değiştirmeyecektir. Hatta birçok aşının yan etkilerinden biri olan ateş yükselmesine karşı ılık bir duş almak size daha iyi hissettirebilir.[2]
Bu inancın temelinde, çiçek hastalığına (Variola) karşı geliştirilen aşılarda derinin yırtılıp altına çiçek hastalığının sebep olduğu pulları koyma uygulamasından kalma önlemler yer almaktadır. Eski aşı yöntemleri sırasında açılan yaralar sıcak duş sırasında açılarak iltihaplanabileceği için, birkaç gün boyunca duş alınmaması önerilmekteydi. Günümüzde ise artık bu tür bir aşılama uygulaması kalmamıştır ve dolayısıyla duşa karşı uyarılar tamamen temelsiz iddialardır.
Buna karşın insanlar arasında bu inancın devam etmesinin bir diğer nedeni, aşırı yüksek sıcaklıklarda (kaynar sıcaklıkta) duş alan kişilerin derisinin yanması sonucu aşı bölgesinde de kızarıklıkların artacağı gibi absürt bir fikirdir - ki bu da aşıyla ilgili değil, su sıcaklığının kendisi ve derinizle ilgili bir problemdir.[3] Ancak bu kadar sıcak duş almak, zaten aşı etkinliğini değiştirmekten çok daha önemli zararlar verecektir. Normal bir şekilde duş almanın herhangi bir zararı yoktur. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman şöyle diyor:[3]
"Aşıdan sonra duş alınmaması, kişilerin mantık yolu ile oluşturdukları bir önlem olsa gerek. Aşı sonrasında aşırı sıcak duş almak, sadece lokal reaksiyon riskini artırabilir. Ancak bunun dışında, “Herhangi bir aşı sonrası duş alınmaz” diye bilimsel bir bilgi yok. Çünkü aşı uygulaması sonrasında cilt açıklığı hızla kapanıyor, buradan vücuda mikrop girmesini beklemiyoruz."
17, görüntülenme
Bu cevabın içeriği ve doğruluğu, Evrim Ağacı editörleri tarafından kontrol edilmiş ve onaylanmıştır. Ayrıca bu cevap, COVID ve Aşılar soru dizisi içinde yer almaktadır.
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Sorulara DönEvrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'nın % okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katmak için hemen buraya tıklayın.
Popüler Yazılar
EA Akademi
Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Etkinlik & İlan
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Podcast
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.
Aklımdan Geçen
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki
Bugün Öğrendim ki
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Kafana takılan neler var?
Evrim Ağacı ekibine her ay 1 kahve ısmarlamak ister misiniz?
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
Evrim Ağacı, Türkiye'nin en büyük, en çok ziyaret edilen, en güvenilir popüler bilim sitesi. Ancak bulunduğumuz noktaya oturduğumuz yerden gelmedik: yılından beri gece gündüz demeden çalışıyoruz. yılı sitemizi ve diğer tüm iletişim araçlarımızı baştan yarattığımız müthiş bir yıl olacak. Ancak bunu sürdürülebilir kılmamız için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Çünkü biz bu işi hobi olarak yapmıyoruz; Evrim Ağacı bizim yegane mesleğimiz, tek görevimiz. yılında da bunu yapmaya devam edebilmek için bize yardımcı olabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz arasına şimdi katılın.
Kreosus (₺)YoutubePatreonDiğer Yöntemler
Evrim Ağacı
Türkiye'deki bilimseverlerin buluşma noktasına hoşgeldiniz!
Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.
Geri dön
Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.
Geri dön
“ Evrim teorisinin gerçeklerle yeterince desteklenmediğini düşüncesizce savunanlar, kendi teorilerinin hiçbir gerçekle desteklenmediğini unutmuş görünüyorlar.”
Herbert Spencer
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu. Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda avantajından biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak reklamların %'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş yapmanızı tavsiye ederiz).
Üye Ol
Giriş Yap
Üyeliğin Avantajları