kün feyekün nedir / Kün fe yekün - Vikipedi

Kün Feyekün Nedir

kün feyekün nedir

Kûn Fe Yekûn

Kûn Fe Yekûn; (Arapça: کُنْ فَیَکونُ) “Ol der ve oluverir.” anlamına gelir. Allah’ın saf iradesine bağlı olarak mevcudatın yaratılmasına işaret ediyor. Bu cümle Kur’an'da, rivayetlerde ve Farsça geleneksel şiirlerde geçmiştir. İmamiye fırkası yorumcuları bu ifadeyi, eylem olarak "Ol!" kelimesini telaffuz etmeye ihtiyaç duyulmadan yalnızca Allah'ın iradesinin mevcudatın yaratılmasına denk olduğunu savunmaktadır. Ancak ekseriyetten Sünni yorumcular bu görüşe katılmamaktadır.

"Kûn Fe Yekûn" ibaresinin Kur’an’da, Hadislerde ve Geleneksel Farça Şiirlerdeki Yeri

"Kûn Fe Yekûn" «کُنْ فَیکونُ» ifadesi “Ol der ve oluverir.” anlamına gelmektedir. Kur’an'da toplam sekiz ayette Hz. İsa'nın (a.s) sıra dışı doğumu, yaratılış ve kıyamet gibi konularda kullanılmıştır.[1]: «إِذا قَضی أَمْراً فَإِنَّما یقُولُ لَهُ کنْ فَیکونُ» [2] Meali: “O (Allah) bir şeyi (yaratmayı veya bir işi yapmayı) kesinleştirince ona sadece, ol der, o da oluverir.”[3]

Aynı şekilde Peygamberimizden (s.a.a) rivayet edildiğine göre Allah'ın cennettekilere şöyle söylediği rivayet edilmektedir: Ben bir şeye «کُن» ol dersem o şey oluverir; Şimdi bu makamı size de bahşedeceğim ve sizler bir şeye «کُن» dediğinizde o şey gerçekleşecek.[4]

Attar,[5]Mevlâna,[6]Sâdi,[7] ve Nizami[8] gibi şairler, şiirlerinde Allah’ın yaratma yeteneği hakkında Kur'an temasıyla aynı ifadeyi kullanmışlardır:

Kûn Fe Yekûn yargısıdır, Hükmü İlahi.

Bil ki hak sözünün üstüne, Başka söz olmaz cari.[9]

Kûn Fe Yekûn Manası ve Tefsiri

Çoğu Şiiİmamiye müfessirleri bu ayeti Allah’ın bir şeyi dilemesi halinde, o şey var olacaktır gerçeğinin mecazi bir anlatımı olarak düşünmektedir. Bu şeye hitap ederek gerçekten de «کُن» "ol" kelimesine ihtiyaç duyulmaz.[10] Çünkü bir şey yaratmak için «کُن» kelimesini kullanmak hem dolaylıdır hem de gereksizdir. Bu nedenle, yaratmak için "ol" demek başka bir "ol" emrine ihtiyaç duyulması demektir ve silsilenin sonuncu halkası da "ol" diyeceği için yaratmak için yine başka bir "ol" emrine ihtiyaç duyulur ve böylece sonsuza kadar tekrarlanarak gider. Henüz ortada hitap edilecek bir şey yokken ve onu henüz yaratmamışken o şeye “ol” demek tutarsızlığa sebebiyet verir. Eğer bu şey zaten varsa "ol" kelimesine de ihtiyaç duyulmaz ve bu gereksiz bir eylem olur.[11]

Şii İmamiye müfessirleri İmam Ali'nin (a.s) sözlerinden şöyle bir alıntı yapmıştır: Allah bir şeyi dilediğinde ona “ol” der ve hemen çabucak oluverir. Bu ondan gelen sesli bir emir veya aniden duyulan bir çığlık anlamında değildir. Ancak Allah'ın bahsettiği şey o eşyaya verdiği şekil ve biçimin daha önce hiçbir şeyde var olmamış olmasıdır.[12]

Tasavvufçuların tefsirlerinde de "Kun Fe Yekun" ibaresinin bir şeyin ortaya çıkışındaki nefsi olduğundan bahsedilir.[13]

Ancak Sünni müfessirlerin çoğu bu ayeti alegorik (sembolik) olarak açıklamamakla birlikte Allah'ın gerçekten bir şeyleri yaratmak için "ol" sözcüğünü kullandığı görüşünü savunmaktadır. Mevcut nesnenin durumunu değiştirmek için de yine söz konusu şey için "ol" kelimesini kullanması gerektiği şeklinde yorumlamaktadırlar.[14] Ya da eşyaya hitap ederken ilahi ilimle bu kelimeyi o nesneyi gerçekte de yaratmak için kullanır şeklinde görüşleri hakimdir.[15]

Kaynakça

  1. ↑Bakınız: Bakara Suresi, 117. ayet; Al-i İmran Suresi, 47 ve 59. ayetler; Enam Suresi, 73. Ayet; Nahl Suresi, ayet 40; Meryem Suresi, ayet 35; Yasin Suresi, ayet 82; Gafir Suresi 68. ayet. 68
  2. ↑Bakara Suresi, 117. ayet; Al-i İmran Suresi, 47.
  3. ↑Fuvladvand tarafından çevrildi.
  4. ↑Sadr el-Mutallahin, el-Hikmetü-l Mutealiye, m. 1981, cilt 6, s. 9-10; Feyz Keşani, Aliyü-l Yakin, 1418 H, 2. cilt, sayfa 1292; Sadr el-Mutallahin, Tafsir el-Kuran el-Kerim, 1987, cilt 5, s. 197; Aştiyani, Şerh Ber Zadolmesafır, Şemsi 1381, cilt 1, s.21.
  5. ↑Attar Nişaburi, Şiir Divanı, Kaside 5.
  6. ↑Mevlana, Divan Şems, Gazel 1344.
  7. ↑Saadi, gazel şiirler, gazel 25.
  8. ↑Nizami, Hamse, Leyli ve Mecnun, Bölüm 1.
  9. ↑Saadi, gazel şiirler, gazel 25.
  10. ↑Tabersi, Mecmua'el-Beyan, 1372 AH, cilt 1, s. 368; Tabatabai, el-Mizan, 1417 AH, cilt 12, s. 249; Tabersi, Mecmua'el-Beyan, 1372, cilt 6, s. 556; Mekarim Şirazi, Tafsir Numuneh, 1995, cilt 11, s.233.
  11. ↑Tabatabai, el-Mizan, 1417 AH, cilt 18, s. 115.
  12. ↑Tabersi, İnatçı insanlara karşı protesto, Meşhed, 1403 AH, 1. cilt, s: 203.
  13. ↑Samedi Amili, Şerh Defter Del Allame Hassanzadeh Amili, Bita, s.52.
  14. ↑Taberî, el-Came 'Fi tefsir Al-an, cilt 1, sayfa 405.; Tusi, Al-Tibyan, 1. cilt, sayfa 432; Maverdi, Al-Nakt Wal-Oyun, Vol. 1, s. 179
  15. ↑Taberî Jame el-Bayan, cilt 1, s 405.; Samerkandi, Tefsîru'l-Samarkandi, cilt 1, s 88..; Tusi, El-Tibyan, cilt 1, s 432.; Maverdi, el-Nakt Wal-Oyun, cilt 1, s 179..; Tabersi, Mecma'l-Bayan, 1. cilt, s.318.

Bibliyografya

  • Muhammed Mehdi Fooladvand tarafından çevrilen Kuran-ı Kerim.
  • Alusi, Seyyed Mahmoud, Büyük'ün Yorumlama Ruhu kur'an, Beyrut, Dar el-Kitab el-Alamiya, H. 1415.
  • Ashtiani, Jalaluddin, Şarh Bar Zadolmasafar, Kum, Bustan Ketab, 2002.
  • Saadi, vaazlar, lirik 25.
  • Sadr el-Mutallahin, el- Transcendent visdom in el- Four Mental Journeys, Beyrut, ‌ Dar el-Ahya el-Tarath, 1981.
  • Sadr el-Mutallahin, Tafsir el-kuran el-Karim, Kum, Bidar Yayınları, 1987.
  • Samadi Amoli, Davood, Şarh Daftar Del Allameh Hassanzadeh Amoli, Bija, Yayıncı: Nabogh; Dijital Yayıncı: Ghaemieh Bilgisayar Araştırma Merkezi, Isfahan, Bita.
  • Tabatabai, Seyyed Mohammad Hussein, el-Mizan, Kum, Islamic Publications Office, beşinci baskı, 1417 AH.
  • Tabarsi, Fadl Ibn Hassan, Majma 'el-Bayan fi Tafsir el-kuran, Tahran, Naser Khosrov, üçüncü baskı, 1993.
  • Attar Neyshabouri, Şiir Divanı, Ode 5.
  • Faiz Kashani, Mohammad Ibn Şah Morteza, Alam el-Yakin, Kum, Bidar Yayınları, 1418 AH.
  • Meclisi, Mohammad Bakir, Baharalanvar, Beyrut, el-vafa Institute Yayınları, 1404 AH.
  • Makarem Şirazi, Nasir, Tafsir Nomoneh, Tahran, İslam Kütüphanesi, 1995.

Facebook

Euzubillahimimeşşeytanirraciym.

bismillahirrahmanirrahiym. ve salallahu ala nebiyyil keriym.

Allahumme ya rabbi,Allahumme ya rabbi,Allahumme ya rahiym,el melikül güddü süsselamul mü'minul müheyminul aziyizül cebbarul mütekebbiru sübhanellahi amma yüşrikün*

*efegayre diynillahi yebgune velehu esleme men fissemavati vel ardı tav'an ve ker'han ve ileyhi yurceun*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehü kün feyekün fe sübhanellezi biyedihi mele kütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

gul hüvallahü ehad allahussamed lem yelid ve lem yuled velem yekün lehu küfüfen ehad*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegulü lehu kün feyekün*fe sübhanellezi biyedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

* izacae nasrullahi vel fethu*vera eytennase yedhulüne fi dinillahi efvacen*

*fesebbih bi hamdi rabbike , vestağfirhu innehu kane tevvaba* innema emruhu iza erade şey'en en yegulü lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*inna fetahna leke fethan mubina*liyeğfire lekellahu ma , tegaddeme min zenbike ve ma te ahhere ve yutimme niğmetehu aleyke ve yehdiyeke sıraten musteğıyma* ve yen surekallahu nasran azizaa*

*innema , emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*nasrun minellahi ve fethun gariybun ve beşşiril mü'minin**innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*efe gayre diynillahi , yebgune velehu esleme men fissemavati vel ardi,tav'an ve ker'han ve ileyhi yurceun*

* innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

* galü inna lillahi ve inna ileyhi raciun*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*vessemai veddarık* vema edrake meddarık* en necmüssakıb*in küllü nefsin lemma aleyha hafiz*felyenzuril insanu mimma hulik*hulika mim main dafik, yahrucu mim beynissulbi vetteraib innehu ala rec'ihi lekadir*yevme tublesserair*fema lehu min kuvvetinvela nasir**vessemai zatirrec'ivel ardı zatıs sad'i*innehu le gavlun faslün*vema hüve bil hezli*innehum yekiydüne keyda*ve ekiydü keyda*femehhilil kafirine emhilhum ruveyda*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'inve ileyhi turceun*

*te'tiha rizguha reğaden min , külli mekanin*vallahu hayrur razigiyn*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün *fe, sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*ma indekum yenfedu vema indellahi ba'gk vallahu hayrurrazıgıyn*

*innema emruhu erade şey'en en yegule lehu kün feyekün *fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*efemen yemşi mükibben ala vechihi ehda emmen yemşi seviyyen ala sıratım müstakıym*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün ** fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun *

*li iylafi gureyşin iylafihim rıhleteşşitai vessayf*felya'büdü rabbe hazel beyt**ellezi et'amehümmin cu'in, ve amenehum min havf*

*innema emruhu iza erada şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezi bi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*YA RABBİ,YA RABBİ, YA RABBİ, YA ALLAH,YA ALLAH,YA ALLAH, gulillahumme melikel mülki tu'til mülke men teşaü ve tenziül mülke mimmen teşaü ve tuizzü men teşaü ve tuzillü men teşaü bi yedikel hayru inneke ala kulli şey'in gadiyr* tulicülleyle finnehari ve tulicünnehare filleyli ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayyi ve terzuku men teşaü bi ğayri hisab*

*innema emruhu iza erade şey'en en yegule lehu kün feyekün*fe sübhanellezibi yedihi melekütü külli şey'in ve ileyhi turceun*

*eşhedü en la ilahe ilallahü vahdehüla şerikelehü ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve rasülühü*

*ALLAHUMME salli ala muhammedin ve ala alimuhammedin ve sellim*eciybu eyyühel melaiketü verruhaniyyunel müvekkelüne bi hazihil ayatil keriymeti li dağveti fi kadai haceti... (burda ne sıkıntıntın varsa dünyevi veya uhrevi kalbinden ne geçiyorsa onu burda 3,5,7 defa söyle ama çok içten söyleki tesiri tez olsun )

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİYMM

Bediüssemavati vel ardı ve iza kada emren fe innema yegulü lehü kün fe yekün *

*galet enne yekünü li ğülamun ve lem yemsesni beşerün*

*gale kezalikillahü yahlügü ma yeşaü iza gada emren fe innema yegulü lehu kün fe yekün*

*inne iyse indellahi kemeseli ademe halagahu min turabin sümme gale lehu kün fe yekün* ve hüvellezi halekas semavati vel arda bil hakkı ve yevme yegulü kün fe yekün *

*innema gavlüna li şey'in iza erednahu en negule lehu kün fe yekün*

*ma kane lillahi en yettehize min veledin sübhanehü iza gada emren fe innema yegulü lehü kün fe yekün*

*hüvellezi yuhyi ve yumiytu fe iza gada emren fe innema yegulü lehü kün fe yekün*

*Allahumme bi hakkı hazihil ayati ve ma fiha minel esrari ıkdiy haceti fiddareyni inneke ala külli şey'in gadiyr*

not (bu duayı inancı zayıf olana verilmez. bu dua çok tesirli olup kalbten yapılması icabet eder bu duayı ihlas ile okuyan ların kısa zamanda hayırlı muratları hasıl olur.)

Kün Fe Yekün Duasının Tercumesi...

Rahman ve Rahim olan Allah'in adiyla. Allah keremli Nebi'ye salat etsin. Ey Allah! Ey Rabbim! Ey Allah! Ey Rab-bim! Ey Allah! Ey Rabbim! Ey Rahman! Ey Rahim!"(Her şeyin yönetimi Kendisine ait olan ve tüm varlıklan yegane malik ve sahibi bulunan, istedigini üstün, diledigini alcak kilabilen, kimse tarafından yönetilmeyen ve azledilmesi düşünülemeyen bir) MeIik'dir.(Noksanlik gerektiren her şeyden son derece arinmis olan, bütün kamil sifatlar Kendisine ait olan, sinirlanamayan ve her-hangi bir sekille düşünülemeyen bir) Kud-düs'dür.(Tüm afetlerden ve yok oluşlardan uzak olan, tüm selametler Kendisinden umulan ve dostlarını sürekli selamlamakta bulunan bir) SeIam'dır.(Kendi Zât'ına ve peygamberlerine evvela Kendisi inanan, yaratıkları zulümden, inananları da azaptan emin kılan bir) Mii'min'dir.(Her şeyi hakkıyla koruyup gözeten ve her varlık üstünde hakkıyla gözcü olan bir) Müheymin'dir.(Eşi-benzeri olmayan bir galibiyete sahip olan ve mertebesi asla düşürüleme-yen bir) Azîz'dir.(Zorla da olsa dilediği yaratığım irâdesi yönünde mecbur bırakabilen ve yaratıklarının tüm işlerini tam manasıyla yoluna koyan bir) Cebbâr'dır.(Son derece büyüklük ve ululuk sahibi olan ve kibir ancak Kendisine yakışan bir) Mütekebbir'dir!Onların şirk koşmakta oldukları şeylerden (son derece uzaklık, arılık, ten*zih, takdîs ve) tesbîh Allah'a!" (Haşr Sûresi: 23)

"O (kâfir ola)nlar (İslâm'dan yüz çevirip de,) Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar?Oysa göklerde ve yerde bulunan (tüm yaratık)lar(dan kimi,) isteyerek ve (kimi de azabı görme neticesinde) istemeyerek (de olsa) ancak Kendisi(nin hük-mü)ne teslim olmuştur.Ve onlar (öldürülüp diriltilerek) sadece O'na döndürüleceklerdir!" (Âli İm-rân Sûresi:83)

"(Allâh-u Te'âlâ'nın diriltme gücünü uzak görmenin hiçbir anlamı yoktur. Zira) O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan anlık, tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünme-(O, hiçbir yönden ikincisi olma ihtimali bulunmayan ve hiçbir vasfında hiçbir varlıkla ortaklığı olmayan bir) Ehad'dir!(Dolayısıyla çokluk, parçalara ihtiyaç, maddî olan-olmayan tüm cevherlerden ve unsurlardan birleşme gibi ikilik belirtisi olan şeyler O'nun Zât-ı İlâhîsi hakkında asla söz konusu olamaz.Bu itibarla O'nun, ne Zât'ı, ne sıfatları, ne de fiilleri hususunda başkalarıyla herhangi bir ortak noktası bulunduğu düşünülemez.)Ancak Allâh(, her şey Kendisine muhtaç olan, Kendisi ise hiç bir şeye ihtiyaç duymayan bir) Samed'dir!(Bu yüzden yemekten, içmekten ve sonradan yaratılma belirtisi olan noksanlık getirecek her türlü ihtiyaçtan son derece uzaktır. Dolayısıyla O, kimsesiz durur ama kimse O'nsuz duramaz!)O doğurmamıştır(, zira hemcinsi yoktur ki, onunla birleşme neticesi bir doğum söz konusu olabilsin, zaten yardımcı*ya da, yerine kalacak birine de ihtiyacı yoktur) ve doğurulmanuştır.(Nitekim her doğan sonradandır ve cisimdir. O ise varlığının başlangıcı olmayan bir Kadîm'dir dolayısıyla varlığı öncesinde hiçbir yokluğun geçmiş olması söz konusu değildir.)Hiçbir kimse O'na (hiçbir yönden benzer, eş, eşit ve) denk de olmamıştır!"(İhlâs Sûresi: 1-4)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' Duyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan arılık, tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünme*yen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"(Habîbim!) Allah'ın (düşmanlarına karşı sana) yardımı ve (şirk beldelerini) fetih geldiği zaman.Bir de sen (Mekke, Tâif ve Yemen ehliyle, Hevâzin vesâir Arap kabilelerine mensup) insanları (evvelce tek tek Müslüman oluyorlarken, daha sonra) kalabalık cemaatler halinde Allah'ın dinine giri-yorlarken gördüğünde.Artık ("Sübhânellâhi ve bihamdihî ve estağfirullâhe ve etûbü ileyh" diyerek) Rabbinin hamdiyle birlikte tesbîhte bu*lun.Ve (O'nun, şanına yakışmayan tüm noksanlıklardan uzak olduğunu ifade et, bir de nefsini kırmak ve amelini küçümsemek için) O'ndan bağışlanma talep et!Muhakkak ki O, dâima (tevbeleri çokça kabul eden bir) Tevvâb olmuştur."(Feth Sûresi: 1-3)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan arılık, tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünme*yen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Gerçekten Biz sana Mekke-i Mü-kerreme'yi ele geçirmenle ilgili) pek açık bir fetihle büyük bir fetih nasip ettik!Neticede Allah senin için geçmiş olan günahını da, gelecek olanı da bağışlayacak, (dînini dünyâya yayıp yücelterek ve dînî-dünyevî daha nice lütuflara mazhar kılarak) nimetini senin üzerine tamamlayacak ve (elçilik vazifeni tebliğ ve İslâm'ın hükümlerini tatbik hususunda) seni dosdoğru bir yola hidâyet buyuracaktır.Bir de Allah sana (eşine az rastlanan) pek güçlü bir yardımla nusrette bulunacaktır!" (Feth Sûresi: 1-3)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buy ur maşıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Diriltmekten acizlik gibi bütün noksan sıfatlardan anlık, tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir.Siz de ancak O'na döndürüleceksi*niz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Allah'tan büyük bir yardım ve pek yakın bir fetih!(Yâ Muhammedi) O (anlatılan vasıf*lan takınan) müminleri (iki cihan saâde-tiyle) müjdele!" (Saff Sûresi: 13)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"O (kâfir ola)nlar (İslâm'dan yüz çevirip de,) Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar?

 Oysa göklerde ve yerde bulunan(tüm yaratık)lar(dan kimi,) isteyerek ve (kimi de azabı görme neticesinde) istemeyerek (de olsa) ancak Kendisi(nin hükmü )ne teslim olmuştur.Ve onlar (öldürülüp diriltilerek) sadece O'na döndürüleceklerdir!" (Âli İm-rân Sûresi:83)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buy ur ması dır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Onlar: 'Şüphesiz biz Allah'a ait(kul ve köleler)iz ve kesinlikle biz ancakO'na dönücü kimseleriz!' derler." (Bakara Sûresi: 156)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) is*tediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Andolsun göğe ve Tarık'a! Tarık'ın ne olduğunu sana bildirmiş olan şey nedir? (O, ışığıyla karanlığı) delici olan yıldızdır!Hiçbir nefis yoktur ki, mutlaka onun üzerinde (amellerini kollayıp) koruyan biri vardır! (Nitekim her insamn yanında, onun yaptıklarını yazan ve onu kaderi dışındaki tehlikelerden koruyan farklı melekler vardır.)Öyleyse insan hangi şeyden yaratılmış olduğuna (bir) baksın;O, atılgan suyun (barındırdığı milyonlarca canlı hücrenin rahme girmeyi başarabilen) bir parçasından yaratılmıştır ki;O (su), (babamn) bel kemiği ile (annenin) göğüs kemikleri arasından çık(ıp, anne rahminde birbirine kanş)maktadır.Muhakkak ki O (Allâh-u Te'âlâ her şeye Kadirse de), özellikle onu (yoktan var etmesinin ardından, öldürüp toprak ettikten sonra tekrar hayata) döndürmeye elbette (gücü yeten bir) Kadir'dir.O tüm gizlilerin araştırılıp iyiyle kötünün birbirinden aynl)acağı günde (Rabbi onu diriltecektir)!Artık onun için ne (başına geleni savuşturacak) bir güç, ne de bir yardımcı yoktur!Yemin olsun; o (her sene aynı mevsimleriyle ve bol yağmurlarıyla menfaatleri insanlara) dönüşlü olan göğe!Bir de andolsun; o (bitkilerle, ağaçlarla ve gözelerle) yarılan yere ki!Muhakkak o (Kur'ân-ı Kerîm), elbette (hakla bâtıl arasım) tamamen ayıran bir sözdür.O asla bir sakal. oyun ve eğlence malzemesi) değildir! (Bilakis tümüyle ciddiyettir.)Şüphesiz ki o (kâfir ola)nlar (Kuran'ın nurunu söndürmek için) tam bir tuzak kurarak hile yapmaktadırlar.Ben de bir hile karşılığı olarak».haklarındaki muradımı bilmedikleri bir yönden kendilerini azar azar helake yaklaştırarak onlara) ceza vermekteyim!(Habîbim!) O halde sen kâfirlere mühlet ver Ve onlar(ı cezalandırmaya birazcıkdaha geciktir!" (Târik Sûresi: 1-17)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"(Etrafında bulunan) her yerden rız(ı)k(lar)ı oraya bolca gelmekteydi."(Nahl Sûresi: 112)

"Zaten (kullar hiçbir şey yaratma imkânına sahip olamayıp, temin ettikleri imkânlar da sebebiyetten öte geçemediğine göre,) rızık verenlerin en hayırlısı ancak Allah'tır!" (Cuma Sûresi:! 1)"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürülecek*siniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"(Dünyâ nimetlerinden) yanınızda bulunan şeyler (ne kadar çok ve uzun sü*reli olsalar da bir gün mutlaka) tükenecektir. Allah nezdinde olan (dünyevî ve uh-revî mükâfat)lar ise devamlı kalıcıdır!" (Nahl Sûresi:96)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Peki o, yüzü üstü tökezlenici bir halde (düşe kalka) yürüyen (Ebû Cehil gibi) kimse mi daha hidâyettedir, yoksa dosdoğru bir yol üzere dimdik yürüyen (ve ayağı hiç kaymayan Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) gibi) bir zât mi?" (Mülk Sûresi:22)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' buyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir.Siz de ancak O'na döndürüleceksiniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Kureyş'i(, yolculuklarında esenlik ve güvenliğe) ülfet ettirdiği için;Onları kış(ın Yemen'e) ve yaz(ın Şam'a doğru yapacakları ticaret) göçüne alıştırdığı için;İşte (bu nedenle) ibadet etsinler şu Beyt'in Rabbine (ki, Kâ'be-i Muazza*ma'yı fil ordusundan ve bütün tehlikelerden ancak O korumuştur);O Zât'a ki; (leş yemeye muhtaç kaldıkları) büyük bir açlıktan dolayı onları yedirmiştir.(Cüzzam ve veba gibi salgın hastalıkların korkusundan ve fil ordusu gibi saldırıların meydana getireceği) şiddetli bir korkudan da onları güvenli kılmıştır!"(Kureyş Sûresi: 1-4)

O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' Duyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzih ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönleriyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürülecek*siniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

Ey Rabb'im! Ey Rabb'im! Ey Rabb'im! Ey Allah! Ey Allah! Yâ Allah!"Habîbim! İki cihan saadeti istiyorsan, Bana duâ ederken) de ki:"Ey mülkün Mâliki olan Allah! (Saltanat ve) mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın!Dilediğini (dünyâda yahut âhirette veya her ikisinde de yardım ve tevfîkıne mazhar kılarak) aziz (ve değerli) edersin.Dilediğini de (iki cihanda rezîl-ü rüsvay ederek) zelil (ve alçak) edersin!Bütün hayırlar (ve serler) ancak Senin (kudret) elindedir (ki, onun mâhiyeti kullarca malum değildir).Şüphesiz ki Sen (güçlü veya âciz kılma, yüceltme ya da alçaltma dâhil) her şeye (hakkıyla gücü yeten bir) Kadîr'sin!(Gecenin saatlerinden bir kısmını eksiltip gündüze katarak) geceyi gündüze girdirirsin, (gündüzün saatlerini noksan-laştırıp geceye ilâve ederek) gündüzü de geceye girdirirsin.Ölüden diriyi çıkarırsın; diriden de ölüyü çıkarırsın! Dilediğini de (darlık ve fakirliğe uğratmadan) hesapsız olarakriZlklandirirsin!" (Âli İmrân Sûresi:26-27)

"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak:'Var ol!' Duyurmasıdır, böylece o da hemen meydana geliverir.(Tenzîh ve) tesbîh O Zât'a ki; her şeyin (görünen ve görünmeyen tüm yönle*riyle) gerçek mülkü O'nun (kudret) elindedir, siz de ancak O'na döndürülecek*siniz!" (Yâsîn Sûresi:82-83)

"Ben şahitlikte bulunurum ki; Allâh-u Te'âlâ'dan başka hiçbir ilah yoktur.O tektir, hiçbir ortağı yoktur. Yine şahitlik ederim ki, şüphesiz Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) O'nun kulu ve Rasûlüdür.Ey Allah! Muhammed e ve Muhammed'in Ehl-i Beytine salât ve selâm eyle.Ey bu ism-i şeriflerle ve âyet-i kerîmelerle görevli olan melekler ve ruhanîler! (İsteğimin yerine gelmesi için davetime) icabet edin.RAHMAN VE RAHÎM OLAN ALLAH'IN ADIYLA."(0,) göklerin ve yerin Bedî'idir(; eşsiz ve örneksiz yaratıcısıdır). O bir iş(in meydana gelmesin)e hükmettiği zaman, ona ancak: 'Var ol!' buyurur, o da hemen meydana geliverir." (Bakara Sûresi: 117)

"O (Meryem (Aleyhesselâm)): 'Benim için bir erkek çocuk nasıl olabilir? Oysa bana (eş olarak) hiçbir insan dokunma-miştir...' dedi." (Meryem Sûresi:20)

"O (Cebrail (Aleyhisselâm) da):'(Ey Meryem!) İşte sana! Allah di*lediğini böylece (harikulade bir şekilde) yaratmaktadır!(Artık O'nun sana babasız bir çocuk verebileceğini yadırgama! Zira) O (bir şeyin meydana gelmesine karar verip) bir işe hükmettiği zaman, ona ancak (harften ve sesten münezzeh olarak):Var ol!' buyurur da hemen meydana geliverir.(Dolayısıyla senin Rabbin, yaratmak istediği şeyleri bazen birtakım sebepler ve ana maddelerle yarattığı gibi, dilerse de hiç bir sebebe dayanmaksızın yoktan yaratabi*lir.)' demişti." (Âli İmrân Sûresi:47)

"Allah nezdinde îsâ'mn (babasız olarak yaratılmasının) şaşılacak durumu, gerçekten Adem'in garip hâli gibidir.O (Allâh-u Te'âlâ) onu(n bedenini, ana ve baba aracılığı olmaksızın, kuru, kara ve kokmuş) bir topraktan yaratmış, sonra kendisine: 'Var ol!' buyurmuştu, o da hemen (canlı ve mükemmel bir insan olarak) meydana gelivermişti!" (Âli İmrân Sûresi:59)

"Ancak O'dur O Zât ki; gökleri ve yeri hak(lı bir neden ve ins-ü cinnin imtihan yeri olması gibi büyük bir hikmet) ile yaratmıştır.0'nun(, yaratmak istediği bir şeye,) hak (ve hikmete dayalı) olan buyruğu, (harften ve sesten münezzeh olarak) 'Var ol!' buyurduğu vakitte (gerçekleşmektedir ki, o da hemen meydana gelmektedir.(Dolayısıyla mükevvenâttaki hiçbir şey, Allâh-u Te'âlâ'nın hikmetli emrinden hariç bir şekilde meydana gelemez.)"(En 'âm Sûresi: 73)"

(Bizim istediğimizi yapma gücümüzü uzak görmenin hiçbir mantıklı îzâhı olamaz. Zira) Biz bir şeyi(n meydana gelmesini) istediğimiz zaman ona buy*ruğumuz, (harften ve sesten münezzeh olarak) ancak ona: 'Var ol!' buyurma-mızdır ki, o da hemen meydana geliverir." (Nahl Sûresi:40)"Çocuk edinmek Allah için asla olacak bir şey değildir! (Çocuk edinmekten, tenzih, takdis, arılık ve) tesbîh O'na!O, bir şey(i meydana getirmey)e karar verdiği zaman ona ancak (harften ve sesten münezzeh olarak): 'Var ol!' buyurur, o da hemen meydana geliverir."(Meryem Sûresi:35)"O bir şeyi(n meydana gelmesini) istediği zaman O'nun emri, (harften ve sesten münezzeh olarak) ona ancak: 'Var ol!' İmi vur maşıdır, böylece o da hemen meydana geliverir. (Yâsîn SÛresi;82)

"Ancak O'dur O Zât ki; (ölüleri) diriltmektedir ve (dirileri) öldürmektedir!O, bir iş(in meydana gelmesin)e hükmettiği zaman, ona ancak "Var ol!" buyurur, o da hemen meydana geliverir." (Mii'min Sûresi:68)

Ey Allah! Bu âyetler hakkı için ve bunlarda bulunan sırlar bahsi için; iki cihanda da muradımı ver. Şüphesiz ki Sen herşeye hakkıyla gücü yetensin. Amîn.

Bu duada, Kur'ân-ı Kerîmin bir çok âyet-i kerîmesinde geçen;kün feyekün..

"(Allâh-u Te'âlâ yaratmak istediği her*hangi bir şeye) 'Var ol!' (buyurur,) o da hemen var olur" mânâsına gelen "Kün feyekûn" kavl-i şeri*fi bulunan tüm âyetler zikredildiği için bu duayı ihlas ile okuyanların kısa bir zaman içinde hayırlı muradları hâsıl olur.

Hadîs-i şerîfte:Huz minel kur'eni ma şi'te lima şi'te."Kur'ândan dilediğin şeyi, dilediğin niyete al." buyrulduğu üzere, bu duayı okuyan kişi, Allâh-u Te'âlâ'nın: "0l" emrinin, kendi muradına yöneldiğine itikat etmesi hâlinde daha çabuk tesir görür.

kaynağı değiştir]

Kün Fe Yekün ne demek? Kün Fe Yekün kelimesinin anlamı nedir? Türkçede neyi ifade etmektedir?

Kün Fe Yekün Arapça bir kelimedir ve Kuran'da Bakara, Ali İmran, Enam, Meryem, Yasin, Mumin sureleri dahil birçok surede geçen bir kelimedir. Dolayısıyla dini açıdan da oldukça kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Peki Kün Fe Yekün ne anlama gelmektedir?

