kul hakkı konusunda araştırma yapınız / Kul Hakkı Nedir? Kul Hakkı İle İlgili Ayetler Ve Hadisler - Ramazan Haberleri

Kul Hakkı Konusunda Araştırma Yapınız

kul hakkı konusunda araştırma yapınız

Kul Hakkı Nedir? Kul Hakkı İle İlgili Ayetler Ve Hadisler

Haberin Devamı

 Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır. Bunun helalliği ise hakkı yenen ve hak yiyen kişi arasında olacaktır. Başka biri bu günahı bağışlayamaz. Helallik alma şartı aranmaktadır.

Kul Hakkı İle İlgili Ayetler ve Hadisler

 Duha Suresi 9. Ayet;

 " Öyleyse yetimin hakkını sakın yeme. "

 Fecr Suresi Ayet;

 " Hayır, hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. "

 Nisa Suresi Ayet;

 " Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş dolduruyorlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. "

 Peygamber efendimiz Hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur;

 " Kim ki yetimin hakkını yer ise ahirette o kişi iflas eder. "

 Bir diğer hadis- şerifte de kul hakkı yemenin vebali için şu şekilde bahsedilmiştir;

 " Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü alın, helalleşin. Borcu olan bir kişi cennete giremez. "

Kul hakkı konusunda araştırma yapınız

Bir kimse bir kimsenin hakkını yer, malını çalar, hırsızlık yapar ise büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur. Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır.

Hz. Peygamber (s.a.s.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helallik almalarını öğütlemiştir. Bunun yapılmaması durumunda hesap gününde haksızlık yapan kişinin salih amellerinin, haksızlığı ölçüsünde alınarak hak sahibine verileceğini, eğer verilecek salih amel bulunamazsa o zaman da mazlumun günahlarının zâlime yükleneceğini belirtir (Buhârî, Mezâlim, 10). Yine Peygamberimiz (s.a.s.), imkânı olduğu halde zamanı gelmiş bir borcu ödemeyenlerin kul hakkını ihlal ettiğini şöyle ifade eder: “Ödeme gücü olan zengin kişinin, ödemeyi ertelemesi zulümdür.” (Buhârî, Havâle, 1)

Kul Hakkı İle İlgili Ayetler ve Hadisler

Duha Suresi 9. Ayet; Öyleyse yetimin hakkını sakın yeme.
Fecr Suresi Ayet; Hayır, hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Nisa Suresi Ayet; Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş dolduruyorlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir.

Peygamber efendimiz Hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur; " Kim ki yetimin hakkını yer ise ahirette o kişi iflas eder."

Bir diğer hadis- şerifte de kul hakkı yemenin vebali için şu şekilde bahsedilmiştir; " Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü alın, helalleşin. Borcu olan bir kişi cennete giremez. "

Kul Hakkı Nedir? Kul Hakkı ile İlgili Ayetler ve Hadisler&#;

Haberin Devamı

Nisâ Suresi;

"Senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor: Kitap'ta, kendileri için yazılmışı (mirası) vermeyip nikâhlamak istediğiniz yetim kadınlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere karşı âdil davranmanız hakkında size okunan âyetler (Allah'ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır). Hayırdan ne yaparsanız şüphesiz Allah onu bilmektedir." 

En'âm Suresi;

"Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti." 

İsrâ Suresi; 34

"Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir." 

Kehf Suresi; 82

«Duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir hazine vardı; babaları ise iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar. Ben bunu da kendiliğimden yapmadım. İşte, hakkında sabredemediğin şeylerin iç yüzü budur.» 

Fecr Suresi; 17

"Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz, yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. Haram helâl demeden mirası yiyorsunuz. Malı aşırı biçimde seviyorsunuz." 

Beled Suresi; 14

"Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır." 

Duhâ Suresi; 9

"Öyleyse yetimi sakın ezme." 

Kul Hakkı ile İlgili Hadisler

Hayber Gazvesi günü idi. O sırada Allah Resûlü’nün ashâbından bir grup geldi ve: 

“–Falanca şehit, falanca da şehit” dediler. Sonra bir adamın yanından geçerken: 

“–Falanca kimse de şehit olmuş” dediler. Bu sefer Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: 

“–Hayır, ben onu, ganîmet mallarından haksız yere aldığı bir hırka içinde Cehennemde gördüm” buyurdu. Sonra da: 

“–Ey İbn-i Hattâb, git ve insanlara «Cennete ancak mü’minler girebilecektir» diye nidâ et!” buyurdu. 

Ben de çıktım ve: “Cennete ancak mü’minler girebilecektir” diye nidâ ettim. (Müslim, Îmân, ) 

“–Ey Allah’ın Rasulü, kısas istiyorum!” dedi. Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de: 

“–Haydi, öyleyse kısas yap!” buyurdu. Bu sefer Hz. Üseyd: 

“–Fakat senin üzerinde gömlek var, be­nim üzerimde gömlek yoktu” dedi. Resûlullah gömleğini kaldırdı. Bunun üzerine Üseyd hemen Allah Rasûlü’ne sarılıp sadrından öpmeye başladı ve: 

“–Yâ Rasûlallah, ben bunu istemiştim!” dedi. (Ebû Dâvûd, Edeb, /) 

“–Ey Sevâd! Hizâya gel!” buyurdu. Sevâd -radıyallahu anh-: 

“–Yâ Resûlallah, canımı acıttın! Allah seni hak ile gönderdi. Kısas isterim!” dedi. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz gömleğini açtı ve: 

“–Haydi, kısas yap” buyurdu. Ensâr, endişelenerek: 

“–Ey Sevâd! O Allah’ın Rasûlü’dür!” diye onu kendine getirmeye çalıştılar. Sevâd -radıyallahu anh-: 

“–Adâlette hiçbir beşerin diğerine karşı üstünlüğü yoktur!” dedi. Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- tekrar: 

“–Haydi, kısas yap!” buyurdu. Sevâd, Peygamber Efendimiz’in mübarek bedenini öptü. Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: 

“–Ey Sevâd! Niçin böyle yaptın?” diye sordu. Sevâd -radıyallahu anh-: 

“–Görüyorsunuz ki savaşa hazırlanmış bulunuyoruz. İstedim ki, benim en son ânım, sana dokunduğum ân olsun!” dedi. Bunun üzerine Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona hayır duada bulundu. (İbn-i Hişâm, II, ; Vâkıdî, I, 57; İbn-i Sa‘d, III, ) 

“Nihayet ben de bir insanım! Aranızdan bazı kimselerin hakları bana geçmiş olabilir. Kimin malından bilmeyerek bir şey almışsam, işte malım gelsin alsın! İyi biliniz ki, benim katımda en sevimli olanınız, varsa hakkını benden alan veya hakkını bana helâl eden kişidir. Zira Rabbime, helâlleşmiş olarak ve gönül rahatlığıyla kavuşmam ancak bu sâyede mümkün olacaktır. Hiç kimse «Rasûlullah’ın kin ve düşmanlık beslemesinden korkarım!» diyemez. İyi biliniz ki, kin ve düşmanlık beslemek asla benim ahlâkım değildir. Ben aranızda durup bu sözümü tekrarlamaktan kendimi müstağni görmüyorum” buyurdu. Öğle namazını kıldıktan sonra dönüp minbere oturdu ve bu sözlerini tekrar etti. (İbn-i Sa‘d, II, ; Taberi, Tarih, III, ) 

Sonra şöyle buyurdu: 

“Allah’ım! Ben hangi mü’mine ağır bir söz söylemişsem, o sözümü kıyâmet gününde kendisi için, sana yakınlık vesilesi kıl!” (Buhârî, Deavât, 34) 

“Nihâyet ben de bir insanım! Aranızdan bazı kimselerin hakları bana geçmiş olabilir! Kimin malından sehven (bilmeyerek) bir şey almışsam, işte malım gelsin alsın! 

İyi biliniz ki; benim katımda sizin en önde geleniniz, en sevgili olanınız, varsa hakkını benden alan veya hakkını bana helâl eden kişidir ki, Rabb’ime onun sayesinde helâlleşmiş olarak, gönül hoşluğu ve rahatlığı ile kavuşacağım! 

Hiç kimse; «Rasûlullâh’ın kin ve düşmanlık beslemesinden korkarım!» diyemez! İyi biliniz ki; kin ve düşmanlık beslemek, asla benim huyum ve hâlim değildir! Ben aranızda durup bu sözümü tekrarlamaktan kendimi müstağni görmüyorum!” buyurdu. 

Öğle namazını kıldıktan sonra dönüp minbere oturdu ve bu sözlerini tekrar etti. Bunun üzerine, bir adam ayağa kalktı: 

“–Sizden biri istekte bulununca ona üç dirhem vermemi emretmiştiniz, ben de vermiştim.” dedi. 

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: 

“–Doğru söylüyorsundur! Ey Fadl bin Abbas! Buna üç dirhem ver!” buyurdu. (İbn-i Sa’d, II, ; Taberi, Tarih, III, ) 

Daha sonra şu niyazda bulundu: 

“Ey Allâh’ım! Ben ancak bir insanım! Müslümanlardan hangi kişiye ağır bir söz söylemiş veya bir kamçı vurmuş veya lânet etmişsem, Sen bunu onun hakkında temizliğe, ecre ve rahmete vesîle kıl!” (Ahmed, III, ) 

“Allâh’ım! Ben hangi mü’mine ağır bir söz söylemişsem, o sözümü kıyâmet gününde kendisi için, Sana yakınlık vesîlesi kıl!” (Buhârî, Deavât, 34) 

“Vefâtı esnâsında Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yanındaydık. Bize üç defâ: 

«–Namaz husûsunda Allah’tan korkun!» dedi. Sonra da şöyle buyurdu: 

«–Emriniz altındaki insanlar hakkında Allah’tan korkun, iki zayıf hakkında Allah’tan korkun: Dul kadın ve yetim çocuk. Namaz husûsunda Allah’tan korkun!» 

Sonra; «Namaz, namaz.» diye tekrar etmeye başladı. (Mübârek lisanları söylemez olunca bile) rûh-i mübârekleri çıkıncaya kadar, bunu içten içe tekrar edip durdular.” (Beyhakî, Şuab, VII, ) 

“Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, nâmusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir.) Şayet iyilikleri yoksa, zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.” (Buhârî, Mezâlim 10, Rikâk 48) 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir