Derin bir nefes ald, srtn arabaya yaslad. Rahat tavrlar, canm skyordu. ''Maraz bizi yalnz brak koçum.''
''Hayr Maraz, bizi yalnz brakma.''
Maraz ikimize doğru döndü. Çaresiz bakşlar att. ''Abi hanginizi dinleyeyim ki?''
''Beni dinleyeceksin, senin abin benim.'' Dediğinde gözlerimi devirdim. Cebinden bir sigara çkard, çakmağ alp yakt. ''Şimdi bizi yalnz brak, Bahçeye de Taksi girmesin.''
Gurursuz değildim. Yere düşmüş olan çantam koluma taktm. Yağan yağmuru umursamadan merdivenlerden aşağya indim. Taksi durağna kadar yürüyecektim. Onun bakşlarnn altnda hzlca çkş tarafna doğru yürüdüm. Az önceki manzara yüzünden öfkeliydim. Benim yanma o an gelmeliydi. Görsev onca imalarda bulunduktan sonra susan kelimelerinin varlğ şu an önemli miydi?
Arkamdan bana yetişmeye çalşt. Kolumdan durdurmak için yelteneceği srada kollarm çektim. Bana dokunamazd. ''Git buradan Altan, git.'' Çantam elimden düştü. Eğildim almak için. Ben eğilmeden, çantam ald, ellerini belime atp kafam göğsüne doğru çekmeye çalşt.
''Gecenin bir vakti, Taksiye bindirir miyim seni?''
Güçlüydü. Bedenim, bedeninin arasnda eziliyordu. ''Sen kimsin? Kimsin de seni dinleyeceğim. Brak beni, defol git şarabn içmeye devam eti.'' Hncm almak için göğsünden itmeye çalştm.
Milim kprdamad. Sadece göğsüne sokmuştu kafam. Beni kendisine bastrmak için ellerini belime brakt. Sigara ağzndan düştü. Saçlarma küçük bir öpücük brakmak için eğildi. Bunu hissettim. O öpücüğün başmda yaratacağ aclar hissettim. zin vermedim. Çkmaya çalştm göğsünden.
''Şehrazat''
''Braksana, neyi anlamyorsun brak beni, brak!'' Yüksek çkan sesim, Gökyüzünden yağan yağmur ve merakl bir Maraz'n bakşlar altnda onunla tartşyordum. Daha doğrusu beni dinlemiyordu. Sadece dokunmaya çalşyordu.
''Yeter, rahat dur artk. Çocuk gibi davranma.'' Kollarm çekmeye çalştğm srada bileklerime tüm parmaklaryla asld. Öfkeli görünüyordu.
''Çocuk gibi mi davranyorum? Oturmuşsun kzla şarap içiyorsun. Odana geliyorum asla muhataba almyorsun beni. Doğru dürüst konuşmuyorsun. Kz sana yakn pozisyonda duruyor ve ben çocuk gibi davranyorum öyle mi?''
Gözlerini yumdu birkaç saniye. ''Ulan kz benim kardeşim ne saçmalyorsun sen?''
Yüzümü buruşturdum. ''Arkadaşa bak vay be. Düşünsene ben de öyle bir ortamda gecenin bilmem kaçnda beni şaraba alştrdğn söyleyen bir adamla otur''
Kollarm sertçe brakt. Parmaklarn göğsüme doğrulttu. ''Sakn! Sakn o cümlenin devamn getirme.''
Gözlerim doldu. Yağmur tüm şiddetiyle devam ediyordu. Kollarm birbirine sardm. Yere düşsem, oturup ağlayacak durumdaydm. ''Git buradan, beni rahat brak.'' Dedim. Kelimeler spontane dudaklarmdan çkyordu.
Ellerini saçlarndan geçirdi. Öfkesi büyük görüyordu. Dişlerini skyordu. Bana doğruca yürüyüp birbirine bağlanmş olan kollarm ellerinin arasna almaya çalşt. Ondan uzaklaştm. ''Ulan seni rahat brakmyorum, var m diyecek bir şeyin?''
''Hoş geldin Altan, ben de bu kaba Altan birkaç aydr nerede diyordum. Sonunda geldin.'' Alayc bir şekilde konuştum. Sinir uçlarm bu kadar yükselmişken, ne dediğimi bilmiyordum.
Zor geliyor yıllar sonra sana hoşça kal demek
Bitti, sevgilim çok üzgünüm
Öldürüyor yavaş yavaş insanı ayrılıklarBazen iyidir ayrılıklar
Biz senle sönene kadar yandık
Artık adı aşk değil alışkanlık
Küçük bir öpücük bırak dudağıma, böyledir adet
Usulca Allah'a emanet ederek, bana veda et
Tükendi gücümüz, bizim de sonumuz böyle yazılmış
Ne varsa geride hakkım sana helal, sen de helal et
Küçük bir öpücük bırak dudağıma, böyledir adet
Usulca Allah'a emanet ederek, bana veda et
Tükendi gücümüz, bizim de sonumuz böyle yazılmış
Ne varsa geride hakkım sana helal, sen de helal et
Zor geliyor yıllar sonra sana hoşça kal demek
Bitti, sevgilim çok üzgünüm
Öldürüyor yavaş yavaş insanı ayrılıklar
Bazen iyidir ayrılıklar
Biz senle sönene kadar yandık
Artık adı aşk değil alışkanlık
Küçük bir öpücük bırak dudağıma, böyledir adet
Usulca Allah'a emanet ederek, bana veda et
Tükendi gücümüz, bizim de sonumuz böyle yazılmış
Ne varsa geride hakkım sana helal, sen de helal et
Küçük bir öpücük bırak dudağıma, böyledir adet
Usulca Allah'a emanet ederek, bana veda et
Tükendi gücümüz, bizim de sonumuz böyle yazılmış
Ne varsa geride hakkım sana helal, sen de helal et
Küçük bir öpücük bırak dudağıma, böyledir adet
Usulca Allah'a emanet ederek, bana veda et
Tükendi gücümüz, bizim de sonumuz böyle yazılmış
Ne varsa geride hakkım sana helal, sen de helal et
"Gel başm belada, bu yüzden eşitlenmedi son öpücük."
18 yl önce.
Birkaç saat önce doğum günümü kutluyor, bir dilek dileyip pastadaki mumlar üflüyordum ama birkaç saat sonra daha önce hiç görmediğim bir yere yaka paça getirilmiştim. Bugün benim doğum günümdü ama babam gelememişti çünkü işleri vard. Babam son günlerde bir adam fena kafaya takmşt bu yüzden yine onun peşine düşmüştü. Pastay üflerken dilediğim dilek babamn bu geceyi benimle geçirmesiydi. Bana bir gün öncesinde doğum günü hediyesi olarak etekleri frfrl eflatun bir elbise göndermişti. Bir prensesin elbisesi gibi kabark etekli elbiseyi giydim ama babam henüz görmedi. Bana aldğ elbiseyi üzerimde görmesini istiyorum.
Bir dilek dilemiştim bu yüzden babam bu gece bana gelecekti. Annem hep çocuklarn dilekleri kabul olur derdi, yani babam bana gelecekti. Gelmesini istiyorum çünkü çok müşkül bir durumdaym.
Tanmadğnz adamlar evimize baskn yapp bizi kaçrdlar. Bizi bir depoya götürdüklerinde orada Cemal amcann karsn ve çocuklarn da gördüm. Sadece onlar değil Nazm, Yusuf ve Mahir amcann eşleri ve çocuklar da oradayd. Bu adamlar hepimizi kaçrmşlard. Daha sonra da her anneye bir çocuk brakp diğer tüm çocuklar oradan çkarmşlard. Dşar çkardklar çocuklarn arasnda bende vardm. Annem beni vermemek için çok uğraşmşt ama iki adam annemi döverek beni ondan almşt. Bizi bir arabaya bindirip başka bir yere getirdiler ama nerede olduğumuzu bilmiyorum.
Ben ve Uğur kaçtk. Bunu nasl yaptğmz bizde bilmiyoruz ama adamlarn küçük bir boşluğundan yararlanp kaçmay başardk. Bu devasa depodan içeri girdiğimiz an kaçacak küçük bir boşluk aryordum. Adamlar bizi zorla üst kata çkarmaya çalşnca ellerinden kurtulup bodrum kata inmeye başladm. Tabii Uğur'da her konuda gözü kapal peşimden geldiği için o da durmamşt. Onu tutan adamn elini srp benimle birlikte aşağya doğru koşmaya başlamşt. Bize neler yapacaklarn bilmiyorum ve bilmekte istemiyorum.
Hzl bir şekilde bodrum katna inip hemen bir odaya girdik ve kapnn sürgüsünü çektik. Demir sürgü onlar bir süre dşarda tutard. kimiz nefes nefese bulunduğumuz yere baknca onlarca sandk ve kapal kasa gördük. "Bunlar ne?" dediğimde Uğur korkarak etrafna bakarken, "Bilmiyorum," diye mrldand. Zaten çilekli süt ve çilek dşnda ne halt bilirdi ki.
"Babam arayalm gelsin bizi kurtarsn," diyerek cebinden telefonunu çkartnca rahatlayarak nefesimi verdim. Tabii ya Uğur'un telefonu vard. Henüz on yaşnda olmasna rağmen dşarda eve dönüş yolunu sk sk unuttuğu için Yusuf amca ona telefon almşt. Böylece onlar arayp kaybolduğunu söyleyebiliyordu. Dşardaki adamlarn hiçbiri küçük bir çocuğun telefonu olacağn tahmin edemezdi.
Kapnn dşnda, "Depoya girdiler!" diyen bir ses geldi. "Techizat deposundalar!" Nedense burada olmamz onlar telaşlandrmş gibiydi.
Uğur babasn arayacağ srada hemen telefonu ondan alp babamn kaytl numarasn buldum. yi ki de annem okumay çözmem için geçen yl çok uğraşmşt. Babam arayp telefonu kulağma koyduğumda, "Uğur?" diyen şaşkn sesini duydum. Nerede olduğunu bilmiyorum ama çok fazla silah sesi geliyordu. "Evlat neredesiniz?" dediğinde telefonu kapatmamdan korkar gibi sesi telaşl çkmşt.
"Baba benim Efil," dedim aceleyle. "Baba çok korkuyorum yanma gel," dediğimde kapya bakp ağlyordum. "Kap onlar uzun süre dşarda tutamaz baba buraya gel." Sesim dşarya çkmasn diye ksk sesle konuşuyordum.
Ben olduğumu anlaynca babamn telaş iki kat artt. "Geliyorum kzm, oraya geliyorum babam," dediğinde telefonun diğer ucundaki silah sesleri artt. Babam koşuyormuş gibi sesi nefes nefese çkyordu. "Yolumuzun üzerinde çok fazla engel var Efil, biliyorum anlamyorsun ama sana gelmem biraz zaman alacak. Bana nerede olduğunu tarif et," dediğinde ayn zamanda, "Mahir ara çocuklar sinyali takip etsinler!" diye bağryordu.