Kün fe yekün kelimesinin anlamı 'Ol der ve Olur!' dur ve Allah'ın yaratma kudretini ifade etmek için kullanılmaktadır. Kün kelimesi Arapçada ol demektir. Emr-i kün feyekün ise Allah'ın yaratmayı dilediği şeye ol demesi ve o şeyin yaratılması emri anlamlarına gelmektedir. Allah'ın kudretinin bir sınırı olmadığını ifade etmek için kullanılan bir tabirdir.

Kün Fe Yekün kelimelerinin birbirinden ayrı yazılmasının sebebi kün kelimesinin ol anlamına gelirken fe kelimesinin de kün ve yekün arasında bağlaç görevi görmesidir.

Kün fe yekün kelimesinin bazı yorumlarına göre, Ol emri kudretin hemen harekete geçmesi anlamını taşır. Allah'ın dilediği şeyin önünde hiçbir engel duramaz ve dilediği olur şeklinde de yorumlanmaktadır.

Bu cümle arapçadır ve kurani bir kavramdır.

Kün ol anlamındadır. Feyekün ise oluverir manasına gelir.

Yasin süresi son sayfa son âyetlerde geçen bu kelime, Allahın dilemesi ile ilgilidir. Allah bir şeye ol dedi mi o hemen olur.

Kur'ân-ı Kerîmin birçok âyet-i kerîmesinde geçen;''kün feyekün.'' duası. Yani, "Allâh-u Te'âlâ bir şeyi yaratmak murad ettiğinde o şeye ''kün feyekün var ol!'' buyurur, o da hemen var olur". Kur'an'daki, "Kün feyekûn" kavl-i şerifi bulunan bütün âyetler bu duada zikredildiği için bu duayı ihlas ile okuyanların kısa bir zaman içinde Allah'ın lütfuyla muradları hâsıl olacağı söyleniyor. Bu duayı okuyan kişi, Allâh-u Te'âlâ'nın: "0l" emrinin, kendi muradına yöneldiğine itikat etmesi hâlinde daha çabuk tesir gördüğü söyleniyor. Dua bizden, lütuf Yüce Allah'tan.

Ve salallahu ala nebiyyil keriym. Allahümme ya rabbi,Allahüme ya rabbi,Allahüme ya rahiym.

Hüallâhullezî lâ ilâhe illâ hüe, elmelikü kuddûsü selâmü mû'minül muheyminül azîzü cebbârul müekebbiru sühânallâhi ammâ yüşrikûn. –Haşr-23

E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav'an ve kerhen ve ileyhi yurceûn.-Ali İmran-83

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Kul hüvallâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.-İhlas Suresi

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

İzâ câe nasrullahi velfethu ve raeytennâse yedhulûne fî dinillâhi efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirhu innehû kâne tevvâbâ. – Nasr Suresi

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

İnna fetahna leke fethan mübina. Li yağfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme nı'metehu aleyke ve yehdiyeke sıratam müstekıyma . Ve yensurakallahü nasran aziza .- Fetih-1-2-3

İnna fetahna leke fethan mübina. Li yağfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme nı'metehu aleyke ve yehdiyeke sıratam müstekıyma . Ve yensurakallahü nasran aziza .- Fetih-1-2-3

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Nasrun minallâhi ve fethun karîbun ve beşşiril mû'minîn. –Saff-13

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

E fe ğayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav'an ve kerhen ve ileyhi yurceûn.-Ali İmran-83

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Gâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.- Bakara-156

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Vessemai vettarikı ve ma edrake mettarik. En necmus sâkıb. İn küllü nefsin lemma aleyha hafiz. Fel yenzuril insanü mimme hulik. Hulika min main dafik. Yahrücü min beynis sulbi vet teraib. İnnehu alâ rec'ıhî le kâdir. Yevme tubles serâir. Femâ lehu min kuvvetin ve lâ nâsır. Ves semâi zâtir rec'ı vel ardı zâtis sad' . İnnehu le gavlun faslün ve mâ huve bil hezl. İnnehum yekîdûne keyden ve ekîdu keydâ . Fe mehhilil kâfirîne emhilhüm ruveydâ.-Tarık Suresi

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Ye'tîhâ rızguhâ ragaden min kulli mekânin.-Nahl-112

Vallâhu hayrur râzıkîn.-Cuma-11

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Mâ ındekum yenfedu ve mâ ındallâhi bâkın.-Nahl-96

Vallâhu hayrur râzıkîn.-Cuma-11

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ emmen yemşî seviyyen alâ sırâtın mustekîm.-Mülk-22

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Li îylâfi kurayşin iylâfihim rıhleteş şitâi ves sayf. Fel ya'budû rabbe hâzel beyt. Ellezî at'amehum min cûın ve âmenehum min havf. -Kurayş Suresi

İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu kün fe yekûn-Yasin-82

Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey'in ve ileyhi turceûn-Yasin-83

Haberler.com - Gündem

Kuran-ı KerimAli İmranMeryemArapçaGündemGüncelHaberler

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir